Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8TEMMUZ2005CUMA
OLAYLAR VE GORÜŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Veto ve Alkış
DÜZİNELERLE yasayı çıkanp tatile gittiler. Ya-
salarşimdi Cumhurbaşkanı'nın önünde. On beş
günde inceleyip uygun görürse yayımlayacak.
Ama, geceyanlanna kadar, on beş-yinmi kişinin ka-
tı'ımıyla, uykulu gözlerveyorgunzihinleçıkanlmış
yasalarda elbet bir yığın aksaklık bulunacak ve dev-
let başkanı onları geri çevirecek. Ama, milletve-
kılleriortadayok.
Demek ki, onlar gelinceye kadar beklenecek. Ya
tatillerini apartoparyanda keserek toplanacaklar
ve inatları tuttuğu için tasanları olduğu gibi yeni-
den Cumhurbaşkanı'nayollayıp yayımlamayı zor-
layacaklar; ya d a o, imzaladığı bazı yasalan Ana-
yasa Mahkemesi'ne yollamak zorunda kalacak.
Kısacası, zaman kaybı, gereksiz emek harcan-
ması.
Işlerine gelen tasarılan yasama yılının son gün-
lerine sıkıştınp çabucak çıkarıverme kurnazlığının
bedeli budur.
Ne var ki, dünyanın bazı devlet sistemlerinde
ya da uygulamalarında bu çeşit oyunlara da
çare bulunmuştur.
örneğin, ABD'de "cep vetosu" diye birşey var.
Bizde Cumhurbaşkanı'na tanınan yetki tam an-
lamıyla veto sayılmaz; çünkü Meclis'çe kolaylık-
la aşılabiliyor. Oysa, Arnerika'da tasanları on gün
içinde veto edebilen başkana karşın veto edilmiş
birtasarıda ısrar edebilmek için Kongre denen iki
meclisli yasama organının her iki kanadında da üç-
te iki çoğunluk gerek. Kaldı ki, yasama yılının son
on gününe sıkıştırılmış yasalar büsbütün suya
düşmüş olabiliyor; çünkü başkan, meşru sayılan
bir yoldan "Siz tatile gittiniz, ben de tasanları ce-
bime koyup tatile gidiyorum" der ve o çeşit ya-
salar hiç yayımlanmayıp büsbütün geçersiz kalır.
Tatillerini uzatmak istemeyen açıkgöz yasa koyu-
cular da bir daha öyle kurnazlıklar etmezler.
Ama, devlet sistemi demek, hep açıkgözlülük-
lere, kurnazlıklara, yolsuzluklara, dolambaçlı yol-
lara çare bulmak mı demektir? Hele Türkiye gibi
bir ülkede Cumhuriyet daha olumlu, yapıcı, yarar-
lı işler için kurulmuş değil midir?
l^rneğin, diyelim bazı kamu işletmelerini sat-
\J maya karar vermişsiniz, onlann gerçek değe-
rini niçin nesnel biçimde hesaplatıp önceden açık-
layarak ihalenin doğruluğunu ölçme olanağı ya-
ratmazsınız? Hep kuşku bulutlan mı dolaşacak üze-
rinizde?
Şuna bakın: Yüzde 55'i satışa çıkanlan Türk
Telekom'un gerçek değerine ilişkin olarak atılan
palavralann bini birpara. Bayan Çiller "40milyar
dolar ederdi" demiş; Sayın Başbakan da özel
uçaktaki yol arkadaşlarına "Tansu Hanım'ın açık-
lamalanna katılıyorum " diyor. AJkışlayıcı yalaka sü-
rüsü ise, hukuku savunmuş olan yargı organları-
nı ve o yasal yollara başvuranları suçlamakla meş-
gul. Haktan, hukuktan yana olmak marifet değil-
miş.
Galiba asıl marifet, yolsuzluğun, yiyiciliğin, dal-
kavukluğun, sermaye uşaklığının, saray maska-
ralığının kol gezdiği bir düzende köşe tutmakmış.
Lara Feneri Söndü
İstanbul'da son ziyaretimde, İstanbul'un trafiği nedeniyle benim
gecikmemden görüşemedİk. Beklemeden yorulmuş yatağına çekilmiş, Şen
Hanım'a üzüntülerini belirtmişti... Asıl özür dilemesi gereken bendim.
Oğlum Taylan'ın geçen eylülde Antalya'da çektiği resimleri bıraktık.
Resimlerde güzel çıkmıştı. Dilerim beğenmiştir.
A
Mlisa SEYİRCt Amştırmacı-Yazar
ü Neyzi bir Istanbul beyefen-
disiydi... Türkiye'ninulusal-
cı düşünürlerinden Profesör
Mehmet AJi Aynî'nin toru-
nuydu. îlk kitabı "Sibirya
Ovalan'nda" yayımlandığında 12 yaşın-
daydı... Kitabın basım giderlerini dedesi
Profesör Aynî karşılamıştı.
Robert Kolej'de edebiyat bölümünü bi-
tirdi. Amsterdam'da gemi şantiyelerinde
çalıştı. Londra (BBC) Radyosu'nda Türk-
çe çevirmenliği ve spikerlik yaptı. Harvard
Universitesi'nde işletme okudu. Ekmekpa-
rasını sigortacılıktan kazandı. Sigortacıhk
yaşamını ve anılannı "Benim Sigortacıla-
nm" adlı 736 sayfalık yapıtıyla belgesel-
leştirdi.
Yaşamının büyük bir bölümünü sigor-
tacılıkla geçirse de yüreği hep sanattan, ya-
zından yana çarptı. Bugün Beyoğlu'nda-
ki Yapı Kredi Yayınlan'nın önünü süsle-
yen Akdeniz Heykeli'ni ünlü heykeltıraş
llhan Koman'a -Zincirlikuyu kavşağın-
daki Halk Sigorta'nın (günümüzdeki adı
Yapı Kredi Sigorta) merkez binasının önü-
ne- yaptırdı. Yine aynı binanm giriş katı-
nı sanat galerisi olarak açtı. Sigortacılığın
parasal olanaklanndan yararlanarak birçok
ressamın resimJerinin bu galeriye alınma-
sını sağladı.
Robert Kolej 'de başlayan tiyatro tutkusu
yaşamı boyunca sürdü. New York'ta, Lond-
ra'da ünlü tiyatrolarda oyunlar izledi. Tiyat-
ro üzerine yüzlerce yazı yazdı, çeviriler
yaptı. Kendisi de oyunlar yazdı. Tiyatroy-
la ilgili onlarca kitap derledi. Belki de Tür-
kiye'de en büyük tiyatro kitaplığına sahip-
ti. Yaşamının son yıllannda bu kitaphğını
Akdeniz Üniversitesi'ne vermek istediğin-
den ve ilgilenen olmadığından yakınırdı. Ak-
deniz Üniversitesi 'nin aydın rektörü Mus-
tafa Akaydınbu koleksiyon dağılmadan sa-
hiplenirse ve de üniversite kütüphanesinin
bir bölümüne onun adını verirse çok güzel
bir işe imza atmış olur. Böyle bir projeye
çocuklan ve can dostu Şen Sahir Sılan da
yardımcı olurlar sanıyorum.
"Hüseyin Paşa Çıkmaa", "Meyzi ile Ney-
zi'', "Beyzade/Paşazade" gibi çok sayıda
anı ve tarihi romana imza attı. "Lara Fene-
ri", "GönüDü Sürgün", "Benim Sigortacı-
Janm" adlı yapıtlarında anılannı yazdı. Son
anılannı yazdığı "LaraFeneri-3'',bitmeden
yazı masasında kaldı. Can Yücel'den Bü-
lent Ecevit'e, Ahye Berger'den Prof. Mîna
Urgan'a, Abdi İpekçi den ErcümentKara-
cana, Oğuz Akkan'dan Sami Karaören'e
varasıya dek birçok ünlüyle arkadaşlık,
dostluk yaptı. Dostlanndan gelen mektup-
lan "DostMektuplan"nda romana dönüş-
rürdü. AB Neya'yi Can Yücel şu dizelerle
şiirleştirdi: "Arkadaşlar arasında toplaşıp
konuşurken abvao* dünyadan/Son günlerde
âdet ettiydi bizim Neyzi/Bir kenara çekilip
sus-pus otunıyordu/Morarmış dudaklann-
da bir çarpık tebessüm..jDerken en hara-
retü yerinde taruşmanın/Hani, affedersiniz,
yırük dondan çıkarmışçasına/Ben önümiiz-
deki on yıl içerisinde ne olup biteceğini bili-
yorum diye atihyordu ortaya/ Neymiş pe-
kiy?/Ne olacakmış/Ağzından laf alabinrsen
aşkolsun/ (...)Ae mi olacak önümüzdeki on
yılda?/Onu bilmiyecek ne var?/Bir bok ol-
mayacak elbet dedi."
Son yirmi yılını gönüllü sürgün olarak
sevgili dostu yazar-çevirmen Şen Sahir Sı-
lan'la birlikte Antalya'da geçirdi. Bizim
dostluğumuz da bu yıllarda gelişti ve so-
nuna dek sürdü. Antalya II Kültür Müdür-
lüğüm sırasuıda yazılanyla, söyleşileriy-
le, kültür ve sanat insanlanyla ilişki kur-
mamda bir külrür eri gibi çalıştı. Gelen
konuklan Akdeniz'e bakan evinde Sılan'la
birlikte ağırladı, bağnna bastı, benim yü-
kümü hafifletti.
istanbul'da son ziyaretimde, İstanbul'un
trafiği nedeniyle benim gecikmemden gö-
rüşemedik. Beklemeden yorulmuş yatağı-
na çekilmiş, Şen Hanım'a üzüntülerini be-
lirtmişti... Asıl özür dilemesi gereken ben-
dim. Oğlum Taylan'ın geçen eylülde An-
talya'da çektiği resimleri bıraktık. Resim-
lerde güzel çıkmıştı. Dilerim beğenmiştir.
Çok rahatsız olmasına karşın son ana ka-
dar bir ulusalcı olarak ülkesine, ülkesinin
sorunlarına duyarlıhğını sürdürdü. Düşün-
celerini son zamanlara kadar Cumhuriyet'e
yazdı. Laiklik konusundaki endişelerini di-
le getiren son yazısını haziran ayının baş-
lannda Olaylar ve Görüşler sayfasında oku-
durn.
Özetle bu dünyadan bir AK Neyzi geçti...
Adam gibi adamdı. Dostu Doğan Hızlan' ın
deyimiyle üretkendi, çalışkandı, dürüsttü ve
nazikti... Toprağı bol olsun.
'...Daha Üzücü ve Daha Korkunç Olmak Üzere...'
Kadim SERİNÖZÜ TürkDUive Yazını Öğretmeni
K
ANTALYA CUMOK AYDINLANMA
KAHVALTISEVA ÇAĞRIYOR:
Diyorlar ki:
"Lütfen bu memleketin kaderine el koyun!"
Güzel de, NASIL?
A\ Gürkut ACAR'la bızırrı olana sahıp çıkmanın
yollannı arayacağız.
YA BİR YOL BLLMAK Y A' DA BİR YOL AÇMAK
ıçın tıim ClfMOK'lan kuşluk kahvaltısına bekiiyoruz.
Şıır? Her zaman.
10 Temmuz 2005 Pazar günü saat: 10.00'da
AKDENİZ ÇİÇEK PASAJI'nda. •
Saflann sıkı \e geçılmez olması ıçın:
Sen gelmezsen bir eksiğiz!
Adres: Kaleiçı eırişı. Uzun Çarşı Sokak No: 24-26
Kalnaltıeden 7 5OYTL'dır.
Iletişim-Bilgi: Hicran KARABl DAK
24" 67 17 - 243 47 17 - 0 532 325 05 63 - Akşam: 243 00 80
hıcranCr a. pnaıl com - hıcraB(r,a,met net.tr - hıcraıAarabudat ahotmaıl com
urtuluş Savaşı-
mızın Başko-
mutanı, Cum-
huriyetimizi kuran,
Türklüğün gözbebeği
Gazi Mustafa KenıaJ" in
Gençliğe Söylevi için-
deki şu üç tümce bel-
leklere kazınacak
önemdedir: "...Bütün
bu koşullardan (dış düş-
manlann > aptığı yıkmı-
lardan) daba HZÜCÜ ve
daha korkunç olmak
üzere ülkemizde yasa-
ma ve yürütme erkini
kullananlar; aymazhk-
la sapknıhğa yönelerek
ulusumuza en büyük
kötülüğü yapabUifler.
Dahası, bu gücü kulla-
nanlar kişisel yararla-
ruu, yurdu ele geçirmek
isteyen ya\ilmacı düş-
manlann amaçları ile
birleştirebilirler. Ulus,
yoksulluk ve güçlükler
nedeniyle yıkılmış ve
güçsüz düşmüş olabi-
lir..."
Bu tümcelerde ve
bunlardan öncekilerde
söylediklerini 1. Dün-
ya ve Kurtuluş Sava-
şı'nda yaşamıştık.
Mustafa Kemal, ulu-
sun bir kez daha bu acı-
lan yaşamasını isteme-
diği için uyanyordu
gençliği.
Demokratik düzene
geçmeye başladığımız
1946'dan bu yana
anımsanacak olaylar ve
sözler; eşsiz öke (dâ-
hi), Türklüğün doruğu
ve büyük önderi Ata-
türk'ün bir tür kaygıyı
da içeren, günümüz di-
liyle yazdığım sözle-
riyle yıllar sonrasında
olabilecekleri ta
1927'de düşündüğünü
kanıtladı.
DP, "Türkiye küçük
Amerika olacak..." söy-
lemiyle 1950'de yasa-
ma ve yürütme erkini
ele geçirince dış poli-
tikada ABD'ye bağım-
hlığa yönelindi.
1948'de Öğretim Bir-
liği Yasası'na aykın uy-
gulamalara başlanıl-
KALLAUlyeni yerinde,..
Tüm dosttarımızı
açılişımıza bekliyoruz...!
Kurabiye Sokak No:16 Beyoğlu-İstanbul • Tel.0212.245 1213-243 90 99 • www.kallavi.net - info6kallavi.net
mıştı (Ilköğretimdeki
4., 5. sınıf öğrencileri-
ne din dersi okurulma-
sı). Tapınım çağnsını
(ezan) Arapça yapan
DP, imam-hatip okul-
larını açmaya başladı.
Atatürk devrimlerini,
Cumhuriyeti koruyup
yüceltecek eğitimcile-
ri yetiştiren, Milli Eği-
timimizin yüz akı olan
Köy Enstitülerini ka-
pattı. Dini duyguları
sömürerek oy alma
kaygısı ile AdnanMen-
deres, "MUletvekilleri!
Siz isterseniz hilafeti de
getirebUirsiniz" diye-
rek şeriatın kapısını
aralıyor, laikliği yara-
lıyordu.
Cumhuriyet düşma-
nı Saidi Nursi'yi "bü-
yük din adamı" diye
öven, ona sagyı duyan
başbakanlarvardı. "Ba-
na sağcüar suç işliyor
dedirtemezsiniz. Tes-
pih çeken eller tetik çek-
mez", "Şeriata karşı
yürünemez", "Şeriat
gelecek, ama kanh mı,
kansız mı?", "tslam,
Kuran, namaz..." ve
Cumhuriyet, Atatürk
düşmanı, Saidi Nursi'yi
izleyen Fethullah Gü-
len'den ödül alan, "Ta-
rikatların iyisi de var-
dır" diyen başbakan-
lan gördük.
Demokrasinin "ol-
mazsa olmaz" koşulu
ve değiştirilmesi öneri-
lemez laiklik olan
TC'nin anayasasına
"Ük ve ortaöğretim ku-
rumlannda haftada iki
saat din dersleri oku-
tulması zorunludur"
kaydı 1982'de konul-
du.
1950'li yıllarda çıka-
nlan Maden Yasası ile
2000'de çıkanlan Tah-
kim Yasası ulusal ya-
rarlarımıza aykırıdır.
1995 yılı sonunda ka-
bul edilen Gümrük Bir-
liği Anlaşması da bun-
lar gibi. 1970'li yıllar-
dan beri üretim-tüke-
tim (ekonomi) siyase-
timizi EVIF yönetiyor.
IMF ve Dünya Banka-
sı'nın egemeni
ABD'dir. IMF, program
uyguladığı ülkelerde
hükümetleri koşulsuz
kendi isteklerine bağ-
lar; o ülkenin üretim
tüketimini düzlüğe çı-
karmayı amaçlamaz.
Başarısızhğın sorum-
lusu borçlu ulusun hü-
kümetidir.
Memurun, işçinin ay-
lığını, emeklilik yılmı,
tanmda neleri ne de-
ğin üreteceğimizi, ulu-
sal üretim kuruluşlan-
mızın özelleştirilmesi
gereğini, bütçemizin
nasıl yönetileceğini
IMF belirliyor. Tüm
bunlar anamalcı yayıl-
macılığın (kapitalist
emperyalizmin) amaç-
lanna uyan düzenleme-
lerdir.
IMF yönetimi; işçiyi,
memuru, dulu, yetimi,
esnafı, köylüyü, çiftçi-
yi açlıkla baş başa bı-
rakmıştır. Işsizlik, yok-
sulluk en üst sınırlanna
ulaştı. Ürerim-tüketim
bakımından bağımsız-
hgımtTi yitirip ABD'nio
güdümüne girdik iyice.
AKP yönetimi, dışiş-
lerimizde AB ve
ABD'ye bağımlı durum-
dadır. Yüzbinlerce şehi-
dimizin kanıyla kurdu-
ğumuz, Lozan'da bel-
gitini (senet) aldığımız
Türk devletini AB, dip-
lomasi oyunlan ve bir-
liklerine alacağı aldat-
macasıyla parçalamak,
Sevr'i uygulamak isti-
yor. KKTC çok yakın-
da yok olacak, ada eli-
mizden alınacaktır. Ar-
dından Ege'de kıta ve
hava sahanlığı. Ermeni
soykırımı sorunu başı-
mızı agrıtacak. Laik
cumhuriyeti yılap şeri-
atla yönetilen bir devlet
kurmayı isteyenler, şim-
di yasama yürütme er-
kini kullanmaktalar. Bu
iki erkle yetinmiyor,
yargıya da egemen ol-
mayı istiyorlar. LaikU-
ğin korunması gereksiz,
artık M. Esat Boz-
kurt'un düzenlediği
Türk Yurttaşhk Yasası
devriminin zamanı dol-
muştur diyen yargı ku-
rumu da siyasallaşıyor
mu ne?..
Çeşitli suçlamalardan
yargılanacak iken mil-
letvekili seçilip doku-
nulmazlık zırhına bü-
rünen yüze yakın
AKP'li var. Birkaç ba-
kanlığın üst düzey yet-
kilisinin yolsuzluk ve
hortumlama yaptığı sa-
vı medyanın dilinde.
AKP, ulusun temel ku-
rumlarıyla, toplumun
tüm keshnleriyle (Çan-
kaya'yla bile) kavgalı-
dır. Emekçiler, aylardır
üretim kurumlarının
özelleştirihnesini önle-
mek için yurdun her ye-
rinde eylemdedirler.
AKP'den kurtuknak
ulusun en başta gelen
sorunudur. Büyük ön-
derin kaygı yüklü ön-
görüsü -ne yazık ki- ger-
çekleşmiştir. TBMM'yi
kendini ve yakınlanm
değil, ulusunu seven,
devrimleri ve cumhuri-
yeti koruyup yüceltecek
kişilerden oluşturmaya
çahşmahyız. Bunun için
tüm yurtseverler, sivil
toplum-demokrarik kit-
le örgütleri eylem birK-
ği yapmalıdır. Yoksa or-
taçağ karanlığma gö-
mülürüz. Aman haL Aü
olan Üsküdar'ı geç-
mesin.
PENCERE
Türkiye'ye Suikast!..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Arnerika'da
katıldığı Sun Valley Konferansı'nda demiş ki:
"- Dini bir ideoloji haline getirerek, devlet aygı-
tı marifetiyle toplumu zorla dönüştürmeye çalış-
mak, dine, demokrasiye ve insanlığa karşı 'suikast'
düzenlemekten farksızdır,"
Doğru bir laf etmiş Başbakan..
Ama, Recep Tayyip'e inandınız mı?..
Erdoğan sözünün arkasında mı?..
Yoksa 'takıyye' mi yapıyor?..
•
Sorunun yanıtını doğru dürüstalmak içinAKP'nin
icraatına bakmakta yarar var...
Cumhuriyet'in dünkü manşet haberi SOS gibiy-
di:
'Tüm yargı ayakta!..'
"Yargıtay ve Barolar Birliği'nden sonra 'Hâkim-
ler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da' yargı ba-
ğımsızlığını zedeleyici düzenlemeleri nedeniyle
hükümeti sert bir dille uyardı.."
Laik Cumhuriyetin 'Oğretim Birliği' ayaklar al-
tında çiğneniyor.
AKP imam okullan ve Kuran kurslan için nere-
deyse seferberlik ilan etti...
Iktidar partisi Çankaya ile, askerle, üniversite-
lerle neden çelişkiler içinde?.. Devlet kadrolann-
daki memurlar sürgün ve atamalarla niçin hallaç
pamuğu gibi atılıyoriar?..
Iktidar işçi sendikalanna da el attı; DİSK Genel
Başkanı Süleyman Çelebi diyor ki:
"- AKP Türkiye'yi ablukaya alıyor, sekiz bin iş-
çimiz zorla başka sendikalara geçirildi.."
Ana muhalefet lideri Baykal halkı uyanyor:
"- Türkiye'ye sahip çıkın!.."
Recep Tayyip'in liderliğinde AKP'nin devleti ele
geçirmek, dinci ideolojiyi uzun vadeli bir projeyle
egemen kılmak için bilinçli oldukları kesin...
•
Cumhuriyet'te dün TESK'in CTürkiye Esnaf ve Sa-
natkârlar Konfederasyonu) yanm sayfalık bir du-
yurusu vardı...
Esnaf ve sanatkâr soruyordu:
"Nereye gidiyoruz?.."
Nereye mi gidiyoruz?.
Dinci devlete!..
Hazır iktidara geçmişken AKP fırsat bu firsat di-
yor... Ancak bu gidişatın asıl korkutucu yanı, da-
ha tüm boyutlanyla ortaya çıkmayan 'sermaye
operasyonu'öur...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dinci serma-
yeyi Türkiye'de egemenleştirdiği gün, bu iş bitmiş
demektir...
Bu AKP tasanmını daha önce bu köşede birkaç
kez yazmıştım.
Yaman Törüner dünkü köşesinde durumu açık
seçik dile getiriyor:
"...özel finans kurumlannı (Ihlas) batıranlarla,
vatandaşın milyaharca dolannı iç eden Kombas-
san gibi dinci oluşumlann patronlan ne TMSF'nin,
ne devletin takibine uğruyor...
Bu işin sonu, Türk liberaf sermayesinin bir bö-
lümünün yavaş yavaş yok olması ve gücün ılımlı
Islam sermayesine geçmesi ile sonuçlanacak."
•
Recep Tayyip Erdoğan Amerika'da kısaca de-
miş ki:
"- Dini bir ideoloji haline getirerek devlet aygı-
tı marifetiyle toplumu dönüştürmeye çalışmak in-
sanlığa suikasttır..."
Evet, Türkiye şimdi bu suikastla karşı karşıya...
Temmuzda
£ S 50 YTL îndirim
J^* ve chip-para
Maksimum indirim tutan 50 YTL'dır.
"Butik Otel MİMOZA - Çalış Plajı -
Fethiye - Plaja 100 m,
ailevi ortam, klimalı odalar"
Geceleme kahvaltı 1 kişi 25.- YTL
Çocuk: 0-6 yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50
Tel: 0 252 613 4149-www.mimoza.de
öl'ün büyülü ortamında "Keyifli Tatil"
Titreyengöl kıyısında orman içinde
Mavi Bayrak özel plajlı bir rüya
• Eşsiz doğa, temiz sahil
• 6o dönüm alanda 54'ü villa toplam
383 klimalı oda
• Sabah, öğle, akşam açık büfe yiyecekler, yerli alkollü ve alkolsüz içecekler
• Anne-babalara ve çocuklara özgürlük! "ÇOCUK KULUBÜ"
• Disko ve animasyonlar
• Evcil hayvanlar özel barınakta kabul editir
• Resepsiyona bildirin Cumhuriyet gazetesi odanızda
• Cumhuriyet ailesinin buluşma noktası
F A M t l Y t t t O I T
^ M > ş M Ş B | _ ş n | _ _ l _ ^ ^ _ ^ _ l ^ ^ ^ Manavgat- Side/Titreyen Göl mevkii
P«MMpljypPH|||İ|jj||Hn^||giin 11İI llB www.magicsevenresort.com
SeVen.
lay. çiftlerine /OAV l l l U l l i m
Rezervasyon Tel: +90(242) 756 96 00 +90 (212) 518 94 31-32
rezervasyon@magicsevenresort.com