Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Doğrusu Pek
Anlayamadım
Askerin yıpratılması konusu sivillerin tekelinde de-
ğil, istemeyerek de olsa, birçok kişi bu konuda kat-
kısını esirgemiyor.
Kimi konularda “acaba bu kadar konuşulmasa mı”
diyeceğim, ama demokrasinin özü açıklık ve düşün-
celerini serbestçe söylemek.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Ya-
şar Büyükanıt’ın 32. Gün programında yaptığı açık-
lamalar da bende derin bir düş kırıklığı yarattı, söy-
lenenlerin bazılarını da doğrusu pek anlayamadım.
Evvela şu dinlenme konusundan başlayalım.
Sayın Büyükanıt’a soruluyor:
- Telefonunuz dinlenmiş mi?
Birand’ın bu sorusuna yanıt tüyler ürpertici:
- Hiç şüphe etmiyorum.
Sonrasından anlaşılıyor ki, dinlendiği anda değil, son-
rasında olay Genelkurmay Başkanı’na iletilmiş.
Gazeteciler şu soruları sormuyorlar:
- Neden dinlendiğiniz sırada iletmemişler size du-
rumu? Bunu iletmekte gecikenler hakkında ne yap-
tınız? Sizi kim dinliyordu? Öğrenebildiniz mi?
Durumun önlenmesi için ne yaptınız?
Dikkat buyurunuz, dinlenen kişi TSK’nin başko-
mutanıdır. Onun dinlenmesi yalnız demokrasiyi ze-
delemez, aynı zamanda yurt güvenliğini tehlikeye atar.
Bir Genelkurmay Başkanı, “Beni de dinlediler” di-
ye yakınmaz, bunu engellemek için etrafı yıkar, her ta-
rafa başvurur ve güvenliği tehdit eden bu duruma son
verilmesi için herkesi uyarır, teyakkuza geçirir, ge-
rektiğinde tehdit eder, çünkü onun dinlenmesi vatan
savunmasını sabote etmek anlamını taşır.
Sayın Büyükanıt dinlendiğini söylediğine göre, ar-
tık kendisine çok yüksek sesle şu soruları sorup, ce-
vabını da istemek her gazetecinin hakkı ve görevidir:
- Paşam bu dinlenme meselesini Dolmabahçe’de
gündeme getirdiniz mi?
- Getirdiniz ise Hükümet cenahından ne yanıt al-
dınız?
- Olayın sonrasında sizi dinleyenlerin kimler ol-
duklarını öğrendiniz mi?
- Eğer Dolmabahçe görüşmesinde, Tayyip Bey ile
konuşurken bu sorunu gündeme getirmediyseniz, da-
ha önemli olan neyi konuştunuz?
- Bir genelkurmay başkanının, yürütmenin başıyla
konuşurken böyle bir konuyu dile getirmesi, askerin
günlük siyasete karışması mı sayılır, yoksa normal va-
tan savunması işlevini yerine getirmesinin bir parça-
sı mı?
Ben bir askeri haritayı burada yayımlasam bu
suçtur. Peki başkomutanın konuşmalarını dinlemek
nedir?
Doğrusu Sayın Genelkurmay Başkanı’nın konuş-
masında pek anlayamadığım başka hususlar da var.
Sayın General konuşmasının bir yerinde şunu söy-
lüyor:
- Bu rejimin tek muhafızı asker midir? Her kesim üze-
rine düşeni yapsa, şiddete başvurmadan yasal yol-
larla tepkisini gösterse, başarılı bir sonuç alınabilirdi....
Şimdi kendisine şu yanıt verilebilir:
- Merak etmeyin Paşam, hele hele 12 Eylül’ü acı-
larla yaşamış bizler çok iyi biliyoruz ki, rejimin tek mu-
hafızı asker değildir. Rejimin muhafızları, özgürlükle-
rini, sağlıklarını, canlarını esirgememiş, işkenceden,
zindandan geçmiş, kara toprağa düşmüş olan biz si-
villeriz.
Sonra da şu eklenebilirdi:
- Nitekim 2007 baharında da, üç büyük kentimiz-
de, Cumhuriyet mitingleri sırasında “Ne şeriat ne dar-
be!” diye meydanları dolduranlar, o demokratik laik
sivil bilinci gösteriyorlardı. Ama siz 27 Nisan e-muh-
tırasıyla işi berbat ettiniz.
Üstelik de bu muhtıranız neye yaradı, kulak asan,
davranışını değiştiren oldu mu? Bu durumda neden
bu çıkışı yaparak karşı tarafa koz verdiniz?
Büyükanıt ayrıca “Genç subaylar rahatsız” haberi-
nin üretilmiş olduğuna temin ediyor gazeteci dostla-
rımızı.
“Madem genç subaylar da, genç olmayan subay-
lar da, herkes rahattı, kimse rahatsız değildi, o zaman
o 27 Nisan bildirisini neden yayımladınız, sonra da kim-
se aldırmayınca öylece kalakaldınız Paşam?” diyesi ge-
liyor insanın.
Erol Manisalı’dan haber:
Ciddi sağlık sorunları olan Manisalı Hoca dün, ya-
ni 11 Mayıs Pazartesi günü, Haseki Hastanesi’ne gö-
türülmüş, doktorlar kalbinin ritmini izleyebilecekleri bir
alet takabilmek için, cuma günü yeniden getirilmesi-
ni istemişler. Avukatından alabildiğim en son haber
bu. Hepinize iletir, Hoca’ya acil şifalar dilerim. A.S.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Türkiye Barolar Birliği Başkanõ Özok, Ergenekon davasõnõ değerlendirdi, yargõ bağõmsõzlõğõna vurgu yaptõ:
HukukuhukukçularörseliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ
Özdemir Özok, Ergenekon davasõnõ
değerlendirirken “Hukukun, hukuk-
çu diye tanımlananlar tarafından ör-
selenmesi, ötelenmesi, etkisizleştiril-
mesi demokratik bir toplum için dü-
şünülebilecek en büyük kötülük ve fe-
lakettir” dedi.
Danõştay’õn kuruluş yõldönümü nede-
niyle pazar günü düzenlenen törende ko-
nuşan Özok, Türkiye’de yargõ bağõm-
sõzlõğõnõn yeterince sağlanamadõğõnõ,
bunun son derece ciddi bir sorun olma-
ya devam ettiğini kaydetti. Özok, “Ufuk-
ta da bu sorunun çözümüne dair bir
ışık görünmemektedir. Siyasal ikti-
darlar ortaya koydukları her teşeb-
büslerinde bu sorunu değil çözmek, da-
ha ağırlaştırmak niyetinde oldukları-
nı ortaya koymuşlardır” dedi.
Özok, hukuk devleti ilkesinin merke-
zinde idari yargõnõn yer aldõğõnõ, idari yar-
gõnõn bağõmsõzlõğõnõn, etkililiğinin ve
verimliliğinin bu nedenle büyük önem ta-
şõdõğõnõ vurguladõ.
Biattan arınmış hukukçular
Hukuk öğretimi ve hukukçunun eğiti-
minin önemine de işaret eden Özok, “Bi-
at, itaat ve töre kültüründen arınmış,
aydınlık kafalı, nitelikli ve donanımlı
hukukçu yetiştirmek son derece önem
taşımaktadır” dedi.
Özok, “Hukuku kuramsal ve eleşti-
rel açıdan ele alan, genel kültürle do-
nanmış, hukuka ve adalete bağlı, ah-
laklı, erdemli, bilgili, geniş ufuklu,
insan haklarına saygılı, küçük hesap-
ların ardından gitmeyen, mesleki ve
şahsi saygınlık ve onura düşkün, hak-
lıya arka çıkan, güven veren, barışı,
dengeyi, adaleti ve huzuru savunan, si-
yasal iktidarlar başta olmak üzere
çeşitli güç odaklarına karşı bağımsız-
lığını koruyan yargıç, savcı, avukat, no-
ter, bilim adamı ve hukukçu kamu gö-
revlilerine şiddetle ihtiyaç duyuldu-
ğunu” dile getirdi.
Ergenekon davasõndaki sürecin ek-
siklikleri çok çarpõcõ biçimde gözler
önüne serdiğini vurgulayan Özok, “Hu-
kukun, hukukçu diye tanımlananlar
tarafından örselenmesi, ötelenmesi,
etkisizleştirilmesi demokratik bir top-
lum için düşünülebilecek en büyük kö-
tülük ve felakettir” dedi.
Çağdaş ceza yargõlamasõnõn amacõnõn,
keyfi kararlarõn verilmesi değil, maddi
gerçeğe ulaşõlmasõ olduğuna işaret eden
Özok, “Ceza yargılamasında maddi
gerçeğe ulaşmak amacıyla sınırsız,
hukuk kurallarına aykırı, sanık hak-
larını hiçe sayan yol ve yöntemler iz-
lenemez. Yargılama insanları gafil
avlamak değildir. Bu sebeple çağdaş
ceza hukukunun ve ceza yargılaması
normlarının kabul etmediği delillerin
ve bu normlara ters düşülerek elde edi-
len delillerin yargı makamı tarafından
değerlendirmeye alınmaması gerek-
mektedir” diye konuştu.
Özdemir
Özok.
İçişleri Bakanõ Atalay, kurulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’yla koordinasyon sağlanacağõnõ söyledi
‘İstihbaratta dağınıklık giderilecek’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, istihba-
rat konusunda dağõnõklõk olduğunu be-
lirterek yeni kurulacak Kamu Düzeni
ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõn bu bi-
rimler arasõnda koordinasyonu sağla-
yacağõnõ bildirdi. Atalay, “Bu koordi-
nasyonu sağlayacağız, buna mecbu-
ruz. Uluslararası alanda da diğer ül-
kelerde de istihbarat birimlerinin
birbirlerinden biraz kıskançlıkları
vardır. Tabii bunun güvensizlik gibi
bir kavramla nitelenmesini hiç iste-
meyiz. Böyle bir şey olmaz da, olma-
malı da” dedi.
Atalay, İçişler Bakanlõğõ’ndan dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda yeni ku-
rulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlõğõ’na ilişkin bilgi verdi.
Atalay, şunlarõ söyledi:
“Yeni kurulacak müsteşarlık, uz-
man ekipler çalıştıracak ve saha
araştırmalarına ve derin analizlere
dayalı politikalar ve stratejiler geliş-
tirecektir. Ciddi bir insan birikimi
kullanılması hedeflenmektedir. Tür-
kiye’nin mahalli ve bölgesel özellik-
leri doğru tahlil edilecektir. Toplu-
mumuzun farklı kesimlerinin deği-
şen güvenlik algıları ve sorunlarını
anlamaya gayret gösteren bir anla-
yışı tesis etmek için azami gayreti
göstereceğiz. Aynı zamanda bu so-
runların ulusal, bölgesel ve küresel
yönleri de çok dikkatli şekilde ince-
lenecek. Müsteşarlık, güvenlik poli-
tikalarına makro bakış açışını tesis
ederken, mikro uygulamaların da
toplam kalitesini gözlem fırsatı oluş-
turacaktır. Önleyici çalışmalara ek
olarak, metotları ve araçlarını sü-
rekli tahlil eden bir yaklaşımı tesis
etmeye çalışacağız. Bugün güvenlik
sektörümüzün tehditlerle mücadele
eden farklı kurumlarının değerli
analizleri hayati önem taşıyor. Ne
var ki bu analizlerin bir havuzda
toplanarak insicamlı bir stratejiye
dönüştürülmesi gerekmektedir.”
Terörle mücadele stratejileri
Atalay, görevleri arasõnda terörle
mücadeleye yönelik stratejiler belir-
lenmesi bulunan müsteşarlõğõn, istih-
baratõn koordinasyonuyla da yakõndan
ilgileneceğini belirterek “Türkiye’de
bu konuda bir dağınıklık olduğu bi-
linmektedir. Bu bizzat yasayla şu
anda bir çerçeveye oturtulmuştur”
dedi.
Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtla-
yan Atalay, istihbarat paylaşõmõ konu-
sunda kurumlardan müsteşarlõğa “bil-
gi akacağını” belirtti. “Eski Genel-
kurmay Başkanı emekli Orgeneral
Yaşar Büyükanõt, asker ve emniyetin
arasında bir güven sorunu olduğun-
dan bahsetti. Bu yapı kurumlar ara-
sındaki güven zafiyetini giderebile-
cek mi?” sorusuna Atalay, “Bu koor-
dinasyonu sağlayacağız, buna mec-
buruz. Uluslararası alanda da diğer
ülkelerde de istihbarat birimlerinin
birbirlerinden biraz kıskançlıkları
vardır. Tabii bunun güvensizlik gibi
bir kavramla nitelenmesini hiç iste-
meyiz. Böyle bir şey olmaz da, olma-
malı da. Onlar birbirinden bilgiyi
biraz daha uzak tutuyorsa, onu da
biz yakınlaştıracağız” yanõtõnõ verdi.
Bir gazetecinin, “Hasan Cemal’in
terör örgütü elebaşlarından Murat
Karayõlan ile yaptığı röportajla bir-
takım mesajlar iletildi. Siz bunları
nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu
üzerine Atalay, “Biz olup biteni dik-
katle izleyip not ediyoruz” dedi.
Atalay, koruculuğun kaldõrõlacağõnõ
söylemenin ileri ve erken bir değer-
lendirme olacağõnõ belirterek “Bu ko-
nunun tamamı çözülürken onların
uzantısı olan diğer sorunlar da çö-
zülür” dedi.
Tasarõ
TBMM
Başkanlõğõ’na
sunuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Terörle mücadeleye iliş-
kin politika ve stratejileri geliş-
tirmek ve bu konuda ilgili kurum
ve kuruluşlar arasõnda koordi-
nasyonu sağlamak üzere İçişleri
Bakanlõğõ’na bağlõ Kamu Düzeni
ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõn
kurulmasõnõ öngören tasarõ dün
TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu.
Tasarõya göre; Terörle Müca-
dele Koordinasyon Kurulu İçiş-
leri Bakanõ’nõn başkanlõğõnda,
Genelkurmay İkinci Başkanõ,
Jandarma Genel Komutanõ,
MİT, Adalet, İçişleri ve Dõşişleri
bakanlõklarõ müsteşarlarõ, Kamu
Düzeni ve Güvenliği Müsteşarõ,
Emniyet Genel Müdürü ve Sahil
Güvenlik Komutanõ’ndan oluşa-
cak. Müsteşarlõk merkez teşkila-
tõna; müsteşar, 2 müsteşar yar-
dõmcõsõ, 6 daire başkanõ olmak
üzere 94 kadro ihdas edilecek.
Güvenlik politikalarõ ve sosyo-
ekonomik politikalarõn uyumlu
bir şekilde yürütülmesini sağla-
mak üzere illerde İl Sosyal Etüt
ve Proje Müdürlüğü kurulacak.
Bu amaçla İçişleri Bakanlõğõ taş-
ra teşkilatõna 81 atama yapõla-
cak. Tasarõda müsteşarlõğõn gü-
venlikle ilgili operasyonel bir
görevi olmayacağõ vurgulanõr-
ken, terörle mücadele alanõndaki
görevleri şöyle sõralandõ:
Örtülü ödenek verilecek
“Politika ve stratejiler belir-
lenmesine yönelik çalışmalar
yürütmek ve bu politika ve
stratejilerin uygulamasını izle-
mek; güvenlik kuruluşları ve
istihbarat birimlerinden gelen
stratejik istihbaratı değerlen-
dirmek ve ilgili birimlerle pay-
laşmak; gerekli araştırma,
analiz ve değerlendirme çalış-
maları yapmak veya yaptır-
mak; güvenlik kuruluşlarına
ve ilgili kurumlara stratejik
bilgi desteği sağlamak ve bun-
lar arasında koordinasyonu te-
min etmek; kamuoyunu bilgi-
lendirmek ve halkla iletişimi
sağlamak; uluslararası geliş-
meleri Dışişleri Bakanlığı ve il-
gili kurumlarla işbirliği içinde
izlemek ve değerlendirmek; in-
celeme ve denetleme yapmak
ya da yaptırmak.”
Terörle mücadele alanõnda
oluşturulacak politika ve strateji-
ler ile alõnacak tedbirlere esas ol-
mak üzere, ilgili birimlerden
stratejik istihbaratõn alõnmasõ ve
değerlendirilmesi amacõyla doğ-
rudan müsteşara bağlõ istihbarat
değerlendirme merkezi oluşturu-
lacak.
Bu çerçevede güvenlik kuru-
luşlarõ ve istihbarat birimleri ile
Dõşişleri Bakanlõğõ’nca elde edi-
lecek stratejik bilgi ve istihbarat
bu merkezde değerlendirilecek.
Gizlilik içeren işler için müste-
şarlõk bütçesine, örtülü ödenek
konulacak.
YENİ MÜSTEŞARLIK
Kürtaçılımındapazarlıkkaygısı
AKP, PKK’yi dağdan indirme planõ yaparken terörist Karayõlan’õn sözleri
incelemeye alõndõ. Açõlõmõn odak noktasõnõ TCY’nin 221. maddesi oluşturacak
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - AKP hükümeti, PKK
militanlarõnõ dağdan indirmek için
kapsamlõ bir açõlõm üzerinde çalõşõrken
örgüt liderlerinden Murat Karayı-
lan’õn yaptõğõ açõklamalar kafalarõn ka-
rõşmasõna neden oldu. Karayõlan’õn
açõklamalarõ Ankara’da ayrõntõlarõ ile
değerlendirmeye alõnõrken hükümet,
atõlacak adõmlarõn “PKK ile pazarlık
yapılıyor görüntüsü” ortaya çõkar-
masõndan kaygõ duyuyor. Yeni dü-
zenlemede, dağdan inişi kolaylaştõr-
mak için ihbar ve pişmanlõk gibi te-
röristlerin çekince gösterdiği koşulla-
rõn kaldõrõlmasõ öngörülüyor.
Edinilen bilgilere göre, Kürt açõlõ-
mõnõn odak noktasõnõ Türk Ceza Ya-
sasõ’nõn (TCY) etkin pişmanlõğõ dü-
zenleyen 221. maddesi oluşturacak.
221. madde, “Suç işlemek amacıyla
örgüt kurma suçu nedeniyle soruş-
turmaya başlanmadan ve örgütün
amacı doğrultusunda suç işlenme-
den önce, örgütü dağıtan veya ver-
diği bilgilerle örgütün dağılmasını
sağlayan kurucu veya yöneticiler
hakkında cezaya hükmolunmaz”
ve “Örgütün faaliyeti çerçevesinde
herhangi bir suçun işlenmesine iş-
tirak etmeden yakalanan örgüt üye-
sinin, pişmanlık duyarak örgütün
dağılmasını veya mensuplarının ya-
kalanmasını sağlamaya elverişli bil-
gi vermesi halinde, hakkında ceza-
ya hükmolunmaz” maddelerini kap-
sõyor. Ancak teröristlerin teslim ol-
masõnõ hõzlandõrmak için uygulamaya
konulmasõ öngörülen yeni düzenle-
mede “ihbar” ve “pişmanlık” ko-
şullarõ kaldõrõlacak. Böylece terör ey-
lemlerine katõlmadõğõ Türk makamlarõ
tarafõndan da saptanmõş olan PKK mi-
litanlarõ silahlarõnõ bõrakarak güvenlik
güçlerine teslim olurlarsa, dağdaki
arkadaşõnõ veya Türkiye içindeki mi-
litan kadrolarõ ihbar etmek zorunda
kalmayacağõ gibi “pişmanlık ifade et-
mek” zorunda da olmayacak.
Öngörülen düzenleme terör örgü-
tünün dağdaki yönetim kadrosunu ve
örgütün kurucularõnõ kapsamõyor. Su-
ça ikincil dereceden karõşanlara ise in-
dirimli cezalar verilecek. Ancak açõ-
lõmõn sonuç vermesi durumunda ör-
gütün lider kadrosunun İsveç veya
Norveç gibi kuzey Avrupa ülkelerine
mi gönderileceği, yoksa belirli bir
formül çerçevesinde Irak’õn kuzeyin-
de mi kalacaklarõ konusu henüz net-
leşmedi.
Örgütün halen dağ kadrosunda bu-
lunan militanlarõn üçte birinden faz-
lasõnõn İran, Irak ve Suriye uyruklu ol-
masõ, bu militanlar üzerinde Türki-
ye’nin etkisini tamamen sõfõrlarken ön-
görülen aftan yararlanabilecek militan
sayõsõnõn ise 3 bin civarõnda olduğu
tahmin ediliyor.
incan İşçi Derneği ve Mamak İşçi Kül-
tür Evi üyesi işçiler, “Herkese İş”
kampanyası kapsamında topladıkla-
rı imzaları Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı’na verdi. Eskişehir
yolundan slogan atarak bakanlık
önüne yürüyen grup adına açıklama
yapan Özgür Karagöl, ekonomik
krizin faturasının işçi kesimine kesil-
diğini savunarak işten çıkarmaların
durdurulmasını istedi. Açıklamanın
ardından toplanan yaklaşık 2 bin
imza, bakanlık yetkililerine teslim
edildi. (Fotoğraf:AA)S
İşçilerdenbakanlõkönündeeylem
AKP açõlõm çerçevesinde öngördüğü paket üzerinde çalõşõrken Karayõ-
lan’õn yaptõğõ açõklamalar kafalarõ karõştõrdõ. Ankara’da gerek Dõşiş-
leri Bakanlõğõ, gerekse Genelkurmay Başkanlõğõ açõklamalarõ dik-
katle okurken açõlõm sürecine paralel olarak örgüt liderlerinden biri-
nin ortaya koyduğu öneriler, “Teröristlerle pazarlık yapılıyor”
görüntüsünün ortaya çõkmasõ olasõlõğõnõ da güçlendirdi. Ankara
böyle bir görüntüden ciddi anlamda kaygõ duymaya başladõ. Karayõ-
lan’õn açõklamalarõ, bir “karşı hamle” olarak değerlendirildi. Bu
değerlendirmelere göre Karayõlan, söz konusu açõlõmda inisiyatifin
kendi elinden kaçmasõnõn önüne geçmek için belirli bir çerçeve içi-
ne kendi istediği önerileri koyup “pazarlık koşullarını” belirledi.
K A F A L A R K A R I Ş T I
DSP GENEL BAŞKAN ADAYI İÇLİ:
Partideki bozuk
düzendeğişmeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Eski-
şehir Milletvekili ve genel başkan adayõ Tayfun İç-
li, partililere gönderdiği mektupta “Partideki bo-
zuk düzen değişmeli” çağrõsõ yaptõ.
İçli, DSP üyeleri ve delegelere gönderdiği
mektupta “Partimizdeki sorun bir genel baş-
kanlık sorunu değildir. Sorun parti içi düzenin
çökmesindedir. Sorun demokratik sol düşün-
ceden, parti program ve tüzüğünde belirtilen
ilkelerden uzaklaşılmasındadır. Sorun ko-
kuşmuş, yoz ve sığ anlayışın parti yönetimine
egemen olmasındadır. Sorun katılımcılıktan,
saydamlıktan, denetimden uzak bir biçimde
partinin bir aile şirketi gibi yönetilmesindedir.
Partimiz oluşturulan bir kast sistemi, bir
zümre yönetimi tarafından ahbap çavuş iliş-
kileri ile yönetilmemelidir. Artık bu gidişe dur
deme zamanı gelmiştir. Sorun parti içi bozuk
düzende ise bozuk düzen değişmelidir” mesa-
jõ verdi. Sadece genel başkanõnõn istifa etmesi ile
sorunlarõn giderilemeyeceğinin altõnõ çizen İçli,
“Genel başkana kurnazca tuzak kurarak so-
rumluluğu sadece onun üzerine yüklemek su-
retiyle istifasını sağlayanlar, sonra da başka it-
tifaklarla koltuklarını koruma arzusunda olan
sorumlu yöneticiler de gitmelidir” diye seslendi.