Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2009 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
PKK lideri Öcalan’ın son avukat görüşmesin-
de en çok Fethullah Gülen’le ilgili söyledikleri dik-
kat çekti. Peki, “Ben Fethullah Hoca’yı olumsuz
değerlendirmiyorum. Demokratik temelde, karşı-
lıklı yaklaşımlar olabilir” diyen Öcalan, durup du-
rurken konuyu neden bir cemaat liderine getirdi
ve zeytin dalı uzattı?
PKK’lilerle Fethullahçılar arasındaki gerginlik son
üç yılda doruğa ulaştı. Zaman gazetesi ve Aksiyon
dergisinde PKK’nin “Ergenekon”la ilişkilendirilme-
sine kadar uzanan yayınlara örgüt, Roj TV ve
diğer yayın organları üzerinden sert tepkiler
verdi. Hatta PKK’nin milis yapılanmaları, ar-
tan gerginlik üzerine çeşitli kentlerde Fet-
hullahçılara ait yüzlerce araca molotofkok-
teyli attı.
Zaman gazetesinin Avrupa ülkelerindeki
bazı bürolarının kundaklanmasına varan
saldırılar, güvenlik güçlerinin DTP’nin “Tür-
kiye Meclisi” adlı yapılanmasına yönelik
geçen aylarda yaptığı operasyonla doruğa
çıktı. Operasyonun başlamasından iki gün sonra ör-
gütün yayın organlarından ANF’de yayımlanan bir
analiz de PKK-cemaat arasındaki sıkıntının boyut-
larını dışavurdu. “Fethullah Gülen 2. Abdülha-
mid’in intikamını alıyor!” başlıklı yazıda, AKP’nin, Er-
genekon operasyonuyla Kemalizmin direnç nok-
talarına vurduğuna dikkat çekilerek şu görüşlere yer
verilmişti:
“Tasfiye süreci gelişirken Fethullahçı oluşum du-
rumdan vazife çıkararak kendi derin devleti ve Er-
genekon’unu kurmaya başlamıştır. Ama Gülen ce-
maati şunu unutmamalıdır ki, Kürtler eski Kürtler de-
ğildir. Kemalistlere yaptığınızı Kürtlere yapamaya-
caksınız.”
Gerginlik sürerken PKK yöneticilerinin Fethul-
lahçılara yönelik tepkileri durmadı. Örneğin Kandil
Dağı’ndaki örgüt yöneticilerinden Cemil Bayık
açıkça Fethullahçılara yönelik mücadele çağrısı yap-
mıştı! AKP’nin ideolojik ve maddi gücünü Fethul-
lahçılardan aldığına dikkat çeken Bayık, “AKP’yi ba-
şarısızlığa uğratmak istiyorsak, Fethullahçılara kar-
şı mücadele etmemiz, etkisiz kılmamız ge-
rekiyor. AKP’nin etkisizleştirilmesi buradan
geçiyor” diye konuşmuştu.
Öcalan’ın manevrası!..
Önceki gün Fethullahçılarla yakınlaşma
çağrısı yapan Öcalan, 5 Ocak’taki avukat
görüşmesinde Gülen’in faaliyetleriyle ilgili şu
değerlendirmeyi yapmıştı:
“El Kaide ile Araplar denetim altında tu-
tulmaya çalışılıyor. Fethullah Gülen’le de Tür-
kiye’deki İslami hareket kontrol edilmeye çalışılıyor.
Gülen’in Amerika’da tutulmasının sebebi, İslami ha-
reketi kontrol altında tutarak ikinci bir Humeyni ola-
yının önüne geçilmek istenmesidir.”
Öcalan, 24 Haziran’daki açıklamasında ise Gü-
len’i küçümsemişti. Ergenekon operasyonunun
ardında Fethullahçılar olduğuna ilişkin iddiaları de-
ğerlendiren Öcalan, “Basında Gülen’den bahsedi-
yorlar ama tek başına onun buna gücü yetmez, onu
bu kadar büyütmeye gerek de yoktur. Sonuçta Er-
zurumlu bir köy imamıdır” demişti!
PKK’nin Fethullahçılara yönelik eleştirileri bununla
da kalmadı. Geçtiğimiz aylarda Kandil Dağı’nda Mil-
liyet yazarı Hasan Cemal’e konuşan Murat Kara-
yılan, şunları söylemişti:
“Bize karşı son üç dört yıldır neden saldırganlaş-
tılar? Fethullahçılar devlet sistemine yerleşmek is-
tiyorlar. Amerika’dan da destek alıyorlar. Belki bu-
gün değil ama geleceğe dönük olarak risktir bun-
lar.”
Görüldüğü gibi Öcalan’dan Karayılan’a kadar PKK
yöneticilerinin yaptığı tüm açıklamalarda Fethul-
lahçılar hedef alınmıştı. Peki Gülen’i önce “İkinci Hu-
meyni” diye tanımlayarak tehlike olarak gösteren
sonra da “Sonuçta Erzurumlu bir köy imamı” diye
küçümseyen Öcalan’ın Fethullahçılarla ilgili bu
manevrası ne anlama geliyor?
Öcalan, Fethullahçıların devlet içindeki örgüt-
lenmelerinin tehlikeli boyutlara ulaştığının farkına mı
vardı?
Birileri PKK liderinin kulağına Kürt sorununun Fet-
hullahçılar olmadan çözülemeyeceğini mi fısıldadı?
Yoksa Gülen’in ikamet ettiği Amerika’dan İmra-
lı’ya “uzlaş” mesajı mı gitti?..
Son soru daha önemli; acaba uzun süredir
Abant toplantıları, Kuzey Irak’taki yatırımları ve Gü-
neydoğu’daki eğitim faaliyetleriyle Kürt sorununda
“aktör” olmaya çalışan Fethullahçılar, çözüm hari-
tasında pergeli ve cetveli ellerine mi aldılar?..
Öcalan’a son günlerde bir şeyler oldu... Ya kü-
çücük hücresinde kafasını bir yerlere çarptı ya da
Halfeti’nin Ömerli köyünde çocuklara imamlık yap-
tığı günleri anımsadı!..
‘Yol Haritası’nın Mühendisi Kim?..
Bu köşede, gözden kaçan ya da üze-
rinde durulmayan çok önemli bir gelişmeye
ısrarla vurgu yapıyoruz. PKK’nin milis ya-
pılanması 5-6 bin kişilik askeri gücünün çok
önüne geçti! Örgüt bölge insanını siyasal-
laştırmakta büyük aşama kaydetti. Bunun
o kadar çarpıcı kanıtları var ki her kesimin
yaşanan gelişmeler üzerinde dikkatle dü-
şünmesi gerekiyor...
Konuyu biraz daha anlaşılır kılabilmesi
açısından şu soru çok önem ka-
zanıyor: Geçmişte çeşitli kentler-
de yapılan şehit askerlerin cena-
ze törenlerine kaç kişi katılmıştır?
İnternet üzerinden bir araştırma ya-
pıldığında görülecektir ki sayı 3 ile
10 bin kişi arasında değişir!..
Peki özellikle son iki yılda öl-
dürülen PKK’lilerin cenazeleri na-
sıl toprağa verildi? Şu bir gerçek
ki bundan 5 yıl öncesine kadar
PKK’li teröristlerin cenazeleri en çok bir-
kaç yüz kişinin katılımıyla apar topar
toprağa verilir, insanlar taziyeye gitmeye
bile çekinirdi...
Oysa siyasallaşmış PKK’cilik cenaze
merasimlerini de toplumsal gösterilere
ve intifada hareketlerine dönüştürdü!
Son örnek 15 Ağustos’ta Hakkâri’nin
Yüksekova ilçesinde yaşandı. PKK’nin
yayın organları bir teröristin cenazesini
şöyle duyurdu:
“Hatay’ın Antakya ilçesinin Karlısu bel-
desinde 7 Ağustos’ta çıkan çatışmada
yaşamını yitiren Musa Yılmaz’ın cenaze-
si Yüksekova’da 70 bin kişi tarafından
‘Şehit namirin’ (şehitler ölmez) sloganlarıyla
toprağa verildi. Yılmaz’ın cenazesi Yükse-
kova girişinde yaklaşık 2 bin araçlık konvoyla
karşılandı. Cenaze daha sonra Yılmaz’ın ai-
lesinin bulunduğu Yeşildere Mahallesi’ne
getirildi. Burada cenaze çoğunluğu yüzle-
ri kapalı gençlerin bulunduğu yak-
laşık 10 bin kişi tarafından, ‘İntikam’
sloganlarıyla karşılandı. Öcalan pos-
terleri ile PKK bayrakları açan genç-
ler ise mahalle içinde askeri yürüyüş
yaptı. Kitlenin sayısı kısa sürede 70
bin kişiye ulaştı. Daha sonra Yıl-
maz’ın cenazesi ailesinin evine gö-
türülerek eline kına yakıldı.”
Resmi nüfusu 54 bin 400 olan
Yüksekova’da bir teröristin cena-
zesine gerçekten bu kadar büyük bir ka-
tılım olmuş muydu? Dün bu soruyu Hak-
kârili gazeteci arkadaşlarıma sordum. On-
lar Yılmaz’ın cenazesine çevre ilçelerden
gelenlerin de aralarında bulunduğu 40
bin kişinin katıldığını, bin araçlık bir konvoy
oluşturulduğunu söylediler!..
“Kürt açılımı”, “Öcalan’a özgürlük”
ve PKK’nin siyasallaştırılması tartışılırken
işte bu çok önemli gelişmeler gözden ka-
çırılıyor!
70 Bin Kişilik Cenaze!..
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
İmralı Ne Diyor?
PKK lideri Öcalan’ın dünkü gazetelerde beklenen
mesajlarına ve çözüm önerilerine bakıyorum. Tam bir
ayrılıkçılık programı. Bu program uygulandığında, er-
tesi gün, Türkiye topraklarında Kürt Devleti kurulmuştur.
Öcalan “Federasyon deseler kabul etmem” diyor;
uyandırdığı izlenim “ayrılıkçı bir yapı falan istemiyorum”
biçiminde... Ama sayıp döktüklerine baktığınızda, fe-
deratif bir yapının ötesinde, Türkiye toprakları içinde
“ayrı” bir devletin yapıtaşlarını sayıp döküyor: Eğitim,
ordu, din, meclis, belediye, spor vb bütün örgütlen-
melerini kendileri yapacaklar... Sonrası için bir “hooop”
adımı kalacak!
Öcalan arkadaşlarına diyor ki: Eski devrimler gibi
artık bütünü birden elde edemezsiniz, kısmi davra-
nacağız...
Öcalan, Türkiye ile Kürtlerin (Kürt Devleti’nin!?) bir-
likte değil “yan yana” yaşamasından bahsediyor. “İç
içe” durumunu sona erdiriyor! Türkiye’nin Irak, Suri-
ye, Ermenistan vb gibi ülkelerle “yan yana” yaşama-
sı gibi..
İmralı’da yanlız yaşamak, onu gerçeklerden tama-
men koparmış gibi. Örneğin CHP ve MHP için, “Bu
sürecin önünde engel olmasınlar, yoksa 6 ayda biterler”,
diyor! Vay vay...
Öcalan’ın “Kürt açılımı” programı AKP’nin “Kürt açı-
lımı” programı ile örtüşüyor mu, ne kadar örtüşüyor,
tabii bilmiyoruz. Çünkü AKP’nin “asgari ve azami Kürt
açılımı”nın çerçevesi hakkında kimsenin bilgisi yok!
AKP, bilinmeyen bir programa destek istiyor, deste-
ğini kayıtsız şartsız bildirmeyenlere ise veryansın edi-
yor.
Ama Erdoğan ile Öcalan aynı görüşte: Her ikisi de
bu yıl sonuna kadar bu işin bitmesi gerektiğini söy-
lüyor! Her ikisinin paketindeki ayrılıkları herhalde
yandaşlar, üç aşağı beş yukarı bir “at pazarlığı” ile gi-
derirler (mi)!
Geri dönelim: Öcalan “engel olmasınlar, yoksa bi-
terler..” derken ne demek istiyor...
Bu sözlerin ardında bir tehdit mi var? Bilmiyoruz.
Ama durumu gözden geçirebiliriz:
2011 içinde, ABD Irak’ta sükunet istiyor. 7 yıldır iş-
başında olan AKP’nin ‘Kürt açılımı’nı acele devreye
sokması bu nedenle!
Takvim sıkışık.
PKK’nin Kuzey Irak’tan operasyonları, oradan silahlı
örgüt olarak etkinliği ve dahası barınması zorlaşacak,
“Türk-Irak-Amerikan Planı” uygulanırsa hele, imkân-
sız hale gelecek. Çözüm arayışları bu nedenle...
O zaman PKK’nin yüksek taleplerini içeren bir si-
yasi çözümü kabul ettirmesi için, Türkiye’yi “silahlı sı-
kıştırma” eylemlerini, tamamen Türkiye’den yapma-
sı gerekiyor. PKK bir gerilla örgütü. “Klasik teori” ge-
reğince, gerillaları bir “düzenli ordu”ya dönüştürme ola-
sılığı sıfır. PKK bu açıdan hep “siyasi çözüm” için şart-
lar dayatan bir silahlı örgüt olarak kalacaktır.
PKK, örneğin bir “kurtuluş savaşı örgütü” görün-
tüsünü korumaya özen gösterdi. Kentlerde sürekli te-
rör eylemlerini körüklemedi! Ama kentlerde yaptığı pek
çok eylem ile bunu yapabilecek güçte olduğunu da
“egemen sınıflara”, “Türk devletine” gösterdi.
İmralı’nın son konuşmasının içinde “biterler... hat-
ta AKP bile...” sözlerinin ardında tehdit olarak algıla-
yabileceğimiz “şifre” varsa eğer, bu nokta mıdır? Ya-
ni “Kent terörü”?
Çünkü, “ABD-Irak Türkiye” arasındaki “anlaşma” ge-
reği, PKK eğer “Irak kırsalı”nda bitecekse, Anadolu’da
barınacak. Kırsalda, Irak’taki desteği olmadan, eski
etkili eylemlerini sürdürmesi zor. O halde?!
Ben yine de İmralı’dan böyle bir tehdit geldiğini dü-
şünmek istemiyorum. Yaptığım uç noktada bir olasılık
hesabı! Çünkü kentlerde terör eylemi herkes için bir
felaket olur! Ama, ayrılıkçılığı, ayrılığı körükleyecek bir
“Kürt açılımı”nı Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışmak
pek çok riski olan bir siyaset.
Şimdi en önemli konu, herkes için tam bir özgür tar-
tışma ortamını sağlamaktır..
Kadri Gürsel’in dünkü Milliyet’te yazdığı gibi, kim-
se kendini saklamamalı. Kim neyi savunuyor, özgür-
ce ortaya koyabilmeli. Ayrılıkçıları ve gerekçelerini gör-
meliyiz.
“Aydınlatılmış” bir kamuoyona her zamankinden
daha çok ihtiyacımız var.
Madem “demokrasi” istiyoruz!
Demokrasi aynı zamanda milleti ayırmak değil, kay-
naştırmanın da adı olmalıdır..
AKP etnisiteye vurgu yaparken, ayrılıkçılığın de-
ğirmenine su taşıyor.
Oysa, Urfa’da 150 lira almak için kuyrukta bekler-
ken ölen ve cebinden kimliğinden başka tek kuruş çık-
mayan Mehmet Yıldız’ı düşünen bir politika, birleş-
tirici olabilir..
Bu açıdan konu, yarına...
obursali@cumhuriyet.com.tr
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, terör ör-
gütü başõ Abdullah Öcalan’õn yol ha-
ritasõyla ilgili olarak “Bizim muha-
tabımız millettir. Biz kendi çalış-
mamızı yürütüyoruz. Bu bir devlet
projesidir ve kendi rayında yürü-
mektedir” dedi. SP Genel Başkanõ
Numan Kurtulmuş, terörün sona er-
dirilmesi için öncelikle devletin ope-
rasyonlarõ durdurmasõ, PKK’nin de ko-
şulsuz olarak silah bõraktõğõnõ ilan et-
mesi gerektiğini söyledi.
İçişleri Bakanõ Atalay, Kürt açõlõmõ
kapsamõnda yürüttüğü ziyaretleri sür-
dürüyor. Atalay, dün de SP Genel Baş-
kanõ Kurtulmuş ile bir araya geldi. Gö-
rüşme sonrasõnda açõklama yapan
Atalay, CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal’õn “Muhatabım sayın baş-
bakandır” biçimindeki açõklamasõnõn
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafõndan
değerlendirildiğini kaydetti. Atalay,
Abdullah Öcalan’õn yol haritasõyla il-
gili olarak da “Bu devletin bir çalış-
masıdır. Muhatap millettir. Biz
kendi çalışmamızı ve sürecimizi
yürütüyoruz. Herkes bu süreçle il-
gili önleyici, provokatif düşünce ve
tavırlardan kaçınmalı. Bu devletin
bir projesidir ve kendi rayında yü-
rümektedir” dedi.
Değişen yer adlarõyla ilgili bir so-
ru üzerine, bu tür çalõşmalarõn her za-
man olduğunu söyleyen Atalay, “İl-
la bu, şu veya bu dilde yer ismi ola-
rak değil bir mahallenin bir köyün
ismi değişir. Yerelden bu talep ge-
lir ve İçişleri Bakanlığı olarak biz
bunu onaylar, göndeririz. Yani bu
her zaman olan bir şey. Köylerle il-
gili diyorum. Bu süreç içinde şu sı-
ralarda bu manada bir teklif gel-
medi doğrusu” diye konuştu.
SP Genel Başkanõ Numan Kurtul-
muş, herkesin eteklerindeki taşlarõ
dökmesi, görüşlerin çok açõk ve net bir
şekilde ifade edilmesi gerektiğini be-
lirterek, sürecin sulandõrõlmamasõ,
herkesin süreci gerginleştirmeden yar-
dõmcõ olmasõ gerektiğini söyledi. Kur-
tulmuş “Biz AKP’nin eline progra-
mımızı verdik” dedi. Konuyla ilgili
olarak bugün ve yarõn Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu’da genel başkan
yardõmcõlarõyla bir çalõşma yapacak-
larõnõ, perşembe günü de Diyarbakõr’da
bir basõn toplantõsõ düzenleyecekleri-
ni kaydeden Kurtulmuş, “Terörün so-
na erdirilmesi için Türkiye Cum-
huriyeti devletinin büyük bir ka-
rarlılıkla meselenin üzerine gitme-
si gerekiyor. Burada devlet öncelikli
olarak operasyonları durdurmalı-
dır. Silahlı terör örgütü de koşulsuz
olarak silah bıraktığını ilan etmeli-
dir. Bu kapsamda, uzun süredir
kandırılan ve bir türlü terörün ale-
ti haline getirilen gençleri kurtar-
mak için beyaz sayfa açılmalıdır.
Bunun için teröre bulaşanları ‘plan-
layanlar’ ve ‘kullanõlanlar’ diye ikiye
ayırmanın zorunlu olduğunu dü-
şünüyoruz. Göçün engellenmesi ve
geriye dönüşün başlatılması da
önemli” diye konuştu.
‘Rutin operasyonlar dursun’
Kurtulmuş, güvenlik güçlerinin her-
hangi bir saldõrõ dõşõnda rutin operas-
yonlarõnõ durdurmasõnõn sürecin sağ-
lõklõ işlemesine katkõda bulunacağõnõ
söyledi.
MÜSİAD Başkanõ Ömer Vardan
da İçişleri Bakanõ Atalay’õ ziyaret et-
ti. Vardan, “Türkiye’nin önünde
bekleyen birçok sorunun halli nok-
tasında yapılacak olan açılımların,
kendi mevcut kırmızı çizgilerimiz de
muhafaza edilmek kaydı ve şartıy-
la destekçisiyiz” dedi.
SP Genel Başkanõ Kurtulmuş’la bir araya gelen Bakan Atalay, ‘Kürt açõlõmõ’ için ‘Bu bir devlet projesidir’ dedi
İsimdeğişikliğigelirseonaylarõz
İstanbul Haber Servisi - İçişleri Baka-
nõ Beşir Atalay, Kürt sorununun çözümü-
ne ilişkin görüşlerini paylaşmak için bir grup
gazeteci ve akademisyenle bir araya geldi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde basõna
kapalõ olarak dün gerçekleştirilen toplantõ-
ya, Star gazetesinden Mehmet Metiner,
Habertürk gazetesinden Soli Özel, Hür-
riyet gazetesinden Nuray Mert, Anado-
lu’da Vakit gazetesinden Abdurrahman
Dilipak, Sabah gazetesinden Nevzat Çiçek,
Emre Aköz ve Mahmut Övür, Yeni Şa-
fak gazetesinden İbrahim Karagül, Taraf
gazetesinden Orhan Miroğlu ve Murat
Belge, Radikal gazetesinden Avni Özgü-
rel katõldõ. Bakan Atalay, toplantõya girişinde
gazetecilerin sorularõna, “Çıkarken bir
açıklama olmayacağı için zahmet etmiş-
siniz buraya, girerken ‘Merhaba’ diyeyim
istedim” yanõtõnõ verdi.
Atalay
gazetecilerle
görüştü
İstanbul Haber Servisi - Eski Ge-
nelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral
Hilmi Özkök, Kürt açõlõmõ çalõşma-
larõna hõz veren AKP hükümetini
“Çözüm diyerek yanlış işler yapıl-
mamalıdır” sözleriyle uyardõ. Hükü-
metin PKK ile masaya oturma ihti-
malini “Terör örgütüyle konuşul-
maz” diyerek eleştiren Özkök, PKK
lideri Abdullah Öcalan’õ kastederek
“Silahı eline alıp dağa çıkmış kişiy-
le konuşulmaz. Kanunlara karşı
gelmiş, dağa çıkmış o kişiyle otur-
duğun zaman, çok vahim bir du-
rum olur. PKK’nin silahlı bir ör-
güt olarak bu işte yer almasının
meseleyi baştan tıkayacağını düşü-
nüyorum” değerlendirmesinde bu-
lundu. Özkök, Milliyet’e verdiği rö-
portajõnda, hükümetin Kürt açõlõmõna
ilişkin çarpõcõ değerlendirmelerde bu-
lundu. Özkök, Kürt açõlõmõ sürecinin
iyi yönetilmemesi durumda ortaya çõ-
kacak sonuçlarõn “engel” niteliği ta-
şõyacağõnõ vurgularak “Politik gücü-
müz zayıflar. Politik güç en büyük
milli güçtür. Birliğini, beraberliği-
ni sağlayamayan ülke, politik gü-
cünü kaybeder. Çözülemeyen bu
sorun yüzünden kaybedilen canla-
rı, acıları malzemeleri düşünün. Bu
kayıplar olmasaydı Türkiye şimdi
bulunduğu yerden ileride olurdu.
Çözüm bütünleştirmelidir” dedi.
‘Politik
gücümüz
zayıflar’
MARDİN (Cumhuriyet) - Beledi-
ye-İş Sendikasõ Mardin Şubesi’nin
olağan kongresine katõlan DTP’li Nu-
saybin Belediye Başkanõ Ayşe Gök
“Size Kürdistan’dan sesleniyorum”
dedi. Belediye-İş Sendikasõ Mardin
Şubesi’nin 9. Olağan Kongresi, Bele-
diye-İş Sendikasõ Örgütlenme Başkan
Yardõmcõsõ Ali Çelenk, Mardin, Nu-
saybin, Derik belediye başkanlarõnõn
ve 133 delegenin katõlõmõyla Mardin
Yay Grand Otel’de yapõldõ. Açõlõş ko-
nuşmasõnõ yapan Belediye-İş Sendi-
kasõ Şube Başkanõ Memduh Akyüz,
hükümetin Kürt açõlõmõnõ destekle-
diklerini açõkladõ. Ali Çelenk de Kürt
açõlõmõyla ilgili olarak, “Ülkede hu-
zur ve refah bir ortamın oluşabil-
mesi için gerekli adımların atılması
ve ülke ekonomisinin düzelebilmesi
için bir an önce barışın sağlanması
gerekmektedir. Yüz yıllardır bera-
ber yaşayan Türk ve Kürt halkı bu
barışa katkıda bulunmalıdır” diye
konuştu.
Nusaybin Belediye Başkanõ Ayşe
Gök ise konuşmasõnõ Kürtçe yaptõ.
Gök, “Sizlere Kürdistan’dan sesle-
niyorum. Burası Kürdistan. Ben
bir kadın belediye başkanı olarak
konuşuyorum. Çok sorunlarımız
vardır” dedi. Bölgedeki kadõnlarõn
büyük sorunlarla karşõ karşõya oldu-
ğunu anlatan Gök, “Küçük yaşta
kızlarımız evlendiriliyor, kadınları-
mız işkence görüyor, töre diye öl-
dürülüyor. Bu sorunların üzerine
cesaretle gidilmesi gerekir. Kadın-
lara yapılan şiddetin bir an önce
son bulması için gerekli adımların
atılmasını ve eşitlikçi bir anlayışın
öne çıkmasını istiyoruz” diye konuş-
tu. Gök, herkesin barõş ve demokrasi
içinde yaşamasõnõ istediğini ifade etti.
SizeKürdistan’dan
sesleniyorum
BELEDİYE BAŞKANI GÖK:
HİLMİ ÖZKÖK UYARDI:
Kürt kökenli işçilerle bakkal arasõnda kavga çõktõ: 14 gözaltõ
Rize’detehlikeliçatõşma
ÖMER ŞAN
RİZE - Rize’de bir bakkal
ile karşõsõndaki inşaatta çalõşan
Kürt işçiler arasõnda çõkan tar-
tõşma kavgaya dönüştü. 2 ki-
şinin yaralandõğõ olaylarda 14
kişi gözaltõna alõndõ.
Engindere Mahallesi’nde
yapõmõ devam eden Fatma-
Nuri Erkan Bilim Sanat Mer-
kezi inşaatõnõn bekçisi Rizeli
E.D, saat 22.30 sõralarõnda
karşõda bulunan bakkaldan
alõşveriş yaptõ. İddiaya göre 25
kuruş eksik para veren E.D. ile
bakkal Bahattin Y. arasõnda
tartõşma çõktõ. Bu sõrada inşa-
atta çalõşan Kürt işçiler, fõrõn-
dan ekmek alõrken, Bahattin Y,
bakkaldan alõşveriş yapma-
dõklarõ için işçilere tepki gös-
terdi. Tartõşmanõn kavgaya
dönüşmesi üzerine işçiler de
inşaattaki diğer arkadaşlarõnõ
çağõrarak sopa ve küreklerle
bakkala saldõrdõ. Mahalle sa-
kinleri ile o sõrada düğünden
dönenleri taşõyan minibüsteki
yolcular da olaya karõştõ. Kav-
gada mahalle sakini 2 kişi çe-
şitli yerlerinden yaralanõrken,
olaya ilk müdahale eden polis
ekipleri, yetersiz kaldõklarõnõ
görünce destek istedi.
Daha sonra olay yerine
sevk edilen çevik kuvvet
ekipleri, işçilerle mahalleliler
arasõnda çõkan kavgaya mü-
dahale ederek işçileri inşaata
soktu. Çevrede geniş güven-
lik önlemi alan polis ekiple-
ri, kalabalõğõn artmasõ üzeri-
ne işçileri inşaatõn arka kapõ-
sõndan Asayiş Şube Müdür-
lüğü’ne götürdü. 14 işçi göz-
altõna alõnõrken gerginlik ge-
ce boyunca devam etti.
Rize Emniyet Müdürü Şam-
maz Demirtaş olayla ilgili
yaptõğõ açõklamada, gözaltõna
alõnan 14 kişinin sabah serbest
bõrakõldõğõnõ belirtti ve “Olay-
lar büyümeden önlendi” dedi.
Bakkal Bahattin Y, olaya
Rizeli olan bekçinin neden
olduğunu ileri sürerek, “Yap-
tığı alışverişlerde parayı her
zaman eksik veriyordu. Ben
de kendisine uygun bir şe-
kilde yaptığının doğru ol-
madığını söyledim. Bunun
üzerine inşaattaki işçileri
dolduruşa getirdi ve olayla-
rın çıkmasına neden oldu”
dedi. Olayõn ardõndan inşaat-
ta çalõşan Rizeli bekçi E.D. ile
2 çalõşanõn işine son verildi-
ği öğrenildi.
Rize’deki gerginlik gece bo-
yunca devam ederken polis
ekipleri, işçileri Asayiş Şu-
be Müdürlüğü’ne götürdü.
F. Gülen Musa Yõlmaz