Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ2005SAU
10 dishabcöcumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Tiirkiye'nin Fort Knox'u Soyuldu!
ABD altınları, Kentucky Eyaleti'nde
Louısville kenti yakınlannda eski bir ka-
lenin bulunduğu Fort Knox'da olağa-
nüstü güvenlik altında saklanır. Bina, her
türlü hava saldınsına karşı yaklaşık 450
meftrekiJp granrt kaya, 320 metreküp be-
ton, 750 ton güçlendirilmiş çelik, 670
ton inşaat demiri kullanılarak yapıldı. Al-
tınlann trenle taşınması, özel güvenlik
önlemleri aftında, 1937'de tamamlan-
dı. Altın külçeler, 20 ton ağıriığındaki dev
bir kapının ardında, toprağa gömülü
sığınak biçimindeki birinci katta sakla-
nıyor. Yaklaşık 35x40 metrefik bu altın
deposunda sinek bile uçamaz.
Fort Knox'da yaklaşık 42.500 ton al-
tın bulunuyor. 31 Aralık 1941 'de 182 bin
tonla rekor (onlmıştı. 2. Dünya Savaşı'nda
Ingiliz Kraliyet Hazinesi, Macaristan Ha-
zinesi, işgal altındaki çeşitli Avrupa ül-
kelerinin altınlan da burada korunmuş-
tu. Biranlamda, Fort Knox, Avrupa'nın
Topkapı Sarayı görevini deyüklenmiş-
ti. Osmanlı Imparatorluk tarihinin gör-
kemini yansıtan Topkapı Sarayı'nın da
Fort Knox'dan farksız birgüvenlik için-
de olduğuna inanılırdı. Bu inanç yalnız-
ca Türkiye'de değil, Fransız Jules Dus-
sin'in yönettiği, eşi Melina Mercuri,
Peter Ustinov ve Maximillian Shell'in
oynadıklan ünlü "Topkapı" filmiyle de
dünyaya kanıtlanmıştı.
Oysa durumun hiç de sanıldığı gibi
olmadığı, iki hafta önceki soygunla bir
kez daha anlaşıldı. Hâlâ saptanama-
yan kişi ya da kişilerce Türkiye'nin Fort
Knox'u soyulmuş, "saray-müzenin"
deposundan 8 parça çalınmıştı. Ba-
sın, herzamanki gibi, olayı iki gün son-
ra unutmakla kalmamış, olayın ne-
denlerine eğilmeye de hiç gerek duy-
mamıştı.
Topkapı'da Devekuşu Yönetimi
Kültür veTurizm Bakanı "Canım ça-
lınanlar o kadar önemli değildi" de-
dikten sonra, kendisini de "tefe alan"
bir sözle "Bakan uyursa elbette bürok-
rat da uyur" dedi. "Bürokrat" sözün-
den kastın, kendisinin atadığı, ancak
hiçbiryetki ve sorumluluk vermediğı de-
ğerli bilim insanı Prof. Dr. llberOrtay-
lı olduğu anlaşıldı.
Birkaç yıl öncesine gidelim. ANAPtan
aynlıp AKP bileti ile parlamentoya gi-
ren Turizm Bakanı Erkan Mumcu, "Tu-
rizm Bakanlığı 'na gerekyok" diye tut-
turmuştu. AKP hükümetinde Turizm
Bakanı olmuş, sonra bu bakanlık, bu
istekdoğrultusunda Küttür
Bakanlığı'na bağlanmıştı.
Mumcu, geçen yıl tem-
muzda TBMM'den Türki-
ye'de tarihsel, küftiirel, din-
sel mirasın korunması, mü-
zelerin yeniden düzenlen-
mesi konusunda 3-4 yasa
geçirdi. Bunlardan birine
göre 95 müzeden 15 ka-
darı "ulusalmüze", öteki-
leri "müze" olarak işlevle-
rini sürdürecekti. Bu ayn-
mın ne anlama geldiği an-
laşılamadı. "Müze"\er bu
yasa ile "üvey müze" ko-
numuna düştüler.
Bu yasaların uygulan-
masına yönelik yönetmelikler çıkarıla-
caktı. Aradan bir yıl geçti, yönetmelik-
ler hâlâ çıkmadı. "Ulusal mûzeler" de
bir yıldır "üvey müze" olmayı sürdür-
düler. Elimizdeki bir yönetmelik tasla-
ğına göre "ulusal müzeleri" bir "baş-
kan", bir "müdür", birde "işletmemü-
düriTyönetecekti. "Başkan", müzenin
içinde ve dışında eşgüdümü sağlaya-
cak, yüksek düzeyde bir "temsilci"
olacakb. 'Müdür", biranlamdatapu me-
muru görevini yüklenip, envanter ka-
yıtlannı düzenletecek, yapıtlann korun-
Prof. Dr. llber Ortaylı
masından sorumlu olacaktı. Ekonomi
okumuş "işletme müdürü" ise tanıtım,
satış, müze gelirleri ve bağışlannın eş-
güdümünü yapacaktı. Garip taslağa
göre özel müze kuranlar kendi müze-
lennde görev alamayacaklardı.
Türkiye'nin uluslararası alandayetiş-
tirdiği müzecilerınden Dr. Filiz Çağ-
man emekliye ayrılınca, yönetmelik
çıkmadan, islım arkadan gelmek koşu-
lu ile Ortaylı, Topkapı Müzesi'ne, kimi-
lenne göre "başkan", kimilerıne göre
"müdür" olarak atandı. Ortaylı 1 Hazı-
ran'da göreve başlayacaktı, o güne
kadar da yönetmelik çıkacaktı. Ortay-
lı, Topkapı'da Çağman'ın
koltuguna otururken Genel
Müdür Nadir Avcı görev-
den alınıyor, hâlâ yerine ata-
ma yapılmıyordu. Ortaylı,
koltuğa oturdu, ama ne ka-
ramamesı ne de yönetme-
lik çıktı. Ortaylı, hiçbir yetki
ve sorumluluğu olmadan,
bir anlamda "deve" mi ya da
"kuş" mu olduğu belli ol-
mayan bir devekuşu gibi,
"başkan" mı "müdür" mü
olduğunu kendisi de bilme-
den Topkapı'ya gidip gel-
meye başladı. Üniversitede
ve Dışişleri Bakanlığı'nda
ders vermeyi sürdürürken,
Topkapı soyuldu. Bir yıldır yönetmeli-
ği çıkaramayan bakanlık, Ortaylı'nın
adına da gölge düşürdü.
Müze, 1999'da da benzeri talihsiz
bir olay daha yaşamış, 1091 'de yazıl-
mış birSelçuklu Kuranı çalınmış, bir rast-
lantı sonucu, yurtdışına kaçınlmadan
ele geçirilmişti. Fare yüriJmüş, Topka-
pı'da iz bırakıp, yeni soygunlara dave-
tiye çıkarmıştı. Bakan istediği kadar
"Çalınanlar3. sınıfyapıtlardı" dese de
Topkapı'nın da soyulabilecegi bir kez
daha kanıtlanmıştı.
Müze mi Hocanın Türbesi mi?Topkapı'nın soyulduğunun açıklan-
dığı gün, bu köşede Gazıantep-Zeug-
ma Müzesi nedeniyle şu satırlarımtz
yayımlanmıştı: "Bakan, 95 müzedeki
personel eksikliğine hiç değinmedi.
95 müzenin 28'inde müdüryoktu. Çı-
kan, emekliye ayrılan 56 arkeoloğun,
15 âraştırmacının, 1 restoratörün ye-
rine kendinden önce ve sonra atama
yapılmamıştı, müzelerde sanat tarih-
çisi, konservatör, nümizmat, eski dil-
ci boşluklan akıl almaz boyutlardaydı.
Müze ve ören yerlerinde bekçi yerine
özel güvenlikçi kullanılıyordu. Durum
böyle olunca, müzelerden 2002 'de
151,2003'te 160,2004'te361 eserça-
lınmıştı, ancak bu rakama camiler da-
hil değildi. Ama 3-5 yılda camilere 20
bin imam kadrosu verilebilmişti. Ga-
ziantep Müzesi beş katı büyümüş, ay-
nı kadro -geçici işçilerie biriikte- de-
ğişmemişti."
Bugün Türkiye'de 95 müze ve 91
müze birimi var. Bakanlığın resmi ra-
kamlanna göre ancak 54 müzede (üs-
telik Topkapı dahil) soygun ihbar-kaîpa-
lı devre TVdüzeneği bulunuyor. 12'sin-
de yalnızca soygun ihban, 31 'inde ka-
paJı devre TV kullanılıyor. Gerisi müze
değil, sanki Nasrettin Hocanın türbe-
si gibi Allah'aemanet. Türkiye'nin Fort
Knox'u olduğuna inanılan koskocaTop-
kapı Sarayı 'nda, soygun anında topu
topu 8 bekçi vardı. Bunlar da genellik-
le kapalı alanlarda görevliydiler. Film
yönetmeni Dussin bile filmde devriye
gezen bekçiler kullanmıştı! Soyulan ız-
mir, Antalya, Tekirdağ, Tire ve öteki
müzelerde mi? Emekli olan, ayrılan
bekçilerin yerine "IMF'nin bütçe ta-
sarrvfu talimatı" gereği atama yapılmı-
yor. Müzeler ya DÖSİM adlı döner ser-
maye ya da müze derneklerinin gelir-
leri ile, neyi neden beklediğini bilme-
yen "geçici işçilere" emanet ediliyor.
Mumcu döneminde dernekler de ka-
patılınca, geçici işçilerin (dikkat edin
bekçi değil) de işlerine son verildi.
Tasarruf bununla da kalmadı, bazı
müzelerde elektrik faturalarının yükü-
nü azaltmak için güvenlik sistemleri
zaman zaman devreden çıkanldı. An-
kara'daAnadolu Medeniyetleri Müze-
si'nin en yakın karakolla bağlantısını
sağlayan güvenlik telefonunun fatura-
sı ödenmediği içın bu hat bile kesildi.
Müzeler, Hollywood'un Gözdesi
Hollyvvood, müze soygunlarına ba-
yıiır. Olağanüstü korunan en önemli
müzelerin bile güvenlik açıklan vardır.
Hollyvvood, bu noktadan hareketle,
soygunculann, uzun gözlemler sonra-
sında bu açıklardan yararianıp müze-
leri soyduklannı perdeye yansıtmıştır.
Son iki yılın en
önemli soygunu,
dünyada hâlâ
konuşuluyor.
Rönesans dö-
neminin ustası
Benenoto Cel-
lini'nin 26 cm.
çapında bir ka-
ide üzerine yap-
tığı deniz tannsı
Poseidon ile bir
periyi simgele-
yen "Sateria" ad-
lı altın heykeli
2003'te Viya-
na'da çalındı.
"Heykellerin Mo- Heykellerin Mona Lisa'sı.
Munch'un ünlü "Çığlık" tablosu, sa-
natçının adını taşıyan müzeden çalın-
dı. Aynı tablo, daha önce bir kez da-
ha çalınmış, 1.2 milyon dolar fidye is-
tenmişti. Müze soyguncularla 500 bin
dolara anlaşmış, değiş tokuşta soygun-
cular yakalanmış, tablo kurtarılmıştı.
Her iki yapıt
da hâlâ kayıp.
Yoksa sıra, Top-
kapı filmindeki
"Zümrütlü Han-
çer" yerine "Ka-
şıkçı Elması "na
mı geliyor? De-
nilebilir ki dün-
yadaki her mü-
ze soyguna
açıktır.Amabiz-
de Kültür veTu-
rizm Bakanlı-
ğı'nın yaptığı gi-
bi soyguna ça-
nak tutmaz.
Müzelerin mü-
na Lisa'sı" denilen bu yapıtı sanatçı 12
yılda tamamlamıştı. Yapıtın değeri 50
milyon dolar olarak açıklandı. Bulana 80
bin dolarlık ödül konulduysa da şu ana
değin ne bir ses ne bir nefes...
Ikinci olay geçen yıl Oslo'da ger-
çekleşti. Norveçli ressam Edvard
dürü, uzmanı, bekçisi, güvenlik dona-
nımı olmazsa ne olur? Sayın Bakan
Atilla Koç izin versin, Içişleri Bakanlı-
ğı devreye girmesin, savcılar işlem yap-
masın, en azından üç müzede soygun
yapıp Sayın Koç'a durumu kanıtlaya-
yım! Ne dersiniz?
Elmek: oacar@superonline.com Faks:0312.442 79 90
AB, Türkiye'nin sert bir dil kullanması durumunda karşı deklarasyon yayımlayabilir
Ek protokolde restleşmeELÇİNPOYRAZLAR
BRÜKSEL - Türkiye'nin
müzakerelere başlama önko-
şulu olan Ankara Anlaşma-
sı'ndan doğan ek protokolü
imzalamasının ardmdan ya-
yımlamayı planladığı dekla-
rasyon konusunda Avrupa Bir-
liği-Türkiye arasında gerginli-
ğin tırmandığı öğrenildi. Tür-
kiye'nin ek protokolü imzala-
dıktan sonra "Kıbns Cumhu-
riyeti'ni" tanımadığı yönünde
yayımlayacağı deklarasyona
AB 'nin karşı bir dekJarasyon-
la yanıt vermesi olasılığı üze-
rinde duruluyor.
Türkiye'nin hazırlayacağı
deklarasyonun dilinin sertliği-
ne göre AB'nin yanıt verece-
ğini bildiren AB kaynaklan,
Ankara'ya deklarasyonun di-
linin "kabul edilebifir" olma-
• AB kaynaklan, Ankara'nın "Kıbns Cumhuriyeti'ni"
tanımadığı yolunda beyanına karşıhk AB'nin,
"Ek protokolün imzalanması Kıbns Cumhuriyeti'nin
tanınması yolunda ilk adımdır" şeklinde net bir
deklarasyon yayımlayabileceğini söylediler.
sı yönünde uyanda bulunduk-
lannı belirttiler.
'Ek protokol tanımadır'
AB Konseyi'ne yakın kay-
naklardan edinilen bilgiye gö-
re ek protokolün imzasından
sonra Ankara'nın sert bir dil-
le "KıbnsCumhuriyeti'ni''ta-
nımadığı yolunda beyanına kar-
şılık AB, "Ek protokolün im-
zalanması Kıbns Cumhuriye-
ri'nin tanınması yolunda ilk
adımdır" şeklinde net bir dek-
larasyon yayımlama yolunagi-
debilir.
Kaynaklar Ankara'nın ya-
yımlayacağı deklarasyonun
dilinin AB'nin karşı dekla-
rasyon yayımlama kararmda
belirleyici olacağı görüşünü
ilettiler.
AB kaynaklan komisyonun
29 Haziran'da tamamlayarak
AB Konseyi'ne gönderdiği
Türkiye'ye yönelik müzakere
çerçeve belgesinin onay süre-
cinde ek protokolün Ankara
tarafindan imzalanmasının ge-
rekliliği üzerinde duruyorlar.
Ankara'nın müzakere çer-
çeve belgesine ek koşullar so-
kulmasından duyduğu endışe
sonucu ek protokolün imza-
lanmasını geciktirdiği yönün-
de duyumlara ilişkin olarak
AB kaynaklan, sürecin bir kı-
sırdöngüye gireceği uyansın-
da bulundular.
Kısırdöngü
Ankara'nın ekprotokolü im-
zalamak için müzakere çer-
çeve belgesinin onayını bek-
lemesinin bir kısırdöngüye ne-
den olacağına dikkat çeken
kaynaklar, AB'nin ancak ek
protokolün imzalanmasının
ardından müzakere çerçeve
belgesini onaylayacağı yönün-
de görüş bildiriyorlar.
Müzakere çerçeve belgesi-
nin Türkiye ile müzakerelere
başlama yolunda en önemli
belge olduğunu ileten kay-
naklar, müzakerelere başla-
ma önkoşulunun ek protoko-
lün imzalanması olduğunu ifa-
de ettiler.
AB Konseyi'nde genişleme
grubunda bugünlerde ele alı-
nan müzakere çerçeve belge-
sinin onayının temmuz ayında
yapılacak AB dışişleri bakan-
lan toplantısına yetişmesi ola-
sılığının düşük olduğunu ileten
AB kaynaklan, ek protokolün
Ankara tarafindan imzalanma-
sının ardından belgenin 3 Ekim
tarihinde onaylanması olasılı-
ğı üzerinde duruyorlar.
AB kaynaklan, AB'nin ek
protokolün imzasına hazır ol-
duğunu, bunun için Ankara'yı
beklediklerini ifade ettiler.
ONDRA 'NIN ÇAĞRISINA RET£
Ankara yazılı
deklarasyonda
diretiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa
Birliği'nde dönem başkanlığının
Ingiltere'ye geçmesiyle AB yolunda
rahatlayacağını düşünen Ankara,
Londra'da beklemediği bir durumla
karşılaştı. Türkiye'nin üyeliğini en çok
destekleyen ülkeler arasında yer alan
Ingiltere, Londra'da bulunan Türk heyete
"Ek protokolü bir an önce imzalayın,
ancak basın yoluyla yazüı bir deklarasyon
yayımlamayın" görüşünü iletti.
Bu isteğe olumsuz yanıt veren Türkiye
ise yazılı deklarasyonda diretiyor.
AB'li diplomatlara ek yazılı
deklarasyonun herhangi hukuki bir
sakınca yaratmayacağmı anlatan Türk
diplomatlar, beyannamenin "Türkiye'nin
Kıbns Cumhuriyeti'ni tanunadığı ve timan
ve hava sahasını bu ülke kaynakh araçlara
— _ — - ^ — — açmayacağı"
yönünde olacağuıı
söylediler.
Cumhuriyet'e
açıklamada
bulunan üst
düzey bir Dışişleri
Bakanlığı yetkdlisi
ise Türkiye'nin
deklarasyon
yayımlamak
konusunda
geri adım
atmayacağını,
ancak AB'nin
deklarasyonun
niteliğiyle ilgili
itirazlarda
bulunduğunu söyledi. Bu durumun da
müzakerelerin bir parçası olduğuna
dikkat çeken yetkili, "Biz Ankara
Anlaşması Ek Protokolü'nü 3 Ekim
öncesinde imzalayacağunız taahhütünde
bulunduk Bu konuda herhangi bir
değişiklik yok" diye konuştu. Dönem
başkanlığı yetkilileri ise Türkiye'den
imzalama taahhüdünü aldıklannı, bu
kapsamda bir sorunun ohnadığını
savundular.Türkiye, ek protokolü
17-18 Temmuz'da gerçekleştirilecek AB
Genel Işler Konseyi toplantısı öncesinde
imzalamayı planlıyordu. Türkiye
müzakereler öncesi imzalaması şart
koşulan protokol metnine ise yazılı olarak
"Kıbns Cumhuriyeti'nin tanınmadığına
dair" deklarasyon eklemeyi planlıyordu.
Dışişleri bu deklarasyonun protokolün
AB tarafindan kabul görmesini
engellemeyeceğini savunuyordu.
ürkiye,
AB Dönem
Başkanı
Ingiltere'ye
protokolü
imzaladıktan
sonra "metne
ek yazılı bir
deklarasyon"
yayımlayacağını
anîattı.
Nükleerpolitikoyaprotesto
Alman Hıristiyan
Demokrat Birlik
Psaüa(CDV)ve Hı-
ristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) yönetimleri, 18 Eylül'de yapüması beklenen erken seçimler öncesin-
de hazuiadıklan ortak seçim programını dün Bertin'de onayladılar. Greenpeace çevre örgütü, toplanü-
nın yapddığı tarihi Brandenburg Kapısı yakınlanndaki binanın önüne, Birlik partilerinin (CDU/CSU)
nükleer politjkasını protesto etmek amacıyla sahte nükleer aûk bidonlan koydu. Bazı eylemcüer, ram-
palı bir kamyon sayesinde binanın çatısına çıkü. (Fotoğraf: REUTERS)
Alman Birlik Partileri'nin seçim programı açıklandı
Türkiye'nin üyeliği aşın kaçar'
BERLtN (AA) - Alman Hıristi-
yan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel
Başkanı Edmund Stoiber, Türidye'nin
üyeliğinin AB'yi aşın derecede geniş-
leteceğini söyledi. Stoiber, dün baş-
kent Berlin'de Hıristiyan Demokrat
Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı
Angela Merkel ile biriikte, 18 Ey-
lül'de yapılması beklenen olası erken
genel seçimler için Birlik partileri
(CDU'CSU) tarafindan hazırlanan se-
çim programını tanıttı.
Stoiber, basın toplantısında, Türki-
ye'nin AB üyeliğine de değinerek
"Türkiye ile çok iyi ilişkilerimiz var.
Ancak Türkiye'nin üyeliğinin AB'>i
aşın derecede genişleteceğine ina-
nıyoruz. Bizim bu konudaki görüş-
lerimizi biliyorsunuz. Bunları da se-
çim programına aldık" dedi.
Birlik partileri tarafindan ortakla-
şa hazırlanan ve "Hükümet progra-
mı" adı verilen 39 sayfalık seçim prog-
ramında, Türkiye'ninAB üyeliğine iliş-
kin görüşlere de yer veriliyor. Türki-
ye ile "imtiyazh ortakhk" isteğinin
yenilendiği programda, Türkiye'nin
AB üyeliğine, Birliğin entegrasyon
kapasitesini zorlayacağı gerekçesiyle
karşı çıkıldığı belirtildi. Program-
da, "NATO içinde sıkı şekilde gü-
venlik işbirliği yaptığımız Türki-
ye'deki demokratik, hukuksal ve
ekonomik gelişmeyi. gerçekçi olma-
yan bir üyelik perspektiifiyle değil,
imtiyazh ortaklıkla yoğun şekilde
teş^ik etmek istiyoruz" denildi. Öte
yandan, Almanya Başbakanı Gerhard
Schröder, bu seçim programının hiç-
bir şekilde finanse edılemeyeceğini sa-
vunarak "Programdaki istekler No-
el Bavramı istekleri" dedi.
İki hayırdan sonra gelen evet, anayasayı canlandırmaya yetmese de liderleri sevindirdi
Lüksemburg oıııını kurtardıDış Haberier Servisi - Lük-
semburg'da yapılan referan-
dum sonucunda AB Anaya-
sası'na "evet" çıkması, Fran-
save Hollanda'daki
tt
hayn-"lar-
dan sonra büyük bir hayal kı-
nklığı yaşayan AB liderlerini
sevindirdi. Ancak yapılan de-
ğerlendirmelerde, Lüksem-
burg'un "evefinin AB Ana-
yasası sürecini yeniden canlan-
dınnak için yeterli olmayaca-
ğı görüşü öne çıkıyor.
Almanya Başbakanı Ger-
hard Schröder, referandumun
ardından yazılı bir açıklama
yaparak Lüksemburg halknıı
kutladı. Schröder, Lüksem-
burglulann AB Anayasası'yla
• Referandumun ardından Lüksemburg halkını kutlayan
Almanya Başbakanı Schröder, Lüksemburglulann
AB Anayasası'yla ilgili referandumda alınan olumlu
sonuçla gurur duyabileceğini belirtti.
ilgili referandumda alınan
olumlu sonuçla gurur duya-
bileceğini belirtti.
'Büyük saygun var'
Schröder, referandum sonu-
cundan duyduğu memnuniye-
ti dile getirerek şunlan kaydet-
ti: "Lüksemburg vatandaşla-
nıun Avrupa Anayasası için
'evet' oyu kullanmalan,
AB'nin içinde bulunduğu zor
dönemdeAvrupaiçinbir onay-
dır. Uygun ohnayan şartlara
rağmen referandumda ısrar
etme cesarederinebüyüksay-
gon var. Lüksemburg halkı re-
ferandumun olumlu sonucuy-
la gurur duyabiür."
Referandum sonucunun ay-
nı zamanda tüm AvTupahlan,
mevcutkrizin aşılmasında hız-
lı bir şekilde ortakçözüm yol-
lan aramalan için cesaretlen-
dirmesi gerektiğini belırten
Schröder, "LüksemburgveAl-
manya'nın, AvTupa'ya olan
inançlanndan dolavı çabala-
ra katkı sağlama\ı sürdüre-
cekkrine ve uzlaşmaya hazır
olacaklannaeminim" ifadesi-
ni kullandı.
Fransa: Sonuç önemli
Fransa Avrupa Işleri Bakanı
Catherine Colonna da RTL
radyosuna yaptığı açıklamada,
Lüksemburg referandumunun
AB bütünleşmesini hıalandır-
ma yönündeki planlann ölme-
diğini kanıtladığı içinönemli ol-
duğunu söyledi. Colonna, Lük-
semburg'daki "evef cephesi-
nin zaferinin Avrupa projesinin
insanlan hâlâ ikna edebildiği-
ni gösterdiğini vurguladı.
AB Dönem Başkanı Ingil-
tere de Lüksemburg'un AB
Anayasası'nı onaylamasınm
"sevlndiricibh-geh^me" oldu-
ğunu açıkladı. Ancak, Ingiliz
hükümetinden yapılanaçıkla-
mada, Fransa ve Hollanda'da
anayasaya "hayn"" oylan çık-
ması üzerine AB ülkelerinin
anayasanın onaylanması süre-
cine ara verme karan aldığı
anımsatıldı.