24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 12 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sivil Darbe Anayasası Üretim kuruluşlarõ gerilere düşerken 100 şirketlik listede ağõrlõklõ sektör bankacõlõk oldu Sanayi ağõr darbe aldõ “Olur mu öyle şey?” demeyin. Bal gibi olur. Türki- ye askeri darbe hukuku, anayasalarından çok çek- ti. İnsanının ödediği bedellerin yanı sıra demokratik gelişiminde çok zaman yitirdi. En önemlisi toplum- sal, bireysel akıl, demokrasi kültüründe bedeli gele- ceğe dönük çok ağır algılama kaybına uğradı, geri- ledi. Şimdi biraz safça, boş bulunup dinlediğimde, ya- na yana gelen sözcüklerin ben bile büyüsüne kapı- lıveriyorum; 12 Eylül askeri darbe hukukunu, ana- yasasını değiştirecek, demokratik sivil anayasa ha- zırlıklarından, AB, evrensel hukuk, demokratik, çağ- daş insan hakları kriterlerinden falan söz açılıyor... Sonra birdenbire kendi kendime, “Kendine gel” uya- rısı yapıyorum; Başbakanımız ne de olsa karizmatik lider ötesinde, iyi bir imam, çok iyi hatiplik, inandırı- cılık yeteneğine de sahip; başımıza örülmek istenen çoraplar, tuzaklar satır aralarında kayboluyor. Sivil de- mokratik bir anayasaya elbete çok gereksinimimiz var. Sivil demokratik anayasalar elbettte toplumsal uz- laşma süreçlerinden geçirilerek hazırlanır. Başta ana muhalefet, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri- nin çorbada tuzları, biberleri olur. CHP’nin derdini kamuoyuna tam da anlatabildiğini sanmıyorum. Karşı duruşu sanki sivil anayasa ha- zırlıkları, uzlaşmadan yana olmamak gibi algılanıyor ya da pazarlanmış oluyor. Oysa tuzak tam da uz- laşma, çorbada ortak tuzu olma, katkı söylemi üze- rinden... AKP iktidar olduğundan bu yana tüm hü- kümet icraatları ile sivil darbe operasyonunu adım adım gerçekleştiriyor. Emperyal odaklardan onayı alın- mış ılımlı İslam iktidarını, hükümet icraatları ile sınır- lı kullanmıyor. Hükümetin onay makamına dönüştü- rülmüş Cumhurbaşkanlığı kalesinin ele geçirilmiş ol- masıyla güçlerine güç katmış olarak, anayasal hukuk düzenini tanımama icraatlarındaki pervasızlıklarında dur durak bilmiyorlar... Medya gücü çok büyük ağırlıklı ellerinde, insanla- rın doğru bilgilenme, gerçekleri görebilme, çıkarla- rının bilincinde haraket edebilme refleksleri asgari- ye indirgenmiş, kamuda tam cephe kadrolaşma, si- vil toplum örgütlerini ya ele geçirmiş ya da sindirmiş olarak; bal gibi de Meclis çoğunluğu, demokrasinin içeriği ile tam tersine, diktatoryal eğilimlerle kullanı- lıyor... Gerçek bir çoğunluk diktatörlüğü, sivil darbe giri- şimi, anayasa hazırlıkları ile yüz yüzeyiz. Olayları bir- birinden bağlantısız, belleksiz gündemimize aldığı- mızda, pazarlanan gerçekle ilişkisi olmayan görün- tülerin çarpık etkilenmesine esir oluyoruz; Anayasa Mahkemesi kararı ile sabit, “Cumhuriyet, laiklik, re- jim için tehdit oluşturan, odak olmuş, anayasal suç işlemiş kadrolarıyla, bir siyasi parti ve iktidar ile yüz yüze olduğumuzu unutuveriyoruz”... Gerçeğini arar- sak kapatılma davasına konu olan, mahkûm olmuş partinin bir azınlık partisi değil de iktidar partisi olması, Meclis çoğunluğunu elinde tutması, herhangi bir baş- ka parti olmasından çok daha büyük tehdittir. Şimdi bu iktidar partisi Başbakan’ın göz işaretine bakarak hepsi birden parmak kaldıran bir Meclis ço- ğunluğu ile, istediği anayasa değişikliğini yapmak üze- re durup durup konuyu gündeme getiriyor. Hem de kendisini anayasal rejim tehdidi suçu işlemekten suç- lu bulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin oluşumunu de- ğiştirmekten işe başlamış olarak. AKP projesinin oda- ğında, Anayasa Mahkemesi üyelerinin bu parti lide- rinin, başbakanın askeri milletvekillerinin parmakla- rı ile seçilmeleri var. Sözde anayasanın değiştirilemez hükümlerine dokunulmadan, dolaylı yöntemlerle daha önce denenmiş, Anayasa Mahkemesi’nden dön- müş benzeri hükümlerle, simgesel savaş odağı ara- cı olmuş türbandan başlayan, siyasal İslamı kurum- laştıracak birçok düzenlemenin getirilmesi var. En ya- şamsal sorun, yargı bağımsızlığının kırılması, yargı- nın ele geçirilmesi var... Var oğlu var... Kamuoyunda gerçekler tersyüz edilirken, “Canım sonuçta uzlaşma ile değil mi, ana muhalefet partisi başta, karşı olanlar, tehdit görenler görüşlerini orta- ya koysunlar...” oyunu tezgâhlanıyor. Nasılsa AKP ik- tidarı önceden hazırladığı, rejimi değiştirmeyi hedef almış anayasa taslağıyla yine sahnede; dayatma ola- rak gündeme getirdiği, sivil demokratik rejimi koru- mayı amaçlayan bir metinle ilişkisi olmayan AKP ana- yasası taslağından, kimi ödünler verse bile, istediği sonuca ulaşmakta sınır tanımayacak... Uzlaşma arayışlarının göz boyamanın ötesinde bir amacı ol- madığı, tuzak kurulduğu, sayısız yaşanmış oldubit- tilerle ortada... 12 Eylül darbecileri bile 12 Eylül anayasasını söz- de kamuoyunda tartıştırmışlardı. Bir de referandum yapılmıştı; büyük çoğunlukla 12 Eylül’ün darbeci hu- kuku, anayasası halkımıza oylatılmamış mıydı? Sivil, gerçekten domokratik açılımlı, sivil darbe niteliğinde olmayacak bir anayasa değişiminin demokrasilerde koşulları, yolu bellidir... Demokratik güvenceleri ayaklar altına almış, yasama, yürütme, yargıyı ele ge- çirme operasyonlarında sınır tanımaz, baskıda per- vasız, her yolu mubah gören bir iktidar eliyle demo- kratik anayasa mı hazırlanırmış? soner@cumhuriyet.com.tr Milli gelirin azalması olarak nitele- yebileceğimiz ekonomik krizde işlet- me döngüsü normal olarak şöyle bir çember çizer: Önce kredi talepleri kre- di arzının üstüne çıkar. Bu faizlerin yükselmesi demektir. Bunun üzerine tüketim azalmaya başlar. Bu satışla- rı ve işletme kârlarını azaltır. İşletme- ler bu nedenle işçi çıkarmaya başlar ve işsizlik çoğalır. İflaslar ve zor du- ruma giren işletmeler artar. Bunun so- nucu milli gelir azalır. Bu azalma kre- di taleplerinin düşmesi veya kredi alamama sonucunu doğurur. Kapasite kullanımı düşer ve tüketim harcama- ları iyiden iyiye azalır. Bu olaylar eko- nomik krizi çemberin tepe noktasına getirir. Kredi talepleri kredi arzının al- tına düşünce çemberin diğer döngü- sü başlar. Tüketim harcamaları kıpır- danır. Bu kredi taleplerini arttırır. Sa- tışlar artar. İşletme tekrar kârlar elde etmeye başlar. Bu durumla milli gelir artar. Aynı zamanda kapasite kulla- nımının artmasına yol açan bu süreç, işsizliğin azalması demektir. Daha fazla kişi tüketimini arttırmaya başlar. Bununla yatırımlar artmaya başlar ve döngü yine aynı noktaya gelir. Bugün yaşadığımız kriz global bir kriz olmakla birlikte bize etkisi bu çemberin dön- güsünü önemli biçimde değiştirmez. Çünkü bu kriz bizim krizimiz. Ülkemizde bu döngü hızlıdır. Dön- günün neresindeyiz derseniz çemberin üst noktasına henüz gelmedik. Kimi- ne göre krizin dibi göründü, kimine gö- re krizin dibi birkaç ay sonra kendini gösterecek. Çemberin sol çevresinde neler olu- yor, ona bir bakalım; tüketim harca- maları azaldı. Bunun için birçok ver- gi indirimi ile alışverişin canlanması- na çalışılıyor. İşletme kârları ciddi bi- çimde düştü. Bu, devletin vergi gelir- lerinin de azalması demektir. Birçok iş- letme iflas etti veya etmek üzere. İş- sizlik ciddi boyutta. 7. önlem pake- tinde 500.000 kişiye istihdam sağ- lanması tedbirleri olacak. İşletmeler kredi alamıyor, alacak mecalleri yok, bankalar da kredi vermiyorlar veya aşı- rı tedbirli davranıyorlar. Yurtdışından gelen yabancı yatırımcı veya yeni fon yok. Kapasite kullanımı ciddi biçimde düşük. Tüketim harcamalarının çok düş- tüğünü gösteren en önemli gösterge nisan ayı TÜFE artış oranı; yüzde 0.02 artış oldu. Yıllık enflasyon yüzde 6.3 ile yıl sonu hedefini şimdiden ya- kaladı. Bu enflasyon oranı kriz çem- berinin üst noktasına yakın olduğu- muzu göstermektedir. Satışlar ve kârlılık 2009’un ilk çey- reğinde azaldı. Borsaya kayıtlı 65 şir- ketin geçen yıla göre satışları yüzde 82, kârlılıkları yüzde 33 azaldı. Faiz- lerde indirim devam ediyor ancak bundan sonra TCMB’nın faiz indiri- minde eli cimri olacak. Borç verme fai- zi yüzde 13, borçlanma faizi yüzde 10.5 olarak belirlenmiş durumda. Bu faiz oranı ile yine de dünyada en faz- la faiz oranına sahip ülkelerden biriyiz. Faizde indirim zaten krizin kaşesi. Kriz çemberinde en önemli nokta- lardan biri bu krizin devalüasyonla so- nuçlanması. Şu anda kurlar 1.5 TL se- viyelerini test ediyor. Bu ne yöne gi- der diye sorulduğunda kimse net bir cevap veremiyor. Peki bu kuru bu se- viyelerde tutan ne? Sıcak para gel- miyor. IMF ile anlaşma yapılmadı. Büyük bir özelleştirme olmadı. En- flasyon oranı düşük. Kur artışı en- flasyon oranının altında. Faiz oranla- rı azalıyor. Kurda hararet neden sön- dü, bunu kriz çember iş döngüsü ile açıklayamıyoruz. Ama olumsuz bir beklenti içinde bir patlama da bekle- niyor. IMKB’ye kayıtlı şirketlerin satışları ve kârları düştü; bu da şirket değerleri- nin yani borsanın değerinin düşmesi demek. IMF anlaşmasının henüz ol- maması borsada gerginlik yaratıyor ve düşüşe sebep oluyor. Borsanın eski tadı tuzu yok. Brokerlar yaşam sava- şı veriyorlar. Borsada ufak çıkışlar bi- le çok büyük sevince neden oluyor; ama şirketlerin değeri küçüldükçe küçülüyor. Piyasanın canlılığının bir gösterge- si olan uluslar arası hukuk ofisleri si- nek avlıyor. Kredi tellalları piyasada yoklar. Proje geliştirme firmaları çok- tan ülkelerine gittiler. Tersaneler dur- muş durumda; yat alan yok. Tapu dai- relerinde işlem sayısı ciddi biçimde düşmüş ve gayrimenkul sektörü uyu- yor. Sevgili okuyucular siz de bir çem- ber çizin ve sol tarafına tüm olumsuz ve olumlu bulduğunuz göstergeleri ya- zın ve sonra da şu problemi çözün. 1.000 TL aylık alan bir kişi yıllık faiz oranı yüzde 20 olan 15.000 TL kredi kartı borcunu ne kadar sürede kapa- tır? Cevap şıkları: a- Ölünce b- 15 yıl c- 5 yıl d- Hiçbir zaman... Ekonomik Kriz ve İş Döngüsü Çemberi pamukm superonline.comM A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U AB’nin serbest ticaret anlaşmaları, önümüzü tıkıyor TİM Başkanõ Büyükekşi, gümrük birliğinin işleyişinden kaynaklanan en önemli sorunun, STA’lar olduğunu söyledi. Ekonomi Servisi - Türkiye İh- racatçõlar Meclisi (TİM) Başkanõ Mehmet Büyükekşi, gümrük bir- liğinin (GB) işleyişinden kaynak- lanan sorunlarõn başõnda AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladõğõ serbest ticaret anlaşmalarõnõn (STA) gel- diğini belirtti. AA’nõn sorularõnõ yanõtlayan Büyükekşi, özel sektörün uluslar- arasõ alanda rekabet gücünün ge- lişimine katkõ sağlayan gümrük bir- liğinin, zaman içinde ortaya çõkan sorunlarõn giderilememesi nede- niyle, bugün Türkiye’nin aleyhine işleyen mekanizmaya dönüştüğü- nü savundu. Büyükekşi, “AB, Hindistan, Ukrayna, Güney Kore ve Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği gibi yükselen yeni pazarlara yönel- mektedir. Bu ülkeler, Türkiye ile aynı sektörlerde gelişim göster- dikleri için, STA’lar aracılığı ile elde edecekleri imtiyazlar, Türk sanayicisinin rekabet gücünü ciddi şekilde etkileyecektir” diye konuştu. Büyükekşi, “Bu sektörlerde Türkiye’nin AB pazarındaki önemli rakipleri arasında yer alan Güney Kore’ye sağlana- cak tavizler, Türkiye’nin gerek AB’deki pazar payına gerek iç piyasasına yönelik ciddi bir teh- like oluşturmaktadır” dedi. Merkez Bankasõ: Sınırlı toparlanma son çeyrekte Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ Baş- kan Yardõmcõsõ Burhan Göklemez, “Yılın ikinci çeyreğinden itibaren ekonomide sı- nırlı bir toparlanmanın başlayabileceği ve son çeyrekte büyümenin tekrar pozitif ra- kamlara geçebileceği düşünülmektedir” dedi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafõndan düzenlenen 2. Uluslar- arasõ İstanbul Moda, Tekstil & Hazõr Giyim Konferansõ ve Sergisi’nin açõlõşõnda konu- şan Göklemez, global krizde Türkiye’nin risk primindeki notunun düşük olmasõnõn se- vindirici bir gelişme olduğunu söyledi. Oynaklık az Son iki ayda hazõr giyim ve tekstil sektö- rünün toplam ihracatõnõn toplam ithalatõndan 3 kat fazla olduğuna işaret eden Göklemez, bu iki sektörde dõş ticaret fazlasõ verildiği- ni söledi. Türk Eximbank aracõlõğõyla bu yõlõn ilk 4 ayõnda kullandõrõlan kredilerin 550 milyon dolara ulaştõğõnõ anlatan Göklemez, öncü göstergelerin gelecek 3 aya ilişkin sipariş beklentilerinde göreli iyileşmeye ve ihracat performansõnda yõlõn ikinci çeyreğinden itibaren sõnõrlõ bir toparlanmaya işaret etti- ğini vurguladõ. Kurumlar vergisi Türkiye şampiyonu 675.7 milyon TL ile Turkcell oldu. Turkcell’i 641.5 milyon TL ile Türk Telekom, 598.3 milyon TL ile Ziraat Bankasõ izledi. İlk ikiyi telekomünikasyon şirketlerinin almasõna karşõn ilk 10’un 7 şirketi bankacõlõk sektöründen geldi. Geçen yõlki listede 19. olan Erdemir, bu yõl listeye giremezken, yine 2007 sõralamasõna göre 11. sõrada yer alan Petrol Ofisi 71. sõraya, yõllarca üst üste şampiyon kalan ve geçen yõlki listede 8. olan Tüpraş 16. sõraya geriledi. THY de listeye giremedi. Böyle özelleştirmeye, böyle sonuç MURAT KIŞLALI ANKARA - Özelleştirme İdaresi Başkanlõğõ’ndan (ÖİB) Tekel Siga- ra İşletmeleri’ni satõn alan British American Tobacco’nun (BAT), To- kat’taki sigara fabrikasõnõ kapatarak 2 bin kişiyi işsiz bõrakmasõna, ÖİB’nin özelleştirmede “üretim şartı” koymamasõnõn neden olduğu ortaya çõktõ. ÖİB, bundan önceki pek çok özelleştirmede üretim şartõ ko- yarken, avukat Gökhan Cando- ğan, “Tekel Sigara özelleştirmesine ilişkin özel şart ve yeterlilik kri- terlerinin belirlenmemiş oluşu ihalenin iptal nedenidir” dedi. Tek Gõda İş Sendikasõ ile Tütün Eksperleri Derneği’nin Candoğan aracõlõğõyla Danõştay nezdinde yap- tõklarõ itiraz başvurusunda şu ifade- lere yer verildi: DDK ‘İşsizlik yaratır’ diye uyar- mıştı: Eylül 2005 tarihli Cumhur- başkanlõğõ Devlet Denetleme Kuru- lu (DDK) raporunda “Özelleştir- menin; işsizlik, üretimin durması, sosyal devlet anlayışının zayıfla- ması, devlet tekellerinin özel tekele dönüşmesi gibi sakıncaları bu- lunduğu, genel olarak kabul edil- mektedir” tespitleri yapõlmõştõr. BAT’ın üretimi durduracağı belliydi: İhaleyi kazanan firma kü- resel karar alabilme esnekliğine sa- hip olduğundan, özelleştirme son- rasõnda Tekel Sigara’da üretimin durdurulmasõ ve/veya ithalata dayalõ üretimin seçilmesi mümkündür. ÖİB şart koyuyordu ÖİB’nin bundan önce üretim ve önyeterlilik şartõ getirdiği bazõ iha- leler ise şunlardõ: Ereğli Demir Çe- lik Fabrikasõ, Seydişehir Alümin- yum, Et ve Balõk Ürünleri, Orman Ürünleri Sanayii, Süt Endüstrisi Ku- rumu, Sümer Holding, Tüpraş. KAPASİTE YÜZDE 66.8 OLDU Nisanda imalat sanayiinde kapasite kullanõm oranõ Ka- sõm 2008’den sonra gördüğü en yüksek seviye olan yüz- de 66.8 oldu, ekonomi çevrelerini ikiye böldü: Fortis Bank Ekonomisti Erkin Işık: Sanayideki düşüş eğilimi martta sona erdi. Bundan sonraki aylarda da sõ- nõrlõ da olsa toparlanma bekliyorduk. Bunu destekler şe- kilde, kapasite kullanõm oranõ nisanda 2.1 puan yük- selerek yüzde 66.8 oldu. Aylõk sanayi üretim artõşõnõ ma- yõsta da yüzde 9 bekliyoruz. Finansbank Başekonomisti İnan Demir: Küçülme ivmesinin yavaşlamaya devam etmesini bekliyoruz, fa- kat büyümeye dönüş zaman alacak. JP Morgan Ekonomisti Yarkın Cebeci: İç talep sevi- yesi, stoklarõn bir miktar azalmasõna olumlu yansõdõ. Ya- kõnda büyüme beklentileri oluşabilecek. + Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştõrmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Araştõrma Görevlisi Mehmet Alper Dinçer ve Araştõrma Görevlisi Burak Darbaz: Mart- taki kõpõrdanma, sanayide dibe ulaşõldõğõ izlenimini do- ğurdu. Ancak sanayi üretim endeksini gerek mevsim- sel etkilerden gerek işgünü sayõsõndaki değişikliklerden kaynaklanan etkilerden arõndõrarak yaptõğõmõz tah- min, sanayi üretiminin martta şubata kõyasla yüzde 3.1 oranõnda gerilediğini gösteriyor. Bu bulgu õşõğõnda mart ayõnda krizin dip noktasõna ulaşõldõğõnõ düşünmüyoruz. - Çelebi Hindistan’da şirket kuruyor Ekonomi Servisi - Çelebi Hava Servisi, kõsa süre önce kazandõğõ Delhi Indra Gandhi Uluslararasõ Havalimanõ kargo ihalesi prosüdürleri çerçevesinde şirket kuruyor. “Celebi Delhi International Airport Caro Terminal Management India Private Limited” adõyla 1 milyon Hint Rupisi sermaye ile kurulmasõ planlanan şirketin yüzde 74’lük çoğunluk hissesi Çelebi’nin olacak. Çelebi tarafõndan dün yapõlan açõklamaya göre kurulacak şirketin, Çelebi’nin Budapeşte ve Bombay’den sonra uluslararasõ pazarda gerçekleştirdiği üçüncü büyük yatõrõm olacak. Zorlu’ya 130 milyon Avro kredi Ekonomi Servisi - Zorlu Enerji Grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Rotor Elektrik AŞ’nin, 130 milyon Avro’luk bir kredi anlaşmasõ imzaladõğõ duyuruldu. Rotor Elektrik’ten yapõlan açõklamada, kredi anlaşmasõnõ, şirketin, Osmaniye’deki rüzgâr santralõ projesinin finansmanõnda kullanõlmak üzere, Uluslararasõ Finans Kurumu (International Finance Corporation - IFC), Avrupa İmar ve Kalkõnma Bankasõ (European Bank for Reconstruction and Development - EBRD), Avrupa Yatõrõm Bankasõ (European Investment Bank - EIB), Denizbank ve HSBC ile imzaladõğõ bildirildi. Ekonomi Servisi - Kurumlar ver- gisi Türkiye şampiyonu 675 milyon 780 bin TL ile geçen yõl 12. sõrada yer alan Turkcell oldu. Turkcell’i 641 milyon 575 milyon TL ile Türk Te- lekom, 598 milyon 317 bin TL ile Zi- raat Bankasõ izledi. Listede ağõrlõk- lõ sektör bankacõlõk olurken sanayi iş- letmeleri ya geriledi ya da listeye gi- remedi. Maliye Bakanlõğõ Gelir İdaresi Başkanlõğõ, 2008 vergilendirme dö- nemine ilişkin kurumlar vergisi so- nuçlarõnõ açõkladõ. 2008 yõlõ kurum- lar vergisi ilk 100 listesinde tahakkuk miktarlarõnõn da düştüğü gözlendi. 2007 yõlõnõn kurumlar vergisi liste- sinde ilk sõrada yer alan Türk Tele- komünikasyon A.Ş ile 2008 yõlõnõn listebaşõ olan Turkcell iletişim hiz- metlerinin tahakkuk tutarõ arasõnda 145 milyon 46 bin TL’lik fark var. 2007 listesinde 111 milyon 603 bin TL tahakkuk tutarõyla 16’ncõ sõ- rada yer alan THY ile 90 milyon 349 bin TL tahakkuk tutarõyla 19’uncu sõ- rada yer alan Ereğli Demir ve Çelik 2008 listesinde ilk 100’e giremedi. Petrol Ofisi tam 60 sõra geriledi. Mensuplarõ gelir vergisi şampiyon- luklarõnda ilk sõralarda yer alan Koç Holding, kurumlar vergisi şampi- yonlarõ listesine 132 milyon 560 bin TL ile 14’üncü sõradan girdi. Ar- dõndan 95 milyon 46 bin TL ile BO- TAŞ gelirken, uzun yõllar listeye ilk sõrada giren Tüpraş 93 milyon 441 bin TL ile 16’ncõ olabildi. Listeye; Doğan Şirketler Grubu 56 milyon 311 bin TL ile 27, Çukuro- va Holding 19 milyon 993 bin TL ile 76, Ciner Grubu’nun Park Elektrik Üretim Madencilik’i 18 milyon 960 bin TL ile 85, Bugün-Kanaltürk grubunun sahibi Koza Altõn İşlet- meleri 18 milyon 359 bin TL ile 88, Doğan Yayõn Holding 16 milyon 251 bin TL ile 98’inci sõradan girdi. Şampiyon Turkcell Reel sektör düştü İYİMSER BAKIŞ KARAMSAR BAKIŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear