24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 6 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dünü Anımsamak... Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay’ın dün sabah 07.20’de kapısı çalındı. Gelenler Terörle Mücadele Şubesi polisleriydi... Balbay, polis gözetiminde Ankara’dan İstan- bul’a getirildi. Ergenekon savcıları Balbay’ı sorguluyorlar!.. Kaçakçı değil, toprak altına silah, bomba, kurşun saklayan biri değil. Balbay, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi. Saygın bir yazarı. Sabahın köründe eşi ve çocuklarının gözleri önünde polislerce alınıp götürülmesi ilkel bir yön- tem değil mi? Ergenekon savcıları bir telefon etse Balbay ilk uça- ğa atlar İstanbul’a gelirdi. Nasıl bir hukuk düzeni bu? Nasıl? Demokrasi, özgürlük, eşitlik, paylaşım... Türkiye’de en çok bu kelimeler kullanılır. Aydınlar, kimi politikacılar, dinciler, dinsizler, sosyalistler, solcular, tarikatçılar. Kullanmasına kullanılırlar da sonunda hiçbirisi gerçekleşmez. Büyük kentler Güneydoğu’dan büyük göç aldı. Kentlerin sosyal yapısı değişti. İstanbul’dan İzmir’e; Mersin’den Antalya’ya; Adana’dan Bursa’ya dek kentler “büyük göç”le sar- sıldı. Kırsal kesimden kentlere gelenlerin eğitimleri ve meslekleri yoktu. İş bulabilen erkeklerin çoğunluğu inşaat sektö- ründe çalıştı. Eve bakan kadınlar ve kızlardı. Evlere temizlik işlerine gittiler... 90’lı yılların başında Sovyetler Birliği çökmüştü. Liberal çığırtkanlar zil takıp oynarlarken slogan atı- yorlardı: “Sosyalizm öldü, yaşasın kapitalizm!” Köşe dönücülük ivme kazandı... Yeni varsıllar tü- redi... Dinci sermaye yükselişe geçti. Din sarmalındaki yoksullar bir ekmeği bulamazken “Yeşil Holdinglerin” vurgunu başladı. Konya merkezli tokatçılar, Almanya’daki camile- ri mesken tutmuşlardı. Arkalarında Necmettin Erbakan vardı... Toplanan para 5 milyar marktı... Tayyip Bey İstanbul’da, Melih Bey Ankara’da “Mil- li Görüş”ün simge adlarıydı. Güneydoğu kan gölüne dönüşmüştü... Faili meç- hul cinayetler artmıştı... PKK’ye karşı devlet eliyle beslenen Hizbullah Batman’da, Diyabakır’da, Mardin’de günde üç-beş insanımızı öldürüyordu. 11-12 yıl önceye bakıyorum Cumhuriyet arşivle- rinden. 28 Şubat niye yapıldı? Arkasında ABD var mıydı? Erbakan’ın “tecrit” edilmesi ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası mıydı? Televizyon kanallarından Saadet Partisi’nin “açı- lımı”nı izlerken hasta ve yaşlı Erbakan Hoca’yı gör- düm. SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un kulağı- na bir şeyler söylüyordu. 28 Şubat sürecini anımsadım nedense. Erbakan Hoca Fethullah Gülen’i yaşamı boyun- ca hiç sevmemişti... Neden ve niçin? Nakşilerin lideri Prof. Dr. Esat Coşan Avustralya’ya; Nurcu Fethullah Gülen ABD’ye kaçmıştı. Coşan üniversite hocasıydı, Gülen ilkokul mezu- nu. Esat Coşan Avustralya’da damadıyla birlikte tra- fik kazasında ölmüştü. Nakşiler arasında bu ölüm şöyle değerlendirilmişti: “Coşan Hoca’yı ve damadını CIA öldürdü!” Karmaşık ilişkilerdi bunlar... Türkiye’de her olay bir süre sonra unutulup gi- derdi, tıpkı faili meçhul cinayetlerde olduğu gibi. Coşan ve Gülen’in Türkiye’den kaçışlarında Bülent Ecevit’in katkısı olduğu söylenir. Ecevit’e yakın kaynaklar da bu savı doğrulamıştı. 28 Şubat Erbakan’ı devirmek için yapıldı... Bugün Erbakan’ın yakın çevresinde olanlar “tec- rit”i şöyle anlatıyorlar: “Bu bir ABD planıydı ve 10 yıl önceki koşullar için- de yaşama geçirildi. 28 Şubat’tan bir yıl sonra Ab- dullah Öcalan Kenya’dan Türkiye’ye postalandı. 1999 seçimlerinde DSP birinci parti oldu. Ecevit Başbakan, Devlet Bahçeli Başbakan Yardımcısı oldu.” Hizbullah, Güneydoğu’da insanları öldürmeyi sürdürürken 17 Ocak 2000 operasyonunun ardından “mezar evler” ortaya çıkarıldı. Beykoz’daki çatışmada Hüseyin Velioğlu öldü- rüldü, Cemal Tutar ve Edip Gümüş yakalandı... İsa Altsoy yurtdışına kaçtı. Mezar evler, Konya, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Mersin, Mardin, İstanbul gibi kentlerde bulunmuş- tu. Bu sırada “Milli Görüş”ün haylaz çocukları Erba- kan Hoca’yı devirmeye çalıştı, başaramadı. Belki ABD istemedi, ne bileyim! Tayyip Bey’in hapisliği, şu bu! 2001 yılında kim derdi ki AKP kurulacak ve bir yıl sonra iktidar olacak? Demokrasi, özgürlük, eşitlik... Mustafa Balbay Ergenekon savcılarına hâlâ ifade veriyor... Sonucu bekliyoruz gazetede!.. Bana gelen kitaplar: Elif Şafak’ın “Aşk” (Turkuvaz Yayınları), Paul Krugman’ın “Bir Liberalin Vicdanı” (Literatür Yayın- ları), Vedat Türkali’nin “Yalancı Tanıklar Kahvesi” (Tur- kuaz), Alper Akçam’ın “Anadolu Rönesansı Esas Du- ruşta”, (Arkadaş Yayınları), Samim Kocagöz’ün “İzmir’in İçinde” (Literatür Yayınları), Bernard Pivot’un “Şarabın Aşk Sözlüğü” (Kırmızı Yayınları), Deniz Ba- noğlu’nun “Bir Şnitzel Lütfen” (Turkuvaz), Ruşen Ça- kır - İrfan Bozan’ın “Mahalle Baskısı Var mı Yok mu?” (Doğan Kitap). hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Oğlu babasını yalanladı İSTANBUL (AA) - ABD’nin Cleveland kentinde by-pass ameliyatõ geçiren ve dün yurda dönen Maliye Bakanõ Kemal Unakõtan, “Allah kimseyi oralara muhtaç etmesin, böyle sõkõntõlar göstermesin” dedi. Unakõtan, oğlu Abdullah Unakõtan’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Davos’taki “One Minute” sözünü marka olarak tescil ettirmek için başvuruda bulunmasõyla ilgili, “Zannetmiyorum, yok öyle bir şey” dedi. Abdullah Unakõtan ise “Böyle bir girişimde bulundum. Patent hakkõ için müracaat ettik. Şu anda onaylanmasõnõ bekliyoruz” diye konuştu. Bağış, Freidman’a hak verdi! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağõş, Fox TV’de, Türkiye’nin AB süreci ve uluslararasõ ilişkiler uzmanõ ve jeo-stratejist Dr. George Friedman’õn, Türkiye’nin bölgesinde önemli bir güç olduğu yönündeki sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bağõş, İslam ülkelerinin lider arayõşõnda olmadõğõnõ, ancak Türkiye’nin İslam ülkeleri için ilham kaynağõ olabileceğini söyledi. Stad inşaatında işçi eylemi İstanbul Haber Servisi - Galatasaray’õn Aslantepe’de inşasõ süren Türk Telekom Arena’da çalõşan yaklaşõk 500 işçi maaşlarõnõ alamadõklarõ gerekçesiyle iş bõrakma eylemi başlattõ. Ödemelerin aksamasõna tepki göstererek 2 gündür çalõşmayan işçiler, TEM otoyolunu trafiğe kapattõ. Yaklaşõk 10 dakika boyunca süren eylem sõrasõnda uzun araç kuyruklarõ oluştu. İşçiler polisin olay yerine gelmesi üzerine yolu trafiğe açtõ. ‘Mahkûmlar TRT Şeş izliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Sincan Ceza İnfaz Kompleksi’ni gazetecilere gezdirdi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, mahkûmlarõn açõk ve kapalõ görüşlerde aileleriyle Kürtçe konuşabildiklerini söyleyerek “ TRT Şeş yayõna girdikten sonra ceza infaz kurumlarõnda izlenmeye başlandõ ve mahkûmlar yayõnlarõ ilgiyle izliyor” dedi. Kalaman, cezaevlerinde dün sabah itibarõyla 107 bin 700 kişinin bulunduğunu, son 2 yõlda tutuklu ve hükümlü sayõsõnõn 37 bin arttõğõnõ belirtti. Çiftçi-Sen kapatıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 8. İş Mahkemesi, Çiftçi Sendikalarõ Konfederasyonu’nun (Çiftçi-Sen) kapatõlmasõna karar verdi. Ankara Valiliği, “üreticilerin sendika kuramayacağõ” gerekçesiyle kapatõlma istemiyle dava açmõştõ. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Selvi, AKP’nin YSK kararlarõnõ görmezden geldiğine dikkat çekti ‘Hukuka meydan okuma’ AKP iktidarõnõn bazõ valileri, kaymakamlarõ, il-ilçe müdürlerini AKP yöneticisi gibi kullanarak adeta suça sevk ettiğini belirten CHP’li Selvi, “YSK karar ve uyarõlarõ yok sayõlmakta, anayasa ve yasalar dikkate bile alõnmamakta, adeta meydan okunmaktadõr” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Cevdet Sel- vi, dün yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada yerel seçimler yakla- şõrken her gün “AKP’nin gerçek yüzünün bir kez da- ha ortaya çıktığını” kay- detti. Kuralsõzlõğõ temel politika seçen hükümetin 7 yõldõr sür- dürdüğü “Ben yaptım ol- du” anlayõşõnõ daha da so- rumsuzca sürdürdüğünü bil- diren Selvi, şu görüşleri dile getirdi: “Demokrasi, insan hakları, özgürlük ve hu- kuk devletinden bahseder- ken bu değerleri nasıl tah- rip ettiği, çıkarları için her yol ve yöntemi mubah say- dığı yurttaşlarımız tarafın- dan kaygı ve üzüntüyle iz- lenmektedir. Başbakan’dan bakanlara, milletvekille- rinden AKP yöneticilerine kadar hiç çekinmeden her türlü tehdit, şantaj açık se- çik sürdürülmektedir. İk- tidar olmanın verdiği ola- naklarla bazı valileri, kay- makamları, il-ilçe müdür- lerini AKP yöneticisi gibi kullanarak adeta suça sevk etmektedir. Bu seçimlerde de Başbakan’ın yıllardır yaptığı gibi halkın yakıcı hale gelen sorunlarına hiç eğilmeden oyalama, ger- çekleri saklama ve saptırma işlevini yerine getirirken antidemokratik, ekonomik ve psikolojik baskı hızla artmaktadır. YSK karar ve uyarıları yok sayılmak- ta, anayasa ve yasalar dik- kate bile alınmamakta, ade- ta meydan okunmaktadır.” Selvi, Anayasa Mahkeme- si’nin seçim propagandasõna ilişkin bir başvuruyu değer- lendirdiği kararõnda “(...) Oy kullanmayı etkileyecek seçmenin özgür iradesini saptırabilecek her tür etki- leme baskı sayılır. Seçmeni dolaylı da olsa, olumsuz tek yanlı etkiye açık tutacak her girişimin önlenmesi ge- rekir”, “…iktidar partisini ayrıcalıklı kılıp seçime ka- tılan öbür partilere göre daha güçlü biçimde siyasi yarışmaya sokmak eşitlik il- kesini zedelediği gibi dü- rüstlük ilkesine de uygun düşmemektedir. Seçim, propaganda olanakların- dan seçim güvenliğine de- ğin uzun bir çizgiyi kapsa- yan, doğal olarak özgür ve etkisiz oy kullanmayı da içeren demokratik bir ku- rumdur” denildiğini anõm- sattõ. Selvi, “Halktan aldığı yet- kiyi özellikle bu kriz orta- mında halkın, ülkenin aley- hine kullanan bir hükümet görülmemiştir. Ancak yıl- lardır her yönüyle istismar edilen yurttaşlarımız sab- rın, özverinin sonucunun inkâr edilemez hale gelen işsizlik, yoksulluk, haksız- lık, ayrımcılık, yağma ol- duğunu büyük bedeller ödeyerek görmüş, bu se- çim döneminde yapılan baskıları ibretle izlemekte- dir. Halkın bu baskılara, yanıltmalara, bu tehlikeli gidişe sandık başında oyla- rıyla son vereceğinden, ül- kenin bugünü ve geleceğine sahip çıkacağından hiç kimse kuşku duymamalı- dır. Demokrasi, temel hak ve özgürlükler hukuk ve adaletin bu kadar tahribi- ne müsaade etmeyecekler- dir” görüşünü dile getirdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin dün Antalya’nın Serik ilçesinde seçim çalışmalarına katıldıktan sonra Serik Adliyesi’ni ziyaret etti. (Fotoğraf: AA) İçişleri Bakanlõğõ Vali Mustafa Yaman hakkõnda inceleme başlatõrken Bakan Şahin olayõn büyütülmemesini istedi Tunceli için müfettiş ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, Yüksek Seçim Kuru- lu’nun (YSK) Tunceli Valisi Mustafa Yaman hakkõndaki kararõnõn ardõndan konunun araştõrõlmasõ ve incelenmesi için iki mülkiye başmüfettişi görev- lendirdi. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin ise konunun fazla bü- yütülmesine gerek olmadõğõnõ savundu. YSK, önceki gün yaptõğõ top- lantõda, “Tunceli Valisi’nin YSK’nin seçimin düzenine ve dürüstlüğüne ilişkin kararla- rını uygulamakta gösterdiği duyarsızlığın, idari disiplin yönünden gereğinin takdir ve ifası isteği ile İçişleri Bakanlı- ğı’na bildirilmesini” kararlaş- tõrmõştõ. İçişleri Bakanlõğõ yet- kililerinden alõnan bilgiye göre bu kararõn ardõndan İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay konunun in- celenmesi ve araştõrõlmasõ için iki mülkiye başmüfettişini görev- lendirdi. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin ise YSK kararõnõ şöy- le değerlendirdi: “Müfettiş ar- kadaşımız gider bu konuda in- celeme yapar. Bu konuda İç- işleri Bakanlığımız bir tasar- rufta bulunur. Türkiye huzur ve barış içerisinde bu seçimi gerçekleştirmeli. Seçimin ba- rış ve huzur içerisinde geçe- ceğini düşünüyorum. Yasala- ra aykırı birtakım işlemler ortaya çıkarsa yasalar zaten bunun neye bağlanacağını gös- termiştir. Bu bakımdan bu bahsettiğiniz konu da gerekli çerçevede değerlendirilecektir. Fazla büyütmeye gerek yok.” Öte yandan, Tunceli Valiliği Sosyal Yardõmlaşma ve Daya- nõşma Vakfõ’nca başlatõlan, “Her eve beyaz eşya” projesi süresi- nin tamamlandõğõ ve yardõmlarõn sona erdiği bildirildi. MASLAK’TA YENİ BİR LEZZET Tike markalarõ olan Why-B zurna ilk olarak aynõ mekânda şimdi 0212 276 60 60 telefon numarasõyla kapõnõzda. Başbakan Erdoğan’dan dava yağmuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, kişilik haklarõna saldõrõda bulun- duklarõ iddiasõyla CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal hakkõnda toplam 100 bin liralõk iki ayrõ dava, MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli hakkõnda da 50 bin TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. Erdoğan ve AKP, gazetemiz yazarõ Cüneyt Arcayürek’in de ara- larõnda bulunduğu gazeteciler hakkõnda da tazminat davalarõ açtõ. Erdoğan ve AKP’nin avukatlarõ Zelkif Kazdal, Fa- tih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafõndan ha- zõrlanan dava dilekçesinde, CHP Genel Başkanõ Bay- kal’õn, 17 Şubat 2009 tarihinde TBMM grup top- lantõsõnda yaptõğõ konuşmada, “kişilik haklarına sal- dırıda bulunulduğu” ileri sürüldü. Açõlan başka bir davada ise Baykal’õn, Radikal gazetesi köşe yazarõ Murat Yetkin ile yaptõğõ söyleşide “Bu maganda üslubunun bir sonu olacak mı?” biçiminde ko- nuştuğu belirtildi. Söz konusu ifadeler nedeniyle Bay- kal’dan 50 bin TL’lik manevi tazminat talep edildi. AKP ve Erdoğan’õn avukatlarõnca, aralarõnda ga- zetemiz yazarõ Cüneyt Arcayürek, Emin Çölaşan, Selcan Taşçı, Orhan Karataş, Yıldıray Çiçek hak- kõnda 10 bin TL’lik tazminat davalarõ açõldõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear