29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 1EMM JZ 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA IX I j I A I U J \ kultur(â cumhuriyet.com.tr 15 Almanya'nınbaşkentinde kentsel bir gerçeklikolarakIstanbul irdelenecek; sergi, bir üçlemenin ilk adımı Berlin'de'Odak Istanbul'FİLİZ ÇAKIR-PHILLIP BERLİN - Yann izleyici önüne çıkacak büyük bir sergide, Istanbul konu ediliyor. "Kent Gerçeklikleri: Odak İstanbul" baş- lıklı serginin açüışı, bu akşam Martin-Gro- pîus-Bau'dayapılacak. Açüışta, Berlin Fests- piele Sanat Yönetmeni Dr. Joachim Sarto- rius ile Berlin Bilim, Araştırma ve Kültür Senatörü Dr. Thonıas Flierl'ın yanı sıra, oyun yazan ve Cumhuriyet muhabiri Fikret Doğan da bir konuşma yapacak. Doğan'ın "Einmal Türke, Immer Türke" (Bir Kez Türk, Her Zaman Türk) adlı güldürüsü iki yıldır oynanıyor. "Odak İstanbul", 3 Ekim 2O05'ekadarsürecek. Sergiyi düzenleyen Christoph Tannert, "İstanbul'u gelip geçen sanatçı ve turist- lerin estetik bakış açılanndan göstermeyi değil, bir dev yerleşim merkezi olarak kü- resel süreçler bağlamında irdelemeyi he- deflediklerini" belirttı. Tannert, serginin, Kahire ve Meksiko kentlerindeki benzeri ge- lişmelen de sanatsal yaklaşımlarla irdeleme- yi hedefleyen bir üçlemenin ılk adımı oldu- ğunu söyledi. Sergiyle ilgili olarak yayımlanan bildiride, şu bilgilere yer verildi: "Bu sergide, Türk, Alman ve uluslara- rası çağdaş sanatçüar, bir büyük kentte yaşayan kültür, din, dil ve ulusların gün- delik yaşama yansıttıkları çok çeşitliliği iş- leyecekler. Böylesi bir tasanya İstanbul ile başlamak için birçok neden var. tstanbul dünyada iki kıta arasında gelişen tek kent. Doğu ile Batı arasında köprüler kurduğu gibi Hıristiyan Avrupa ile Müsliiman Ya- kındoğu arasındaki ilişkllerde de önemli bir rolü var. İstanbul hem gerçek hem de soyut anlamda kıtalar ve dünyalar arasın- da kurduğu köprülerle tanınır. Istanbul'un çok yönlü yapısı İki evrensel dinin kültürel alandaki dü- şünce ahşverişini etkilemesi, tstanbul'da- ki yaşama yansıttıkları ve İstanbul'un Av- rupa kentleriyle bağlantılaruun oynadığı rol, serginin konusunu oluşturuyor. Sergi- de işlenmek istenen, estetik perspektiften çok, İstanbul örneğinde küreselleşme sü- recinin yeni bir çerçevede tartışümasıdır. Sergiyle ulaşılmak istenen hedef, Avru- pa Birliği konulu tartışmalarda tstan- bul 1 un konumu, Avrupa ile İstanbul'u bir- birine bağlayan tarihsel gerçekler, bunla- nn sanata ve kultüre yansıttıklandır." Peki neden Berlin? Bu serginin Berlin'de açılmasının nedenlen de en az Istanbul'un se- çilmesi kadar önemli: Berlin ve îstanbul kar- deş kentler! Berlin Almanya'nın başkenti ve hükümeti de Berlin'de. Türkiye'nin AB'ye L. stanbul 'daki çok çeşiîlilik sergiye katılan sanaîçıların ülkelere dağılımında ve ilgi alanlannda da kendini gösteriyor. Sergide resim, heykel, yerleştirme, fotoğraf, video, sound art ve fılm dünyasından örnekler yer ahyor. Yapıtların üçte ikisi bu sergi ve îstanbul için özel olarak üreîildi. Katılan sanatçüar arasında Ara Güler, Rey Akdoğan, Nevin Aladağ, Sarkis, Marc Bijl, Katinka Bock, Hetnan Chong, Damien Deroubaix, Cevder Erek, Jens Haaning, Serkan Özkaya, Nasan Tur, Hüseyin Çağlayan gibi adlar var. katıhp katılmaması, en çok burada tartışüı- yor. 60 sanatçı Ratılıyor Bu sergiye, değişik kültür ve ülkelerden çağdaş sanatçüar ve tabii ki tstanbul'dan sa- natçılar da katılıyor. Yapıtlannda kültürel farklüıklan ve çok yönlülüğü, dinleri, dille- n ve etnik çeşitliliğiyle istanbul'u işlemışler. Bu serginin bir farkı da egzotızm ve or- yantalizm gibi klişe bakışlara yer vermeme- si, ancak ilgiyi bu klışe bakışlar üzerine sa- natsal tartışmalara yönlendirmesidir. Sergi birçok ılgi alanına ev sahipliği yapı- yor; istanbul'un çok yönlülüğü ve kent yaşa- mında kültürel anlar, sosyal ve politik konu- lann sanatsal işlenişi ve tabii kı önyargılara Istanbullu sanatçılann ve dünya sanatçılan- nın verdiği yanıtlar, serginin önemini arttır- makta. Sergiye yaklaşık 60 çağdaş sanatçı katılıyor. Çok çeşitlilik kendini burada da göstermekte; resim, heykel, yerleştirme, fo- toğraf, vıdeo, sound art ve film dünyasından örnekler yer ahyor. Yapıtlann üçte ıkısi bu sergi ve Istanbul içinözel olarak üretildi. Ka- tılan sanatçüar arasında Ara Güler, Rey Ak- doğan, Nevin Aladağ, Sarkis, Marc Bijl, Katinka Bock, Heman Chong, Damien Deroubaix, Cevder Erek, Jens Haaning, Serkan Özkaya, Nasan Tur, Hüseyin Çağ- layan gibi adlar var. Sergi 2006 yılının Mart ayında da Buda- peşte'de açüacak. Osmanlı'danAtatürk Türkiye sine Berlin'deki serginin yapımcısı Chnstoph Tannert, iki ülke ve kent arasındaki iîişkile- rin son dönemde daha da yoğunlaştığına dik- kat çekti. Tannert, sergiyle ilgili olarak Cum- hunyet'ın sorulannı yanıtladı. - Böylesi bir sergiye neden gereksinim duydunuz? CHRİSTOPH TANNERT - Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkiyi açıklamak için bir- çok etken var. Aynı şeyleri Berlin ve Istanbul arasında da gözlemleyebüiyoruz. 20. yüzyı- lın başında Almanya'nın, Osmanlı Impara- torluğu ile hem ekonomık hem de pohtikiliş- kilen vardı. Bu ilişkiler daha sonra "Atatürk Türkiyesi" ile sürdürüldü. Örneğın ünlü mi- mar Bruno Taut gibi birçok Alman, sürgüne göndenldiklerinde Türkiye'yi sığınacak ülke olarak seçtiler. Bruno Taut, Ankara ve tstan- bul'da birçok tasarım gerçekleştirebildi. Bu- nun dışında Berlin ve Istanbul kardeş kentler- dir. "Künstlerhaus Bethanien" 1976yılın- dan beri birçok Türk sanatçısı ile birlikte ça- hşmasınakarşın, sonyıllarda Berlin'de tstan- bul'a ilginin arttığı görühnektedir. Bu ilgi ta- bii kı Orhan Pamuk'un kitaplan ve Fatih Akın'ın filmleri ile iyice doruğa ulaşmıştır. Bu nedenlerle, böyle bir sergi düzenlemek için en uygun zamanın şımdi olduğu kanısı- na vardık. - Bu sergiden ne gibi beklentUeriniz var? TANNERT - 20 değışık ülkeden katılan sanatçılann yeni, beklenmedik ve sıra dışı yapıtlan aracılığıyla İstanbul ve Türkiye üzerine bakışlann yoğunlaşması ve belki de düşüncelerin değişmesı, ama en azından bir tartışma ortamı yaratması. Serginin en önemli özellığı, katılan 60 sanatçının hiçbir yerde görülmemiş yeni çalışmalar sunması- dır. Aynca müze pedagojisi kanahyla genç- lere ve çocuklara yönelik birçok ek izlence de hazırladık. Roland Stratmann ve Ute Weiss-Leder, geliştirdikleri tasanyla Ber- linli çocuklara ve gençlere Istanbul üzenne sorular sordular. Bunun sonunda Türk ço- cuklannın ve gençlennin de Türkiye ve Is- tanbul hakkmda yok denecek kadar az bil- gisi olduğu ortaya çıktı. Amacımız bu ser- giyle gençleri de bilgilendirmektir. Vedat Günyol anılıyor Yeni Baslayanlar...Yenl Başlayan Kültür Servisi - Geçen yıl 9 Temmuz'da yitirdiğimiz hukuk doktoru, Fransızca öğretmeni, Köy Enstitüleri eğitimcisi, eleştirmen, deneme yazan, çevirmen, ansiklopedici, yayıncı, aydın insan Vedat Günyol'u ölümünün birinci yıldönümü dolayısıyla yann saat 11.00'de Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezanıun başmda amlacak. Aynı gjin saat 15.00'te Maltepe Üniversitesi'nde düzenlenecek olan ücinci etkinlikte ise Vedat Günyol'un dostlan, okurlan ve öğrencileri bir araya gelecekler. Anma toplantısı 15.00'te Maltepe Üniversitesi Öğr. Gör. Yusuf Çotuksöken'in yöneteceği anma toplantısı Hakan Aytekin ve Turhan Yavuz'un 'Vedat Günyol Belgeseli'nin gösterimiyle başlayacak. Saat 15.00-17.00 arasında Maltepe Üniversitesi Marmara Eğitim Köyü Büyük Konferans Salonu'nda yapılacak toplantıya üniversitenin kurucusu Hüseyin Şimşek, yazar- eğitimci Mehmet Başaran, gazeteci- eleştirmen Doğan Hızlan. avukat Celal Ülgen, Vedat Günyol'un öğrencisi Aydın Ergil ve eğitimci Metin Gökyokuş konuşmacı olarak katılacak. (0 216 626 10 50) KULTUK • SANAT (0212) 293 S9 7» ILKTAŞ1 GÜNAHS1Z 01ANİN1ZATS1N •YOâUN t*TB< 0ZERİNE TEKRAR BTANBUL DA- Bflyo^lu C » « MAJESTİC 2122449707 1200-1415-1630 1B45-210Û KaOıkOy BftOAOWAr 2163461481 11 15-13 15-15 15-17 15 -19 15 • 21 15 ANKARA Kız$ay BÜYÜLÜFENER 3124250100 1200 -14 15 -1630 -19 10 -21.20 AMKARA KIZIURMAK 3124255393 12 00 -14 15 -16-30 -19 15 • 21 15 AOANA ARIPl£X RESATBEV 322 457 8143 1200 14 20-1645-19-00-2115 21221B0960 12 15-1400-545 173C 1930 2115 2168613330 1120-1330 1540 1750-2000 221C 216339B585 11 X • 1345• 16 15 1830 2145 2163377400 1100 '300 1500 '?0O 19O0-210C CAPfTOI. MAja KMSkSr* KADttCÖY Mumya Evl/House of Wax Jaume Collet-Serra'nın yönettiği filmde başrolleri Paris Hilton, Jared Padalecki, Robert Richard paylaşı- yor. Yüın üniversitelerarası en büyük futbol şampiyonasına gitmek için yo- la koyulan Carly, Paige ve arkadaşla- n arabalan bozulunca Ambrose'a git- mek zorunda kalırlar. Oraya vardıkla- nnda, kasabanın gezilebilecek tekye- ri olan Trudy Mumya Evi'ne giderler. Burası dikkat çekici deTecede canlı görünen bahnumu heykellerle dolu- dur. Gençler kısa süre sonra, heykel- lerin bu kadar gerçekçi görünmesinin ardında yatan gerçeği keşfederler. Eve Pönerken/omlros Constantine Giannaris'inyönetti- ği filmde başrolleri Stathis Papado- poulos, Theodora Tzimou. Giannis Stankoglou paylaşıyor. Fihnde Kuzey Yunanistan'da Selanik'e giderkenbin- diği şehirlerarası otobüsü silah tehdi- diyle kaçınp yolculardan yedisini re- hin alanbir adarrun öyküsü anlatılıyor. Whlsky Juan Pablo Rebella ve Pablo S- toll'un yönettikleri fihnde başrolleri Andres Pazos, Mirella Pascual, Jor- ge Bolani paylaşıyor. Sağ kolu ve yir- mi yıllık yardımcısı Marta ile sakin, sessiz ve düzenli bir hayat sürdürmek- te olan Jacobo'nun Brezilya'da yaşa- yan başanh ve evli kardeşi Hennan, uzun yıllar sonra ziyarete geleceğini haber verince düzenleri altüst olur. Her şeyi rekabete döken Jacobo, evli ve çocuklu kardeşinden altta kalma- mak için Marta'dankansı gibi davran- masını rica eder. KULTUR • SANAT (0212) 293 t* 7t 09 TEMMUZ CUMARTESİ21K» İİDÜNÇ YAŞAMUR AIİ Povrazoöhı KEDİ GOZU VECPİ SAYAR Şenlik ve Ölüm Şenlik ve ölüm... Birbiri ile taban tabana zrt çağrışımlaryapan iki sözcük. Ama, kimi zaman yan yana geldikleri de oluyor. Doğanın üretken- liğini yansıtmak amacıyla gerçekleştirilen, ya- şamla ölümün bir bütünün parçaları olarak kut- sandığı geleneksel şenliklerde ölüm maskları ile yapılan danslarda ya da kimi Latin ülkelerinde olağan karşılanan boğa güreşleri ve benzeri et- kinliklerde bu iki kavram kaçınılmaz olarak yan yana duruyor, yadırganmıyor... Ne yazık ki, bir kültür sanat şenliğine katılan aydınlarını yakan bir ülkede de bu iki kavramın birlikte anılması yadırganmıyor. 2 Temmuz 1993 günü Sıvas'ta, Pir Sultan Ab- dal Kültürve Sanat Şenliği'ne katıldıklan için ya- kılan 37 insanın anısını yaşatmak adına Madı- mak Oteli'nin müzeye dönüştürülmesi önerisi- ne resmi makamlardan biryanıt gelmedi henüz. Büyük bir olasılıkla, "Yaralan kaşımayalım" tü- ründen gerekçelerle karşı çıkılacaktır. Oysa, bu türtravmalar bilinçaltına atılarak aşılamaz. Top- lumsal bellek canlı tutularak aşılır. Nazilerin gaz odalan nasıl birer müzeye dönüştürüldü ise Ma- dımak Oteli'nin de müze olması gerekiyor. Yal- nızca, Asım Bezircinin, Metin Altıok'un, Ne- simi Çimen'in, Behçet Aysan'ın, Asaf Ko- çak'ın ve öteki güzel insanların anısını yaşat- mak için değil, başka Madımak'lar olmasın di- ye... Hopa'dayım... Coşkulu bir sanat şenliğinin ilk gününde ölümden söz açmam boşuna de- ğil. Geçen yıl Hopa'yı Kazım Koyuncu ile bir- likte yaşamıştık. Festivali düzenleyen ÖDP'li gençler coşkuluydu. Kazım'ın kendi halkınatür- kü söylerken nasıl mutlu olduğunu anlatamam. Mütevazı kişiliğini, sanatına duyduğu saygıyı yakından tanımış, yaptığı müzik kadar insan yanından da etkilenmiştim. Bir yıl sonra, Ka- zım'sız, ama ona adanmış bir festival... Coşku ile hüzün yan yana... "Bir kara kuş ağlayi taş vurmuş kanadina ağlama kara kuşum düşmanun inadına" Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğ- lu'nun, festivali Kazım'a adaması çok anlamlı. Umarım, önümüzdeki yıllarda da festival, Ka- zım'ı, Hopa'nın bu yürekli delikanlısını unut- maz. Şenliklerin, o kentin yetiştirdiği kültür ve sa- nat insanlanna adanması ya da onlann adıyla anılması, ülkemizde çok yaygın bir uygulama değil. Bu açıdan, şu günlerde Cide'de gerçek- leşen 'Rıfat llgaz Kültür ve Sanat Şenliği'n\, Ar- dahan'da bu yıl ilki gerçekleşen 'Dursun Akçam Kültür Sanat Günleh'n önemsiyorum. Elbette, gene bu günlerde Akşehir'de devam eden 'Nasreddin Hoca Şenliği'n\ ve ağustos ayında düzenlenen 'Hacı Bektaş Şenliği'ni de... Bu etkinliklerin yerel çerçeveden kurtarılıp uluslararası boyuta taşınmasının ne denli ge- rekli olduğu bir gün birileri tarafından kavranır diye bekliyorum. Bu arada, Datça Belediyesi ta- rafından terk edilen 'Can Şenliği'n'ı, her koşul- da devam ettireceğimizi belirtmek isterim. Çok sayıda kişi ve kuruluşun Can Yücel ailesine ve bize başvurarak "Biz ne yapabiliriz" demesi, çabalarımızın boşa gitmediğini gösteriyor. Gö- receksiniz, Datça'nın sanatsever halkı sivil top- lum örgütleri ve destek vermek isteyen çeşitli kuruluşların katkıları ile önceki yılları aratmayan bir 'Can Şenliği' olacak bu yıl da... Yazarlarını yakmak yerine onların adına şen- likler düzenleyen, adlarını kültür merkezlerine, caddelerine veren yerel yöneticilerimizin sayı- sının artması sevindirici. Geçen günlerde sev- giyle andığımız bir büyük yazar, Aziz Nesin anı- sına Edebiyatçılar Derneği'nin Ankara'da dü- zenlediği 'Aziz Nesin Gün/en'nin başka kentle- rimize de örnek olması beklenir. Ama, beledi- ye başkanlarımızın önce çağdaş kentsel tasa- rımın kavramları ile haşır neşir olması, "Parayı veren düdüğü çalar" atasözünü unutmaları ge- rek. Yaz festivalleri öylesine yoğun ki, bazı gün- ler, birkaç kentte birden festival başlıyor. Istan- bul'da ise aynı anda birkaç festival birden... Içinde bulunduğumuz hafta, bir yandan 'Dün- ya Mimarlık Kongresi'ri\n sanatsal etkinlikleri sürerken, İKSV'nin 'Müzik Festivali' bitiyor, 'Caz Festivali' başlıyordu. Bu arada Izmir, Bursa ve Antalya Aspendos festivalleri doludizgin sürü- yor. Anadolu'da geçen hafta sonu iki festival birden vardı; biri Doğu Bayazıt'ta, diğeri Kara- deniz Ereğlisi'nde... Ereğli 'Osmanlı Çileği' adı- nı bırakıp, 'Sevgi, Banş, Kardeşlik' adını almış, ama festival içeriğinde gözle görülür bir deği- şiklikyok. Adını neden değiştirdiklerini anlaya- madım. Tıpkı, 'ölüdeniz Festlvali'nin paraşütle atlayan Tceç/'sini anlayamadığım gibi... vecdisayar@yahoo.com Bdramoğkı Burlmiye FestivaB'nde • Kültür Servisi - Burhaniye Belediyesi'nce Ören'de düzenlenen kültür festivali kapsamında Ataol Behramoğlu yann saat 18.30'da Manolya Çay Bahçesi'nde okurlanyla buluşacak. Şiir dinletisi ve söyleşiye müzisyen Haluk Çetin'de etkinliğe "Ataol Behramoğlu Şarküan" ile katılacak. CAZ FESTİVALİ'NDE BUGÜN • CEMtL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESİ'nde 21.00'de Elvis CosteUo ile The Imposters konseri. • BABYLON'da 23 OO'te Brazzavüle konseri. • KADIKÖY'de BAHARÎYE CADDESt'nde 18.00'de New Wawe Brass Band konseri. (0 212 334 07 00) BUGÜN • NÂZEVIHİKMET KÜLTÜR MERKEZİ'nde 21. OO'de 'Latin Nefesi' adlı konser. • BAŞKA KÜLTÜKEVİ'nde 20.00'de 'The WalT adlı filmin gösterimi. (0 212 256 82 68)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear