25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 MART 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 w Çiçek: "Yutkunarak koıuışuyorum." 2 Yutkunmıış hali ,aıi buysa... Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denlzsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Bürokratlar vekaleten atanıyormuş... "Hamili kart sahibi vekilimdir!" Eğitim Doğan Kapkıner: "Kadınları acımasızca döven polis için üst dü- zey bir yetkili, 'O polis eğitimsizdi' dîyor. Bir de, dayak olayına jandarma- nın katıldığını ve başla- rındaki albayın 'O asker eğitimsizdi' dediğini dü- şünün. Böyle bir savun- ma olabilir mi?" Kavrama f Ahmet Önen: "Dün- ya Kadınlar Gü- nü'nü, kadınları hak- layarak kutladıktan sonra, bir üst düzey po- lis yetkilisinin söylediği; 'yere düşene vurun em- ri verilmiyor' sözü ile yetkililerin söyleyeme- diği 'yere düşene vur- mayın emri veriliyor' sö- zü, tekme ile tokat ka- dar birbirine benzese de aslında 'demokrasi' ile 'teokrasi' kadar birbirin- denfarklı kavramlardır!" Imanya'nın VVuppertal kentinde bir kilisede 28 Şubat akşamı bir konferans düzenleniyor. "Türkiye Avrupa'da" başlıklı konferansı Is- tanbul Alman Kilisesi rahibi ve Alman Evan- gelistlerin Istanbul'daki pastörü HolgerNollmann ve- riyor. Konferansın Türkiye karşıtı olduğunu sanmayın, tam aksine Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin ne kadar önemli olduğu gündeme geliyor. Nollmann, konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini kısa ama öz olarak anlatarak başlıyor; üstü ka- palı şekilde Lozan Antlaşması'nı yeriyor. 20. yüzyıl ba- şındaki yüzde 20 olan Hıristiyan nüfusun yüzde 1 'e düştüğünü söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti kurulduk- tan sonra din serbestliğine rağmen Hıristiyanların ol- dukça güvensiz bir ortamda yaşadıklarını bildiriyor. Türkiye'deki Hıristiyanların durumunu tartışırken, halkın yüzde 99'unun Islam olduğunun unutulmama- sını hatırlatıyor. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi- ni isteyenlerin başında Rum ve Ermeni kiliselerinin gel- Holger Nollmann diğini belirterek böylece Hıristiyanların, Avrupa norm- larında yaşama hakkına kavuşacağını söylüyor. Türkiye'de görevli Evangelist pastör Nollmann, AKP hükümeti ile çok uyumlu çalıştıklarını; Türki- ye'deki Hıristiyanların, Avrupa Birliği'ne girilmesin- den sonra baskı altında kalmadan rahat bir şekil- de dinlerini yasayabileceklerini; Hıristiyanlığın doğ- duğu topraklara Hıristiyanların yeniden kavuşaca- ğını; bu amaçla Hıristiyanların Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmasına destek vermeleri gerektiğini anlatıyor. Nollmann, AKP hükümetini çağdaş bir hükümet olarak tanımlıyor ve Recep Tayyip Er- doğan'ın Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi başba- kanlarından biri olduğunu birkaç kez vurguluyor. Sı- ra katılımcıların sorularına geliyor. Bir soru üzerine Nollmann, Türkleri "beyaz Türkler" ve "siyah Türk- ler" olarak ikiye ayırıyor. Nollmann'a göre bugüne kadar ülkeyi "beyaz Türkler" idare ediyor; bunlar devletin yapısını değiştirmek istemiyor. Ancak bu- güne dek yönetimden dışlanan "siyah Türkler"den biri bugün Başbakanhk'a gelmiş bulunuyor ve ya- pı değişiyor. Konferans bittikten sonra bir grup Hıristiyan ilahi- yat öğrencisi Nollmann'ın çevresini sarıyor. Ayaküs- tü küçük bir söyleşi başlıyor. Türkiye'de görevli Evangelist pastör Nollmann, öğrencilerin Istanbul ve Istanbul'un tarihi yerleri hakkındaki sorularını yanıt- lıyor; Istanbul'dayapacakları gezileriçin herzaman yardımahazır olduğunu söylüyor. Bu konudaöğren- cilerden biri Istanbul'daki Insan Hakları Derne- ği'nden Eren Keskin'e ulaşmakta zorluk çektikle- rini bildiriyor. Nollmann, herhangi birgörüş bildirmi- yor. Toplantı, dinleyicilerin kilise çıkışı yaptığı para yardımlarıyla bitiyor. OrantıDenizli Belediye Meclisi'nin su fatu- rasının yüzde 30'u ka- dar alman atık su bede- lini iptal etmesi üzerine AKP'li belediye başka- nının suya yüzde 300'e varan oranda zam yap- tığını biliyor musunuz? SESSÎZ SEDASIZ (!) 'Tınktor beu.<Üerqece. rüyandp kuladtma qökuüwnden .awyiH, y r voüar uaptıklarm n hesabımı"hesabım,„ kaçamaz 51 " • Ne Seninle Ne Sensiz; illa türbanlı! Başbakanın eşi Emine Erdoğan'ın çocuk yaşta nasıl tesettüre girdığini biliyoruz. Kendi ifadesiyle, bir gün ağabeyi elinetürbanı verip, "bağla ba- kalım" diyor; küçük Emıne de gözyaşları arasında kapanıyordu. Ama sonradan da çok mutlu oluyordu! Son 20-25 yıldır kız çocukları ya aile baskısıyla ya da Islamcı sermayenin okul kapılarında dağıttığı pa- rayla tesettüre sokuluyor. Bu çalışmanın farklı bir boyutu geçenlerde ortaya çıktı. Istanbul'un eski belediye başkanı Ali Mü- fit Gürtuna'nın türbanlı eşi Reyhan Gür- tuna, kendince bir çözüm arayışı içınde "şapka modeli"ni geliştirdiğinı açıkladı. Gazeteci Yener Süsoy'a şapkalı pozlar vererek modelini anlatırken kızının 13 ya- şındaki birarkadaşından esinlenerek tür- ban takmak istediğini anlattı. Işte yeni boyut bu: özentı. Çocuk, çev- resinde gördüğüne özeniyor. Islamcı çev- reler türbanı toplumun her kesimıne sok- maya çalışırken bunun adına "normal- leşme" diyorlar. Islamcıların "normal- leşme" çalışmasında varılmak istenen sonuç hiç kuşkunuz olmasın, başı açık kız ve kadınların toplumda "anormal" sayıl- masıdır! TRT-1 'de hafta içi her gün saat 12.20'de ekrana gelen bir televizyon di- zisi var: Ne Seninle Ne Sensiz. Dizideki kahramanlardan biri de tipik "sıkmabaş" modeli ile türbanlı bir kadın. Televizyondaki bilgi yarışmalarında tür- banlılar, dizilerdetürbanlılarboşunadeğil. Meclis Başkanlığı'ndan Başbakanhk'a, bilgı yarışmasından televizyon dizilerine özendir özendirebildiğin kadar. Yüksek Yerilim Hattı Başbakan gazete okumayacakmış... Ya bildiğinı okuyor, ya da gazetecılerin canına okuyor! erdincutku ' yahoo.com 'Kifltürkırım 9 ! MERİÇ VELİDEDEOĞHJ Iki yılı aşkın bir süredir Irak'ı işgal altında tutan ABD ve or- taklarının büyük insansal kı- yım ile birlikte yürüttükleri kül- türyıkımı, adeta "kültürkırım" olarak adlandırılacak bir bo- yuta ulaşmış durumda. Yıkım ve yağma Bağdat'ın ABD'ce ele geçirilmesiyle başladı; bu tarihsel kentin ar- keolojik kalıntıları, kültürel bel- geleri en ilkel kabilelerin bile yapmayacakları birsaldırgan- lıkla "canavar"ca yağma edil- di, yıkıldı, yakıldı. 1250 yıl önce evrensel bir bilim tanımına uyularak kuru- lan Bağdat'ın, tarihindeyaşa- dığı bu ikinci yıkımdır, ama 750 yıl önceki Moğol işgalini çok aşmış, insanhk adına uta- nılacak bir boyuta varmıştır. Sekizinci yüzyılda Abbasi Halifesi Mansur tarafından çember biçimindeki bir plana göre kurulan Bağdat'ın mer- kezinde yer alan halife sarayı (yönetim), böylece kentin her kesimine eşit uzaklıkta bulu- nuyordu. Bu düzenlemenin antikça- ğın ünlü matematikçisi Euk- leides'in çember tanımının bir uygulaması olduğu belirti- Ne var ki, kentin bu çem- bersel sınırını belirten antik duvar kalıntıları, restore edil- miş olan kente giriş kapıları- nın ABD ve öteki ülkelerin or- du güçlerinin tanklarıyla, kamyonlarıyla yer yer yıkıldı- ğı bildiriliyor. Yaklaşık 1200 yıl önce, an- tikçağ düşünürlerinin yapıtla- rını Arapçaya çevirmek için kurulan "Beytü'l-Hikme"n\o (Bilgelik Evi) günümüzdeki müzesinin, içlehnde Ibni Si- na, Ibni Rüşt gibi ünlü Islam düşünürlerinin el yazmaları- nın da bulunduğu tüm belge- lerinin, ABD ve işgal koalis- yonu güçlerince yağma edil- diği belirtiliyor. Oysa bilindiği gibi, o Bey- tü'l-Hikme'de yapılan çeviriler ve özgün yapıtlar, daha son- raki yüzyıllarda Akdeniz'i aşıp Ispanya'ya ulaşarak, Batı'da oluşacak Rönesans'ın teme- lini belirlemişlerdi. 1258'de yaşanan Moğol is- tilası ile 21. yüzyıldaki ABD ve ortaklarının Irak işgali karşı- laştırıldığında insanhk adına utanılacak bir sonuca varıla- cağı apaçıktır; günümüzdeki işgal Islam kültürüne, tarihine ait belgelerle birlikte, Bağ- dat'ın güneyindeki binlerce yıllık uygarlık kalıntılarını da tahrip etmiş, örneğin, Babi- lonya'nın ünlü başkenti Ba- bil'in arkeolojik kalıntılarının büyük bir bölümü -Polonya güçlerince- yıkılmıştır. Dahası Irak topraklarında yer alan antik Mezopotam- ya'nın Sümer, Akad gibi ül- kelerine ait olup kazılarla gün ışığına çıkarılmış kalıntıları, örneğin Sümerlerin Ur kenti- nin tuğlaları koalisyon güç- lerinin askerlerince bir bir sö- külüp yağmalanmış... Sümerlere ait binlerce, bin- lerce tablet Bağdat Ulusal Müzesi'nden ABD ve ortak- larının askerlerince çalınmış ve tabletler bunlar tarafından Kuveyt, Ürdün sınırındatane- si 75 bin dolara satılıyormuş... Ulusal Müze'ye ait yağma- lanan belgelerin sayısı 170 bin dolayındaymış, (2) anlaşılan müze boşaltılmış; aynı durum ABD'nin Irak'ta can yoldaşı Ingiltere'de British Muse- um'da yaşansaydı Ingilizler ve dünya kamuoyu ne yapar- dı acaba? ABD ve ortaklarının bu ilkel tutumu karşısında, onlar ta- rafından küçümsenen, daha- sı ABD'ce aşağılanan Irak hal- kının, bundan tam 25 yıl önce Fransa'ya başvurarak, top- raklarından çıkarılıp Louvre Müzesi'ne götürülen "Ham- murabi Yasalan "nı içerentab- leti petrol karşılığında geri is- temesini nasıl değerlendire- ceğini insan bilemiyor... Irak'ta bu "kültürkırım"\n\ yapan ülkeler kuşkusuz ki, "savaş zamanında kültürel mirasın korunması" hakkın- daki 1954 tarihli "LaheySöz- leşmesi'ni çiğnemekteler. ABD bu anlaşmayı da, 1999 tarihli ek protokolü de imzalamamış ama işgal ko- alisyonunun ortakları AB ül- keleri imzalamışlardır: Konuyu dünya kamuoyu- nun gündeminde tutmak için çırpınan da Batı ülkelerinden biri değil, Venezüellalı yazar Fernando Baez'dir. Bush yönetiminin hışmına uğrayarak yeniden Irak'a git- mesi engellenen Baez, Irak'ta işlenen "kültürkırım"\n, Lahey Sözleşmesi'ne göre soruştu- rulabileceğini savunuyor. Milyonlara varan kültürel, tarihsel belgenin kaybına ne- den olan bu kıyıma katılma- yan, ama öylece seyreden ül- keler de katılanlar kadar suç- ludur diye düşünüyor insan... (1) D. Gutas, Yunanca Dü- şünce, Arapça Kültür, Kitap Yayınevi. (2) Birgün, 22 Şubat 2005. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakiı turk.net ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACl kamilmasaracmmynet.com HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGÎN hayatepik " mynet.com AVRUPAY-4 ALINMAZSAK SUÇ SİZÎN KARDE5IM MEDYA KADINA DAYAĞI 6UNDEME TASIMASAYDI AB'NÎN NERDEN HABERt OLACAKTI ? BULUT BEBEK bulutbebektı hotmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Mnrt uruMJ.mumtaz-ariknn. eom Sİ VAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2004/418-419 Davacı Ayşe Oruç tarafından davalılar Ahmet Gayhan mirasçıları aleyhınc açılan tapu iptalı ve tescil davasında verilen ara kararı uya- rınca, Dava konusu Sivas ili merkez ilçesi Yıldiz köyü 1 -3 ve 125 parsel sayılı taşınmaz nıaliklerinden davalr Ahmet ve Fadik kızı 1961 doğumlu Necnıiyc Gayhan'a tıinı aramalara rağmen adresine duruşma günü ve dava dilekçesi leblığ edilemediğinden duruşma günü olan 06.06.2005 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bu- lunması veya kendısinı bir vekıl ile temsil ettırnıesı aksi takdirde yokluğunda HUMK.'nun 377 ve 213. maddeleri gereğince karar ve- rıleceğı ilan olunur. Basın: 145 HÜSREI/ PASA'NIN KELLESİ 16S2 'DE BUGÜN, ESKİ SAORAZAM HÜSREV PHŞA WW LESİ, TOfcAT'mN GETİ/İİLBRBK PADİÇAHM MUKAT'A sösree/LOf/. *6Z6'PA SAMRETMAKAMIM/I ATAU- MlÇ OLAN HÛSMEVPAŞA, ABAZA AYAKLANMASl'NI SASTriÇM/f, İ/MH'A K4KŞI SAZI ÇARPIŞMALARDA SAfAR/ SAGLAMIŞri. ANCAK, gAĞ£>Ar'/A/ GE/?İ ALINMASl /ÇİN İRAN'LA YAPILAN SAVAŞLA/ZDA. SEL_ Li 8İR İLB/İLEME GÖRÜLMEPİSlNDEN AZLET>İL- MİÇTİ. BU PURUMA K4l$Şt ÇlKAM YENİÇERrLEfZ, İSTANBUL'OA ArA/OANM/Ş, PAPlfAH/ DA AYAK Ü/I/AA//'A/A ZORLAMlÇr/. O S/&ADA YBUİ SAPSA- ZAM DA ÖLDÜfîÜLÜUCE, JS-MU/SAT, BÜTÛN BUN- LARDAN TÖKAr'77i BULUUAU HÜSREI/ PAÇA 'Yl SO- RUMLU TUTMUS İ/E /DAM/A/f EMeETMİÇTİ. İOAM BOİLEN PAŞANM BAft,/STANBUL'A GöMPEKİLMîşri BAKIŞ AÇISI Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN Sol'un Sokağı Sol'umuz, sol yanımız boşlukta şimdi. Içimiz ezile- rek izlediğimiz CHP Kurultayı'ndan sonra, "nasıl da boş bir hayale" bel bağladığımız çıktı ortaya. Şimdi herkesin ağzında yeni umut arayışları. Biri 'umut' ya- ratsa da biz de takılsak peşine... Biz umut yaratalım, umudu biz doğuralım yok. Kişiliği kırılmış, umutsuz, güvensiz bir topluluk haline geldik... Biri bize güven verse... Biz güven veremiyoruz, aklımızda da yok. Ne yapmalı? Bir şey yapamıyorsak AKP'nin yaptığını yapmalı. Birlik sağlayamıyoruz, bari en geniş koalisyonu kura- lım. Türkiye'nin sorunlarını tespit edip sorun sahiple- rini de sürece katarak aydınların öncülüğünde bece- rebildiğimiz kadar en geniş yelpazeyi örgütlemeliyiz. Mehdi'vari çözüm önerisi yerine ortak çözüm öneri- leri etrafında toplanmalıyız. Bizim apar topar yaptığı- mız SHP yetmedi. Şimdi genişleyerek en geniş ko- alisyonu yaparak yeni bir yürüyüş başlatmak gereki- yor. Ya KESK'in yanında sokağa çıkmalı, ya Türk-lş'e uyup evde oturma eylemi yapmalı. Biz ne onu ne öbürünü beceriyoruz. Hiçbir sorunu sahiplenip çözme derdimiz yok. Bütün sorunları Sam Amca'ya ve AB'ye bıraktık. Biz de kırkına varmamış taze dullar gibi müşteri beklemekteyiz. Geçenlerde SHP istihdam konferansı düzenledi. Ta- rafları bir araya getirdi. Emek ve işveren cephesi bu- luştu. Olgunluk içerisinde herkes önerisini sundu. Ki- mileri bunu gördü, kimileri de bıyıkaltından güldü (çün- kü onlar böyle basit şeylerle uğraşmazlar!) Bunu tarım, sanayi, eğitim, nüfus planlaması konferansları izleme- li. Türkiye'nin iki çıbanı olan Ermeni ve Kürt konferan- sıyla bıtirmeliyiz. Biryol haritası yapılmalı. Hangi konu- da ne diyeceğimiz tariflenmeli. Ya da kabaca bir pers- pektıf oluşturmalıyız. Sorunları yok saymak ahşkanlı- ğından vazgeçmeliyiz. Aksi halde bizim yerimize baş- kaları tartışıyor, kendilerine göre bir çözüm önerisi bu- lup dayatıyorlar, bize de çıldırmak kalıyor. Mahallemizin durumu Bir kısım arkadaşlar Baykal'ın bayramlık balonu- na (A Takımı dedi - bir bir yedi) takıldı, gitti. Şimdi ço- ğu pişman. 3. dünya milliyetçiliği ile ayılmaya çalışı- yoriar. Bir kısım arkadaşımız da evde oturma eyle- mi yapıyor. Bazıları yeni parti arayışındalar. Eh ne de olsa Türk'üz. Ortak işler nemize. Herkes kendi ufak dük- kânını açmalı. Büyük işin küçük parçası olmak zor ge- lir bize. Küçük işlerin büyük parçası olmak genlerimi- ze işledi. Ulusça dayanışmaya ihtiyacımız olan şu günlerde mahalle dayanışmasından bile yoksunuz. Unlü bir atasözümüz vardır; "Heryiğidin yoğurt yiyi- şi başkadır". Yiğidi bol bir mahalleyiz ne de olsa... 'BAŞ tartışması' Olmayan gövdeye "baş" tartışması, yedi bitirdi bi- zi. Kim baş olsun? Kimi dersen olmaz. En iyi baş bi- zimki, ya da ben! Türkiye'nin yetiştirdiği filozoflardan biri olan Erdal Inönü, bu konuda en çok rahatsız edilen isim oldu. Bu öneriyle o, bütün muzipliği ile eğlenmekte. Hay- talara baş olmak pek keyifsiz gelir ona. Bilgeliği, pra- tiği, engin sabrı bu işe uygun. Ama seninki maratona katılacakmış gibi yaşını bahane etmekte. Oysa sava- şa katmayacağız, cepheye sürmeyeceğiz. Komutan- lık bekliyoruz. Kimse ondan Bayazıt cengâverliği bek- lemiyor, beklenen Timur komutanlığıdır. O bu mahal- lenin ak sakallısıdır. Hatırlısıdır. Halay tutamayan, koro oluşturamayan hayta oğullarını dizayn edebilir. Etmelidir de. Görev dağılımı yapmahdır. Burada yu- karıdan aşağıya bir örgütlenme önermiyorum, hâşâ. Erdal Inönü aşağıyı datanıyor, biliyor. Babasının arkadaşları onu daha önce önerdiler, ben babasının oğludur, diye önermiyorum. O babasıyla çok ayrı dünyaların insanı oldu. O bizim bilgemiz. Bu mahalle onu içselleştirdi. Süsledik. Süslediğimiz ka- dar da var. Hatta daha fazlası... Ona bizim tembelliğimizden, haytalığımızdan gına gelmiş olabilir. Ama bizim bu hale gelmemizde onun da payı var. "Kimsenin anasını, babasını seçme şansıyok", bi- lirim. Beğenirsin, beğenmezsin malzeme bu. II. Mu- rat gibi; son bir kez ordunu yeniden oluştur. Ya da ki- mi istersen görevlendir. Herkese yeteneğine göre gö- rev ver. Size kim karşı çıkar. Siz ortak irademiz'siniz. Evde oturma eylemine son verin lütfen... * Tayyip Erdoğan'ı kutluyorum, eskiden ramazan filesi gönderirdi yoksullara, şimdilerde 8 Mart filesi gönderiyor. Içinde cop, biber gazı, tekme, tokat, seç seç ye.... Ah ne de olsa cennet-i âlâ kadınların ayak- ları altındadır. gurbuzcapan(')eksev.org. tr Fax:0212 672 73 79 B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Jüpiter geze- genine verilen birbaşkaad.2/ Kjmliği belir- lenemeyen uzay cisimleri- ne verilen ad... Iskarta mal. 3/ Bir meyve... Bir topluluğun önderi. 4/ Alanya ilçesi- nin eski adı... Radyum elementinin simgesi. 5/ Şaşma be- lirten bir ünlem... Sa- kağı da denilen ölürn- cül bir hayvan hastalı- ğı. 6/ "Hayır" anla- mında kullanılan söz... Rus yapımı bir savaş uçağı tipi... Lütesyum elementinin simgesi. 7/"UlviCemal--": Bestecimiz... Kimi bit- kilerden sızan ve katılaşarak sarımtırak bir cisim dıı- rumuna gelen bir çeşit şekerli özsu. 8/Yapmacıklı dav- ranış... Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı al- ma. 9/ Cinsel çekicilik. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/Beğenilmediğinde geri verilmek koşuluyla alman eş- ya. 2/Batma, sönme... Birtuzlaüriinününsatıldığıböl- geler. 3/ "Türkân ---": Sinema oyuncumuz... Güreş- te bir oyun. 4/ABD'nin Florida eyaletinde, turizm mer- kezı olan bir kent. 5/ Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila... "Kadınlar, kızlar" anlamında eski sözcük. 6/Arjantin'in plaka işareti... Fizikte kullanılan bir güç birimi... Radyum elementinin simgesi. 7/Soyaçekim... Tümleşik devrelerin temelini oluşturan küçük levha. 8/Istanbul'un eski adlarından biri. 9/Gemi zincirinin dolaşmasını önlemek için kııllanılan^düzen. ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear