Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Açılım Fiyaskosu
İzmir’de DTP’nin önceden organize meydan
okuyuş mitinginin ardından çıkan olaylar,
Başbakan’ın sözleri, ardından da Cemil Çiçek’in
açıklamaları AKP’nin ABD’nin talimatıyla ve
büyük umutlarla başlattığı Kürt açılımının ne
kadar büyük bir fiyasko olduğunu bir kez daha
serdi gözler önüne. Hemen belirtmek yararlı
olacak. Konunun soğukkanlılıkla, enine boyuna
konuşulup tartışılmasını, yeni politikalar
oluşturulmasını içeren bir Kürt açılımının zamanı
gelmişti ve doğru dürüst yönetildiği takdirde,
yararlı olacağı kesindi.
Bu yüzdendir ki, büyük çoğunluk böyle bir
açılıma destek verdi.
Gerçi verilen destek AKP’nin istediği türden
açık çek değildi.
Aklı başında hiç kimse, içeriği ve nasıl
yönetileceği, dolayısıyla da ne sonuç vereceği
belli olmayan bir açılıma açık çek veremezdi.
Bu konuda yirmi yıl önce yazılmış bir raporu
olan CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal da
bunlar arasındaydı. Zaman Baykal’ın haklı
olduğunu da gösterdi.
Açılımın sonucunun ne olduğu konusunda
salim bir karara varmak için önce şu soruya
yanıt vermek gerekir:
1- Açılım denen girişim, Türkiye’yi germiş
midir, yoksa yumuşatmış mıdır?
2- Açılımdan önce bir Türk - Kürt gerginliği var
mıydı, açılımdan sonra var oldu mu?
Diyarbakırspor’un lig macerasından, Silopi
zafer törenlerine ve İzmir’deki olaylara kadar
bütün olaylar, açılımın Türkiye’yi yumuşatmayıp
gerdiğini gösteriyor. Başka bir deyişle, bütün
yaşadığımız olaylar göz önünde
bulundurulduğunda, Kürt-Türk gerginliği yokken
ya da asgari düzeydeyken, açılımdan sonra
bunun tehlikeli bir biçimde arttığını görüyoruz.
Bütün bunlar, Tayyip Erdoğan’ın, ABD
“tavsiyesi!” ile başlattığı açılımın fiyaskoyla
sonuçlandığının kesin göstergeleridir.
Açılım neden başarısız olmuştur?
Sebepleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Bu girişim AKP’nin öz malı değil,
ısmarlamadır.
Irak’tan çekilme konumunda olan ABD
bölgede elverişli ortamın yaratılması için AKP’ye
açılım yönünde, en kibar deyimiyle, telkinde
bulunmuştur.
Gerçi açılımın ABD çıkarına olması illa bizim
de karşı olmamızı gerektirmez; elverişli
ortamdan yararlanarak iki ülkenin çıkarlarını bu
alanda hiç değilse bir süre için birleştirmek akıllı
bir tavırdır.
Ama bunun için açılım projesine Türkiye’nin
katkılarının da yerli malı olması gerekir.
2- AKP’nin de, lideri Erdoğan’ın da, Kürt
sorunu konusunda net bir görüşleri ve seçenekli
çözüm önerileri mevcut değildi. Bu konuda ana
muhalefet CHP’den örnek alabilirler, onların
daha önce yaptıkları çalışmalardan
yararlanabilirlerdi.
CHP de kamuoyu önünde kendi çalışmalarını
daha belirgin biçimde anımsatarak bu konuda
en hazırlıklı parti olduğunu, geçmiş raporlarına
sahip çıktığını söyleyebilirdi.
3 - Açılım, ABD telkininden öteye geçemedi ve
PKK ile sınırlı kaldı. Oysa sorun daha geniş ve
derindi. Ama belli ki, AKP hazırlıksız
yakalanmıştı.
4- Açılımda, Kürt-Türk ayrımı yapılmadan
bütün Türkiye’nin zaman zaman birbirleriyle
çelişir gibi görünen duyarlılıklarına çok dikkat
etmeli, bunları kışkırtmamaya azami özen
gösterilmeliydi. Gösterilmedi.
5- Nihayet bu açılımın mimarı olduklarını ileri
süren iç taşeronlar, kimlerle dans ettiklerini iyi
bilmeli, PKK ile DTP’nin duygu ve kafa yapılarını
iyi kavrayarak nasıl davranabileceklerini
hesaplayıp ona göre hareket edebilmeliydiler.
DTP lideri Ahmet Türk’ün İzmir olayları
üzerine, töre cinayeti ve kan davaları temelli
feodal kültüründen gelen kafa yapısının ürünü
olan çok çirkin tehditleri ve Silopi olayları
sırasındaki tavırları, açılıma soyunanların kimlerle
dans etmek zorunda olduğunu göstermiştir.
Herhalde, kendi kapatılması da gündeme sık
sık gelen bir partinin mensuplarının DTP’nin
aşırılıklarına karşı tek yanıtı kapatılma tehdidi
olmamalıydı.Ne yazık ki, ilgili tarafların çapları
yüzünden açılımdan yarar değil, zarar gelmiştir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Toplumsal barõş bozuluyor’
Baykal hükümetin terör örgütleriyle işbirliği yapmasõnõn sorunlarõ beraberinde getirdiğini söyledi
SEÇİL SOLMAZ
ANTALYA - CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal, “Eğer resmi
otoriteler şiddetle müzakereye
başlar, şiddetle silahla işbirliği-
ne başlar ise hayatın giderek ge-
nişleyen alanlarının şiddetin et-
kisine açılması kaçınılmaz hale
gelir. Eğer şiddet, hayatın çeşit-
li alanlarında etkili olmaya baş-
larsa, toplumsal barışı, kardeş-
liği korumak giderek güçleşir.
Kardeşliği tehdit eden şey te-
rördür” dedi.
Baykal, Antalya Büyükşehir Be-
lediyesi’nin bir dizi açõlõşõ için
Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz
Ateş ile birlikte memleketi Antal-
ya’yõ ziyaret etti. Baykal, burada
Büyükşehir Belediyesi’nce yaptõ-
rõlan Hurma Atõk Su Arõtma Tesi-
si Genişletme Projesi Ek Tesisi te-
mel atma törenine katõldõ.
‘Ağzımızın tadı bozuluyor’
Baykal, buradaki konuşmasõnda
Türkiye’nin rahatsõzlõk verici bir
dönemden geçtiğini söyledi. İsim
vermeden İzmir’de DTP konvo-
yunun taşlanmasõna değinen Bay-
kal, “Gerçekten canımız sıkılıyor.
Hiç tanık olmadığımız manza-
ralara tanık oluyoruz. Ağzımızın
tadı bozuluyor. Bunun haklı ne-
denleri olduğu açıktır. En kaygı
verici olanı da Türkiye’deki bu
tabloyu ortaya koyanların, bun-
da asla kendi sorumluluklarını
ortaya koyamamış olmalarıdır”
diye konuştu. Türkiye’de yaşayan
insanlarõn farklõ yönleri, etnik kim-
likleri olabileceğini, buna karşõn
herkesin aynõ milletin parçasõ ol-
duğunu söyleyen Baykal, “Ulusal
birlik ve dayanışma kaynaklı
kardeşliğimiz de hep buradan
besleniyor. Ne yazık ki şimdi bu
temeli dağıtmaya yönelik çabalar,
Türkiye’de iktidarların himaye-
sinde yürütülüyor” dedi.
Hükümetin son dönemdeki yan-
lõşlõklarõnõn Türkiye’yi sanki kardeş
kavgasõna sürükleniyormuş gibi
bir izlenimle karşõ karşõya bõraka-
bileceğini ifade eden CHP lideri
Baykal, “Türkiye’nin kardeş kav-
gasına sürüklenmesine hiçbirimiz
göz yumamayız. Hiçbirimiz bu-
nu sessiz seyredemeyiz. Böyle
bir düşünceye karşı çıkan bir an-
layışın, Türkiye’de en kısa za-
manda etkin olmasına ihtiyaç
vardır” dedi.
‘Terör kentte de zararlı’
Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyaset; şiddeti, terörü bir yana
bırakarak yapılır. Şiddetin, te-
rörün, silahın işin içinde olduğu
yerde siyasete, demokrasiye yer
yoktur. Eğer birilerimiz şiddeti
himaye ederse, birilerimiz şid-
detten güç alarak siyaset yap-
maya kalkarsa bu demokrasiyi
kökünden çıkmaza sokar. De-
mokrasilerde şiddete yer yok-
tur.” Terörün kardeşliği tehdit et-
tiğini vurgulayan Baykal, “Terö-
rün muhatap alınması dağda da
zararlıdır, kentte de zararlıdır.
Terör karşısında net bir tavır ta-
kınılmasına şiddetle ihtiyaç var-
dır” diye konuştu.
‘ÜLKEYİ YÖNETENLERİN KAFASI NET OLMALI’
Ülkeyi yönetenlerin kafalarõnõn netleşmesi
gerektiğini belirten Baykal şunlarõ söyledi:
“Şiddet kurumlarıyla, terör örgütleriyle siz
resmi kurumlar olarak işbirliği yaparsanız,
onların ayağına mahkemeler taşırsanız, onla-
rı terör örgütü üyeleri oldukları halde suçsuz
insanlar gibi hayatın içine çağırırsanız, haya-
tın içindeki oluşumları da tehlikeye atmaya
başlarsınız. Şimdi bu sıkıntılarla karşı karşı-
ya kalmaya başladık.” Türkiye’nin kardeşliğe
sahip çõkmasõ gerektiğini vurgulayan Baykal
şöyle konuştu: “Şu anda Türkiye’nin acil so-
runu bu anlamda hukukun üstünlüğünde
şiddetle bağlantılı oluşumları etkisiz kılan,
hukukun üstünlüğünü bütün ülkede egemen
kılan bir kararlılık içinde bir toplumsal barış
düzeninin Türkiye’ye getirilmesidir.”
‘Erdoğan Batı için tehdit’
İsrail gazetesinde yayõmlanan makalede Erdoğan’õn Bin Ladin’den daha tehlikeli olduğu iddia
edilerek, ‘Türkiye’yi yeniden şekillendiriyor ve dünyadaki İslamcõlara model oluyor’ denildi
Dış Haberler Servisi - İsrail
gazetesi Jerusalem Post’ta yayõm-
lanan bir makalede, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õn İran İs-
lam Devrimi’nin lideri Ayetullah
Humeyni ve terör örgütü El Kai-
de’nin lideri Usame bin La-
din’den daha tehlikeli olduğu yo-
rumuna yer verildi.
Middle East Forum düşünce ku-
ruluşunun direktörü Daniel
Pipes’õn kaleme aldõğõ makalede,
“Bilgisayar terimleriyle konu-
şursak Humeyni, Bin Ladin ve
Nidal Hasan (Teksas’taki Fort
Hood saldırısını düzenleyen as-
keri psikiyatrist) İslamcılığın
1.0 versiyonunu temsil ederken,
Recep Tayyip Erdoğan, Tarõk
Ramazan (İsviçreli aydın) ve Ke-
ith Ellison (ABD Kongre üyesi)
İslamcılığın 2.0 versiyonunu
temsil ediyor. İlk grup daha çok
insan öldürse de, ikinci grup
Batı uygarlığı için daha büyük
tehdit” denildi.
İslam önemli bir siyasi güç
“Totaliter yönetimden mega
terorizme İslamın taktikleri, sı-
nırsız zalimliğe izin veriyor” ifa-
desini kullanan Pipes, buna karşõn
son 30 yõlda İslamcõlõğõn önemli
bir siyasi güç haline geldiğini ve
şiddetin tek başõna fazla işe yara-
madõğõnõ anladõğõnõ belirtti.
İslamcõlarõn sadece İran’da
“devrimle” iktidara geldiklerini
kaydeden Pipes, “İslamcılığın 1.0
versiyonu nadiren şeriat yöneti-
mini iktidara getiriyor, 2.0 ver-
siyonuysa daha çok işe yarıyor”
diye yazdõ. Pipes, “Bu versiyon-
da İslamcılar halkın gönlünü
kazanmaya çalışıyor. İslamcılar
1992’de Cezayir, 2001’de Ban-
gladeş, 2002’de Türkiye ve
2005’te Irak’ta seçimleri kazan-
dılar. Bir kere iktidara geldik-
ten sonra ülkeyi şeriata götüre-
bilirler. Mahmud Ahmedinecad
İran sokaklarında muhalefetle
karşı karşıya kalırken ve Bin
Ladin bir mağarada saklanma-
ya devam ederken Erdoğan ka-
muoyunun onayını alıyor, Tür-
kiye Cumhuriyeti’ni yeniden şe-
killendiriyor ve dünyadaki İs-
lamcılara model oluyor” ifadesi-
ni kullandõ.
El Kaide’nin bazõ önde gelenle-
rinin de bu süreci görerek teroriz-
mi kõnadõğõ ve siyasi araçlara yö-
neldiği belirtilen makalede, “So-
nuç olarak, faşistler ya da ko-
münistler değil, sadece İslamcı-
lar kaba kuvvet kullanmanın
ötesine geçip halkın desteğini
kazanmayı ve 2.0 versiyonunu
geliştirmeyi başardı. İslamın bu
versiyonu geleneksel değerleri
görmezden gelip özgürlükleri
yok ettiği için, uygar yaşamı 1.0
versiyonunun zalimliğinden da-
ha çok tehdit ediyor” denildi.
TSK’YE ‘KAFES’ TEPKİSİ
Arınç: Hesap
veremeyen
aklanamaz
FIRAT KOZOK
ANKARA - Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç, Deniz Kuvvetleri’nde
bir grup askerin azõnlõklar üzerinden
AKP’ye karşõ yõpratmak amacõyla
hazõrladõğõ iddia edilen “Kafes Ey-
lem Planı” konusunda TSK’yi eleş-
tirdi. “Hiçbir şey Türkiye’de gizli
kalmayacak. Onun için kurumlar
kendisini buna alıştırması lazım”
diyen Arõnç, “Hesap veremeyen
kurumların kamu vicdanında ak-
lanamayacağını” söyledi.
Bir grup Başbakanlõk muhabiri ile
sohbet toplantõsõnda bir araya gelen
Arõnç gündeme ilişkin değerlendir-
melerde bulundu. “Kafes Eylem
Planõ”yla ilgili haberlerin anõmsa-
tõlmasõ üzerine Arõnç, konuyla ilgi-
li bir yasal takibat yapõldõğõnõ ve bu-
nun kõsa sürede sonuçlanacağõnõ
umduğunu söyledi. Arõnç, “Hiçbir
şey Türkiye’de gizli kalmayacak.
Onun için kurumlar kendisini bu-
na alıştırması lazım. Yönetimleri
şeffaf olmalı, hesap verebilir ol-
malı. Yıpranmamanın tek yolu
vardır; çıkıp hesap verebilmek.
Üstünü örtmek ya da başka yerleri
hedef göstermek, topu taca at-
mak değil... Hesap veremezseniz,
hesap vermemek için dikkatleri
başka yöne çekerseniz, kamu vic-
danında aklanmış olmazsınız” di-
ye konuştu. Konunun medyada ge-
niş yer bulamamasõndan yakõnan
Bülent Arõnç, “Bütün medya bu ha-
beri kullanmalı.” dedi.
İzmir’de DTP konvoyuna yönelik
saldõrõlarõn anõmsatõlmasõ üzerine
muhalefeti suçlayan Arõnç, “İz-
mir’deki olaylara sebebiyet veren,
muhalefet partisi liderlerinin şu
zamandan bu zamana davranış-
larıdır, sözleridir ve hareketleri-
dir” dedi. Arõnç şunlarõ söyledi:
“Allah aşkına bu Baykal’ın ko-
nuşmaları nedir? Bu kadar ne-
gatif enerji yayan bir siyasi par-
ti lideri olur mu? Karşısındakiy-
le yumruklaşıyor gibi. Kardeşim
nedir senin önündeki süreç, elin-
deki imkânlar? ‘Teröristler dağ-
dan insin, teslim olsun bu iş bit-
sin...’ karikatür gibi bir şey. Gül-
menin ötesinde kaç kişinin buna
cevap vereceğini düşünüyorsu-
nuz? Bu dağdaki kargaları bile
güldürür yahu.”
DTP’nin hatası boyunu aştı
Her siyasi parti liderinin gittiği
yerde görkemli bir şekilde karşõla-
nabileceğine işaret eden Arõnç,
“Kürt denildiği zaman PKK’li
akla getirilirse, bu Kürt kökenli
vatandaşlarımıza da çok büyük
haksızlık olur... Siz bunları örgü-
tün kucağına atarsanız çok kötü
bir hareket yapmış olursunuz.
Yoksa DTP’nin hatası boyunu
bile aştı” diye konuştu.
DIŞİŞLERİ İRAN’A ‘SICAK’, İSRAİL’E ‘SOĞUK’
İkiülkeyefarklıyaklaşım
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dõşişleri Bakanlõğõ Söz-
cüsü Burak Özügergin, İran’õn
nükleer programõ sürecine ilişkin
olarak çözüm yolunun diploma-
si ve diyalogdan geçtiğini belir-
terek “Bu sorunun çözümü di-
yalogla olur dedikten sonra,
elimizi taşın altına koyuyoruz”
derken İsrail Sanayi, Ticaret ve
Çalõşma Bakanõ Binyamin Ben-
Eliezer’in Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’ü İsrail’e davetine
ilişkin olarak “Değerlendirece-
ğiz, koşullar yerine getirildiği
takdirde ziyaretlere devam edi-
lir” görüşünü dile getirdi.
Özügergin, basõn toplantõsõnda
İran’a yönelik soru üzerine, “Or-
tada bir sorun varsa, bu soru-
nun çözüm yolu diplomasi ve di-
yalogdan geçecektir” dedi. Tür-
kiye’nin tutumuna da değinen
Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davu-
toğlu’nun Kâbil ve Tebriz’deki te-
maslarõnõ anõmsatan Özügergin,
“Diyalogla çözün deyip de kö-
şemize çekilmiyoruz. Bizim çı-
karımız var. Bu konunun barış
içinde halledilmesi hepimizin
lehine olacak” dedi. İran’a yö-
nelik bu sõcak yaklaşõmõ ortaya ko-
yan Özügergin, İsrail’e yönelik ise
temkinli bir dil kullanmayõ tercih
etti. Ben-Eliezer’in Gül’üdavet et-
mesine ilişkin soruyu yanõtlayan
Özügergin, “Değerlendireceğiz,
koşullar yerine getirildiği tak-
dirde ziyaretlere devam edilir.
Burada önemli olan İsrail ile iliş-
kilerimize herhangi bir kopma
meydana gelmemiştir” dedi.
İRAN’A İADE EDİLİRSE İDAMLA YARGILANACAK
Ateist lider krizi kapıda
Dış Haberler Servisi - Dün-
yanõn en büyük ateist organizas-
yonlarõndan biri olan Raelyen
Hareketi’nin İran’daki lideri Ni-
gar Azizmuradi’nin kaçtõğõ Tür-
kiye’de tutuklandõğõ bildirildi.
Liderin temmuzdaki tartõşmalõ
seçimlerden sonra üzerindeki bas-
kõlarõn arttõğõ ve açõkça ateist ol-
duğunu ilan etmesinden dolayõ
İran’da idam cezasõyla karşõ kar-
şõya olduğu kaydedildi. Uluslar-
arasõ Realyen Hareketi’nin söz-
cüsü Brigitte Boisselier önceki
gün hareketin internet sitesinden
yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Aziz-
muradi’nin pasaportundaki bir
sorun nedeniyle tutuklandõğõnõ,
geri gönderilme olasõlõğõ olduğu-
nu ve geri gönderilmesi halinde
İran’da idam cezasõna çarptõrõl-
masõna kesin gözüyle bakõldõğõnõ
duyurdu. Azizmuradi’yi iade et-
memesi talebiyle dünya çapõnda-
ki Türk büyükelçiliklerinin önün-
de protesto gösterileri düzenle-
yeceklerini kaydeden Boisselier
ayrõca, “Nigar’a Avrupa’dan
iltica hakkı tanınacağına ve
böylelikle de İran’ın korkunç
yüzüyle karşı karşıya kalmak
zorunda olmayacağına inanı-
yoruz” ifadesini kullandõ.
Raelyen Hareketi
İnternet sitesinde yer alan bil-
giye göre, 1974 yõlõnda kurulan
Realyen Hareketi’nin 104 ülke-
de 70 bin üzerinde üyesi bulu-
nuyor. Raelyen Hareketi dün-
yadaki pek çok savaşõn Tanrõ’ya
atfen yürütüldüğüne inanõyor.
Açõlõm Diyarbakõr
tabelalarõnda
Demokratik açılım sürecinde hükümetin,
yerleşim yerlerine Kürtçe adların verilmesine
yeşil ışık yakmasının ardından, Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesi, merkez ilçelere bağlı
olan köylerin tabelalarını yeniledi. Belediye
tabelalara köylerin hem Türkçe hem de Kürt-
çe adlarını yazdı. Tabelalarda Kürtçe ismin
yazılmasında “x, q ve w” gibi harfler de kul-
lanıldı. Tabelalara köy isimleri Yeşildallı (He-
warê xas), Talaytepe (Gırbelık), Çölgüzeli
(Gozeliyeçolê), Cücük (Cucuk), Körtepe
(Kortepe), Çiçekliyurt (İngici), Develi (Develi)
Kabahıdır (Qubaxıdır), Pirinçlik (Qırxali),
Gömmetaş (Sirim), Topraktaş (Heste Qa Bah-
rê), Kolludere (Qud) olarak yazıldı.
Libya’ylailişkiler‘õsõndõ’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve berabe-
rindeki heyetin Libya’ya gerçekleştirdiği ziya-
retin son gününde iki ülke heyetleri arasında
yapılan görüşmelerde anlaşmaya varılan ve
aralarında vizenin kaldırılmasının da bulundu-
ğu 8 konuda mutabakat zabıtları imzalandı.
İmza törenin ardından Libya Başbakanı Bağ-
dadi Ali El Mahmudi ile birlikte ortak basın
toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, bun-
dan sonraki süreçte iki ülke bakanlarının bir
araya gelerek işbirliği sürecini geliştireceklerini
bildirdi. Erdoğan daha sonra Libya lideri Mu-
ammer Kaddafi’yle ikinci kez bir araya geldi.
Kaddafi’nin ikametgâhlarından birindeki ça-
dırda gerçekleşen görüşmede, Libya lideri Er-
doğan ve beraberindeki bakanlara deve sütü ik-
ram etti. Libya ziyaretini tamamlayan Erdoğan
akşam saatlerinde yurda döndü. (Fotoğraf: AA)