26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 KASIM 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA İNÖNÜ’YÜ YİTİRDİK İNÖNÜ TÜRKİYE’NİN CERN’E ÜYE OLMASINI ÇOK İSTEDİ 19 İnönü için başsağlığı mesajları sürerken Pembe Köşk gün boyunca taziye ziyaretlerine gelenleri ağırladı ‘Türkiye için büyük kayıp’ İnönü Wigner Madalyası’nı aldı. İstanbul Haber Servisi Türk Fizik Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Baki Akkuş, Prof. Dr. Erdal İnönü’nün Türkiye’nin bilim ve teknolojisine çok büyük katkı yapacak Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ne (CERNİsviçre) üye olduğunu görmek istediğini, ancak bu idealinin bürokratik engeller nedeniyle gerçekleştirilemediğini belirtti. Erdal İnönü’nün 12 yıl boyunca genel başkanlığını yaptığı ve onur kurulu üyesi olduğu Türk Fizik Derneği’nin Genel Başkanı Prof. Dr. Baki Akkuş, yayımladığı taziye mesajında İnönü’nün yıllardır gerçekleşemeyen idealini de anlattı. Akkuş, İnönü’nün Türkiye’nin CERN’e üye olduğunu görmeyi çok istemesine karşın bürokratik engellerin buna izin vermediğini ifade ederek “İnönü, bu ideali için çok uğraştı. Bürokratik engelleri aşamadı. Türk Fizik Derneği olarak Prof. Dr. Erdal İnönü’nün bu isteğini ve idealini gerçekleştirmek için devam eden girişimlerimizi en yakın zamanda sonuçlandırmak için görsel ve yazılı basın ve kamuoyu desteği ile tüm gücümüzle çalışacağız” dedi. Türkiye’nin önde gelen bilim insanları tarafından 27 Mart 1950’de İstanbul’da kurulan Fizik Derneği’ne 5 Aralık 1975’teki genel kurul toplantısında Prof. Dr. Erdal İnönü’nün başkan olarak seçildiğini anlatan Akkuş, İnönü’nün girişimleri ile 12 Ekim 1976’da isimlerinin “Türk Fizik Derneği” olduğunu kaydetti. Bakanlar Kurulu’nun 5 Şubat 1979 tarihinde verdiği karar ile Türk Fizik Derneği’nin Avrupa Fizik Derneği (EPS) ile ortak çalışma iznini aldığını belirten Akkuş, “İnönü’nün Türk Fizik Derneği başkanlığı sırasında bir önceki yönetimin İstanbul Üniversitesi’ndeki tebliğli toplantılarının birkaç yıl devam etmesini, bazı toplantıları başka üniversitelerde yaparak ilgiyi yaygınlaştırmayı ve bu amaçla İstanbul’un dışında bazı kentlerde temsilcilikler kurulmasını ve 8 defa Türk Fizik Derneği Fizik Kongreleri’nin yapılmasını sağlamıştır. Ayrıca Avrupa Fizik Derneği’nin (EPS) 5. Fizik Kongresi’ni 711 Eylül 1981 tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde organize etmiştir. Kongreye katılan Türk ve yabancı 400 bilim adamı yanında, 1933 Nobel Fizik Ödülü sahibi Paul Adrian Maurice Dırac, 1979 Nobel Fizik Ödülü Sahibi Muhammed Abdüsselam ve daha sonra 1988’de Nobel Fizik Ödülü kazanacak olan Jack Steinberger katılmışlardır” dedi. ALKAN FİZİK BİRLİĞİ’NİN B KURULUŞUNDA YER ALDI Prof. Akkuş, İnönü’nün 19761987 Pembe Köşk’e taziye ziyaretinde bulunan CHP’li Onur Öymen, açılan deftere taziyelerini yazdı. ke: Onun vefatıyla yalnız kaldık ve çok üzgünüz. Türkiye’de de benim duygumu paylaşacak çok insan var. 10 Aralık Hareketi Sözcüsü Burhan Şenatalar: Erdal İnönü ülkemizde sosyal demokrasinin gelişmesine çok değerli hizmetlerde bulundu. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur: Türkiye’nin en büyük ihtiyacı dürüst ve onurlu yönetici eksikliğidir. Bundan sonraki yöneticiler o namuslu insanı örnek alsınlar. Eski CHP Genel Sekreteri Şeref Bakşık: Görünen yüzünün çok daha büyüğü su altındaydı. Bir devi kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkanı Aydın Cıngı: İnönü aydın, bilim adamı ve erdemli, zeki, zarif insan kimliğini, içselleştirdiği tüm değerleri büyük alçakgönüllülükle taşıdı. Eski SHP Parti Meclis Üyesi ve Ada Dostları Derneği Başkanı Perihan Ergun: İnönü, Türk milleti için bir armağandır. Nasıl ki Atatürk’ün Nutuk eserini okumanız gerekiyorsa, İnönü’nün tüm kitaplarını da okuyun. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı: Erdal İnönü’nün ölümü yalnızca siyaset değil, bilim dünyası için de büyük bir kayıptır. Demiryolİş Başkanı Ergün Atalay: İnönü, mütevazı kişiliği ve onurlu tavrıyla siyasete renk ve kalite getirmiş bir şahsiyetti. Türk Harbİş: Bilim dünyasının bir neferi olarak verdiği hizmetlerin yanı sıra Türk siyasetine de kazandırdığı yeniliklerle gönüllerde yer tutan İnönü’yü milletimiz unutmayacaktır. TEKSİF Yönetim Kurulu: Erdal İnö İnönü’yü diğer liderlerden ayıran en önemli özellikleri, mütevazılığı ve esprili kişiliği oldu Siyasette zarafetin simgesiydi MİYASE İLKNUR yılları arasındaki başkanlık döneminden sonra da vefatına kadar derneğin bilimsel etkinliklerine katıldığını ifade ederek İnönü’nün Balkan Fizik Birliği’nin kuruluşunda ve gelişmesinde büyük katkılarda bulunduğunu söyledi. Akkuş şöyle devam etti: “Matematiksel fiziğe yaptığı katkılar nedeniyle 2 yılda bir verilen, Nobel’den sonra en önemli ödül kabul edilen 2004 yılı Wigner Madalyası’nın Prof. Dr. Erdal İnönü’ye verildiği, ‘Grup Teorisi ve Temel Fizik Vakfı’ Başkanı Prof. Arno Bohm tarafından açıklanmıştı. Prof. Dr. Erdal İnönü’nün ünlü fizikçi Wigner ile birlikte 1953’te yapmış olduğu ve İnönüWigner Grup Kontraksiyonu olarak bilinen çalışmanın son senelerde sicim ve zar teorisi alanında yapılan çalışmalarda önem kazanması, 2004 Wigner Madalyası’nın Erdal İnönü’ye verilmesinde etkili oldu. İnönü madalyasını 26 Ağustos 2004 tarihleri arasında Meksika’da toplanan ‘Fizikte Grup Teorisi Metotları 25. Uluslararası Kolokyumu’unda yapılan bir törenle aldı. İnönü, Prof. Feza Gürsey’den sonra bu ödüle layık görülen ikinci Türk bilim adamıydı.” Türkiye Sosyal Demokrat Hareketi’ne damgasını vuran liderlerden Aydın Güven Gürkan’ın hastanedeki son saatleri. Ölümünden bir gece önce odasında eşi Serap Aksoy’la birlikte oturuyoruz. Yorgunluktan ve ağlamaktan bitap düşmüş Aksoy, bir ara dışarıya çıkıyor. İki bölmeden oluşan odanın refakatçilere ayrılan tarafında oturup kapı aralığından Aydın Hoca’nın acılar içinde kıvranmasını büyük bir hüzünle izlerken telefon çalıyor. Aileden birini bulmak üzere koridora çıkıyorum ama nafile. Koridor kalabalık, ama aileden kimsecikler yok. Telefonu açmak zorunda kalıyorum. Karşıdaki ses, “İyi günler, ben Erdal İnönü. Aydın Bey’in durumu hakkında bilgi alacaktım” diyor. “Maalesef Erdal Bey, Aydın Hoca iyi değil, kötü. Hem de çok kötü. Doktorların belirttiğine göre son saatlerini yaşıyoruz” diyerek bilgilendiriyorum kendisini. “Şuuru açık mı?” diye soruyor. Şuurunun açık olduğunu, ancak her an kapanabileceğini ve çok acı çektiğini söylüyorum. “Vah vah.. demek çok acı çekiyor ha! Çok yazık” dedikten sonra gelmesi halinde görüşüp görüşemeyeceğini soruyor bu kez. Ailesinin izin vermesi halinde görüşebileceğini söyleyip kapatıyorum telefonu. Yaklaşık bir saat sonra Erdal İnönü koridorun öbür ucunda görünüyor. Aydın Güven Gürkan’ı henüz şuuru tam kapanmadan ziyaret eden İnönü, o tarihte lösemi olduğunu henüz bilmiyordu. Siyasette İnönü’yü diğer liderlerden ayıran en önemli özellikleri sakinliği, mütevazı ve esprili kişiliği oldu. Bazı liderlerin en önemli propaganda malzemesi olarak sergilemeye çalıştıkları tevazu, onun yaşam biçimiydi. Anamuhalefet partisi lideri olarak onu kâh ada vapurunda, kâh bir takside ya da bankamatik kuyruğunda görmek vakayı adiyeden bir olaydı. S İYASETE ESPRİLİ TARZ GETİRDİ İnönü, siyasete esprili bir tarz da getirmişti. Ancak İnönü’nün esprileri Osman Bölükbaşı ve Kasım Gülek’inden hayli farklı, kendisi dışındakilerin anlamakta güçlük çektiği türdendi. Espri yaparken gülmez, doğal bir şey söylüyormuş gibi davranırdı. Yaptığı esprilerdeki incelik ancak birkaç dakika sonra anlaşılabilen Erdal İnönü’nün esprilerine ailesi ve yakınları “Erdalizma” adını vermişti. Kızması ve tepki vermesi beklenen durumlarda sesini yükseltmek ve hiddetlenmek yerine “Erdalizmalar”la tepki verirdi. Kendisini en ağır şekilde eleştiren hatta lakaplar takan gazetecilere küstüğüne ve ambargo koyduğuna kimse tanık olmadı. SİNİRLENİNCE... İNÖNÜ İstanbul’da bazı ilçelerin bölünmesinden sonra yapılan mini yerel seçimler sırasında Bağcılar mitingi yapılmış, SHP otobüsü meydandan ayrılmıştı. Ancak İNÖNÜ’NÜN HASTALIĞIYLA İLGİLİ İLK TEPKİSİ meydana açılan yollarda biriken kalabalık yolu açmamakta direniyor, otobüsün önünü keserek İnönü’ye sevgi gösterilerinde bulunuyordu. Ankara’da bir TV programına yetişmek zorunda olan İnönü, artık sinirlenmeye başlamıştı. İnönü, bir yol ağzında şoförden otobüsün kapısını açmasını rica etti. Şoför kapıyı açar açmaz çantasını kapan İnönü, otobüsten atladığı gibi yokuş aşağı hızla koşmaya başladı. Hızla koşan İnönü, gördüğü ilk taksinin kapısını açtığı gibi içine atladı. Arkasından koşan il yöneticileri ve korumalar hızla uzaklaşan taksinin peşinden bakakaldılar. (Fotoğraf: AA) En büyük ideali gerçekleşmedi Haber Merkezi Eski başbakan yardımcılarından, SHP Onursal Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü’nün yaşamını yitirmesi nedeniyle yayımlanan başsağlığı mesajları sürerken Pembe Köşk de gün boyunca taziye ziyaretine gelenleri ağırladı. Mesajlarda ve ziyaretlerde, İnönü’nün hem bilim hem de siyaset dünyası için büyük kayıp olduğu vurgulandı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, dün Pembe Köşk’te İnönü’nün kardeşi Özden Toker’i ziyaret etti. Çiçek, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Onun aramızdan erken ayrılmış olması hakikaten Türkiye için bir kayıptır. Rahatsız olduğunu biliyorduk ama bu kadar erken aramızdan ayrılması bizim için de sürpriz oldu” dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç de dün Pembe Köşk’e giderek İnönü’nün kardeşi Toker’e başsağlığı diledi. DSP lideri Sezer, “Sadece siyasetçi ve devlet adamı değildi. Aynı zamanda Türk bilimine, eğitime de büyük hizmetler vermiş bir büyük bilim adamıydı. Onurlu bir yaşam sürdü’’ dedi. Teziç ise “Ben onun yokluğunda hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum’’ dedi. Eski bakanlardan Agah Oktay Güner, İstemihan Talay, Fikri Sağlar ve Onur Kumbaracıbaşı ile KESK Genel Başkanı İsmail Hakki Tombul ve CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral de dün Pembe Köşk’e taziye ziyaretinde bulunanlar arasında yer aldı. SHP ise onursal genel başkanları İnönü hakkında, isteyenlerin duygu ve düşüncelerini yazması için genel merkezde bir anı defteri açtı. İnönü için dün yayımlanan mesajlar ise şöyle: ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras: İnönü’nün ölümü sadece siyaset değil, bilim dünyası için de büyük bir kayıptır. Eski CHP Ankara Milletvekili, Erdal İnönü’nün yeğeni Gülsün Bilgehan: Deneysel bir tedavi görüyordu. Ömrünün son günlerinde bile bilime hizmet etmekten mutlu olduğunu söyledi. Türk siyasetine sevecenliği, birleştiriciliği ve güvenilirliği ile unutulmaz bir isim bıraktı. İnönü’nün aile dostu Duygu Bü nü, demokrat, yurtsever ve mütevazı kişiliğiyle siyasette fark yaratmıştır. İnönü Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği: Erdal İnönü, fizik alanında önemli çalışmalar yaparak çeşitli ödüller kazanmış bir bilim adamı, örnek bir siyasetçi, renkli bir kişilik, laik sosyal hukuk devletinin yılmaz savunucusuydu. Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz: Yeri hiçbir zaman doldurulamayacaktır. Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak: İnönü, dayatma ve baskılara boyun eğmeksizin, demokrasi ve özgürlükler yolundaki çizgisini korumuş, özel yaşamındaki doğruluk ve şeffaflığıyla da topluma örnek olmuştur. İnanıyoruz ki siyasal tarihe ismini yazdırmış olan İnönü, asla unutulmayacak, gürültüsüz ve gösterişsiz bir üslup içinde sabırlı ve kararlı takipçiliğiyle bütünleşen siyasi kimliğiyle hatırlanacaktır. Koopİş Başkanı Eyüp Alemdar: Her zaman saygın bir bilim insanı ve siyasetçi olarak bizlerin hafızasında yer alacaktır. ÇGD Yönetim Kurulu: Basına hoşgörülü yaklaşımıyla, gazetecilere ve kamuoyuna yönelik zekice esprileriye akıllarda kalacak olan Türkiye siyasetinin efendi kişiliğiyle öne çıkan Erdal İnönü’yü kaybetmenin derin üzüntüsünü taşıyoruz. ÇAĞSAV Başkanı Şefik Kahramankaptan: Erdal İnönü tüm dünyada tanınıp kabul görmüş önemli bir fizik bilgini ve aile çizgisine uygun olarak büyük bir sanat dostuydu. Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin: Önce insan, sonra siyasetçiydi. Halkımızın, çiftçimizin ve derneğimizin dostu, insanlık vasıfları tüm vasıfların önünde gelen siyaseti insan odaklı bir uğraş olarak gören ender bir insanı yitirmiş olmanın üzüntüsünü, tüm toplumumuzla paylaşıyoruz. Dr. Gürbüz Çapan: Türkiye, değerli bilim ve siyaset adamı Prof. Dr. Erdal inönü’yü kaybetti. Derin üzüntü içindeyiz. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri de internet sitelerinde başsağlığı mesajları yayımladı. ‘BİZİ ÇANAK ANTENİ Mİ SANDIN?’ İlk özel televizyon olan Star TV, SHP’li İstanbul Belediye Başkanı Sözen’e adeta savaş açmıştı. Yurtdışından yayın yapan Star TV’nin Çemberlitaş’taki merkez binasının önündeki dev çanak antene o günlerde manevra yapan belediyenin çöp kamyonu çarpıverdi. Çanak kırıldı ve Star TV yöneticileri bunun sabotaj olduğunu öne sürerek tam gün belediye ve SHP aleyhine yayın yapmaya başladı. Tam da o günlerde ara seçimler için İstanbul’a gelen İnönü, İstanbul yakasındaki çalışmaları bitirmiş Kadıköy yakasına geçiyordu. Boğaz Köprüsü’nden geçerken yan şeritte giden belediyeye ait bir çöp kamyonu direksiyonu hızla kırarak otobüsün üzerine üzerine geldi. Öyle ki.. SHP otobüsü ile çöp kamyonu neredeyse birbirine sürtüyordu. Çöp kamyonunun şoförü İnönü’nün oturduğu ön koltuğun camına yaklaşarak Erdal Bey’e elini uzattı. Açık camdan şoförün elini sıkan İnönü espriyi patlattı: “Bizi Star’ın çanak anteni mi sandın? ÖLÜMDEN DAHA DOĞAL BİR ŞEY VAR MI? Erdal İnönü, hastalığına teşhis konulduğunda Sevinç İnönü’ye şunları söylemişti: “Ölürüm diye düşünüyorsan bir gün hep öleceğiz işte...Bunun bir nedeni de olacak...Ya kalp olacak, ya lösemi, ya başka bir şey...Bundan daha doğal bir şey var mı? Hangisinden olacak, bakalım göreceğiz.” ‘ G Ö N L Ü M H AY VA N AT BAHÇESİ Mİ?’ İNÖNÜ KAYBOLDU Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in görev süresinin dolmasına az bir süre kalmıştı. Başbakan Turgut Özal, o günlerde Evren’in yerine Cumhurbaşkanı olma hesapları yaparken, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de Özal’ın gitmesiyle güç kaybedeceğini hesapladığı ANAP’ı seçimde yenip başbakan olma düşleri kuruyordu. SHP seçim otobüsünde bir gazeteci bu durumu Erdal İnönü’ye izah ettikten sonra, “Erdal Bey, gördüğünüz gibi her politikacının gönlünde bir aslan yatıyar. Acaba sizin gönlünüzde hangi aslan yatıyor?” diye sordu. Geriye dönüp gazeteciyi baştan aşağı süzen İnönü’nün yanıtı, “Benim gönlüm hayvanat bahçesi mi kardeşim?” oldu. GREV DUYARLILIĞI İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işçiler greve çıkmışlardı. İstanbul’a gelen İnönü’yü dönemin Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in makam şoförü karşıladı. Araca binen İnönü, şoförle konuşmaya başladı. “Grev hâlâ sürüyor mu?” diye soran İnönü, şoförden grevin sürdüğünü öğrenince kendisinin neden greve çıkmadığını sordu. Şoför de, kendisini alandan almak için bugünlük grev yapmadığını söyleyince İnönü aracı yol kenarında durdurup gideceği yere bir taksiyle devam etti. Başbakana vekâlet ettiği günlerde, üstelik ziyaretçi heyetler varken ortalıktan kaybolan İnönü, bütün aramalara rağmen bulunamadı. Bir süre sonra Başbakanlık kapısında göründü. Kendisine meraklı gözlerle bakan görevlilere, “Ne telaş ettiniz canım? Param bitmişti, bankamatikten para çekip geldim” dedi. CUMHURİYET 19 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear