26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Bugün, Hem Kendinize Hem Başkalarına... Bugün Pazar. Bugün bayramın üçüncü günü… Bugün, ilk iki günün yorgunluğunu çıkarma, telaşını dindirme, şöyle gönlünce rahat etme günü… Mecburiyetleri yerine getirmiş olmanın tadını çıkarma günü… “Eyvah tatil bitiyor” endişesini yaşamaya henüz vakit var günü… Bugün benim de size bir önerim var! Gününüzü değerlendirmek, ruhunuzu dinlendirmek, yüreğinizi ferahlatmak, yüzünüzü ve içinizi gülümsetmek istiyorsanız, evinizde kitaplarınızın durduğu yana yönelin… Belki bir ya da birkaç raf, belki bütün bir duvar, belki birkaç oda… Bakın okuduğunuz bütün o kitaplara… Görün onları… Kimine uzanın, kimini okşayın, kimini anımsayın, kimine sarılın, kimine iyi ki okudum seni deyin, kimine yeniden yeniden şaşın… Ben bunu okudum ama unutmuşum, hiç iz bırakmamış… Ah ne çok sevdimdi bu kitabı… O benim ilk göz ağrım… Bu, her daim sevgilim… Şu, vazgeçemediğim… Ne çok öğrenmiştim şundan… Ne dünyalar tanımıştım bununla… Hele bu, ne çılgın bir serüvendi! Sindirin içinize o okuduğunuz kitapları yeniden ve yeniden… Sonra… Sonra… (İşte işin zor tarafı başlıyor…) Sonra bir an için durun ve kitap okumak istedikleri halde, kitapsız kalanları, kitaba ulaşamayanları düşünün… Hayır fazla da düşünmeyin! Bilirim insanın kitaplarından ayrılması zordur. Ama paylaşmak zorunluluğunuz var! İstemediğiniz kitapları değil, başkalarının da mutlak okuması gerektiğine inandığınız kitapları ayırın bir yana… Sonrası kolay. Bir koli bulup yerleştirin içine ve ülkenin dört bir yanında kitap açlığı çekenlere yollayın! Haydi işbaşına! İşte son günlerde yoğunlaşan kitap istekleri: Muğla, Milas’a bağlı Ovakışlacık İlköğretim Okulu. Tel: 0 252 5490333 Okul Müdürü Ercan Altay (0 505 280 36 67). Özellikle ansiklopedi, atlas, tarih dergileri, haritalar, sözlükler, kaynak kitaplar, araştırma kitaplarına ihtiyaç var. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökhan’ın girişimiyle açılan toplumsal bir merkez olarak çalışacak Gülşilav Kadın Evi’nin bir de kütüphanesi oluşturuluyor. Özellikle kadın hakları, kadın sorunlarıyla, toplumsal cinsiyetle ilgili kitaplar, ama bunun yanı sıra hem araştırma, hem de roman, deneme, şiir kitapları bekleniyor. Hem de Türkiye’nin her yanından, herkesin katkısı bekleniyor! Ali Dursun adını hatırlayanlar olacaktır. O, kitaplık kurma kurdu! Bir öğretmen! Gelibolu İlçe Halk Kütüphanesi’ni yoktan var etmişti. Şimdi emekli ama okuma ve okutma aşkı dinecek, durulacak gibi olmadığından, emeklilik yaşamını kurduğu “Anadolu kasabasında” bir kütüphane kurmak üzere yine kolları sıvamış. “Aydınlanma aracı kitaplara” ihtiyaç olduğunu belirtip katkılarınızı bekliyor (Ali Dursun, Karacaören Kasabası. Boztepe - Kırşehir. Tel: 0 544 355 01 42). Adapazarı Rotary kulübü, Adapazarı’nda kütüphanesi bulunmayan okullara kütüphane yaptırıyor. Gençlere yönelik her tür kitaba ihtiyaç var. Kulüp Başkanı Levent OBA ( D-100 Karayolu üzeri 268. Sokak. Erenler/ADAPAZARI Tel: 0 532 690 49 36). Kitapları ayırdınız mı? Kolilere yerleştirdiniz mi? Hâlâ verebileceğiniz kitaplarınız varsa, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği her an onları alıp Anadolu’nun dört bir yanına yollamaya hazır! Bunu biliyorsunuz herhalde… Sevgili okurlar, benimkisi sadece bir öneri… Bunu yapmazsanız herhangi bir ceza yok… Ama bir de yaparsanız… Eğer bu önerimi yerine getirirseniz, bilin ki, bundan sonra okuduğunuz kitaplardan çok daha fazla tat alacaksınız! Bakın göreceksiniz! İnanın bana, bin kat daha çok tat alacaksınız! zeynep@zeyneporal.com faks: 0212 2570557 29 KASIM 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Halıcı Kız’dan ‘Susuz Yaz’a eski Türk filmleri afişleri Sergi 15 Aralõk’a kadar Airport Outlet Center’da görülebilir Kültür Servisi - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ Milli Kütüp- hane desteğiyle İstanbul Ata- köy’de bulunan Airport Outlet Center’da “Eski Türk Filmle- ri Afişleri” sergisi 15 Aralõk’a dek görülebilir. Sergide ilk ren- kli Türk filmi olan Muhsin Er- tuğrul imzalõ “Halıcı Kız” fil- minin afişide yer alõyor. Sergide 100’e yakõn filmin afişinin yanõ sõra koleksiyoner Adnan Mamati’ye ait film müzik plaklarõ ve koleksiyoner Bülent Yılmaz’a ait yüz yõllõk projeksiyon makineleri de bu- lunuyor. Sergilenen afişler ara- sõnda Türkan Şoray ve Kadir İnanır’õn başrollerini üstlen- diği “Selvi Boylum Al Yaz- malım”, Kemal Sunal’õn “Or- tadirek Şaban ve Salako” Fatma Girik’in büyük bir us- talõk ile oynadõğõ “Boş Beşik”, “Şoför Nebahat”, “Yılanların Öcü”, Hülya Koçyiğit’in “Su- suz Yaz”, Şener Şen’in oyun- culuğu ile göz doldurduğu “Züğürt Ağa”, “Arabesk” Ze- ki Alasya-Metin Akpınar’õn, “Aslan Bacanak” “Petrol Kralları”; Müjde Ar’õn “Şal- var Davası” “Teyzem”, “Fah- riye Abla”, Münir Özkul, Adile Naşit, Tarık Akan, Ha- lit Akçatepe, Oya Aydoğan’õn aynõ filmde rol aldõğõ “Neşeli Günler”, “Aile Şerefi”, “Ha- babam Sınıfı”, “Tosun Pa- şa”, “Mavi Boncuk”, “Köy- den İndim Şehre” gibi filmle- rin afişleri de sergileniyor. Homeros Ödülü, Kemal Özer anõsõna Kültür Servisi - Karşõyaka Belediyesi tarafõndan düzenlenen “2010 Homeros Edebiyat Ödülü” geçen haziran ayõnda yaşamõnõ yitiren şair Kemal Özer’in anõsõna verilecek. 2003 yõlõndan bu yana dil, inceleme ve şiir dalõnda verilen edebiyat ödülü için son başvuru tarihi 15 Ocak. 35 yaşõnõ geçmemiş tüm şairlere açõk olan yarõşmada, birinciye 1500, ikinciye bin, üçüncüye 500 TL verilecek. Ödül töreni, 21 Mart 2010’da “Dünya Şiir Günü” kutlama etkinliği sõrasõnda yapõlacak. Göç olgusundan esinlenilerek gerçekleştirilen sergi Ulusal Göç Tarihi Merkezi’ndeydi Altõn Kapõ’da üç Türk sanatçõZEYNEP AVCI PARİS - “Bana 19 bavul getir, her biri başka birinin benliğini saklayan. / Bana kaybolduğum bütün anları getir, merceklerden bakıp zamanın izini süreceğim. / Bana eski sandalyelerimi geri getir, her biriyle başka bir belleğe kavuşturacak olan. / Bana Rumî’nin şiirini getir, ‘Her gün bir yerden göçmek ne iyi; her gün bir yere konmak ne güzel’ diye başlayan, ‘Ne kadar söz varsa, düne ait; şimdi yeni şeyler söylemek lazõm’ diye biten.” Handan Börüteçene, Paris’in “Altın Kapı Sarayı”nõn (Palais de la Porte dorée) giriş katõndaki büyük salonda, altõn rengi bir bavulun önüne oturmuş bu dizeleri okurken çevresine serpiştirilmiş 19 bavul, iri mercekler, binanõn depolarõndan bulunup çõkarõlmõş Thonet sandalyeler, sandalyelerin arkalõğõna yerleştirilmiş Afrika maskõ desenli yastõkçõklar sanatçõnõn dizelerini üç boyutlu hale getiriyordu. 1931’de açõlan ve uzun süre sömürgeler müzesi olarak hizmet veren, 2007’de ise “Ulusal Göç Tarihi Merkezi”ne (La Cité nationale de l’histoire de l’immigration) dönüşen bu yapõ 13 Ekim’den bu yana Paris’teki Türk Mevsimi etkinliklerinden Elele Derneği’nin organize ettiği bir tanesine ev sahipliği yaptõ. Üç Türk sanatçõsõ, Nil Yalter, Ahmet Sel ve Handan Börüteçene göç olgusundan esinlenerek oluşturduklarõ yapõtlarõ burada sergilediler. Ahmet Sel’in fotoğraflarõ Fransa’nõn dört bir yanõndaki Türk ailelerinden anlar yakalamõştõ. Kimi endişeyle, kimi ürküntüyle, kimi sükûnetle, kimi de çekingen bir gülümsemeyle objektife bakan birçok Fransalõ Türk. Fotoğraflar her ne kadar Fransa’da çekilmiş olsa da bir bayrak, bir yazma, bir halõ ya da duvardaki bir resim ile memleket kalkõp gelmiş, o karelerin içinde yerini bulmuştu. Nil Yalter’in Nâzım Hikmet’e gönderme yaparak adlandõrdõğõ “Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor” çalõşmasõ, göçmen işçilerin 1970-1980’li yõllarõ arasõndaki hallerini anlatan tanõklõklar, belgeler, fotoğraf, video, resim ve multimedya teknolojilerini buluşturduğu bir kompozisyondu. Özgürce kurulan düşlerin hangi gerçeklerle çarpõştõğõnõ böylece anlatõyordu. Handan Börüteçene ise bu sergi için yaptõğõ çalõşma öncesinde 15 gün boyunca sabahtan o devasa salona gitmiş, akşama kadar oturmuş. Boşuna oturmadõğõ bu sürenin sonunda ortaya çõkmõş ve dört bir yandan sağlanan malzemeler bir ara getirilerek 19 Thonet sandalye, göçmen işçinin vazgeçilmez yoldaşõ 19 valiz ve bu hallere yakõndan bakmayõ öneren bir sürü iri mercek bir araya gelerek Börüteçene’nin sergisini ortaya çõkarmõş. Sandalyelerin arkalõklarõndaki yastõklar ise Quai Branly Müzesi’ndeki Afrika masklarõnõn görüntüleriyle süslenmiş. 25 yõldõr Paris’teki çalõşmalarõnõ sürdürürken hem Türk işçilerine destek olan hem de Türk kültürünü tanõtmak amacõyla değişik etkinlikler düzenleyen Elele Derneği Başkanõ Gaye Petek ise, sergi broşüründeki sunuş yazõsõnda üç sanatçõnõn yapõtlarõnõn göç olgusuna farklõ yönlerden dikkat çektiklerini ve böylece Elele’nin çalõşmalarõna da destek olduklarõnõ vurguluyordu. Kültür Servisi - Topkapõ Sarayõ Müzesi, 2 Aralõk - 5 Şubat tarihleri arasõnda İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ etkinlikleri kapsamõnda “On Bin Yıllık İran Medeniyeti” adlõ sergiye ev sahipliği yapõyor. Sergi aynõ zamanda 2009 yõlõnõn Türkiye - İran kültür anlaşmasõnõn 50. yõldönümü vesilesiyle kutlanan Türkiye - İran kültür yõlõnõn da bir yan etkinliği. Sergi aracõlõğõyla İran Medeniyeti’nin belli bir bütünsellik içerisinde algõlanmasõ sağlanacak, Türk ve İran medeniyetleri arasõndaki kültürel etkileşim gözler önüne serilecek. Sergi kapsamõnda Türkiye ve İran arasõndaki ilişkiler siyasi, ekonomik ve kültürel bağlamda incelenebilecek. Özellikle Türkiye’de İran medeniyetine ait daha önce sergilenmemiş olan koleksiyonlar bu sergi ile gün yüzüne çõkacak. Sergide Topkapõ Sarayõ Müzesi ve Tahran Milli Müzesi yanõ sõra, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Sadberk Hanõm Müzesi ve Askeri Müze’nin koleksiyonlarõndan da eserler yer alacak. 1931’de açõlan ve uzun süre sömürgeler müzesi olarak hizmet veren, 2007’de ise ‘Ulusal Göç Tarihi Merkezi’ne dönüşen Altõn Kapõ Sarayõ, 13 Ekim’den bu yana Paris’teki Türkiye Mevsimi etkinliklerinden birine ev sahipliği yaptõ. Elele Derneği’nin düzenlediği etkinlikte üç Türk sanatçõsõ, Nil Yalter, Ahmet Sel ve Handan Börüteçene göç olgusundan esinlenerek oluşturduklarõ yapõtlarõ burada sergilediler. 19 Thonet sandalye, Afrika maskı desen- li yastıkçıklar,göç- menlerin yoldaşı 19 valiz, bu hallere ya- kından bakmayı öne- ren iri mercekler bir araya gelerek Börü- teçene’nin sergisini ortaya çıkarmıştı. ‘On Bin Yıllık İran Medeniyeti’ SON 5 YILDAKİ GİŞE RAKAMLARI ARAŞTIRMASI Tercih yerli, gişe hasõlatõ yabancõ filmlere Kültür Servisi - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ son 5 yõlda sinemadaki gişe rakamlarõna dayanan istatistiki bir araştõrma yaptõ. Araştõrmaya göre son 5 yõlda, sinemaya giden 122 milyon 897 bin kişiden, 65 milyon 598 bin kişi yabancõ, 57 milyon 298 bin kişi ise yerli filmleri tercih ediyor. Film başõna düşen izleyici sayõsõnda ise yerli filmleri 381 bin 989 kişinin izlemesine karşõlõk, yabancõ filmleri 81 bin 590 kişinin izlediği gözlemleniyor. Yabancõ filmler, 2005-2006-2007- 2009 yõllarõnda seyirci ve hasõlatta yerli filmleri geçerken; bu yõllara göre daha çok yabancõ filmin vizyona girdiği 2008’de ise 21 milyon 736 bin 58 kişi yerli filmleri, 15 milyon 199 bin 722 kişi de yabancõ filmleri izledi. Son 5 yõlda, toplamda 150’si yerli 954 film vizyona girdi. Toplamda, yabancõ filmleri daha çok kişi izlemiş ve bu filmlerden daha çok hasõlat elde edilmiş olmasõna rağmen, film başõna düşen izleyici sayõsõnda ise daha çok yerli filmlerin tercih edildiği görülüyor. CMYB C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear