Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Hillary Rodham Clinton Ankara’da (2)
ABD’nin 3. kadın Dışişleri Baka-
nı Hillary Rodham Clinton’un
yarın Ankara’ya gelişi ile ilk değer-
lendirmeyi salı günü yaparken 2. di-
ye yazmışım!
Bu ziyaret gündeminin en sıcak
maddesini, “George V. Bush’un Vi-
etnam’ı” sayılan, tarihsel 6 yıllık he-
zimet sonrasında, Amerikan asker-
lerinin Irak’tan çekilmesinin Türkiye
bağlantıları oluşturacak.
“Kitlesel imha silahı yalanı” ile
Irak’ı işgal eden, borçla savaş açan,
4250 Amerikan askeri ile 100 bin
Iraklının ölümüne neden olan, dün-
ya ekonomisini bunalıma sokan,
Bush ve yardakçılarının Sudan Dev-
let Başkanı Ömer Hasan El Be-
şir’den önce Lahey’deki “Uluslar-
arası Ceza Mahkemesi’nde” savaş
suçlusu olarak yargılan-
ması gerekirdi! Eğer tez-
kere TBMM’den geç-
seydi, önerinin sahibi
Recep Tayyip Erdo-
ğan’a da o mahkemenin
yolu görünecekti!
Başkan Barack Hus-
sein Obama, seçim ön-
cesinde verdiği sözü ye-
rine getirmek için,
Irak’tan çekilme planını
açıkladı! Şu anda Irak’ta
140 bin Amerikan aske-
ri var. 31 Ağustos 2010’a kadar
100 bini çekilecek. Geride 2011
sonuna kadar kalacak olan 40 bin
askeri Irak ordusunu eğitecek!
Bu çekilme üç açıdan Türkiye’yi il-
gilendiriyor. Birincisi, çekilme sonra-
sında komşu Irak iç siyasasında ka-
rışıklığın alacağı boyut, etnik gruplar
arasındaki çatışmaların şiddeti,
PKK’nin geleceği ve yeniden yapı-
lanmada iki komşu arasındaki eko-
nomik ilişkilerin alacağı biçim.
İkincisi, 100 bin askerin nasıl, ne-
reden, hangi zaman aralıklarıyla çeki-
leceği konusunda Pentagon’un gözü
Ankara’ya, daha doğrusu Adana-İn-
cirlik ile Mersin’e odaklanmış durum-
da. İkincil yerler ise Kuveyt ve Ürdün...
Üçüncüsü ise silah, araç, gereç gi-
bi mühimmatın çekilişinde Habur Ka-
pısı’ndan Adana-Mersin’e giden ka-
rayolunda yaratacağı yoğun trafikten
daha çok doğabilecek tehlikeler Türk
hükümetini düşündürüyor.
Türk Başbakanı ve Dışişleri Bakanı,
henüz herhangi bir istem olmamakla
birlikte, Türkiye üzerinden asker çe-
kilebileceğine olumlu bakıldığını açık-
ladılar. Erdoğan, “Araç, gereç, mü-
himmat” konusunda, “farklı bir olay, as-
ker çekilmesiyle karıştırılmamalı” söz-
leriyle çekincesini bildirdi. Tezkerede
düş kırıklığı yaşayan Vaşington adına
Clinton, bu kez Ankara’dan daha gü-
venilir yanıtlar bekleyecek.
Dikkatlerden şu önemli nokta kaçı-
rılmamalı! Bayan Clinton’un ziyaretin-
den birkaç gün önce Mer-
sin odaklı bölgede incele-
meler yapan ABD Büyük-
elçisi James F. Jeffrey’nin
geçmişini anımsayalım. As-
ker kökenli Jeffrey, İncirlik
Üssü’nde subay olarak gö-
rev yaptı. Ardından Ada-
na’ya başkonsolos olarak
atandığında Mersin dahil
yöreyi çok iyi tanıdı. Anka-
ra’da iki kez görev yaptık-
tan sonra şimdi büyükelçi...
Irak’ta bir yıl Dışişleri
Bakanlığı Danışmanlığı, Büyükel-
çilik Müsteşarlığı yaptı. Sonrasında
Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik
Kurulu Danışman Yardımcılığı ve
Dışişleri Bakanlığı Yakındoğu Müs-
teşar Yardımcılığı’ndan Ankara’ya
geldi.
1. Körfez savaşında Kuveyt Bü-
yükelçiliği’nde 2. adam, Yugoslavya
iç savaşında Bosna Özel Temsilci
Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Siz Vaşington’un yerinde olsanız,
Amerikan askerinin Irak’tan çekilme
sorumluluğunu kime verirdiniz? El-
bette Jeffrey’e değil mi? Büyükelçi
daha şimdiden görevine Mersin’de-
ki ön hazırlıklarla başladı bile...
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
6 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
UCM’nin tutuklanmasõnõ istediği Sudan lideri, Afrika, Çin ve Türkiye’den destek aldõ
Beşir kararõ dünyayõ böldü
Dış Haberler Servisi - Uluslararasõ
Ceza Mahkemesi’nin (UCM) savaş
suçu ve insanlõğa karşõ suç işlemek-
ten hakkõnda tutuklama emri çõkar-
dõğõ Sudan Devlet Başkanõ Ömer
Hasan el Beşir, binlerce taraftarõnõn
katõldõğõ gösteride uluslararasõ top-
luma meydan okurken El Beşir ile da-
yanõşma gösterenlerden biri Dõşişle-
ri Bakanõ Ali Babacan oldu.
El Beşir, Hartum’daki Şehitler Mey-
danõ’nda düzenlenen gösteride, “Ger-
çek suçlular ABD’nin ve Avrupa’nın
liderleridir” dedi. Azõnlõktaki Afrika
etnik kökeninden halkõn yaşadõğõ Dar-
fur bölgesinde 200 bini aşkõn kişinin öl-
düğü olaylardaki rolü nedeniyle suç-
lanan El Beşir, “UCM’nin, petrolü,
doğalgazı ve diğer kaynakları için
Sudan’ı hedef tahtasına oturtan sö-
mürgecilerin aleti olduğunu” sa-
vundu. “Sömürgecilik önünde diz
çökmeyi reddettik, bunun için Su-
dan hedefte. Çünkü biz sadece Allah’a
diz çökeriz” diyen Beşir’in sözleri sõk
sõk “dini korumaya hazırız” ve “kah-
rolsun ABD” sloganlarõyla kesildi.
Hartum, 10 örgütü kovdu
20 yõl önce, Afrika’nõn en geniş yüz-
ölçümüne sahip ülkesinde iktidara dar-
beyle gelen El Beşir, 1993 sonundan iti-
baren İslamcõ bir çizgiye yöneldi. El
Kaide lideri Usame bin Ladin’in
1990’larda üslendiği Hartum yakõnla-
rõndaki bir ilaç fabrikasõ 1998’de ABD
tarafõndan vurulmuştu. Darfur’da Afri-
kalõ ayrõlõkçõlarla hükümet destekli
Arap milisler arasõndaki çatõşmalar, 2
milyon kişinin mülteci durumuna düş-
mesinin ardõndan 2005’te varõlan ateş-
kesle durdu. Sudan, ölü sayõsõnõn “sa-
dece” 10 bin olduğunu iddia etti.
Hakkõnda 7 ayrõ cinayet, işkence ve
tecavüz suçlamasõ bulunan El Beşir, bir
devlet başkanõ hakkõndaki ilk tutukla-
ma kararõ sonrasõnda, Darfur’da 400 bin
kişiye sağlõk hizmeti veren Sõnõr Ta-
nõmayan Doktorlar örgütünün arala-
rõnda bulunduğu 10 kuruluş, “yasala-
rı çiğnedikleri gerekçesiyle” ülkeden
çõkarõldõ. BM ve AB tarafõndan oluş-
turulan barõş gücü, Sudan hava ve ka-
ra kuvvetlerinin Darfur’da güç göste-
risinde bulunduğunu bildirdi. Ordu
sözcüsü Osman el Ağbaş, “kararı is-
tismar etmek isteyenlerin gerekli
karşılığı alacağı” tehdidinde bulundu.
Afrika Birliği (AB) Barõş ve Güven-
lik Konseyi dün Etiyopya’nõn başken-
ti Addis Ababa’da acilen toplandõ. Bir-
liğin 53 üyesine seslenen Sudan’õn AB
temsilcisi Muhiddin Ahmed Selim,
“dost ülkelere UCM’ye taraf olmama”
çağrõsõ yaptõ ve AB Barõş ve Güvenlik
Konseyi’nin tutuklama kararõnõ reddet-
tiğini açõklamasõnõ istedi.
‘UCM İsrail’i atlıyor’
AB Komisyonu Başkanõ Jean Ping,
“Sudan’da barışı sağlama sürecinin
hassas döneminde açıklanan karar
nedeniyle kaygılı olduklarını” belirte-
rek BM Güvenlik Konseyi üyesi ülke-
lerle, kararõn ertelenmesi veya askõya
alõnmasõ için görüştüklerini söyledi.
UCM’nin özellikle Afrika ülkelerini he-
defe koyduğunu savunan Ping, neden
ABD işgali altõndaki Irak’ta veya İs-
rail’in kanlõ saldõrõlarõna uğrayan Fi-
listin’deki insan haklarõ ihlallerinin ele
alõnmadõğõnõ sordu.
Babacan: Kaygılarımız var
NATO dõşişleri bakanlarõ toplantõsõ
için Brüksel’de bulunan Dõşişleri Ba-
kanõ Ali Babacan, Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün konuğu olarak An-
kara’da ağõrlanan El Beşir için çõkarõ-
lan tutuklama kararõ karşõsõnda “kay-
gıları olduğunu” ifade etti. Babacan,
“Sudan’daki yönetimi dışlayarak
sorunların çözülmeyeceğine, tam
tersine sorunların büyüyeceğine ina-
nıyoruz” diye konuştu. Babacan,
“Bölgenin içinde olanların, durumu
derinlemesine algılayanların duru-
şu bize çok yakın. Uzaktan bakıldı-
ğında belki tablo farklı görülüyor-
dur. Bu konunun hukuki boyutu var
ama siyasi boyutu da var” dedi.
Sudan’dan Erdoğan’a
teşekkür
Sudan’õn Ankara Büyükelçisi İb-
rahim Matar Abdurrahim Muham-
med, Darfur’u ziyaret eden ilk Müs-
lüman ülke başbakanõ olan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür
ederek, BM Güvenlik Konseyi’nin ge-
çici üyesi olan Türkiye’nin Hartum yö-
netiminin görüşlerini burada dile geti-
receğine inandõklarõnõ söyledi.
BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üye-
si Çin, davanõn Darfur’daki barõş süre-
cinin zarar görmemesi için askõya alõn-
masõnõ istedi. Güney Afrika da kararõ
“esefle karşıladığını” duyurdu.
İran Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõ-
lan açõklamada da “Filistin, Lübnan, Af-
ganistan, Irak ve diğer yerlerde savaş
suçları işlenirken UCM’nin harekete
geçmediği” kaydedilerek “büyük güç-
lerin isteğiyle alınan karara uyulma-
ması” çağrõsõ yapõldõ.
ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clin-
ton kararõ destekleyerek El Beşir’in
önünde, suçsuzluğunu mahkeme önün-
de savunma şansõ olduğunu savundu.
Avrupa Birliği’nden yapõlan açõkla-
mada da Sudan yönetimine UCM ile
işbirliği çağrõsõ yapõldõ.
DIŞİŞLERİ BAKANI BABACAN
‘Rasmussen’den
haberim yok’
ÇİMEN TURUNÇ
BATURALP
BRÜKSEL - NATO dõşiş-
leri bakanlarõ toplantõsõ için
Brüksel’de bulunan Dõşişleri
Bakanõ Ali Babacan, Dani-
marka Başbakanõ Anders
Fogh Rasmussen’in NATO
Genel Sekreterliği’ne aday
olmasõ ile ilgili bir bilginin
kendisine ulaşmadõğõnõ söy-
ledi. Diğer olasõ adaylarla il-
gili duyumlar aldõğõnõ, ama
Rasmussen’le ilgili bir bilgi-
si olmadõğõnõ belirten Baba-
can, “Bu konuda bir şeyler
söylemek için adaylığın net-
leşmesi gerekir” dedi. Ba-
bacan, 31 Temmuz’da görevi
devredecek olan NATO Ge-
nel Sekreteri Jaap de Hoop
Scheffer’in yerine geçecek
ismin “bütün üye ülkelerin
güvendiği, NATO’nun,
çevresi ile ilişkileri açı-
sından dengeli bir viz-
yona sahip bir isim” ol-
masõ gerektiğini söyledi.
Genel Sekreter’in bütün
üye ülkelerin onaylamasõ
gerekiyor.
Rasmussen, Hz. Mu-
hammed karikatürlerinin
ardõndan Türkiye’nin de
içinde bulunduğu 11 ül-
kenin büyükelçilerinden
gelen mektuba “Dani-
marka hükümeti basına
müdahale edemez, şikâ-
yetçi taraf yargıya baş-
vurabilir” yanõtõ vermiş-
ti. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn 2005 yõ-
lõnda Kophenhag’da ka-
tõldõğõ bir toplantõ sõra-
sõnda Roj TV’nin salon-
dan çõkarõlmamasõ üzeri-
ne Erdoğan’õn salonu terk
etmesi, Türkiye’nin AB
üyeliğine soğuk bakan
Rasmussen’in başbakan-
lõğõ dönemine rastlõyor.
NATO toplantõsõ için
Brüksel’de bir araya gelen
26 üye ülkenin dõşişleri ba-
kanlarõ, Gürcistan krizinden
sonra askõya alõnan NATO-
Rusya ilişkilerinin normale
döndürülmesinde uzlaştõ. Ba-
bacan, “Rusya’nın Batı ile
ilişkilerinde ne zaman ger-
ginlik arttıysa o zaman iki
taraf da kaybetmiştir” dedi.
Öte yandan, Dõşişleri Bakanõ
Ali Babacan, İsrail Dõşişle-
ri Bakanõ Tzipi Livni’yle
NATO dõşişleri bakanlarõ
gayri resmi toplantõsõ sõra-
sõnda ikili bir görüşme yaptõ.
Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü
Burak Özügergin, görüşmede
ikili ilişkiler ve bölgesel ko-
nularõn ele alõndõğõnõ söyledi.
Görüşmede iki ülke arasõn-
daki ilişkilerin stratejik ma-
hiyeti teyit edilerek,temasla-
rõn devamõ hususunda muta-
bakat sağlandõ.
Irak’ta başkent Bağdat’tan bir
dönem direnişin en yoğun olduğu
kentlerden Samarra’ya giden
tren, geçen hafta seferlerine başladı. Çok sayıda kadın ve çocuğun da yolcular arasında
yer aldığı ilk seferlerde, yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı, yolcularınsa oldukça rahat
olduğu gözlendi. Iraklılar trende televizyon seyrederek yolculuğun keyfini çıkardı. (AFP)
Davosiçinsessizdiplomasi
Dış Haberler Servisi - Tür-
kiye ile İsrail’in, İsrail’in Gaz-
ze saldõrõsõ ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn Davos’ta-
ki konuşmasõnõn ardõndan ara-
larõnda çõkan krizi sona erdir-
mek amacõyla sessiz ama yoğun
görüşmeler yaptõğõ bildirildi.
İsrail’de yayõmlanan Haa-
retz gazetesi, İsrailli üst
düzey bir kaynağa daya-
narak verdiği haberde,
Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün İsrail Cum-
hurbaşkanõ Şimon Peres’e
gönderdiği ve gelecek ay-
larda İsrail’i ziyaret etme
arzusunu ifade ettiği mek-
tuptan sonra, iki ülkeden
yetkililerin ilişkilerin ye-
niden normal düzeye çõ-
karõlmasõ amacõyla mesaj
alõşverişinde bulunduğunu yaz-
dõ. İsrailli yetkili, Türkiye Baş-
bakanlõğõ’na ve Genelkurmay
Başkanlõğõ’na İsrail Kara Kuv-
vetleri Komutanõ General Avi
Mizrahi’nin Erdoğan’õ eleştiren
sözlerinden dolayõ uyarõldõğõ
belirtilen ve iki ülke arasõndaki
stratejik ilişkiye dikkat çeken
mektuplarõn gönderilmesinin
ardõndan, olumlu mesajlarõn
arttõğõna dikkat çekti. Türki-
ye’nin mektuplarõ aldõktan son-
ra, İsrail’e, artõk konuyu “ka-
pandı” gözüyle gördüğünü ifa-
de ettiği de kaydedildi.
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı
ablukanın Filistinliler üzerindeki
etkileri bir filme konu oldu.
“Yasak Bölge” animasyon ve
gerçek sahnelerin birlikte yer
aldığı bir yapım. Filmde mavi bir
kuşun peşinden giden ve büyük
eller tarafından yolu kesilen bir
çocuğun maceraları anlatılıyor.
Haaretz: Türkiye ile İsrail yoğun görüşmeler yapõyor
ağdat-Samarra seferleri
Tutuklama kararõna
Avrupa ve ABD’den
destek, Afrika ve Arap
ülkeleriyle Türkiye ve
Çin’den tepki geldi.
Hartum’daki gösteride
meydan okuyan El Beşir
ise “Sömürgecilik önünde
diz çökmeyi reddettik,
bunun için Sudan hedefte”
diye konuştu.
El Beşir, Hartum’daki gösteride destekçileriyle karşılıklı dans etti. (AP)
ABD’den İran’a
sürpriz davet
BRÜKSEL (AA) -
ABD’nin, 31 Mart’ta ya-
põlmasõ planlanan uluslar-
arasõ Afganistan konferan-
sõna İran’õ da davet edece-
ği bildirildi. NATO dõşiş-
leri bakanlarõ gayri resmi
toplantõsõ için Brüksel’de
bulunan Fransa Dõşişleri
Bakanõ Bernard Kouch-
ner, “Bu kez İran’ın da
orada olmasını umuyo-
rum” dedi. Üst düzey bir
ABD yetkilisi de konfe-
ransa, “İran da davet
edilecek” dedi. Fransa da-
ha önce de İran’õ Afganis-
tan konulu bir konferansa
davet etmiş ancak İran ka-
tõlmayõ kabul etmemişti.
Yasak bölge: Gazze(AP)
Clintonbama!
İran Kapısı Aralanacak mı?
Bayan Clinton’un Ankara görüş-
melerinde önemli bir gündemi
de İran ile ilişkiler oluşturacak.
Obama’nın, Rusya’ya “İran’ın nük-
leer silah yapımını önlemesi” karşılı-
ğında “Avrupa’nın doğusuna füze kal-
kanı yerleştirmekten vazgeçeceği”
önerisine ilişkin pazarlıkla bağlantılı Ka-
radeniz-Montrö konusunun yanı sıra,
Ankara-Tahran komşuluğu da Clin-
ton’un Türk yetkililerle görüşmele-
rinde başı çekecek ikinci konu olacak.
Clinton’un Büyükelçi Dennis
Ross’u Irak-Afganistan’la birlikte İran
Özel Temsilciliği’ne ataması, hatta
Ross’un Tahran’a gidebileceği ha-
berlerinin yayımlanması ilginç geliş-
meleri gündeme getirebilir. Erdo-
ğan’ın, İran’ın ABD ile aracılık yapıl-
ması istemi de masada yer alacaktır.
Clinton’la görüşmesinden hemen
sonra “konumdaşı (mevkidaşı-mes-
lektaşı)” Babacan Tahran’a uçacak.
Ardından da Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül, Tahran’daki “Ekonomik
İşbirliği Örgütü (EİÖ)” toplantısı için
10 Ocak’ta İran’a gidecek. İki hafta
sonra da İran Cumhurbaşkanı Mah-
mut Ahmedinejad İstanbul’a “Dün-
ya Su Forumu Toplantısı”na geldi-
ğinde Gül ile yeniden görüşecek. Bu
toplantıya Bayan Clinton’un da ka-
tılması olası! Bu görüşmelerde Gül’ün
dış siyasa danışmanı ve yakın za-
mana değin Tahran Büyükelçisi olan
Gürcan Türkoğlu’na da önemli gö-
revler düşecek demektir.
Clinton’un 3. dosyası ise İsrail’den
getireceği Filistin sorunu olacak. Gaz-
ze’nin bombalanmasından sonra ko-
pan İsrail-Suriye arasındaki Türki-
ye’nin “kolaylaştırıcılık” görevine ye-
niden başlaması, hatta Vaşington’un
Şam’a bir özel temsilci göndermesi de
görüşmelerde değerlendirilecektir.
Bir başka gündem maddesi ise
Irak’tan asker çeken Obama’nın Af-
ganistan’daki 36 bin askerine ek
olarak, 17 bin asker sevk kararı, NA-
TO şemsiyesi altında Türkiye’nin de
katılımı ile bu ülkede süregelen ha-
rekât da görüşülecektir. Ancak, An-
kara’nın Afganistan’ın “Obama’nın Vi-
etnam’ı olmaması ya da Irak’ı gibi bir
hezimet yaratmaması” konusunda ih-
tiyatlı olduğu anlaşılıyor.
Tabii bir de Kıbrıs konusu var! Bu
konu daha nice ABD Dışişleri Baka-
nı eskitir... Onun için bu konuya de-
ğinmeyeceğim!
İkili Kültür Anlaşması Önerisi!
Büyükelçi Jeffrey, Türk işa-
damlarına yaptığı konuşma-
da, “Türkiye’de fikri mülkiyet hakları
konusunda sorun yaşandığını” söy-
ledi. ABD, yaklaşık 20 yıldır, Türki-
ye’de “fikri mülkiyet haklarının ko-
runması” konusunda yasal önlem-
ler alınmasını istiyor. Anlaşılan bu
konu Bayan Clinton’un gündemin-
de de yer alacak.
Bizim büyükelçiye bir önerimiz var!
Kendisinin de çok iyi bildiği gibi, ABD
yaklaşık 20 yıl önce, Türkiye’nin ta-
rihsel mirasının korunması konusun-
da Ankara’ya olumlu bir
öneri yapmış, her neden-
se beceriksiz Kültür Ba-
kanlığı bu öneriyi sonuç-
landıramamıştı.
Eşi ile 10 yıl önce Tür-
kiye’ye geldiğinde Ba-
yan Clinton, Antalya As-
pendos Tiyatrosu’ndaki
konuşmasını tümüyle ta-
rihsel, kültürel, dinsel
mirasın korunmasına
ayırmıştı. Deriz ki ko-
nuk bakan, bu konuyu
yeniden gündeme taşıyıp Kültür Ba-
kanlığı’nı utandırsın!
Öneriyi kısaca anımsayalım! ABD,
bir pazar ülkesi olarak, UNES-
CO’nun tarihsel mirasın yasadışı ti-
caretinin önlenmesi sözleşmesine
ancak 1983’te Güney Amerika ül-
kelerinin baskısı sonucunda imza
koydu. Bu ülkeler, ABD’nin üzerle-
rindeki “uyuşturucu kaçakçılığının
önlenmesi baskısına” karşılık, “sen
de tarihsel mirasın ülkenize yasadı-
şı girişini, kaçakçılığını önle” biçi-
minde tepki gösteriyorlardı.
ABD, UNESCO Sözleşmesi’ni
Kongre’den “Cultural Property Act
(Kültürel Varlıklar Yasası)” ile geçi-
rerek, bu ülkelerle eski eser ka-
çakçılığının önlenmesi için ikili an-
laşmaların imzalanması yolunu aç-
tı. Bu yasadan İtalya ve Güney
Kıbrıs da yararlandı.
Öteki ülkeler, ikili anlaşma imzala-
mak için yırtınırken Vaşington, Anka-
ra’ya “gelin sizinle de bu ikili anlaşmayı
imzalayalım” önerisini yaptı. Yasa
şöyle işleyecekti. Türk
yasaları, eski eserlerin
dışsatımına izin vermi-
yor. Eğer Türkiye çıkış-
lı bir eski eser, ABD’nin
herhangi bir gümrük ka-
pısına gelirse, gümrük-
çü o eseri ABD’ye sok-
mak isteyen kişiye şöy-
le diyecekti: “Bu esere
bir aylığına el koyu-
yorum. Git Türk hü-
kümetinden bana
bunun yasal çıktığı-
na ilişkin köken belgesi getir.” O kişi
böyle bir belge getiremeyeceği için, o
eser ya da eserler en yakın Türk
konsolosluğuna teslim edilecekti.
Türk Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın
imzalanması konusunda yırtındı. An-
cak, konunun gerçek sahibi Kültür
Bakanlığı o günden bu yana parma-
ğını bile kıpırdatmadı. 20 yıl boyun-
ca bu bakanlığın koltuğunda oturan
bakanlar için yüzkarası olan bu öne-
riyi Clinton mutlaka tazelemelidir!
Clinton, Aspendos Tiyatro-
su’nda konuşma yapmıştı.
BB