Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
CHP lideri Deniz Baykal ise… ulusal egemenlik
kavramının AKP (RTE) elinde gerçek anlamından
saptırıldığını vurguladı.
Gözleri irileşerek, sinirden gerginleşen bir yüz-
le CHP liderinin konuşmasını izleyen RTE’nin; baş-
tan sona itham eden söylemleri, artık bilmeyeni
kalmayan kafa yapısıyla nasıl okudu acaba sorusu
akla geliyor. Bugüne kadarki açıklamalarından yo-
la çıkarsak herhalde şöyle:
Baykal’ın “…Milli irade ya da milli egemenlik tek
başına demek değildir…” cümlesini; RTE kafası,
“…Egemenlik tek başına, bir başıma demokrasi de-
mektir” diye tanımlıyor.
Baykal, “Milli egemenliğin demokrasiye dönü-
şebilmesi için gerçekten bağımsız, güçlü bir yar-
gıya ve hukukun üstünlüğü anlayışına ihtiyaç var-
dır” diyor. RTE kafası, bu cümleyi “yoktur” diye yo-
rumluyor.
Baykal, “Yoksa milli egemenlik ve milli irade an-
layışı kolayca bir parlamento egemenliğine, par-
lamento egemenliği de bir parti çoğunluğunun dik-
tasına, parti çoğunluğu da bir liderin (bugün olduğu
gibi) keyfi hegemonyasına dönüşebilir” diyor.
RTE kafası bu cümleyi -örnekler ortada- “dö-
nüşmelidir” diye okuyor.
Baykal, “ ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’
sözlerinin yazılı olması gerçekte (bugün) bir lider
hegemonyasının yaşanmakta olduğu gerçeğini
maskelemeye yetmez” diyor. RTE kafası, bu
cümleyi “yeter de artar” diye bağlıyor.
Baykal’ın “gerçek demokrasilerde yargıdan ka-
çan, (ah, bir de yargıyı kendine benzetmeye çalı-
şarak siyasallaştıran diyebilseydi) dokunulmazlık
zırhının arkasına saklanan başbakanlara, bakanlara,
milletvekillerine yer yoktur” sözünü; RTE kafası
“vardır” diye algılıyor.
Baykal, “iktidar olanakları ile kendi yakınlarına iha-
le ayarlamak demokrasilerde yoktur” diyor. RTE
kafası bu ifadeyi yağmur sanıp “Yarabbi, şükür-
ler olsun; vardır, vardır” diye kendi hesabına ba-
şarı hanesine yazıyor.
Bu kafa Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme
sürecinde ne yazık ki, büyük devlet sanısını kü-
çülten politikalar izledi.
Obama’ya seçildiği gün dik dur diye akıl öğretti
RTE. Lakin küçük devlet diye küçümsediği Azer-
baycan’ın haklı direnişi önünde dik duramadı.
Şayet iç kamuoyu ile Azerbaycan devlet katı ko-
şutundaki Azeri kamuoyundaki vazgeçilmez direniş
olmasaydı… Erivan’la sıcak ilişkiler kuracak,
soykırım hesabını soramayacak, Ermenistan’a ya-
şamsal destek sağlayacak sınır kapısını açacak-
tı.
Kanıtı RTE açıkladı. İsviçre’de yapılan görüş-
melerin imza aşamasına geldiğini, imza atılmadığını
ve ancak iki tarafın uzlaştığını belgeleyen metnin
paraf edildiğini söyledi.
Bu açıklamanın tercümesi: Şayet paraf edilen
ve Moskova’nın Başkan Aliyev’e ulaştırdığı uz-
laşma metnine Azerbaycan’dan karşı ataklar içe-
ren sert tepkiler gelmeseydi… TC hükümeti İs-
viçre’de tarafların paraf ettiği metni, ikili bir anlaşma
belgesi olarak imzalayacaktı!
RTE ve bu süreci başlatan Çankaya’daki AKP’li;
ABD’yi memnun edecek, Obama’yı Ermeni lobi-
sinin hışmından kurtaracak anlaşmayı imzalaya-
cak… Kafkaslar’da yeni ve daha derin bir anlaş-
mazlığın temellerini atarken bölgede barışa hiz-
met ettiğini ilan edecekti.
Çankaya’daki AKP’li ve Başbakanı RTE; daha
işin başında Karabağ sorunu ve sınır açma olayı
ile ilgili bugün verdikleri güvenceyi açıklasalardı…
ne Azerbaycan’la aramızdaki gerginliğe meydan
verilir ne de Rasmussen olayından sonra bir ke-
re daha diplomasimiz dik durayım derken 45 de-
rece açılı bir eğilim gösterirdi.
Medyamız da sonunda uyandı. Dün Hürriyet:
“Açılmadı, aralandı” - Milliyet: “Sınırda keskin vi-
raj”. - Vatan: “Alican freni”. Gerçekçi manşet ise
Gözcü’de: “ABD ‘tak’ diyor, biz ‘şak’ diye yapı-
yoruz”.
Başbakan ise günah çıkarıyor demeçlerinde. Ga-
zetecilere “Türkiye’de yaşayan benim vatandaşım,
kendi Başbakanı’nın yaptığı açıklamaya inanmıyor
da başka yerden yapılan açıklamaya inanıyor” di-
yor.
RTE nihayet… Evet nihayet, gerçeği kavradı. Va-
tandaşının kendine inanmadığını!
25 NİSAN 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 18
Edirne B 20
Kocaeli PB 18
Çanakkale PB 16
İzmir PB 19
Manisa PB 20
Aydın PB 21
Denizli B 21
Zonguldak B 12
Sinop B 14
Samsun B 15
Trabzon B 13
Giresun B 14
Ankara Y 18
Eskişehir Y 18
Konya Y 14
Sıvas Y 15
Antalya Y 21
Adana Y 23
Mersin Y 22
Diyarbakır Y 18
Şanlıurfa Y 20
Mardin Y 19
Siirt Y 18
Hakkâri Y 11
Van Y 11
Kars K 3
Oslo PB 15
Helsinki PB 6
Stockholm PB 20
Londra PB 14
Amsterdam Y 19
Brüksel Y 14
Paris Y 14
Bonn Y 16
Münih Y 23
Berlin PB 23
Budapeşte PB 20
Madrid Y 22
Viyana PB 19
Belgrad Y 19
Sofya Y 17
Roma Y 18
Atina Y 18
Zürih PB 22
Moskova PB 14
Aşkabat B 17
Astana Y 13
Taşkent Y 27
Bakû B 12
Bişkek Y 30
Tiflis B 14
Kahire B 28
Şam B 25
Ülkemizin geneli parçalı
ve çok bulutlu, Akdeniz,
İç Anadolu’nun güneyi,
Doğu Karadeniz’in iç
kesimleri, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu ile
Bolu, Düzce, Karabük,
Kastamonu, Eskişehir,
Ankara, Kütahya ve Af-
yonkarahisar çevreleri
yağışlı geçecek. Hava
sıcaklığında önemli bir
değişiklik beklenmiyor.
SAYFA
22
Sadece benim 1960’lõ
yõllarõn ikinci yarõsõnda
ve 1970’in ilk yõllarõnda
tarih araştõrmalarõ yap-
tõğõm dönemde Liz-
bon’da kaldõğõm öğren-
ci yurdunda, bir kahve-
hanede veya üniversite
koridorlarõnda Portekiz-
li öğrencilerle konuşur-
ken yaşadõğõm zamanlar
sanki yazõmõ başlattõ-
ğõm dizeleri andõrõyordu:
Herkes, her şeyden
korkuyordu, suskun
yaşıyordu. Portekiz
1980’li yõllarda Avrupa
Birliği yolunda demo-
kratik ortamõ yakalama
çabalarõyla uğraştõ;
2000’li yõllar ise Salazar
dönemini tarih derinliği
içinde çok daha bilinçli
değerlendirilmesini sağ-
lama yolunda.
Herkese gerekli
Politikacõlarõn, başka-
larõ gibi, tarihi iyi de-
ğerlendirmeleri gereki-
yor. Demokrasiyi yapõ-
landõrma yolunda karşõ-
laşõlabilecek tehlikeyi -
bir örnekle- anõmsatmak
içindir bu tarih kesiti; 20.
yüzyõlõn göbeğine yer-
leşen 50 yõllõk bir sivil
diktatörlüğün bellekler-
de kalan dersi. Bir baş-
bakanõn kendini rakipsiz
sayan serüveninin acõ
faturasõ, “millet irade-
si”nin, parlamentodaki
çoğunluğa dayandõğõ
varsayõmõyla dayattõğõ
yöntem.
AB üyesi Portekiz’in
yansõtmaya çalõştõğõm
bu dönemine bugün acõ
bir tebessümle tepki ve-
riyor Portekiz’in büyük
bir çoğunluğu; tabii im-
paratorluğun görkemi-
ni ve kilisenin ruhunu
özleyenler dõşõnda.
Tarih, tekerrür etmi-
yor şüphesiz; tõpatõp
tekrarlamõyor olgularõ-
nõ, olaylarõnõ; çünkü ona
bakõş açõlarõ her zaman
çağdaş değerlerle oluş-
muştur, oluşmaktadõr;
değerlendirildiği son an-
dan yorumlanmõştõr, yo-
rumlanmaktadõr. Şaşõr-
tõcõ olan şey, onun ay-
nasõnda pek çok öğenin
benzerliklerle yaşadõ-
ğõnõ saptamaktõr. An-
dõğõm tarih kesitinin si-
viller tarafõndan yürü-
tülen direksiyonunun
demokratik yaşamõ ne-
relere sürüklediği dik-
kate alõnmalõ, sorum-
lulukla irdelenmelidir.
Dileğim, Türkiye Cum-
huriyeti’nin yaşadõğõ şu
günlerdeki karamsarlõ-
ğõnõ “Salazar damga-
sı” yemeden atlatmasõ-
dõr. Unutmamak gere-
kir, andõğõm “sivil” dik-
tatörlük tam yarõm yüz-
yõl sürmüştür.
Bir Diktatörlük Öyküsü
Salih ÖZBARAN Emekli Tarih Profesörü
2. Sayfada
Psikiyatrın ürküten itirafları
İstanbul Haber Servisi - Ano-
dolu’da Vakit gazetesi yazarõ
Hüseyin Üzmez’in yargõlandõğõ
davada mağdur B.Ç’nin mua-
yenesinden 1 gün önce Adli Tõp
Kurumu’ndan istifa eden psiki-
yatr Doç. Dr. Ayten Erdoğan, te-
cavüze uğrayan çocuklarõn ku-
ruma gelmeden önce uzman ol-
mayan kişilerce muayene edildi-
ğini, çocuklarõn kuruma gelirken
tecavüzcüsüyle aynõ otobüse bin-
dirildiğini, bazõ çocuklarõn gün-
de 10 kez muayene edilerek psi-
kolojilerinin bozulduğunu, tüm
bu yapõlanlara susmayõnca da
baskõ gördüğünü söyledi.
Hüseyin Üzmez hakkõnda açõ-
lan taciz davasõnda, 14 yaşõnda-
ki mağdur B.Ç’yi muayene et-
meden 1 gün önce, “Yine aynı
raporu verecekler” diyerek Ad-
li Tõp Kurumu’ndan istifa eden
çocuk psikiyatristi Doç. Erdoğan,
kurumdan ayrõlõğõna neden olan
olaylarõ NTV’deki “Canlı Gas-
te” programõnda anlattõ. Çocuk-
larõn yaşadõklarõ travmayõ anla-
tõrken sõk sõk gözleri dolan Er-
doğan, istifasõnõn ardõndaki ne-
denleri tek tek sõraladõ. 6. İhtisas
Kurulu’nda göreve başladõğõnda
ilk olarak çocuklar için uygun or-
tamõ sağlamak için mücadele et-
tiğini anlatan Erdoğan, 4 ay bo-
yunca bunu yapmak uğruna taviz
vermediğini, uyumlu olmaya ça-
lõştõğõnõ, ancak sonunda daya-
namadõğõnõ söyledi.
10 kez muayene
Reşit olmayan bir çocuğun
tecavüze uğramasõ halinde Ad-
li Tõp Kurumu’na gelmeden ön-
ce “uzman olmayan kişilerce
muayene edildiğini” belirten
Erdoğan, “Çocuk Koruma Ka-
nunu’na göre çocuğun bir kez
ifadesi alınır. Gördüğüm tüm
olaylarda 5-6 kez muayene
yapılıyordu. 10 kez muayene
edilen çocuklar vardı. Çocuk-
lar bunu istemiyorlardı. ‘Mua-
yenenin yapõlmasõ zararlõdõr.
Başka yerlerde bu kadar mua-
yene edilerek bize gönderilme-
meli’ dedim. Muayeneler mes-
leğime, vicdanıma, ahlakıma
aykırıydı. Durmak bir şey ka-
zandırmazdı” değerlendirme-
sini yaptõ. Erdoğan, Türkiye’deki
mahkemelerin çocuklarõ Adli
Tõp Kurumu’na toplu halde gön-
derdiğini, çocuklarõn gelirken
tecavüzcüleri ile aynõ otobüse
bindirildiğini, bunun her zaman
yaşandõğõnõ belirterek şöyle de-
vam etti: “Tecavüzcüsü ile ay-
nı otobüste olan çocukları gö-
rüyordum. Titriyorlardı ve
‘Nasõl aynõ otobüste dönece-
ğiz?’ diyorlardı. Eski kurul
üyelerine ‘Bu nasõl oluyor?’ di-
ye sordum. Yanıt, ‘Sen ilk de-
fa mõ gördün, hep böyledir’ ol-
du. Ben bıraktığımda durum
hâlâ böyleydi.”
‘Üzmez olayında
kurumdan baskı gördüm’
Adli Tõp Kurumu’nda bulun-
duğu 4 ay içerisinde bin çocuk
gördüğünü, Üzmez vakasõnda
ise kurumdan büyük baskõ gör-
düğünü belirten Erdoğan, bu ko-
nuda da özetle şunlarõ söyledi:
“Adli Tıp Kurumu gibi ku-
rumlarda çalışan bir kişi nor-
malde günde 10-12 kişiye ba-
kabilir ki adli vakada bu sayı
daha az olmalıdır. Biz kurum-
da sayıyı, her gün 12 çocuk ve
5 yetişkin olarak belirledik.
Ama sayılar aşılıyor, günlerce
saat 8’e kadar bakmaya devam
ediyordum. Üzmez dosyasını
günlerce inceledim. Kurul üye-
leri ‘Bu konuda uzmansõn, ne dü-
şünüyorsun?’ dediler. ‘Benim
aynõ fikirde olma zorunluluğum
olmadõğõ için konuşmayayõm’
dedim. Israr ettiler, vakayı
görmediğimi, dosyayı incele-
diğimi ve çocuğun ‘Ruh sağlõ-
ğõnõn bozulmasõ gerekiyor’ so-
nucuna vardığımı söyledim.
‘Kendisini de görmek gerekir. So-
ruyorsanõz bozulmuştur’ dedim.
O günden sonra bir cehennem
hayatı yaşadım. Baskılar gör-
düm. Uzman olmayanlar, ço-
cukları suçlayan sorular soru-
yorlardı. Çocuklar ağlıyor, ken-
dilerini yerlere atıyorlardı. Bu-
na izin veremezdim. Artık ora-
da durmanın manası yoktu.”
Doğan
Akõn’a dava
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz Ankara
Temsilcisi ve yazarõmõz Mustafa Balbay’a at-
fedilen ve 2. Ergenekon iddianamesinde de yer
verilen günlükleri yayõmladõğõ gerekçesiyle
Tempo24 Genel Yayõn Yönetmeni Doğan
Akın’a dava açõldõ. Akõn, 4 yõl 3 ay ile 21.5 yõl
arasõnda hapis cezasõ ile yargõlanacak.
Bakõrköy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõndan
Bakõrköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderi-
len iddianamede Akõn, “kişisel verileri huku-
ka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak,
adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve giz-
liliğin ihlali” ile suçlanõyor. İddianamede,
Akõn’õn 4 yõl 3 ay ile 21.5 yõl arasõnda hapis ce-
zasõyla yargõlanmasõ talep ediliyor. İddianame-
de, TCK’nin “bileşik suç” kavramõnõ düzenle-
yen 43/1. maddesine de atõfta bulunularak
Akõn’õn “aynı suçu birkaç kere işlediği” id-
diasõyla cezasõnõn dörtte birden dörtte üçe ka-
dar arttõrõlmasõ istendi.
İddianamede, Tempo24 yayõnõyla günlükte
adõ geçen bazõ isimlerin “darbe planlayıcısı”
olarak teşhir edildiği belirtilerek şu ifadelere
yer verildi: “Günlüklerin yayımlanması sıra-
sında, Ergenekon davası kapsamında yargı-
lanan değişik isimlere ait yorum ve görüşle-
re yer verilerek emekli orgeneraller Hurşit
Tolon ve Şener Eruygur’un birlikte hükümeti
devirme yönünde aşamalı olarak askeri dar-
be planladıkları iddialarına yer verildiği…
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuk-
lanan günlüğün sahibi olarak gösterilen Bal-
bay ile darbe yapacakları ileri sürülen ve
aynı Ergenekon soruşturması kapsamında
yargılanan bazı emekli Türk Silahlı Kuvvet-
leri mensubu subayların ve soruşturmayla
alakası belirlenemeyen bazı isimler açıklan-
mak suretiyle bunların darbe planlayıcısı
olarak kamuoyuna teşhir edildikleri, bazıla-
rı yönünden devam eden Ergenekon soruş-
turması içeriği ile alakalı yayın yasağı bulu-
nan gizli belge ve bilgilere yer verildiği, gün-
lükte adı geçen kişilere yöneltilen isnatlarla
devam eden yargılamayı ve soruşturmayı et-
kileme amacı güdüldüğünün görüldüğü…”
İddianamede şöyle devam edildi: “Şüpheli-
nin yayına sunduğu (…) başkasına ait veri-
leri haksız ele geçirmek suretiyle yayımlaya-
rak, günlükte adı geçen kişilere söz hakkı ta-
nınmaması, tek taraflı değer yargılarıyla
suçlanmalarına konu olabilecek iddiaların
eleştiri sınırları dışında doğrudan önyargılı
bir yaklaşım ifade etmesi; içeriğindeki bilgi-
lerin tamamının kişisel verilerin haksız ola-
rak ele geçirilmesinden ibaret bulunması
hasebiyle, basına tanınan hak ve özgürlükle-
rin hukuka aykırı kullanıldığı düşüncesinin
oluştuğu…” Sitede, Balbay’õn günlüklerinin
yayõmõ da durduruldu.
Üzmez’in yargõlandõğõ davada mağdur B.Ç’nin muayenesinden 1 gün önce Adli Tõp’tan istifa
eden Doç. Erdoğan, çocuklarõn kuruma gelirken tecavüzcüsüyle aynõ araca bindirildiğini söyledi
PKK’YE OPERASYON SÜRÜYOR
Havadanharekât
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK), bahar öncesinde
terör eylemlerine hazõrlanan PKK’ye yönelik
operasyonlarõ sürüyor. Operasyonlar kapsa-
mõnda Diyarbakõr’da hava hareketliliği devam
ediyor. Diyarbakõr 2.Taktik Hava Kuvvet Ko-
mutanlõğõ’na bağlõ 8. Ana Jet Üssü’nden
peşpeşe bomba yüklü uçaklar havalanõyor.
Son olarak dün 50’den fazla bomba yüklü F-
16 savaş uçağõ sõnõr bölgelerine doğru uçtu.
PKK’lilerin bulunduğu bölgeleri bombalayan
uçaklar, öğleden sonra üslerine döndü.
Havadan operasyonlar devam ederken,
karadan da birlikler hõz kesmiyor. Diyarba-
kõr’õn Lice ilçesi kõrsalõnda devam eden
operasyonlar çerçevesinde de bölgeye çok
sayõda asker ve mühimmat sevkiyatõ yapõl-
dõ. Operasyonlara helikopterlerin de hava-
dan destek verdikleri ifade edildi. Lice’deki
operasyonlarda PKK’nin mağaralarõnõn he-
def alõndõğõ belirtildi.
F-16 savaş uçaklarõ dün sõnõr bölgelerine
doğru uçarak PKK kamplarõnõn
bulunduğu bölgeleri bombaladõ.
‘YARGILAMAYI ETKİLEME’ SUÇLAMASI
Bağlar Mahallesi’nde önceki gün çıkan olaylarda bir Özel Ha-
rekât polisi tarafından dipçikle dövülen 14 yaşındaki Seyfettin
Turan’ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi
Beyin Cerrahisi Servisi’nde tedavisi sürüyor. Doktorlar, Tu-
ran’ın durumunun iyi olduğunu, hayati tehlikeyi atlattığını, an-
cak 10 gün daha hastanede kalabileceğini söyledi. Baba Meh-
met Turan, oğlunun 5 çocuğunun en büyüğü olduğunu, lise
1’inci sınıftayken okulunu terk ettiğini söyledi. Turan’ın dün
sürpriz bir ziyaretçisi de oldu. Van Jandarma Asayiş Kolordu
Komutanı Korgeneral Yurdaer Olcan, İl Jandarma Alay Ko-
mutanı Albay Vecihi Halil İyigün ile birlikte Turan’ı ziyaret
ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Hastane kapısında
Emniyet Müdür Vekili Mustafa Uçkan tarafından karşılanan
Korgeneral Olcan, Turan’ın sağlık durumu ile ilgili olarak yet-
kililerden bilgi aldıktan sonra hastaneden ayrıldı. İstanbul’da
da Çocuklar için Adalet Girişimi üyeleri dün Taksim Tramvay
Durağı’nda bir araya gelerek, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı’nda 14 yaşındaki Seyfettin Turan’ın öldüresiye
dövülmesini ve İsrail’in vahşeti karşısında Filistin’in yaşadıkla-
rını protesto ettiler. Ellerinde, “Her Kürt Çocuk Doğar”döviz-
leri taşıyarak, “Çocuklara Adalet İstiyoruz”, “Çocuklara Uza-
nan Eller Kırılsın” sloganları atan gruba Bağımsız İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras ile tiyatro sanatçısı Derya Alabora ve
Cüneyt Türel de destek verdi. (Fotoğraflar: NİHAN İNAL/AA)
Turan’aaskerlerdensürprizziyaret
ERGENEKON SORUŞTURMASI
Prof. Dr. Ayşe
Yüksel’e tahliye
İstanbul Haber Servisi- Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõnda tutuklanan Van Yüzüncü Yõl Üniversitesi Öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Ayşe Yüksel, itiraz üzerine dün tah-
liye edildi. Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Haberal, eski Ondokuz Mayõs Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Ferit Bernay’õn tahliye talebi reddedildi.
ÇYDD üyesi de olan Prof. Yüksel, İstanbul 14. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nce dün tahliye edildi. 17 Nisan’dan
beri cezaevinde bulunan Yüksel, nöbetçi mahkemeye ver-
diği ifadede “Ben yasadışı bir terör örgütü üyesi de-
ğilim. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” de-
mişti. Yüksel, Bakõrköy Cezaevi çõkõşõnda, avukatõ Hü-
seyin Karataş ve ÇYDD üyeleri tarafõndan karşõlandõ.
Prof. Haberal ve Prof. Bernay ile ‘Biz Kaç Kişiyiz’ üye-
si Ömer Okyaltırık’õn tahliye talebi ise reddedildi. Ga-
zetemiz yazarõ Prof. Dr.Erol Manisalı’nõn avukatõ Bü-
lent Utku’nun 22 Nisan’da yaptõğõ tahliye talebine iliş-
kin henüz karar verilmedi. İstanbul 14. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nin Manisalõ’nõn tutukluluğuna yapõlan itirazõ in-
celediği, kararõn gelecek hafta verileceği belirtildi.
DTP’li Türk, polis şiddetine tepki gösterdi
‘Demokratik ülkelerde
bakan istifa ederdi’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP’nin Genel Başka-
nõ Ahmet Türk, Hakkâri’de bir
çocuğun polis tarafõndan öldü-
resiye dövülmesine de tepki gös-
tererek “Bu olay demokratik
başka bir ülkede yaşansa en
azından içişleri bakanı onurlu
davranarak istifa ederdi” dedi.
Ahmet Türk, parti yöneticileri,
milletvekilleri ve belediye baş-
kanlarõyla düzenlediği basõn top-
lantõsõnda partilerine yönelik bas-
kõ ve operasyonlara tepki göster-
di. Seçimler sonrasõnda DTP’ye
yönelik “eşi benzeri görülme-
miş” bir saldõrõnõn devreye so-
kulduğunu savunan Türk,
“DTP’ye karşı devlet ve hükü-
met tarafından siyasi bir ope-
rasyon yürütüldü. DTP olarak,
yaşadığmız saldırılara rağmen,
çözüm yerinin parlamento ol-
duğuna dair umutlarımızı ko-
rumaya devam ediyoruz” dedi.
Kürt çocuklarõnõn ağõr ceza mah-
kemelerinde yargõlanmalarõnõ ve
“halkın iradesine gösterilen say-
gısızca yaklaşımları” nedeniyle
AKP hükümetini protesto etmek
için 23 Nisan kutlamalarõna ka-
tõlmadõklarõnõ belirten Türk,
“Amacımız elbette ki 23 Ni-
san’ı protesto etmek değildi.
Bizim tepkimiz hükümet poli-
tikalarınadır” diye konuştu.
‘Savaşta bile yasak’
Hakkâri’de önceki gün 14 ya-
şõndaki bir çocuğun polis tara-
fõndan öldüresiye dövülmesine de
tepki gösteren Türk, “savaş mey-
danlarında düşmana yapılma-
sı bile yasaklanan” muamelenin
14 yaşõndaki çocuğa reva görül-
düğünü söyledi. Türk, “Bu olay
demokratik başka bir ülkede
yaşansa en azından içişleri ba-
kanı onurlu davranarak istifa
ederdi” diye konuştu.