26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KAVŞAK ÖZGEN ACAR Hillary Rodham Clinton Ankara’da (2) ABD’nin 3. kadın Dışişleri Baka- nı Hillary Rodham Clinton’un yarın Ankara’ya gelişi ile ilk değer- lendirmeyi salı günü yaparken 2. di- ye yazmışım! Bu ziyaret gündeminin en sıcak maddesini, “George V. Bush’un Vi- etnam’ı” sayılan, tarihsel 6 yıllık he- zimet sonrasında, Amerikan asker- lerinin Irak’tan çekilmesinin Türkiye bağlantıları oluşturacak. “Kitlesel imha silahı yalanı” ile Irak’ı işgal eden, borçla savaş açan, 4250 Amerikan askeri ile 100 bin Iraklının ölümüne neden olan, dün- ya ekonomisini bunalıma sokan, Bush ve yardakçılarının Sudan Dev- let Başkanı Ömer Hasan El Be- şir’den önce Lahey’deki “Uluslar- arası Ceza Mahkemesi’nde” savaş suçlusu olarak yargılan- ması gerekirdi! Eğer tez- kere TBMM’den geç- seydi, önerinin sahibi Recep Tayyip Erdo- ğan’a da o mahkemenin yolu görünecekti! Başkan Barack Hus- sein Obama, seçim ön- cesinde verdiği sözü ye- rine getirmek için, Irak’tan çekilme planını açıkladı! Şu anda Irak’ta 140 bin Amerikan aske- ri var. 31 Ağustos 2010’a kadar 100 bini çekilecek. Geride 2011 sonuna kadar kalacak olan 40 bin askeri Irak ordusunu eğitecek! Bu çekilme üç açıdan Türkiye’yi il- gilendiriyor. Birincisi, çekilme sonra- sında komşu Irak iç siyasasında ka- rışıklığın alacağı boyut, etnik gruplar arasındaki çatışmaların şiddeti, PKK’nin geleceği ve yeniden yapı- lanmada iki komşu arasındaki eko- nomik ilişkilerin alacağı biçim. İkincisi, 100 bin askerin nasıl, ne- reden, hangi zaman aralıklarıyla çeki- leceği konusunda Pentagon’un gözü Ankara’ya, daha doğrusu Adana-İn- cirlik ile Mersin’e odaklanmış durum- da. İkincil yerler ise Kuveyt ve Ürdün... Üçüncüsü ise silah, araç, gereç gi- bi mühimmatın çekilişinde Habur Ka- pısı’ndan Adana-Mersin’e giden ka- rayolunda yaratacağı yoğun trafikten daha çok doğabilecek tehlikeler Türk hükümetini düşündürüyor. Türk Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, henüz herhangi bir istem olmamakla birlikte, Türkiye üzerinden asker çe- kilebileceğine olumlu bakıldığını açık- ladılar. Erdoğan, “Araç, gereç, mü- himmat” konusunda, “farklı bir olay, as- ker çekilmesiyle karıştırılmamalı” söz- leriyle çekincesini bildirdi. Tezkerede düş kırıklığı yaşayan Vaşington adına Clinton, bu kez Ankara’dan daha gü- venilir yanıtlar bekleyecek. Dikkatlerden şu önemli nokta kaçı- rılmamalı! Bayan Clinton’un ziyaretin- den birkaç gün önce Mer- sin odaklı bölgede incele- meler yapan ABD Büyük- elçisi James F. Jeffrey’nin geçmişini anımsayalım. As- ker kökenli Jeffrey, İncirlik Üssü’nde subay olarak gö- rev yaptı. Ardından Ada- na’ya başkonsolos olarak atandığında Mersin dahil yöreyi çok iyi tanıdı. Anka- ra’da iki kez görev yaptık- tan sonra şimdi büyükelçi... Irak’ta bir yıl Dışişleri Bakanlığı Danışmanlığı, Büyükel- çilik Müsteşarlığı yaptı. Sonrasında Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Kurulu Danışman Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı Yakındoğu Müs- teşar Yardımcılığı’ndan Ankara’ya geldi. 1. Körfez savaşında Kuveyt Bü- yükelçiliği’nde 2. adam, Yugoslavya iç savaşında Bosna Özel Temsilci Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Siz Vaşington’un yerinde olsanız, Amerikan askerinin Irak’tan çekilme sorumluluğunu kime verirdiniz? El- bette Jeffrey’e değil mi? Büyükelçi daha şimdiden görevine Mersin’de- ki ön hazırlıklarla başladı bile... Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 6 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B UCM’nin tutuklanmasõnõ istediği Sudan lideri, Afrika, Çin ve Türkiye’den destek aldõ Beşir kararõ dünyayõ böldü Dış Haberler Servisi - Uluslararasõ Ceza Mahkemesi’nin (UCM) savaş suçu ve insanlõğa karşõ suç işlemek- ten hakkõnda tutuklama emri çõkar- dõğõ Sudan Devlet Başkanõ Ömer Hasan el Beşir, binlerce taraftarõnõn katõldõğõ gösteride uluslararasõ top- luma meydan okurken El Beşir ile da- yanõşma gösterenlerden biri Dõşişle- ri Bakanõ Ali Babacan oldu. El Beşir, Hartum’daki Şehitler Mey- danõ’nda düzenlenen gösteride, “Ger- çek suçlular ABD’nin ve Avrupa’nın liderleridir” dedi. Azõnlõktaki Afrika etnik kökeninden halkõn yaşadõğõ Dar- fur bölgesinde 200 bini aşkõn kişinin öl- düğü olaylardaki rolü nedeniyle suç- lanan El Beşir, “UCM’nin, petrolü, doğalgazı ve diğer kaynakları için Sudan’ı hedef tahtasına oturtan sö- mürgecilerin aleti olduğunu” sa- vundu. “Sömürgecilik önünde diz çökmeyi reddettik, bunun için Su- dan hedefte. Çünkü biz sadece Allah’a diz çökeriz” diyen Beşir’in sözleri sõk sõk “dini korumaya hazırız” ve “kah- rolsun ABD” sloganlarõyla kesildi. Hartum, 10 örgütü kovdu 20 yõl önce, Afrika’nõn en geniş yüz- ölçümüne sahip ülkesinde iktidara dar- beyle gelen El Beşir, 1993 sonundan iti- baren İslamcõ bir çizgiye yöneldi. El Kaide lideri Usame bin Ladin’in 1990’larda üslendiği Hartum yakõnla- rõndaki bir ilaç fabrikasõ 1998’de ABD tarafõndan vurulmuştu. Darfur’da Afri- kalõ ayrõlõkçõlarla hükümet destekli Arap milisler arasõndaki çatõşmalar, 2 milyon kişinin mülteci durumuna düş- mesinin ardõndan 2005’te varõlan ateş- kesle durdu. Sudan, ölü sayõsõnõn “sa- dece” 10 bin olduğunu iddia etti. Hakkõnda 7 ayrõ cinayet, işkence ve tecavüz suçlamasõ bulunan El Beşir, bir devlet başkanõ hakkõndaki ilk tutukla- ma kararõ sonrasõnda, Darfur’da 400 bin kişiye sağlõk hizmeti veren Sõnõr Ta- nõmayan Doktorlar örgütünün arala- rõnda bulunduğu 10 kuruluş, “yasala- rı çiğnedikleri gerekçesiyle” ülkeden çõkarõldõ. BM ve AB tarafõndan oluş- turulan barõş gücü, Sudan hava ve ka- ra kuvvetlerinin Darfur’da güç göste- risinde bulunduğunu bildirdi. Ordu sözcüsü Osman el Ağbaş, “kararı is- tismar etmek isteyenlerin gerekli karşılığı alacağı” tehdidinde bulundu. Afrika Birliği (AB) Barõş ve Güven- lik Konseyi dün Etiyopya’nõn başken- ti Addis Ababa’da acilen toplandõ. Bir- liğin 53 üyesine seslenen Sudan’õn AB temsilcisi Muhiddin Ahmed Selim, “dost ülkelere UCM’ye taraf olmama” çağrõsõ yaptõ ve AB Barõş ve Güvenlik Konseyi’nin tutuklama kararõnõ reddet- tiğini açõklamasõnõ istedi. ‘UCM İsrail’i atlıyor’ AB Komisyonu Başkanõ Jean Ping, “Sudan’da barışı sağlama sürecinin hassas döneminde açıklanan karar nedeniyle kaygılı olduklarını” belirte- rek BM Güvenlik Konseyi üyesi ülke- lerle, kararõn ertelenmesi veya askõya alõnmasõ için görüştüklerini söyledi. UCM’nin özellikle Afrika ülkelerini he- defe koyduğunu savunan Ping, neden ABD işgali altõndaki Irak’ta veya İs- rail’in kanlõ saldõrõlarõna uğrayan Fi- listin’deki insan haklarõ ihlallerinin ele alõnmadõğõnõ sordu. Babacan: Kaygılarımız var NATO dõşişleri bakanlarõ toplantõsõ için Brüksel’de bulunan Dõşişleri Ba- kanõ Ali Babacan, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün konuğu olarak An- kara’da ağõrlanan El Beşir için çõkarõ- lan tutuklama kararõ karşõsõnda “kay- gıları olduğunu” ifade etti. Babacan, “Sudan’daki yönetimi dışlayarak sorunların çözülmeyeceğine, tam tersine sorunların büyüyeceğine ina- nıyoruz” diye konuştu. Babacan, “Bölgenin içinde olanların, durumu derinlemesine algılayanların duru- şu bize çok yakın. Uzaktan bakıldı- ğında belki tablo farklı görülüyor- dur. Bu konunun hukuki boyutu var ama siyasi boyutu da var” dedi. Sudan’dan Erdoğan’a teşekkür Sudan’õn Ankara Büyükelçisi İb- rahim Matar Abdurrahim Muham- med, Darfur’u ziyaret eden ilk Müs- lüman ülke başbakanõ olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederek, BM Güvenlik Konseyi’nin ge- çici üyesi olan Türkiye’nin Hartum yö- netiminin görüşlerini burada dile geti- receğine inandõklarõnõ söyledi. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üye- si Çin, davanõn Darfur’daki barõş süre- cinin zarar görmemesi için askõya alõn- masõnõ istedi. Güney Afrika da kararõ “esefle karşıladığını” duyurdu. İran Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõ- lan açõklamada da “Filistin, Lübnan, Af- ganistan, Irak ve diğer yerlerde savaş suçları işlenirken UCM’nin harekete geçmediği” kaydedilerek “büyük güç- lerin isteğiyle alınan karara uyulma- ması” çağrõsõ yapõldõ. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clin- ton kararõ destekleyerek El Beşir’in önünde, suçsuzluğunu mahkeme önün- de savunma şansõ olduğunu savundu. Avrupa Birliği’nden yapõlan açõkla- mada da Sudan yönetimine UCM ile işbirliği çağrõsõ yapõldõ. DIŞİŞLERİ BAKANI BABACAN ‘Rasmussen’den haberim yok’ ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - NATO dõşiş- leri bakanlarõ toplantõsõ için Brüksel’de bulunan Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, Dani- marka Başbakanõ Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği’ne aday olmasõ ile ilgili bir bilginin kendisine ulaşmadõğõnõ söy- ledi. Diğer olasõ adaylarla il- gili duyumlar aldõğõnõ, ama Rasmussen’le ilgili bir bilgi- si olmadõğõnõ belirten Baba- can, “Bu konuda bir şeyler söylemek için adaylığın net- leşmesi gerekir” dedi. Ba- bacan, 31 Temmuz’da görevi devredecek olan NATO Ge- nel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’in yerine geçecek ismin “bütün üye ülkelerin güvendiği, NATO’nun, çevresi ile ilişkileri açı- sından dengeli bir viz- yona sahip bir isim” ol- masõ gerektiğini söyledi. Genel Sekreter’in bütün üye ülkelerin onaylamasõ gerekiyor. Rasmussen, Hz. Mu- hammed karikatürlerinin ardõndan Türkiye’nin de içinde bulunduğu 11 ül- kenin büyükelçilerinden gelen mektuba “Dani- marka hükümeti basına müdahale edemez, şikâ- yetçi taraf yargıya baş- vurabilir” yanõtõ vermiş- ti. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn 2005 yõ- lõnda Kophenhag’da ka- tõldõğõ bir toplantõ sõra- sõnda Roj TV’nin salon- dan çõkarõlmamasõ üzeri- ne Erdoğan’õn salonu terk etmesi, Türkiye’nin AB üyeliğine soğuk bakan Rasmussen’in başbakan- lõğõ dönemine rastlõyor. NATO toplantõsõ için Brüksel’de bir araya gelen 26 üye ülkenin dõşişleri ba- kanlarõ, Gürcistan krizinden sonra askõya alõnan NATO- Rusya ilişkilerinin normale döndürülmesinde uzlaştõ. Ba- bacan, “Rusya’nın Batı ile ilişkilerinde ne zaman ger- ginlik arttıysa o zaman iki taraf da kaybetmiştir” dedi. Öte yandan, Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, İsrail Dõşişle- ri Bakanõ Tzipi Livni’yle NATO dõşişleri bakanlarõ gayri resmi toplantõsõ sõra- sõnda ikili bir görüşme yaptõ. Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak Özügergin, görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel ko- nularõn ele alõndõğõnõ söyledi. Görüşmede iki ülke arasõn- daki ilişkilerin stratejik ma- hiyeti teyit edilerek,temasla- rõn devamõ hususunda muta- bakat sağlandõ. Irak’ta başkent Bağdat’tan bir dönem direnişin en yoğun olduğu kentlerden Samarra’ya giden tren, geçen hafta seferlerine başladı. Çok sayıda kadın ve çocuğun da yolcular arasında yer aldığı ilk seferlerde, yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı, yolcularınsa oldukça rahat olduğu gözlendi. Iraklılar trende televizyon seyrederek yolculuğun keyfini çıkardı. (AFP) Davosiçinsessizdiplomasi Dış Haberler Servisi - Tür- kiye ile İsrail’in, İsrail’in Gaz- ze saldõrõsõ ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Davos’ta- ki konuşmasõnõn ardõndan ara- larõnda çõkan krizi sona erdir- mek amacõyla sessiz ama yoğun görüşmeler yaptõğõ bildirildi. İsrail’de yayõmlanan Haa- retz gazetesi, İsrailli üst düzey bir kaynağa daya- narak verdiği haberde, Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün İsrail Cum- hurbaşkanõ Şimon Peres’e gönderdiği ve gelecek ay- larda İsrail’i ziyaret etme arzusunu ifade ettiği mek- tuptan sonra, iki ülkeden yetkililerin ilişkilerin ye- niden normal düzeye çõ- karõlmasõ amacõyla mesaj alõşverişinde bulunduğunu yaz- dõ. İsrailli yetkili, Türkiye Baş- bakanlõğõ’na ve Genelkurmay Başkanlõğõ’na İsrail Kara Kuv- vetleri Komutanõ General Avi Mizrahi’nin Erdoğan’õ eleştiren sözlerinden dolayõ uyarõldõğõ belirtilen ve iki ülke arasõndaki stratejik ilişkiye dikkat çeken mektuplarõn gönderilmesinin ardõndan, olumlu mesajlarõn arttõğõna dikkat çekti. Türki- ye’nin mektuplarõ aldõktan son- ra, İsrail’e, artõk konuyu “ka- pandı” gözüyle gördüğünü ifa- de ettiği de kaydedildi. İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukanın Filistinliler üzerindeki etkileri bir filme konu oldu. “Yasak Bölge” animasyon ve gerçek sahnelerin birlikte yer aldığı bir yapım. Filmde mavi bir kuşun peşinden giden ve büyük eller tarafından yolu kesilen bir çocuğun maceraları anlatılıyor. Haaretz: Türkiye ile İsrail yoğun görüşmeler yapõyor ağdat-Samarra seferleri Tutuklama kararõna Avrupa ve ABD’den destek, Afrika ve Arap ülkeleriyle Türkiye ve Çin’den tepki geldi. Hartum’daki gösteride meydan okuyan El Beşir ise “Sömürgecilik önünde diz çökmeyi reddettik, bunun için Sudan hedefte” diye konuştu. El Beşir, Hartum’daki gösteride destekçileriyle karşılıklı dans etti. (AP) ABD’den İran’a sürpriz davet BRÜKSEL (AA) - ABD’nin, 31 Mart’ta ya- põlmasõ planlanan uluslar- arasõ Afganistan konferan- sõna İran’õ da davet edece- ği bildirildi. NATO dõşiş- leri bakanlarõ gayri resmi toplantõsõ için Brüksel’de bulunan Fransa Dõşişleri Bakanõ Bernard Kouch- ner, “Bu kez İran’ın da orada olmasını umuyo- rum” dedi. Üst düzey bir ABD yetkilisi de konfe- ransa, “İran da davet edilecek” dedi. Fransa da- ha önce de İran’õ Afganis- tan konulu bir konferansa davet etmiş ancak İran ka- tõlmayõ kabul etmemişti. Yasak bölge: Gazze(AP) Clintonbama! İran Kapısı Aralanacak mı? Bayan Clinton’un Ankara görüş- melerinde önemli bir gündemi de İran ile ilişkiler oluşturacak. Obama’nın, Rusya’ya “İran’ın nük- leer silah yapımını önlemesi” karşılı- ğında “Avrupa’nın doğusuna füze kal- kanı yerleştirmekten vazgeçeceği” önerisine ilişkin pazarlıkla bağlantılı Ka- radeniz-Montrö konusunun yanı sıra, Ankara-Tahran komşuluğu da Clin- ton’un Türk yetkililerle görüşmele- rinde başı çekecek ikinci konu olacak. Clinton’un Büyükelçi Dennis Ross’u Irak-Afganistan’la birlikte İran Özel Temsilciliği’ne ataması, hatta Ross’un Tahran’a gidebileceği ha- berlerinin yayımlanması ilginç geliş- meleri gündeme getirebilir. Erdo- ğan’ın, İran’ın ABD ile aracılık yapıl- ması istemi de masada yer alacaktır. Clinton’la görüşmesinden hemen sonra “konumdaşı (mevkidaşı-mes- lektaşı)” Babacan Tahran’a uçacak. Ardından da Cumhurbaşkanı Ab- dullah Gül, Tahran’daki “Ekonomik İşbirliği Örgütü (EİÖ)” toplantısı için 10 Ocak’ta İran’a gidecek. İki hafta sonra da İran Cumhurbaşkanı Mah- mut Ahmedinejad İstanbul’a “Dün- ya Su Forumu Toplantısı”na geldi- ğinde Gül ile yeniden görüşecek. Bu toplantıya Bayan Clinton’un da ka- tılması olası! Bu görüşmelerde Gül’ün dış siyasa danışmanı ve yakın za- mana değin Tahran Büyükelçisi olan Gürcan Türkoğlu’na da önemli gö- revler düşecek demektir. Clinton’un 3. dosyası ise İsrail’den getireceği Filistin sorunu olacak. Gaz- ze’nin bombalanmasından sonra ko- pan İsrail-Suriye arasındaki Türki- ye’nin “kolaylaştırıcılık” görevine ye- niden başlaması, hatta Vaşington’un Şam’a bir özel temsilci göndermesi de görüşmelerde değerlendirilecektir. Bir başka gündem maddesi ise Irak’tan asker çeken Obama’nın Af- ganistan’daki 36 bin askerine ek olarak, 17 bin asker sevk kararı, NA- TO şemsiyesi altında Türkiye’nin de katılımı ile bu ülkede süregelen ha- rekât da görüşülecektir. Ancak, An- kara’nın Afganistan’ın “Obama’nın Vi- etnam’ı olmaması ya da Irak’ı gibi bir hezimet yaratmaması” konusunda ih- tiyatlı olduğu anlaşılıyor. Tabii bir de Kıbrıs konusu var! Bu konu daha nice ABD Dışişleri Baka- nı eskitir... Onun için bu konuya de- ğinmeyeceğim! İkili Kültür Anlaşması Önerisi! Büyükelçi Jeffrey, Türk işa- damlarına yaptığı konuşma- da, “Türkiye’de fikri mülkiyet hakları konusunda sorun yaşandığını” söy- ledi. ABD, yaklaşık 20 yıldır, Türki- ye’de “fikri mülkiyet haklarının ko- runması” konusunda yasal önlem- ler alınmasını istiyor. Anlaşılan bu konu Bayan Clinton’un gündemin- de de yer alacak. Bizim büyükelçiye bir önerimiz var! Kendisinin de çok iyi bildiği gibi, ABD yaklaşık 20 yıl önce, Türkiye’nin ta- rihsel mirasının korunması konusun- da Ankara’ya olumlu bir öneri yapmış, her neden- se beceriksiz Kültür Ba- kanlığı bu öneriyi sonuç- landıramamıştı. Eşi ile 10 yıl önce Tür- kiye’ye geldiğinde Ba- yan Clinton, Antalya As- pendos Tiyatrosu’ndaki konuşmasını tümüyle ta- rihsel, kültürel, dinsel mirasın korunmasına ayırmıştı. Deriz ki ko- nuk bakan, bu konuyu yeniden gündeme taşıyıp Kültür Ba- kanlığı’nı utandırsın! Öneriyi kısaca anımsayalım! ABD, bir pazar ülkesi olarak, UNES- CO’nun tarihsel mirasın yasadışı ti- caretinin önlenmesi sözleşmesine ancak 1983’te Güney Amerika ül- kelerinin baskısı sonucunda imza koydu. Bu ülkeler, ABD’nin üzerle- rindeki “uyuşturucu kaçakçılığının önlenmesi baskısına” karşılık, “sen de tarihsel mirasın ülkenize yasadı- şı girişini, kaçakçılığını önle” biçi- minde tepki gösteriyorlardı. ABD, UNESCO Sözleşmesi’ni Kongre’den “Cultural Property Act (Kültürel Varlıklar Yasası)” ile geçi- rerek, bu ülkelerle eski eser ka- çakçılığının önlenmesi için ikili an- laşmaların imzalanması yolunu aç- tı. Bu yasadan İtalya ve Güney Kıbrıs da yararlandı. Öteki ülkeler, ikili anlaşma imzala- mak için yırtınırken Vaşington, Anka- ra’ya “gelin sizinle de bu ikili anlaşmayı imzalayalım” önerisini yaptı. Yasa şöyle işleyecekti. Türk yasaları, eski eserlerin dışsatımına izin vermi- yor. Eğer Türkiye çıkış- lı bir eski eser, ABD’nin herhangi bir gümrük ka- pısına gelirse, gümrük- çü o eseri ABD’ye sok- mak isteyen kişiye şöy- le diyecekti: “Bu esere bir aylığına el koyu- yorum. Git Türk hü- kümetinden bana bunun yasal çıktığı- na ilişkin köken belgesi getir.” O kişi böyle bir belge getiremeyeceği için, o eser ya da eserler en yakın Türk konsolosluğuna teslim edilecekti. Türk Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın imzalanması konusunda yırtındı. An- cak, konunun gerçek sahibi Kültür Bakanlığı o günden bu yana parma- ğını bile kıpırdatmadı. 20 yıl boyun- ca bu bakanlığın koltuğunda oturan bakanlar için yüzkarası olan bu öne- riyi Clinton mutlaka tazelemelidir! Clinton, Aspendos Tiyatro- su’nda konuşma yapmıştı. BB
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear