26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2009 SALI 16 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Görülmeyeni Görmek... İktidarın, “Kürt Açılımı” diye başlatıp “Demokratik Açılım”a dönüştürdüğü girişimlerde başrol üst- lenen politikacılar, nerdeyse Andersen’in “İm- paratorun Yeni Giysileri” masalındaki kişilerin ye- rini aldı... İmparatorun giysi merakını duyup huzura alınarak dünyanın en güzel kumaşlarını doku- duklarını söyleyen iki dolandırıcının anlatıldığı ma- sal... Minareyi çalan, kılıfını hazırlar; dolandırı- cılar kumaşı dokurlarmış, ama dokuduklarını alık- larla görevini kötüye kullananlar göremezmiş... Bir aydır, iktidarından muhalefetine, çoba- nından profesörüne herkesin ağzında dolaşıp hiçbirinin beyninde oluşuma uğramayan “De- mokratik Açılım” bir muamma, sanki Andersen’in dokunup da görülemeyen kumaşı! Genelkurmay Başkanı, TSK’nin anayasa doğ- rultusundaki görüşlerini belirledi de “açılımın” ne olduğu değil de ne olmadığı az çok belirginleşti. Öncesi belirsizlik, boş laf, düzeysiz suçlamalar, saldırganca tavırlar, iki partinin liderinin birbiri- ne savurduğu ağza alınamayacak denli ağır söz- ler. Halk iradesinin simgesi TBMM çatısı altında “namussuz”, “alçak”, “ihanet”, “uluma” vb. sözcük kullanmakta birbiriyle yarışan figüran- lar... Söz namludan fırlayan mermi gibidir; ağızdan çıktı mı geriye dönmez. Bir kez ağızdan çıkmıştır; sorunları yargı yoluyla çözeceğini söyleyen Başbakan’ın son konuşmalarında uygun sözcük arama çabaları boşunadır. Meydanlarda oku- duğu şiirlere, Yunus’un, bildiğine kesinlikle inandığım şu dizelerini de katarsa belki kendi içinde kendini bağışlatır: “Sözünü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz/Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz/Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı/Söz ola ağu- lu aşı yağ ile bal ede bir söz”... Ayrıca, gün geçirmeden, yaranma duygusuyla, akıl sağlığından kuşkulanılacak denli ağzını bozan figüranlarını da susturmalıdır. Sorun, kir- li ağızlarla değil, yurdu esenliğe erdirecek ey- lemlerle çözülür. Akıl akıllığını çözüm üretmekte gösterir. İkti- dar, öncelikle, “görülmeyeni gösterme” politi- kasından vazgeçip demokratik açılımla ne yap- mak istediğini somut verilerle ortaya koymalı- dır. Hükümet, programında olmasa da elli yıldır za- man zaman TBMM’nin gündemine düşen feo- dal yapının değişmesi, toprak reformu konula- rında ne düşünüyor? Güneydoğu insanını farklı politikalar, bölge- sel kayırmacılık, yatırımda adaletsizlik, eğitim- sizlik, yoksulluk dağlara düşürdü. Hükümet, dağdan inenleri değerlendirecek ne gibi önlemler almıştır? Şuna kesinlikle inanıyorum ki, TSK, dağdan inme önerisini, artık kimsenin burnu kanamasın diye yapıyor. Hükümet, dağdan inenleri ülkeye ısındıracak ne gibi projeler üretmiştir? Otobüste, metroda, dolmuşta, vapurda, so- kakta; sıradan yurttaşın aklından bu sorular ge- çiyor. Türkiye’nin yalnız demokratik açılımda değil, Ergenekon’da, Deniz Feneri’nde, yolsuzluk- larda, işsizlikte, açlık sınırında yaşam savaşı ve- ren halkın sorunlarında da şeffaflığa gereksini- mi var. Kürt sorunu bunların en başında geliyor. Yapılmak istenenler medyaya, halka, bilim adamlarına, öbür sorumlulara da iletilip tartış- maya açılmalıdır. İçişleri Bakanı bir aydır oradan oraya koşuyor; konuşuyor da ne konuşuyor, bel- li değil. Devlet sorumluluğu, halkın kafasındaki kuş- kuların giderilmesini gerektirir. İşte önemli sorun! binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr ELİF BEREKETLİ B u yõl Devlet Tiyatrolarõ’nõn kurulu- şunun 60. yõlõ. Genel Müdür Lemi Bilgin’in, “60 yılda 60 sahne” ve “60 Türkçe oyunun dünya prömiyeri” projeleri işte bu yüzden. Bilgin, hayli mem- nun olduğu seyirci sayõsõndan, ülke çapõndaki geniş ağlarõna; evrensel ilişkilerinden, re- pertuvarlarõn dinamikliği ve avangardlõğõ- na, son derece olumlu bir DT portresi çi- ziyor konuşmamõz boyunca. Üstelik, DT’nin Türkiye’nin en çok çalõşan ku- rumu olduğunu iddia edecek kadar da cesur. Ancak kendi kurumuna eleştiri- leri de yok değil: yasada bir güncellenmenin gerekliliğini vurguluyor, kendini memurlaş- tõran zihniyet ise acilen sona ermeli Bilgin’e göre. Birkaç da ricasõ var tiyatro takipçile- rinden: “Lütfen hükümet ile devlet kav- ramlarını karıştırmayın ve repertuvarı- mızın dinamizmini daha iyi bir inceleme sü- recinin ardından yorumlayın; büyük res- mi görün!” 6BİN KEZ PERDE AÇIYORUZ DT’nin daha önce sahne õşõğõ görmemiş 60 Türkçe oyunu, 60 sahnede oynama hedefi hay- li riskli Bilgin’e göre. Uzun da bir hazõrlõk sü- reci gerektirmiş. Ancak, ‘devletin tiyatrosu’ olarak bunun yazarlara karşõ görevi oldu- ğunu düşünüyor. Yeni sahneler Denizli, Manisa, Zonguldak, Maraş, Bursa, An- kara, İzmir ve İstanbul Küçükçekme- ce’de. Yõl sonu istatistiki rakamlarõnõ da katlamayõ amaç olarak koymuşlar önlerine 60. yõllarõnda. Bir diğer proje ise 2006’da kay- bettiğimiz DT sanatçõsõ Baykal Saran adõna düzenlenen Tiyatro Ödülü. Bu yõl Erdal Beşikçioğlu’nun aldõğõ ödül, ekimde yapõla- cak gecede kendisine verilecek. DT’den avangard tiyatroda da yol gösteri- cilik beklendiğini, kimi zaman bu konuda ses- lerin yükseldiğini hatõrlatõyorum Bilgin’e, “herkesin aksine dair yerleşmiş bir kanı- sı var, fakat ben dengeyi iyi kurduğumu- zu düşünüyorum” diyor. Hedef kitlelerinin tüm Türkiye olduğunu vurguluyor Bilgin her fõrsatta, bu gerçek õşõğõnda yargõlanmak istiyor. Eleştirilerdense hayli sõkõlmõşa ben- Devlet Tiyatrolarõ’ndan 60. yõlda yeni projeler 60sahnede60dünyaprömiyeri ziyor: “Yılda 6 bin kez perde açmanın ne anlama geldiğini düşünmek, Erzurum’da her gece Brecht oynamanın önemini anlamak lazım. Büyük resmi görmeli.” TÜZELKİŞİLİĞİZ DT’nin kadrolarõyla ilgili sõk eleştiri al- dõğõ bir gerçek. Hem yaş ortalamasõnõn ni- çin bu kadar yüksek olduğu, hem kadro bekleyen gençler, hem de bir süredir aktif bir görev almadõğõ halde maaş alan oyun- cular her daim merak konusu. Bilgin’in açõklamasõ şöyle: “Ben yılda 2 bin rolü, 800 sanatçıyla hallediyorsam eğer, or- tada bir başarı vardır. Yaş ortalaması bi- raz yüksek, evet kimileri kadrosuz çalı- şıyor ama umarım bazı yasa düzenle- meleriyle bunun da üstesinden gelece- ğiz.” Devlet kurumu olmanõn getiri ve götü- rüleri sorulduğunda Bilgin, bunun spon- sorluk gibi düşünülmesi gerektiğini, DT’nin tüzelkişilik olduğunu söylüyor: “Yasa bi- zi baskılardan koruyor. Bazen kimi is- teklerle karşı karşıya kalabiliyoruz. An- cak gerginlik taraflar yapımızı anla- yıncaya kadar sürüyor. Bütün bunlar doğaldır.” Özdenetimin de ‘otosansür’ bo- yutunda olmadõğõnõ söylüyor Bilgin. Dev- let kaynaklõ yüksek ödeneklerin kaliteyi olumlu etkilemesiyse işin güzel tarafõ. KENDİMİ ELEŞTİRİYORUM Bakan Ertuğrul Günay’õn Kürtçe oyun oynanabileceğini açõklamasõnõn üzerine bunun uzun bir süre mümkün olamayaca- ğõnõ söyleyen Bilgin’in konuyla ilgili açõk- lamalarõnda ise bir değişiklik yok; yasanõn onlara Türk dilinde oyun yapmayõ söyle- diğini, ancak yeniliklere açõk olduğunu söy- lüyor. Altyapõ için uzun süre uğraşõlmasõ gerektiği ise vurguladõğõ nokta; yalnõzca Kürtçe için değil, tüm dillerde. Bilgin öyle olumlu bir portre çiziyor ki, söyleşinin sonunda “Dışarıdan bir göz ola- rak hiç mi eleştirecek bir şey bulamaz- dınız?” demeden edemiyorum. Dürüstçe bir yanõt geliyor: “Öncelikle yasal dü- zenleme lazım çok konuda. Kendini fik- ren memurlaştıran zihniyet de değişmeli. Ücret politikası gözden geçirilmeli, her- kes bireysel çabasının karşılığını alma- lı. Bunları halen yapamadığım için ken- dimi çok eleştiriyorum!” 1949 yõlõnda Devlet Tiyatro ve Operasõ adõyla Muhsin Ertuğrul başkanlõğõnda kurulan Devlet Tiyatrolarõ, bu mevsim yarõm asrõ geçkin bir zamanõ geride bõrakmanõn gururunu yaşõyor. ‘Türkiye’nin en çok çalõşan kurumu’ olduklarõnõ iddia eden Genel Müdür Lemi Bilgin’in bu özel yõl için iki özel projesi var. ADIYAMAN (AA) - Adõyaman’õn Kâhta ilçesinde bulunan ve UNESCO’nun Dünya Kültür Mirasõ Listesi’nde yer alan Nemrut ören yerindeki dev tanrõ hey- kelleri, nanoteknolojiyle üretilmiş kumaş kullanõlarak hazõrlanacak kõlõflarla ko- runacak. ODTÜ Mimarlõk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neriman Şa- hin Güçhan, heykellerin gördüğü tah- ribatõ bütünüyle önlemelerinin mümkün olamayacağõna işaret ederek amaçlarõ- nõn tahribatõ olabildiğince yavaşlatmak olduğunu söyledi. Güçhan “Heykeller için hazırlayacağımız kılıfların kumaşı özel, laboratuvar koşullarında dene- dik. Heykeller çetin kış koşullarından korunmuş olacak. Nanoteknoloji ile üretilen bu kumaş su geçirmiyor, ama su buharını dışarıya çıkarıyor. Yani bu kumaş sayesinde taş heykel- lerin üzerindeki çatlaklara su gir- meyecek ve donmayacak. Bu yıl la- boratuvar koşullarında yaptığımız bu tespitleri birkaç heykele uygula- yarak alanda deneyeceğiz” dedi. ‘SanatGüneşi’nin konser kayıtları Ayşegül Yüksel yõllõk izinde olduğundan yazõlarõna bir süre ara vermiştir. Kültür Servisi- Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden Akbank Caz Festivali şehri cazla donatmaya geli- yor. Bu yõl 15 - 25 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan festivale katõlacak sanatçõlardan bazõlarõ belli oldu. Po- zitif’in düzenlediği etkinlikte, Terje Rypdal ile Ketil Bjørnstad, Cecil Taylor, Joe Lovano Us Five, Marilyn Mazur ve Richard Bona konser ve- recekler. Festivalin en heyecan verici isimlerinden biri Cecil Taylor. Taylor, eleştirmenler tarafõndan avangart cazõn yaratõcõlarõndan bi- ri olarak nitelenen yetenekli bir de piyanist. “Best Large Ensem- ble” dalõnda Grammy ödülü ka- zanan ünlü saksafon sanatçõsõ Joe Lovano ve ekibi de, bu yõl vaz dinleyicisiyle İstanbul’da bu- luşacak olan isimlerden. Kuzey Avrupa cazõnõn en üretken isimleri arasõnda yer alan Norveçli gitarist Terje Rypdal ile aranjör, kompozitör ve piyanist Ketil Bjørnstad’õ festivalde aynõ sahnede izleme olanğõ bulacak müzikseverler. Ünlü perküsyon sanatçõsõ Marilyn Mazur; ziller, çõngõ- raklar, ağaç vurmalõlar ve davullar arasõnda kaybolan sõra dõşõ per- formansõyla size müzikal serüvenle- rinden bir seçki sunarken, Kamerun kö- kenli basçõ Richard Bona da özgün yo- rumunu paylaşacak. Konserler dõşõn- da çeşitli workshop ve panellerin de dü- zenleneceği festivalin bu yõlki me- kanlarõ; Aya İrini Müzesi, Cemal Re- şit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, The Seed, Roxy, Asitane ve Ghetto olacak. ( www.akbankcaz.com ) 19. AKBANK CAZ FESTİVALİ 15-25 EKİM’DE Şehiryine‘caz’halinde NEMRUT ÖREN YERİ ‘Tanrõ heykellerine’ nanoteknolojili koruma... ‘Çõlgõn Türkler’e Ege ilgisi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- “Çılgın Türkler” sahneden inmiyor. Turgut Özakman’õn eserinden uyarlanan oyun, Ege Bölgesi’nde sahnelendiği yerleşim- lerde büyük ilgiyle izleniyor. “Şu Çılgın Türkler”, son olarak “Zafer Haftası” kapsamõnda Kuşadasõ‘nda seyirciyle bu- luştu. Oyuna, Kuşadalõlarõn yanõ sõra yer- li turistler de yoğun ilgi gösterdi. Samsun Sanat Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu oyun sonrasõnda, oyuncular ayakta alkõş- landõ. SST Genel Sanat Yönetmeni Yaşar Gündem, Türkiye’de en çok satan ve Türk milletinin kahramanlõklarõnõ anlatan kitabõ, tiyatroya uyarlamanõn mutluluğu içinde olduklarõnõ belirtti. Gündem, “Oyu- nu 500’den fazla oynamanın sevinci içindeyiz” diye konuştu. 40 yıl sonra bestseller Kültür Servisi - Julia Child’õn “Fransõz Aşçõlõk Sanatõnõ Öğrenmek” (Mastering the Art of French Cooking) adlõ yemek kitabõ, yayõmlandõğõ tarihten 40 yõl sonra en çok satanlar listesine girdi. Yeni gösterime giren “Julie&Julia” filminde öne çõkarõlan 752 sayfalõk kitap, satõşlarõ kontrol eden firmaya göre filmin ardõndan 22 bin kopya satõldõ. RichardBona LUNAPARK KONSERİ ALBÜMÜ Kültür Servisi - Odeon Müzik, Zeki Müren’in Lunapark Gazinosu’nda çalõştõğõ dönem- de kaydedilmiş parçalarõnõ bir albümde topladõ. Lunapark Konseri adõ verilen al- büm 8 Eylül’de piyasaya çõkacak. Albüm- de; “Derdimi Ummana Döktüm” “Kader Kime Şikâyet Edeyim Seni”, “Baharõ Bek- leyen Kumrular Gibi”, “Akşam Oldu Hü- zünlendim Ben Yine”, “Ayağõnda Kundu- ra” “Pencerenin Perdesini”, “Esmerim Bi- çim Biçim”, “Nideyim Sahn-õ Çemen” gi- bi parçalar yer alõyor. ULUSAL KURTULUŞ OLMADAN ULUSAL BARIŞ OLAMAZ! 30 AĞUSTOS’U OLMAYANIN 1 EYLÜL BARIŞ GÜNÜ OLMAZ! 87. YILDÖNÜMÜNDE DUMLUPINAR’A GİDEREK UTKUYU YERİNDE KUTLAYAN BİZ CUMOKLAR; HAYATLARINI ORTAYA KOYARAK VATANI KURTARAN KAHRAMANLARA VE BAŞKOMUTAN ATATÜRK’E LAYIK OLMAYI SÜRDÜRMEYE SÖZ VERİYORUZ. CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear