25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S7EUMU2 20O5CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11 Londra'daki muhabirimiz kenti vuran saldınlann ardından yaşadıklannı anlattı: Patlamadankıl payı kurtuldum• Terör, Londra'yı kalbinden, daha önce de "olası bir saldında hedef olacağından" korkulan toplu taşıma sisteminden vurdu. İPEKYEZPANİ LONDRA - Londra, bir gün önce olimpiyat sevincıyle uyuduğu uykusundan bir gün sonra korkunç patlamalarla uyandı. Terör, Londra'yı kalbinden. daha önce de "olası bir saldında hedef olacağından"" korkulan toplu taşıma sisteminden \nrdu. Liverpool Street fstasyonu'nda ilk patlamanın meydana geldigi sabah saat 08.50'de, ben de ikinci patlamanın gerçekleştiği Edgvvare Road'a 10 dakika uzaklıktaki evimden çıkmaya hazırlanıyordum. Edgware Road istasyonundan geçen metroya binmek üzere Royal Oak istasyonuna adımımı atarken metro görevlisi telsizden gelen bir uyan üzerine metronun kapılannı kapattı. Görevli, metro ağında meydana gelen büyük bir güç kaybmdan dolayı metronun durdurulduğunu söyledi.O anda patlama olduğunu onlar da bilmiyordu. Ancak caddelerde sürekli siren sesleri vardı. Metro kapanınca otobüse yöneldik. Tıka basa dolu otobüslere bindigımizde artık trafik durmuşru. O sırada Edgvvare Road'da da patlama oldugunu öğrenince gazetecilik içgüdüsüyle oraya koştum. Artık bir önceki metroyu yakalayamadığım için patlamadan kıl payı kurtulduğumu anlamıştım. Evden 5 dakika önce çıksaydım. patlama sırasmda orada olacaktım. Londra'run en büyük tren istasyonlanndan Paddington'a geldiğimde cadde yüzlerce insanla doluydu. Işe gitmeye çahşanlar yürüyor, turistler şaşkın bakınıyor, insanlar toplanmış ne oldugunu anlamaya çahşıyordu. Edgware Road'a ulaştığımda polis, yüzlen isle kaplı yarahlan tahliye ediyordu. Görgü tanîklan içeride yanmış cesetler gördüklerini anlatıyordu. O sırada diğer patlamalan duyduk. Herkes paniğe kapılmıştı. Cankurtaranlar gidip geliyor, çaresiz polis kalabalığı dağıtmaya çalışıyordu. Halka,"Tophı taşıma sistemi çöktü, evinizden çıkmayın" duyurulan yapılıyordu. Terör, Londra'yı bir günde çökertmişti. tkinci patlamanın gerçekleştiği Edgware Road metro istasyonunda insanlar dehşeti yaşadu (Fotoğraf: AP) Görgü tanîklan dehşeti anlattıDtşHaberlerServisi-BBC radyosu- na bilgi veren bir görgü tanığı, metro- dan çıkanldıktan sonra tanık olduğu olaylan anlatırken "Yerierdej-atan in- sanlar vardı. Hepsinin yüzleri duman- la kaplanmış gibi siyahu. Verde yatan üç ya da dört kişiye sağlıkekipleri nıü- dahakedrvordu" dedi. Liverpool Stre- et istasyonundaki bir görgü tanığıysa "Metroyla işe giderken aniden büyük bir patlama oldu ve tren şiddetle sar- sıkh. Bir anda her yer dumanla doldu. Herkes panik halindeydi. İnsanlar ağ- layıp çığlıklar atmava başladılar" dı- ye konuştu. Görgü tanîklan, büyük bir patlama sesi duyulduğunu, gürültünün iki tre- nin birbiriyle çarpışmasını andırdığı- nı belirtti. Görgü tanîklan, Edgvvare Ro- ad istasyonundaki patlamanın olduğu trenin yolculannın camlan kırarak kur- rulmaya çalıştıklannı söyledi. 'Her yer ceset dolu' Patlamalann meydana geldiği met- ro istasyonlarının kan ve isle kaplı ol- dugunu belirten görgü tanîklan, istas- yonlardan tahliye edilenlerin şok için- de olduklannı, üstlerinin başlannm yırtıldığını söylediler. Yüzü kanla kapü bir görgü tanığı, sal- dın sırasmda Kıng s Cross ve Russell Meydanı ıstasyonlan arasından geç- meİcte olan trenin ilk vagonlanndan bi- risinde yolculuk ettiğini, patlamanın ar- dmdan ışıklann söndüğünü, vagonun içinın dumanla dolduğunu ve tüm yol- culann öne doğru yu\ arlandıklannı belirtti. Aynı vagondan çıkan bir başkası da balık istifi gibi sıkıştıklan vagondan bir daha hiç çıkamayacaklarını düşün- düğünü söyleyerek her yerin cesetler- le dolu oldugunu, vücut parçalannın etrafa saçıldığmı anlattı. Russell Meydanı yakınlannda bir bombayla parçalanan iki kath beledi- ye otobüsündeld bir görgü tanığı da cad- dede sıralanmış cesetlerden söz etti. "Çok korkunçtu, otobüs parçalara ay- nldı. Yer ceset doluj du " dıyen Ayoba- mi BeDon, otobüsün arkasının yok ol- dugunu, bir cesedin asılı kaldığını ve yolda cesetlerin bulunduğunu anlattı. Bellon, otobüsteki patlamada kollan ba- caklan kopmuş insanlar gördüğünü belirterek "Heryerde panik vardiıher- kes kurtubnak için koşuyordu. Uzeri kanla kaplı bana doğru gelen bir ka- duı gördüm" dedı. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Özelleştirme, Yabancılaştırma ve Sömüpgeleştirme Türkiye'de "özelleştirmelerde esas sorun" özelleştirme sonucu "kamusal ve ulusal faydanın" ortadan kalkması sorunudur. özelleştirme, toplumsal (ve ulusal) ya- rar açısından bakıldığında kesinlikle kü- resel bir kavram" değildir. Avrupa'da özelleştirme söz konusu olduğunda; - çalışanın (işçinin) çtkan - kamunun (toplumun, devletin) çıka- n bütünleşme içindedir. Renautt Fransa'da özelleştirildikten sonra bu şirketin pat- ron, hissedarlar, işçi ve toplumsal yarar bakımından işlevselliğinde bir değişme olmaz. Çünkü iktisadi, siyasi ve sosyal alan- da makro (ve ulusal) çevresi çahşanlar (sendikalar), hükümet, parlamento, sivil toplum örgütleri arasında tamamlaşma düzeni oluşturur. Batı kapitalizminin küresel çıkarlan bu- nu zorunlu kılar. Renault'nun, Airbus'ın, Daimler Benz'in küresel (dış) kazançla- n ancak böyle yürütülür. Bu işbirliği, denizaşın ve küresel ka- zançlann (sömürünün) yüzyıllar boyu bi- riktirdiği adeta genetik bir reflekstir. Bu- nun bilimsel kanıtlannı "Satı kapitaliz- minin genetik kökenleri" başlığını taşı- yan bir köşe yazımda anlatmıştım, okur- lanm hatıriar. ABD ve Avrupa'da özel şirketler (ve özelleştirme) toplumsal yarardan kop- maz, kopamaz. ABD ve Ingittere 1990'da Kuveyt'e gırdikleri için şırketleri buraya yer- leşti. Irak işgalinden sonra da kendi şir- ketlerinin nasıl akbabalar gibi, işbirliği içinde üşüştüklerini hep birtikte gördük. ABD ve Avrupa'nın dev şirketleri dev- letlerinin iktisadi, siyasi ve askeri şem- siyesi altında olduklan için şirket çıkan ile toplumsal çıkar bütünleşir. ABD, Fran- sız, Ingiliz, Alman, Isveç şirketleri küre- sel olarak para kazanmak için "devlet- leri ve Batı kurumlan" ile birlikte hareket ederler (*). Işte bu nedenle "öze/ çıkar" ile "kamu- sal çıkar" bütünleşir. Ya Türkiye benzeri ülkelerde durum? Buna karşılık Türkiye gibi, Batı kapita- lizminin "aslen içinealınmayan, ancak de- netimi altında tutulan" ülkelerinde işler tamamen farklı işler. 1) Türkiye'de ulusal iktisadi, siyasi, sos- yal politikalar uygulanmaz. Bu nedenle özel şirketlerin (ve sermayenin) önemli bir bölümü Batı şirketlerinin ve sermaye- sinin güdümü ve denetimi altındadır. 2) Iç piyasa Avrupa ve ABD'de oldu- ğu gibi ulusal çıkartar doğrultusunda yön- lendirilmez. Türkiye'nin iç ve dış ticaret politikaları, AB'nin ve IMF'nin güdümü- ne bırakılmıştır. Bu dış çevreler doğal ola- rak Batı şirketlerinin (ve devletlerinin) çı- karları doğrultusunda yönlendiririer. 3) Türkiye'de oluşturulan bazı gayri milli çevreler, "Batı şirketlerine bağlı du- ruma gelmişlerdir". Batı şirketleri de ken- di toplumlan ile bütünleşerek faaliyet gös- terdikleri için "yerli şirket, hiçbirzaman yerii olamaz" ve dış çıkarlara hizmet eder. Somut ömekler verelim: Türk tütün- cüsüne, pancarcasına, pamukçusuna, çaycısına kaybettirirken dışarıdakilere kazandınrlar. 20O4'te gelinen sayısal so- nuçlar 35 milyar dolar dış ticaret açığı ve tanm ürünlerinde bile doğan ticaret açı- ğı bunun somut göstergeleridir. Hükümetlerin, eğitimin ve sivil toplum örgütlerinin dış bağımlılığına gelmiyorum; sadece bunlar bile her şeyi gösteriyor. 1) özelleştirme, ulusal şirketlerin, ya- bancı şirketlerin (ve devletlerin) denetimi- ne girmelerini kaçınılmaz duruma soku- yor. 2) Yabancı güçlerin eline geçen şirket- ler Türkiye'nin iktisadi, siyasi, sosyal ve güvenlik çıkariarı ile çatışan bir durum yaratıyor. 3) özelleştirme yerli şirketlerce yapıl- sa bile ilerde Batı şirketlerinin, eline geç- mesini engelleyecek makro (ve ulusal) politikalar bulunmadığı için "yabancılaş- ma" kaçınılmaz oluyor. Türkiye'de özelleştirme tarbşmasının bu kapsamda ele alınması gerekir. Sorunun temelinde Türkiye'de ulusal (ve makro) iktisat, siyaset, kültür ve güvenlik politi- kalannın izlenmemesi yatmaktadır. Bu "ara neden"in gerisinde ise Türkiye'de ger- çek demokratikleşmenin kurulmamış ol- ması bulunuyor. Halkın çıkariannın sınrfsal ve toplum- sal olarak meclislere ve hükümetlere yan- srtılmaması, "özelleştirmelerin sömür- geleştirme sonucunu doğurmasına" yol açıyor. Ozelleştirilen kurumlar yabancı tekel- lerin ve devletlerin elinde Türkiye'ye ve halkına karşı kullanılan silahlar haline ge- liyor. Son 15 yılda yapılan özelleştirmeler bile bu sonucu açık bir biçimde göster- miştir. (*) Dünyada ve Türkiye'de Büyük Ser- maye, Der. Yayınlan, 2003. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali • • w •• EŞME TL FONBÜYÜKLÜĞÜ ılımcıya, bizi liderliğe* taşıyan çalışanlanmıza ve iş ortaklanmıza teşekkür ederiz. gücü arkanıza alın! Akıllı Adım Bireysel Emeklilik Planlan 2005 I 100 milyon YTL fon büyüklüğüne ulaşan ilk emeklilik şirketi (Haziran2005) büyüklüğü, eşme sayısıyla alık 2004) 100 bin sözleşme sayısına ulaşan ilk ve tek emeklilik şirketi (Haziran2005) ansektör lideridir. YAPI KREDi EMEKLİLİK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear