28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2009 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER “Sen niye bu kadar tembelsin evladım? Yapma evladım, biraz oku evladım. Öğren ondan sonra konuş evladım. Sen faşist de olamazsın evladım. Faşizmin ne olduğunu bilmezsin, sen kör kütük cahilsin evladım. Niye böyle yapıyorsun evladım? Niye böyle yapıp kendini el âleme rezil ediyorsun evladım?” Uğur Mumcu (14 Mayıs 1986) Yirmi üç yıl geçmiş aradan... O günlerde de varmış böyleleri!.. Daha azmış sayıları... Şimdi niye çoğalmışlar? Her iktidarcı, daha doğrusu iktidarın gazetelerinde onlarca yazar heveslisi nasıl yetişmiş? Demek o günlerin iktidarları yazar yetiştirmek hevesinde değilmiş! Başbakan’ın danışmanlarının kaçı gazetelerde köşe yazarı oldu? Ben birisini yazmıştım. Arada bir okuyorum yazdıklarını... Başbakan bu alanda çok başarılı. Her şeye eli yetiyor. Tam bir ağabey... Gazeteleri ele geçirmek, patron yaratmak yetmedi, köşelere de koyu destekçilerini yazar diye yerleştirdi... Bilerek yok ettiler Mumcu’yu!.. Bir bomba yetti, o usta, özgün, sağlam devrimci kalemi havaya uçurmaya! Kim yaptı kim etti arasan da bulamazsın, arayan da, bulan da olmadı ki!.. Düşünen, arayan, soran, suçlayan, gerçek peşinde yıllarını harcayan insanların soyu tükeniyor mu? Tüketiliyor mu? Tüketilsin mi isteniyor? Yüzlerce köşelerde hep aynı ses, Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkmak, Türk askerini kötülemek, ülkenin yolunu tersine çevirmek, dış güçlerin buyruğunda uydu yapmak. Düvel-i Muazzama denen Avrupa devletlerinin yüzyıldan beri sürdürdüğü, Türkü Avrupa’dan Orta Asya çöllerine kovmak çabasının günümüzde uygulanışını desteklemek... Bile bile mi? Yoksa Uğur Mumcu’nun o cahil evlatlarının özel çıkarlarını sağlamak doğrultusunda mı? “Para para para” demişti Napolyon. Her savaşı kazanma yolu bu! Her kişiliksiz, akılsız ama çıkarını doğrultmasını bilenlerin zaten bilgiye gereksinimi yok. Al kalemi, Ağabey’in isteği doğrultusunda bir şeyler karala olsun bitsin... “Sen faşist de olamazsın” demiş Uğur... Faşist olmak için de bilgi gerek, okumak, öğrenmek gerek... Zor işler bunlar. Bizde uygulanan da faşizm değil, kendimize özgü bir garip iş... Ne felsefecisi var, ne düşünürü... Siz yedi yıldan bu yana AKP büyüklerinin elinde işe yarar bir kitap gördünüz mü? Bir tiyatroya, bir operaya, bir konsere gittiklerini!.. Bilginin, görgünün, sanatın, kültürün izini taşıyan bir söz ettiklerini!.. Böyle şeyler gereksiz bir ülkeyi yönetmeye, bir ulusun yönünü, amacını, özlemini yaşatmaya öyle mi? “Biraz oku evladım, öğren ondan sonra konuş evladım. Sen kör kütük cahilsin evladım”. Boşuna mı yıllar önce böyle yazması sevgili Uğur Mumcu’nun... Bir de bugünküleri görseydi! PENCERE Bilimsel Düşünce?.. Ahmedinejad herkesin alıştığı tipte bir devlet başkanı değil; İran’da (ya da Anadolu’da) sokakta köşebaşında hemen karşınıza çıkacak türden gös- terişsiz bir halk çocuğu... Gazetelere yansıdığı kadarıyla yaşamı da al- çakgönüllüymüş... Ama, dünyaya meydan okuyor! “- Nükleer araştırmalarımız sürecek!..” Ve ekliyor: “- (Batı) Ortaçağ zihniyetine sahip!.. Bu ülkeler bilimsel alanda ilerlemeye hakkımız olmadığını söy- lüyorlar, bizimle uğraşıyorlar...” Ortada ilginç bir durum var.. İran, ortaçağa yakışır din devleti değil mi?.. Evet!.. Komşumuzun tüm kadınları kara çarşafa bü- rünmüş... Geçenlerde bir İran filmi seyrettim; sokak, meydan, caddelerde ilaç için bir tek başı açık ka- dın yok!.. İlkokul öğrencileri de örtünüyor, el ka- dar çocuklar tesettüre uyuyorlar, yürekler acısı bir manzara... İran’da bilimsel araştırma özgürlüğü var olabilir mi?.. Kiminin aklı karışabilir... Diyebilir ki: - Komşumuz nükleer teknoloji alanında ilerli- yor, Batı bu nedenle korkuyor!.. - Evet... - Uranyumu zenginleştirmek, nükleer silah üretmeye çalışmak bilim özgürlüğüne mi giriyor?.. - İşin püf noktası da bu ya!.. Ahmedinejad teknolojiyi bilim sanıyor ya da sa- yıyor... Molla rejimi İran coğrafyasında bir petrol ha- zinesi üzerine oturmuş, Ahmedinejad’ın fikri ve zikri bilim üretmek değil silah üretmek üzerine... Türkiye ise bu çatışma ortasında iki arada bir derede... Bir yanda emperyalizm.. Öte yanda dincilik.. 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde Milli Kurtuluş Sa- vaşımız emperyalizme, laik Cumhuriyetimiz din- ciliğe karşı zaferdi... İkisinin de tehlikesi, 21’inci yüzyılın ilk çeyre- ğinde Türkiye’nin gündemine yerleşti. Ortadoğu, emperyalizmle dinciliğin fink attığı bir keşmekeşin coğrafyasına dönüştü... Türkiye bu keşmekeşte yolunu bulabilmek için bilimsel düşünceye her zamankinden daha çok muhtaçtır... Ne demişti Gazi: “- Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” (19 Ocak 2006 tarihli yazısı) 1 950 yõlõnõn 29 Kasõm’õnda sisli bir şafak vak- ti... Amerikan 2’nci Tümeni’nin General Kei- ser’e bağlõ 3 Piyade Alayõ Changchon nehri bo- yunca sonsuz tepe ve vadilerde çarpõşarak güneye doğru çekilirken Türk motorize konvoyu da Kunu- ri’nin 30 mil güneyindeki Sunchon’dan kuzeye doğru ilerliyordu. Çekilmekte olan Amerikan bir- liklerinin tam aksi yönde düşmana doğru ilerleyen Türk tugayõna küçük bir koy olan Yanywon yakõn- larõnõn her iki tarafõnda bulunan dar boğazõn tepe- lerinden yoğun ateş açõldõ. Kuzeye giden bu konvoylar hedefine varamadõ, konvoylar infilak ederek yol dõ- şõna devrildiler. Ağõr saldõrõ altõndaki konvoyun bir kõsmõ yol dõşõna çõktõ. Diğerleri de yanarak duruyor, şoför mahallinden fõrlayan askerler yakõn mesafeden atõlan makineli tü- fek mermileriyle biçiliyorlardõ. Bazõlarõ yol kena- rõndaki hendeklerde öldüler, bir kõsmõ yakõndaki Ame- rikan 2. Tümeni’nin arka hatlarõna koşarak veya sü- rünerek ulaştõ. Arkası Sa. 8, Sü. 3’te Kunuri Savaşõ’nõn Yõldönümü Prof. Dr. Cengiz KUDAY EVET / HAYIR OKTAY AKBAL ‘Niye Böyle Yapıyorsun Evladım?’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear