24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN 2009 CUMARTESİ 8 DİZİ Yabancõ ülkelerden silah, askeri eğitim, para, yiyecek ve giyecek yardõmõ alan Ermeniler, Türk ve öteki Müslüman mahallelerine, köylerine ve kentlerine saldõrdõlar, geniş çapta toplu kõyõmlar yaptõlar Mahallelerde katliam tüğü açmazdõ. Erme- ni silah gücü Osman- lõnõn tüm ulaşõm yol- larõna egemen olma- larõna yetti. Örneğin, Sõvas-Erzurum lojis- tik geçeneği kullanõl- maz duruma gelmiş- ti. Uzun yollar ve ge- niş cephe Ermeni sal- dõrõlarõna karşõ savu- nulamõyordu. Türk- lerin artan korkusu Van’daki toplu kõyõ- mõn, kenti ele geçir- me örneğinin ve burayõ Osmanlõ egemenliğinden ayõrarak orada Rus askerinin desteğiyle geçici Ermenistan yönetimi oluşturul- masõnõn Anadolu’da başka yerle- re hõzla yayõlacağõydõ. Bütün bu olaylarõn gerçekliği tüm belgeliklerdedir. Ne var ki, bi- linmesine karşõn örneğin Britanya Hükümeti adõna dünya kamuoyu- nu, özellikle savaşta hâlâ yansõz- lõğõnõ sürdüren Amerika’yõ, dilediği biçimde etkilemek için Türklere karşõ kõsaca “Mavi Kitap” diye anõlan bir cilt çõkarõldõ. Onda yal- nõz ve yalnõz Ermenilerin ve Hõ- ristiyan din yayõcõlarõ gibi yan- daşlarõnõn mektup, yazõ, yakõnma ve dedikodularõna yer verildi. Bu Britanya yayõnõnõ “Mavi Kitaba Yanıt” başlõğõyla eleş- tiren kendi kitabõmõn İngilizcesini New York’ta ve Türkçesini İstanbul’da yayõmla- dõm. Birinci Dünya Sava- şõ’nda Ermenilerin kan döktüklerine ilişkin Ba- tõ çevrelerinde de birta- kõm şeylerin yazõlmasõ için (aşağõda sözünü edeceğim ve kural-dõşõ kalan bir örnek dõşõnda) uzun süre beklemek ge- rekiyordu. Stephen Pope ve Eli- zabeth-Anne Wheal adlõ iki İn- giliz yazarõ 2003’te basõlan ve “Birinci Dünya Savaşı’nın Söz- lüğü” adlõ önemli çalõşmalarõnda “Türk ordusu seferberlik ha- zırlığı içindeyken Ermenilerin doğuda Ermeni olmayan 120.000 kişiyi boğazladıklarını” yazdõ ve Nisan 1915’te Van’õ ele geçirerek orada geçici yönetim kurduklarõnõ ve 1917’den sonra “bir 50.000 da- ha” öldürdüklerini ekledi. Bu İn- giliz kaynağõ 120.000 kişinin sö- zünü ederken onlar için “öldürme” değil, öldürmenin daha yabanõl biçimi olan “boğazlama” sözünü seçmişlerdir. Yukarõda değindiğim kural dõşõ yayõn o yõllarõn bilinen yazarla- rõndan C.F. Dixon-Johnson’un 1916’da yayõmladõğõ “Ermeni- ler” adlõ kitabõdõr. Türkler 1914’te başlayan savaşta düşman konu- munda olmakla birlikte onlara kar- şõ yansõz ve doğrulukla tavõr alõn- masõ gerektiğini savundu. Dixon- Johnson’un bu kitabõnõ değerlen- diren ve tanõtan kendi kitabõmõ da yirmi küsur yõl önce birkaç dilden yayõmlamõştõm. “Özür” imzacõlarõ bize kendilerinden çok daha fazla hakça davranan bu kaynağõ ya da benim onu tanõtan yayõnõmdan herhangi birini okudular mõ? Türklere karşõ savaşan Ermeni- lerle onlarõn Ruslar, İngilizler ve Fransõzlarla her yönden yakõn bağ- larõ yadsõnamaz. Ermeniler, kendi itiraflarõyla toplam “200.000’lik” ya da “200.000’den fazla” silah- lõ kişiden oluşan ordular kurdular ve Türklere karşõ, kendi sözcükle- riyle, “ya bağımsız birimler ola- rak ya da Rus, İngiliz ve Fransız orduları içinde” Kafkas, Sina ve Suriye cepheleriyle bunlarõn çev- relerinde yõllarca çarpõştõlar. Yabancõlar onlara silah, askeri eğitim, para, yiyecek ve giyecek verdi. Böylece donanarak Türk ve öteki Müslüman mahallelerine, köylerine ve kentlerine saldõrdõlar, geniş çapta toplu kõyõmlar yaptõlar, baltalama ve kundaklama eylem- lerini sõklaştõrdõlar ve resmi kamu görevlilerini tek tek öldürdüler. Öyle ki, kimi kanlõ eylemleri Rus ve Fransõz subaylarõnõn protesto- larõna bile neden oldu. Ermeni tehdidi, tehlikesi Osmanlõ yönetimiyle onun savaş alanõndaki sorumlularõnõn, bu olay- larõ, üstünde durmaya değmeyecek önemsiz eylemler gibi gördüğü savunulamaz. Tam karşõtõ, Erme- ni çevrelerinde silah barõnaklarõ, birkaç dilde şifre anahtarlarõ ve Rus altõnõ ele geçirildi. Bir azõnlõğõn başkaldõrmasõ, sal- dõrõlar ve toplu kõyõm yoğunlaş- makta ve artmaktaydõ. En az o de- recede önemli olan, üç ordunun da dayandõğõ ulaşõm yollarõnõn yeni ve çok büyük ölçüde Ermeni tehdidi, tehlikesi, giderek egemenliği altõ- na girmiş olmasõydõ. 1915 Mart ayõnõn ortasõnda do- ğuda birbirinden uzak ve koruma- sõz Müslüman köylerine saldõrõlar başladõ. Bu bölgelerde Osmanlõ askerinin koruma önlemleri alma- yõşõ da Ermenilerin er ya da geç or- tadan kaldõrõlmasõ için daha önce yapõlmõş bir tasarõ olmadõğõnõ gös- termeye yarar. Ermeniler eylem alanõnõ öylesine boş bulmuşlardõ ki, ordudan kaçan kimi Ermeniler Türk jandarmalarõ öldürünce olay- lar hõzla tõrmanmaya yüz tuttu. Van’da ayaklanan ve Müslüman mahallelerini basõp orada oturanlarõ ya öldürüp ya da göçe zorlayan si- lahlõ Ermeniler 14 Nisan 1915’te bu kentin önemli bölümlerini ele ge- çirdiler, devletten ayõrdõlar, kendi yönetimlerini kurdular ve işgalci Ruslarla işbirliğini pekiştirdiler. Kanlı eylemler yoğunlaştı O tarihte İstanbul’da ABD Bü- yükelçisi olarak bulunan Henry Morgenthau, Sr. kendi Dõşişleri Bakanlõğõ’na 25 Mayõs 1915’te yolladõğõ yazanakta “25.000 si- lahlı Ermeninin Van’ın bir bö- lümünü ele geçirdiğini” belirtti. Kanlõ ve işgalci Ermeni eylemleri bundan sonra daha da yoğunlaş- mõştõr. O denli ki, Sõvas Valisi 22 Nisan 1915 tarihli iletisinde koru- masõz Müslüman kõrsal bölge in- sanlarõnõn yaşamlarõnõn tehlikede olduğunu yazmõştõr. Olaylar Di- yarbakõr ve Zeytun gibi başka merkezlere de sõçramõştõr. Bu çer- çevede Ermeniler İskenderiye Kör- fezi’nde dolaşan İngiliz savaş ge- mileriyle temas ederek askerleri Adana ve çevresine ayak bastõkla- rõ anda, (önce 25.000, sonra da 15.000 eklemeyle) toplam 40.000 silahlõ Ermeninin yardõmlarõna ko- şacaklarõnõ bildirmişlerdir. Destekler 4. Ordu’yu zor durumda bıraktı Böylesine bir destek özellikle 4. Ordu’yu çok zor durumda bõraka- cağõ gibi, 3. Ordu’nun gerisini de yeni bir tehlikeye atacaktõ. Bu bilgiler savaştan sonra Ver- sailles toplantõlarõna katõlan Er- meni Ulusal Kurulu’nun başkanõ Bogos Nubar’õn belgelerini bir araya getiren V. Ghazarian adlõ Ermeni yazarõn kitabõndadõr. “Özür” imzacõlarõ kendi kişisel ka- rarlarõnõ vermeden önce bu Erme- ni yayõnõnõ elden geçirdiler mi? Türk komutanlarõn bu yoğun gelişmeler õşõğõndaki büyük kaygõsõ savaşmak zorunda olan üç orduyu da besleyecek lojistiğin içine düş- Özetle, emperyalist ülkelerin yayõnlarõnda egemen olan eğilim Türklerin Ermeni tehdidi- ni abarttõklarõ eksenindedir. Oysa, Ermenilerin çeşitli emperyalist devletlerin destekleriyle si- lahlõ saldõrõlarõ toplu kõyõmlara yol açmõş ve üç Türk ordusunun da ulaşõm yollarõnõ tõkamõş, iş- lemez duruma sokmuştur. Ermeni azõnlõğõn ye- rini değiştirme olayõ bunun sonucudur. Doğu Anadolu’daki kanlõ Ermeni olaylarõn- dan ötürü Türklerin karşõlaştõklarõ güçlüğün çö- zümü hemen onlarõn yerlerini değiştirme se- çeneğinde toplanmadõ. Bu yol seçeneklerden bi- riydi ve olaylarõn gelişmesi nedeniyle daha son- ra uygulandõ. Enver Paşa 2 Mayõs 1915’te Da- hiliye Nazõrõ Talât Bey’e yolladõğõ o zaman- ki “çok gizli” yazõda Ruslarõn sõnõrlarõ içinde- ki Müslüman halklarõ çõplak bir durumda sõ- nõrlarõmõz içine sürdüklerini ve hem buna tep- ki göstermek hem de Van’daki Ermeni “isyan yuvası”nõ dağõtmak için, ya Ermenileri Rusya içine yollamayõ ve onlarõn yerine gelen Müs- lümanlarõ yerleştirmeyi ya da Ermenileri Ana- dolu içinde dağõtmayõ önermiş, kendinin bu iki şõktan birincisini yeğlediğini belirtmiş, ancak kararõ ilgili bakana bõrakmõştõ. Enver Paşa’nõn Ermenileri herhangi bir kõyõm biçiminde orta- dan kaldõrmaya yönelik eski ya da yeni dü- şüncesinin olmadõğõ bu kişisel seçeneğinde de görülebilir. Sonunda “tehcir” diye anõlan yer değiştirme kararõ ağõr bastõğõnda, Osmanlõ yöneticileri İn- gilizlerin ve İspanyollarõn bunu daha önce uyguladõklarõnõ iyi biliyorlardõ. İngilizlerin uy- gulamasõ Güney Afrika’da 1899-1902’de yer alan Boer Savaşlarõyla bağlantõlõdõr. İngilizler günümüz deyimiyle “gerilla” yöntemlerine baş- vuran Boer’lerin 120.000’ini konutlarõndan ve işyerlerinden söküp toplama yerlerine yol- ladõlar. Burada bir bölümü hastalõktan ve ba- kõmsõzlõktan öldü. Osmanlõ askeri yetkilileri Bo- er Savaşlarõ’nõ iyi incelediler. Karar düzeyin- de olan yüksek rütbeli Osmanlõ subaylarõ bu ko- nuyu bilen Alman generali Colmar von der Goltz ile de bağlantõ kurarak bilgi topladõlar. İspanyol İmparatorluğu her iki okyanusta bir- takõm adalar üstünde sömürge yönetimi kurduğu dönemde, Küba halkõ bu devlete karşõ ayak- lanmõştõ. Sömürgeci devletin bu adadaki vali- si General V. Weyler de 1895’te başkaldõrmõş olanlarõ bir süre sonra yerlerinden ederek İs- panyollara zarar vermeyecek noktalarda topladõ. Van’daki başkaldırmalar Türklerin kendi yakõn tarihlerinde de sõnõrlõ yer değiştirme olaylarõ vardõ ve bu olaylar iç- te ve dõşta olumsuz tepkiler doğurmamõştõ. Ör- neğin, Osmanlõ yönetimi 1912-13 Balkan Sa- vaşlarõ’nda kimi Bulgar ve Yunan kökenlileri Türk askerine zarar verebilecek yerlerden çe- kerek Asya toprağõna geçirdi ve Batõ Anado- lu’da belirli yerlere yerleştirdi. Birinci Dünya Savaşõ’nõn ikinci yõlõnda Gelibolu Rumlarõnõ da Çanakkale’deki çatõşmalarda düşmana yara- yacak eylemlere katõlmalarõnõ engellemek ama- cõyla Asya toprağõna geçirdi. Doğu Anado- lu’daki Ermeni konumuna benzemeyen iki öğe mesafelerin kõsa ve Batõ Anadolu toprağõ- nõn verimli olmasõydõ. “Tehcir” hem başka yerlerde uygulanmõş, hem de Türkler iki, üç yõl öncesinde kimi yurt- taşlarõna yer değiştirtmişler ve devleti güç du- ruma sokacak iç ve dõş tepkiler de olmamõştõ. Ermeni ayaklanmasõnõ ciddiye alanlarõn kork- tuklarõ gibi, Van’dakine benzer başkaldõrmalar Güneydoğu Anadolu’da birkaç yerde de ken- dini gösterdi. Hemen ardõndan, 25 Nisan 1915’te, Britanya ve Fransõz zõrhlõlarõ, içlerin- de bu ülkelerin sömürgelerinden toparlanmõş as- kerleri de taşõyarak Gelibolu’nun önünde be- lirdiler. Doğuda yenilenen Rus saldõrõsõ da onu izledi. Bu gelişmelerde Osmanlõ Ermenilerinin, nerede olurlarsa olsunlar, Türklerin karşõsõnda yer alanlara etkin destek vereceği kuşkusuzdu. Doğuda ve güneyde Türkler daha fazla saldõ- rõya uğrayacak, üç Osmanlõ ordusu da Ermeni başkaldõrmasõnõn içine daha fazla çekilecek ve savaşan Türklerin ulaşõm yollarõyla bağlantõlarõ büsbütün kopacaktõ. Yer değiştirme kararõ sa- vaştan önce ya da savaş sõrasõnda bir azõnlõğõ yok etmek amacõyla yapõlmõş bir tasarõ ya da onun parçasõ değil, gitgide büyüyen askeri bir soru- na bir çözüm olarak gündeme geldi ve devlet açõsõndan o amaçla uygulandõ. Doğu’daki Er- meni komutanõ Pastırmacıyan’õn kendi kita- bõnõn başlõğõ bile 1914-18 Savaşõ’nõ Britanya- Fransõz-ABD cephesinin kazanmasõnda Ermeni silahlõ yardõmõnõn büyük payõ olduğunu yazõ- yor. Bu gerçeği görmezden gelmek şu sõrada içi- mizden birilerine mi düştü? -BİTTİ- Ermenilerin çeşitli emperyalist devletlerin destekleriyle silahlı saldırıları toplu kıyımlara yol açmış ve üç Türk ordusunun da ulaşım yol- larını tıkamış, işlemez duruma sokmuştur. Sina yarımadası; Kudüs ve çevresinde Türklere karşı savaşan Ermeniler İngiliz üniformasıyla. ‘Ermeni meselesi hâkim sınıfların işi’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Haklar Federasyonu Şubesi’nin yaptõğõ eylemde, Ermeni sorununu hâkim sõnõflarõn kendi çõkarlarõ için yarattõğõ, günümüzde de bunu iyi kullandõğõ belirtildi. Federasyonun Adana Şubesi’nden bir grubun İnönü Parkõ’nda gerçekleştirdiği eylemde konuşan Cemal Doğan, “Emperyalist ve haydutlar ve Ermeni ulusundan emekçileri ezen Ermeni hâkim sõnõflarõ, kendi çõkarlarõ için gerçekleri saptõrarak kullanmak istemektedir. Ermenilerin yaşadõğõ bu trajik durumun rantõnõ, ne emperyalistlere ne de Ermeni hâkim sõnõfõnõn yemesine izin vermeyelim. Cezayir’de aynõ tutumu benimseyen Fransa, Irak’ta aynõ tavrõ sergileyen ABD, istedikleri kadar sözde ‘Ermeni Soykõrõmõ’nõ tanõsõnlar, bu kabul onlarõn sicilini kesinlikle paklamaz” dedi. ÇÜ’de asistan eylemi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen ve Çukurova Öğretim Elemanlarõ Derneği’nin çağrõsõyla Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Kütüphanesi önünde toplanan araştõrma görevlileri, akademisyenler ve öğrenciler, 2574 sayõlõ YÖK Kanunu’nda araştõrma görevlilerinin istihdamõnõ düzenleyen 50/d maddesinin iptalini istedi. Lisansüstü eğitimini sürdüren ve 50/d maddesine göre istihdam edilen araştõrma görevlilerinin 33/a maddesi kapsamõna alõnmasõnõ isteyen göstericiler adõna konuşan Eğitim- Sen Adana Şube Başkanõ Güven Boğa, “12 Eylül askeri rejiminin artõğõ YÖK, üniversiteleri piyasa süreçlerine dahil etmeye çalõşõyor” dedi. Tutuklu sayısı 23’e yükseldi ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale’nin Lapseki ve Gelibolu ilçelerinde 14 yaşõndaki kõz çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasõyla gözaltõna alõnan 37 kişiden 16’sõ daha tutuklandõ. Lapseki İlçe Jandarma Karakolu’ndaki işlemlerinin ardõndan tutuklama istemiyle savcõlõğa gönderilen 17 zanlõdan biri serbest bõrakõlõrken diğerleri “küçük yaştaki kõz çocuğuna cinsel istismarda bulunmak” suçundan tutuklandõ. Böylece, olayla ilgili olarak tutuklananlarõn sayõsõ 23’e yükseldi. Hıfzı Topuz’a ödül KASTAMONU- Cumhuriyet) - İstanbul Bilim Kültür ve Sanat Derneği 1. yõlõnõ Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenledikleri bir törenle kutladõ. Dernek kutlama kapsamõnda, Edebiyat Özel Ödülü’ne Hõfzõ Topuz’u, Yerel Basõn Kültür ve Sanat Ödülü’ne Kastamonu Gazetesi’ni değer gördü. Kültüre katkõlarõndan dolayõ Kadõköy Belediye Başkanõ Selami Öztürk’e de kültür ödülü verildi. Törende bir konuşma yapan Topuz, “Bana bu ödülü edebiyat ile ilgili olarak değil de Atatürk ile ilgili yõllardõr yazdõğõm yazõlardan dolayõ verdiğinizi düşünüyorum. Zira Atatürk hayranõ birisi olarak yaşadõm. Aynõ zamanda bu ödülü mesleği uğruna can veren tüm gazeteci arkadaşlarõm adõna alõyorum” dedi. (Fotoğraf: MİNE ÖZGÜR) Bebeklerde işitme kaybı İZMİR (AA) - Yeni doğan her bin bebekten 1 ila 3’ünde görülen doğuştan gelen işitme kayõplarõnõn özel ve kamu hastanelerinde uygulanan “otoakustik emisyon testi” ile kolayca tespit edilip tedavi edildiği, böylece konuşma bozukluklarõ, sosyal gelişme geriliği ve kavramsal gelişme geriliği gibi sorunlarõn önüne geçildiği bildirildi. Efes Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi doktorlarõndan Opr. Dr. Muhittin Dadaş, erken tanõnõn önemine işaret ederek Türkiye’de, özellikle de doğu illerinde çalõşan sağlõk personeline iş düştüğünü, onlarõn anne ve babalarõ uyarmasõ, aydõnlatmasõ gerektiğini bildirdi. Çocukların diş sağlığı İstanbul Haber Servisi - Beslenme alõşkanlõklarõna bağlõ olarak artan asit miktarõ, diş minesinin yumuşamasõna ve aşõnmaya daha meyilli hale gelmesine yol açarak geri döndürülemeyen hasarlar oluşturabiliyor. Glaxo Smith Kline (GSK) ilaçlarõ tarafõndan yapõlan açõklamada, asit erozyonunun son yõllarda sõklõğõ artan ve giderek büyüyen bir ağõz bakõm problemi olduğu, bunun yalnõzca asitli içeceklerden olmadõğõ belirtilerek “Sağlõk deposu olan portakal, greyfurt gibi birçok meyve, meyve suyu, sirke, gazlõ içeceklerde bulunan yüksek orandaki asit, diş minesi yüzeyinin yumuşamasõna ve zamanla da diş minesinin aşõnmasõna sebep oluyor” denildi. İzmir’de karaciğer nakli İZMİR (Cumhuriyet) - Karaciğer yetmezliği teşhisi konulan Gülümser Özenç (29), yeğeni Aytek Alptekin’den (26) alõnan karaciğer dokusuyla sağlõğõna kavuştu. Ege Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’nden yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, kendisine 9 yõl önce karaciğer yetmezliği teşhisi konulduğunu belirten 1 çocuk annesi Özenç’e, ilaç tedavilerinin sonuç vermemesi üzerine organ nakline karar verildi. Doç. Dr. Murat Kõlõç başkanlõğõndaki ekip tarafõndan gerçekleştirilen operasyonla, Gülümser Özenç’e, yeğeninin karaciğer dokusu nakledildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear