28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 1 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İnsanca Yaşamak... İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın düzenlediği ba- sın toplantısını izliyorum televizyondan... Atalay, gazetecilere bilgi veriyor, “Kürt Açılımı” pardon “Demokratik Açılım” konusunda. Önceki gün öğle saatlerinde Hakkâri Şemdin- li’de bir astsubay ve üç uzman çavuş, PKK’nin bombalı saldırısı sonucu şehit düştü. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kutlandığı sa- atlerdi. Yine televizyon başındaydım ve Ankara’daki kut- lama törenlerini izliyordum. Tarikatçı, dinci televizyonlar büyük zaferin kut- lama törenlerini vermiyordu. Bir süre sonra ga- zeteler geldi, şöyle bir birinci sayfalarına baktım. Dinci, tarikatçı gazeteler ve The Taraf 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı birinci sayfalarında görmemişlerdi. Yakın tarihimizi yok saymak, bunu “resmi ta- rih” olarak görüp bağımsızlık savaşımızı, Cum- huriyetin kuruluşunu göz ardı etmek günümüz Türkiye’sinde ilericilik, demokratlık hatta solculuk sayılıyordu. Acı ama gerçek buydu! Anafartalar’la Kocatepe arasındaki yazgı bir- liği, 9 Eylül’de İzmir’de noktalanırken emperya- list güçler pes ediyor, o mavi gözlü sarışın adam Türkiye Cumhuriyeti’ni “bağımsızlık” temeli üze- rinde kurarken şöyle diyordu 30 Ağustos 1924’te: “Gençler! Geleceğe güvencimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitimle, bilgiyle, in- sanlıktaki üstünlüğün, yurt sevgisinin, düşünce öz- gürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek, yüceltecek ve yaşatacak olan siz- siniz.” Yakın tarihimizi okumayanlar Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerini bilmezler... Bilmedikleri için de ikide bir, “baskıcı Kemalist devlet” diye atıp tutarlar. İçişleri Bakanı Atalay konuşurken hem dört şe- hidimizin acısını yüreğimde duyumsuyor, hem de Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükler bakı- mından ne denli yoksun olduğunu düşünüyordum. Hakkâri’de polisin tekmeleyerek dövdüğü ço- cuk... Elazığ Karakoçan’da dört askerin ölümü- ne neden olan vicdansız teğmen... Güneydo- ğu’daki feodal yapı, yoksulluk... PKK ve devle- tin arasında sıkışıp kalan çaresiz insanlarımız... Her şey iç içeydi! Türkiye’nin son otuz yılına baktığımızda birey- sel özgürlükler giderek yok oluyor, Güneydoğu’da PKK’yle birlikte köktendinci terör örgütleri cirit atı- yordu. Tarikatçı bir yapılanma Diyarbakır’dan Bat- man’a, Hakkâri’ye ve Van’a değin uzanıyordu. Bir yandan köktendincilik öte yandan tarikatçı yapılanma... Ülkeyi yönetenler, teröre demokrasi ve öz- gürlükler penceresinden, emek-sermaye çeliş- kisinden bakmıyorlardı. 12 Eylül askeri faşizmi örgütlü toplumu ezip geçmişti... Şimdi ise din eksenli bir siyasal yapı, çözüm yo- lunu önce “Kürt Açılımı”nda bulmuş, tepki alın- ca da “Demokratik Açılım” diye düğmeye bas- mıştı. Bakan Atalay’ı dinlerken kendi kendime sordum: “Hükümet gerçekten Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak görüyor mu?” Diyarbakır’ın Sur ilçesi belediyesi tarafından başlatılan “Her eve bir hikâye” projesi kapsa- mında, 27 çocuğa evinde iki saat Kürtçe dersi ve- ren 10 yaşındaki Medya Örmek ve ailesi hakkında savcılıkça soruşturma açılmasına ne diyeceksiniz? Gerçekten kara mizah! Bir yandan TRT’nin Kürtçe yayın yapan tel- evizyonu, öte yandan çocuklara Kürtçe öğreten 10 yaşındaki Medya Örmek ve ailesine savcılık- ça açılan soruşturma! Türkiye çelişkiler ülkesi... Yazı masamın başına oturduğum saatlerde Bakan Atalay basın toplantısını çoktan bitirmişti. Bakan Atalay’ın dünkü basın toplantısı “de- mokratik adımları” değil, “demokratik temennileri içeriyordu. 12 Eylül askeri faşizminin ördüğü “taş duvar” yı- kılmadıkça ne partiler yasası, ne seçim yasası ne de “Anayasal eşitlik” yaşama geçer. 30 Ağustos Zafer Bayramı... Elazığ’da dört as- keri bile bile öldüren teğmen... Şemdinli’de dört şehit... Elazığ’daki olayda salt teğmen mi suçlu? Dört er şehit oldu ve Elazığ Kolordu Komu- tanlığı olayı “kaza” olarak duyurdu! Neden, niçin? Çocuklarımız ölüyor, içimiz kan ağlıyor... Edirne’den Hakkâri’ye kadar bu topraklar bi- zim. İnsanca yaşamak, özgürlükleri çoğaltmak hak- kımız değil mi? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘Sadece afla terör çözülemez’ BALIKESİR (Cumhuriyet) - Burhaniye Belediyesi’nin düzenlediği 30 Ağustos Zafer Bayramõ ve 1 Eylül Dünya Barõş Günü kutlamalarõna katõlan eski CHP Milletvekili Berhan Şimşek, “CHP olarak, gerçek demokrasinin, gerçek barõşõn terörün etkisiz kõlõndõğõ bir ortamda mümkün olabileceğine inanõyoruz” dedi. Şiddetin, terörün prim yaptõğõ bir ortamda mazlumun sesinin çõkmayacağõnõ belirten Şimşek, “Terörün panzehiri sadece silahlõ mücadele değildir. Terör haksõzlõklarõ, eşitsizlikleri ve teröre uygun ortam hazõrlayacak davranõş kalõplarõnõ bõrakarak çözülebilir. Terör olaylarõna karõşanlarõ affederek, mazur görerek terör yok edilemez” dedi. SHP: Çatışmalar dursun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanõ Hüseyin Ergün, “Kürt açõlõmõnõn” canlõlõk kazandõğõ bir dönemde öncelikle çatõşmalarõn durmasõnõ, çözümün Meclis’te aranmasõnõ, hükümetin açõlõmõn içini boşaltmamasõnõ, Kürt temsilcilerin talep yükseltmenin süreci çõkmaza sokabileceğini dikkate almasõnõ istedi. Ergün, 1 Eylül Dünya Barõş Günü açõklamasõnda ülkede barõşõn egemen olabilmesi için önce çatõşmalarõn durdurulmasõ gerektiğini bildirdi. Eğitim-iş’ten Gül’e ret ANKARA (ANKA) - Eğitim-İş, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde sendika temsilcilerine vereceği iftar davetini geri çevirdi. Eğitim-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Yüksel Adõbelli, Gül’e gönderdiği yazõda demokratik açõlõma işaret ederek “Bu daveti kabulümüz, şahsõnõzõn öncülüğünde yürütülen ve sendikamõz Eğitim-İş’in kaygõyla izlediği sürecin bir parçasõ olarak algõlanmamõza neden olacaktõr” dedi. Vural: Allah seni ıslah etsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, kendisine “çirkinlikte kimse onunla yarõşamaz, Kamer Genç onun yanõnda melekmiş” diyen Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç’a sert yanõt verdi. Vural, Arõnç’õn “iftar sofrasõnõn anlamõnõ bilemeyecek kadar gözü dönmüş” bir siyaset üslubu izlediğini savunarak, “Allah seni ve senin gibileri õslah etsin” dedi. Aygün’e silah çekildi iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ATO Başkanõ Sinan Aygün’ün, dün makamõna geldiği sõrada, yanõna gelen bir kişi, bir başkasõndan olan alacağõ için aracõlõk etmesini istedi. “Parayõ alamazsam, bu silahla çekip vururum” diyerek silahõnõ çektiği ileri sürülen bu kişiyi Aygün’ün korumalarõnõn etkisiz hale getirdiği belirtildi. Parti sözcüleri Atalay’õn ‘açõlõm’ açõklamasõnda yeni bir şey söylemediğine dikkat çekti Muhalefet tatmin olmadõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanõ Be- şir Atalay’õn, “Kürt açılı- mı” konusunda büyük beklenti yarattõğõ, ancak açõlõmõn çer- çevesi konusunda somut bilgi vermediği basõn toplantõsõn- daki açõklamalarõ, muhalefet partilerini tatmin etmezken tepkiye yol açtõ. CHP Genel Saymanõ ve Söz- cüsü Mustafa Özyürek, Ata- lay’õn dünkü açõklamalarõyla, 1 ay önceki basõn toplantõsõnda- ki açõklamalarõ arasõnda çok farklõlõk olmadõğõnõ ve hiçbir somut öneride bulunmadõğõna dikkat çekti. Atalay’õn “akan kanın durması, anaların göz- yaşlarının dinmesi” yönün- deki ifadelerinin hiç kimsenin itiraz etmediği genel temenni- ler olduğunu kaydeden Özyü- rek, “Basın toplantısının da- ha çok muhalefete cevap ver- mek için düzenlediği anlaşı- lıyor. Çok sert olmayan bir üslupla muhalefete eleştiriler yöneltti. Muhalefetin, özel- likle MHP’nin eleştirilerine çok alındığı ortaya çıktı. Po- lemikten kaçınalım dedi ama polemik yapmak için bu ba- sın toplantısını düzenlediği anlaşılıyor” dedi. Atalay’õn akan kanõn dur- masõ için hiçbir somut öneri ge- tirmediğine de dikkat çeken Özyürek, daha önceki gün 4 as- kerin şehit verildiğine dikkat çekti. Hiç kimsenin “ülkeyi böleceğim” diye yola çõkma- yacağõnõ, ama uygulamalarõn sonucunun ülkeyi bu noktaya getirebileceğine işaret eden Öz- yürek, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn “anadilde eğitimi devlet okullarına sokacağız” ifadesinin ülkeyi ayrõştõrmaya dönük somut bir girişim oldu- ğunu söyledi. DTP, PKK ve Abdullah Öcalan’õn da ülke- yi ayrõştõrmaya dönük taleple- ri bulunduğunu ve anayasa de- ğişikliği talep ettiğini kaydeden Özyürek, bunlarõn sonunda “bölünme korkusu”nun top- luma egemen olmaya başladõ- ğõnõ ifade etti. Üniter yapı vurgusu CHP olarak sorunun çözümü için bölgenin ekonomik, sosyal, eğitim, sağlõk açõsõndan kal- kõndõrõlmasõ için her türlü kat- kõya hazõr olduklarõnõ, ancak çö- zümü de “üniter yapı içinde” aradõklarõnõ belirten Özyürek, “Demokrasi açısından atıla- cak adımları, özgürlüklerin sağlanmasına yönelik adım- ları destekleriz, ama bu adım- lar Türkiye’yi ayrıştırmaya değil, birleştirmeye dönük olmalıdır. Ancak bakan so- mut bir öneri veya paket açıklamadı. Onun için CHP olarak bizim böylesine içi boş bir açılımın etrafında her- hangi bir görüşme yapma- mıza gerek yok” diye konuş- tu. Atalay’õn, açõlõmõn içeriği- ni Meclis’te açõklayacağõ yö- nündeki ifadelerine de dikkat çeken Özyürek, şunlarõ söyle- di: “Bakan Meclis’e bilgi ve- ririm diyor. Meclis çatısı al- tında çözüm yolları bellidir. Kanun tasarısı kanun teklifi verilebilir, genel görüşme is- tenebilir, hükümet Meclis’i bilgilendirebilir. Biz de ko- misyonlarda ve genel kurul- da bu konuda destekleyece- ğimiz noktalar olursa katkı veririz, beklentimizi karşıla- yan bir şey olmazsa da karşı tavrımızı koyarız. Ama böy- le hiçbir somut adım atma- dan, ayrıştırmaya yönelik, çerçevesi çizilmiş bir öneri ol- madan konuyu gündeme ge- tirmek, toplumda boşu bo- şuna bir kavga yaşanmasına neden olur.” ‘Niye basın toplantısı yaptı, anlamadık’ CHP Grup Başkanvekili Ke- mal Kılıçdaroğlu da “Açıkla- malar sizi tatmin etti mi” so- rusu üzerine, Atalay’õn basõn toplantõsõnõ niye yaptõğõnõ an- lamadõğõnõ belirterek, “En baş- ta söylediklerini tekrarladı” dedi. Atalay’õn “kurumlar arası değerlendirmelerin sür- düğünü” söylediğini kayde- den Kõlõçdaroğlu, “Ülkenin Cumhurbaşkanı, kurumlar arası mutabakatın sağlandı- ğını söylemişti. Demek ki ku- rumlar arası mutabakat da sağlanmamış” dedi. ‘Yazıcı başka ülkenin Bakanı mı?’ Atalay’õn “Kürtçe eğitim dili olmayacaktır” dediğini anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Peki Hayati Yazõcõ başka ülkenin bakanı mı? Kendisi söyledi. Eleştireceklerse önce iğneyi Milletin aklıyla alay ediyor MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise Atalay’õn açõklamalarõnõ “Sayın Bakan milletin aklıyla alay ediyor” sözleriyle değerlendirdi. Ata- lay’õn daha önceki açõklama- sõndan daha yeni bir şey söyle- mediğini kaydeden Şandõr, da- ha önceki gün PKK’nin 4 askeri şehit ettiğini, hükümetin önce- likle bunun hesabõnõ vermesi gerektiğini söyledi. PKK’nin kan akõtmaya devam ettiğini, bu açõlõmõn sadece terör örgütünü “cesaretlendirdiğini’ ifade eden Şandõr, “Bu Kürt açılı- mının sahiplerini ve destek- çilerini şiddetle ve nefretle kınıyoruz” diye konuştu. ‘Neden bugün?’ Bu projenin arkasõnda ABD ve AB olduğunu belirten Şan- dõr, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet, tıkanan AB sü- recini açabilmek için Kürt açılımını başlatmıştır. Bu- nun için 2005 yılında söz vermiştir. Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Irak’ın kuzeyinde ikinci bir İsrail, ikinci bir karakol kurmak is- teyen ABD ise Kürt devleti kurmak projesini gerçek- leştirmeden bu bölgeden çe- kilince, şimdi Türkiye’de ile- ri zaman içerisinde iki mil- letli bir devlet, daha sonra da bu bölgede bir Kürt devleti kurmanın gayretinde. Bu projenin aslı budur. Bu kom- pleks değildir. Neden 2007, 2008, 2006’da değil de bugün bu Kürt açılımını yapıyor- lar? Bu sorunun cevabını vermeleri lazım.” ‘Ülke azınlıklar cehennemine dönüşür’ Mehmet Şandõr, Meclis’te “Kürt açılımı”nõn açõklana- cağõ toplantõya katõlõp katõl- mayacaklarõ yönündeki tavõr- larõnõn sorulmasõ üzerine de, o gün gelmeden bugünden bir şey söylemenin doğru olma- yacağõnõ ifade ederek “Ana- yasa değişikliği yapmayaca- ğõz, diyorlar. Anayasa deği- şikliği yapmadan PKK’nin taleplerine nasıl cevap ve- recekler? Milleti oyalıyor- lar... Meclis neyi çözecek? Hangi içerikle bu meseleyi çözeceksiniz?” diye konuştu. Şandõr, kimlikleri ayrõştõran bir projenin ülkeyi “azınlıklar cehennemine” dönüştürece- ğini vurguladõ. kendilerine çuvaldızı başka- larına batırsınlar. Samimi- yet yok. Samimiyet olsa, bu soruna farklı yaklaşılırdı. Ön- ce kurumsal altyapı oluştu- rulur, kurumsal olarak bakı- lır, araştırmalar yapılır. On- dan sonra partilere gidilir, öneriler götürülür. Partile- rin bakışı öğrenilir” dedi. ‘Bir kere Kürt demedi’ DTP Grup Başkanvekili Se- lahattin Demirtaş ise Ata- lay’õn dünkü basõn toplantõsõn- da Kürtlerin hassasiyetlerini dikkate almayan bir dil kullan- mayõ tercih ettiğini söyledi. Atalay’õn 1 saat boyunca tek bir kere “Kürt” sözcüğünü ağõzõ- na almadan “Kürt sorununun çözümü”nü anlatmaya çalõştõ- ğõnõ kaydeden Demirtaş, “Kürt sorununun çözümünde, Kürt sözcüğünü ağzınıza almazsa- nız, çözüm konusunda iler- lenmesi mümkün değil. Hü- kümet, faşist, cunta anayasa- sıyla Kürt sorununu çözece- ğini düşünüyorsa bu büyük bir yanılgıdır” diye konuştu. Demirtaş, Kürtlerin beklenti ve talepleri dikkate alõnmadan “muhatabımız millettir” gibi “soyut” kavramlarla, Kürtlerin temsilcisi yokmuş gibi bir yak- laşõmla hareket edilirse, sürecin “tıkanacağını” ifade etti. ‘Çözüm mucize olur’ Atalay’õn “diyalogla çö- züm”den söz etmesine karşõn, diyalog kurduğu çevrelerin hassasiyetini dikkate almak yerine kendisine kapõlarõ ka- patan CHP ve MHP’nin has- sasiyetlerini ifade eden bir dil kullandõğõnõ savunan Demirtaş, “Kürt’süz Kürt sorunu çö- zülecekse, bu gerçekten mu- cize olur ki, bu da hüküme- te nasip olmaz. Anayasa de- ğişmeyecek, Kürt sözcüğünü ağzına almadan çözüm dü- şünüyorlarsa, kaybeden bel- li bir kesim değil, Türki- ye’nin tamamı olur. Bu sü- reci gündeme getiren de, bu sürecin yitirilmesinin so- rumlusu olur” dedi. Demirtaş, anayasa değişmeden çözümün zor olduğuna da işaret ederek özgürlükleri esas alan, etnisi- teye dayanmayan, çoğulculu- ğu esas alan yeni bir anayasa istediklerini ifade etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ilgilendiği davetliler arasında “İç Güvenlik Harekâtı”nda yaralanan gaziler de vardı. (Fotoğraf:AA) Resepsiyondasanatçõlar,gazilervesivildavetlilerlesohbetetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Baş- buğ, 30 Ağustos Zafer Bayramõ ve Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) Günü nedeniyle verdiği resepsiyonda davetlilerle yakõndan ilgilendi. Başbuğ, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve di- ğer üst düzey devlet yöneticilerinin ayrõl- masõnõn ardõndan resepsiyon alanõnõ geze- rek davetlilerle yakõndan ilgilendi. Ankara Valiliği’nce belirlenen 50 çift ilk kez 30 Ağustos Resepsiyonu’na katõldõ. Anka- ra’nõn Güdül, Haymana, Elmadağ ve diğer ilçeleriyle Ankara merkezden gelen aile- lerle sohbet eden Başbuğ’a gruptaki yurt- taşlardan biri Türk bayrağõ desenli bir kra- vat armağan etti. Başbuğ, teşekkür eder- ken “Günün en anlamlı hediyesi bu oldu” dedi. Resepsiyonda geçmiş yõllarda- kinden farklõ olarak, Atatürk’ün giydiği kõyafetlerden oluşan, Faruk Saraç’õn ha- zõrladõğõ “Sarı Zeybek Defilesi” sunuldu. Yaklaşõk 1 saat süren defilenin sonunda görev alanlara plaket ve çiçek verildi. Ge- nelkurmay Başkanõ Başbuğ, resepsiyonun son bölümünde mankenlerle anõ fotoğrafõ çektirdi. Başbuğ, resepsiyona Afyonkara- hisar’õn Sandõklõ ilçesinden gelen 93 ya- şõndaki Kore Gazisi Hasan Gökçen ile yakõndan ilgilendi. Gazi Gökçen’in elini öpen Orgeneral Başbuğ, “Sizin eliniz öpülür, başka kimsenin değil” diye ko- nuştu. Başbuğ’un ilgilendiği davetliler arasõnda “İç Güvenlik Harekâtı”nda ya- ralanan gaziler de vardõ. Şõrnak’ta terörle mücadelede yaralanan Piyade Üsteğmen Özgür Belen ile bir süre sohbet eden Or- general Başbuğ, Belen’i yanaklarõndan öptü. Başbuğ, masalarõ dolaşõrken, bir ara TRT kameramanõndan mikrofonu alarak sanatçõ Rüştü Asyalı ile röportaj yaptõ. Asyalõ’dan resepsiyonu değerlendirmesini isteyen Başbuğ, “Böylece ben sorulardan kurtuldum” diye espiri yaptõ. Orgeneral İlker Başbuğ, resepsiyona ka- tõlan sanatçõlardan Metin Akpınar ve Ay- ten Gökçer ile de bir süre sohbet etti. ‘Dağ, fare bile doğurmadõ’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk, İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay’õn aksine Kürt sorununun çözümü için anayasal de- ğişikliğin şart olduğunu vurgulayarak “Bu sürecin de- mokratik, barışçıl bir şekilde çözülmesi beklentisi çok yüksek. Mevcut anayasa ile bırakın Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesini, demokratik açılımı yap- ma şansı bile yok” diye konuştu. Atalay’õn Kürtlerin hassasiyetlerini dikkate almayan açõklamalarõnõn ken- dilerinde şaşkõnlõk ve umutsuzluk yarattõğõnõ söyleyen Türk, “Dağ fare bile doğurmadı” dedi. Atalay’õn demokratik açõlõm sürecine ilişkin düzen- lediği basõn toplantõsõnõ DTP Diyarbakõr İl Başkanlõ- ğõ’nda izleyen Türk, daha sonra gazetecilere değer- lendirmelerde bulundu. Atalay’õn aksine anayasa de- ğişikliğinin gerekli olduğunu ifade eden Türk, bu ko- nudaki görüşlerini bugün yapõlacak Dünya Barõş Gü- nü mitinginde açõklayacaklarõnõ söyledi. Atalay’õn görüştüğü sivil toplum kuruluşlarõnõn de- ğil, görüşmediklerinin görüşlerinin açõklamasõna yan- sõdõğõnõ savunan Türk şöyle konuştu: “Barışçıl çö- zümlerin tartışıldığı sürecin içine girerken açıkla- malar Kürtleri kapsamadı. Önce Kürt açılımı, ar- dından demokratik açılım, sonra da Kürtleri dışarda bırakan bir milli mutabakat metni oldu. Bugün gö- rüyoruz ki dağ fare bile doğurmadı. Birilerini tat- min etmek için Kürtlerden söz etmeyen, belli bir ke- sime mesaj veren bir mantığın ortada olduğunu gör- dük. Ama bu mantıkta, bu anlayışta Kürt sorunu- nun çözülmeyeceğini herkesin bilmesi gerekir.”  CHP: Bakan somut bir öneri veya paket açõklamadõ. Onun için CHP olarak bizim böylesine içi boş bir açõlõmõn etrafõnda herhangi bir görüşme yapmamõza gerek yok  MHP: Atalay, daha önceki açõklamasõndan daha yeni bir şey söylemedi. Daha önceki gün PKK 4 askeri şehit etti. Hükümet öncelikle bunun hesabõnõ vermeli.  DTP: Kürt sorununun çözümünde, Kürt sözcüğünü ağzõnõza almazsanõz, çözüm konusunda ilerlenmesi mümkün değil. Hükümet, faşist, cunta anayasasõyla Kürt sorununu çözeceğini düşünüyorsa bu büyük bir yanõlgõdõr. Atalay’õn açõklamalarõnõn kendilerinde şaşkõnlõk ve umutsuzluk yarattõğõnõ vurgulayan DTP lideri, Kürt sorununun çözümünün mevcut anayasa ile mümkün olmadõğõnõ belirtti Orgeneral Başbuğ’dan konuklara yakõn ilgi MHP’Lİ ŞANDIR:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear