23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Hangisi Daha Sağlıklı? Karşımdaki kısa boylu dazlak adam, siyah de- ri ceketini de görüntüye ekleyince, Soğuk Savaş dönemi Amerikan filmlerindeki Sovyet ajanı ya da polis veya içişleri bakanlığı yetkilisi izlenimi uyan- dırıyordu bende. Zaten Soğuk Savaş’ın göbeğinde, 1968 baha- rı Varşova’sındaydık. Herkes gözünü bu ülkeye çevirmişti. Gençlerin hoşnutsuzluklarını sokak gösterileriyle dile getir- meleri, Sovyet bloğu ülkeleri için o günlerde alı- şılan olaylardan değildi. Ben de, daha otuzuna bile gelmemiş, yeniyet- me bir köşe yazarı olarak, Paris’ten kalkıp, Var- şova’ya neler olduğunu öğrenmeye gelmiştim. Partinin daha ziyade Gomulka kanadına men- sup bir yöneticisiydi karşımdaki adam ve beni şa- şırtacak şeyler söylüyordu. Gençlerin ülkeye ve düzene yabancılaşmaları- nın en büyük sorun olduğunu, asıl tehlikenin ora- da düğümlendiğini ileri sürüyor ve gençlik tepki- sini olumlu bulduğunu belirtiyor, bu gösterileri bir sağlık alameti olarak görüyordu. Anılarımda kırk yıl gerilere gitmeme neden olan gelişme, Yunanistan’ı sarsan son olaylar ol- du. Yunanistan’daki olaylar anarşist gruba mensup 16 yaşındaki Grigoropulos’un polisin ihtar ate- şinde seken bir kurşunla öldürülmesi ile patlak ver- di ve bir türlü yatışmıyor, sokak göstericilerinin yaş ortalamaları ise, bazı hallerde 14–15’e kadar düşüyor. Şu anda ellisi Atina’da olmak üzere, ülkede 100 lise bu çocukların işgali altında, Atina Teknik Üni- versitesi, Hukuk Fakültesi, Teknik Yüksek Oku- lu da öğrencilerin işgalinde. Gösteriler Karamanlis iktidarını tehdit ediyor artık. Doğrusu polisin ikide bir adam dövdüğü vur de- yince değilse bile, dur deyince öldürdüğü, kim- lik sormaya kalkanın beynini patlattığı, işkence- den adam öldürmesinin umuru adiyeden sayıldı- ğı, insanların en çok mafyanın mı, yoksa adli tıb- bın mı eline düşmekten korktuğunun sorgulandığı Türkiye gibi bir ülkede, komşusunda bir çocuğun bir gösteri sırasında, gerçekten kazara öldürülmesi üzerine bu kadar olay çıkmasının kamuoyu tara- fından anlaşılması güç. Bu anlama güçlüğü aynı zamanda ülkedeki sağlıksızlığın da bir gösterge- si. Ancak biraz daha yakından bakınca, işin deği- şik yanı görünüyor. Nitekim Sami Kohen, dün- kü yazısında “Grigolopulos’un öldürülmesiyle, Yu- nan toplumunda, hükümete, devlete ve siyasete karşı biriken öfke ve infialin birdenbire boşalıver- diğini” söylüyor. Bu “öfke ve infialin” nedenlerini ise bir başka de- ğerli dış politika yazarı, Ferai Tınç Yunanlı bir si- yasetçi arkadaşına atfen, gençlerin gelecek umu- du olmamasına, ebeveynlerine oranla koşulları- nın çok daha kötü olmasına bağlıyor. Yaşam koşullarının kötülüğü, siyasetçilerin be- ceriksizliği, yolsuzluklar, rüşvetler ve skandalla- rın siyasete ve kiliseye olan güveni sarstığını yi- ne oralı insanların gözlemlerine dayanarak, aktaran Ferai Tınç’ı okurken, kafamda bir sorunun çen- gel işareti şekillenmeye başladı. Gelir dağılımı bozukluğuysa, bizde daniskası var, genç işsizliğiyse, bizde Yunanistan’dan fazla, di- ni kuruluşlarının adının karıştığı lüpleme, hüpleme, söğüşleme, dızdızlama ve ırza tasaddi ise biz- dekiler komşuyu yaya bırakır, ekonomik kriz ise, bize hem de vurdumduymazlıkla katmerlenerek çöreklenmekte. Ana muhalefetin zekâ, yaratıcılık ve politika üretme yoksunluğundan çarşafa do- landığı, iktidarın da, yoksulluğa karşı insanlara ze- hirli kömür dağıtmaya sığınmış bir çaresizlik için- de olduğu bir ülkede, siyasete de, din bezirgân- larına da, güvenin taban değil, dip yapmış olma- sı ve kokuşmuşluğun her yanı sardığı bu ülkede, tepkinin ayyuka çıkması gerekirken, inanılmaz bir sükûnet hüküm sürüyor. Doğrusu, ülkelerindeki kaostan telaşa düşen Yu- nanlı meslektaşlarımdan çok daha fazla ben kendi ülkemdeki sahte ahenk ve inanılmaz tep- kisizlik karşısında telaşlanıyorum ve bu her türlü hayat belirtisinin yitimi anlamını taşıyan tepkisiz- lik karşısında kendi kendime soruyorum: “Acaba hangisi daha sağlıklı, komşudaki tepki- den doğan kaos mu, bizdeki tepkisizlikten doğan ölü toprağı durumu mu?” asirmen@cumhuriyet.com.tr İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com MAHMUT LICALI ANKARA - Eğitim-İş Genel Baş- kanõ Yüksel Adıbelli, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde her yõl göreve yeni başlayan 3-4 öğretmenin soba zehirlenmesi nedeniyle yaşamõ- nõ yitirdiğine dikkat çekerek “AKP se- çim yatırımı olsun diye büyük kent- lerde niteliksiz kömür dağıtmak yerine, bölgede çalışanlara gerekli ödeneği acilen sağlamalıdır” dedi. Yüksel Adõbelli, “Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölge Toplantıları” kapsamõnda bölgede yaşanan eğitim sorunlarõna ilişkin gözlem ve sapta- malarõnõ gazetemize anlattõ. Adõbelli, her iki bölgede de iklim koşullarõnõn yanõ sõra güvenlik sorunlarõnõn da uzun yõllar birçok hizmetin aksama- sõna, söz konusu bölgelerin “mahru- miyet bölgesi” olarak anõlmasõna yol açtõğõnõ kaydetti. Güneydoğu ve Do- ğu Anadolu bölgelerinde genellikle gö- reve yeni başlayan genç öğretmenle- rin çalõştõğõna dikkat çeken Adõbelli, öğretmenlerin yetersiz lojman odala- rõndan 6-7 kişiyle birlikte barõnmak zo- runda kaldõğõnõ kaydetti. Her yõl bü- yük kentlerden gelen ve sobayla ilk kez karşõlaşan genç öğretmenlerden 3- 4 tanesinin soba zehirlenmesi nede- niyle yaşamõnõ yitirdiğine dikkat çe- ken Adõbelli, şöyle devam etti: “Bölgeye iş güç sahibi olmanın ötesinde dünyanın en kutsal mesle- ğini yapmak için gelen genç arka- daşlarımız, en az 25 yıl sürecek eğitim emekçiliğinin başlangıcın- da olumsuzluklarla karşılaşarak heyecanlarını yitirmektedirler. Bu bölgelerimizde acilen okul ve lojman binalarının fiziki koşulları iyileşti- rilmeli, buralarda çalışan öğret- menlerimize bölgede çalışmanın zorlukları göz önünde bulunduru- larak ek ödemeler yapılmalı, muh- tar ve tüm yerel yetkililer tarafından her türlü desteğin sağlanması için gerekli çaba sarf edilmelidir.” ‘Hizmetlilere baskı var’ Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl- gelerinde görev yapan eğitim emek- çilerinin 7-8 ay süren kõş şartlarõna di- renebilmek için yõlda 2 bin YTL ya da 3 bin YTL yakõt parasõ vermek zo- runda kaldõğõnõ belirten Adõbelli, AKP hükümetinin seçim yatõrõmõ olarak büyük kentlerde niteliksiz kömür da- ğõtmak yerine bölgede çalõşanlara ge- rekli ödeneklerin acilen sağlanmasõ ge- rektiğini vurguladõ. Okullarda görev yapan hizmetlilere de her türlü bas- kõnõn yapõldõğõnõ ifade eden Adõbelli, hizmetlilerin herhangi bir ödenek ödenmeden kalorifer yakmak, verilen her türlü işi yapmak gibi bir zorunlu- luklarõnõn bulunmadõğõnõ ifade etti. Hizmetlilerin yükselme sõnavlarõnda AKP’ye yakõnlõğõn değerlendirme öl- çütü olduğuna dikkat çeken Adõbelli, şunlarõ söyledi: “Bu bölgelerimizdeki öğretmen açığı görmezden gelinmemeli, ge- reken önlemler akılcı şekilde alın- malıdır. Bölgedeki birçok ilde ol- duğu gibi Iğdır’a 300 öğretmen gi- derken ancak 65 öğretmen atan- makta, aradaki boşluk hükümete yakın kişilerce sözleşmeli, ücretli öğ- retmen adı altında doldurulmaya çalışılmaktadır. Çıkara dayalı bu tür atamalardan derhal vazgeçil- meli, bu genç öğretmenlere kendi- lerine yakışır kadrolar verilmeli, la- yık oldukları çalışma olanağı su- nulmalıdır.” Bölgede ek ders ücreti ödemelerinin de aksadõğõnõ kaydeden Adõbelli, il ve ilçe merkezlerindeki öğretmenevleri- nin yetersiz kaldõğõna işaret etti. Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adõbelli, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşanan eğitim sorunlarõ ile ilgili olarak “AKP seçim yatõrõmõ olsun diye büyük kentlerde niteliksiz kömür dağõtmak yerine, bölgede çalõşanlara gerekli ödeneği acilen sağlamalõdõr” dedi. CHP lideri Baykal, Antalya’da aday adaylarõnõ tanõtõrken yurttaşlarõn derdini dinledi, sorularõnõ yanõtladõ: AKP yardımlarla suç işliyor GÜRSU KUNT ANTALYA - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, par- tisinin Antalya’da yerel se- çimlere yönelik kararlõlõk içinde olduğunu vurguladõ. Baykal, AKP’nin kömür da- ğõtmasõnõn suç olduğunu vurgulayarak “Bakın bizim Seçim Kanunumuzun bir maddesi var. O madde di- yor ki: Oy almak için bir vatandaşa çıkar teklif et- mek, 3 yıla kadar ağır ha- pisle cezalandırmayı ge- rektirir. Kanunumuz şu anda yürürlükte” dedi. İl yönetimi ve belediye başkan aday adaylarõyla bir- likte bazõ ilçe ve mahalleleri ziyaret eden Baykal, CHP’li belediye başkanlarõnõn ça- lõşmalardan övgüyle söz et- ti. Büyükşehir Belediyesi aday adaylarõnõ da tanõtan Baykal, Mehmet Yılmaz’õ “Alıştığınız bürokratlar- dan değil, halk çocuğu” cümlesiyle, Arif Bulut’u başhekimliğini yaptõğõ dö- nemdeki çalõşmalarõyla an- lattõ. Prof. Mustafa Akay- dın için de “Onu sadece Antalya değil, tüm Türki- ye tanıyor. Kendisiyle ifti- har ediyoruz” dedi. Akay- dõn’õn bir cerrah olduğunu da anõmsatan Baykal, “So- runları, dertleri kesip, bi- tirebilecek durumda” diye konuştu. Yurttaşlarõn, “AKP oy için kömür dağı- tıyor, bulgur, nohut dağı- tıyor” yakõnmasõ üzerine Baykal, bunun suç olduğu- nu ve dünyanõn hiçbir de- mokrasisinde böyle bir uy- gulama olmadõğõnõ söyledi. Baykal, “Seçim Kanunu- muzda bir madde var. Oy almak için bir vatandaşa çıkar teklif etmenin, 3 yıla kadar ağır hapis cezası gerektirdiğini söyler. Hat- ta oy için kamu hizmeti niteliğindeki teklif bile, mesela oy verin iş maki- neleriniz gelsin demek bi- le, 3 yıla kadar ağır hapis cezası gerektirir. Sadece bizim kanunda değil, tüm dünyada böyle” diye ko- nuştu. Devletin parasõnõn oy için kullanõlamayacağõnõ belirten Baykal, şöyle de- vam etti.“Oy için vatanda- şa teklifte bulunursan, bunu yaparsan demokrasi kalmaz. Kimin parasıyla kime iyilik yapıyorsun? Milletin parasıyla gidip, milletten oy almaya kalkı- yorsun. Bu yasak, yanlış diye bir temel anlayış var. Ama bugün bunu uygula- yacak ne savcı var Türki- ye’de ne hukuk var. Yani bunun ihlal edildiği açık bir gerçek.” Baykal AKP’nin kömür, bulgur, nohut dağõtmasõnõn seçim yasasõna göre suç teşkil ettiğini belirtti. MHP’Lİ TANRIKULU DEĞERLENDİRDİ: Hükümet kriz karşõsõnda yavaş kaldõ AYŞE SAYIN ANKARA - MHP’nin ekonomi kurmaylarõndan İzmir milletvekili ve eski Sanayi ve Ticaret Bakanõ Ahmet Kenan Tanrıku- lu, küresel ekonomik krize karşõ Türkiye’nin önlem al- ma konusunda yavaş hare- ket ettiğini belirterek 2009 yõlõ bütçesinin bir mali kri- ze çözüm getirme amacõn- dan çok “yerel seçimleri at- latma”ya dönük hazõrlan- dõğõnõ ifade etti. MHP Ekonomi Komis- yonu üyesi Ahmet Kenan Tanrõkulu, Türkiye’yi her geçen gün daha da etkisi al- tõna alan ekonomik krizin yansõmalarõnõ şöyle değer- lendirdi: Hükümet krizi inkâr et- ti: Ekonomi yönetimi ve iktidar, önce krizi inkâr et- ti, bu söylemler bir süre sonra boş olduğu için geçen günlerde en yetkili ağõz olan Başbakan tarafõndan itiraf edilerek bir paket hazõrla- nacağõ söylendi. Krize yö- nelik alõnmõş bir tedbirler manzumesini göremiyoruz. Ekonominin bir lideri, sü- rükleyebilecek bir orkestra şefi yok. Oysa acilen topar- lanmaya ihtiyaç var. Bütçe krize çözüm üret- miyor: Krize karşõ alõna- cak önlemler konusunda bi- ze fotoğrafõ verecek en önemli gösterge 2009 büt- çesi. Bütçeye baktõğõmõz zaman fotoğraf hiç de öyle açõk ve net değil. Bu daha çok mahalli idare seçimle- rini atlatmaya yönelik, içe- ride bir seçim ekonomisini kurtarmaya, uygulamaya dönük bir doküman olarak ortaya çõkõyor. Finansman açığı tehlike: Eğer 2009 yõlõnda yaklaşõk 80-100 milyar dolarlõk bir fi- nansman açõğõnõ Türkiye sağlayamazsa o zaman tam Anadolu tabiriyle “Yandı gülüm keten helva”. Çün- kü ne büyüme sağlanabilir, ne istihdam yaratõlabilir, ne de sosyal kalkõnmayõ sağ- layabilirsiniz. Sadaka devleti: AKP, uyguladõğõ politikalarla, sosyal devlet yerine sadaka devleti anlayõşõnõ getirdi. Hükümet 6 yõldõr “umut ekonomisi” uyguluyor. Ön- ce insanlarõ fakirleştiriyor- sunuz, sosyal gelir grubu- nun en dibine itiyorsunuz, sonra kendinize muhtaç ha- le getiriyorsunuz. IMF ümük sıkacak: Şimdi IMF konusunda ka- muoyunun gözü boyanõ- yor. Bence IMF ile sõkõntõ var. Türkiye’nin ümüğünü sõkacak ki, şu anda sõktõrõ- yor hükümet ümüğünü. Bu kadar geç kalõrsanõz bu ka- dar ağõrdan alõrsanõz olaca- ğõ budur.  Krizi inkâr ettiler sonra itiraf ettiler.  Bütçe krize karşõ çözüm üretmiyor.  Finansman açõğõ tehlike yaratõyor.  Türkiye’yi sadaka devleti haline getirdiler.  IMF ümük sõkmaya hazõrlanõyor. CHP’liKart’tan‘Okyanus’sorusu BARIŞ YAMAN KONYA - CHP Konya mil- letvekili Atilla Kart, Konya merkez Sille Kavşağõ’ndaki as- falt şantiyesinin bulunduğu ala- nõn AKP’li Büyükşehir Beledi- yesi tarafõndan Okyanus Şir- ketler Grubu’na satõlmasõnõ ve sa- tõştan sonra yaşanan gelişmeleri Meclis gündemine taşõdõ. Kart, arsalarõ alan Okyanus Grubu’nun bu taşõnmazlarõ Tesco Kipa gibi firmalara yüksek bedelle satarak yaklaşõk 8 milyon YTL haksõz kazanç elde ettiğini ileri sürdü. Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ iste- miyle verdiği soru önergesinde Sille Kavşağõ’ndaki asfalt şanti- yesinin bulunduğu alanla ilgili tartõşmalara dikkat çekti. İmar planõnda yeşil alan, çocuk ve eğlence merkezi olarak işa- retlenen 38 bin 41 metrekarelik arsanõn parsellere ayrõldõğõnõ söy- ledi. Sonrasõnda boş olduğu ge- rekçesiyle 3 No’lu parselin 2005 yõlõnda Okyanus Grubu’na 5 milyon YTL’ye satõldõğõnõ be- lirten Kart, bu arsanõn kõsa bir sü- re sonra yüzde 160 artõşla 13 mil- yon 731 bin bedelle Tesco Kipa AŞ’ye satõldõğõna dikkat çekti. Soru önergelerine eksik ya- nõtlar verilerek satõşõn gizlen- meye çalõşõldõğõnõ savunan Kart, aynõ arsadaki 2 No’lu parselin de 6 milyon 250 bin YTL bedelle Megeye Lojistik AŞ’ye devre- dildikten sonra, Yapõ Kredi Ban- kasõ’na 11 milyon 804 bin Ame- rikan Dolarõ karşõlõğõnda teminat gösterildiğini ifade etti. Danışıklı imar değişikliği Kart, önergesinde “Başka bir anlatımla, 3 No’lu parsel yö- nünden, 2,5 ay içinde kapalı kapılar ardındaki danışıklı imar düzenlemesi yoluyla bel- li bir sermaye grubuna 8 mil- yon 676 bin YTL tutarında haksız kazanç sağlanmıştır” dedi. Bu haksõz kazancõn içinde işa- damlarõ, belediye yetkilisi ve si- yasetçilerin de bulunduğunu vur- gulayan Kart, önergesinde şu sorularõ yöneltti: “Kamu değe- rini ve halkın ortak malını; ka- palı kapılar ardında talana dönüştüren AKP iktidarının kimliğini ortaya koyan yeni bir olay söz konusudur. Döne- min İçişleri Bakanı Abdülka- dir Aksu, ilgili önergemizde somut olarak ortaya konuldu- ğu halde, önergemize neden cevap vermemiştir?” Kart, Konya Sille Kavşağõ’ndaki arsalarõ AKP’li belediyeden satõn alan grubun, söz konusu taşõnmazlarõ yüksek bedelle satarak haksõz kazanç elde ettiğini savundu Eğitim-İş her yõl 3-4 genç öğretmenin soba zehirlenmesinden yaşamõnõ yitirdiğini belirterek Erdoğan’a seslendi ‘Öğretmene ödeneğini ver’ Antalya’da ağustos ayında çıkan orman yangı- nında evleri yanan Karataş köylülerini ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çevreci olduğunu yineleyerek “Çevre bizim işimiz” de- di. Bayramın birinci günü Antalya’ya gelen ve her zamanki gibi yine Fettah Tamince’nin 7 yıl- dızlı oteli Rixos’ta konaklayan Erdoğan, dün ilk kez dışarı çıktı. Erdoğan’a cuma namazını kıl- dığı Serik’te bakanlar Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Zafer Çağlayan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu eşlik etti. Erdoğan daha sonra Karataş köyünü ziyaret etti. “Yan- gında kül olan 76 konutun hepsini yapacağız” di- yen Erdoğan daha sonra Aspendos antik tiyat- royu ziyaret etti. (Fotoğraf: AA) ‘Çevre bizim işimiz’ 8 EL BOMBASI ELE GEÇİRİLDİ Trabzon’da baskõn: 3 gözaltõ TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür- lüğü’ne bağlõ ekiplerin dün sabaha karşõ bir eve düzenlediği baskõnda 8 el bombasõ, 1 otomatik tüfek ve mühimmat ele geçirildi, 3 kişi gözaltõna alõndõ. Trabzon Valisi Nuri Okutan, “Ele geçirilen bombalar ve silahla ilgili araştırmalar sürüyor. Başka gözaltı- lar olabilir” dedi. Trabzon’un Erdoğdu Ma- hallesi’nde savcõlõk bilgisi dahilinde bir bas- kõn düzenleyen polis ekipleri 8 el bombasõ, 1 Kalaşnikof marka otomatik tüfek ile bu tüfe- ğe ait mermiler ele geçirdi. Trabzon Valisi Nuri Okutan, bir eve yapõlan baskõn sonucu başlayan operasyonun devam ettiğini belirte- rek, el bombasõ ve silah ele geçirildiğini doğ- ruladõ. Okutan, “Ele geçirilen bombalar ve silahla ilgili araştırmalar sürüyor. Ayrıca gözaltındaki 3 şahıs da bölgemiz nüfusuna kayıtlı. Operasyonu bitirmiş değiliz, bir- kaç nokta var. Bu noktalar henüz tamam- lanmadı. Operasyonun il dışı bağlantısı da olabilir. Ek operasyonlar yapılabilir. Her- hangi bir olayla veya oluşumla bağlantılı olduğunu söylemek için henüz erken” de- di. Cumhuriyet savcõlõğõnõn da olayla ilgili bir soruşturma yürüttüğü vurgulandõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear