26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B Herkes için vazgeçilmez Temel Hak ve Özgürlüklerin teminatı ve geleceğimizin güvencesi olan HUKUK DEVLETİ’nin güçlendirilmesine yardımcı olmak a- macıyla aşağıdaki duyuru kaleme alınmıştır. Avrupa Birliğine giriş sürecindeki ülkemizin, bir süredir gerçekleştirme çabası içinde olduğu Hukuk Reformlarının hayata geçirilmesi için, aşağıda maddeler biçiminde yer verilen konuların gözden geçirilmesi ve aksaklıkların giderilmesi önemli kazanımlar sağlayacaktır. Yasaların “Barolara” yüklediği, Hukukun Üstünlüğüne, İnsan Hak ve Özgürlüklerine bağlı ve saygılı bir düzeye erişme konusunda çaba gösterme görevi ile aydın sorumluluğunu yüklenme ödevini yerine getirme; Ülkenin Ceza Hukuku Alanında çalışan bilim adamları olarak da toplumu aydınlatma yükümü doğrul- tusunda aşağıdaki konuların kamuoyu ile paylaşılması gereği doğmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları, Anayasamız ve başta Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere, diğer ceza mevzuatımız ile temel hak ve özgürlüklerin korunmasına dair evrensel ilkeler ışığında aşağıdaki maddeler kamuoyunun dikkatine saygıyla sunulur. HUKUK DEVLET‹ ‹Ç‹N KAMUOYUNA DUYURU HUKUK DEVLETİNİN YAŞAMA GEÇİRİLDİĞİ, HUKUK GÜVENCESİNİN SAĞLANDIĞI BİR TÜRKİYE İÇİN. B A R O L A R Av. Özdemir ÖZOK Av. Muammer AYDIN Av. Özdemir SÖKMEN Av.Zafer KÖKEN Av. Sümer GERMEN Av.Zeki KAHRAMAN TBB BAŞKANI İSTANBUL BAROSU BAŞKANI İZMİR BAROSU BAŞKANI ANTALYA BAROSU BAŞKANI AYDIN BAROSU BAŞKANI BURSA BAROSU BAŞKANI Av. İzzet Varan Av. Ali Haydar Dereli Av.Şeref YILDIZ Av.Tülay ÖMERCİOĞLU Av. Adil DEMİR Av. Faruk SEZER ARTVİN BAROSU BAŞKANI GÜMÜŞHANE BAROSU BAŞKANI BARTIN BAROSU BAŞKANI ÇANAKKALE BAROSU BAŞKAN DENİZLİ BAROSU BAŞKAN EDİRNE BAROSU BAŞKANI Av. Göksel OKUMUŞ Av. Cumhur ARIKAN Av. Fadıl Ünal Av. Mustafa İlker GÜRKAN Av. Ahmet M. GÖRGÜN Av. Ali Galip ERGÜL KIRKLARELİ BAROSU BAŞKANI KOCAELİ BAROSU BAŞKANI MANİSA BAROSU BAŞKANI MUGLA BAROSU BAŞKANI TEKİRDAĞ BAROSU BAŞKANI SİNOP BAROSU BAŞKANI Av. Vacit Öktem Av. Cemal İNCE Av.İbrahim Kerem ERTEM Av. Gazanfer GÜNLER Av.Gökhan MARAŞ Av.Gamze Budak SAKARYA BAROSU BAŞKANI YALOVA BAROSU BAŞKANI ZONGULDAK BAROSU BAŞKANI BOLU BAROSU BAŞKANI KIRŞEHİR BAROSU BAŞKANI ISPARTA BAROSU BAŞKANI Av. Nüşirevan ELÇİ Av. A.Sinan AKGÖL Av. Rüstem Kadri SEPTİOĞLU Av.Aziz ERBEK Av.Zahit SÖYLEMEZ Av.Aziz Canatar ŞIRNAK BAROSU BAŞKANI HATAY BAROSU BAŞKANI ELAZIĞ BAROSU BAŞKANI ADANA BAROSU BAŞKANI MUŞ BAROSU BAŞKANI GAZİANTEP BAROSU BAŞKANI Av. Naci TURAN Av. Halime AYNUR Av. Necip KORKMAZ Av. Mahmut GÜVEN Av. Mehmet Emin AKTAR Av. Yusuf YILDIRIM ERZURUM BAROSU BAŞKANI BİLECİK BAROSU BAŞKANI HAKKARİ BAROSU BAŞKANI MARDİN BAROSU BAŞKANI DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANI Av. Necat ANIL Av.Nazik DİZDAROĞLU Av.Mezher YÜREK Av. Timur DEMİR Av. Rıza ALBAY Av. Atilla ÖNAL SAMSUN BAROSU BAŞKANI TUNCELİ BAROSU BAŞKANI BİTLİS BAROSU BAŞKANI AĞRI BAROSU BAŞKANI UŞAK BAROSU BAŞKANI ORDU BAROSU BAŞKANI Av. Cevdet UCUNGAN Av.Yahya DEMİRKOL Av. Ünal YILMAZ Av.Abdülkerim YENİL Av. Gültekin UZUNALİOĞLU Av.Can TEKİN KARS BAROSU BAŞKANI ŞANLIURFA BAROSU BAŞKANI SİVAS BAROSU BAŞKANI AKSARAY BAROSU BAŞKANI GİRESUN BAROSU BAŞKANI ERZİNCAN BAROSU BAŞKANI Av.Mustafa NECMİ ÖNCÜL Av.Ateş HATİNOĞLU Av. Kerim Gökhan ŞANCI Av. M.Ali ÖZEL Av. Selahattin SARIOĞLU Av. İdris ŞAHİN NEVŞEHİR BAROSU BAŞKANI RİZE BAROSU BAŞKANI KARAMAN BAROSU BAŞKANI SİİRT BAROSU BAŞKANI MALATYA BAROSU BAŞKANI ÇANKIRI BAROSU BAŞKANI Av. Ethem DEMİRBAŞ Av.Muzaffer MAVUK Av. Mehmet İhsan DARENDE Av. Hüseyin SEZGİN KIRIKKALE BAROSU BAŞKANI BALIKESİR BAROSU BAŞKANI KASTAMONU BAROSU BAŞKANI OSMANİYE BAROSU BAŞKANI A K A D E M İ S Y E N L E R Prof.Dr.UĞUR ALACAKAPTAN Prof.Dr.DUYGUN YARSUVAT Prof.Dr.ERDENER YURTCAN Prof.Dr.KÖKSAL BAYRAKTAR Prof.Dr.EMİN ARTUK Prof.Dr.Durmuş TEZCAN Prof.Dr.TİMUR DEMİRBAŞ Prof.Dr.BAHRİ ÖZTÜRK Prof.Dr.METİN FEYZİOĞLU Prof.Dr.ERSAN ŞEN Prof.Dr.F. SELAMİ MAHMUTOĞLU Doç.Dr.SERAP KESKİN KİZİROĞLU Doç.Dr. ÜMİT KOCASAKAL Yar.Doç.Dr.YILMAZ YAZICIOĞLU 1. Anayasamıza, Ceza Muhakemesi Kanununa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve taraf olduğumuz diğer ulus- lararası antlaşmalara göre herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. 2. Unutulmamalıdır ki soruşturma ve kovuşturma, Anayasamızda ve yasalarımızda yer alan kişiden kişiye değiştirile- meyecek, emredici kurallara tabidir. 3. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınan, kanunlarla somutlaşan ceza yargılaması ku- ralları keyfi olarak uygulanır ise, Hukuk Devleti ortadan kalkar. Hukuk Devletinin olmadığı yerde kişi hak ve hürriyet- lerinden, yargı bağımsızlığından, yargı güvencesinden, adil yargılanmadan, kişi güvenliğinden söz edilemez. 4. Suçluluğu kesin hükümle sabit oluncaya değin herkes suçsuz kabul edilmek zorundadır. Suçsuzluk karinesi, anayasamızın ve yasalarımızın güvencesi altındadır. 5. Yasama, yürütme ve yargı organları, kişilerin suçsuzluk karinesinden yararlanma hakkını korumakla yükümlüdür. Basın ve yayın organları kesin hükümle mahkum olmamış kişileri toplum gözünde suçlu ilan edecek yayınlar yapamaz. 6. Hiçbir kamu görevlisi, bireylerin adil yargılanma hakkını ihlal edemez. Aksine davranan kamu görevlileri hukuki ve cezai açıdan sorumlu olacaklarını bilmelidirler. Ancak bu yolla, adil yargılanma hakkı hayata geçirilmiş olur. 7. Bireylerin savunma hakkı kısıtlandığı takdirde Hukuk Devleti giderilmesi olanaksız biçimde zarar görür. 8. Avukatlar, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil ederler. Avukatların, Yargı göre- vi yapanlar kapsamında ifade edilmesi, avukatların bu gücünü kuvvetlendirmek amacını taşır. O nedenle de yasadaki “yargı görevini yapanlar deyiminden, hakimler, cumhuriyet savcısı ve avukatlar anlaşılır”. İddia görevi ne kadar “yet- ki” ise, savunma görevi de o derece “hak”tır Bu sebeple, avukatların görevlerini yapmaları engellenemez. Avukatlara görevleri sırasında çıkarılan her zorluk, hukuk devletinin önünde bir engeldir. 9. Avukatların soruşturma dosyasını inceleme hakkı keyfi bir biçimde kısıtlanamaz. Gizlilik kararı verilen durumlarda, bu kararın gerekçeli olması zorunludur. Tüm kararlar, sadece hukuki gerekçe değil, esas olarak somut olayın özellik- leri dikkate alınmak suretiyle verilmelidir Terörle Mücadele Kanunu’nun uygulandığı hallerde dahi avukatın, şüphelinin ifade tutanağını, bilirkişi raporlarını ve şüphelinin hazır bulunmak hakkına sahip olduğu adli işlemlere ilişkin tutanakları alma hakkı, gizlilik kararı ileri sürülerek engellenemez. 10. Avukatların dosyayı inceleme yetkileri gizlilik kararlarıyla kısıtlanırken, gizlilik kapsamındaki delillerin basın ve yayın organlarında günlerce yayınlanması/yayımlanması vahim bir hukuk ihlalidir. Bunu yapanlar hakkında gerekli adli işlem- lerin yapılmaması ve sorumluların cezasız bırakılması kabul edilemez. 11. Çağdaş ceza yargılamasında sanıktan delile gidilemez. Bu yanlış uygulama 1992 reformu ile ortadan kaldırılmıştır. Bunun yeniden yaratılmasını bir hukuk devletinde kabul etmek mümkün değildir. Önce “olağan bir şüpheli” bulup, sonra onun aleyhine delil arayan uygulama bir hukuk devletinde olamaz. 12. Cumhuriyet savcısı ve onun emrinde görev yapan kolluk, şüpheli ve sanıkların lehindeki delilleri de toplamak ve savunma hakkını korumakla yükümlüdür. 13. Gizli tanık beyanı, adil yargılanmayı etkileyecek şekilde kullanılamaz. Gizli tanığın beyanına yalnızca yan delil olarak başvurulabilir. 14. Kişilere, haklarındaki suçlamalar, ayrıntılı olarak, işlendiği iddia olunan fiil, yani yaptıkları iddia edilen davranışlar, yer ve zaman da içerecek şekilde bildirilmelidir. Suçlama, suçlanan kişiye, mutlaka somut deliller gösterilerek açık- lanmalıdır. 15. Suç örgütü kurucusu, üyesi, yöneticisi veya yardımcısı olduğu iddia edilen kişilerin hangi davranışları nedeniyle örgü- tle ilişkilendirildiği somut deliller gösterilerek ortaya konulmalıdır. 16. Demokratik bir hukuk devletinde herkesin düşündüğünü açıklama özgürlüğü vardır. Kişilerin ifade özgürlüğü çerçevesinde yaptıkları açıklamalar, yazdıkları yazılar, yönelttikleri siyasi veya bilimsel eleştiriler, bir suç örgütünün ku- rucusu, üyesi ya da yöneticisi olduklarının delili olarak ileri sürülemez. 17. Kişilerin yakalanarak gözaltına alınması sıkı kurallara bağlanmıştır. Bu kurallar, keyfi bir şekilde göz ardı edilerek, kişilerin özgürlükleri kısıtlanamaz. 18. Bir soruşturmada kişinin ifade vermesi gerektiğinde, onun davet edilerek ifadesinin alınması esastır. Kişinin, ifade vermek için yakalanması ve gözaltına alınması hukuka aykırıdır. 19. Yakalanan kişiye, hangi suç nedeniyle yakalandığı, üzerine atılı suç fiili ayrıntılı olarak açıklanmak suretiyle anlatıl- malıdır. 20. Gözaltına alınan kişiler, insan onurunu zedeleyen koşullara ve davranışlara tabi tutulamaz, aç, susuz ve uykusuz bırakılamaz. Aksi takdirde anayasal güvenceden söz edilemez. 21. Poliste veya jandarmada susma hakkını kullanan kişiler, derhal Cumhuriyet Savcısının huzuruna çıkarılmak zorun- dadır. Susma hakkını kullanan bir kişinin gözaltı süresinin uzatılması eşyanın tabiatına aykırıdır. Aksine bir davranış, key- fi muamele ve kişi hürriyetini ihlal suçunu oluşturur. 22. Anayasal bir hak olan susma hakkı, şüpheli veya sanık aleyhine yorumlanamaz. 23. Gözaltı süresini hukuka aykırı olarak uzatmak, kişileri baskı altına almaya, onların direncini kırmaya ve onurlarını zedelemeye yönelik bir kötü muameledir. 24. Kısa sürede bitirilebilecek işlemler üç veya dört güne yayılarak, kişiye son gün, son saatte, uykusuz, yorgun ve aç bir şekilde ifadesini almak kötü muameledir. 25. Kişilerin özel hayatları hukukun koruması altındadır. Arama, özel hayatın gizliliğine müdahaledir. Bu nedenle sıkı şek- il şartlarına tabi kılınmıştır. Arama kararı verilmeden önce kanunda yer alan bütün şartların gerçekleştiği titiz bir şek- ilde değerlendirilmelidir. 26. Aramada temel kural, “yakalanacak kimsenin”ve/veya” elde edilecek delilin” arama yapılacak yerde bulunduğu konusunda somut verilere dayanan makul şüphenin var olmasıdır. 27. Arama kararında, aramayı gerektiren bütün somut gerekçelerin, delilleriyle birlikte ortaya konulması hukuk de- vletinde kişilerin özel hayatının korunmasının vazgeçilmez ilkesidir. Dolayısıyla ne arandığı bilinmeksizin ve arama kararında açık ve somut olarak belirtilmeksizin bir şey bulunabileceği varsayım ve umuduyla arama yapılamaz. Bunun aksine davranışlar aramayı hukuka aykırı kılar. Bu yolla elde edilmiş deliller de hukuka aykırı elde edilmiş olur ve yargıla- mada kullanılamaz. 28. Evi, işyeri, üzeri, aracı aranan kişiye, hangi suç nedeniyle arama işlemi yapıldığı, üzerine atılı suç fiili ayrıntılı olarak açıklanmak suretiyle bildirilmelidir. Arama kararının bir sureti kişiye mutlaka verilmek zorundadır. Gizlilik veya başka bir gerekçe ileri sürülerek arama kararının kişiye verilmesi zorunluluğu bertaraf edilemez. 29. Arama sonunda tutulan tutanağın bir sureti mutlaka kişiye verilmelidir. Teknolojik gelişmeler karşısında, dijital ver- ilerin elde edilmesi, korunması ve bozulmalarının önlenmesi için kanunların ön gördüğü koşullara mutlaka uyulmalıdır. Elde edilen dijital verilerin kovuşturma aşamasında delil olabilmesi için, elde edildikleri anda kanunun ön gördüğü usul ve şartlarda yedeklemesinin yapılarak, bir örneğinin de mutlaka ilgililere verilmesine azami özen gösterilmelidir. Bu ku- rallar aynı zamanda temel hak ve hürriyetlerin korunması içindir. 30. Arama sırasında kişinin avukatının hazır bulunması hiçbir şekilde engellenemez. 31. Aramanın yapıldığı her mekanda, her odada, arama anında şüphelinin ve avukatının bulunma hakkı vardır. Bu hak kısıtlanacak şekilde, aynı anda birkaç mekanda birden arama yapılamaz. 32. Polis ve jandarma, arama yapılan yeri bulduğu gibi bırakmak zorundadır. Arama yapılan mekan talan edilmiş görün- tüsü verecek şekilde bırakılamaz. 33. Arama sonunda, yalnızca suçlama konusu fiille ilgili deliller olabilecek eşyaya elkonulabilir. Sonradan değer- lendirilmek üzere arama sırasında rastlanan her eşyaya elkonulamaz. Aksine uygulama keyfiliktir, suç teşkil eder. 34. Elkoyma işlemi, delillerin sonradan değiştirilmesini önleyecek şekilde, bütün kurallara uyularak gerçekleştirilmelidir. 35. Tutuklama, çok sıkı şartlara bağlanmış bir koruma tedbiridir. Tutuklama, ceza yaptırımı gibi uygulanamaz ve tu- tukluluk süreleri uzatılarak infaza dönüştürülemez. 36. Tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarında mutlaka gerekçe bulunmalıdır. “Dosya içeriği”, “suçun vasıf ve mahiyeti”, “kaçma veya delilleri karartma şüphesinin varlığı”ndan ibaret soyut cümleler tutuklama gerekçesi olamaz. Tutuklama kararında mutlaka, şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller açıklanmalı, hangi davranışlarının kaçma şüphesini veya delilleri karartacağı tehlikesini gösterdiği ortaya konulmalıdır. 37. Tutuklama, son çaredir. Yurt dışına çıkma yasağı, teminat gösterme gibi adli kontrol tedbirleriyle amaca ulaşıla- bilecek hallerde tutuklama kararı verilir ise, kişi hürriyeti hukuka aykırı olarak ihlal edilmiş olur. Adli kontrol kurumunun hayata geçirilmesi kaçınılmazdır. 38. Koruma tedbirleri, Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde mahkum edilmesine neden olacak şekilde uygulanamaz. Ceza yargılamasının emredici kurallarını ihlal edenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hak- larını ihlalden dolayı mahkumiyetine sebep olacaklarını ve ödenecek tazminattan ötürü kendilerine rücu edileceğini bilmelidir. 39. İddianamede, kişiye isnat edilen suçla ilgisi bulunmayan telefon görüşmelerine, sair belgelere ve tanık anlatımları- na yer verilmesi özel hayatın gizliliğini açıkça ihlal eder. Aksine davranışlar suç oluşturur. 40. Telefon dinleme tedbiri kişilerin özel hayatına bir müdahale olduğu için, kanundaki şartların tamamı oluşmadan uygulanmamalıdır. Bu tedbirin son çare olduğu dikkatten kaçırılmamak gerekir. 41. Yargıtay kararlarınca da ortaya konulduğu üzere telefon dinleme tutanakları maddi delillerle desteklenmediği sürece delil olarak kabul edilemez. 42. Toplumda herkesin telefonlarının dinlendiği yönünde oluşan kanaat, bu kanaati destekleyen uygulamalar ve kanık- sama “hukuk güvenliğini” ortadan kaldırmaktadır. 43. Yargı güvencesi ancak bağımsız yargıçlarla, güvenceli cumhuriyet savcıları ve avukatlarla sağlanabilir. Bu sonu- cun yaratılmasını önleyen hukuk kuralları kaldırılmalıdır. 44. Hukuk devletinde hakimler ve savcılar dahil hiç kimse hukuka aykırı ve keyfi işlem ve kararları sebebiyle sorum- suz değildir ve olamaz. 45. Temel hak ve özgürlüklerin temel güvencesi, usul kurallarıdır. Usul kurallarına uyulmadan, uyuşmazlığın esası doğru çözülemez. Usul kuralları, esasa feda edilemez ve hafife alınamaz. 46. Ceza soruşturmasını Cumhuriyet Savcısı yönetir. Kolluk görevlileri soruşturmayı yönlendiremez, hakim ve mahkemelerden doğrudan talepte bulunamaz. Hakim ve mahkemeler, hukuka aykırı talepleri reddetmek zorundadır- lar. 47. Bir soruşturma, toplumu sürekli tedirgin edecek, bireyleri endişeye sürükleyecek yaygınlık, genişlik ve süreklilikte yapılamaz. 48. Ceza davaları her türlü anayasal ve yasal güvence sağlanarak, en kısa sürede bitirilmelidir. Aylarca tutuklu kalınarak duruşma beklemek, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmaz. 49. Türkiye Cumhuriyetinde herkes, huzurlu, güvenli, geleceğinden emin bir şekilde yaşama hakkına sahip olduğuna, temel haklarının devletin koruması altında bulunduğuna inanmalıdır. Bireylere bu güveni verecek olan, yürütme ve yargıdır. Kurallara uyulmadığı, kişi hürriyeti ve güvenliği keyfi bir şekilde ihlal edildiği takdirde, Hukuk Devletine duyu- lan güven kaybolur. 50. Ceza yargılaması kurallarına uyulmaması suçtur. Kurallara uymayan kamu görevlileri hakkında ilgili makamların der- hal harekete geçerek adli ve idari soruşturma başlatması gereklidir. Hukuk devleti başka türlü korunamaz. Yargıya güven başka türlü sağlanamaz. TOPLUMUN HUZUR VE GÜVENL‹K ‹ÇER‹S‹NDE YAŞAYAB‹LMES‹ ‹Ç‹N HER TÜRLÜ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMADA ‹ÇER‹/‹, KAPSAMI, ÖNEM‹ VE N‹TEL‹/‹ NE OLURSA OLSUN YUKARIDAK‹ KURALLARA UYULMASI VE SAYGI GÖSTER‹LMES‹ KAÇINILMAZDIR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear