28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Her Gün Bayram Olsa... Sevgili, Bir Kurban Bayramı’nı daha yaşıyoruz. Ne mutlu.. Herkese kutlu olsun! Düşünüyorum, bu benim 70. kurban bayramım; tabii ilk beşini bir yana koyup, hayal meyal de olsa algılayabildiklerime bakarsak, 65’incisi demek daha doğru olacak. Uzun bir ömre şimdiden ulaşmış olan annem ise, hepsi hepsi 90 kurban bayramı yaşamış. Kısacası insan yaşamı o kadar kısa ki... Doksanına kadar yaşayan birinin toplam ömrü, 35 bin günü bile bulmuyor. Ama o kadar meyus olmayalım.. hayat yaşadığımız sürece sonsuzdur ve ölümden sonra da, zaman yoktur ki, son da olsun... Bayramlar, ister dini olsunlar, ister ulusal.. toplumun çimentolarıdır. Modern ulus devlet görüşünün kurucularından olan Ernest Renan, (tarih ve ulus devlet konusuna bugünlerde değineceğim) ulusun; geçmişin acı ve tatlı birikimlerinden oluştuğunu, bayramların da, ulusal acıların da, toplumsal birleştiricilik işlevi yüklendiğini söyler. Kendi yaşamımda, bunu ilk kez çocukluğumda gittiğim bayram namazlarında ve bayramlaşmalarda gözledim. Ardından ilk günden başlayarak artık aramızda olmayan büyüklerimize, yakınlarımıza saygı için kabir ziyaretleri, yaş ve saygınlık sırasıyla gidilen yerler.. el öpmeye, bayramlaşmaya gelenler... Yaşamda her şey ile birlikte bayramlar da değişiyor. Bu gelişme karşısında “Aahh nerede o eski bayramlar” diye hayıflanıp geçmişe gömülmenin anlamı yok. Eski bayramların daha güzel olduğu da bir tevatürdür. Ancak bugünü yaşayamayanlar, yarından korkanlar, eski bayramlara sığınırlar. Bunu söylemek, bugünden çok memnun, yarından çok umutlu olduğumuz anlamını taşımaz. Ama onları düzeltmek, geçmişe kaçmakla olmaz.. onları değiştirmeye uğraşmak gerek. Benim çocukluğum çok bayramlı bir kentte geçti. Bununla, Roma’nın son demlerinde olduğu gibi, bayram günü sayısının çokluğunu kastetmiyorum. Ama benim kentimde, bir zamanlar hepsi bir arada değil, yan yana kutlanan bayramlar vardı. Müslümanların dışında, Museviler, Katolikler, Ortodoksların ayrı ayrı bayramları olurdu; daha çok dini nedenden kaynaklanan bayram çeşitliliği toplumsal dokuyu bozmaz, tarihin süzgecinden geçmiş bu kentte, her grup öbürünün bayramına saygıyla, sevgiyle yaklaşırdı... Bayram çeşitliliği artık teoride kaldı; azınlıklar, o kavramı bile karşılayamayacak, bir cemaati yaşatamayacak kadar azaldılar. Doğrusu bu yıl bayram tam, toplumsal çatlakların baş göstermeye başladığı bir anda, zamanında geldi. Türkiye Cumhuriyeti Halil İnalcık’ın da söylediği gibi, tarihinin en büyük ve altından kalkılması en güç sorunuyla karşı karşıya şu anda... Yine Sayın İnalcık’ın belirttiği gibi, ulus devlet olan Cumhuriyet’te bu sorunu Osmanlı’nın yöntemleriyle aşmak mümkün değil. Şimdi artık daha büyük bir cesaret, daha yaratıcı bir düşünce gücü ve daha dikkatli bir davranış gerek. Ayrılıklara kötü gözle bakmadan, onlara saygı gösterildiğinde bir arada yaşayabileceğimizi söylemek mümkündür. Bunun için karşılıklı olarak dikkatli davranmak gerekir. Bugün PKK’yi kınarken, etnik ayrım doğuracak aşırılıklara varmak, sonunda PKK’nin varmak istediği sonucu yaratacaktır. Bunu görmemiz gerek. “Burası bizim” zihniyeti, karşı tarafta “O zaman burası da bizim” tepkisini doğuracaktır ki, bu durum, her iki tarafı da büyültmeyecek.. tam tersine küçültecektir. Bütün bu sakıncaları önlemenin yolu, her şeyden önce, her gün bayramdaki hoşgörüyü ve kardeşlik duygusunu sürdürerek konuya yaklaşmakla mümkün olabilir. Evet, keşke her gün, sevincimizin, hoşgörümüzün, kardeşliğimizin bayramı olsa... asirmen@cumhuriyet.com.tr ‘Herkes dinlenme korkusu yaşıyor’ İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyürek, AKP’nin Türkiye’yi bir korku imparatorluğuna çevirdiğini belirtti. CHP’nin Şişhane’deki İstanbul İl Başkanlõ- ğõ’nda yapõlan bayramlaşmada konuşan Özyü- rek herkesin “telefonum dinleniyor” korkusu yaşadõğõnõ belirterek “70-80-100 bin insanın telefonunun dinlendiğini utanmadan söyle- yebiliyorlar. Bir mahkeme kararı olmadan ve suçlu olmadıkları açık olan insanların telefonlarının dinlenmesi ve medyaya servis yapılması utanılacak bir durumdur” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu ile gazetemiz muhabiri İlhan Taşcõ’nõn yaptõğõ telefon konuşmasõnõn yasadõşõ olarak dinlendi- ğini anõmsatan Özyürek sözlerini şöyle sür- dürdü: “O savcılar, Ergenekon savcıları da diyorlar ki muhabirler, Kemal kılıçdaroğlu arkadaşımıza ‘Bombalarõ patlatõyorsunuz’ demiş. O yolsuzluk bombalarını kastetmiş, ama savcıların aklına başka bombalar gel- miş. Toplumu böylesine bir korku içine yö- neltmek utanılacak bir iştir. Biz bununla sonuna kadar mücadele ederiz.” CHP’Lİ MUSTAFA ÖZYÜREK CHP lideri Deniz Baykal parti genel merkezindeki bayramlaşma sõrasõnda gelişmeleri değerlendirdi: ‘Türkiyeiddianameyorgunu’ tim” meselesi olduğunu ifade eden Baykal, sorunun bir eğitim meselesi olmaktan çõkarõlõp “siyasi ayrıştırma nedeni” haline geti- rildiğini ifade etti. Baykal, “Baş- bakan konuyu siyasi ideolojik nedenlerle ele alıyor” diye ko- nuştu. ‘Bunda garabet yok mu?’ Ortaöğretimde mesleki eğitimi tercih edenlerin yükseköğretim aşamasõnda da bu alana yönlen- dirilmesinin doğru olduğunu ifa- de eden Baykal, “Mağduriyete karşı mücadele ederiz, demiş Başbakan. Sen mağduriyetleri yaratıyorsun. İzlediğin politi- kayla mağduriyetler oluşturu- yor, sonra da ‘mağduriyetleri önleyeceğiz’ diye yeni yeni mağ- duriyetler yaratıyorsun” dedi. Baykal, bir gazetecinin “Kafes ey- lem planı”na ilişkin sorusu üze- rine Türkiye’nin aylardõr, yõllardõr, iddianameleri konuştuğuna işa- ret ederek “Bunda bir garabet yok mu? Hukuk konuşsak, net- leşmiş bir yargı kararını ko- nuşsak... Türkiye iddianamele- rin peşinden koşa koşa yorgun düştü” dedi. Gündemin ortaya atõlan iddia- larla meşgul edildiğini ancak hiç- birinin kesin sonuçlarõnõn ortaya konmadõğõnõ, sonuçsuz kalan id- dialarõ da kimsenin sorgulamadõ- ğõnõ kaydeden Baykal, “İddia- namelerle demokrasi mücadelesi olmayacağını” ifade etti. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fa- kültesi’ne en düşük oyu alan ismin dekan olarak atanmasõnõ da eleş- tiren Baykal, “Türkiye’de de- mokrasi duyarlılığını en yukarı düzeyde sahiplenmesi, temsil etmesi gereken mercilerin, ma- kamların, başta Cumhurbaş- kanlığı olmak üzere, toplumun bazı kesimlerini, demokratik yöntemlerle kendilerini kanıt- ladıkları halde, yok saymayı iç- lerine sindirebilmiş olmaları çok acı bir manzara” dedi. Bülent Arõnç, Sağlõk Bakanõ’ndan yana olduğunu açõkladõ Espriyle gelen ayrışma itirafı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ ve Devlet Bakanõ Bülent Arınç’õn AKP’deki bayramlaş- ma programõndaki esprili sözleri parti- deki domuz gribi aşõsõ ayrõşmasõnõ or- taya koydu. AKP Genel Merkezi’nde partililerle bayramlaşma törenine katõlan Arõnç, Sağlõk Bakanõ ile bakanlõk yetkilileri- nin sõk sõk yineledikleri bir uyarõ oldu- ğunu anõmsatarak, esprili bir dille, “Di- yorlar ki, bayramlaşmalarda lütfen el sıkışmayın, hele hele hiç öpüşme- yin. Yani toptan böyle bulunduğu- muz yerden hepinizin bayramını tek- rar tekrar tebrik etsek, sonra bir de size böyle bir el sallasak yeterli ola- cak mı? Salih bey (AKP Genel Baş- kan Yardımcısı Salih Kapusuz) ‘ol- maz’ diyor. Çünkü o Başbakan’dan yana, ben Sağlık Bakanı’ndan yana- yım” dedi. Arõnç, alkõşlarõn ardõndan konuşma- sõna şöyle devam etti: “Ben işin ehline müracaat ederim. Yani bir şey yapı- lacaksa o işi kim iyi biliyorsa ona so- rarım. Hele doktorların önünde bir şey ifade etmem mümkün değil. Bü- yük Atatürk bile ne demiş, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ demiş. Biz de hekimlerimizin tavsiyelerine uy- mak mecburiyetindeyiz.” Önce gazetecilerle daha sonra da partililerle bayramlaşan Baykal, ülke gündeminin ortaya atõlan iddialarla meşgul edildiğini, ancak hiçbirinin kesin sonuçlarõnõn ortaya konmadõğõnõ söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Türkiye’nin aylardõr, yõl- lardõr, iddianameleri konuştuğunu ama ortada hâlâ kesin bir yargõ ka- rarõ olmadõğõnõ belirterek “Bunda bir garabet yok mu? Türkiye id- dianamelerin peşinden koşa ko- şa yorgun düştü” dedi. Baykal dün parti genel merke- zinde önce gazetecilerle, daha sonra da partililerle bayramlaştõ. Baykal, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ da yanõtladõ. Bir gazetecinin, “Bayram dolayısıy- la çok sayıda kişiyle el sıkışa- caksınız, domuz gribinden kork- muyor musunuz?” sorusu üzeri- ne Baykal, bunun bir sağlõk soru- nu olduğunu, siyasetçilerin aşõ konusundaki kararlarõnõn sorul- masõnõ doğru bulmadõğõnõ ifade et- ti. Kendisinin de buna özen gös- terdiğini söyleyen Baykal, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn da kişisel kararõ olarak aşõ yaptõr- mayabileceğini, ancak “davra- nış modeli teklif eder” gibi bir yaklaşõmla öne çõkmasõnõn son derece yanlõş ve “sorumsuzluk” örneği olduğunu belirtti. Baykal, “Sağlık Bakanı çırpı- nıyor aşı kampanyasını işlete- bilmek için. Sağlık Bakanı aşının gerekliliği konusunda herkesi ikna etmeye çalışıyor ama ben- ce herkesi ikna etmeye değil, Başbakan’ı ikna etmeye ihtiya- cı var. Başbakan, Sağlık Baka- nı’nı bu kampanyayı yürüttüğü için neredeyse suçluyor, eleşti- riyor. Başbakan her konuya ideolojik suçlaması yapma alış- kanlığı içinde. Açıkça gözüküyor ki Başbakan’ın aşı konusunda- ki tutumu da ideolojik. Sağlık so- runu için ideolojik bir tavır ger- çekten çok yadırgatıcı” dedi. Baykal, Danõştay’õn katsayõ ka- rarõnõ Erdoğan’õn “ideolojik” ola- rak nitelendirdiğinin anõmsatõl- masõ üzerine de Danõştay kararõnõn ötesinde “katsayı uygulaması kararının tümüyle ideolojik” olduğunu ifade etti. Bu konunun bir “teknik eğitim, mesleki eği- Ziyarette CHP-AKP tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kurban Bayramõ nede- niyle dün siyasi partiler arasõnda bayramlaşma ziyaretleri gerçek- leştirildi. AKP’lilerin CHP’yi ziyareti sõrasõnda Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn sözleri nedeniyle tartõşma çõktõ. CHP’de bayram ziyaretine ge- lenleri Genel Başkan Yardõmcõ- sõ Cevdet Selvi, Parti Meclisi üyeleri Nesrin Baytok ve Sinan Yerlikaya karşõladõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Reha De- nemeç başkanlõğõndaki heyetin CHP’yi ziyareti sõrasõnda Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn önceki gün yaptõğõ açõk- lamalar gündeme geldi. Erdo- ğan’õn bayram namazõ çõkõşõnda yaptõğõ açõklamalara değinen Selvi, “Başbakan, bayramın birinci gününde muhalefete hak etmediği kadar sert eleşti- riler yapmış. Bu beni çok üz- dü” dedi. İktidar olanlarõn, huzurun ka- lõcõ olmasõ için çalõşmasõ gerek- tiğini anlatan Selvi, AKP’nin bunun aksi bir tavõr sergilediği- ni dile getirdi. Selvi’nin sözleri üzerine tansiyonun yükseltilme- mesi gerektiğini belirten AKP’li Denemeç, “Bu her iki taraf için de geçerlidir. İki tarafın da bilinçli hareket etmesi gere- kir” dedi. Ancak AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi Zeynep Karahan Uslu ise söz alarak, bayram ziyaretinde ev sahiplerinin sözlerine “Er- doğan’ın sözlerindeki üslubu eleştirerek başlamasını kişisel olarak doğru bulmadığını” söy- ledi. Uslu, yaklaşõmõn “bayram konseptiyle uyuşmadığını” sa- vundu. Bunun üzerine Selvi iyi dileklere katõldõğõnõ ancak ken- disini üzen bir konuda eleştiri yapmasõnõn ve görüşlerini ak- tarmasõnõn da en doğal hakkõ olduğunu bildirdi. BAYRAMLAŞMALAR DP Genel Başkanı Hüsamettin Cin- doruk, Anavatan Partisi ile birleşme sonrası DP Genel Merkezi olarak kul- lanılan Turgut Özal Kampusu’nda partililerle bayramlaştı. Manisa’da düzenledikleri mitinge halkın yoğun il- gi gösterdiğini ve ilginin artarak devam ettiğini belirten Cindoruk, partililer- den bayramlaşma coşkusunu gittikleri yerlere de taşımalarını istedi. Partili- lerin, “Başbakan Cindoruk” sloganları üzerine Cindoruk, “Önce bir iktidara gelelim, başbakan buluruz merak et- meyin” dedi. (Fotoğraf: AA) DSP GenelBaşkanõTürker: Bizibölmeyeçalõşõyorlar ‘Güvercinin sahibi biziz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanõ Masum Türker, “DSP’nin bölünmeye çalışıldığını” belirterek, “Bu güvercinin sahibi biziz. Güvercin, 24 yıldır her yere yayılarak pekiştirilmiş bir markadır” dedi. Türker, DSP Genel Merkezi’nde, partililerle bayramlaştõ. Partililerin bayramõnõ kutlayan Türker, iktidar yo- lunda yürümeye devam edeceklerini söyledi. Yüksek yargõ görevlilerinin dinlenmelerine yönelik eleştirilerde bulunan Türker, “Danıştay’ın, YÖK’ün, üniversiteye girişte katsa- yı farkını kaldıran kararının yü- rütmesini durdurmasına ilişkin ka- rarının” toplumu ikiye böldüğünü di- le getirdi. Türker, bir partilinin, “Bu iki güvercin ne oluyor?” sorusuna şu yanõtõ verdi: “Güvercinin sahibi biziz. Güvercin, 24 yıldır her yere yayıla- rak pekiştirilmiş bir markadır. Bu marka, demokratik solcuların mar- kasıdır. Şu anda bir arkadaşımızın liderliğinde bir siyasi parti kurulu- yor, bizim eski arkadaşlarımızdan da yararlanıyorlar. 10 yıldır ben parti- nin yönetiminde, sizin verdiğiniz güçle Ecevit’in söylemini geliştir- meye çalışan bir kişiyim. Biz, kendi yolumuza gideceğiz. Partinin bö- lünmeye takati yok. 2002’de Erge- nekon bizi vurdu, şimdi tekrar aynı Ergenekon bizi vurmaya çalışıyor.” Parti genel merkezinde gazetecilerle bayramlaşan Baykal gündeme ilişkin soruları yanıtladı. (AA) Bülent Arınç. ‘İktidara gelelim, başbakan buluruz’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear