Catalog

SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B B 29 31 29 30 35 35 35 35 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B B B B B 20 20 20 22 29 29 26 25 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB Y Y Y Y PB 32 27 27 30 25 25 17 16 18 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Güneydoğu Anadolu’nun doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurt genelinde 1 ila 2 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 14 Helsinki B 17 Stockholm PB 15 Londra Y 18 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 16 Paris Y 16 Bonn Y 12 Münih Y 11 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y PB PB Y B Y 17 29 24 17 33 29 26 32 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B PB PB PB B PB B PB PB 20 24 28 34 19 31 25 32 32 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Gelmiş geçmiş başbakanlar arasında söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmayan tek siyasetçinin RTE olduğu söylenirse; bu bir sav değil, gerçeğin ta kendisi. Önceki gün bir örnekle bu kanıyı güçlendirdi. Batı’yı inandırmak için durmadan AKP’nin dinci bir parti olmadığını söyleyegelen RTE; düzenlenen bir panelin daha önce açıklanan programa göre Aya İrini (kilise) Müzesi’nde yapılmasına karşı çıktı. Hilton Oteli’ne alınmasını sağladı. Merak bu ya; RTE, panel örneğin Süleymaniye Camisi’nin avlusunda yapılsaydı, aynı duyarlılığı gösterecek miydi? Hayır! Koşa koşa gelir cami avlusuna… Üstelik bismillahirrahmanirrahim çekerek laiklik üzerine ezberlediği klişe söylemleri sıralayan açıklamalar yapardı! Adamın laiklik ve medeniyetler uzlaşmasından anladığı bu! ??? Dediğine göre, “din üzerinden siyaset yapılamayacağı gibi laiklik üzerinden de siyaset yapılamaz” ama; hemen her dalda din siyasetini hükümet uygulamalarında temel ilke yaparsan.. elbette laiklik kavramı bu davranışa karşı bir kalkan olacak ve siyasetin belli başlı öğelerinden biri, hatta başlıcası olarak karşında yer alacak. Partisinin “insan eksenli” olduğu savını öne sürüyor. Oysa, çeşitli yollardan, el altından devletin bütün olanaklarını kullanarak düşman bildiği, kin duyduğu kimi gazetecilere, yayın organlarına karşı açtığı savaş ortada iken bu türden büyük bir yalanı rahatlıkla söyleyebiliyor. “Partim din eksenli bir parti değil” derken de yine gerçeği saptırıyor, artık kimsenin yutmadığı bir saptama yapıyor. Partisinin “din orijinli bir parti olmadığını” söylüyor. Ama gerçeklerle hükümet uygulamaları birbirinden farklı. 1924 Anayasası’ndaki devletin dini İslam’dır diyen bir tanımlama yürürlükte olan anayasada yer alsaydı RTE; İslamı bütün kurallarıyla uygulayacak şeriatçı bir partinin kurucusu olmayacak mıydı? ??? RTE, ne yazık ki “demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin Başbakanı” ve ne yazık ki, anayasanın dört öğesi, demokrasi, laiklik, sosyal ve hukuk devleti ilkelerini savunur görünüyor. “Bunlardan bir tanesi eksik olursa ideal devlet eksik olur” derken, söylemleri TSK’ye takılıyor. Sıkıştı mı sarıldığı sloganı yineliyor. Oysa söz açmak istemediği konu TSK. Yabancı bir gazetecinin ağzı torba değil ki büzesin; “Ordudan neredeyse tek kelime etmediniz” demesi ve nedenini sorması üzerine önce ezberlediği cümleleri sıralıyor. Ona göre ordu “sadece bir kurum”. Anayasaya göre, “Genelkurmay’ın direkt olarak kendisine bağlı olduğunu” söylüyor. Pekâlâ! Anayasanın dört unsur içerdiğini, demokrasi, laiklik, sosyal, hukuk devleti. Buna da eyvallah!.. Lakin bu ifadesini dört öğeyi aynı ölçüde “temellendirdiklerini” söylerken şöyle bağlıyor: “…Bunlardan taviz vermeyi asla düşünmüyoruz ve.. ordu da bu güvenliği içeriden sağlamakla yükümlüdür…” ??? RTE’nin açıklamalarındaki son iki cümlesi: İrtica, gericilik hareketleri üzerindeki ordunun yadsınamaz duyarlılığını yansıtan, laik Cumhuriyeti her ne pahasına olursa olsun koruma görevini mutlaka yerine getireceğini vurgulayan Genelkurmay’ın son (27 Nisan 2007 tarihli) ve muhtıra niteliğindeki açıklamasını sindirdiğini kanıtlıyor. RTE de artık laiklik tehlikeye düştüğü (veya tehlikeye düşürdüğü) zaman ordunun üzerine düşen görevi.. laik Cumhuriyet rejimini ortadan kaldırma girişimine karşı görevini yerine getireceğini kabul etmiş oluyor. ??? Başbakan’ın anayasa kaynaklı “öteki” afraları tafraları boşuna gayret ve beyhude. RTE, son açıklamasıyla anayasaya göre Genelkurmay’ın Başbakanlık’a bağlı olduğu kadar… Anayasal ve yasal görevi gereği laik Cumhuriyeti koruma görevine de sıkı sıkıya bağlı olduğunu kabul etmiş oluyor. Ordunun gerektiğinde bu görevi yerine getireceği ve bugün böyle olduğu gibi yarınlarda da böyle kalacağı da bir gerçek. Yerli yabancı kaynaklı aksi savlar, yorumlar fasa fiso! Karadeniz Samsun’a akacak ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY deniz kentlerinden büyük katılım gerçekleştirileceği öğrenildi. ADD Samsun Şubesi Başkanı Şükrü Kumbasar, “Diğer mitinglere uzak mesafe nedeniyle katılamayan Karadenizlilerin uzun süredir beklediği bir mitingdi. Zonguldak’tan Hopa’ya kadar bütün Karadenizliler burada olacak” dedi. ÇYDD mitinge deniz yoluyla gitmeyi planlarken, bir sponsor aracılığıyla gemi tahsis etmek için uğraş veriyor. Samsun, 20 Mayıs’ta saat 11.00’de yapılacak “Cumhuriyet Mitingi”ne hazırlanıyor. Mitinge, pek çok sivil toplum örgütü destek verirken, yurt genelinden yoğun katılım gerçekleştirileceği belirtiliyor. Gemiyle gidecekler ÇYDD, kentin önemine ve 19 Mayıs’ın ertesi gününe uygun bir anlam taşıması adına, mitinge İstanbul’dan yola çıkacak bir gemiyle gitmeyi istiyor. Bu amaçla sponsor arayışları sürerken, yapılan görüşmelerden olumlu sonuçlar alındığı belirtildi. ÇYDD üyeleri başta olmak üzere kontenjana göre gemiye isteyen yurttaşlar da kabul edilecek. Mitinge, Samsun Sivil Toplum Örgütleri Platformu katkı sunuyor. ADD Samsun Şube Başkanı Kumbasar, “En baştan beri 14 Nisan Mitingi’nin ruhuyla bu işi Samsun’da noktalayalım ça bası içindeydik” diye konuştu. Gençlerin yoğun katılımıyla Samsun buluşmasının bir şenlik havası oluşturacağını söyleyen Kumbasar, “Mustafa Kemal’in kurtuluşun ilk ateşini yaktığı bir şehirden, aynı ruhun aynı canlılığın taşındığı bir kez daha ifade edilecek” dedi. Kumbasar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile sürekli iletişim halinde olduklarını ve başta Rektör Ferit Bernay olmak üzere ciddi destek gördüklerini de vurguladı. ERDOĞAN’IN SÖZLERİ Hukukçular: Genelkurmay bağlı değil, sorumludur ANKARA (ANKA) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Genelkurmay bana bağlı bir kurumdur” sözleri tartışma yarattı. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Erdoğan’ın sözlerini, “Genelkurmay başkanının sicil amiri başbakan değildir” diye eleştirirken emekli Tümgeneral Osman Özbek de anayasanın 117. maddesini anımsatarak “Bağlı olmakla sorumlu olmak farklıdır” dedi. Özden, anayasadaki ilkeyle Genelkurmay Başkanlığı’nın siyasetten bağımsızlığının öngörüldüğünü anımsattı. Özden, Erdoğan’ın açıklamalarının yanlış olduğunu ifade etti. Özden, “Başbakan, kabadayılık taslar gibi söylüyor. Kendi seçmenine mesaj vermek için. Genelkurmay başkanının sicil amiri başbakan değildir” dedi. Özbek de anayasanın 117. maddesinde “Genelkurmay başbakana karşı sorumludur” ifadesinin yer aldığını anımsattı. “Bağlı olmakla sorumlu olmak arasında fark olduğunu” dile getiren Özbek, “Bana bağlıdır dediğiniz zaman başka bağlı birimlerle bir tutuluyor gibi anlaşılır. Başbakanlık’la Genelkurmay Başkanlığı arasında amirmemur ilişkisi yoktur” diye konuştu. İfadenin yanlış kullanıldığını vurgulayan Özbek, “Genelkurmay Başkanı daha önce bir açıklama yapmıştı, ‘Kapıkulu değiliz’ şeklinde. Buna o açıdan bakmamız lazım.... Genelkurmay Başkanlığı’nı genel müdürlük gibi görmek yanlış. Demirel bile böyle söylemedi hiç” ifadesini kullandı. ‘İlk adım’yürüyüşü 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Şişli’de kaymakamlık, belediye ve ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından “Milli Mücadelede İlk Adım Yürüyüşü” düzenlendi. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yürüyüş, ilköğretim ve lise öğrencilerinin Atatürk ve silah arkadaşlarının, Şişli’deki Atatürk Evi’nden çıkışını canlandırması ile başladı. Öğrenciler buradan marşlar eşliğinde Dolmabahçe Sarayı’na kadar yürüdüler. Atatürk’ün Dolmabahçe’de Bandırma Vapuru’na binişi Özel Nilgün Doğay Lisesi öğrencileri tarafından canlandırıldı. (NİHAN İNAL) AKP’nin arsa oyunu Siirt’te 22 bin YTL ’lik arazinin 2.1 milyon YTL ile belediye tarafından kamulaştırılmasıyla ilgili suç duyurusunda bulunuldu. AKP’li başkan ‘şüpheli işlemlere’ katılmakla suçlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Siirt’te toplu konut yapmak üzere Hazine’den 2005 yılında 22 bin YTL ’ye alınan, AKP’li Meclis üyesinin de aralarında bulunduğu 4 kişinin aynı fiyattan birbirine sattığı, son olarak da Siirt Belediyesi tarafından 2.1 milyon YTL ile kamulaştırılan 108 dönümlük arazi üzerinde konut projesi hazırladı. TOKİ, arsayla ilgili rant iddiaları üzerine projeyi durdurdu. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, “İhaleyi yapmıyorum, birileri para kazanmış, zehir zıkkım olsun” dedi. Milliyet gazetesinin haberine göre, Siirt’te Hazine’ye ait olan 108 dönüm arazi 3 Mart 2005 tarihinde Abdülaziz Ekinci adlı kişi tarafından Hazine’den 22 bin YTL’ye satın alındı. Ekinci, aynı araziyi 6 gün sonra 9 Mart 2005 tarihinde Siirt Belediye Başkan Yardımcısı Muhsin Kebapçı’ya sattı. Arazi bir süre sonra bu kez Barış Erdemci adli kişiye 18 bin 500 YTL’ye satılırken, 25 Ağustos 2006 tarihinde de Salih Okur adlı kişiye 19 bin YTL’ye devredildi. Arazinin son alıcısı ise AKP’li Siirt Belediyesi oldu. Belediye, 5 Mart 2007 tarihinde encümen kararıyla 100 kat fazla değerle 2.1 milyon YTL’ye araziyi kamulaştırdı. Belediyenin yeri almasının nedeni ise yüzde 10 karşılığı TOKİ’ye devretmek olarak gösterildi. Oysa TOKİ’nin arsaya yakın bölgede daha önce yaptığı 350 konutluk başka bir projenin yeterli talep görmediği için belediye ve emniyet personeline lojman olarak tahsis edildiği belirtildi. Mitinglerden önce, mitinglerden sonra! Toplum üzerindeki ölü toprağını attı. Adeta bir ölümsüzlük ruhuyla tarihsel kökenlerini 21. yüzyıla taşıdı. Artık içeride dışarıda herkes, hesaplarını kapalı kapılar ardındaki sözlere göre değil, açık meydanlardaki haykırışlara göre yapacak. Kuşadası Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin önceki gece düzenlenen konferansından sonra katılımcılarla sohbet ederken ak saçlı bir delikanlıya sordum: “Mesleğiniz ne?” Şu yanıtı verdi: “Emekli öğretmen ve mitingciyim!” Karşılıklı gülüştük. Yurttaş, miting alanlarında olmayı, sesini duyurmayı adeta bir meslek gibi benimsemiş, özümsemiş. Son dönemde yapılan bütün mitinglere katılmış. Samsun’un da hazırlığını yapıyordu. Maya tuttu... ??? 16 Mart günü Samsun’daydım. Yani 14 Nisan sürecinden yaklaşık bir ay kadar önce. Samsun ADD’nin düzenlediği konferansta konuşmacıydım. Atatürk Kültür Merkezi dopdoluydu. Sadece koltuklar değil, insanların içi de doluydu. Öylesine bir doluluk! Soran gözler umut arıyordu. İnancımı yineledim: “Arkadaşlar, ben Anadolu gücü diye bir güce inanıyorum... Göreceksiniz, Toroslar Sorosları yenecek!” Mart ayındaki öteki konferanslarda olduğu gibi Samsun’da da konferanstan hemen sonra Tandoğan mitingine katılmak isteyenlerin isimlerini yazdıracakları kişiler anons edildi. O kıpırtılar bizim de içimizi kıpır kıpır ediyordu. Bu uyanış büyük bir silkinişe dönüşür mü, sorusunun yanıtını arıyorduk. O gün akşam Samsun’dan ayrılmadan “Samsun Sivil Toplum Örgütleri Platformu adına sizinle yarım saat görüşmek istiyoruz” diyen bir grupla tanıştım. Oturduk, konuştuk. Bütün amaçları tüm yurtta birlik olmayı sağlamak, tüm kurumların ortak bir hedef etrafında birleşmesi için çağrı yapmaktı. Platformu 11 Aralık 2006’da kurmuşlar. O grup bugün Samsun mitinginin hazırlayıcılarından. Elbette 14 Nisan sürecinin sonrasında bambaşka bir coşkuyla. 20 Mayıs Samsun’a çıkma günüdür. Karadeniz’in dağlarından, Marmara’dan, İç Anadolu’dan, Doğu Anadolu’dan, Akdeniz’den Samsun’a akma günüdür. ??? Dün Samsun ADD Başkanı Şükrü Kumbasar’la konuşuyoruz. Anlattıklarının özeti şu: Samsun’da devletle millet buluşmuş, 20 Mayıs’ın görkemli ve sorunsuz geçmesi için yapılması gerekenleri tartışıyor! MÖ (mitinglerden önce) herhangi bir kentte toplantı yapılacağı zaman hangi meydana izin verileceği konuşuluyordu. Samsun Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Meydanı’nı mitingcilere verdiği gibi bu meydana çıkan Atatürk Bulvarı, 19 Mayıs Bulvarı, Gazi Caddesi, Vilayet Caddesi ve Bankalar Caddesi’ni de miting alanı içine katmış. Alanlara sığmayınca alanlara çıkan tüm caddeler de mitingin kapsama alanı içine katılıyor. Ne güzel... 1819 Mayıs günlerinde de Samsun’da Türkiye’nin hemen hemen bütün üniversitelerinden temsilcilerin katıldığı bir gençlik çalıştayı var. Gençler 20 Mayıs’ta Samsun’da kalacak ve miting onlarla birlikte yapılacak. Samsun’da kaç kişi oluruz? Bunun hiçbir önemi yok. Artık sayı duvarı aşılmıştır. Evet aşılmıştır ama, yine de göğsümüzü gere gere “sayılmayacak kadar çoğuz” demek fena mı olur! 20 Mayıs’ta Samsun’da da denizle kara birleşmeli. Haykırmalı: Atam hem izindeyiz hem zindeyiz! ankcum?cumhuriyet.com.tr KONFERANSA KATILACAK Belediye zarara uğratıldı Belediye Meclisi’nin DTP’li üyesi Hidayet Elinç, belediyenin büyük zarara uğratıldığını belirterek Başkan Mervan Gül hakkında ve satışla ilgiliolarak suç duyurusunda bulundu.AKP de iddialarla ilgili olarak inceleme başlattı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün, “Gerçek neyse ortaya çıkarırız ve gerekeni yaparız” dedi. ABD vatandaşı Kavakçı Türkiye’yi temsil edecek! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türbanıyla TBMM Genel Kurulu’na girerek yemin etmek isteyen, izinsiz ABD vatandaşlığına geçtiği için Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından da çıkarılan, FP milletvekili Merve Kavakçı, ABD’de 1015 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan Üçüncü Uluslararası Kadın Barışı Konferansı’nda Türkiye’yi temsilen bir konuşma yapacak. Amerikalı sivil toplum örgütü “Peacemakers Incorporated” tarafından düzenlenecek konferansın üçüncü toplantısına Kavakçı da davet edildi. Kavakçı’nın davete olumlu yanıt vermesi üzerine fotoğrafı, konferansın tanıtıldığı sitede Nobel ödüllü üç kadının arasında yer aldı. Toplantının internet sitesinde, TBMM’ye türban takarak geldiği için tartışmalara neden olan Kavakçı’nın ülkesi, ana sayfada ABD olarak yazılmasına karşın, bir başka sayfada da Türkiye olarak gösterildi. İnternet sitesinde Kavakçı’nın, “Müslüman kadınların yetkilendirilmesi ve insan hakları savunuculuğu ile tanındığı” dile getirildi. “Barış taraftarlarının yetkilendirilmesi” temalı toplantının tanıtımında Kavakçı’yla birlikte Nobel ödüllü üç kadın, ABD’li Jody Williams, Kuzey İrlandalı Betty Williams ve Guatemalalı Rigoberta Menchu Tum’un fotoğrafları kullanıldı. Sitede, konferansa 4 bin kişinin katılmasının beklendiği kaydedildi. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Danıştay saldırısının yıldönümü Özgeçmişteki fark Turan Yavuz uğurlandı Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren gazeteci yazar Turan Yavuz’un cenazesi dün Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yavuz için dün önce Milliyet Gazetesi Ankara Bürosu önünde tören düzenlendi. Törene,Yavuz’un eşi Ayda, kızı Pelin Su, annesi Nilüfer Yavuz, yakınları ve Milliyet çalışanlarının yanı sıra bazı yazarlar ve televizyon programcıları da katıldı. Kocatepe Camii’ndeki cenaze törenine Yavuz’un ailesi ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin’in de aralarında bulunduğu siyasiler, gazeteciler ve yakınları katıldı. Fatih Eleskesen’in cenazesine katılmak üzere Kocatepe Camii’nde bulunan eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da,Yavuz Turan’ın yakınlarına başsağlığı diledi. Turan Yavuz’un cenazesi, Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. (AA) Özbilgin anılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin silahlı saldırı sonucu katledilişinin 1. yılında tören ve toplantılarla anılıyor. Bugün Özbilgin için ilk tören Danıştay’da gerçekleştirilecek. Danıştay genel kurul salonunda saat 10.00’da yapılacak anma toplantısı kapsamında İstiklal Marşı ve anma sunumunun ardından Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu konuşma yapacak. Çörtoğlu’nun konuşmasının ardından 11.30’da Anıtkabir ziyaret edilecek. Daha sonra saat 14.45’te Özbilgin, gömütü başında yapılan törenle anılacak. ODTÜ Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu’ndan, Danıştay saldırısının yıldönümü nedeniyle yapılan açıklamada ise “Danıştay saldırısını aynı acı ve şiddetle kınarken, değerli yargı üyemiz Sayın Mustafa Yücel Özbilgin’in anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” denildi. Saldırıların laik devlet düzeni, demokrasi ve yargı bağımsızlığına yönelik olduğu belirtilen açıklamada, Cumhuriyet mitinglerine katılan çok sayıda yurttaşın, geçen yıl da Danıştay saldırısına duyduğu tepkiyle meydanları doldurduğu ifade edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan özgeçmişi diğer komutanlarınkinden farklılık taşıyor. Genelkurmay’ın “www.tsk.mil.tr” adlı internet sitesinde “Genelkurmay Başkanları” bölümünde komutanların özgeçmişlerine yer veriliyor. İsmet İnönü ile başlayıp Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile biten Genelkurmay Başkanları özgeçmişleri bölümünde Özkök’e ait olan bölümdeki farklılık dikkat çekiyor. Tüm Genelkurmay Başkanlarının özgeçmişleri kaçıncı Genelkurmay Başkanı olduğu, nerede doğduğu ve eğitim aldığı bilgisi ile başlarken, Özkök’ün özgeçmişinin giriş bölümünde şu ifadeler yer alıyor: “Orgeneral Hilmi Özkök, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 24. Genelkurmay Başkanı’dır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Başbakan’a karşı sorumlu olan Orgeneral Özkök, barış zamanında Türk Silahlı Kuvvetleri Komutanı, savaş zamanında ise Cumhurbaşkanı’nı temsilen, Türk Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı olarak görev yapar...” CUMHURİYET 08 K