Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
ÖZLEM ALTUNOK
G
eçtiğimiz günlerde İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ’nõn
düzenlediği “Avrupa ve Türki-
ye’de Kültür Politikaları Sempozyu-
mu”nun konuklarõndan biri de Robert
Scott’tu. 2008’de Avrupa Komisyonu tara-
fõndan gelecek Avrupa kültür başkentlerini
seçen ve gözetimciliğini yapan Avrupa Jü-
risi’ne başkan seçilen Robert Scott, aynõ
zamanda 2008’de Avrupa Kültür Başkenti
seçilmesi için Liverpool’u önerenlerin ba-
şõnda yer alõyor.
İngiltere’de pek çok tiyatronun kurucu-
luğunu ve yöneticiliğini de üstlenen Robert
Scott, İstanbul’un 2010 Kültür Başkentliği
sürecini de yakõndan izliyor. Birçok kere İs-
tanbul’u ziyaret eden Scott, 2010 kültür
başkentleri içinde İstanbul’un 2006’da yola
çõktõğõnda çok daha güçlü ve istekli olduğu-
nu söylüyor. İstanbul’daki çalõşmalara dair yo-
rumu ise gayet net: İstanbul, 150 kiloluk ağır
sıklet boksörüyken 60 kiloluk bir adam gi-
bi yumruk atıyor.
- İstanbul’a geldiğiniz süreçlerde İstan-
bul Kültür Başkenti Ajansı’nın çalışmala-
rına dair edindiğiniz izlenimler neler?
Bu proje 2006’da başladõğõnda Türkiye’nin
AB’ye adaylõğõna odaklanmõş ve motivasyo-
nu yüksek bir ekip vardõ. Ama bugün, AB
adaylõğõ konusunda geriye gidilmiş, yani mo-
tive edici araçlardan birisi bertaraf edilmiş. Bu-
nunla beraber İstanbul gibi büyük şehirde
2010’un etkisini görmek çok zor ve bu da pro-
jenin görünürlüğünü zorlaştõrõyor. Bunun ya-
nõnda bütçe yüksek, yeterince para var, ama
hâlâ halka ulaşamamõş büyük programlar ol-
duğunu da gözlemledim.
- Yönetici kadrodan pek çok istifa ol-
duğundan da haberdarsınızdır mutlaka?
Evet, takõmõn değiştiğine şahit oldum elbette.
Olanlarõ onaylamasam da yargõlamak için çok
erken olduğunu düşünüyorum. Biz aynõ so-
runlarõ Liverpool’da da yaşadõk. 4 başkan, 3
yönetici, 3 artistik direktör istifa etti. Yol-
suzluklar da oldu ama organizasyonun kal-
binde program devam etti. Ortada büyük bir
para var, yolsuzluğa dair şüphelerim olsa da
iyi ya da kötü bir şeyler yapõlõyor. Her şeyden
önemlisi bunlara rağmen ortada bir güç sen-
tezi görememek. Burada her şey siyasi ve bu
zorluk yol kesiyor. Bir de İstanbul biraz da bir
Akdeniz şehri, pek çok şey son anda yapõlõ-
yor. Yani son dakika sürprizlerine de hazõrlõklõ
olmak lazõm.
- 2008’de Avrupa Kültür Başkenti seçil-
mesi için Liverpool’u önerenlerin başın-
daydınız ve kent bu projeyle grafiğini hız-
la yükseltti. O süreci bize anlatabilir misi-
niz?
Biz sadece elitleri değil, herkesi, 67 bin in-
sanõ işin içine katarak sokağõ kültürel bir alan
gibi kullandõk. Kültürün yeni kuşaklar yarat-
mada ne kadar önemli bir silah olduğunu gör-
dük. Tüm bunlarõn sonucunda kent kendini ye-
niledi, kalkõndõ, Avrupa’yla ilişkilerinde in-
sanlara güven kazandõrdõ, galeri, tiyatro, atöl-
ye ve üniversitelerle çevrelendi. Bu da ana
medyanõn kenti keşfetmesine yol açtõ ve ken-
tin yeni çehresinin etkisi dünyaya yayõldõ.
Tabii her kentin yapõsõ, sorunlarõ farklõ. Li-
verpool İstanbul’a kõyasla kasaba gibi kalõyor.
Orada kenti duyurularla, reklamlarla çevre-
lemek mümkündü, şehir resmen bu etkinliği
giyinmişti. Oysa İstanbul bazõ özel projelere
yoğunlaşmak durumunda görünüyor.
- Kıyaslamak bu anlamda çok da doğru
değil mi yani?
Bu projeye şimdiye kadarki 25 yõllõk süreçte
47 kent seçildi. Ben üç grupta ele alõyorum
bu kentleri. İlk grupta Berlin, Londra, Paris,
Madrid gibi güçlü, zengin, gelişkin kentler
var; ki, bu proje onlar için yeni bir madalya
almak gibiydi. Çünkü zaten kültür başken-
tiydiler ve bu paye için ekstra bir onur oldu.
İkinci grupta Rotterdam, Liverpool gibi
önemli ama birinci şehrin gölgesinde kalan
kentler geliyor. Dünyaya ne olduklarõnõ de-
ğil, farklõ olduklarõnõ göstermeleri gereken
kentler. Üçüncü sõrada ise Patras, Turku gi-
bi adõnõ duymadõğõmõz, var olduklarõnõ ba-
ğõrmalarõ gereken kentler var.
Ben İstanbul’u ikinci gruba yerleştiriyorum.
Ankara’dan daha çok tanõnõyor ve kültürel ve
tarihi zenginliğine rağmen bir aidiyetsizlik
kompleksi taşõyor. Özetle tüm bu kentlere ay-
rõ ayrõ bakmak lazõm, çünkü hepsinin hikâ-
yesi ayrõ. Sonuç olarak 25 yõlda bu organi-
zasyonun çizgisel bir hikaye oluşturduğunu
söylemek zor. 1985’te bir Avrupa kültürü
oluşturmak için yola çõkõlmõştõ ama tam ter-
si oldu, çünkü ortada ayrõ kültürler var, ge-
riye de sadece bu kültürlerin varlõğõna say-
gõ duymak kalõyor.
TAŞINABİLİR SERGİLER
- Peki sizce İstanbul’a özel yapılması ge-
rekenler neler olmalı ya da olabilirdi?
En başta neler olduğuna dair açõk bir rapor
tutulmalõ. Çünkü kentin büyüklüğü yapõlan-
larõ bir bardak suyun denize dökülmesi gibi
gösterebilir. İkincisi Taksim’in, Beyoğlu’nun
İstanbul olmadõğõnõ ben bile biliyorum ve bu
etkinlik turistler için değil. İstanbul’un zaten
turist problemi yok. Burada farklõ bir şey ya-
põlmaya çalõşõldõğõnõn, bunun yaşayan, insanlarõ
içine alan bir proje olduğunun taşõnabilir
sergilerle, sokağa taşarak, çevrede etki yara-
tarak uygulanmasõ lazõm. Bu yüzden bütçenin
yüzde 70’inin tarihi mirasõn korunmasõna
aktarõlmasõnõ biraz fazla buluyorum.
- Şimdiye kadar bu projede hüsrana uğ-
radığınız kentler oldu mu?
Bu proje bir hediye, bir fõrsat. 5 yõllõk bir sü-
rede elinizdeki bu olanakla istediğinizi yapa-
bilirsiniz. Kentler arasõnda hiçbir şey yap-
mayan da vardõ, devam eden, değerlendiren de.
En önemlisi pek çok kent bu projeyi sürdü-
rülebilir kõlamadõ. Mesela Cenova’nõn değiş-
mek için çabasõ ve isteği yoktu. İstanbul için
de size şöyle bir benzetme yapabilirim: 150 ki-
loluk ağõr sõklet boksörüyken 60 kiloluk bir
adam gibi yumruk atõyor.
- Peki bir kontrol mekanizması yok mu
tüm gelişmeleri takip etmek için?
Hayõr, hiçbir şey yok. Kontrol etmenin tek
yolu, hesap verilmesini sağlamak. Bu da an-
cak Olimpiyatlar’da olur. Çünkü değeri 250
milyon sterlin ve bir bitirme tarihi var. İşte ku-
rallar o zaman olur.
Sabancı Sanat Ödülleri verildi
İstanbul Haber Servisi - Sabancõ Vak-
fõ’nca 16 yõldõr düzenlenen “Sakõp Sabancõ Sa-
nat Ödülleri” Sakõp Sabancõ Müzesi’ndeki ödül
töreninde sahiplerini buldu. Törende konuşan
Türkan Sabancõ, yarõnõn aydõnlõk insanlarõna yol
gösteren kişilerin sanatçõlar olduğunu ve mer-
hum eşi Sakõp Sabancõ’nõn hat, resim ve heykel
sanatõnõ çok sevdiğini anlattõ. Bu yõl resim bölü-
münden Demet Yalçõnkaya, Halil Pilis ve Ahu
Akgün, heykel bölümünden Hakan Bakõr, Bur-
cu Erden ve Özlem Aksar, geleneksel Türk el
sanatlarõ bölümünden ise Fatma Şan, Gürcan İl-
ter ve Kadir Yõlmaz ödüle layõk görüldü.
Chagall’ın torunu geliyor
Kültür Servisi - 20. yüzyõlõn ünlü ressamla-
rõndan Marc Chagall’õn torunu Meret Meyer,
‘Chagall: Aşk ve Yaşam’ sergisi kapsamõnda bü-
yükbabasõnõn sanatõ ve yaşamõ üzerine 5 Ara-
lõk’ta bir konferans verecek. Meyer, Pera Müze-
si’nde ziyarete açõldõğõ 23 Ekim’den bu yana sa-
natseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ‘Chagall: Aşk
ve Yaşam’ sergisi çerçevesinde vereceği ‘Siyah-
tan hareketle rengi anlamak’ başlõklõ konferansta,
kusursuz bir renk ustasõ olan Chagall’õn rengi si-
yah-beyaza dönüştürmekteki ustalõğõnõn yanõ sõra
20. yüzyõlõn efsane sanatçõsõnõn büyüleyici dün-
yasõnõ irdeleyecek. “Chagall: Aşk ve Yaşam” ser-
gisi, 24 Ocak 2010’a kadar görülebilir.
Julie Andrews yeniden sahnede
Kültür Servisi - ‘The So-
und of Music’ (Neşeli Günler)
adlõ filmiyle unutul-
mazlar arasõna giren
şarkõcõ ve oyuncu Julie Andrews,
30 yõl sonra yeniden sahnelere
dönüyor. 1997’de boğazõndan
geçirdiği ameliyat sonrasõnda
sesi zarar gören ve o günden
sonra ender şarkõ söyleyen
sanatçõ, 8 Mayõs’ta Lon-
dra’da O2 Arena’da sahneye çõ-
kõp şarkõ söylecek.
‘Mozart uzmanı’ Landon öldü
LONDRA (AA) - Klasik batõ müziğinin
ünlü bestecilerinden Franz Joseph Haydn ve
Wolfgang Amadeus Mozart uzmanlõğõyla tanõ-
nan Amerikalõ müzikolog H.C. Robbins Landon
(83), Fransa’da yaşamõnõ yitirdi. ABD’de doğan
Landon, 1940’lõ yõllarda Haydn konusunda
araştõrma yapmak üzere Avrupa’ya gitmişti.
1955’te Haydn’õn 108 senfonisinden oluşan bir
kitap yazan Landon, Haydn Derneği’nin kurulu-
şunda da öncülük etmişti. Landon’un “Mo-
zart’õn Son Yõlõ” adlõ bir kitabõ da bulunuyor.
Bakan Günay: AKM hâlâ belirsiz
İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Ba-
kanõ Ertuğrul Günay, Küçükçekmece Cennet
Kültür ve Sanat Merkezi’nde ilk kez bir oyunun
sahnelenmesi nedeniyle düzenlenen galaya katõl-
dõ. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nca (İDT) düzenle-
nen galada Muhsin Ertuğrul Sahnesi ve AKM ile
ilgili açõklamalarda bulunan Günay, Muhsin Er-
tuğrul Sahnesi’nin bu yõl bitmeden, daha büyük
bir sahne ve daha modern bir salonla açõlõşõnõn
yapõlacağõnõ belirtirken AKM’nin restorasyon ça-
lõşmasõndaki belirsizliğin devam ettiğini söyledi.
‘Tenten’i 2011’de gösterimde
Kültür Servisi - Belçi-
kalõ yazar Georges “Hergé”
Remi’nin yarattõğõ ‘Tenten’
adlõ çizgi kitap serisinin,
Steven Spielberg tarafõndan
çekilen film uyarlamasõ
‘The Adventures of Tintin:
Secret of the Unicorn’un,
2011’de gösterime gireceği
açõklandõ. Filmin yapõmcõlõ-
ğõnõ üstlenen Peter Jack-
son’õn yaptõğõ açõklamada,
filmin tamamlandõğõ, fakat animasyon çalõşmala-
rõnõn iki yõlda tamamlanabileceğini belirtildi.
70 yılın ardından müzeye dönüş
Kültür Servisi - Fransõz ressam Paul Dela-
roche’nin II. Dünya Savaşõ sõrasõnda bir hava sal-
dõrõsõnda zarar gören 1836 tarihli yapõtõ, 70 yõl
sonra gün õşõğõna çõkõyor. Kral I. Charles’õ ida-
mõndan kõsa bir süre önce, 1649 yõlõnda resmeden
yapõt, restorasyonunun tamamlanmasõnõn ardõn-
dan Londra Ulusal Müzesi’nde sergilenecek.
Gezici Festival’de ‘Aşk ve İsyan’
Kültür Servisi - Ankara Sinema Derneği
tarafõndan düzenlenen Gezici Festival’in her
yõl sinemaseverlere hediye ettiği kitaplara bu
yõl “Reha Erdem Sinemasõ: Aşk ve İsyan” ek-
leniyor. Son dönem Türkiye sinemasõnõn öz-
gün yönetmenlerinden olan Reha Erdem’in si-
nemasõnõ tüm boyutlarõyla ele alan kitap, Çit-
lembik Yayõnlarõ’ndan çõkacak.
Philippe Lioret’e “LUX” ödülü
Kültür Servisi - Avrupa Parlamentosu film
ödülü “LUX”, bu yõl Fransõz yönetmen Philippe
Lioret’nin “Welcome” (Hoşgeldin) adlõ filmine
verildi. Avrupa Parlamentosu’nun her yõl üyeleri-
nin oylarõyla verdiği bu ödülü, 2007 yõlõnda “Ya-
şamõn Kõyõsõnda” adlõ filmiyle Almanya’da yaşa-
yan Türk yönetmen Fatih Akõn kazanmõştõ.
‘Bu proje bir hediye, bir fõrsat. Beş yõllõk sürede
elinizdeki bu olanakla istediğinizi yapabilirsiniz. İstanbul
için şöyle bir benzetme yapabilirim: 150 kiloluk bir ağõr
sõklet boksörüyken 60 kiloluk bir adam gibi yumruk atõyor.’
“İstanbul’da farklõ bir şey yapõlmaya çalõşõldõğõnõn
taşõnabilir sergilerle, çevrede etki yaratarak uygulanmasõ
lazõm. Bütçenin yüzde 70’inin tarihi mirasõn
korunmasõna ayrõlmasõnõ fazla buluyorum.”
B
undan 30 yõl önce Avrupa’nõn en
büyük endüstri bölgesi olarak
bilinen Ruhr, Macaristan’õn Peç
kentiyle birlikte İstanbul’a eşlik eden diğer
2010 Avrupa Kültür Başkenti. Essen,
Bochum, Dortmund, Duisburg’un da
aralarõnda olduğu 53 şehirden oluşan
Ruhr bölgesinin 2010 ekibi, kendi
projelerini ve çalõşmalarõnõ tanõtmak için
önceki akşam İstanbul’daydõ. Maden
ocaklarõ, gazhane, dokuma fabrikalarõyla
çevrili Ruhr’u bir kültür sanat bölgesine
dönüştürmeye çalõşan ekibin sloganõ ise
“Değişim ve kültür.” Amaçlarõ ise Ruhr’u
sürekli bir kültürel dönüşüm içinde kõlmak
ve Avrupa’nõn büyük metropolleri
arasõnda yer almasõnõ sağlamak.
8 Ocak 2010’da başlayacak programlarõ
için fabrika ve maden ocaklarõ tiyatro ya
da müzeye, işçi mahalleleri atölyeye
çoktan dönüştürülmüş durumda. Eski bir
yulaf ambarõndan bir konser alanõna
çevrilen Elbflarmoni, sergi mekânõna
çevrilen Oberhausen Gazhanesi, müzeye
dönüştürülen Leipzig Dokuma Fabrikasõ
bunlardan bazõlarõ. Açõlacak iki büyük
müze arasõnda ise Almanya’nõn yeni
tarihinin belgesi niteliğindeki Ruhr Müzesi
ve 20 müzenin birleştirilmesiyle bir
çağdaş sanat merkezi olarak
yapõlandõrõlan Folkwang Müzesi var.
Sivil inisiyatifi de önemseyen ekip, halkõ
kültür başkentliği fikrinin içine çekebilmek
için büyük çapta etkinlikler düzenliyor.
Mesela Ruhr bölgesinin önemli
merkezlerinden birinde 60 km’lik yol
trafiğe kapatõlarak uzun bir masada farklõ
kültürlerden insanlar buluşacak. 4 milyar
Avro’ya temizlenen nehir kenarõnda da
etkinlikler yapõlacak, ‘Her çocuğa bir
enstrüman’ projesiyle çocuklarõn ilgisi
çekilecek, mart ayõ itibarõyla ise her gün
17 yerde kurulacak tiyatro sahnesiyle
oyunlar sokağa taşacak...
Ekip, 171 ülkeden 5 milyon insanõn
yaşadõğõ bölgede, göç kültürünün
dinamiğinden de besleniyor. Bunlardan
biri kültürel çeşitliliği kapsayan ‘Melez’
başlõklõ etkinlik. Bu kapsamda Fazõl Say’õn
ilk kez çalacağõ eseri ‘İstanbul
Senfonisi’ni de içeren bir de konser
düzenleniyor.
Sloganları: değişim ve kültür
Dünyadaki en büyük ayın yer
aldığı ve ayın hallerinin
izlendiği Oberhausen’deki
gazhaneyi daha şimdiden 400 bin
kişi ziyaret etmiş.
Kültür Servisi - İngiliz
doğabilimci Charles
Darwin’in doğal seçilim
yoluyla evrim kuramõnõ
ortaya attõğõ ‘Türlerin
Kökeni’ adlõ yapõtõnõn
1859 tarihli ilk baskõsõnõn
bir nüshasõ önceki gün
Londra’da 103 bin sterline
(yaklaşõk 260 bin TL)
satõldõ. Dünyaca ünlü
müzayede evi Christie’s’in
‘Değerli Elyazmaları ve
Kitaplar’ müzayedesinde
yer alan ‘Türlerin
Kökeni’ne ilginin yoğun
olduğu açõk arttõrmada,
kitap, müzayedeye
telefonla katõlan biri
tarafõndan satõn alõndõ.
Elli yõl önce Oxford
Üniversitesi’nden bir
profesörün çok ucuz bir
fiyata satõn aldõğõ kitap,
o günden beri
profesörün evindeki
konuk tuvaletinin kitaplõğõnda
bulunuyordu.
Öte yandan, Turkuvaz Kitap,
Darwin’in doğumunun 200.,
‘Türlerin Kökeni’nin
yayõmlanõşõnõn 150. yõlõnda,
kitabõn resimli bir
uyarlamasõnõ yayõmladõ.
Michael Keller’õn
uyarladõğõ ve Nicolle
Rager’õn resimlediği
kitapta, Darwin’in çok
tartõşõlan yapõtõ
okuyucuya çizgi roman
tadõnda sunuluyor.
Kitapta aynõ zamanda
Darwin’in kendi sözlerini,
çağdaşlarõyla yaptõğõ az
bilinen mektuplaşmalarõnõ,
‘Türlerin Kökeni’nin
yazõlmasõna yol açan
araştõrmalarõnõ, halkõn ilk
tepkisini ve evrim
kuramõndan sonra yaşanan
gelişmeleri de okumak
mümkün.
LONDRA’DAKİ CHRISTIE’S MÜZAYEDESİNDE
‘TürlerinKökeni’ne260binTL Kültür Servisi - Bu sene 10.
yaşõnõ kutlayan Altõdan Son-
ra Tiyatro, daha önce fark-
lõ mekânlarda sahnelemiş
olduğu “O.B.E.B” (Ortak
Bölenlerin En Büyüğü) ve
“Kapıların Dışında”
oyunlarõnõ bu kez yeni
mekânõ Kumbara-
cõ50’de sahneliyor. 7-8-11-12 Aralõk’ta
“O.B.E.B” (Ortak Bölenlerin En Büyüğü)
oyununu izleyebileceğiz mekânda, 28-29 Ara-
lõk’ta ise Behçet Necatigil’in Türkçesiyle di-
limize aktarõlan bir savaş masalõ “Kapıların Dı-
şında” sahnelenecek.
Wolfgang Borchert’in
kaleme aldõğõ “Kapıla-
rın Dışında”, Yiğit
Sertdemir rejisiyle sah-
neye aktarõlõyor. Ebru
Gözdaşoğlu, Onur Kah-
raman ve Seda Özen
Yürük’ün rol aldõğõ
oyunda, yazarõn deyi-
miyle “savaşı om-
zunda taşıyanlar”,
bir savaş masalõnõn
eciş bücüş kahra-
manlarõ olarak; sa-
vaş sonrasõ yurdu-
na dönen bir aske-
rin gözünden yan-
sõyan bir görsellik
içerisinde seyirci-
ye sunuluyor. (0 212
243 50 51 / www.altidansonra.com)
Kumbaracı’da bir savaş masalı
ALTIDAN SONRA TİYATRO’DA ‘KAPILARIN DIŞINDA’
İstanbul sõkletinde yarõşmõyor
Ruhr 2010, kültür başkentliği etkinliklerine 8 Ocak’ta başlõyor
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2009 PERŞEMBE
16 KÜLTÜR
Avrupa kültür başkentlerini seçen ve gözetimciliğini yapan Avrupa Jürisi’nin başkanõ Robert Scott: