24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 6 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT YSK Kararı, Bir İlk Yüksek Seçim Kurulu’nun, seçim yasaklarını ih- lalde direnen Tunceli Valisi Mustafa Yaman’la ilgi- li olarak İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuru, bizim se- çim tarihimizde bir ilki oluşturuyor. Seçim hukuku uzmanı Tarhan Erdem, kararın ba- şından yanlışlarla dolu olduğu görüşünde. Valinin, Sos- yal Yardım Vakfı Başkanı olarak, seçim yasaklarına karşın, seçmenlere dağıttığı beyaz eşya ve mobilyalar için ilk başvuru yerinin Tunceli İlçe Seçim Kurulu ol- ması gerektiğini savunan Erdem, bu konuda siyasi partilerin yapacakları başvuruyu haklı görürse seçim kurulunun vali için Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cısı’na suç duyurusunda bulunması gerektiği halde, il cumhuriyet savcısıyla YSK arasındaki yazışmala- rın zaman kaybı olduğunu söylüyor. Erdem’in görüşü salt hukuk açısından elbette doğrudur. Ne yazık ki partilerimiz 1980’den bu yana, zamanlarını daha çok birbirleriyle kör dövüşü tartış- malarına ayırmakta, kadrolarını da bu doğrultuda oluş- turmakta ısrarlıdırlar. O nedenle de hukuku ayaklar altına almaktan çekinmeyen Tunceli Valisi ya da Tur- gutlu Kaymakamı gibi yöneticilere de gün doğmakta, yasalar yerine başkentteki en üst atama mekaniz- malarının buyurganlıklarına baş eğmekte sakınca gör- memektedirler. Başbakan sallamam diyordu ya... Ama, Tunceli Valisi Mustafa Yaman’ın son yerel se- çim kampanyasında iktidar partisi genel başkanına hoş görünmek amacıyla, böylesine açıktan partizanlık yapmasının bağışlanacak yeri olmadığı gerçeği, YSK’nin önceki gece verdiği kararla tescil edilmiştir. YSK’nin uyarılarını, o uyarıları sanki ana muhale- fet partisi yapıyormuş gibi algılamış görünerek “sal- lamamak”ta ısrar eden Başbakan Erdoğan, geçmi- şi 1950 yılına uzanan Yüksek Seçim Kurulu’nun, o ta- rihten bu yana bir Cumhuriyet Valisi için yayımladı- ğı bildiri karşısında, bu kez topu İçişleri Bakanı’nın aya- ğıyla Mülkiye müfettişinin incelemesine havale ede- rek örtmek yoluna gitmiştir. Enişte vali Oysa, valinin hem beyaz eşya dağıtarak; hem ik- tidar partisi örgütlerinin afişlerini il özel idare depo- sunda muhafaza ederek bu partiye “eniştelik” yap- masının hoş görülecek yanı olmadığını Seçimlerin Te- mel Esasları ile ilgili yasa açık açık gösteriyor. İller- de valiler için Yargıtay Başsavcısı’nın, ilçelerdeki ih- lallerde ise kaymakamlar hakkında da il başsavcısı- nın kovuşturma açacağını söylüyor. Ve bu doğrultudaki ilk büyük ihlal de bu hükümetin döneminde bir vali tarafından yapılmış oluyor. Dün bu yazıyı hazırlarken geçmiş dönemlerle ilgili uygu- lamaların hafıza arşivlerimizdeki fotoğraflarını bir baş- ka seçim hukuku uzmanı politikacı olan Erol Tun- cer ile paylaştım. Son olarak 46 seçimlerini kitap- laştırmış olan Erol da(*), sadece tek parti döneminin o ilk büyük deneme döneminde Balıkesir Valisi Faz- lı Güleç ve Çubuk Kaymakamı Turgut Göle’nin sek- ter tutumlarından söz etti ve onların da iktidarların sandık yoluyla değiştirilmesine alışmamış bir kuşa- ğın samimi kaygılarının etkisinde kaldıklarını dü- şündüklerini söyledi. Tamamen haksız değildi elbette. 1946, tarihimiz- de bir dönemin son seçimlerine beşiklik etmişti. Ara- dan 63 kocaman yıl geçmiş. Demokrat Parti, Cum- huriyet Halk Partisi, Adalet Partisi, Anavatan, Mil- liyetçi Hareket, Doğru Yol ve Fazilet, Demokratik Sol Parti’leri seçimleri bazen kazanarak, bazen kaybederek nöbet değiştirmişler. Yerel seçime şimdiden şaibe örtüsü Aynı şekilde ve demokratik yoldan, yani sandıktan iktidara gelen günümüzün Adalet ve Kalkınma Par- tisi, ilk genel seçimlerde seçmenlerden aldığı desteği sınırsız ve sonsuz saymak gibi bağışlanmaz bir yan- lışın sahibi olarak giriyor 29 Mart yerel seçimlerine. Seçmen kütüklerini nüfusa dayalı sayımdan yola çı- karak idarenin denetim ve kontrolüne bırakmak gi- bi bir açık gözlülük yetmezmiş gibi açıktan seçim su- çu işleyerek Tunceli ve Turgutlu örneklerinde sergi- lenen usulsüzlüklere imza atan vali ve kaymakamla- ra kol kanat geriyor. Öylelikle, önümüzdeki yerel seçimler, daha şimdiden şaibe, yani yolsuzluk suçlamalarının gölgesi altında kalıyor. Bu ayıp iktidardaki partiye yetmez mi? (*) Erol Tuncer TESAV Yayınları e-mail: tesav@te- sav.org.tr Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Gazetemiz Ankara Temsilcisi, ifadesine başvurmak için herhangi bir çağrõ yapõlmadan İstanbul’a gönderildi Balbay’õ ‘zorla’ götürdüler ANKARA/İSTANBUL (Cum- huriyet Bürosu) - Gazetemiz An- kara Temsilcisi Mustafa Balbay dün sabah 07.00 sõralarõnda evine gelen polislerce Ergenekon kapsa- mõnda ek ifadesi alõnacağõ gerek- çesiyle İstanbul’a götürüldü. Bal- bay’õn ifadesine başvurmak için herhangi bir çağrõ yapõlmazken ifa- desinin talimatla alõnmasõ yoluna da gidilmemesi dikkat çekti. Polisler aynõ saatlerde Neriman Aydın’õ da ek ifade için alarak İstanbul’a gö- türdüler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca yürütülen Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda 1 Temmuz 2008’de ifadesi alõndõktan sonra serbest bõrakõlan gazetemiz Anka- ra Temsilcisi Mustafa Balbay, dün ikinci kez ek ifade alma gerekçe- siyle sabah saatlerinde evinden po- lislerce alõndõ. Ergenekon soruş- turmasõnõ yürüten savcõ Zekeriya Öz’ün talimatõyla dün sabah saat 07.00 sõralarõnda Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri Balbay’õn evine gittiler. Polisler, Mustafa Balbay’a mevcutlu olarak “ek ifa- desi”nin alõnacağõnõ bildirdiler. Balbay hakkõnda herhangi bir göz- altõ kararõ bulunmadõğõ bildirildi. Aynõ saatlerde Neriman Aydõn da evinden alõndõ. Balbay ve Aydõn, önce Ankara Emniyeti’ne götürül- dü. Balbay ve Aydõn daha sonra ek ifadelerin alõnacağõ gerekçesiyle saat 10.00’da THY’nin tarifeli uça- ğõyla İstanbul’a gönderildi. Öğle saatlerinde Beşiktaş’ta bu- lunan İstanbul Adliyesi’ne getirilen Balbay ve Aydõn, adliyeye hâkim, savcõ ve personelin giriş yaptõğõ Çõ- rağan Caddesi’ndeki kapõdan girdi. İstanbul Adliyesi’ne getirilen Bal- bay ve Aydõn sağlõk kontrolünden geçirildi. Çok önemli bazõ isimle- rin de ifade için savcõlõğa çağõrõla- bileceği belirtiliyor. Aydın 4 saat ifade verdi Neriman Aydõn, cumhuriyet sav- cõlarõ Murat Yönder ile Ercan Şa- fak’a yaklaşõk 4 saat ifade verdi. Aydõn’a el konulan bilgisayarõnda katõldõğõ toplantõlara ait günlük, mektup, belge ve e-postalarõn içe- riklerine ilişkin sorular yöneltildi- ği öğrenildi. Mektuplar soruldu Aydõn’õn bilgisayarõnda bulunan mektuplarõ dönemin Jandarma Ge- nel Komutanõ Orgeneral Şener Eruygur’a ve eski Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyükanıt’a gön- derdiği, içeriğinde de Türkiye’nin sorunlarõyla ilgili değerlendirme- lerin bulunduğu, Eruygur’un yüz yüze görüştüğü Aydõn’a hüküme- tin eleştirildiği bölümler için “bu sorunların sivil hükümetin çöz- mesi gereken sorunlar olduğu ve bunları Meclis’e göndermesi” yönünde öneride bulunduğu bili- dirildi. Aydõn’a ayrõca Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutukla- nan muvazzaf subaylarõn (teğmen) askeri cezaevinden kendisini ara- masõyla ilgili sorular yöneltildiği öğrenildi. ‘Nedense zorla getirmeyi tercih ettiler... Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn avukatõ Akın Atalay, Balbay’õn “zorla getirme kararı” ile ifadeye çağrõldõğõnõ bildirdi. Atalay, Balbay’õn ifade için davet edilmediğine dikkat çe- kerken oysa yeniden ifadeye ge- reksinim duyulursa haber verildiği anda, istendiği zaman ve yerde olunacağõnõ bildirdiklerini söyledi. Atalay, “Ama yine de tercihleri nedense davet etmek yerine, zor- la getirmek şeklinde oldu” dedi. Ergenekon soruşturmasõnõ yürü- ten savcõlarõn Mustafa Balbay’a ek ifadesinin alõnmasõ için herhan- gi bir çağrõda bulunmaksõzõn “zor- la getirilmesi” talimatõ vermeleri dikkat çekti. İstanbul’daki soruş- turma savcõlarõnõn, Ankara’daki ağõr ceza savcõlõğõ aracõlõğõyla Bal- bay’õn talimatla ifadesini alma yo- luna neden gitmedikleri sorusu ya- nõtsõz kaldõ. rgenekon soruşturmasõ kapsamõnda 1 Temmuz 2008’de ifadesi alõndõktan sonra serbest bõrakõlan Mustafa Balbay, dün ikinci kez ek ifade alma gerekçesiyle sabah saatlerinde evinden polislerce götürüldü. ERGENEKON SANIĞI ÖLMEZ: ‘Öz, gizli tanık ol dedi’ Kuvayõ Milliye 1919 Derneği’nin saymanõ Şahin, dernekte, kimsenin kendisine cebir, şiddet ve terörden söz etmediğini ifade etti. Sanõk Öl- mez ise Savcõ Öz’ün kendisine “Söylediklerimi yaz, seni tahliye edeceğiz” dediğini ileri sürdü. HATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan Kahraman Şahin, İsmail Ağa cemaatine iliş- kin istihbarat toplamadõklarõnõ, bu konudaki telefon görüşmelerinin tutuklu sanõk Erol Öl- mez’in evlenmesiyle ilgili olduğunu söyledi. Ölmez ise savcõ Zekeriya Öz’ün kendisine “gizli tanıklık” teklif ettiğini ileri sürdü. Tu- tuklu sanõk emekli tuğgeneral Veli Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zeynep Küçük, babasõnõn has- taneden önceki gün taburcu edildiğini, üç ay sonra kontrole gideceğini söyledi. Davanõn 60. oturumunda Kuvayõ Milliye 1919 Derneği’nin saymanõ Şahin’in savunmasõ ve sorgusu tamamlandõ. Dernekte, kimsenin kendi- sine cebir, şiddet ve terörden söz etmediğini söyleyen Şahin, görevinin gelenlerle ilgilenmek ve aidat toplamak olduğunu belirterek “İstihba- rat toplamakla suçlanıyorum. Bizim kuvveti- miz yok. Kimsenin derneğe 1 lira katkısı ol- madı” dedi. Şahin, elinde çanta ile “iş yürüte- bilecekleri” düşüncesiyle derneğe gelenlere “çantacılar” dediğini söyledi. Hazar Holding’in sahibinin derneğe 750 bin dolarlõk Eurobold verdiğini ileri süren Şahin “Başbakan’ın baca- nağı Nuri Vardarbaşõ vardı. Çantacılık yapı- yor. Parayı ona verdik ‘Götür, devletin borçla- rõ silinsin’ dedik. Gitti ama olumsuz” dedi. ‘Gizli tanık 17, şeytan Niyazi’ Gizli Tanõk 17’nin, ikisi arasõndaki olaylarõ bildiği için Niyazi Kıyak olduğunu anladõğõnõ söyleyen Şahin, Kõyak’a “şeytan Niyazi” den- diğini, Kõyak’õn davada tanõk olarak dinlenme- sini isteğini söyledi. Kõyak’õn Veli Küçük ile derneği irtibatlandõrmaya çalõştõğõnõ söyleyen Şahin “Veli Küçük kesinlikle bizim oraya gel- medi” dedi. Şahin, bilgisayarõndan çõkan derne- ğin antetli kâğõdõ üzerinde “özel kuvvetler ko- mutanlığı, Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu” yazõlõ nota ilişkin şu açõklamayõ yaptõ: “Ben görmedim. İddianamede geçen ‘özel kuvvet- ler’, arama kurtarma ekibi. Ekibe bu ismi ben verdim. Karadağ kızdı, yanlış değerlen- dirirler dedi. Suç varsa kabul ediyorum.” Öz’den *gizli tanıklık’ teklifi Erol Ölmez savunmasõnda, avukatla görüşür- ken kapõdan kendisine “binbaşı” diye seslene- rek içeri çağõran Savcõ Öz’ün “gizli tanıklık” teklif ettiğini iddia etti. Jandarmalarõ odadan çõ- kararak Öz’ün kendisine “Erolum” diye hitap ettiğini anlatan Ölmez şöyle konuştu: “‘Alpars- lan Arslan’õ tanõyor musun?’ dedi. Tanımadı- ğımı söyledim. ‘Söylediklerimi el yazõnla, ek ifade gibi yazacaksõn. Seni tahliye edeceğiz. Muzaffer Tekin, Veli Küçük, Oktay Yõldõrõm, Kemal Kerinçsiz’le ilgili yazacaksõn. Seni tanõk koruma programõna alacağõz’ dedi.” ABD Baş- konsolosluğu’na yönelik saldõrõda ölen saldõr- ganlardan biriyle görüştüğü iddiasõna ilişkin de Ölmez, “2005’te bir bayanla tanıştım. Arka- daş olduk. Bana ‘ağabeyim, babam ve yenge- min telefonundan arõyorum’ diyordu. Saldır- ganları tanıyorum diye ifadem alındı. Nere- den tanıyacağım. Ergenekon’la bağlantısını benim üzerimden kuracaklardı” diye konuştu. Öte yandan rahatsõzlanan tutuklu sanõk emekli Albay Arif Doğan hastaneye kaldõrõldõ. ‘Cumhuriyet rahatsız etti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, gazetemiz An- kara temsilcisi Mustafa Balbay’õn ek sorgu için İstanbul’a götürülmesiyle ilgili olarak “Cumhuriyet gazetesinin geçen günlerde 4 sayfasının beyaz çıkararak basın üzerindeki baskıları protesto etmesinin bazı çevrele- ri rahatsız ettiği anlaşılmaktadır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da “Bu sürecin yeniden yaşatılmasını doğru ve hukuka uygun bulmuyorum. Gerekirse da- vet edilebilirdi” görüşünü dile getirdi. CHP MYK’de de, Mustafa Balbay’a ilişkin gelişmelerin gündeme geldiği öğrenildi. Edi- nilen bilgiye göre Baykal, üzüntülerini ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu: “Maa- lesef Ergenekon davası artık hukuki nite- liğini bütünüyle kaybetmiştir. Bütünüyle siyasi olarak bir korkutma ve yıldırma da- vası haline gelmiştir. Balbay’ın hem Cum- huriyet’teki yazıları hem de televizyon- lardaki konuşmaları ile görüşlerini kor- kusuzca açıklamasının bazı çevreleri ra- hatsız etmekte olduğu görülüyor. Cum- huriyet’in basın üzerindeki baskıları etki- li şekilde protesto etmesinin de bazı çev- releri rahatsız ettiği anlaşılmaktadır. Kor- kutma ve yıldırma anlayışı ile davranıldı- ğı anlaşılmaktadır.” Okay: Davet edilmeliydi CHP’li Okay, Balbay’õn sorguya götürül- me biçimini eleştirdi. Okay, “İkinci kez gözaltına alınması, adliyeye sevkedilmesi aynı isnatla bağlantılı ise; bu, uygulama- da görülen bir yöntem değil. Yeni bir id- dia ise de, artık bu iddianamenin ortaya çıkması lazım. Birileri hakkında suç ya- ratma arayışı gibi düşünüyorum” dedi. Bal- bay’õn bilgisine başvurulmak üzere davet edilebileceğini vurgulayan Okay, “Anka- ra’da gazetesinde, köşesini yazıyor. Ne zaman davet edilse, doğrudan gelip savcı- ya ifade verebilirdi” görüşünü dile getirdi. İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin de yaptõğõ açõklamada, Er- genekon soruşturmasõnda sözde yeni suçlar üretilmeye çalõşõldõğõnõ kaydetti. Avrupa Ata- türkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Başkanõ Dursun Atılgan da “Sayın Savcı, ifadesine başvurmak istediği bir kimseyi ya- zılı olarak davet edemez miydi?” dedi. CHP genel başkan yardõmcõlarõ Mustafa Özyürek ve Onur Öymen, eski CHP Mil- letvekili Mustafa Gazalcı, CHP’nin Anka- ra Anakent Belediye başkan adayõ Murat Ka- rayalçın, CHP’nin iletişim koordinatörü Ba- ki Özilhan ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. Mustafa Altıntaş da gazetemizi arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Temmuzda serbest bõrakõlmõştõ Balbay, 1 Temmuz 2008’de Ergenekon soruşturmasõnõn 6. dalgasõ olarak adlandõrõlan ope- rasyon kapsamõnda ATO Başkanõ Sinan Aygün, emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgene- ral Hurşit Tolon ile birlikte göz- altõna alõnmõş ve daha sonra mahkeme tarafõndan serbest bõ- rakõlmõştõ. Balbay ile birlikte İs- tanbul’a götürülen Neriman Ay- dõn da daha önce karargâh evleri soruşturmasõ kapsamõnda göz- altõna alõnmõş ve daha sonra serbest bõrakõlmõştõ. Aydõn’õn “Toplumsal Haber” adlõ haber sitesinin sahibi olduğu belirtildi. Balbay, sabah saatlerinde evine gelen polisler tarafından alınarak İstanbul’a götürüldü. İstanbul Haber Servisi - Danõştay davasõ sanõğõ Osman Yıldırım olduğu öne sürülen “gizli tanık 9”un, 30 Nisan 2006’da Ataşe- hir’de yapõldõğõ ve gazetemize yönelik bom- balõ saldõrõnõn talimatõnõn verildiğini ileri sürdüğü toplantõya katõldõklarõ ileri sürülen sanõklara ait cep telefonlarõnõn sinyal verdiği baz istasyonu kayõtlarõ mahkemeye ulaştõ. Gazetemiz avukatlarõ Bülent Utku ve Akın Atalay, mahkemeden gizli tanõğõn id- dia ettiği tarihte Ataşehir’de herhangi bir toplantõ yapõlõp yapõlmadõğõnõn öğrenilmesini istediler. Mahkeme, sanõklar emekli Tuğge- neral Veli Küçük, emekli Yüzbaşõ Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Fikri Karadağ, Zekeriya Öztürk, Rasim Görüm ile Danõş- tay hükümlüleri Alparslan Arslan, Osman Yõldõrõm’õn kullandõğõ telefonlarõn 29 Nisan- 11 Mayõs 2006 tarihleri arasõndaki, baz istas- yonu bilgilerini istedi. Telekominasyon İleti- şim Daire Başkanlõğõ’nõn gönderdiği yazõda, Tekin’in 30 Nisan 2006’da Göztepe, Ziver- bey, Maltepe ve Pendik’te, Karadağ’õn Balõ- kesir’de, Görüm’ün Hendek’te ve Öztürk’ün Kadõköy Pendik, Göztepe Parkõ civarõnda ol- duğu belirtildi. Baz istasyonu verilerine göre, söz konusu tarihler arasõnda Tekin, Karadağ ve Görüm ile telefon görüşmesi yapmadõ. Küçük ve Yõldõrõm’õn telefon sinyal bilgileri- nin henüz mahkemeye ulaşmadõğõ öğrenildi. Arslan ile Yıldırım arasında görüşme Bu kayõtlara göre tahliye talebinde bulu- nan Tekin’in avukatõ Selin Deviren Tahta- biçen, bu tarihlerde Alparslan Arslan ile Osman Yõldõrõm arasõnda yoğun telefon tra- fiğinin olduğuna dikkat çekti. Arslan ve Yõldõrõm’õn günde 6-7 kez görüştüklerini kaydeden Tahtabiçen, “Sözde toplantının yapıldığı tarih olan 30 Nisan 2006’da Arslan, Dudullu ve Ümraniye’de gözü- küyor. Osman Yıldırım da Ataşehir’de değil” dedi. Tahtabiçen, Yõldõrõm’õn, 29 Ni- san’da İzmir’de görüldüğünü, 1 Mayõs 2006’da Ataşehir’de yaptõğõ telefon görüş- mesinin tespit edildiğini belirtti. Tekin’in tutukluluğunun “meczup” adlõ gizli tanõğõn ifadeleri nedeniyle mi sürdüğünü soran Tahtabiçen, “Müvekkilimi bu ortamda, bu baskılar varken tahliye etmek biliyo- rum ağır bir sorumluluk ama biz sizden en tabii hakkımızı hürriyetimizi istiyo- ruz. Kişi hürriyeti ve özgürlüğü 21 aydır yeteri kadar ihlal edilmedi mi?” dedi. Mustafa Balbay hakkında gözaltı kararı bulunmadığı bildirildi. Baz istasyonu kayõtlarõ mahkemede Ataşehir’de yapıldığı ve gazetemize yönelik saldırının talimatının verildiği ileri sürülen toplantıya ilişkin suçlanan sanıkların söz konusu tarihlerde farklı bölgelerde bulundukları açıklandı Baykal, bazõ çevrelerin Balbay ve gazetesini ‘yõldõrmaya’ çalõştõğõnõ vurguladõ İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, gazetemiz ya- zarõ ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a destek vermek amacõyla geldiği İs- tanbul Adliyesi’nde uygula- maya tepki gösterdi. Gazete- cilere açõklama yapan Soysal, Balbay’õn saygõn ve bilinen bir yazar olduğunu belirterek “Bir Engenekon’dur gidi- yor. Ama bu Ergenekon baktığımızda ne içi belli ne dışı. Bir yıldır ceza- evinde yatan insanlar var. Hâlâ iddianamesi hazırlanmamış. Bu dava sonlandırılmalı” dedi. Balbay hakkõnda bilgi almak amacõyla Adliye’ye geldiğini belirten Soysal, sorgu aşamasõnõn dahi bazõ basõn organlarõnda deşifre edildiğine dikkat çekerek “İşin mahrumiyeti kalkmış. Rezil ke- paze bir durumla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandõ. TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu üyesi olduğunu anõmsatan Soysal, “Bu bir Abdülhamit anlayışıdır. Bu bir istibdat yönetimi anlayışı- dır. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil- dir. Askeri darbelerde de bunlar yaşanmıştır” diye konuştu. Soysal, uygulamalara göre, delilden sanõğa değil sanõktan delile giden bir anlayõşõn hâ- kim kõlõnmak istendiğini kaydetti. SOYSAL’DAN BALBAY’A DESTEK İstibdat dönemi uygulaması gibi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear