24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kara Kutuları Açma Zamanı... İngiltere, Irak’taki askerlerini çekiyor. Evlerine dönmeye başlayan çocuklarının, geride bıraktık- larının bilançosu İngiliz basınında ardı ardına yayımlanıyor... The Observer başyazısında, asker çekmekle işin bitmeyeceğini, zira etnik çizgilerle bölünmüş ve örgütlü suçla ittifak içindeki ticaret seçkinleri ta- rafından yönetilen; ekonomik durgunluğun işga- li altında bir devletin oluşmuş olduğunu yazarak “askerlerin işini yaptığını, politikacıların ve diplo- matların işinin ise yeni başladığını” söylüyor. The Indepentend, sorunun teşhisi için daha ce- sur davranarak, altı yıl süren işgal sırasında öl- dürülen Iraklıların gerçek sayılarının bilinmediği- ni anımsatarak, “Bilmiyoruz. Çünkü umurumuzda bile değil. Iraklılar hiçbir zaman umurumuzda ol- madı. O yüzden gerçek sayıyı bilmiyoruz” diye içi- ni döken Robert Fisk’in yazısına yer vermiş. Hafta sonunda gözüme çarpan bu yazılar, altı yıl öncesinde Irak saldırısını açıktan tetikleyen ABD’ nin, üstümüzdeki baskılarının yeniden gün- deme gelmesine yol açtı.. İşgal planında İngiltere’ye düşen askerlerini, Basra Körfezi’nden çıkartmaktı. Irak’ın kuzeyi ise stratejik müttefik Türkiye’nin sorumluluğuna ve- rilmek isteniyordu. Geçenlerde de yazdım. Bush’un başkan yar- dımcısı Dick Cheney, bu amaçla Ankara’ya geldi ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’ten destek almak istedi. Rahmetli Başbakan’ın “olmaz” dediğini, bu yüzden de Washıngton’ın düğmeye basarak üç partiden oluşan hükümetin dağılmasını sağladı- ğını herkes biliyor. Ama Bülent Ecevit’in o red planının dayandığı gerekçe neydi? Altı yıl öncesinin bu çok hayati sorusu, bugün de önemini koruyor. Çünkü çok kimse, Türk Baş- bakanı’nın, Saddam hayranı olmakla kalmadığı- nı, Irak diktatörünün Baasçı görüşlerinin de, o duy- gulara etki yaptığını yazdı ve söyledi o günlerde. Masum Türker’in anlattıkları Bu suçlamaların bir kara kutuda saklanmış olan yanıtını ise, dağıtılmış olan koalisyondan sonra, Kemal Derviş’in yerine ekonomiden sorumlu dev- let bakanlığına getirilen Masum Türker gün ışı- ğına çıkarttı. 17 Mayıs’ta Ankara’da toplanacak olan DSP Kurultayı’nda Genel Başkanlık yarışına katılmak amacıyla uzun süredir hazırlanan Türker’in çok önemli açıklaması, pazar günkü Sabah gazete- sinde yayımlandı. Gazeteci Sevilay Yükselir, ekonomi bakanı ol- duktan sonra IMF toplantılarına gitmeden önce rahmetli Başbakanı ziyaret eden Türker’in söyle- diklerine yer vermiş. Ecevit, “Bunu bilmen lazım. Çünkü sana da sorabilirler” demiş: “Cheney’e biz sizin Irak’a girmenize izin vermeyiz. Orada Müslüman vatandaşlar yaşıyor. Şiilerin Muharrem ayında özel dini törenleri vardır. Siz onları o gün vu- rursunuz, fazla insan ölür. Bayram ya da ca- mi namazında vurursunuz. Biz burada incini- riz. Eğer Saddam’dan memnun değilseniz kendi yöntemlerinizle başka şekilde halle- din” dediğini söylemiş Masum Türker’e . Türker, bu söylenilenleri kamuoyu ile paylaşıp paylaşamayacağını öğrenmek istemiş. “Sakın ha. Ben hayatta iken yapma. Yanlış anlarlar beni. Dini alet etti derler” yanıtını almış. İnsan elbette bu kadar önemli bir gerekçenin sa- dece kendisinde kalmasının sakıncalarını da bi- lir. Türker de hem Başbakanı’nı dinlemiş; ama ile- ride “uydurdu” denmemesi içinde sırrını o tarih- te Refah Partili bir milletvekili olan Mukadder Ba- şeğmez ile paylaşmış. Korunmak istenilen Saddam değil Irak halkı Sır arkadaşının, sözünü tuttuğu da biliniyor. Ama Türker’in de, o günün geldiğini görerek, rahmet- li Ecevit’in anlattıklarını kendisi için çok önemli olan bir kongre öncesine kadar saklamak amacıyla gös- terdiği özenden vazgeçmek zorunda kaldığı an- laşılıyor. Satır aralarında kalmasın. Bülent Bey, Ameri- ka’nın devirmek istediği Irak diktatörünü savun- mamış Cheney’le yaptığı o tarihi görüşmede. Tam aksine, Saddam’dan memnun değillerse, o so- runun kendi yöntemleri ile ve başka şekilde hal- ledilebileceğini anlatmak istemiş. Kurt CIA’ci konuğu, o yöntemlerin ne olduğu- nu elbette bilir. Ama amacın bir taşla birkaç ku- şu vurmak olduğu anlaşılıyor. Taşlardan birisi elbette Saddam için kullanıla- cak. O taşı hem Irak’ı işgal; hem de o altını üstüne getirme operasyonu sırasında Saddam’ı da dü- şürüp idam etmek için kullanan Beyaz Saray, öte- ki taşla da Ecevit’i alaşağı edecektir... Ve gerçek bir yurtsever, inançlı bir siyaset adamı için sade- ce iktidardan değil, yaşamdan da silinip atılmak dönemi adım adım yürürlüğe sokulmuş olacak- tır. O yolda adımlar atılırken de belki 1 milyon Irak- lı öldürülecek. Mezopotamya toprakları parça- lanmak tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Masum’un anlattıkları arasında, o dönemin öte- ki kara kutularını açma görevi için adları verilen Öz- kök’ler, Büyükanıt’lar da konuşmalıdırlar. Düşürülen ve düşürüldüğü için dağılma arifesine gelen sadece bir iktidar ve o iktidarı oluşturan po- litik güçler değildir. Aynı zamanda altüst edilmek istenilen Türkiye’nin laik, çağdaş yapısıdır. O ya- pıdaki hukuk devletine olan inançtır da. Altı yıldır olup bitenlere bakıyorum da, politi- kacılarımızın, özellikle demokratik solcu ya da sos- yal demokrat olmakla öykünenlerin hiç ders al- madıklarını bir kez daha görüyorum. Hele şu 17 Mayıs öncesinde Ecevit’e altı yıl öncesi öğrencilik yapmış olanlar, omuzların- daki asıl ve ağır sorumluluğu unutmuş; nelerle uğraşıyorlar.. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net ENTERNET / MEHMET SUCU Türkiye Bilişim Sektörü Değişim 1990-2008 raporunda çok ilginç ger- çekler vardı. İndex Grup’un yaptığı açıklama medyada yeterince yer al- madı. Biz de yerimizin izin verdiği öl- çüde 2008 ve gelecek değerlendir- melerine yer vermek istedik. Perakende marketlerin son derece geniş yatırımları ve Türkiye’yi yüksek oranda kapsamalarıyla bilgisayar ba- yileri, rekabet güçlerini kaybettiler. Uluslararası en büyük perakende zin- cirinin de yakında Türkiye’de faaliye- te geçecek olması, Türkiye pazarını da- ha da hareketli hale getirecek. Alternatif kanallar olarak yiyecek içecek zincirleri, elektronik perakende içinde önemli bir rol almaya başladılar. Son tüketiciye “Çeyiz Mağazaları” olarak çeşitli ürünler satan alternatif mağazalar da BT pazarında dikkat çe- kici bir oyuncu oldu. Pazarda son tüketicinin yarattığı ta- lep, toplam talebin yüzde 30’unun üzerinde. Sektörde sermaye yetersizliği en büyük sorun. Kredi kartlarıyla alışveriş, son yıllar- da en çok tutulan ödeme aracıydı. Kriz- le artan maliyet oranları, bu konuda en büyük sıkıntı oldu. Sektör, “Alacakların Sigortalanması” işlemiyle 2008 başında tanıştı. Fakat krizin sertliği karşısında, uluslararası si- gorta şirketleri, bu işlemden neredey- se geriye çekilmiş oldular. Intel’in ATOM işlemcisini pazara sunmasıyla, netbook ürünleri, flash ürün grubu oldu. Netbook ürün grubunun, uzun va- dede notebook pazar payını yakala- yabileceği izlenimi var. Kısa vadede pa- zarda yüzde 10’luk bir paya sahip ola- cağı tahmin ediliyor. 2008 yılında PC ürün grubunda desktop satışları yüzde 55, notebooklar yüzde 45 gerçekleşti. Desktop ürünlerle birlikte tercih edi- len monitör artık yüzde 100 LCD oldu. LCD monitörde ekran boyutları 19” ve 22”. Katma değerli yazılım ve kablosuz çözümlere önemli odaklanma var. Harici bilgi depolama ürünlerinde sa- tış rekorlarına imza atılıyor. Bilgi sak- lamayı ve arşivlemeyi sevdik. Bilgisayar ve internet kullanım ora- nının, En yüksek olduğu yaş grubu 16-24. İkinci büyük yaş grubu 25-34. Eğitim durumuna göre en fazla bil- gisayar ve internet kullanımları yüzde 84.86 ve yüzde 82.89 ile yüksekokul, fakülte ve daha üstü bireyler. Öğrencilerin yüzde 86.83’ü bilgi- sayar ve yüzde 81.89’u internet kul- lanıyor. Amaç yüzde 90.54 “bilgi alma”. İnternet kullanan bireylerin, yüzde 45.96’sı evinde.. yüzde 37.52’si işyerinde.. yüzde 31.21’i internet kafede... 2007 yılı Nisan-Haziran dönemin- de internet kullanan hane halkı bi- reylerinin, yüzde 90.54’ü bilgi arama ve on- line hizmetlerde, yüzde 80.74’ü iletişim faaliyetle- rinde, yüzde 52.27’si eğitim faaliyetlerinde, yüzde 26.18’i kamu kurum/kuru- luşlarıyla iletişimde... İnternet kullanan hane halkı birey- lerinin sadece yüzde 5.65’i internet üzerinden alışveriş yaptı. İnternet üzerinden alışveriş yapan- ların yüzde 28.20’si cep telefonu, ka- mera, TV, DVD oynatıcı, video, vb. elek- tronik araçları satın aldı. mehmet@cumhuriyet.com.tr Bilişime Yavaş Yavaş Alışıyoruz Ergenekon davasõnda yargõlanan Kömürcü, özellikle Amerika’da bulunduğu döneme ilişkin sorgulandõ ‘Yalnõzcagazetecilikyaptõm’HATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuksuz yar- gõlanan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk, telefon konuşmalarõ nede- niyle suçlandõğõnõ belirterek “Keli- melerimle beni teslim almayın. Bı- rakın vatandaş olarak rahat rahat konuşalım” dedi. Kömürcü, özellikle Amerika’da bulunduğu döneme iliş- kin sorgulandõ. Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün, Kömürcü’ye “Tür- kiye’de ya da yurtdışında devletin herhangi bir biriminde göreviniz ol- du mu?” diye sordu. “Hayır asla” yanõtõnõ veren Kömürcü, yalnõzca gazetecilik yaptõğõnõ söyledi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nce Silivri Cezaevi’nde görülen da- vanõn 84. oturumunda, Güler Kö- mürcü Öztürk’ün çapraz sorgusu ya- põldõ. Kömürcü, mahkemeye yazõlõ olarak sunduğunu belirterek sözlü sa- vunma yapmadõ. Suçlu ile konuş- manõn suç olmadõğõnõ söyleyen Kö- mürcü, “Geçen hafta Mukteda el Sadr buradaydı. Terör listelerinde aranan kişidir. AKP’lilerle görüş- müş. Olabilir, konuşabilirler” de- di. Telefonun kitleye açõk olduğunu, isteyenin aradõğõnõ söyleyen Kömür- cü, “Özel hayatımla ilgili bütün te- lefon konuşmalarım deşifre edildi. Yine özel üslubumu, özel hayatımı konuşmaya devam ediyoruz” diye konuştu. Savcõlardan soru sorarken, telefon görüşmelerinin tamamõnõ oku- malarõnõ isteyen Kömürcü, “Dikkat edin, tahrifat yapmayın. ‘Bana hiç- bir şey olmaz’ diyenleri yargılıyor- sunuz şu anda” dedi. Kömürcü, tutuklu sanõk emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile Türk Dünyasõ Araştõrmalarõ Vakfõ’nõn top- lantõlarõnda 2003 yõlõnda tanõştõğõnõ söyledi. Amerika’da bulunduğu dö- nemde, Veli Küçük’ün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn heyetiy- le, uluslararasõ bir toplantõ için Ame- rika’ya geldiğini anlattõ. Küçük’ün ge- lirken kendisini aradõğõnõ ifade ede- rek, Küçük’ten talimat almadõğõnõ, te- lefon konuşmalarõnõn dost tavsiyesi niteliğinde olduğunu söyledi. Evin dinleniyor uyarısı MHP ile ilgili Veli Küçük ile top- lantõ yapmadõğõn söyleyen Kömürcü, “Veli Küçük’ün bana Devlet Bah- çeli’ye karşı Ümit Özdağ’ı destek- le diye bir talimatı olmadı. Kendi- si Özdağ’ı destekleyebilir. Bu çok normal. Ben Küçük’ün evine zi- yarete gittiğimde yanımda eşim Zekeriya Öztürk vardı. Eşimi duy- gusal nedenden dolayı, ileride ev- lenmeyi düşünüyoruz diye Veli Küçük ile tanıştırdım. Ümit Özdağ da oradaydı. Bir süre oturdu gitti” diye konuştu. Ankara emniyetinden, okuru olduklarõn söyleyen iki kişinin gece saat 23.00 sõralarõnda evine ge- lerek evinin dinlendiği konusunda uyarõda bulunduklarõnõ anlatan Kö- mürcü, durumu ilgili tüm kurumlara bildirdiğini, özel güvenlik şirketleri- nin 1200 Avro istemesi üzerine de Veli Küçük’ten yardõm istediğini an- lattõ. ‘Tek komşum Eymür değildi’ Eski MİT’çi Mehmet Eymür’e ya- zõlarõ nedeniyle 2000 yõlõnda sert bir e-posta gönderdiğini ifade eden Kö- mürcü, Washington’a gidince de Ey- mür’ü aradõğõnõ, yemeğe çõktõklarõnõ söyledi. Eymür’ün eşiyle de arkadaş olduklarõnõ ifade eden Kömürcü, “Ev kiralamama yardımcı oldu. Ora- daki komşum yalnız Eymür değil- di. Türk büyükelçiliğinde çalışan memurundan özel kalem müdü- rüne kadar herkes, güvenlikli bir site olduğu için oradaydı” dedi. Üye yargõç Hasan Hüseyin Öze- se, Kömürcü’ye “Bana hiçbir şey ol- maz diyenleri yargılıyorsunuz” derken neyi kastettiğini sordu. Kö- mürcü de “İnsanlar bulundukları mevkide biraz şımarabiliyor. Bir dönem geliyor her şey değişiyor. Öylesine söylediğim bir söz. Keli- melerimi almayın benden. Bırakın vatandaş olarak rahat konuşalım” yanõtõnõ verdi. Patalya Otel’deki top- lantõnõn daha en başõndan siyasal- laştõğõnõ gördüğünü söyleyen Kö- mürcü, MGK’nin eski Genel Sekre- teri Tuncer Kılınç ve emekli orge- neral Hurşit Tolon’u telefonla ara- yarak isimleri kullanõlmasõn diye uyardõğõnõ belirtti. İki yıldır düşünüyorum Duruşmanõn öğleden sonraki bö- lümünde “örgütün suikast timinde bulunmak” ile suçlanan tutuksuz sa- nõk Tuncay Hacıbektaşoğlu sanõk kürsüsüne çağrõldõ. Hacõbektaşoğlu, emniyet ve savcõlõk ifadelerini aynen kabul ettiğini belirterek savunma yapmayacağõnõ söyledi. Hacõbekta- şoğlu, “İki yıldır bu davanın nere- sinde olduğunu anlayabilmiş de- ğilim” dedi. Davadaki sanõklardan Saipir Debzlelvidze, Muzaffer Te- kin ve Mete Yalazangil’i tanõdõğõnõ söyleyen Bektaşoğlu, savcõlarõn õs- rarla tutuklu sanõk Mehmet Zekeriya Öztürk’ü tanõyõp tanõmadõğõnõ sormasõ üzerine “Saipir’in cep telefonu ol- madığı için bana numarayı söyle- di, arayıp serbest kaldığımızı söy- ledim. Sonra Saipir’e verdim” di- ye konuştu. Çapraz sorgusu yapõlan Kömürcü, telefon konuşmalarõ nedeniyle suçlandõğõnõ belirterek “Kelimelerimle beni teslim almayõn. Bõrakõn vatandaş olarak rahat rahat konuşalõm” dedi. BAZI TAHLİLLER YAPILDI Erol Manisalı hastaneyegötürüldü Ciddi sağlõk sorunlarõ ile mücadele eden gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Manisalõ hastanede yapõlan tahlillerinin ardõndan yeniden Silivri Cezaevi’ne götürüldü. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan, gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol Manisalı, kalbinde büyüme ve kanõnda yüksek oranda põhtõlaşma nedeniyle bazõ özel tahlil ve testlerin yapõlmasõ için Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’ne getirildi. Ciddi sağlõk sorunlarõ ile mücadele eden Prof. Dr. Manisalõ tahlillerinin ardõndan yeniden Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’ne dün sabah saatlerinde özel birtakõm testlerin yapõlabilmesi için getiren Manisalõ, gerekli tetkiklerin yapõlmasõnõn ardõndan öğle saatlerinde Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Cuma günü yeniden Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne getirilecek olan Manisalõ’ya kalp atõş hõzõnõn ölçülebilmesi için göğsüne holter takõlacağõ, sağlõk durumuna göre hastaneye yatõrõlmasõnõn söz konusu olacağõ belirtildi. Manisalõ’nõn oğlu Barış Manisalı, “Babamın geçmiş yıllarda da sağlık sorunu bulunuyordu. Bu sabah (dün) saatlerinde hastaneye getirilip bazı özel tahlil ve tetkikler yapılmış” dedi. Manisalõ’nõn avukatõ Mehmet İpek, müvekkilinin tutukluluğu ile ilgili olarak sağlõk durumuna itiraz haklarõnõ önümüzdeki günlerde yeniden kullanacaklarõnõ söyledi. Prof. Dr. Erol Manisalõ, Ergenekon operasyonunun 12. dalgasõnda gözaltõna alõnmõştõ. Yaklaşõk 1 aydõr Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Manisalõ, tahlillerinin İstanbul’da yapõlabilmesi için cezaevi yönetimine başvuruda bulunmuştu. Daha önceden de kõsmi felç geçiren Manisalõ’nõn düzenli fizik tedavisi gördüğü, bu imkanõn cezaevinde olmadõğõ, yeniden felç geçirme riskinin olabileceği belirtilmişti. Okurlarımızın gazetemizin bahçesindeki eylemi devam ediyor. (SİBEL BAHÇETEPE) Gazetemizdekinöbetsürüyor İstanbul Haber Servisi - Okurlarõmõz ve sivil top- lum kuruluşlarõ, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnarak tutuklanan Ankara Temsilcimiz Mus- tafa Balbay ile gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol Ma- nisalı için tuttuklarõ nöbeti dün de sürdürdüler. Okur- larõmõz ve bazõ sivil top- lum kuruluşlarõnõn temsil- cileri, 17 Mayõs’ta Ankara Tandoğan’da olacaklarõnõ belirttiler. Gazetemizin Şişli’deki merkez binasõ bahçesinde her pazartesi ve perşembe günleri saat 11.00-13.00 ara- sõnda yapõlan eyleme Cum- huriyet Okurlarõ (CUMOK), Kadõn Araştõrmalarõ Derne- ği, Çağdaş Yaşamõ Destek- leme Derneği (ÇYDD), Ata- türkçü Düşünce Derneği (ADD), Yurtsever Hareket, Memleket Sevdalõlarõ Der- neği, Yeni Parti üyeleri ile çok sayõda genç katõldõ. Bal- bay ve Manisalõ’nõn tutuk- lanmasõnõ protesto eden okurlarõmõz ve ile sivil top- lum kuruluşu üyeleri, Bal- bay ve Manisalõ’nõn fotoğ- raflarõnõ taşõdõlar. Nöbetin sürdüğü sõrada çok sayõda araçta kornalarõyla eyleme destek olduKadõn Araştõr- malarõ Derneği Eşbaşkanõ Meriç Velidedeoğlu, 17 Mayõs’ta Ankara’da düzen- lenecek Cumhuriyet Mitin- gi’ne katõlacaklarõnõ belir- terek “Sözün bittiği yer- Tandoğan’dır” dedi. REUTERS’TA ERGENEKON DAVASI Türkiye yargõ ve orduda reform sõnavõnda Dış Haberler Servisi - Reuters ajansõ, Ergenekon davasõyla, Türki- ye’nin ordu ve yargõda reform yapma yeteneğinin sõnandõğõnõ, laiklerin ordu ve yargõyõ siyasi İslam’a karşõ kalkan olarak gördüğünü, ancak diğerlerinin bu kurumlarõ değişimin önünde engel olarak değerlendirdiğini belirtti. Ajans, AKP’yi eleştirenlerin, bu partinin geçen seneki kapatma dava- sõnõn intikamõnõ aldõğõ görüşünde ol- duklarõnõ, AKP’nin ise yargõ eliyle bir “cadı avı” yürütüldüğü eleştirilerini reddettiğini kaydetti. Ajansõn görüşlerini aldõğõ Ekonomi ve Dõş Politika Araştõrmalar Merkezi Başkanõ Sinan Ülgen, Ergenekon da- vasõnõn kritik bir aşamada olduğunu ve yargõ sisteminin, davanõn “toplumdaki antidemokratik unsurlara karşı” yürütülen ciddi bir dava olduğunu ka- nõtlamasõ gerektiğini söyledi. Reuters, bazõ yargõç ve savcõlarõn da soruşturmayõ eleştirdiğini ve hükü- meti yargõyõ etkilemeye çalõşmakla suçladõğõnõ, yargõçlarõn protesto yürü- yüşleri yaptõklarõnõ da hatõrlattõ. Ajans, birçok kişinin gece yataklarõndan kal- dõrõlarak polis tarafõndan götürüldü- ğünü, birkaç gün sonra suçlanmadan serbest bõrakõldõklarõnõ belirtti. Was- hington Enstitüsü Türkiye Masasõ Şe- fi Soner Çağaptay’õn görüşlerine de yer veren Reuters, Çağaptay’õn “AKP eski derin devleti kendi derin dev- letiyle değiştiriyor” dediğini aktardõ. DÜŞÜK TANSİYON SORUNU YAŞIYOR Türkan Saylan evinde dinlenmeyi tercih etti İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanõ Prof. Dr. Türkan Say- lan’õn sağlõk durumu, ciddiye- tini koruyor. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü’nde bir sü- redir tedavi gören Çağdaş Ya- şamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanõ Prof. Dr. Türkan Saylan kemotera- pisinin kesilmesinin ardõndan önceki gün hastaneden çõktõ. Tansiyon düşüklüğü sorunu ya- şayan Saylan’õn evinde dinlenmeyi tercih ettiği belirtiliyor. Saylan’õn ge- nel sağlõk durumu önceki günlere gö- re biraz daha farklõ seyrediyor. Pazar günü kendi isteğiyle hastaneden çõkan ve evine giden Saylan’õn tedavisine hastanede devam edilmesi planlanõyor. Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Senatosu ise Saylan’a çocuk ve gençlerin eğitimine sun- duğu katkõlardan dolayõ Fah- ri Doktora unvanõ verilmesi- ne karar verdi. 13 Mayõs Çar- şamba günü BÜ Albert Long Hall’da düzenlenecek tören saat 17.00’de başlayacak. İÜ Kardiyoloji Enstitü- sü’nde yoğun bakõm ünite- sinde tedavisine devam edilen Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn ise sağlõk durumunda bir değişikliğin olmadõğõ kaydedildi. Türkan Saylan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear