18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EYLÜL 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kanadoğlu, AKP’nin anayasanın değiştirilemez maddelerini aşma çabasının meşru olmadığını söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Virgülüne dokunamazlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 23. Dönem TBMM’sinin yeni bir anayasa yapma hak ve yetkisine sahip olmadığını, yeni anayasaların sadece bu konu için seçilmiş kurucu meclisler tarafından yapılabileceğini vurguladı. Kanadoğlu, “Bu nedenle anayasanın değiştirilemez maddeleri engelini bu yolla aşma çabası meşru görülemez. Sonradan yapılacak halkoylaması da bu sonuca meşruiyet kazandıramaz” dedi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, akademisyenlerce hazırlanarak AKP’ye sunulan taslağı değerlendirdi. AKP iktidarının seçim yengisinin getirdiği güven duygusu ve ortamın elverişli olduğu dü 27 Yıl Sonra... Bir öğle üzeri bir yerlerde olmalıyım. Bir deniz, bir ırmak kıyısında belki. Defne ağaçlarının altında zakkum çiçeklerinin tam ortasında. Göğün öğle yıldızlarını görmeliyim, topraksı bir uykunun içine girmeden önce... Güneş kabuklarıyla oyalanmalıyım... Ak bir rüzgâr esmeli Sakız’dan ya da Midilli’den... Urla İskelesi’nde dolaşmalıyım, Gökova’da Halil’in Yeri’nde suda yüzen ördeklere ekmek atmalıyım... Mavi zaman atlasında saatleri durdurmalıyım... Yaşama sarılmalıyım sımsıkı... 180 bin öğretmenin çığlığını duymalıyım. 2008 yılında işsiz öğretmen sayısının 232 bin olduğunu anlatmalıyım herkese. Öğretmen olma umuduyla eğitim fakültelerini bitiren on binlerce gencimizin çığlığını hiç kimse duymuyor... Din kültürü, İngilizce ve bilgisayar öğretmenleri iş bulurken fizik, matematik, biyoloji, edebiyat, beden eğitimi öğretmenleri neden işsiz? Elektronik postama binlerce mektup geliyor işsiz öğretmenlerden... Bir acı yaşanıyor benim ülkemde... Hüseyin Çelik suskun, Tayyip Bey suskun!.. Bu yıl 30 bin öğretmenin atamasını yapan hükümet, 2007 sonuna dek 10 bin öğretmeni daha işe alacak... 20072008 yılında ise eğitim fakülteleriyle fen fakültelerinden 67 bin kişi diploma alacak... O zaman ne olacak? İşsiz öğretmen sayısı 232 bine ulaşacak... ??? Düşler kuruyorum bazen... Tunceli’den bir kuş uçuşu Iğdır’a gidiyorum; Varto’da bir akşamüstü tek başıma dolaşıyor, Şırnak’ta okula gönderilmeyen kız çocuklarıyla konuşuyorum... Okula gitmeyen çocuklar, sabahları odun kırıp sınıf sobasını yakan öğretmenler... Türkiye çağdaş laik eğitimi, kızların okula gönderilmemesini değil “sıkmabaş”ı tartışıyor, “sivil anayasa” taslağı üniter devlet yapısını yok etmek için hazırlanıyor... AKP hükümeti “sivil anayasa” taslağını kimseye göstermiyor, neden? Bir çınarın damarlarına benzer yaşam!.. Sürgünün acı sızısı yüreğinize indiğinde bir yalnızlık kaplar içinizi... Ocak ateşinin belirsiz aydınlığında dünü ve bugünü düşünürsünüz... Bu ülkede eğitime değer verilmezken “sıkmabaş” özgürlüğün simgesi olarak gösteriliyor... Acı ama gerçek bu!.. Laik ve demokratik eğitimi “faşist eğitim” diye niteleyen AKP’nin kadrolu hizmetkârları, din pazarlamacıları ve tarikat şeyhlerinin müritleriyle çok iyi anlaşıyorlar... Cumhuriyet’in kazanımlarını savunanları “fosil” ve “statüko zaptiyesi” diyerek karalamaya çalışan AKP hizmetkârları CIA denetiminde görevlerini çok iyi yapıyorlar... Bunların hepsinin, 12 Eylül’ün mimarı Kenan Paşa’ya çok borçları var... Eğer 12 Eylül darbecilerinden bugüne dek hesap sorulsaydı ne neoliberaller ne İkinci Cumhuriyetçiler, ne de tarikat şeyhleri kalırdı ortada... ??? İşte bir öğle üzeri bir yerlerdeyim ve işsiz öğretmenlerle konuşuyorum... Deniz kıyısındayım... Defne ağaçlarının altında zakkum çiçeklerinin tam ortasında... Üstelik bir 12 Eylül sabahında... On binlerce öğretmen işsiz!.. Peki hükümet nerede? Hükümet tarikat ve Arap şeyhlerinin yanında... Haydi 12 Eylül darbecilerinden hesap soralım... Kim soracak hesabı? Soros çocukları mı, AKP hizmetkârı İkinci Cumhuriyetçiler mi? Eğitim din baronlarına teslim edildi, Atatürkçü Kenan Paşa’nın desteğiyle... Bakın 27 yıl geçmiş aradan... 22 Temmuz’da sandıktan “demokrasi” ambalajlı “sivil darbe” çıktı... Siz boş verin on binlerce öğretmenin işsiz olduğunu... Boş verin bunca faili meçhul cinayetlere; koyların, büklerin satıldığına; dağların, ovaların “çokuluslu altın avcılarına” peşkeş çekildiğine... 12 Eylül “sol”a, “sosyalizme” karşı “dinci yapılanmayı” getirdi, Türkiye kuşatıldı... Başkomutan Abdullah Bey, Güneydoğu seferine başladı... 12 Eylül’den geriye ne mi kaldı? Bugünkü Türkiye!.. ? Akademisyenlerce hazırlanarak AKP’ye sunulan anayasa taslağını değerlendiren Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP iktidarının seçim yengisinin getirdiği güven duygusuyla Atatürk milliyetçiliğine, ilke ve devrimlerine dayalı laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi ideolojisine uygun dinci, oligarşik bir yapıya döndürme çabası içinde olduğunu vurguladı. şüncesiyle Atatürk milliyetçiliğine, ilke ve devrimlerine dayalı laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi ideolojisine uygun dinci, oligarşik bir yapıya döndürme çabası içinde olduğunu vurgulayan Kanadoğlu, bu amaçla kurdurulan bir komisyonun sipariş üzerine anayasa taslağı hazırladığını söyledi. 23. dönem TBMM’sinin yeni bir anayasa yapma hak ve yetkisine sahip olmadığını, yeni anayasanın sadece bu konu için seçilmiş kurucu meclisler tarafından yapılabileceğini vurgulayan Kanadoğlu, “Bu nedenle anayasanın değiştirilemez maddeleri engelini bu yolla aşma çabası meşru görülemez. Sonradan yapılacak halkoylaması da bu sonuca meşruiyet kazandıramaz” dedi. yer alan ilkelerin virgülüne dahi dokunulamayacağını anlatan Kanadoğlu, “Ayrıca anayasalar toplumsal bir uzlaşmanın getirdiği sözleşme niteliği ile katılımcı demokrasinin gereklerine uygun, saydam bir hazırlık çalışmasının ürünü olmalıdır” diye konuştu. Taslakta yer alan yeni laiklik tanımı, ibadet, dini ayin ve törenlerin “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı ‘Katılımcılık ve saydamlık lanmalı’ TBMM’nin anayasa üzerinde yine bu anayasanın kabul ettiği ölçütler içerisinde değişiklikler yapabileceğini, ancak ilk 3 madde ile bunlardan ikinci maddede belirtilen ve başlangıç kısmında amaçlayan faaliyetler” biçiminde yapılamayacağına ilişkin hükmün kaldırılmasının Cumhuriyetin ve demokrasinin temel ilkesi olan laikliğin sulandırılması anlamına geldiğini vurgulayan Kanadoğlu, bunun taslağa egemen olan amacı ortaya koyduğunu belirtti. Taslağın anadilde eğitim olanağı sağlayarak ulus devlet ilkesine, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapısını değiştirerek idari yargıda kamu yararı kavramını kaldırarak yargıya ve yargı bağımsızlığına darbe vurulduğunu kaydeden Kanadoğlu, türban konusunda getirilen serbestliğin ise AİHM kararına aykırı olduğuna ve uygulamasının toplumsal barışa yönelik yeni sorunlar yaratacağına dikkat çekti. A KP’NİN TASLAĞI ÇİZMEDEN YUKARI Laiklik yeniden tanımlanıyor! MUSA KART B AYKAL Yolsuzluğa ‘anayasal’ davetiye ? AKP’nin anayasa taslağında KİT’ler, tarım kesimi, esnaf ve sanatkârlar unutuldu. Taslağa göre, devletin ekonomiden ve tarımdan tamamen çekilmesinin önü açılırken, yolsuzluğu önleme amaçlı hükümler de çıkarılıyor. MURAT KIŞLALI/ EMİNE KAPLAN Kanaltürk cezasına kınama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kanaltürk televizyonuna verilen program yayınlarının durdurulması cezasının “AKP iktidarının basın özgürlüğü anlayışı ile örtüştüğünü’’ söyledi. Kanaltürk’ün ‘’Ana Haber Bülteni’’ ile ‘’Editör Masası’’ adlı öğle haberlerine milletvekili genel seçimi dönemindeki yayın yasaklarına aykırı olduğu gerekçesiyle 6 kez durdurma cezası verilmesini kınayan Baykal, bir televizyon kanalının yayıncılık tercihinin “çok ağır’’ bir şekilde cezalandırılmasının “demokrasi, yayıncılık ve iletişim özgürlüğü anlayışı ile bağdaşmadığını’’ belirtti. CHP lideri Baykal, “Seçim sürecinde AKP yayın organı gibi çalışan medyanın tek yanlı yayınlarına ses çıkarmayanların iktidar karşıtı yayınları, gazetecileri baskı altına alması, susturması, özgürlük ile adalet anlayışını rencide etmektedir” dedi. ANKARA Hükümetin bizzat yönlendirdiği ortaya çıkan yeni anayasa taslağı ile mevcut anayasada “Planlama”, “KİT’lerin TBMM Tarafından Denetimi”, “Esnaf ve Sanatkârın Korunması”, “Toprak Mülkiyeti”, “Tarım, Hayvancılık ve Bu Üretim Dallarında Çalışanların Korunması” maddelerine yer verilmeyecek. Taslağa göre doğal kaynakların işletimiyle KİT’lerin TBMM tarafından denetimi de yasalarla yapılmayacak. Cumhuriyet’in ele geçirdiği, Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergun Özbudun ile 5 akademisyen tarafından hazırlanan taslağa göre, devletin ekonomiden ve tarımdan tamamen çekilmesinin önü açılırken yolsuzluğu önleme amaçlı atıf hükümler çıkarılıyor. KİT’lerin denetimine ilişkin madde ile “planlama” başlıklı madde de yeni taslakta yer almıyor. Planlamayı düzenleyen madde, “devletin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla geliştirmesini sağlaması, yatırımlarda toplum yararının gözetilmesi, kaynakların verimli şekilde kullanılmasını” içeriyor. Mevcut anayasadan “Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir” hükmü çıkarılıyor. Tabii servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesini düzenleyen madde ise bu servetlerin aranması ve işletilmesine ilişkin “gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve devletçe yapılacak gözetim, denetim, usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir” hükmü çıkarıldı. Mevcut anayasadaki tarımla ilgili maddeler, “devletin, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylülere toprak sağlamak amacıyla gerekli önlemleri alması; tarım arazileriyle çayır ve meraların amaç dışı kullanılması ve tahribinin önlenmesini” öngörüyor. [email protected] Özgürlükçü anayasa çalışması başladı DİSK, KESK, TMMOB, TTB, Türk Diş Hekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği’nin düzenlediği ‘Özgür ve Demokratik Bir Türkiye Yolunda Yeni Anayasa’ kampanyası başlatıldı İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK, TMMOB, TTB, Türk Diş Hekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği, ortaklaşa düzenledikleri toplantıyla “Özgür ve Demokratik Bir Türkiye Yolunda Yeni Anayasa” kampanyasını başlattılar. Sendika, meslek odaları ve sivil toplum örgütü temsilcileri, kalkış noktası, insan haysiyeti, eşitliği ve özgürlüğü olan, yasamanın yürütme hâkimiyetinden kurtarıldığı, hukuk devletinin inşa edildiği bir özgürlük belgesi olan anayasanın, acele edilmeden, görüşülüp tartışılarak, ortaklaşa hazırlanmasını istediler. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda sunum yapan Prof. İbrahim Kaboğlu, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri ve konunun uzmanları ile bir araya geldiklerini, sosyal, kültürel, eşitlikçi, çağdaş bir anayasa için demokratik girişim oluşturduklarını belirtti. Hükümetin seçimlerin ertesi günü, bir darbeden çıkılmış gibi, pat diye kurtuluş anayasadadır dediğine dikkat çeken Kaboğlu, Türkiye’de ilk kez sivil anayasa hazırlanacak söylemine de tepki gösterdi. Kaboğlu, şöyle konuştu: “Anayasa hukukunda, anayasa için sivil deyimi kullanılmaz. Sivil zaten bir hukuk devletini kuran anayasanın doğasında var olan bir özelliktir. Özgürlükler için sivil denir. Sivil yerine anayasal yurtseverlik kullanılır. 24 Anayasası Meclis’te hayli özgür tartışmalarla kabul edilen, demokrasi ruhu ağır basan anayasadır.” Rejimin yeniden inşası söz konusuymuş gibi davranıldığına dikkat çekerek, “Değişmez ikinci maddede, insan haklarına saygılı devlet kavramına, ‘insan haklarına dayanan devlet dedik’ diyor. Gerekçeyi de yeniden yazmışlar. Hiç bununla ilgili değil. Laiklik şöyle anlaşılmalıdır, böyle anlaşılmamalıdır diyor gerekçede. Laiklik tanımını yapmışlar. Onu okuyunca, şunu hatırlamamazlık edemedim. Önceki dönem Meclis başkanı, sürekli olarak ‘laikliği anayasada tanımlayalım’ diyordu. Böyle bir siyasal arzu mu yansıdı diye... Değişmez maddenin kendisine dokunmuyor, gerekçesini yeni baştan yazıyorsunuz. Bunlar ciddi çatışmalar yaratır. Kapalı kapılar arkasında bu tür girişimler, eskisinden çok daha da sıkıntıya sokabilir. Anayasal geleceğimizi karartabilir. Devam eden anayasa değişikliği çok sıkıntılı anayasa değişikliği oldu. Oylandığında kabul edilse de edilmese de getireceğinden çok götüreceğinin çok olduğu açık olan bir anayasadır” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Ö DP MİLLETVEKİLİ UFUK URAS, AKP’YE KARŞI SOLUN İŞBİRLİĞİ YAPMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ: Siyasi rönesansa ihtiyaç var ANKARA (AA) ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Türkiye’de solun ideolojik, politik örgütsel bir yenilenmeye, bir tür siyasi rönesansa ihtiyacı olduğunu söyledi. Uras, Türkiye’de sol hareketin içinde bulunduğu duruma ilişkin soruları yanıtlarken solun değişik renklerindeki arayışının, bir siyasi yenilenmeyle sonuçlandırılması gerektiğini ifade etti. Solun ideolojik, politik örgütsel bir yenilenmeye, bir tür siyasi rönesansa ihtiyacı olduğunu anlatan Uras, sol siyasetin bütün toplumsal dinamiklerin önünü açan bir anlayış sergilemesi gerektiğini söyledi. Ufuk Uras, “Ne yapıp yapıp Adalet ve Kalkınma Partisi karşısında bir sol seçenek oluşturmalıyız. Şu anda öyle bir boşluk var. Bu, sol bir koalisyon mu olur, 3. cephe mi olur, bunun çatısı sonra oluşur. Şimdiden somut işbirlikleri yapmak önemli” diye konuştu. “Demokrasiyle ekmek mücadelesini bütünleştiren bir hat üzerinden solu büyütebiliriz” diyen Uras, Türkiye’de sol siyasetin vizyonunu değiştirmesi, yeniden tarif etmesi gerektiğini savundu. Uras şöyle konuştu: “Kendi içine kapanan bir sol değil, küresel süreçte olabilen, her sorunu kendi sorunu olarak gören, mücadeleyi küreselleştiren bir sol ihtiyacı var.” Neoliberal politikaları savunarak, sosyal politikaların hayata geçirilemeyeceğini, bu nedenle gelecek dönemde AKP’nin başarısız olacağını savunan Uras, yerel seçimlere güçlerini birleştirerek ve ortak adaylarla girmesi durumunda solun başarılı olacağını söyledi. Sol hareketin, hükümetin enerji politikalarını yakından izleyip etkin bir muhalefet ortaya koyması gerektiğini anlatan Uras, akarsuların özelleştirilmesinin kamu yararına aykırı olduğunu kaydetti. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear