26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Sakarya’da İki Makedon! 30 Ağustos Zafer Bayramı bi- ze, dikkatlerden kaçan “Sa(n*) garios (Sakarya)” Nehri odaklı önemli bir tarihsel rast- lantıyı anımsattı! Bu bayramı yaratan “Büyük Taarruz”dan bir yıl önce Mustafa Kemal Paşa, 23 Ağustos 1921’de Sa- karya Nehri’nin geçti- ği Polatlı yakınında Alagöz’de Türkoğlu Ali Ağa’nın çiftlik evin- de “Başkomutan” ola- rak karargâhını kurdu. Ünlü “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözünü “ta- rih yaptığı” bu karar- gâhta 22 gün sonra Sakarya Savaşı’nı ka- zandı. TBMM kendisine “mareşal” unvanını verdi, o tarihten sonra adı Gazi Mustafa Ke- mal oldu. O bir Sela- nikli, bir Makedon’du! “Ne mutlu Türküm di- yene” sözü ile “Türk- lüğü” öne çıkardı. “Türklerin atası” olduğu için soya- dı Atatürk yapıldı. Türkleri “ege- men” kıldı. Şimdi de tarihsel rastlantıya ge- lelim! Bir başka Makedon da ka- rargâhını yine Sakarya Nehri’nin geçtiği Po- latlı yakınında Gordi- on’da kurdu. Ordusu ile İÖ 334 kışını orada geçirdi. Gordion’un ünlü “kördüğümünü” kılıcı ile keserek dün- yaya “egemen” ola- cağı kehanetini “tarih yapma” yolunda ger- çekleştirdiği doğuya açılımını orada plan- ladı. Ardından Persle- ri yenip Hindistan ka- pılarına dayanan, adı- nın başına “Büyük” sözcüğü eklenen İs- kender’di. İkisi de Makedon olan bu iki ünlüden bi- ri tarihe “dünyaya egemen olan” ve öte- kisi “Türklere ege- menlik veren” insanlar olarak geçtiler. (*) “n” harfi yazıldığı halde okunmaz. Tıpkı İzmir kökenli “re(m)be- tiko” şarkıları anlamındaki “m” har- finin okunmadığı gibi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Feto’nun Kâbesi Nurculuk medresesinin bulunduğu “Güroymak” ilçesine eski adı Er- menice olan “Norşin (Yeni Köy)” adını Kürtçe sanarak yaptığı kutsal açılım ziyaretinden sonra art arda gelen çeşitli gelişmelere tanık olu- yoruz! Değiştirilen yer adları ko- nusunda hakarete varan tartış- malar, Apo’nun Feto övgüsü, TRT Şeş’in Kürtçe Kuran yayınının ar- dından Feto TV’sinin Kürtçe yayı- na başlaması gibi... Büyük Selçuklu İmparatoru Al- paslan’ın, İsken- der’in ters yönde batıya açılımını gerçekleştirdiği 1071 Malazgirt Savaşı, MHP’nin önemli simgele- rinden biridir. Er- menice Norşin adının Urartu kö- keninin araştırıl- ması önerimizi Malazgirt için yap- mayacağız. Erme- nice “manavazkert” sözcüğünün altını kaşıyan Prof. Dr. Bilge Umar, Urartu Kralı Menua ile ilçenin ya- kınındaki hisardan geldiği için bu il- çemizin adının anlamının aslında “Menua Hisarı” demek olduğunu yazıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bah- çeli, Cumhurbaşkanı’na Norşin sözcüğünden dolayı yükleniyor. Rize’nin Güneysu ilçesinden Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’a da ilçenin eski adından dolayı “Yarın ar- tık Güneysu demezsin, Potamya dersin” diyor! Bu sözlerden sonra Erdoğan’ın gittiği baba ocağı ilçe- sinde halk, Başbakan’ı Bahçeli’ye tepki olarak “Potamya seninle gu- rur duyuyor” diye karşıladı. “Potamia” sözcüğü Yunanca “po- tamos (nehir)” sözcüğünün çoğulu olduğu gibi, sonundaki “ia” takısı ile coğrafyada yer de bildirir. Dicle ve Fırat nehirlerinin olduğu yöreye bu- gün dahi söylediğimiz “Mezo-po- tamya” adının “nehirler arası, ne- hirlerin ortası” anlamına geldiğini de anımsamakta yarar var. İzmir’in Ödemiş ilçesinde “Bademi- ye” adında bir bu- cak vardır. ‘B’ har- finin yerine ‘p’ koy- duğunuzda bu bu- cağın adı ne olur? “Pad(t)emia”... Cu- ma günkü yazısı ile bu konuya esin kaynağı olan Mus- tafa Balbay’a yıl- larca önce gön- derdiğim bir nottan alıntı yapayım. İster Yunanca, ister Latince olsun ‘p’ harfi, zamanla ka- lınlaşıp tıpkı “Petrium (Bodrum)”, “Pedesa (Bitez)”, “Polis (Bolu)”, “Prusa (Bursa)” ve “Pergamon (Ber- gama)” adlarında olduğu gibi (b) harfine dönüşünce, Ödemiş’teki Potamia da halk dilinde Bademiye olmuş, ancak Erdoğan’ın ilçesi sonradan tepeden inme kararla Güneysu yapılmış... Yoksa Öde- miş’in ve Rize’nin “Potamia”ları “adaş” kentlerdir! Malazgirt ve Potamya! İnternette insanlar son zaman- larda “Güneysu (Potamia)” ile il- gili şu iletiyi birbirlerine gönderi- yorlar. “Cumhuriyetin ilk yılları... Dev- rimler peşi sıra geliyor, şapka dev- rimi henüz uygulamaya konmuş... Hilafetçiler durumdan rahatsız. Der- ken Şeyh Sait doğuda hilafet kis- vesi altında bilinen Kürt isyanını başlatıyor. Vatan toprağının hiçbir köşesinden destek bulamazken, Potamya’da bir sivri zekâlı, halkı ör- gütleyip ‘hilafet isterük’ diye Şeyh Sait isyanına destek veriyor. Atatürk, önceleri bunları ciddiye almıyor. Ancak ‘Cumhuriyet iste- mezük, devrimleri tanımazük’ diye sesleri yükselmeye başlayınca, du- ruma el koymak mecburiyeti do- ğuyor. Donanmanın ‘Hamidiye’ gemisi Potamya sahillerine gön- deriliyor. Hamidiye, Potamya’yı kuru-sıkı bombalamaya başlayınca isyancı halk çil yavrusu gibi kaçışmaya başlıyor... Hamidiye susmuyor... Taa ki Potamyalılar sahilde saf tu- tarak Hamidiye gemisine secde edip hep bir ağızdan; ‘Atma Hami- diye atma... Şapka da giyeceğum, vergi da vereceğum’ diyene kadar. Potamya neresidir, bilir misiniz? Rize’nin şirin bir ilçesi… Bugünkü adıyla, Güneysu kazası... Güneysu neresidir bilir misiniz? Recep’in kö- yü... Şimdi de ‘Recep kimdir?’ di- ye sormayınız lütfen...” Bu iletide doğrular ve yanlışlar birbirine karışmış! Bir kere Gü- neysu Rize’nin 13 km. güneyinde, denizden uzak bir ilçe. Dolayısıy- la Hamidiye’nin Güneysu ilçesini doğrudan topa tutabilmesi olası- lık dışıdır. Ama şapka devrimi ile bağlantı- lı olay doğrudur. 30 Aralık 1925 ta- rihli Cumhuriyet gazetesinin ha- berine göre Potamya Merkez Ca- misi İmamı Hacı Sabit Civelek Efendi gençlere şöyle demiş: “Eğer babanız başına şapka koyarsa kat- li vaciptir! Onu vuracaksın...” Necip Fazıl Kısakürek’e göre “Şapka giymek istemiyoruz” diye- rek ayaklananlar 80-100 kişiymiş. Rize Valisi Mehmet Hurşit Bey ola- yı telgrafla Ankara’ya bildirmiş. Bu- nun üzerine Hamidiye zırhlısı Rize’ye gönderilmiş ve Potamya yöresin- deki dağları topa tutmuş. Bugün o yörenin adı “Hamidiye Geçidi”dir. Kentteki “Büyük Hamidiye Camisi Külliyesi’nin” adının bu olayla ilişkisi yoktur. Daha önce Abdülhamit yaptırdığı için bu adı taşır. Olaya karışanlar İstiklal Mahke- mesi’nde yargılanır, sekiz kişi idam edilir. Pek çok kişi de Adana ve Si- nop cezaevlerine gönderilir. Ne var ki İmam Sabit Civelek kendisini mahkemedeki şu ifade ile ceza al- maktan kurtarır: “Ben 50 sene Po- tamya’da imamlık yaptım. Hiç ece- linden ölen insan yumadım. Hep kanlı gömlek yıkadım. Bu insanlar benim dediğimi yapmazlar ki ben bu insanları isyan ettireyim!” Ardından da “Civelek” adına uy- gun bir “oynaklıkla” imam efendi eli- ne bir fötr şapka alır, öptükten sonra başına koyar! Düzeltme: NATO karargâhında görev ya- panları yazdığımız 25 Ağustos Salı günkü yazımda yanlışlıkla Prof. Dr. Mehmet Nimet Özdaş’ın yerine Prof. Dr. Gündüz Özdeş’in adını yaz- mışım. Özür dileyerek düzeltirim. Potamya’da Hamidiye Zırhlısı! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Yale Üniversitesi’nin kitabõndan Hz.Muhammed’e hakaret içeren karikatürler çõkarõldõ Karikatür krizi ABD’deDış Haberler Servisi - ABD’nin önde gelen okullarõndan Yale Üni- versitesi yönetiminin “Dünyayı Sar- san Karikatürler” kitabõndan Hz. Muhammed’e hakaret içeren eser- lerin çõkarõlmasõna karar vermesi tar- tõşma yarattõ. Yale Üniversitesi tarafõndan kasõm ayõnda yayõmlanacak kitabõn yazarõ Danimarkalõ Jytte Klausen, Müslü- manlar ve İslam peygamberi hakkõn- daki 12 karikatürün çõkarõlmasõ nede- niyle üzgün olduğunu belirterek, “Akademik bir yayından bu çizim- leri çıkarmaya mecbur kalınan bir ortamda olmamız da üzücü” dedi. Yale Üniversitesi yayõnlarõnõn yö- neticisi John Donatich’in kitaptan çõ- karõlmasõna karar verdiği karikatürler arasõnda, 2005 yõlõnda Danimarka ga- zetesi Jyllands-Posten tarafõndan ya- yõmlanan ve dünyanõn dört bir yanõn- da şiddetli protestolara yol açan kari- katürler ile İtalyan yazar Dante’nin ün- lü eseri İlahi Komedya’daki bir bölü- mü tasvir eden ve Hz.Muhammed’i ce- hennemde gösteren 19. yüzyõldan kal- ma bir çizim bulunuyor. Donatich, kararõ alõrken onlarca diplomat, istihbaratçõ ve akademis- yenden görüş aldõğõnõ belirterek, “Bunun bir sansür meselesi değil, güvenlik meselesi halini aldığını hissettim” dedi. Görüşüne başvuru- lanlar arasõnda eski ABD Dõşişleri Ba- kan Yardõmcõsõ ve Ulusal İstihbarat Müdürü John Negroponte ile Hin- distanlõ Müslüman bir aileden gelen ünlü gazeteci ve uluslararasõ ilişkiler uzmanõ Fareed Zakaria gibi isim- lerin bulunduğu kaydedildi. Yale Üniversitesi’nin açõklamasõn- da, BM Genel Sekreteri danõşmanla- rõndan İbrahim Gambari’nin “ka- rikatürlerin yayımlanması halinde Endonezya’dan Nijerya’ya kadar büyük olayların yaşanabileceği” uyarõsõ aktarõldõ ve Pakistan’daki Da- nimarka Büyükelçiliği’ne El Kaide te- rör örgütü tarafõndan geçen yõl dü- zenlenen kanlõ saldõrõ hatõrlatõldõ. Yazar Klausen ise uzmanlarõn ka- rar verirken karikatürlerin hangi çer- çevede basõlacağõndan habersiz ol- duklarõnõ ve kitabõn metinlerini oku- madõklarõnõ öne sürdü. Yale Üniversitesi yönetimi, ‘Dünyayõ Sarsan Karikatürler’ başlõklõ kitapta yer alan karikatürlerin çõkarõlmasõnõn “Bir sansür meselesi değil, güvenlik meselesi olduğunu” savundu. DAVUTOĞLU BÖLGE TURUNDA Bağdat-Şam krizinde soru işaretleri BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Irak ile Suriye arasõndaki krizin aşõlmasõ için devreye gi- ren Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu, bölge turunun ilk durağõ olan Bağdat’ta temaslarda bu- lundu. Davutoğlu, yola çõkmadan önce ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton ile ziyaretler ve bölgesel konular hak- kõnda kapsamlõ bir tele- fon görüşmesi yaptõ. ‘Suriye hedefte mi?’ Davutoğlu’nun arabu- luculuk yaptõğõ Irak-Su- riye krizi, soru işaretlerini de beraberinde getir- di.“Bağdat’ta 100’den fazla insanın yaşamını yitirdiği saldırıların fa- turası Suriye’ye çıkarı- lıp, Şam yönetimi hedef tahtasına mı oturtulu- yor?” sorusuna yanõt ara- nõrken, gelişmelerin 2005 yõlõnda eski Lübnan Baş- bakanõ Refik Hariri sui- kastõ sonrasõndaki yaşa- nõlanlar ile büyük ben- zerlik göstermesi dikkat çekti. Bağdat’ta 19 Ağus- tos’ta iki ayrõ yerde mey- dana gelen ve en az 100 kişinin yaşamõnõ yitir- mesi ve 600’den fazla kişinin yaralanmasõyla sonuçlanan patlamalarõn ardõndan Irak hükümeti Suriye büyükelçisini ge- ri çekmiş, Suriye ise 25 Ağustos’ta Bağdat’taki büyükeçisini çekerek karşõlõk vermişti. Irak hükümeti, Suriye’de ya- şadõklarõ ve Irak’taki pat- lamalarõn arkasõnda ol- duklarõ ileri sürülen Irak Baas Partisi yöneticile- rinden Muhammed Yu- nus el Ahmed ve Visam Ferhan’õn Suriye yöne- timinden istenmesini ka- rarlaştõrdõ. Şam yönetimi de suç- lamalarõn kabul edile- mez olduğu görüşünü iletti. Patlamalarõn son- rasõnda Irak medyasõnda, olayõn arkasõnda Suriye olduğu işlenmeye baş- landõ. Irak televizyonu, Irak Baas Partisi’nden yüksek düzeyli bir yet- kilinin itiraflarõnõn yer aldõğõ bir video kaseti yayõmlayõnca ipler bir anda gerildi. Benzer sürecin, 2005 yõlõndaki Hariri suikas- tõ sonrasõnda yaşanmõş olmasõ dikkat çekti. O dönemde Hariri suikas- tõnõn hemen ardõndan, daha kanõtlar tam olarak ortaya çõkmadan Şam yönetimi suçlanmõştõ. Yine o dönemde eşza- manlõ olarak, belli bir noktadan yönlendirildi- ği kuşkusu bulunan medya organlarõ Suri- ye’yi hedef almõştõ. RUM LİDERE SURİYE ŞOKU Esad:Kıbrıs’ta ikidevletvar Dış Haberler Servisi - Suriye’ye ziyarette bu- lunan Kõbrõs Rum yöne- timi lideri Dimitris Hris- tofyas, Suriye Devlet Başkanõ Beşşar Esad ile görüştü. Rum lider Hristofyas, İslam Konferansõ Teşki- latõ’nõn (İKT) Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriye- ti’ne (KKTC) verdiği desteği kesmesi ve KKTC ile Suriye arasõn- daki feribot seferlerinin sona ermesini istediği ziyarette ummadõğõ bir açõklamayla karşõlaştõ. Esad, Hristofyas’la dü- zenlediği basõn toplantõ- sõnda ‘’Kıbrıs’ta tek bir devletin olmadığını‘’ söyledi. Beşşar Esad, bir gaze- tecinin “Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin Lüb- nan’dan çekilmesi gibi Türk askerinin de Kıb- rıs’tan çekilmesi söz konusu olabilir mi” yö- nündeki sorusuna, “Kıb- rıs’ı ilgilendiren bir ko- nuya cevap vermem uygun olmaz. Ancak sorunun her iki tarafın beklentilerini karşıla- yacak biçimde çözül- mesini destekliyoruz” yanõtõnõ verdi. Esad, so- ruyu soran gazeteciye dönerek, “Siz, Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin Lübnan’da neden bu- lunduğunu ve nasıl çe- kildiğini herhalde iyi bilmiyorsunuz. Suriye, Lübnan’ın talebi üze- rine orada bulundu. Ayrıca Lübnan’da tek bir devlet vardı. Kıb- rıs’ta ise durum farklı.” yorumunu yaptõ. Esad, son dönemde ya- şanan Suriye-Irak ger- ginliğine değinerek, “1.2 milyon Iraklı mülteciyi ağırlayan Suriye’nin Irak tarafından bu şe- kilde suçlanması ahla- ki değildir” dedi. NATO konvoyu vuruldu Pakistan’dan Afganistan’a yakıt taşıyan bir NATO konvoyuna düzenlenen saldırıda 20’den fazla araç havaya uçuruldu. Taliban tarafından düzenlendiği düşünülen saldırıda 2 kişi yaralandı. (REUTERS) ‘Bir daha oy kullanmam’Dış Haberler Servisi - Afgan Lal Muhammed, oy verme hak- kõnõ kullanarak, ülkesinin gele- ceğinde söz sahibi olmak istedi. Ancak bu kararlõğõnõ korkunç bir bedelle ödedi: Oy vermeye gi- derken Taliban tarafõndan kesilen burnu ve kulaklarõyla. İngiliz In- dependent gazetesine konuşan Lal Muhammed, 20 Ağustos se- çim günü Taliban militanlarõnõn yolunu kestiğini, AK-47 tüfekle- ri taşõyan militanlarõn üzerini ara- yarak seçmen kartõnõ bulduklarõ- nõ söyledi. Bundan sonrasõnõ Mu- hammed şu sözlerle anlatõyor: “Bana ‘dersimi vereceklerini’ söyleyerek bağırmaya ve ar- dından da beni tüfekleriyle döv- meye, yüzümü yumruklamaya başladılar. Beni o kadar kötü dövüyorlardı ki yere düştüm. İçlerinden biri göğsümün üze- rine oturdu ve bıçağını çıkardı. Burnumu kestiğinde inanılmaz bir acı duymaya başladım. Ken- dimden geçiyordum ama o bı- çağını kullanmaya devam etti. Yüzümün tamamının kanla kaplandığını hissedebiliyordum. Ölmek istedim. Bu ülkede fakir insanlar acı çekiyor. Seçimler bu durumu değiştirecek mi bil- miyorum. Bir daha oy vermeye gideceğimi sanmıyorum. Artık çok korkuyorum.” Eşek üstünde ve daha sonra bir taksiyle başkent Kabil’e güç- lükle varan Muhammed’i kötü bir sürpriz bekliyordu. Boş oda ol- madõğõ gerekçesiyle ancak birkaç gün sonra hastaneye yatabildi. Atatürk. İskender. Tayyip Erdoğan. BAŞSAĞLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear