Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bizim meslek ikinci kez PKK ile devlet arasın-
da arabuluculuğa soyunuyor.
İlkinde Turgut Özal’ın Kürt-Türk Federasyonu
kurulmasına ışık yakan girişimleri sırasında yaşandı.
Gazeteci Cengiz Çandar, Ankara ile Öcalan
arasında gitti geldi.
Ateşkesin sürekli olması ve soruna çare bu-
lunmasını sağlayacak arabuluculuk çabaları Tur-
gut Özal’ın ölümüyle kapandı.
Çandar, Öcalan (ve arada PKK adına seferber
olan bugünkü Irak Cumhurbaşkanı Talabani) ile
görüşmelerini doğrudan Çankaya’ya aktarıyor;
Çankaya’nın söylediklerini de Öcalan’a iletiyordu.
Ama yazmıyordu.
Arabulucu olayı bugün tersine işliyor.
Örgüt adına konuştuğu iddia edilen Murat
Karayılan’la uzuuun bir konuşma yapan Hasan
Cemal’in davranışı değişik.
PKK’nin pek çoğuna katıldığı mesajlarını dev-
lete gazetesinde yazarak duyurdu.
Fakaaaat… başta Çankaya’daki, hükümet adı-
na Başbakan Yardımcısı, (nedense MİT ve TSK
yok listede) örgütün mesajlarını (görüşecekleri açık-
lanan) Hasan Cemal’den öğrenmeye hazırlanıyor.
Daha sonraki olası gelişme Hasan Cemal’in dev-
let yöneticilerinden edindiği izlenimleri Karayılan
karargâhına götürmesi.
Hasan Cemal “tercihini” (10 Mayıs günü) kö-
şesinde yazdı.
“...Perde arkasında ciddi bir diyalog mekanizması
kurulup işletilmeli” diyor. Mekanizma, Karayı-
lan’ın öne sürdüğü akil adamlar (örneğin İlter Türk-
men) aracılığıyla mı işleyecek?
ABD öteden beri bastırıyor. PKK ile görüşüle-
rek sorunun çözümlenmesini istiyor. Hasan Ce-
mal de aynı çizgide.
Nihayet şu noktaya gelindi. Soruna çareleri Ka-
rayılan açıkladı. Arabulucu aranıyordu. Bulundu.
Terör örgütüyle masaya oturmak için gerekli mal-
zeme tamam.
Buyurunuz katiller sofrasına!
Çankaya’daki ile uyumlu hükümet PKK ile
doğrudan veya arabulucular aracılığıyla diyalog
başlatabilir mi?
Karayılan’ın “Bağımsız Kürt devleti istemekten
vazgeçtik, artık bölücü değiliz” söylemlerine inan-
mak olanaklı mı? “Demokratik özerk Kürdistan” ne
demek?
Olası diyalog sürecinde bu ve benzeri söylem-
lerin akıl almaz biçimde değişmeyeceğine kim gü-
vence verebilir?
Hasan Cemal’in diyalog önerisine ayak uydu-
racak olursa bu hükümet; Türkiye, PKK terör ör-
gütünü tanımış olacaktır.
Tanımakla kalmayacak, örgütün dayatmalarını
kabul etmiş olacaktır.
Deniz Baykal’ın dediği gibi Çankaya’daki “ta-
rihi fırsattan” söz ediyor.
Bir iki gün önce Köşk’te baş başa konuştuğu
Çankaya’daki tarihi fırsattan söz etmemiş olacak
ki; CHP lideri Baykal, bugün “nedir bu tarihi fırsat”
diye sormak gereğini duyuyor. Çankaya’dakini
açıklama yapmaya davet ediyor.
Oysa Çankaya’daki AKP’linin, başbakanıyla,
AKP kadrolarıyla uygulamaları hep “alacakaran-
lık!”
Kapalı, içeriği bilinmeyen bir söz atıyorlar orta-
ya. Tartışma başlatıyorlar ve sonra… ekonomide,
siyasette… pek çok yaşamsal, ulusal konuda ol-
duğu gibi… bildiklerini okuyorlar ve çoğu zaman
duvara çarpıyorlar.
PKK terörüne çözüm arayışında da aynı yöntem
uygulanıyor.
Kürt ve PKK sorununda içinden çıkılamayacak
yeni belaların peşindeler.
Mesajlar alınıp verilirken unutmasınlar: Kılavu-
zu karga olanın burnu b.ktan kurtulmaz!
SAYFA12 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET
19HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 22
Edirne PB 27
Kocaeli PB 26
Çanakkale PB 25
İzmir B 28
Manisa B 28
Aydın B 29
Denizli B 26
Zonguldak PB 20
Sinop PB 18
Samsun B 20
Trabzon B 17
Giresun B 17
Ankara PB 20
Eskişehir PB 22
Konya PB 18
Sıvas B 16
Antalya B 27
Adana B 26
Mersin B 24
Diyarbakır Y 23
Şanlıurfa PB 26
Mardin B 27
Siirt Y 21
Hakkâri Y 13
Van Y 14
Kars Y 13
Oslo Y 18
Helsinki PB 14
Stockholm Y 12
Londra Y 17
Amsterdam Y 19
Brüksel Y 16
Paris Y 21
Bonn Y 11
Münih Y 16
Berlin B 17
Budapeşte Y 26
Madrid B 27
Viyana Y 21
Belgrad Y 27
Sofya Y 24
Roma B 21
Atina B 24
Zürih Y 23
Moskova Y 20
Aşkabat PB 28
Astana B 27
Taşkent PB 31
Bakû Y 20
Bişkek PB 20
Tiflis Y 11
Kahire B 27
Şam PB 27
Ülkemizin iç, kuzey ve do-
ğu kesimleri parçalı çok
bulutlu, Doğu Karadeniz”in
doğusu, Doğu Anado-
lu”nun kuzey ve doğusu
ile Adana ve Mersin’in iç
kesimleri, Osmaniye, K.Ma-
raş, Batman, Siirt ve Di-
yarbakır çevrelerinde sa-
ğanak ve gök gürültülü sa-
ğanak yağışlı diğer yerler az
bulutlu geçecek. Hava sı-
caklığı batı bölgelerden
başlamak üzere ülke ge-
nelinde 3-5 derece artacak.
Kopenhag
Küresel
õsõnmaya
indirim şart
Sevigen davasında kanıtlar çürüdü
İstanbul Haber Servisi - Ye-
rel seçimler öncesinde Eyüp aday
adayõ Eyüp Atmaca’dan daire ve
600 bin dolar almak, partiye be-
delsiz şarkõ yaptõran Sabri De-
mirdöğen’den 25 bin TL tuta-
rõnda fatura kesmesini istemekle
suçlanan eski CHP Genel Sekre-
ter Yardõmcõsõ Mehmet Sevi-
gen hakkõndaki iddialar kanõtla-
namadõ.
Sevigen, kendisi hakkõnda suç-
lamalarda bulunan Eyüp Atmaca,
Sabri Demirdöğen ve Vatan ga-
zetesi yazarõ Mustafa Mutlu
hakkõnda tazminat ve ceza dava-
sõ açtõ. Davalar hâlâ sürerken
savcõlõk ifadelerinde daha önce
var olduğu iddia olunan “Sevi-
gen’in Eyüp Atmaca ile rüşvet
pazarlığı”nõn kaydedildiği ka-
setin gerçekte olmadõğõ ortaya
çõktõ. Eyüp Atmaca, kendisinin
ağõzõndan kaset olduğuna dair
bir söz çõkmadõğõnõ, bunun basõn
tarafõndan ortaya atõldõğõnõ be-
lirtirken Vatan gazetesi yazarõ
Mustafa Mutlu da ifadesinde,
böyle bir kasetin varlõğõndan
Eyüp Atmaca’nõn açõklamasõyla
bilgi sahibi olduğunu söyledi.
Eyüp Belediye Başkanlõğõ için
CHP’den aday adayõ olan Eyüp
Atmaca, yerel seçimler önce-
sinde aday adaylõğõndan istifa
ederken CHP Genel Sekreter
Yardõmcõsõ Mehmet Sevigen’in,
kendisinden önce 600 bin dolar
istediğini, bunu veremeyeceğini
belirtmesi üzerine Göktürk kö-
yünde yaptõğõ lüks dairelerden bi-
rini istediğini ve hatta bu daire-
leri bakmaya bizzat gittiğini açõk-
lamaştõ.
Atmaca, Sevigen’in Göktürk
köyünde daire bakmaya giderken
sitenin kameralarõnda görüntüsü
olduğunu da iddia etmişti. Ancak
ifadesinde daire bakmaya, Sevi-
gen’in değil Eyüp Belediye Mec-
lis Üyesi Muhittin Aker’in git-
tiğini söyledi.
Mehmet Sevigen hakkõnda suç-
lamalarda bulunan Sabri Demir-
döğen’in “Benden parti adına,
bedelsiz yaptırdığım şarkı için
25 bin TL’lik fatura kesmemi
istedi” iddiasõna tanõk olarak
gösterdiği söz yazarõ Ahmet Sel-
çuk İlkan da, savcõlõk ifadesin-
de olayõ doğrulamadõ. Söz yaza-
rõ Ahmet Selçuk İlkan, savcõlõk
ifadesinde, Sabri Demirdöğen’le
birlikte Mehmet Sevigen’i oda-
sõnda ziyaret ettiklerini, ancak Se-
vigen’in kendilerinden fatura is-
temesi gibi bir olayõn söz konu-
su olmadõğõnõ açõkladõ.
SERTAÇ EŞ
ŞEREFLİKOÇHİ-
SAR - Türk Silahlõ Kuv-
vetleri’nin Kara, Hava ve
özel kuvvet birliklerinin
katõlõmõyla gerçekleştiri-
len “Tuzgölü’09 Tatbi-
katı”nda envantere yeni
giren silah sistemleri de-
nendi. Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Baş-
buğ’un talimatõyla ilk kez
Anadolu Kartalõ Eğitimi
ile eşgüdümlü yapõlan tat-
bikatta birliklerin eğitim
seviyesi, silah gücünün
etkisi ortaya kondu. Tat-
bikatõ değerlendiren Baş-
buğ, “Tatbikat canlan-
dırılması ve icrası açı-
sından mükemmel bir
tatbikat oldu” dedi.
Ankara’nõn Şereflikoç-
hisar ilçesindeki Kara
Kuvvetleri Tatbikat Mer-
kezi’nde gerçekleştirilen
Tuzgölü’09 Tatbikatõ’na
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Baş-
buğ’un yanõ sõra Kara Kuvvetleri Komutanõ
Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuvvetle-
ri Komutanõ Orgeneral Aydoğan Baba-
oğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanõ Orami-
ral Muzaffer Metin Ataç, Jandarma Ge-
nel Komutanõ Orgeneral Atila Ateş ve Sa-
vunma Sanayi Müsteşarõ Murad Bayar ka-
tõldõ.
Tatbikat 2002 yõlõnda Kara Kuvvetleri’nin
tatbikat merkezi olarak planlanan ve dü-
zenlenen Tuz Gölü’nün Şereflikoçhisar
ilçesi sõnõrlarõ içindeki bölgede gerçekleş-
tirildi. 2004 yõlõnda faaliyete geçmesinin ar-
dõndan tesiste 16 tugay tatbikat yaptõ.
Dünkü tatbikata ise 66. Mekanize Piyade
Tugayõ’ndan 1852 personel katõldõ. Yõllõk
plan dahilinde yapõlan tatbikatlarda tesis-
lere yalnõzca askeri personel geliyor. Tat-
bikat yapacak personele her türlü silah, mü-
himmat ve teçhizat tatbikat merkezi tara-
fõndan veriliyor.
Merkezde gerçekleştirilen tatbikat ön-
cesinde TSK envanterinde bulunan Leopard
tanklarõ ile Fõrtõna obüs toplarõnõn yete-
nekleri sergilendi. Tatbikata TSK’ye bağ-
lõ Kara, Hava ve özel kuvvet unsurlarõ ka-
tõldõ. Genelkurmay Başkanõ Başbuğ’un ta-
limatõyla Anadolu Kartalõ Eğitimi ile tat-
bikat birleştirilerek eşgüdüm içinde ger-
çekleştirildi. Böylece Tuz Gölü’nün gü-
neyinden Akdeniz’e kadar olan bölge
TSK’nin mevcut birlikleri açõsõndan tatbi-
kat bölgesi niteliği kazanmõş oldu.
Atışlarda tam isabet
Tatbikatõn ardõndan TSK envanterinde-
ki bazõ silahlarla atõşlar yapõldõ. Tatbikat
merkezinde oluşturulan hedeflere öncelikle
F-16, F-4 uçaklarõ dalarak ve dalmadan atõş
yaptõlar. Bir F-16 uçağõ daha önce özel kuv-
vetlerce işaretlenmiş bir hedefe, dalmadan
uzak mesafeden atõş yaptõ. Atõşta tam isa-
bet sağlandõ. Benzer atõşlarõn PKK terör ör-
gütünün ana üssü olan Kandil Dağõ’na da
gerçekleştirildiği biliniyor.
Tamamen Türk mühendislerce üretilen
Fõrtõna obüs topu belirlenen hedeflere yö-
nelik kõsa aralõklarla yaptõğõ “sıralı atışta”
tam isabet kaydetti.
Başbuğ: Mükemmel bir tatbikat
Orgeneral İlker Başbuğ, tatbikatõn so-
nunda başarõlõ personele ödül verdi. Tat-
bikatõn canlandõrõlmasõ ve icrasõnõn mü-
kemmel olduğunu belirten Başbuğ, “Bugün
izlemiş olduğumuz tatbikat sonucunda
gerçekten tatbikata katılan Kara ve Ha-
va kuvvetlerimizin birliklerinin eğitim se-
viyelerinin en üst seviyede olduğu ve ken-
dilerine verilecek görevleri her an yeri-
ne getirebilecek yetenekte olduklarına
hep beraber şahit olduk” dedi.
almadan kurtulmak istediği yönünde. Eğer
Türkiye, Kyoto’dan olduğu gibi
Kopenhag’dan da kaçarsa bir sonraki
yükümlülük döneminde sera gazõ
salõmlarõnda en çok indirim yapmasõ
gereken ülke olacak.
Kopenhag’da 6-19 Aralõk tarihlerinde
gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim
Görüşmeleri’nin ilk hazõrlõk toplantõsõ
yaklaşõrken Türkiye’nin nasõl bir politika
izleyeceği merak konusu. Konuyla ilgili
sorularõmõzõ yanõtlayan Yeşiller Partisi
Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ümit
Şahin, Türkiye’nin Kopenhag’daki
amacõnõn yükümlülük almamak olduğuna
dikkat çekerek “Kendisini gelişmekte olan
ülkeler kategorisine sokmaya çalışacak.
Bunu başaramazsa da yükümlülük
almadan devam etmeye çalışacak. ‘Biz o
kadar kirletmiyoruz’ diyecek. Bu doğru
ama eğer emisyonlar bu hızla artarsa
Türkiye Kopenhag’daki anlaşmadan
sonra en çok indirim yapması gereken
ülke olacak” diye konuştu. Türkiye’nin
diğer gelişmiş ülkelere göre salõm oranõnõn
az olduğunu, geç sanayileştiği için de
tarihsel sorumluluğunun bulunmadõğõnõ
anlatan Şahin, Kopenhag’da masadan
yükümlülük almadan kalkõlmasõ halinde
tüm bu ayrõcalõklarõn kaybedileceğini
söyledi.
3 konu ele alınacak
Dr. Şahin, “Kyoto’nun tek faydası
küresel ısınmaya karşı uluslararası bir
anlaşmanın yapılmış olması. Kopenhag
sürecinin Kyoto ile aynı kaderi
paylaşmaması için anlamlı hedeflerin
konulması gerek. Mesela 2020’ye kadar
yüzde 40 indirim hedefi konulmalı.
Çünkü 2050’ye kadar yüzde 80-90 indirim
hedefini bulmamız gerekiyor” dedi.
Büyük gürültü kopacak
Kopenhag’daki toplantõlardan ciddi bir
karar çõkmamasõ halinde aktivistlerin
“büyük gürültü kopartmayı” planladõğõnõ
anlatan Şahin “Aktivistler, ‘gerekirse
toplantõlarõ bloke eder binayõ işgal ederiz’
diyorlar. Ama ABD Kopenhag sürecine
dahil olursa her şey değişir. Çünkü
birçok ülke ABD’yi bahane ederek ya
anlaşmaya taraf olmuyor ya da az hedef
alıyorlardı. Geçen yıl AB yüzde 20’lik
indirim hedefi koyarken açık açık ‘eğer
ABD girerse hedefi yüzde 30’a çõkarõrõz’
dediler. Eğer Kopenhag’dan yüzde 30-40
gibi bir hedef çıkarsa iyi olur” diye
konuştu.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Çernobil patladı, ama korkmayın
çaylarda radyasyon yok, kimse kan-
ser olmayacak! Bankerler bizi do-
landırdı... Bülent Ersoy’a yasak gel-
di...”
Açõlõş konuşmasõna bu sözlerle baş-
layan Uçan Süpürge Yönetim Kurulu
Başkanõ Halime Güner söyle devam
etti:
“Bu yıl festivalimizin ana teması
80’li yıllar, 12 Eylül askeri darbesi-
nin üstünden neredeyse otuz yıl
geçti. Otuz yıl önce kadınlar, okul-
larından, evlerinden, işyerlerinden,
grev çadırlarından saçlarından sü-
rüklenerek çekilip alındılar. Sar-
kıntılık, cinsel taciz ve tecavüz ka-
dınlara karşı çok yaygın bir işken-
ce yöntemi olarak kullanıldı. İş-
kencede bebeklerini kaybedenle-
rin, sorguda çocuğuna işkence edil-
mesini izleyenlerin sayısı hiç de az
değildi. Birçok kadın çocuğunu ce-
zaevinde doğurmak ve büyütmek zo-
runda kaldı. 12 Eylül, kadınlar için
yalnız cinsel ve fiziksel zorbalık de-
ğildi.. hapishane kapılarında hak
aramak, ardı arkası kesilmeyen
korkunç haberlere göğüs gererek
ayakta kalmak demekti. Evin yü-
künü tek başına üstlenmek, çocuk-
ları büyütmek, ne yaşanırsa yaşan-
sın, görüş günlerine güler yüzle, iyi
haberlerle, bahar çiçekleriyle gide-
bilmek demekti.
Hapishane kapılarında bekleşen
annelerin çoğu artık hayatta değil.
Sessiz çığlıklarını içlerine gömenle-
rin saçları beyazladı. O günlerde an-
nelerinin babalarının alınıp götü-
rülmesini izleyenler, bayram ziya-
retlerini parmaklıklar ardındaki
anne babalarının yanında geçiren-
ler, anlam veremedikleri göçlerle,
okul arkadaşlarından ayrılanlar
genç birer kadın oldular. Daha son-
ra doğanlar, yakınlarının gözlerin-
deki acıyı bile göremedilerse, suçu
onlarda aramamalı; darbeciler, ka-
dınların yalnız hayatlarını değil,
anılarını ve öykülerini de karanlığa
gömdü. Annelerin ve anneannelerin
öyküleri.. ki bir kadından çalınabi-
lecek en değerli şeydir. Cezaevleri
boşaldı, yeniden doldu. Zulmün,
yoksulluğun, dilsizliğin ardı arkası
kesilmedi. Bütün yaşananlar, ka-
dınların sımsıkı bağlı saçlarının,
mühürlenmiş dudaklarının arasın-
da sessiz bir çığlık, açılması çok güç
bir düğüm gibi saklı kaldı. 2000’li
yıllarda yine kadınlar... 12 Eylül’ün
zarfları ellerinde. Yüreklerini aça-
bildiklerince açıp yazdıkları mek-
tuplarla 12 Eylül’ün bütün sesleri
yutan sessizliğinden, hâlâ süren
kopkoyu karanlığından sıyrılmayı
deniyorlar. Yarın Ankara’da açıla-
cak olan 12 Eylül Mektupları Ser-
gisi’ni, her kuşaktan kadınların o dö-
neme ilişkin tanıklıkları dolduracak:
Ne anımsanabilen ne de unutulabi-
len; ne geçmiş ne gelecek olabilen bu
zamandan kopup gelen mektuplar,
resimler, fotoğraflar, mendiller, bö-
lük pörçük anı parçacıkları, kayıp
zamanın hakikatini dile getiriyor.
Kadınlar, kendilerinden çalınan öy-
külerini yeniden yazıyor. Şimdi ka-
dınlar saçlarını çözüyor; yas tuta-
bilmek ve yeniden başlayabilmek
için... Bu, belleğe değil bedene yazı-
lı olanlarla yüzleşmek demek. Ka-
dınlardan her zaman esirgenmiş
sözü arayıp bulmak, bedenin belle-
ğinde kazılı olanı kelimeye dönüş-
türmek demek. Bu yüzden saçla-
rından medet umuyorlar.
Kadınlar saçlarını çözüyor, yü-
reklerinde göllenen karanlık su
damla damla akıyor. Karanlıkta
kalan zamandan gelen her anı par-
çası kadın seslerine dönüşüyor:
Darbeciler artık yargılanmalı; iş-
kenceciler, tecavüzcüler hesap ver-
meli. Yarın sergimizi, darbecilerin
yargılanması talebiyle açacağız.
Önümüzdeki yıllarda da bunu tek-
rarlamayı ve 12 Eylül Müzesi ku-
rulmasını hedefliyoruz.”
Bu sözlerden sonra ne söylenebilir..
ama yapõlacak pek çok iş var; ürkme-
den, üşenmeden, kolayõna kaçmadan
12 Eylül’le ilgili anõlarõmõzõ, duydu-
ğumuz hikâyeleri derleyip toplayõp,
Uçan Süpürge’nin mektup torbasõna
yollamak. Ve yazõlõ tarihin bir parça-
sõ olmak. Çoçuklarõmõzõn anne ve ba-
balarõnõn acõlarõnõ öğrenmesinden
korkmamalõyõz.. bu acõlarõ öğrendik-
lerinde hiç kuşkusuz bizleri daha çok
seveceklerdir. Başka türlü sevecek-
lerdir.
80’li YıllarBaştarafı Arka Sayfada
Baştarafı 1. Sayfada
Mahkemedeki ifadelerde daha önce varlõğõ öne
sürülen kasetin olmadõğõ ortaya çõktõ. Sabri
Demirdöğen’in tanõğõ da Sevigen lehine ifade verdi.
Tuzgölü’09 tatbikatı yapıldı
Gökyüzünden Türkiye
YILDIZ ÇELİK
Hakan Öğe ve Turgut
Tarhan’õn havadan fotoğrafladõklarõ
Türkiye’nin doğal ve tarihi
zenginlikleri ‘Havadan Türkiye’
sergisi ile İstanbul Fransõz Kültür
Merkezi’nde.
Türkiye’yi, yõllardõr havadan
fotoğraflayan Öğe ve Tarhan’õn
fotoğraflarõ ilk kez bu sergide bir
araya geliyor.
Çeşitli uçan araçlar kullanõlarak
havadan yeryüzünün
fotoğraflanmasõ olarak tanõmlanan
hava fotoğrafçõlõğõ; arkeolojiden
doğaya, haber fotoğrafçõlõğõndan
şehirciliğe, mimariden turizme pek
çok alanda kullanõlõyor. Dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de
ekonominin gelişmesiyle doğal
olarak gittikçe artan bir taleple bu
fotoğrafçõlõğõ yapanlarõn sayõsõnda
da son yõllarda bir artõş oldu.
Belgesel olmasõnõn yanõ sõra
görsel sanat yönüyle de düşünülerek
çekilmiş fotoğraflarõn bulunduğu
sergideki, havadan çekimlerin nasõl
yapõldõğõnõ sorduğumuz da Öğe:
“genel olarak ikiye ayırabilirim;
fotoğrafçının bizzat uçarak
yaptığı çekimler ve fotoğrafçının
bir tür uçurtma kullanılarak
uzaktan kumanda ile yaptığı
çekimler. Ben birinci kategoriye
giriyorum. Hatta daha da ileriye
giderek uçan aracın hem
pilotluğunu yapıyor, hem fotoğraf
çekiyorum”diyor.
Hava fotoğrafõnõn da, her
fotoğrafõn olduğu gibi belge niteliği
var, ama hava fotoğrafçõlõğõnda buna
ek olarak yüzeyden görülemeyen
açõlardan da belgeleme şansõnõn
bulunmasõ.
Hava fotoğrafõnda en iyi sonucu
almak için Öğe’nin önerisi;
‘çekimleri mümkün olan en yavaş
araçlarla yapmak gerekiyor.
Helikopter bu iş için çok
kullanılsa da tercihim tamamen
açıkta olabildiğimiz paramotor,
motorlu delta kanat gibi
mikrolightlar.’
1993 yõlõndan beri serbest
fotoğrafçõlõk yapan, fotoğraf
çekmeye yaptõğõ doğa sporlarõ
izinden başlayan Öğe’nin hazõrladõğõ
foto-röportajlar 15 yõldõr Atlas
dergisinde yayõnlanõyor.
Tarhan ise, 1994’de aldõğõ yamaç
paraşüt eğitimi ile hava
fotoğrafçõlõğõna başladõ. 2000
yõlõndan bu yana da Atlas dergisi ile
çalõşõyor.
Sipa Press Kültürel Projeler ve
Sergiler Sorumlusu Ferit Düzyol ile
Atlas Dergisi Fotoğraf Editörü
Sinan Çakmak’õn küratörlüğünü
yaptõğõ, 32 fotoğraftan oluşan sergi
12 Mayõs – 5 Haziran tarihleri
arasõnda izlenebilir.