25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ2005SALI HABERLER DÜNYADABUGUN ALt StRMEN TeröreGerek Yok, Bizim Düzenimiz Var Abicim 9 Temmuz Cumartesi öğlen üzeri, Burhaniye ören'de, Set Kafeterya'nın geniş mekânında, kala- balık bir dinleyici topluluğu ile birlikte, Hikmet Çe- tinkaya ve Mehmet Faraç'ı dinliyordum. "El Kaide Turka"r\\n yazan dostum Mehmet, kor- kunç gerçekleri, Hizbullah'ın Türkiye'de nasıl palaz- landığını, daha doğaısu palazlarıdmldığını, bizi bek- leyen korkunç terör tehlikesini anlatıyordu. Gözümün önüne geçmişin korkunç sahneleri gel- di, terör kurbanlannı anımsadım, tüylerim ürperdi. Ertesi günü aynı saatte aynı yerde, zaman zaman denize bakarak çay içiyor, Ayvalık tostu yiyor ve ga- zetelere göz atıyorum. Çağdaş ülkeler için ilginç, belki bizim açımızdan haber değeri bile oimayan bir haberi manşete çek- mişler Radikal yöneticileri. Aslında çok da iyi etmişler. Başbakanlık tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nda tartışmaya açılacak olan yönetmelik ge- reğince, bundan böyle kapasitesi 30 tondan az LPG istasyonu ile akaryakıt satış yerierinin etrafında sağlık koruma bandı zorunluluğu kaldınlacak. Ge- rekçe, bürokrasiyi azaltmak. Bugüne kadar, bu gibi tesislerin çevresinde, iskân dışı bir alan bulundurulması zorunluluğu vardı. Şim- di bu koruma bandı kaldınlmak isteniyor. • • • Hemen belirtelim ki koruma bandı önlemi, geliş- miş ülke örneklerinden hareketle getirilmişti. Yeni yönetmelik kabul edilirse, kent içinde iskân bölgelerinde bulunan kaçak LPG ve akaryakıt istas- yonlannın 30 tona kadar olanlan yasallık kazanacak ve faaliyetini sürdürecekler. Haberi okurken güldüm. "Kulaklann çınlasın Mehmet Faraç, bizim teröre ihtiyacımız yok, bir za- manlar 'bişiiy olmaz abii' diye dillendirilen, şimdi- lerde 'Allan Kerim' deyimiyle ifade edilen düzeni- miz var, o bizi zaten her an bomba Cızerinde ya da yanında oturtuyor" dedim kendi kendime. Nitekim, İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Ismail Duman, 30 ton sınırının bi- limsel açıdan hiçbir anlam taşımadığını, değil 30,10 ton LPG'nin bile bir mahaJleyi havaya uçurmaya ye- teceğini söylüyor. Evet, gerçekten teröre gerek yok, bugün Türki- ye'nin birçok yerinde insanlar, bomba üstünde ya da yanında oturuyorlar. Istanbul'un Cihangir semtinde, Sıraselviler Cad- desi üzerindeki LPG depolama ve dolum istasyc- nunun kalıdınlması, semt sakinlerinin yaşamsal teh- likeden kurtarılması için Cihangir'i Güzelleştiıme Derneği'nin yaptığı girişimlerde karşılaştığı engelleri, kimse istemi geri çevirmese bile, herkesin işi nasıl yavaştan aldığını düşününce, insanlanmızın tehlike- ler karşısında, devlet tarafından nasıl korumasız bı- rakıldığını hatırlayıp tüylerim diken diken oluyor. Evet sonunda, tesis kapatıldı ama aradan bir yıla yakın zaman geçti. Şimdi yeni yönetmelikle tesisin yeniden açılması da söz konusu. • • • Türkiye'deki düzen de, baştaki parti hangisi olur- sa olsun, sebep-sonuç ilişkisini yadsıyan bir zihni- yet egemendir. Islamcı parti iktidardaysa slogan "Evellalah", "Allah Kerim"dir. Eğer iktidarda kendi- sine laik yaftası yapıştırmış olan bir parti bulunuyor- sa, bu kez tekerleme "Bir şey olmaz, halkı paniğe sevk etmeyin!" olur. Tehlikenin hedefi olan insanlanmız da, yalnız ce- haletten değil, aynı zamanda işsizlikten, her yeni iş- yerinde istihdam uman aramaktan, akıl almaz bir duyarsızlık içindedir. Yatağan'da ishal olan çocuklann öyküsünü okur- ken de aklıma, yıllar önce oraya termik santralı ya- pan iktidann, tesisin bulunduğu yerleşim bölgesin- deki ilk yerel seçimi kazanması geldi. Çok bilmiş bir ukalalığın etkisiyle "Cahil insanlar efendim, ne olacak!" demek kolay, ama işsizlikten kırılan insanların, sağlıklarını bile hiçe sayacak bir umarsızlığın pençesinde olduğunu göremezseniz, Türkiye gerçeğini kavramanız olanaksızdır. ören'de, siyanürlü maden aramaya karşı yöre halkının duyarsızlığından yakınan, ama yine de ilk bakışta sonuç vermeyeceği düşünülen, yürekli ça- balannı sürdürmekten vazgeçmeyen dostlarla, Club Orient'te sohbet ederken de, konu dönüp dolaşıp bu noktada odaklanıyordu. Yoksulluğun ve umarsızlığın gözü kör olsun! ÖZÜR: Pazar günkü yazım üzerine 'Salim Am- ca'mn genç dostlanndan biri telefon etti ve yanlışı- mı düzeltti. Gerçekten de yrtirdiğimiz yazar-yayıncı- nın soyadı Şendil değil, Şengil'di. Göz göre göre yaptığım bu yanlıştan dolayı hem okurlarımdan, hem de Nezihe Hanım'dan özür dilerim. A.S. asirmen@ cumhuriyet.com.tr AVUKATLARDAN ÎŞKENCE ÎDDÎASI Bayrak davasında gözlemciye i&n yok MERStV (Cumhuri- yet)-Mersin'deki Ne\Tuz kutlamalan sonrasında Türk bayrağını yakma girişiminde bulunan 6 çocuğun yargılanması- na dün devam edildi. Du- ruşmaya gözlemci ola- rak katılmak isteyen In- giltere ve Norveç büyü- kelçiliklerinden temsil- cilere izin verilmedi. Mersin 2. Asliye Ce- za Mahkemesi'ndeki du- ruşmaya tutuksuz yargı- lanan çocuklarVISİ,G&, ER, S.T., \LA- ve E3. katılmadı. Çocuklan Mersin Barosu'na bağlı 7 avukat savundu. Du- ruşmayı gözlemci ola- rak izlemek isteyen Ingil- tere'nin Ankara Büyü- kelçiliği'nden Chris Bradley ve Norveç 'in Ankara Büyükelçili- ği'nden Hakon AraJd Gulbrandsen'i mahke- me başkanı salona alma- dı. Duruşma eksiklerin tamamlanması için erte- lendi. Mersin Barosu avukat- lanndan AB Bozan, du- ruşma sonrasında yaptı- ğı açıklamada, çocukla- nn gözalnndayken işken- ceye uğradığını öne sü- rerek "Bu çocuklar su- çun sanığı değil, bizce mağduruydular. Zira ço- cuklar gözaltuıa alınıp cezaevinegötürûhne aşa- masına kadar kendileri de bunu mahkemedeifa- de etmişlerdL Çocuklar aynca bu süreçte işken- ce ve körü muameleye maruz kalmışlardır. Mahkemeden suç duyu- rusunda buhınulmasıta- lebindebulundukn dedi. Muhalefetin denetiminden kaçınlan 26 yasanın inceleme süresi nedeniyle topluca gönderilmemesini istedi Jet yasalara Sezer freniAYŞE SAYES ANKARA-AKP'nin içtüzük degi- şikliğine dayanarak çıkardığı ve mu- halefetin denetiminden kaçırdığı "jet yasa"lar, Cumhurbaşkanı Ahnıet Nec- det Sezer'e takıldı. TBMM'de 3 gün- de 26 yasa çıkınca, 15 günlûk sınırlı inceleme süresi nedeniyle "zamana sıloşan" Cumhurbaşkanlığı'nın yasa- lann topluca gönderilmemesi uyansın- da bulunduğu ortaya çıktı. Bu uyan üzerine TBMM Başkanlı- ğı, 4-11 Temmuz tarihleri arasında Çankaya Köşkü'ne her gün 3-4'erli gruplarhalinde olmak üzere toplam 19 yasa gönderdi. Sezer bu yasalardan 7'sini onaylarken Meclis'te bekleyen 7 yasanın da bugün ve yarm Köşk'e gönderileceği bildirildi. Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM Ge- • TBMM'de 3 günde 26 yasa çıkınca, 15 günlük sınırlı inceleme süresi nedeniyle "zamana sıkışan" Cumhurbaşkanı Sezer, yasalarm 3'er, 4'erli gruplar halinde gönderilmesini istedi. Bu istem doğrultusunda Çankaya Köşkü'ne 4-11 Temmuz arası her gün en fazla 5 adet olmak üzere toplam 19 yasa gönderildi. Geriye kalan 7 yasanın da bugün ve yann Köşk'e gönderileceği bildirildi. nel Kurulu'nun 1,2,3 Temmuz tarih- lerindeki toplantılannda kabul edilen, aralannda 200 maddeli Bankacıhk Ya- sası'nın da bulunduğu yasalardan bir bölümünün incelemesini sürdürüyor. Ancak her bir yasayı incelemek için anayasa gereği 15 günlük süresi bu- lunan Sezer'in hükümetin jet yasa tt cinüği''ne karşı, yasalan daha rahat ve detaylı inceleyebilmek için ilginç bir taktik geliştirdiği ortaya çıktı. Nor- malde, TBMM'de kabul edilen yasa- lar en geç 1-2 gün içinde Çankaya Köşkü'ne gönderilirken, Cumhurbaş- kanlığı Genel Sekreterliği bu kez, in- celeme için zamana gereksinimleri bulunduğunu belirterek TBMM Baş- kanlığ'ndan her gün en fazla 5 yasa- nın Köşk'e gönderilmesiricasındabu- lundu. TBMM Başkanlığı da bu iste- me uyunca, Cumhurbaşkanı Sezer, kabul edıliş sırasına göre en geç 18 Temmuz'a kadar incelemek zorunda olduğu yasalar için 28 Temmuz'a ka- dar süre kazanmış oldu. Bu çerçevede Sezer, kendisine 4 ve 5 Temmuz tarihlerinde gönderilen dü- zenlemelerden özürlüler, dövizle as- kerlik, öğretmen atamalan, 2 ulusla- rarası sözleşme, Avrupa Imar ve Kal- kınma Bankası ile SSK yasasında de- ğişiklik yapan yasamn da bulunduğu toplam 7 yasayı onayladı. Sezer'in önünde bulunan diğer yasalarm Köşk'e gönderiliş ve inceleme süresinin so- na eriş tarihleri şöyle: 4-5 Temmuz: YOK Yasasf nda de- ğişiklik yapılması, sözleşmeli başhe- kim atanmasım öngören yasalar. (19 Temmuz) 7 Temmuz: Bankacıhk, Rekabeti Koruma, SSK Yasası'nda değişikük ön- gören yasalar (22 Temmuz) 8 Temmuz: Büyükşehir Belediyesi Yasası değişikliği, U Özel Idaresi Ya- sası değişikliği, Telsiz Yasası değişik- liğine ilişkin yasalar (çalıntı cep tele- fonlannın satışuıı engelleyen düzen- leme) ile Belediyeler Yasası. (23 Tem- muz) 11 Temmuz: Türkiye îstatistik Ya- sası, Çocuk Koruma Yasası, Sağlık Tesislerinin Kiralanması'na ilişkin Ya- sa. (26 Temmuz) Cumhurbaşkanlığı 'na bugün ve ya- rm gönderilmesi planlanan yasalar da şunlar: GüvenJik güçlerine tek merkezden telefon dinlemeye ilişkin yetkiler ve- ren yasa, Özelleştirme Yasası deği- şildiği, Türk Medeni Yasası değişik- liği, Sendikalar Yasası değişikliği, Ge- libolu Milli Parkı'nda alan rehberi ça- lıştmlmasına ilişkin yasa, Denetimli Serbestlik Yasası, Toprak Koruma Ya- sası (27-28 Temmuz). Yaıgıtay Başkanı'nı ziyaret eden DYP lideri Ağar, 'Demokrasinin güvencesi yargı bağımsızlığıdır' dedi "Hiüvüıııet ımuilaıı dikkate abnah9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkam Mehmet Ağar, demokrasinin güvencesinin yargı bağımsızlığı olduğunu vurguladı. Ağar, yasama ve yürütmenin Yargıtay'ın uyaralannı dikkatle izlemesinin doğru olacağmı belirterek "Önümüzdeki yasama döneminde ikazlar paralelinde defişiköklerin yapılmasınm yararb olacağmı düşünüyoruz" dedı. Ağar, Yargıtay Başkanı Osman Arslan'ı makamında ziyaret etti. Görüşme, kısa süre görüntü almmasuun ardından basına kapalı gerçekleşti. DYP Genel Başkam Ağar, Yargıtay'dan aynlırken yaptığı açıklamada, yargı konusunda görüş alışverişinde bulunduklannı söyledi. Türkiye Anayasası'nın rejim çerçevesinde yasama, yürütme ve yargı arasmda kuvvetler aynhğını benimsediğine, bunun yanında ku^etlerin uzlaşmasının da önemli olduğuna işaret eden Ağar, yargı teminatını, demokrasi açısından ve temel hak ve özgürlükler açısmdan fevkalade önemli gördüklerini ifade etti. Ağar, şöyle konuştu: u Buna çok dikkat ediyonız. Yargrtay'm bu konudaki iyi niyedi mesajlanmn ve ikazlarının yasama ve yüriitme organı tarafindan dikkatle izknmesinin doğru olacağmı düşûnüyorum ve buna uygun önemli ikazlann yasama tarafindan yerine getirilmesinin doğru olacağmı düşûnüyorum. Bu yönüyle faydah bir görüşme ohnuştur. Biz hükümetin de bu konuda gerekH mesajlan çıkaracağma ve önümüzdeki yasama döneminde ikazlar paraleunde değişüdiklerin yapılmasmııı yararb ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN • DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, yasama ve yürütmenin Yargıtay'ın uyanlannı dikkatle izlemesinin doğru olacağını belirtti. olacağmı düşünüyoruz. Buradaki temel çerçe\«, demokrasi açısmdan yargı hagım<i7İıgının mutlaka sağlanmagrfır. HâkÜHİer ve Savcüar Yüksek Kurulu'nun yapısmdan tutun, yargıdaki personelin özlük haklanna kadar geniş bir çerçeveye işi oturtmak laznn." Mehmet Ağar, ileride dış dinamiklerle değil, iç dinamiklerin uzlaşmasıyla yapılacak bir anayasa değişikliği içerisine mutlaka yargı bağunsızlığını sağlayacak düzenlemelerin konulması gerektiğini belirtti. Ağar, "Demokrasinin teminao yargj bağımsızlığıdır. Yargı teminaü oimayan, hukuk devieti ilkeleri tam manasıyla yerii yerine oturmayan bir Türidye'nin demokrasisi sağlam zeminde değOdir" dedi. AÜ ÖĞRETlM ÜYESİ ADEM: Küçük beyinler yıkanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Eğitün Fakültesi öğretim üyesi Mahmut Adem, Kuran kurslannm sayısm- daki artışın "iküi öğretimi" hızlandndığına dıkkat çekerek fküi öğretim hızlandınuyor, öğretim bhüği rafa kalduThyor" dedi. Eği- timbilimci Adem, bazı kurslarda daha fazla ögrenci alabiknek için bisiklet, bilgisayar, top gibi promosyonlann verihnesinin "ço- cuklann istismar edilmesi" anlamma geldi- ğini söyleyerek "Bu kurslarda siyasi amaç- lan için çocuklann beyinlerini yüayotiar" diye konuştu. Kuran kurslan nedeniyle il- köğretim 8. sınıfta yer alan yönlendirme dersinin anlamsızlaştığını belirten Adem şöyle konuştu. "Bu ders, çocuklan ortaöğre- timde gelecekte seçecekleri mesleklere yöne- Kk alan seçmeierine yarduncı olmak için ko- nuluyor. Eğer siz çocuğun ilköğretim çağuıda Kuran kurslarmda beynini yıkarsanız bu derskrin hiçbir anlamı olmaz, Bu çocuklar zaten imam hatiplere yönjendirümiş olur. Bu da giderek eğitimin dinseUeştirilmesi, Ksele- rin imam hatipleştirilmesi anlamma gelir." Kaçak kurs j CHP iptal için başvuracak ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Cumhiır- başkam AhmetNecdet Se- zer'in, onaylamak zorun- da kaldığı kaçak Kuran kurslanna verilen cezayı sembolik düzeye indiren yasayı Anayasa Mahkeme- si'ne götürme karan aldı. CHP'nin, yasanın iptali için bugün Anayasa Mah- kemesi'ne başvurması bek- leniyor. Yasanın iptal edilmesi durumunda, yeni düzenleme yapdıncaya ka- dar geçmişte "zina" su- çunda olduğu gibi yasal boşluk doğacak. Yeni ya- sa çıkana kadar, kaçak Ku- ran kursu açanların ceza- landınlması olanaksız ha- le geleceği için AKP'nin yeni düzenleme yapma ko- nusunda "aceleci olmaya- cağı" dile getiriliyor. 'ERDOĞAN'IN 1Q'SU 30' AKP'lileri kızdıran espri KONYA (Cumhuriyet) - Konya'nm Akşehir ilçesinde sergilediği oyunda temsili Nasrettin Hoca'yı canlandıran Ferhan Şensoy'un, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın IQ'sunun sa- dece ayakta durmaya yaradığını söylemesi AKP'lileri kızdırdı. Tiyatro sanatçısı Şensoy, "46. Uhıslararası Nasrettin Ho- ca ŞenHkkri" kapsamında. dün Akşehir Kültür Merkezi'nde "Felek Bir Gün Salakken" adh oyunu sergiledi. Belediye Baş- kanı Mustafa Baloğhı ve bazı partililerin de izlediği oyunda temsili Nasrettin Hoca'yı can- landıran Şensoy. "Erdoğan'm 30 IQ'su var. Zaten iki ayak Ustüne basan her- keste bu IQ var. Abdullah Gül'de 50-55 civa- nnda IQ var. Sadece konuşur, başka bir şey yapamaz. Bende 180IQ var. Şizofren otmama çeyrekkaldı'' şekünde espri yaptı. Oyun sıra- smda Şensoy'u alkışlamayarak protesto eden Akşehir Belediye Başkanı AKP'li Mustafa Baloğlu ve bazı partililerin oyun sonrası keyifsiz olduğu görüldü. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Hava sıcak, güneş yakıyor. Yükse- kova'dan Hakkâri'ye doğru bölge ga- zetecileriyle birlikte yol alıyoruz. He- defımiz, yörenin efsanevi yaylası Ber- çelan. Yaylaya, uzun yıllar çıkmak yasaktı. Bundan dört yıl önce Hakkâri'ye geldi- ğimizde Berçelan'a çıkmamıza güven- lik açısmdan izin verilmemişti. Bu kez çıkacağız. Hakkâri Valisi, bir gün önce ziyaretimize geldiğinde, gerekli güven- lik önlemlerinin alındığını, yaylaya çıka- bileceğimizi söylemişti. • • • Tam bugünlerde ise yörede yine tat- sız gelişmeler yaşanıyor. Gazetelenn manşetlerine "Hakkâri'de kanlı pusu" gibi haberler yansıyor. Hakkâri ile Ber- çelan yaylasının arası 20 kilometre gibi kısa sayılacak bir mesafe. Ancak sanki bir minareye tırmanır gibi çıkıyoruz. Söylendiğine göre 1500 metreye yakın bir yükseklik daha çıkacağız. Tabii yol- lara döşenen mayın haberlerini de unutmadan. Tırmanıyoruz. Yükseldikçe, çevrenin renkleri değişiyor. Sarının bütün tonla- Berçelan Yaylasının San Çiçekleri nnda, mavinin, laciverdin, yeşilin deği- şik tonlannda şimdiye kadar görmedi- ğimiz rengârenk çiçeklerle karşılaşıyo- ruz. Yükseldikçe karşıdaki Cilo Dağları daha da güzel görünüyor. Vadilerin ara- sında akan sular artık karlann yakın ol- duğunu haber veriyor. • • • Aşağıda 40 dereceye varan sıcaklık, karşımızda ise dağlann kuytu yerierinde variığını koruyan kar kümeleri. Ayağımı- zı karlann üzerine basarak fotoğraflar çektiriyoruz. Berçelan yaylasındayız. Yemyeşil bir ova. Arkadaşlanmız ayak- kabılannı çıkanyoriar ve ayaklannı akan suyun altına tutuyortar. Bazılan 20 sani- ye sonra suyun soğuğuna dayanama- yıp çekiyor. En uzun tutabilen 1 dakika 20 saniye ile rekor kınyor. Berçelan'da bizleri Hakkâri'nin DE- HAP'lı Belediye Başkanı Metin Tekçe ağırlıyor. 3 bin metre yükseklikteyiz. Bu yüksekliğe bizleri ağırlayabilmek ama- cıyla çadıriar, seyyar mutfak, seyyar tu- valet dahil her şey getirilmiş. Hoş geldin konuşmalan için jeneratör eşliğinde ses düzeni bile kurulmuş. ••• Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız da bütün gün bizimle birlikteydi. Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe, kentin çözülemeyen sorunlannı anlatı- yor. Hâîâ kentte ihtiyaca cevap veren bir hastane kurulamadığı için Van, An- kara yollannda yaşamlannı yitirdiklerini söylüyor: "Öğrenci seçme sınavlannda çocuklarımız her sene Türkiye sonun- cusu oluyorlar. Biz geri zekâlı mıyız ki çocuklarımız bu kadar başarısız olu- yorlar?" Bölgenin en önemli sorunlanndan bi- rinin eğitim olduğunu günlerdir dinliyo- ruz. Yeten kadar ortaöğrenim okulu yok. Yeteri kadar öğretmen yok. Hak- kârililer ve Yüksekovalılar, bölgeye gönderilen öğretmenlerin yeni mezun- lar olduğunu, bunlann da acemiliklerini burada geçirdikten sonra bölgeyi terk ettiklerini anlatıyorlar. ••• Konuşmalan dinlerken bir grup yanı- ma yanaşıyor ve bazı sorunlarını ilet- mek istediklerini söylüyorlar. Hemen karşımızdaki dağın yamacındaki Konak (Zavite) köyündenmişler. 30 haneli kö- yün yollannın 9 ay boyunca kapalı ol- duğunu ve dünyayla ilişkilerinin kesildi- ğini aktarıyoriar: "Ne olur Oral Bey, bu konuyu yazın. Valimiz, yetkililer ilgilen- sinler. Kışın o kadar zor koşullar altında yaşıyoruz ki... Hastalanmızı hastaneye yetiştirebilmek için helikopter gereki- yor. Topu topu 6 kilometrelik dere, yol yapılsa bu çile bitecek." Yetkililerin dik- katine sunuyorum. Hakkâri Valisi'nin bilgisine ve ilgisine sunuyorum. Belediye Başkanı Metin Tekçe, Kürt sorununun hâlâ görmezden gelinerek bir yere vanlamayacağını söyledikten sonra şunlan ekledi: Türkiye'de adam başına gelirin 4500 dolar olduğu söyleniyor. Hakkâri'de ise bu rakam 600 dolar. Her yerde olduğu gibi bu gelir de insanlan- mız arasında eşit olarak dağılmıyor. Bu- rada çoğunluk yıllık 100 dolar bir gelirte yaşamlannı sürdürmek zorunda kalıyor. Burası çok mağdur edildi. Olaylar nede- niyle hayvancılık bitti. Meralar boş kaldı. Ne yapacağız, burada bu yoksulluk için- de nasıl bir düzen kuracağtz?" ••• Hakkâri'nin bilge insanlanndan Ihsan Çölemerikli, yörenin tarihini anlattıktan sonra, "Insanlann ve topluluklann bir de kültür kalbi vardır. Bu kültür kalbi çok önemlidir. Kültür kalbi kazanılmadan dostluk olmaz. Bizim kültür kalbimiz cam gibi paramparça edildi" diyerek ya- şadıklan ruh halini aktarmaya çalıştı. Çölemerikli, Berçelan'ı ise bir kadına benzetti ve şunlan söyledi: "Berçelan, mayıs ayında gelinlik bir kzdır, haziran- da gelin, temmuzda iki çocuklu bir an- ne, ağustosta dul, eylülde ise pirejindir (yaşlı kadın)." Berçelan'dan elimde san çiçeklerie Van'a dönüyorum. San çiçekler dertlerin yanı sıra umudun de simgesi... Umudu korumak gerekiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear