25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2005 CUMA DİZI Maraşyüz taneKKTC'yibesler ayalet kentte yaşayanlann tümü Runılar ve üçûncü ülkeler yurttaş- lan değilmiş elbette.. Az sayıda da olsa Kıbnslı Türklerin de yaşadığı evlerr var.. Zaten bu evleri hemen ayırf ediyorsunuz.. Hepsı Rum kom- şulanna inat, zamana karşı direne- meyerek yıküıp gıtmışler. Ydalmış- lar, «çünkü Rumlann, saray yavru- Başı Dumanlı Ülke KIBRIS Saklı Kent RfiPflll E r c a n Ç i t l i o ğ l u (4) su betonarme villalanna karşın Kıb- ns Türklerinin az sayıdaki evleri, ikinci sınıfyurttaşlığın sonucu ola- rak kerpiçten yapılma.. Zaten Ma- raş 'ta yaşayan Kıbnslı Türkler de- nızi uzaktan seyrederlermiş geç- mış zamanda, yanılıp denize girme- ye kalksalar Rum komşulan tara- fından uyanhrlarmış kibarca (!) "Gidin başka yerde çimin, denizi kirletiyorsunuz'' diyerek.. Bir turizm beldesi Maraş Hayalet kent Maraş. bır tunzm beldesi oluşunun yanı sıra Kıbns'ın en bereketli tanm arazilerine de ev sahipliği yapıyor. Bir zamanlar Kıb- ns'ın seracıîık merkezi ımış Maraş.. Bir kısmı yıkılmış, bir kısmı çürü- müş, ama bir kısmının pervanele- ri rüzgâra eşlik ederek dönmeye devam eden onlarca sudeğirmeni var Maraş'ta.. Yeraltı sulannı çekmek için.. Börtü böcek dışında hiç kim- senin yaşamadığı Maraş'taki de- ğirmenlerin pervanelerinin gıcırtı- lı sesler çıkararak dönmeyi sürdür- meleri garip duygular uyandınyor insanda.. Kendinizı bir korku fılrni- nin ortasında hissediyorsunuz.. Ne var ki su kuyulan tuzlanmış za- manla.. ve bu arazilerde tanm ya- pılamıyor yasak nedeniyle.. bazan iki taraf arasmda anlaşmaya van- lırsa BM'nin iznıyle ekim yapılı- yormuş, ama son yıllarda bu uygu- lamanın kalktığı söyleniyor.. Konuştuğumuz ve bölgeyi iyi ta- nıyan bir dost; "Maraş verüirseina- nın on \T! içindc burasuu üstetik Türkkre inat, dünyaıun sayıh tu- rizm merkezlerinden birisine dö- nüştürüp milyarlarca dolar rant sağlayacak Rumlar" diyor ve ekli- yor: "Burada gördüğünüz arazile- rin değeri yüz tane KKTC'ji bes- leyecek kadar yüksek.." Maraş ya da kapalı veya yasak kent; dilerseniz, gözlerden ırak ol- duğu ıçın saklı ve börtü böceğin yaşam alanına dönüşüp insana has- ret kaldığı için hayalet kent de di- yebilırsıniz, orta yerlerinde çiçek- lerin açtığı asfalt yollan, balkon parmaklıklannda güvercinlerin yu- va yaptığı ve tek müşterileri olduk- lan otellen, tropık ormanlara dönüş- müş bahçeleri ile dünyanın belki de en sessız ve de en ıssız kenti olma- yı sürdürüyor.. Pazarlık masalann- da kendısi için çıkan seslerin çok- luğuna karşın.. Az sayıda da olsa Kıbrıslı Türklerin de ya- şadığı evler zamana karşı direnemeye- rek ilgisiziikten yıkılıp gitmişler.. Dünyanın en temiz yeri 'Ressamın Köşkü' olarak bilinen bir başka saray yavrusu villanın yı- kılan duvannda bulunan ressamın yaptığı kabartma. Ressamın evinde bulunan şömine. F e Maraş kuşkusuz dünyanın en temiz kenti.. Sokaklannda ne bir çöp, ne bir tek sigara ızmantı, ne bır naylon tor- baya rastlamanın mümkün olduğu; kuşlar, yı- lanlar ve böceklerin tek sakinleri olduğu bir garip kent.. Ve Maraş dünyanın en güvenli kenti aynı zamanda.. Sokaklannda klakson seslerinın duyulmadığı, trafik kazalannın ol- madığı, kapkaç, yaralama, hırsızlığın kapıla- nndan içeri giremediği, tek şıddet örneğının kara yılanlann fareleri avlaması olduğu, olay- sız ve yüzlerce askerin insansız olmasına kar- şın yine de nöbet tuttuğu hayalet bir kent.. Öylesine güvenli kı hiçbir evin kapısı yok Maraş'ta ve kapı zili çalınan bir tek ev.. Derinya kasabası Kapalı Maraş'ı da gende bırakıp stabilize bir yoldan daha da ilerilere devam ettiğiniz- de, sınır bölgesine, Derinya'ya ulaşıyorsu- nuz. Hani, yıllar önce SoIomosSolomuadlı bir gencin, sınır delme girişıminde bulunan Rum- lar ve Banş Gücü askerlerinin arasından sıy- nlıp hudut kapısında dikili direğe tırmanarak Türk bayrağını indirme girişiminde bulundu- ğu ve vurularak öldüğü yere.. Hududun ve tampon bölgenin biraz ötesi Derinya kasaba- sı.. Çıplak gözle görülecek kadar yakın.. Tam- pon bölgenin Rum kesiminde BM Banş Gü- cü'ne ait gözetleme kuleleri, hemen onun ar- dında ise Rumlara ait hudut birliği var. Rum karakol binasının üzerinde ise Yunan bayra- ğı asılı.. Hudut kapısına bariyer yapılmış bayrak direği Solomos Solomu'nun tırmanırken vurula- rak öldüğü bayrak direği artık yerinde degil.. Bayrak direği, ulusal onur ve sınır güvenliğı- nin bir sembolü olarak hudut kapısına bari- yer yapılmış.. Kırmızı-beyaza boyalı eskinin bayrak direği. şimdinin bariyerinin üzerinde birer halka içine alınmış dört kurşun izi hâlâ duruyor.. "Onceürmanabüeceğinekimseib- timal vermedi" diye anlatıyor o güne tanık olanbirisı.. "BM askerierinin elinden kurtul- du, bizim bölgemize girdi. Ashnda Banş Gü- cü askerierinin o kalabahğın tampon bölgeye girmesine asla izin vermemeleri gerekirdi, ama bırakm tampon bölgeyi, seyirci kalnunca ora- yı da aşıp bizim topragınuza gjrdiler.. Solomu, Sophia Loren'e ait olduğu söylenen villa (üstte) açık Maraş'ta bulunuyor. sanki uyuşturucunun etkisinde transa girmiş gibiydi, direğe ürmanmaya başladı, nasü olsa çıkamaz, birazdan kayar, iner aşağı diye bek- ledikama ûrmandıveeİini,indirmeküzere Türk bayrağına uzarü, neredeyse bir kanş kalnuş- ü.. Biz hudut karakolunun pencerelerinden bir film gibiizliyorduk bu olayu Bayrak onur- dur bir miDetin yaşamında.. el ıi7fltılamay- he- Ie bu koşullarda ve böyle çirkin bir amaçla hiç uzaülamaz.. Geregi yapıldı ve aşağı indirildi." Yiğicüm aslanım burda yaüyor.erinya'da, KKTC sı- nınndan bakıldığın- H Rum tarafında, düz bir arazınin ardmdan ha- fifçe yükselen bir tepenin etekleri ve üzerine kurulu kasaba son derece net görü- nüyor. "Üeride, şu size göre solda olan büyük binayı gö- riiyor musunuz" diyor ses, "Evet" yanıtı uzerine anlat- maya başlıyor; "Orası has- tane, hemen şu ortadaki ki- hseyi de görüyor ohnahsmız, en sağdaki bina ise trvatro ve külrür merkezi. Hastane ve kilise BM'nin \ ardımlan ile yapıhprestoreedüdiikiyıl ka- dar önce» Her Odsinin de du- varlan beton ve 2-3 metre kahnhğuıda.. Birer müstah- kem mevki anlayacağmız.. KendDerine görebu bölgeden bir taarruzolursa buravı tank imha alanı olarak planladı- lar, gördüğünüz üç binayı da du- varlannı kahnlaştırarak birer tank mevTİine dönüştürdüler_" Solomu'nun heykeli Kıbns 'ta gerçek banşın ne kadar uzakta olduğunu kanıtlayan bu gö- rüntüler ve paranoya düzeyine var- mış güvensizlikten sonra aynı ses konuşmasını sürdürüyor.. "Dürbünle bakarsanız görürsü- nüz, ama şu anda BM Banş Gücü askerlerinin de burayı gözledikle- rinden emin olabiürsiniz, sağdaki trvBtro binasının bahçesinde bir hey- kel vardır, başında uçan bir kartal figürü bulunan. Solomu'nun heyke- h. Türkbayrağmı indirmeküzere di- reğe ürmandıktan sonra Rumlar, uçan kartal admı takülar ona.. (Bu- rada hafif gülümsüyor, 'Gerçi Kı- zdderiliadlarmıandmyorveinişi bir kartahn yere konnıasına benzeme- di ama olsun" diyerek) Her yu, vu- rularak öldüğü gün törenle anar Solomu'yu Rumlan. Anmalanna bir şey dryemeyiz, onlann değer öl- çükri içinde belki de yapmalan ge- reken budur. Ama geçen >il bizi de- rinden yarala\ an bir tören yapıldı tiyatroda, Solomu'nun heykelinin dibmde-Hem KıbnshTürkler hem de Türkiye'den haydi adlannı ver- meyenm ünlü kimi sanatçüanmı- zın kaüktığı bir banş şenfiğL. Düşü- nün, tarihi boyunca sancağma ve bayragma sahip çıkıp onu yere dü- şürmemiş bir miDetin bayrağmı in- dirmek isterken Mirulan birisinin heykelinin aranda o ba>Tağm sahi- bitürklerin dekanküğı bir banş şen- BğL" "Bunu da sineye çektik, biz anlamasak da belki banş budur, olabilir, dedik ama Türldye'den ge- len sanatçılannuzm,he> keün dibin- de söyledikleri şarkı yok mu, işte o bizi can«imizden vurdu- Sesler gel- di, vüreğimize saplandı ve gözleri- mizden yaş olup akö.. Türk ba>ra- ğma, ulusal onurumuza sakuran bu densizin heykefinin dibindesöylenen şarkı ne>di biUr misiniz;' Yiğıdim, aslanım burda yatıyor'«," Sonra sus- tuk karşılıklı, sözün bittıği yerde susmanın bir erdem olduğunu düşünüp sessizliği büyüterek.. Bir an düşündüm sormayı; acaba Karaoğlanoğlu Şehitliği'nde yatan yüzlerce şehıdimizın ölümsüzlük- İerinin anıtı önünde hiç bu şarkı söylendi ve "gerçek yiğMere"' adan- dı mı diyerek.. Sonra gözüm uzaklara takıldı, başını hafiften duman almış Beş- parmaklar'a.. Dağlann başındaki gri dumanlann gün gelip gönüllere de çöktüğünü ve kararttığını anım- sadım birden.. "Artık dönelim" dedimyalnızca.. Hayalet birkentin sessizhği, yasak bir kentin ıssızlığından yaşamın gerçeklerine, acı da olsa.. BİTTİ BtRBAKIMA SERVER TANİLLt Yaşayan Aziz Nesin... Bu yıl, Aziz Nesin'in ölümünün 10. yılı; rastlan- tının güzelliği, doğumunun da 90. yılındayız. Biz- leri o denli güldürmüş, ama bir o kadar da düşün- dürmüş olan büyük mizahçımız, şaşırtıcı bir gün- cellik içinde aramızda. Onu, gençlere ve çocuklara nasıl anlatmalı? • Aziz Nesin'in, mizahı açıklarken söyledikleri pek önemlidir: Tarihte, hemen her ülkede mizahın şah- landığı dönemler vardır. örneğin, eski Yunan'dagül- dürünün babası Aristofanes, Selçuklular'da Nas- rettin Hoca, Fransa'da MolıVere, bizde Marko- paşa dönemleri, mizahın doruğuna vardığı dö- nemler oldu. O yıllann öğrettiği gibi, baskı attında yaşayan, ama geçmişin tatlı düşünü de kaybetme- miş bir halkın yapacağı iki şey vardır: Geçmiş al- tın çağı yeniden gerçekleştirmeye engel olan zor- ba iktidara "başkaldırmak"; ona olanak bulamaz- sa, silaha sarılıp deviremediği iktidan içinden çü- rütüp yıkmak için, onunla "alay etmek"\ Yani, silahın yerine mizahı kullanmak! Mizah, daha doğrusu büyük mizah ve mizahçı, toplumlarda işte böyle ortamlarda doğar ve çok önemli bir görev yüklenir. İkinci Dünya Savaşı sonunda, bizde "gerçekçi ve toplumcu" yeni bir mizah hikâyesi tipi gelişme- ye başlar: Bu hikâyede sosyal olaylar ele alınıyor, köşklerde geçen hayali serüvenlerın yerine halkın gerçek yaşamı geçiyordu. Sabahattin Ali'nin ör- neklerini verdiği gerçekçi hikâye anlayışını, Aziz Ne- sin ve Rrfat llgaz mizah alanına uyguladılar. Biz- de, gerçekçi ve toplumcu mizahın kuruculan bu ikisidir; hele, Aziz Nesin'le, Türk mizahı uluslara- rası bir değer kazanmıştır. Aziz Nesin'in bir özelliği de, şaşırtıcı üretkenliği- dir; o, bunun sağladığı olanakla, çağımızdaki Tür- kiye'nin topografyasını vermıştir. Bir başka özelliği de, sorumluluk bilincinin bir so- nucu olarak "angaje", yani güdümlü bir yazar ol- masıdır. Bu tavnnı şöyle açıklar: "Sınıfsal olan her yazar, ister-istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir. ötekiler, kendilerini güdümsüz sanırtar, ama kendilerini kimlerin güt- tüğünü bilmezler". Aziz Nesin, bu tanımın kapsa- mını genişleterek, "Yalnız yazariar değil, her ay- dın güdümlüdür, güdümlü olmakzorundadır" der. Bugün aydınlanmız kendilerinedönüp baktıkla- nnda neler söyleyecekler acaba? Aziz Nesin'in ortaya koyduğu Türkiye'nin çağ- daş topografyası, son yıllarda "yeni liberalizm"'m ellerinde daha da bozulup çarpıtılmış olarak orta- da duruyor. Çökertilmiş ve değerleri çiğnenmiş - ve daha da çığnenecek- bir toplumda; en gerici güçlerin iktidara taşındığı yurdumuzda, Aziz Ne- sin, elindeki -o güçlü- mizah silahı ile donanmış olarak, yine mücadelede yerini alıyor. Savunduğu halktır ve onun yanında saf tutmuş olanlardır. • Aziz Nesin'in eserlerini gençlik yıllanmda oku- duğumda, yalnız gülmekle yetinmezdim; politik olarak eğitildiğimi de farkederdim. Ve sonunda, ge- lip vardığım noktaya, en başta o götürdü. Böyle- ce, çocuklardan başlayarak gençlere, önce onla- ra tavsiye ediyorum büyük mizahçıyı: Aziz Nesin, önce çocuklann ve gençlerindir. Adam Yayınlan, çocuklar için Aziz Nesin'den şu kitapları çıkardı: Borçlu Olduklanmız, Ben de Ço- cuktum, Bu yurdu Bize Verenler, Anıtı dikilen Si- nek. Birde,seçilmişöyküleri:/4c3İam;Zor/aOe//Ecter- ler. Analann ve babalann dikkatine yazdık. Aziz Nesin'in, yoksul çocukları eğitmek için kur- duğu -ünlü- vakıf, bu yıla girerken bir de yayınevi kurdu: Nesin Yayınlan, yazanmızın kitaplannı, pı- nl pınl biçimleriyle çıkarıyor. Sayıları, daha şimdi- den 30'a varan eserlerin içinde, ilk okuyacağınız neler olabilir? Damda Deli Var, Deliler Boşandı, Ah Biz Eşek- ler, Nah Kalkınırız, Rıfat Bey Neden Kaşınıyor'\a başlayabilirsiniz. Ya da şunlarta: Memleketin Birinde, Bay Dûdük, Kazan Töreni, ölmüş Eşek, Hoptirinam. Onlan okumuş iseniz, bir seçimi siz yapınız. Okurken gülünüz, kahkahalarla okuyunuz; çü- rüyen bir şeyler var bu toplumda, gülerken bula- caksınız... KOOP-C KÜLTÜREL ETKİNÜKLERİ-2 LOZAN ve KAZANIMLARI Konuşmacı: Demirtaş CEYHUN ve Kitap Imzası 10 Temmuz 2005, Pazar Saat: 14.00 Çantaköy Cumhuriyet Mahallesi Kır Kahvesi NOT: Etkinlikgünü saat 12.00'de Taksim AKM önünden araç kaldınlacaktır. lletişim Tel: 0 212-514 18 08/09 Elmadağ Meyhanesi'nde canlı müzik! Bu Cuma ve her Cuma saat 21:00'den itibaren Türk Musikisi Devlet Konservatuan'ndan Ayşe Sagyaşar, Dr. Atilla Ovalı ve arkadaşlannın oluşturdugu Ehlikeyf, sevilen eski şartalar, fasıl ve günümüz popüler parçalanndan seçme ömekler sunuyor. Salı ve Perşembe günleri ise, Dr. Atilla Ovalı'nın ud eşliğindeki özel programını izleyebilirsiniz. elmadağ Rezervasyon için: (0212) 241 03 20 - 23 Cumhuryet Cad Pak Apt 6/C EJmadağ (Drvan Otelı yâra) Ressamın evi. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2005 267 Vas. Tayuu Mahkemetmzce venlen 26 4.2005 tarih ve 2005/267 E. 2005 329 K. sayıh karar ile Mehmet Faık kızı 1919 doğumlu Fatma Dümev Denızcıoğlu'na TMK 405. maddesı gereğınce \esayet altına ahnarak kendısıne 1979 dogumlu torunu Turgut Erdem lnokay vası tayin edılmıştır. 3 5.2005 Basın. 32408
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear