28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Mevsim Sonu Şöleni kultur@cumhuriyet.com.tr İstanbul, Avrupa’nın -yalnızca Avru- pa’nın değil, dünyanın- en dinamik kültür merkezlerinden biri hiç kuşkusuz. Son günlerin kültür takvimine bir göz at- mak bile yeterli bu kanıya varmak için. Aynı akşam üç-dört festivalin birden açıldığı kaç kent vardır dünya üzerinde? Kentin kültür hayatının en çalışkan iz- leyicilerinin bile izlemekte zorlandığı bir takvimden söz ediyoruz. Dilerseniz bu haftanın ilk üç günü, İstanbul’un farklı mekânlarında gerçekleşen belli başlı et- kinliklere kısaca değinelim. Bunlardan ikisi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Baş- kenti Ajansı’nın desteklediği etkinliklerdi: Ahırkapı Hıdrellez Şenliği ve Uluslararası Kukla Festivali. Ahırkapı Hıdrellez Şenliği, Armada Oteli’nin sahiplerinden Kasım Zo- to’nun öncülüğünde birkaç yıldır ba- şarıyla düzenlenen ve İstanbul’un fes- tivaller takvimine özgün bir renk katan bir şenlikti. Bu kez, Ahırkapı’nın dar so- kaklarından çıkıp sahildeki geniş alana yayıldı ve 2010 Ajansı’nın olanaklarıy- la altyapısını güçlendirerek nitelikli bir halk şenliği özelliğini kazandı. Gele- neksel kültürümüzün bu anlamlı öğe- sini geleceğe taşıyan “Hıdrellez Şenli- ği”ni gerçekleştirenlere-başta Kasım Zo- to olmak üzere- binlerce teşekkür… Bir başka teşekkür de Cengiz Özek’e. “İstanbul Uluslararası Kukla Festivali”ni yaşatmak için 12 yıldır bü- yük emekler harcayan Özek, bu yıl 2010’un desteğiyle festivalini daha ge- niş kitlelere ulaştırmayı başarıyor. Hıd- rellez Şenliği’nden ayrılamadığım için Sabancı Müzesi’ndeki açılışa katıla- madım, ama festivalin zengin progra- mından bir bölümünü de olsa izleme- ye can atıyorum. Ülkemizde kukla sa- natının gelişmesi ve yaygınlaşmasını amaçlayan şenlik, bu yıl değerli kültür insanı Metin And’ın anısına ithaf edil- miş. “Gölgeye Övgü” sergisiyle festivale anlamlı bir katkı sağlayan İstanbul Mo- dern’in onur ödülüyle ödüllendirildiği festivalin önemli bir etkinliği, ‘Akdeniz Kuklası Sempozyumu’. Almanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Fransa, İran, İtalya, İspanya, KKTC, Japonya, Rus- ya ve Türkiye’den toplulukların yer al- dığı programın yalnızca çocuklara de- ğil, büyüklere de hitap eden gösteriler içerdiğini hatırlatalım. Hafta başında açılışı yapılan diğer fes- tivallerse, ‘Pera Güzel Sanatlar’ın dü- zenlediği “Pera Piyano Festivali” ile Bİ- MERAS’ın düzenlediği “I Dans – İstan- bul Uluslararası Çağdaş Dans ve Per- formans Festivali” idi. Pera Güzel Sa- natlar Lisesi, örnek bir okul ve eğitim merkezi olarak, sanatın farklı dalların- da başarılı etkinliklere imza atıyor. “Ra- hat Yaşamaya Övgü” adlı oyunla, bu yı- lın en başarılı tiyatro yönetmeni olarak ödüllendirilen Nesrin Kazankaya’nın yönetimindeki Tiyatro Pera’ya verdik- leri destek de bunlardan biri. Kurum- sallaşan bir diğer etkinlikleri de, 3. yı- lına ulaşan Piyano Festivali. İş Sa- nat’taki bir konserle açılan festivalin programında yerli ve yabancı sanatçı- ların katıldığı resital, seminer ve atölyeler yer alıyor. Gençleri sanatla buluşturan önemli bir etkinlik “Pera Piyano Festi- vali”. Bu yıl ikincisi gerçekleşen “I Dans” festivali, “Zamanın Dansı, Dansın Za- manı” alt başlığıyla sunuluyor. Haziran başına kadar İstanbul’un çeşitli kültür mekânlarında düzenlenecek etkinlikler kapsamında, dans gösterileri, video enstalasyonlar, hareket atölyeleri ve konferanslar yer alıyor. Bu iki festivali düzenleyen özel kuruluşları gönülden kutluyor, festivallerine uzun ömürler di- liyoruz. Çarşamba akşamı, Babylon’da dü- zenlenen ‘Positif’in 20. yıl kutlaması da, haftanın en görkemli sanat olaylarından biriydi. Ahmet ve Mehmet Uluğ ile Cem Yegül’ün kurduğu Positif firma- sı, 20 yıldır Babylon’da düzenledikleri konserler ve gerçekleştirdikleri müzik festivalleriyle İstanbul’un sanat hayatı- na ciddi bir katkı sağlıyor. Kutlama ge- cesinde, sahnede kimler yoktu ki; Okay Temiz’den İlhan Erşahin’e, Mu- rat Ertel’den (Baba Zula) Hüsnü Şen- lendirici’ye, İzzet Kızıl’dan Ayben’e sa- yısız yıldız… “Positif’e nice 20 yıllar” di- liyorum. Bütün bu sayıp döktüğüm etkinlikleri özel teşebbüsün gerçekleştirmiş olması bir tesadüf olmasa gerek. Kamu ku- rumlarımız, kendileri festival düzenlemek hevesinden vazgeçip uygar ülkelerde olduğu gibi bağımsız inisiyatiflerin dü- zenledikleri etkinliklere, festivallere des- tek olmayı seçse, bu anlattığımız tab- lo çok daha güçlenmez mi? Elbette, ba- şarılı örnekler de var: Kamu kurumla- rının düzenlediği etkinlikler arasında, İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Ti- yatroları’nın “Genç Günler”i, Devlet Ti- yatroları’nın, Devlet Opera ve Balesi’nin düzenlediği festivaller gibi. Ama, ülke- mizde sanatın nabzı yüksek atıyorsa, bunu daha çok bağımsız kuruluşların çabalarına borçluyuz hiç kuşkusuz. vecdisayar@yahoo.com B unca şiddet içinde olmamõzõ, bunca kin, nefret, öfke sarma- lõnda yuvarlanmamõza niye şa- şõyoruz ki! Tiyatro sanatõnda bir kural vardõr: Eğer seyirci sahnede bir silah görüyorsa, bilsin ki, oyunun sonuna dek o silah mutlak en az bir kez patlayacaktõr! Çehov’un dillendirdiği bu sahne gerçeği, yaşam için de geçerli. 30 yõl boyunca dev- let, hükümetler, vatandaşlarõn bir bölü- münü ha bire silahlandõracak… Öteki bölümüne karşõ kullanõlmak üzere silah- landõracak… Oy hesaplarõ uğruna feodal yapõnõn sürmesini sağlayacak… 80 bin korucu ve ailelerini düşünün. Ge- çim kaynaklarõ sadece ve sadece korucu- luk olanlarõ… Neden bitsin ki bu nefret, bu kin, bu öfke… Affedersiniz ama niye şaşõyorsunuz ki? Köy Enstitülerini kapatan biz değil miy- dik? Daha geçen hafta Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği’ni neredeyse suçlu ilan eden, kõz çocuklarõn okumasõnõ sağ- layan kurumlara ateş püsküren? Tero- rizmle mücadele diye, ormanlarõ yakan, köyleri boşaltan? Yõllardõr siyasi partiler yasasõnda cinsiyet kotasõna yer vermeyenler, yer verme- mekte direnip “töre”, “namus” diye ge- veleyenler, bunun aşiret düzenine devam demek olduğunu bilmezler mi? Köylere geri dönüşte rant ve paylaşõm- da çõkacak savaşõ göremeyen körlerin, göz- lerinin açõlmasõ için bir gecede 44 ölü, ye- tim-öksüz kalan 70 çocuk mu gerekliydi? Buz gibi sayõlar neyi söyler? Kimi za- man hiçbir şey; kimi zaman da “Yeter ar- tık uyanın!” diye haykõrõr! ÇOCUKLAR DA DEĞİŞİR Geçen hafta Sedef Ecer’in yazdõğõ, Jean Gabriel Nordmann ve Serra Yıl- maz’õn yorumladõğõ (harika oyuncu- luk!) “Bir Emekli Mektubu” adlõ filmi izledim. Kõsacõcõk ama çarpõcõ bir film: An- kara’da Uçan Süpürge Festivali’nde gös- teriliyor, olanağõ olan kaçõrmasõn! Sedef Ecer’in “Emekli” dediği, artõk İs- panya sayfiyesine yerleşmiş eski bir iş- kenceci. İnce zevkli, resme meraklõ… Mektup da, devlet başkanõna yazõlmõş “birbirimizden yok farkımız” mektu- bu… Filmin öncesinde iki uzman Ufuk Gür- ler hukuki açõdan, Banu Vardar psiko- lojik açõdan Terörle Mücadele Kanunu çer- çevesinde sanki “yetişkinmiş” gibi yar- gõlanan, sorgulanan çocuklara dikkat çek- tiler. İkisini de dinlerken, Rakel Dink’in sözlerini hatõrlamaktan, çocuklardan na- sõl katil yetiştirdiğimizi görmekten geri kal- madõm. Banu Vardar, suçun oluşmasõ için iki öğeyi, “niyet” ve “davranış”õ vurgular- ken Diyarbakõr’da taş atan çocukla, Be- yoğlu’nda yankesicilik yapan çocuk ara- sõnda hiçbir fark olmadõğõnõ anlatõyordu. TMK Mağduru Çocuklar dediğimiz bu çocuklar, pedagojik destek alamõyor, öğ- renimlerini bõrakmak zorunda kalõyor, aklansalar bile arkadaşlarõndan, okulla- rõndan dõşlanõyorlar. Masum ve çocuk olarak girdikleri bu süreçten politize olmuş, sesleri, duruşlarõ değişmiş çõkõyorlardõ. Hiç kuşkunuz olmasõn niyetleri ve davranõşlarõ da değişecektir! Şiddet kültürünü yaymak bugüne dek Türkiye’ye sadece zarar verdi. Bunu hâ- lâ anlayamõyoruz! METİN AND’A SAYGI Bugün sizlere bütün bunlardan değil 12. Uluslararasõ Kukla Festivali’nden söz edecektim… Ama yüreğimi susturama- dõm! Muhteşem bir açõlõş yaşadõk. Sabancõ Müzesi’nin yeni çok amaçlõ salonu muh- teşemdi. İspanya’dan gelen “Companyia Jordi Bertran” topluluğunun üç elema- nõ, bize “illüzyon” dersi verdi denebilir. Bir karõş boyundaki harflerle (A, B, C…) görsel şiirler yarattõlar. T harfinin tra- pez numarasõ, S’nin şakacõlõğõ, V’lerin dan- sõ derken… İnsanõn, gördüklerini “oku- ma” ve “algılama” gücünün sõnõrsõzlõğõ- na, sonsuzluğuna uçurdular bizi… Bu gösteri üzerine sayfalar boyu yazõ- labilir. Ancak hepsini bir yana bõrakõp, şu Kukla Festivali’ni, tüm olanaksõzlõklara karşõn, (uğradığı ihanetlere karşın) inat- la, azimle, inançla, sabõrla, büyük bece- riyle, ama en çok, en çok kukla ve gölge oyunlarõna duyduğu sonsuz aşkla sürdü- ren, 12 yõldõr sürdüren Cengiz Özek’e te- şekkür etmek istiyorum. O olmasa, çok- tan yok olurdu bu festival! Bu yõl 2010’dan alõnan destekle, İstan- bul’un her yanõna yayõlmasõ ayrõca övgü- ye değer. Kukla Festivali’nin tiyatro tarihimizde bir mihenk taşõ, bir yol gösterici olan Me- tin And’a adanmasõ; onur ödülünün “Göl- geye Övgü” sergisi nedeniyle İstanbul Mo- dern’e verilmesi… Bunlar sadece kadir- şinaslõk değil, aynõ zamanda çağdaşlaşma yolunda bellek tazeleme eylemi! Teşek- kürler Cengiz Özek! Metin And deyince… Sevgili “Büyü- cü”yü bir de Galeri G-ART’taki sergiyle andõk! Metin And’õn “Minyatürlerle Os- manlı- İslam Mitologyası” adlõ o muh- teşem eserini birçoklarõnõz görmüş olabi- lir… Ama onu gören Titi olunca, işler de- ğişiyor! O görüyor ve ortaya “Titi Hari- kalar Diyarında” adlõ sergi çõkõyor… Doğduğu İtalya’dan kopup, İstanbul’da eşsiz tasarõmcõ Sevim Çandar’õn dostlu- ğuyla gelişen; sonra Bodrum yarõmadasõ- nõn Geriş köyünde, dağ başõnda süren ya- şam ve emek serüvenini… Düş gücü, yaratõcõlõk, el hüneri, göz hüneri, yürek hü- neriyle Osmanlõ İslam Mitolojisi’ndeki minyatürleri kumaşla, apliklerle, çiçekle, renklerle, õşõkla, sevgiyle yeniden yaratõ- yor. Sergiyi kaçõrmayõn. Siz de kendini- zi harikalar diyarõnda hissedeceksiniz… 10 Mayõs Leyla Gencer’in ölüm yõl- dönümü. Pazar günü Ortaköy Meyda- nõ’nda Andante dergisinin Özlem Çay- evi’nde düzenlediği buluşmada görüş- mek üzere… zeynep@zeyneporal.com faks: 0212.257 16 50 Mardin’de nişanda 44 ölü… Bir gecede yetim-öksüz kalan 70 çocuk… Yörede 80 bin korucu… 18’ine varmadan öldürülen, hapsedilen, yargõlanan yüzlerce çocuk 8 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15 Sayõlarneyisöyler?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear