23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2008 CUMARTESİ 8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr SONUR UYGUN Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde tek- rar alevlenen iç savaş, Afrika için yeni bir insanlõk dramõ olma riski taşõyor. Oysa bu tür ça- tõşmalar ne Demokratik Kongo Cumhuriyeti için alõşõlmadõk bir durum, ne de 1 milyara yakõn nü- fuslu Afrika için. 53 Afrika ülkesinin birçoğu, bağõmsõzlõklarõnõ kazanmalarõndan sonra eko- nomik ve siyasi temelli iç savaşlara sahne oldu. Eski sömürgeci güçler tarafõndan alevlendirilen, hatta yaratõlan etnik ve dini farklõlõklar, çõkan an- laşmazlõklarõn çatõşmalara dönüşmesinde büyük rol oynadõ. İkinci Dünya Savaşõ’nõ takip eden bağõm- sõzlõk dalgasõyla özgürlüğüne kavuşan Afrika ülkelerinin birçoğunda başa geçen eğitimsiz devlet adamlarõnõn kötü yönetimleri, yolsuz- luklarõ, ekonomik kaynaklarõ ve siyasi iktida- rõ kendilerine veya kendi gruplarõna ayõrmak istemesi kõtayõ bitmek bilmez bir karmaşa içi- ne soktu. Paylaşõlamayan siyasi ve ekonomik ayrõca- lõklarõn yol açtõğõ savaşlarõn dünya, Birleşmiş Milletler (BM) ve özellikle Afrika ülkeleri için artõk “tanı- dık” olmasõ, kõtanõn geleceği için umutlan- mayõ güçleştiriyor. Sa- vaşlarõn yanõ sõra açlõk ve hastalõklarla da mü- cadele eden “kara kıta” milyonlarca kişinin ölümüne ve 10 milyonu aşkõn mülte- ciye rağmen gelişmiş ülke- lerdeki medyanõn veya ka- muoyunun dikkatini yeterli ölçüde çekemiyor. Geçmişten bir türlü ders çõkaramayan siyasi aktörler, tarihin tekerrür etmesini izle- mekten başka bir şey yapamõyor. Kõtada yakõn dönemde meydana gelen kanlõ savaşlarõn dö- kümüne şöyle bir göz atmak bile buna işaret edi- yor... Ruanda: Ruanda, 1994 yõlõnda dünya ta- rihindeki en büyük insanlõk dramlarõndan biri- ne tanõk oldu. Ülke nüfusunun yüzde 90’õnõ oluş- turan Hutular, aslõnda kendilerinden farklõ ol- mayan, ancak Avrupalõ “efendilerin” verdiği ay- rõcalõklar nedeniyle ayrõşan Tutsiler’in iktidar- da olmasõna ve siyasi tekeli paylaşmamalarõna karşõ çõkõyorlardõ. Ruanda’da Tutsi - Hutu çe- kişmesi, ülke 1962’de Belçika’dan bağõmsõzlõ- ğõnõ ilan etmeden önce başlamõştõ. Çekişme ça- tõşmaya, çatõşma 1990’da iç savaşa, 1994’te de soykõrõma dönüştü. Hutu milislerinin Tutsi azõnlõğa ve õlõmlõ Hutulara yönelik başlattõğõ kat- liamlarda 100 günlük bir sürede 800 bin kişi öl- dürüldü. Büyük bir yõkõmdan çõkan Ruanda’nõn istikrarõ bulamadan Demokratik Kongo Cum- huriyeti’ndeki savaşa müdahil olmasõ, ülkenin toparlanmasõnõ güçleştiriyor. Halen siyasi ve eko- nomik istikrar arayan Ruanda büyük oranda ulus- lararasõ yardõma muhtaç. Uganda: 1962’de İngiltere’den bağõm- sõzlõğõnõ kazanan bu Orta Afrika ülkesi, 1971 yõ- lõnda sömürge ordusunun subaylarõndan İdi Amin’in iktidarõ ele geçirmesiyle uzun yõllar sü- recek iç karõşõklõğa sürüklendi. Baskõcõ bir yö- netim kuran Amin, 1979’a kadar süren iktidarõ boyunca çoğu muhalif 300 bin Ugandalõnõn öl- mesine sebep oldu. Uganda’daki iç savaş ise 1981’de otoriter Mil- ton Obote iktidarõ altõnda başladõ. 100 bin ki- şinin ölümüne yol açan iç savaşõ muhalif lider Yoveri Musevini kazandõ ve baskõcõ Obote ik- tidarõ çöktü. İç savaş 1986’da bitse de 1987’de Kuzey Uganda’da ve diğer bölge ülkelerinde ey- lemlerde bulunan, kendi inançlarõ doğrultusun- da dini bir yönetim kurmayõ amaçlayan Tanrõ’nõn Direniş Ordusu adlõ örgütün isyanõ başladõ. Uganda, baskõ rejimleri, iç savaş ve günümüz- de hâlâ devam eden bölgesel isyanlar boyunca çok büyük insan haklarõ ihlallerine tanõk oldu. Sudan: 2003’ten beri dünya gündemini Darfur sorunu ile işgal etse de, Afrika’nõn bu en geniş ülkesi 1956’da kazandõğõ bağõmsõzlõğõndan sonra iki büyük iç savaşa sahne oldu. Güneyde- ki Arap olmayan animist çoğunluğun, büyük öl- çüde Arap ve Müslüman olan, siyasi ve ekono- mik ayrõcalõklarõ elinde bulunduran Kuzey Sudan yönetimine karşõ ayaklanmasõ ile çõkan iç savaş 1972’de sona erdi, ancak 1983’te yeni bir iç sa- vaş çõktõ. Bu iki iç savaş boyunca açlõk, hastalõklar gibi savaşa bağlõ sebepler yüzünden 2 milyon Su- danlõnõn öldüğü, 4 milyon kişinin de evlerini terk ettiği tahmin ediliyor. Kuzey - güney savaşõ Ocak 2005’te imzalanan bir antlaşma ile bitti; Güney Sudan daha geniş bir idari özerkliğe kavuştu ve ülkenin petrol gelirlerinden kuzey ile eşit oran- da yararlanma hakkõnõ elde etti. Ancak ülkede sular durulmuyor. Bu sefer de hükümet destekli Arap milisler, Müslüman ve Arap olmayanlarõn yaşadõğõ batõdaki Darfur bölgesinde etnik temizlik yapmakla suçlanõyor. Darfur’da 2003’te başlayan çatõşmalarõn 400 bin kişinin ölümüne, 2 milyon kişinin de evlerini terk etmesine yol açtõğõ düşünülüyor. 2008’in ba- şõndan beri bölgedeki barõşõ koruma operas- yonlarõnõ BM yürütse de, yetersiz altyapõ ve hü- kümet desteğinin olmamasõ insani yardõm ça- lõşmalarõnõ zorlaştõrõyor. Etiyopya: 5 yõllõk İtalyan işgali dõşõnda, Afrika’nõn sömürgeleştirilmemiş tek ülkesi olan Etiyopya, tõpkõ Angola gibi Soğuk Savaş’la bağlantõlõ bir iç savaş yaşadõ. 1974’te, SSCB destekli bir darbeyle ülkede askeri yönetimin kurulmasõ ülkeyi büyük bir ka- rõşõklõğa sürükledi. Askeri yönetim Derg ve ona karşõ çõkan güçler arasõndaki iç savaş, cunta- nõn isyancõlar tarafõndan devrildiği 1991 yõlõ- na kadar sürdü. 250 bin kişinin öldüğü iç sa- vaşõ, 1993’te referandumla Etiyopya’dan ba- ğõmsõzlõğõnõ ilan eden Eritre ile olan savaş iz- ledi. Sõnõr tartõşmalarõyla başlayan çatõşmalar 1998’de savaşa dönüştü. İki yõl süren savaş on binlerce asker ve sivilin ölümüne neden oldu. Dünyanõn en fakir ülke- lerinden olmalarõna rağmen savaşa yüzlerce milyon dolar harcayan Eritre ve Etiyopya ara- sõndaki anlaşmazlõklar halen çözülmüş değil. Angola : Angola, 1975’te Portekiz’den ba- ğõmsõzlõğõnõ kazanõr kazanmaz kendisini şiddetli bir iç savaşõn içinde buldu. ABD tarafõndan des- teklenen Angola’nõn Tam Bağõmsõzlõğõ İçin Ulusal Birlik (UNITA) örgütü ile SSCB tara- fõndan desteklenen Angola’nõn Bağõmsõzlõğõ İçin Halk Hareketi’ni (MPLA) karşõ karşõya ge- tiren iç savaş, bağõmsõzlõğõn ardõndan ortaya çõ- kan siyasi boşluğu doldurmak amaçlõydõ. Soğuk Savaş konjonktüründe gelişen savaşta taraflar, 16 yõllõk çatõşmadan sonra 1992 yõlõnda ateşkes imzaladõ ve ülke genelinde seçim düzenlemeye karar verdi. Ancak, seçimleri kaybeden UNITA tekrar silaha başvurdu ve 2002’ye kadar uzayan iç savaş tekrar başladõ. 4 milyon kişinin evini terk etmesine yol açan savaşta 500 bin kişinin hayatõnõ kaybettiği düşünülüyor; ancak bazõ kaynaklar ölen insan sayõsõnõn 1.5 milyona ulaştõğõnõ sa- vunuyor. Angola bugün hâlâ 27 yõllõk iç sava- şõn yaralarõnõ sarmaya çalõşõyor. Liberya: Liberya’da 1980’de darbeyle iktidarõ ele geçiren Samuel Doe rejimine karşõ başlayan isyan, 1989-1997 yõllarõ arasõnda iç sa- vaş olarak devam etti. 1997’de isyancõ lider Char- les Taylor’õn kazandõğõ seçimler ufak bir barõş dönemi getirse de, çatõşmalar 2003’e kadar sürdü. Lahey tarafõndan Sierra Leone’deki iç sa- vaşa karõşmakla da suçlanan Taylor, uluslararasõ baskõlara dayanamayarak 2003’te iktidardan uzaklaştõ ve geçici bir hükümet kuruldu. 2005’te Liberya’da ilk demokratik seçimler yapõlsa da ülkedeki 15 bin kişilik BM gücü varlõğõnõ sür- dürüyor. Liberya’daki iç savaş 250 bin kişinin hayatõna mal oldu ve ülkenin altyapõsõnõ mahvetti; bugün Liberya’da elektrik ve suya ulaşmak hayli zor, okuma-yazma oranõ çok düşük ve iş- sizlik oranõ çok yüksek. Fildişi Sahili : İstikrar arayan Afrika ül- keleri için bir zamanlar örnek teşkil eden Fildişi Sahili 2002’de, halen sonuçlanmamõş bir iç savaşõn içine girdi. Ülkenin kuzeyindeki Müslüman grup- lar, Fildişi Sahili yönetimi tarafõndan ayrõmcõlõğa uğradõklarõ gerekçesiyle hükümete isyan ettiler. Mart 2007’de kuzey ve güney arasõnda imzalanan antlaşma sayesinde, 2002’de başlayan ve binler- ce kişinin ölümüne sebep olan çatõşmalar bugün durmuş gibi gözüküyor; ancak siyasi çözümden uzak olan ülke fiilen ikiye bölünmüş durumda. Büyük yeraltõ zenginliklerine sahip Demokratik Kongo Cumhuriyeti, belki de Afrika’nõn en şanssõz ülkesi. 1997’ye kadar Zaire olarak bilinen bu ülke, 1996’dan beri hem iç savaşlara, hem de diğer bölge ülkelerinin karõştõğõ büyük bir savaşa sahne oldu. Uganda ve Ruanda tarafõndan desteklenen Laurent Kabila’nõn 1996’da isyan edip ülkede iktidarõ ele geçirmesinden 2 yõl sonra, ülkede yine Uganda ve Ruanda destekli bir isyan çõktõ. 1998’de başlayan iç savaş, kõsa sürede bölge ülkelerinin taraf olduğu büyük bir savaşa dönüştü. 2001’de öldürülen Laurent Kabila’nõn oğlu Joseph Kabila’nõn başkanlõk ettiği geçici bir hükümetin kurulmasõ ile savaş resmi olarak 2003’te bitse de, yol açtõğõ yõkõm ve istikrarsõzlõk halen devam ediyor. Bugün hükümet ülkenin hâlâ küçük bir bölümünü kontrol ediyor; hükümetin kontrolünden bir hayli uzak olan doğuda ekim ayõndan beri yükselen gerilimin yeni bir bölgesel savaşa dönüşmesinden korkuluyor. Dünyanõn, İkinci Dünya Savaşõ’ndan beri tanõk olduğu en büyük yõkõma sahne olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde çoğu açlõk ve hastalõklar yüzünden olmak üzere bugüne kadar 5.5 milyon insanõn öldüğü tahmin ediliyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin büyük altõn, bakõr, elmas ve kobalt yataklarõ, ülkedeki savaşa bu kadar çok ülkenin karõşmasõnõn sebebi olarak kabul ediliyor. KONGO’DA 5.5 MİLYON KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ Sömürgecilerin kışkırttığı etnik ve dini farklılıklar ile kötü yönetimler, milyonlarca Afrikalının ölümüne ve mülteci durumuna düşmesine yol açan savaşlara neden oldu. avaşlarõn girdabõndaki kõta
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear