26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MELTEM YILMAZ AKP’nin anayasa değişikliği pake- ti çalõşmalarõnõ değerlendiren Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, “Anayasa değiştirildiği zaman her şey güllük gülistanlık olacak diye bir şart yok” dedi. Anayasa değişikliğine karşõ ol- madõklarõnõ vurgulayan Gerçeker, “An- cak Türkiye’de şu an topyekûn bir anayasa değişikliği için ortam uygun değil. Anayasanın değiştirilmesi için gerekli ortamın hazır olması lazım. Topyekûn yeni bir anayasa hazırlanmasın- dansa anayasada kısmi değişikliğe gidilebilir. Bu kısmi değişiklikte de öncelik yargı bağım- sızlığı olmalıdır. Türkiye’de anayasa değişik- liğinden daha önemli olan konular var, toplu- mun öncelikleri var. Eğitim Türkiye’nin ön- celikli konusu” diye konuştu. Gerçeker, Anaya- sa Mahkemesi üyelerinin üçte birinin parlamen- to tarafõndan seçilmesinin geriye gidiş anlamõ ta- şõdõğõnõ belirterek bunun “kabul edilemez” ol- duğunu söyledi. Anayasal değişikliklerin, Türkiye Cumhuriye- ti’nin güvencesi olan temel ilkelerini belirleyen de- ğiştirilemez hükümlerini zedeleyecek, zafiyete uğ- ratacak nitelikte olmamasõ gerektiğine dikkat çe- ken Gerçeker, konuya ilişkin sorularõmõzõ yanõt- ladõ. Temel hak ve özgürlüklerin tam bağõmsõz bir yargõ sistemi kurulmasõyla gerçekleştirilebilece- ğini, tam bağõmsõz yargõnõn ise yürütmeyle yasa- manõn hiçbir etki ve müdahalesinin söz konusu ol- madõğõ bir sistem olarak kurulmasõ halinde sağ- lanabileceğini söyleyen Gerçeker, yargõnõn, yet- kisini millet adõna kullandõğõnõ anõmsattõ. ‘YARGIDA ÜÇ BAŞLI SİSTEM VAR’ Demokratik meşruiyet sağlama gerekçesiyle yasama ve yürütme tarafõndan yüksek mahkeme- lere, yargõ kurumlarõna üye seçilmesi düşüncesi- nin yargõ bağõmsõzlõğõyla bağdaşmadõğõnõ belirten Gerçeker, yargõda üç başlõ sistem olduğunun da al- tõnõ çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir taraf- ta Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), bir tarafta Adalet Bakanlığı, bir ta- rafta da Yüksek Mahkemeler... Bugün yargı ba- ğımsızlığının özlenen bir konu olması, yargı bir- lik ve bütünlüğünün olmadığını gösteriyor. Bu nedenle de Türkiye’de güvensizlik ortamı oluşuyor. Yargıyı daha da siyasallaştıracak dü- zenlemelerden mutlaka kaçınılmalıdır.” Yargõya yönelik eleştirilerin kaynağõnõn iyi gözlemlenmesi gerektiğini belirten Gerçeker, ye- ni bir anayasa hazõrlanacaksa mutlaka kurucu bir meclisin oluşturulmasõ gerektiğini belirtti. Ana- yasanõn hazõrlanma sürecinde demokratik kitle ör- gütleri, üniversiteler, sendikalar ve hukukçularõn bir araya gelerek tartõşma ortamõnõn yaratõlmasõ, bu kurum ve kuruluşlarõn hazõrladõğõ taslağõn ise TBMM’ye sunulmasõnõn en akõlcõ yol olduğunu kaydetti. Parti kapatma konusunda Venedik Kri- terleri’nin esas alõnmasõnõn doğru bir yaklaşõm ol- duğunu belirten Gerçeker, “AB kriterleri bizi il- gilendirmez diyemeyiz. Dünya artık globalle- şiyor. Biz de Türkiye olarak AB kriterlerine uyacağız diye imza atmışız, bunu taahhüt et- mişiz. Bu kriterler yılların verdiği tecrübenin sonunda ortaya çıkmış şeyler. Bunları kabul et- meyeceksek neden kabul etmediğimizi anlata- bilmemiz lazım. Aksi takdirde bunlara uymak zorundayız” değerlendirmesini yaptõ. ‘KABUL EDİLEMEZ’ Anayasa Mahkemesi üyelerinin üçte birinin parlamento tarafõndan seçil- mesinin geriye gitmek anlamõna gel- diğini ve bunun “kabul edilemez” ol- duğunu belirten Gerçeker, şunlarõ söyledi: “Geçen günlerde Almanya’dan gelen hukukçu dostlarımız Alman- ya’da parlamentodan da Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçildiğini, an- cak bunu düzeltmeye çalıştıklarını söylüyorlar. Biz ise onların düzeltmeye çalıştıkları maddeleri eklemek istiyoruz. Bu yenilik değil, geriye gidiştir. İktidarın bunu bir kompleks olarak düşünmemesi lazım. Biz böyle bir uygulamayı kabul et- miyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi yük- sek mahkemedir; siyasi partilerin buraya üye seçmesi yargı bağımsızlığına tamamen aykı- rı. Siyasi parti kapatma davalarına bakan bir yüksek mahkemeye siyasal partilerin üye seçmesi, sonuçta siyasallaşmaya neden olacaktır. Biz her zaman özgürlükçü de- mokrasiden yanayız. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi bizim en bü- yük özlemimiz.” ZEYNEP ŞAHİN Türkiye Devrimci İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, yeni anayasa hazõrlanmasõ için “sadece anayasa yapmak üzere halk tara- fından 100 - 150 kişilik temsili ni- teliğe sahip bir meclis seçilmesi, TBMM’nin de normal işleyişine devam etmesi” önerisinde bulundu. Yürürlükteki anayasanõn değiştiril- mesi için AKP iktidarõnõn başõnõ çektiği, farklõ kesimlerin de destek verdiği çalõşmalar, yeni anayasa- dan beklentileri tartõşmaya açtõ. DİSK bu kapsamda, yeni anayasa- nõn hazõrlanacağõ zemine ve taşõya- cağõ özelliklere ilişkin kapsamlõ bir taslak hazõrladõ. DİSK’TEN ANAYASA TASLAĞI TBMM Başkanlõğõ’na, siyasi par- tilere ve sivil toplum örgütlerine, 1 Haziran Pazartesi günü gönderile- cek anayasa taslağõ üzerindeki son düzenlemeler devam ederken, DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi yürüttük- leri çalõşma çerçevesinde ilk değer- lendirmeleri gazetemize yaptõ. “1982 Anayasası, yenilenmeli. Fa- kat yenilemenin yöntemi ve yeni anayasanın içeriği üzerinde, ger- çek bir siyasal ve toplumsal mutabakat sağlanmalı” diyen Çelebi, devletin güçler ayrõlõğõ doğrultusunda dengeli bir yapõya kavuşmasõnõn, yeni birimler kurulmasõnõ gerektiğini söyledi. Çelebi, “Örneğin sena- to oluşturularak çift meclisli bir yapıya geçilebilir” görüşünü kaydetti. Yeni anaya- sa hazõrlanmasõ için yeni bir meclis oluştu- rulmasõ önerisini getiren Çelebi, “Mevcut TBMM’nin olağan işleyişine devam et- mesi kaydıyla, sırf anayasa yapmak üze- re halk tarafından 100-150 kişilik temsilî niteliğe sahip ve tarafsız bir meclis seçil- meli. Bu kişilerin en az iki yasama seçimi döneminde aday olma haklarından vaz- geçmeleri istenmeli” dedi. ‘KATILIMCI DEMOKRASİ’ Çelebi, kadõn haklarõndan eğitime, basõn özgürlüğünden kamu yönetimine kadar yapõlmasõnõ istedikleri anayasal değişiklik- leri ise şöyle sõraladõ: “Kamu yönetimin- de; merkezi yapılanma karşısında, yerel yönetimler de - Avrupa devletlerinde ol- duğu gibi - birer demokrasi mekânı ve merkezi otoriteyi dengeleyici güç şeklin- de yeniden yapılandırılmalı. Kadın hak- larının gerçekleştirilmesine yönelik ‘po- zitif ayrõmcõlõk’ ilkesi açıkça yazılmalı. Anayasanın tüm bireylerce sahiplenil- mesini sağlama ereğinde, ‘anayasal yurt- taşlõk’ tanımı yapılmalı. Seçimlerde, temsilde adalet ilkesi güvence altına alınmalı. Zorunlu öğretimin, en az 12 yıl ve gerçek anlamda parasız olması sağlanmalı; din kültürü dersi anayasal zorunluluk olmaktan çıkarılmalı. Fikrî çoğulculuğu güvenceleyici ve basında tekelleşmeyi önleyici düzenlemeler ya- pılmalı. Bakanların milletvekilliği, baş- bakanın ise parti genel başkanlığı ken- diliğinden düşmeli. Yerinden yönetim- ler, üniter devlet yapısı içinde ka- larak katılımcı demokrasiyi geliş- tirici ve merkezi otoriteyi dengele- yici bir yapıya kavuşturulmalı. ” ‘VAZGEÇİLMEZ NİTELİK- LER YANSITILMALI’ Yeni anayasa konusunda “kırmızı çizgiler”e de dikkat çeken DİSK Başkanõ, “Önceliği insan hakları olması gereken yeni anayasa, Tür- kiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmez nitelikleri olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti özelliklerini yansıtmalı. Cumhuriyetin temel il- keleri düzenlenirken, herhangi bir muğlaklığa meydan vermeyecek, açık hukuki kavramlar tercih edil- meli. Ancak anayasanın özünün korunmasına yönelik değişmezlik konusu, Cumhuriyet ve nitelikle- riyle sınırlı olarak tasarlanmalı” dedi. Yasama ve yargõ erkleri için yapõl- masõ gereken düzenlemelere de deği- nen Süleyman Çelebi, yasamanõn yü- rütme güdümünden çõkarõlmasõnõn temel ilke olmasõ gerektiğini, yargõ- nõn ise “tarafsız, hızlı ve adil yargı- lamayı gerçekleştirebilecek biçim- de” yeniden yapõlandõrõlmasõnõn zo- runlu olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nin ise yeniden yapõlan- dõrõlmasõnõ isteyen Çelebi, “Yasama organının seçeceği üyeler için ilgili kurumlara aday gösterme olanağı tanınmalı ve seçimde aranacak oran, belli bir siyasal çoğunluğun hâkimiyetini önleyici şekilde dü- zenlenmeli” dedi. TOPLUSÖZLEŞME, GREV İSTEĞİ Çelebi, emekçiler açõsõndan yeni anayasadan beklentileri de sõralaya- rak, “Sendika, toplu iş sözleşmeli toplu pazarlık ve grevi de kapsayan toplu ey- lemler hakları, ilke olarak tüm çalışan- ları kapsamalı, çalışanların yasal ya da biçimsel statüleri arasında ayrım göze- tilmeksizin, anayasal güvenceye bağlan- malı. Toplu iş sözleşmeli toplu pazarlık hakkı ile grevi de kapsayan toplu ey- lemler, uluslararası sendikal haklar hu- kukunun yerleşik ilkelerine uygun ola- rak, devlet adına otorite işlevlerini yeri- ne getiren kamu görevlileri dışında, tüm hak özneleri için anayasal güvenceye alınmalı” diye konuştu. Ayrõca, anayasa değişikliğini gerçekleştireceklere “serin- kanlı” olma uyarõsõnda da bulunan Çelebi, “Anayasanın olağan dönemde yenilen- mesi, olağanüstü dönemlere göre daha zor bir süreçtir. Bu nedenle elden geldi- ğince demokratik usuller gözetilmeli” vurgusunu yaptõ. CMYB C M Y B 12 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 DİSK’ten yeni Meclis önerisi Çelebi: Anayasa hazõrlamak için halkõ temsil eden 100-150 kişilik bir Meclis seçilsin. TBMM normal işleyişini sürdürsün DENİZ TATARER TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ, AKP Milletvekili Prof. Dr. Burhan Ku- zu, hükümetin 10-15 maddelik bir anayasa değişikliği paketi üzerinde çalõştõğõnõ, metinde “siyasi partilerin kapatılması- nın zorlaştırılması”, “Anayasa Mah- kemesi üyelerinin Meclis tarafından se- çilmesi”, “Türkiye milletvekilliği”, “Anayasa Mahkemesi’nin 2 daireli ça- lışma usulüne kavuşturulması” ve “Ombudsmanlık sistemi” konularõnõn öncelikli olarak ele alõnacağõnõ söyledi. Muhalefetin, kendileriyle konuşmasõ ha- linde ortak bir metin üzerinde uzlaşõlabi- leceğini de belirten Kuzu,“Bütün mese- le muhalefetin tutumunda. Oturulup konuşurlarsa bir metin çıkar, konuş- mazlarsa milletin gözü önünde bunun yapıldığını görürler” dedi. AKP’li Kuzu, anayasa paketi çalõşma- larõnõn Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn 29 Mart yerel seçimleri öncesi açõkladõğõ dört ana konu üzerinde sürdü- ğünü söyledi. Daha önce Prof. Dr. Ergun Özbudun ve ekibince hazõrlanan yeni ana- yasa metninin iyi bir çalõşma olmasõna kar- şõn çeşitli yaftalarla kullanõlamaz hale ge- tirildiğini belirten Kuzu, “Yöntem nok- tasında bir farklılık olmayacak. Daha önce metni bilim heyeti hazırlamıştı. Şimdi biz hazırlıyoruz. O metin üze- rinde anlaşılamadığı için bir kenara itil- di. Eğer muhalefet ve sivil toplum ör- gütleri yeni bir anayasa yapılsın di- yorlarsa bu metin üzerinde de konu- şulabilir. Herkesin katkısıyla yeni bir metin de hazırlanabilir. Ancak biz ye- ni bir anayasa üzerinde çalışmıyoruz. Daha kısıtlı küçük bir paket oluştu- rulması için çalışmalara başladık” de- di. Kuzu, AKP hükümetinin anayasa de- ğişikliği paketi çalõşmalarõ hakkõnda özet- le şu bilgileri verdi: “Ana değişikliklerin başında ‘Siyasi partilerin kapatõlmasõnõn zorlaştõrõlmasõ’ geliyor. Bunun dışında Anayasa Mah- kemesi’nin de arzu ettiği gibi 2 daire- li çalışma sisteminin yerleştirilmesini is- tiyoruz. Ayrıca Anayasa Mahkeme- si’nin bellirli bir orandaki üyelerini de Meclis’in seçmesi gibi bir düzenleme öngörülüyor. Dünyada anayasa mah- kemelerinin bulunduğu her ülkede sis- tem böyle işliyor. Seçilen üyelerin ora- nı konusunda tartışmalar olabilir, bu da uygun bir zeminde sonuca bağlanır. Bunun dışında Anayasa Mahkeme- si’ne bireysel başvuru yapılması da gün- demde. Türkiye’yi siyaseten zor duru- ma sokma gibi birtakım gayretler var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmeden önce bir anlamda ön eleme, önünü kesme amaçlı bir düzen- leme öngörülüyor. Küçük partilerin parlamentoda temsili konusunda da ciddi sorunlar var. Bunun giderilmesi için ‘Türkiye milletvekilliği’ düzenlemesi de getirilmek isteniyor. Küçük parti- lerin belirli oranlarda TBMM’de tem- sil edilmesi siyasi gerilimi de azaltır. Bu gerilimin düşürülmesi isteniyor.” ‘MUHALEFETE BAĞLI’ Avrupa Birliği’nin (AB) anayasa deği- şiklikleri konusunda da birtakõm bek- lentileri olduğunu dile getiren Kuzu, is- teklerin başõnda “ombudsmanlık” sis- teminin geldiğini söyledi. Ombudsman- lõk sistemi konusunda tüm siyasi partile- rin ortak bir paydada birleştiğini de kay- deden Kuzu, “Ombudsmanlık sistemi, dünyanın 103 ülkesinde, AB’nin ise ta- mamında uygulanıyor. Türkiye’de ol- maması bir eksikliktir. Bu sisteme partilerin tamamı olumlu bakıyor. Bu- nun dışında AB, daha özgürlükçü ve insan haklarına saygılı yeni bir anayasa yapıl- masını da tavsiye edi- yor. Hükümetin AB’ye sunduğu Ulusal Prog- ram’da da tüm bu de- ğişiklikler yer alıyor- du. Anayasadaki tüm değişikliklerin yapıl- ması muhalefetin t u t u m u n a bağlı. Oturu- lup konuşur- larsa bir me- tin çıkar, ko- nuşmazlarsa milletin gö- zü önünde b u n u n yapıldı- ğını gö- rürler” dedi. KUZU: MUHALEFET BİZİMLE OTURUP KONUŞURSA ORTAK METİN ÇIKAR DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, “Önceliği insan haklarõ olmasõ gereken yeni anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmezleri niteliğindeki demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini yansõtmalõ” vurgusunu yaptõ Yeni anayasa için siyasal ve toplumsal mutabakat sağ- lanması gerekliliğini vurgulayan Çelebi “Senato oluştu- rularak çift meclisli bir yapıya geçilebilir” dedi. Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, topyekûn bir anayasa değişikliği için gerekli şartlarõn hazõr olmasõ gerektiğini söyledi ‘Şu an ortam uygun değil’AKP’nin anayasa değişikliği paketi çalõşmalarõnõ değerlendiren Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, “Topyekûn yeni bir anayasa hazõrlanmasõndansa anayasada kõsmi değişikliğine gidilebilir. Bu kõsmi değişiklikte de öncelik yargõ bağõmsõzlõğõ olmalõdõr. Türkiye’de anayasa değişikliğinden daha önemli olan konular var, toplumun öncelikleri var. Eğitim Türkiye’nin öncelikli konusu” diye konuştu. YARIN: PROF. DR. İBRAHİM KABOĞLU, CHP’Lİ ATİLLA KART, HAK-İŞ GENEL BAŞKANI SALİM USLU, CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ BAŞKANI ŞENAL SARIHAN Prof. Dr. Kuzu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear