25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2005 PERŞEMBE HABERLER İzmit SEKA'da çalışanlar Başbakan ve Maliye Bakanı'nın açıklamalanna tepki gösterdi İşçidenhükümeteisyanİZMİT / ANKARA (Cumhuriyet) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Başbakan Recep Tayyip £rdoğan'ın izmit SEKA Işletmesi'nin ekonomik önırünü tamamladığı için îzmit Bü- yükşehir Belediyesi'ne devredilece- ği açıklaması tepki çekti. Selüloz-lş Sendikası Genel Başkanı Ergiıı Alşan, "5 ıııilyun ılolaı Iık v;ılır ıml:ı bu fabri- ka ayağa kalkar. Mevcut haliyle yüzde 70 kapasiteye çıkanlsın bu tabrikanın zaranndan kinısc bahsedemez" dedi. Ankara 9. tdare Mahkemesi, Özel- leştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) İz- mit SEKA Fabrikası'nın kapatılması- na ilişkin karaıınınyürütmesini durdur- du ve kurumun 5 gün içinde savunma vermesini istedi. OYK'ye tanınan sü- renin dolduğu gün, Maliye Bakaııı Ke- CHP'Ll SEFA SÎRMEN: 'Pepe namus sozunu tutsun9 A1NKARA (Cumhuriyet Biürosu) - CHP Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen, Izmit Büyükşehir Belediye Başkanhğı döneminde SEKA'nın kapatılmasına imza verdiği yönündeki haberleri yalanladı. SEKA'nın Ford'a tahsis edilen arazisinin sahilde olan bölümünün yeşil alan olarak belediyeye devrine onay verdiğini, bunun kapatma anlamına gelmediğini belirten Sirmen, geçmişte "SEKA namusumuzdur, kapattfamaz" diyen Çevre ve Ornıan Bakanı Osman Pepe'yi namus sözüne sahip çıkmaya çağırdı. CHP Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen, TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek tzmit Büyükşehir Belediye Başkanlıgı döneminde SEKA'nın kapatılmasına onay verdiği yönünde bir televizyon kanalının verdiği haberleri yalanladı. Dönemin Başbakanı Mesut Ydmaz'ın onayıyla SEKA'nın Ford'a tahsis edilen arazisinin sahil şeridinin, yeşil alan yapımı için Büyükşehir Belediyesi'ne devrine onay verdiğini kaydeden Sirmen, bunun fabrikanın kapatılmasını istediği şeklinde yorumlanamayacağını ifade etti. Iscilerle beraber Kendisinin yılbaşında, 8 Ocak mitingınde, Kurban Bayramı'nda SEKA işçileriyle beraber olduğunu anımsalan Sirmen, hiçbir zaman SEKA'nın kapatılması yönünde bir düşüncesi olmadığını belirtti. SEKA'nın temelinin, Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün emriylc 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından atıldığına işaret eden Sirmen, bu anlamda tarihi eser niteliği de taşıdığını ve korunması gerektığını vurguladı. Sirmen, SEKA'nın 8-9 milyon dolar gibi az bir yatınmla, kârlı bir kuruluş haline gelebileceğine de dikkat çekerek fabrikanın kapatılmaması için elinden geleni yapacağını söyledi. CHP'Ii Sefa Sirmen, bir zamanlar "SEKA bizinı namusumuzdur, kapaülamaz" diyen Çevre ve Orman Bakam Osman Pepe'yi de namus sözüne sahip çıkmaya çağırdı. • Selüloz-îş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan, SEKA işletmesinin ekonomik önırünü tamamladığı yönündeki iddialann gerçeği yansıtmadığım vurguladı. Alşan, kesin mahkeme karanna kadar eylemlerine devam edeceklerini açıkladı. mal Unakıtan, Özelleştirme ldaresi Başkanlığı'nda düzen- lediği basın toplantısmda, SE- KA Izmit îşletmesi 'nin ekonomik öm- rünü tamamladığını, bu nedenle Izmit Büyükşehir Belediyesi'ne devredecek- lerini açıkladı. Başbakan Hrdoğan da dün Anka- ra'nın Temelli beldesinde Ankara Sa- nayi Odası tarafından yapılacak Ikin- ci Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) temel atma töreninde SEKA'nın duru- muna değindi. tşletmenin sürekli za- rarettiğini savunan Erdoğan, şöyleko- nuştu: "İzmitSEKAsureklitrilyoıüar- ca zarar ediyor. Başhklar atılıyor,' 13u- rası kime peşkeş çekildi' diye. Bizinı verdiğimiz yer tzmit Büyükşehir Bele- diyesLRantamaçh kullanılmaınakkay- dıyla buraya verdik. Bıırayı Londra'da- ld HydeParkgibi yapacaksınız,halkis- tifade etsin. İzmit SEKA'yı Izmit hal- kına peşkeş çekiyonız.'" Unakıtan ve Erdoğan açıklamalan- na Selüloz-lş Sendikası Genel Başka- nı Ergın Alşan tepki gösterdi. Alşan Ba- kan Unakıtan'ın makinelerin ekonomik ömrünü tamamladığını belirtmesine karşın özel sektöre satılacağını açıkla- dığına dikkat çekerek şuıılan söyledi: "Ekonomik ömrünü tamamlayan makineyi hiç kimse satuı almaz. Ba- kan makinelerden birinin 70 yıllık di ğerinin45 yıllık olduğunu söyledi. Kar- ton piyasasımn yüzde 70'ine hâkim olan Kartonsan'ın makinesinden biri Liman-İş Sendikası'nda örgütlü işçiler özelleştirme karşıtı eylem yaptı. (l'otoğraf: ABİDİN YAGMUR) Limanlan sattırmayacaklar MERSİN / SAMSUIN (Cumhuriyet) - Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun TCDD'ye aıt limanlann özelleştirme kapsamına alınmasına işçilerin tepkisi sürüyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlıgı, Mersin Limanı'na inceleme heyeti gönderirken Liman-tş Sendikası'nda örgütlü yaklaşık 300 işçi Mersin Liman Müdürlüğü önünde bir araya gelerek özelleştirme çalışmalarım protesto ettiler. Limanlann stratejik önemine karşın özelleştirilmeye çalışıldığını belirten Liman-İş Mersin Şube Başkanı Recep Özbey şöyle konuştu: "Kâr eden limanlann satümasıyla TCDD'nin de taslîye süreci başlat ılacak. Limanlarıımzı sattırmayacağız. Gerekirse çoluk çocuk limanlarınuzdan ayrümayacağız. A Kl" iktidan 2005 yılını iımanlan satma yılı' ilan etti. Biz de 2005 yılını mücadele ve direniş yılı ilan ediyoruz. Yargıdan yedikleri onca tokada rağmen özelleştirme girişimlerinden vazgeçmeyenlere karşı linıaıılarınıı/ı koruyaeagız." "Limanlaıııııızı Çetelere lcslinı Etmeyecegiz w yazılı bir pankart taşıyan liman işçıleri daha sonra sloganlarla Liman A Kapısı'na kadar yürüdüler. Samsun'da da, Liman Işletme Müdürlüğü önünde toplanan işçiler özelleştirme karanna tepki gösterdiler. Liman-Iş Sendikası Samsun Şube Başkanı Haydar Özcan, burada yaptığı açıklamada, Samsun'da kâr eden kamu kurumlarının birer birer özelleştirildigine dikkat çekti. Özcan, "Samsun giderek bir emekli şehrine dünüşmektedir. Bundan en çok da esnallarunız etkileniyor. Samsun hnlkıııın bu özeücştirmcnin durdurulması için bize destek vermesini istiyoruz" dedi. 59yaşında. Makineninyaşh olnıası eko- nomikömriinütamamladığıanlanuna gebnez. Yatırunı yaparsanız çalışmaya devam eder. Bundan önce eskidenilen makinelerden biri Adana'da, diğeriAn- kara'da üretime devam ediyor." Alşan, kesin mahkeme kararı açık- lanana kadar eylemlerine devam ede- ceklerini vurguladı. işık kapama eyleml Kendilerini fabrikaya kapatan işçi- ler de her akşam saat 21 .OO'de ışık ka- patma eylemı yapıyor. İzmit halkına da eyleme destek venneleri çağnsında bulunan işçiler, saat 21.00'i gösterdi- ginde fabrikanın projektörleri ve kulenin ışıklannı yakıp söndürüyorlar. BELGÜZAR AİLESI Gözaltında ölüme ikincisuç duyurusuIstanbul Haber Servisi - Gözaltında ölü bulunan Gökhan Belgüzar'ın ailesi, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak çocuklannın ölümünden sorumlu olanların bir an önce bulunmasını istedi. Aile, olayı AİHM'ye götüreceğini açıkladı. Gasp olaylarına karıştığı iddiasıyla gözaltında tutulduğu Bakırköy îlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'nin nezarethanesindc ölü bulunan Gökhan Belgüzar'ın ailesi çocuklarının işkence ile öldürüldüğünü ileri sürüyor. Sorumluların bir an önce cezalandınlmasını isteyen Belgüzar Ailesi, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Kendini nczarethanenin kapısına asarak intihar ettiği açıklanan Gökhan Belgüzar'ın ölümünün ardında çelişkilerin olduğunu ıfade eden aile, gerçekler ortaya çıkana kadar olayın peşini bırakmayacaİclannı söyledi. Adll Tıp raporu beklenlvor 10 gün önce gözaltuıa alınarak Bakırköy Osmanrye Polis Merkezi'nde tutulan Gökhan Belgüzar'ın, kendüıi nezarethanedeki 88 sanimetre yüksekliğe asarak intihar ettiği açıklanmıştı. tstanbul Barosu'nun da önceki gün suç duyurusunda bulunduğu şüpheli ölümün aydınlanması için, Adli Tıp Kurumu'nun hazırlayacagı aynntıh rapor bekleniyor. Kemal Unakıtan: Devletin sosyal güvenlik kuruluşlarma katkı yapması gerek Maliye Bakanrndan itirafANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, devletin sosyal güvenlik kurumlarına katkı yapacağını söyledi. Unakıtan, "lster devletin katkı payı deyin, ister katkı payı demeyin, ne derseniz deyin. Bu konuda düzenlenmesi gereken hususlar ve alınması gereken tedbirler söz konusu" dedi. Unakıtan, Hesap Uzmanlan Vakfı tarafından düzenlenen "Sosyal Güvenlik Kurumlaruun Kaynak Şorunları ve Çözüm Önerileri" konıılu sempozyuma kahldı. 'Tamamı açık değil' Unakıtan, sempozyumdan aynln"ken gazetecilerin soruları üzerine 2004 yılında sosyal güvenlik kuruluşlannın I9katrilyon lira cıvannda açık verdiğini, bunun dün açıklanan bütçe rakamları içinde görülebileceğini ifade etti. Bakan Unakıtan, sempozyumda yaptığı konuşmada da, sosyal güvenlik açıklarının Türkiye'nin en önemli bir iki konusundan bin olduğunu vurguladı. Sosyal güvenlik açıklarının bir kısmının devletin iştirak etmesi gereken primlerden oluştuğuna dikkat çeken Unakıtan, şöyle devam etti: "Bunlann tamamına açık şeklinde bakmamak gerekir. Diğer ülkelere de baküğımız zaman devletin, kendisine düşen katkı payını ödeınesi lazım. 10-15 sene önce alınan karariar bugün bize nasıl olumsuz yansıyorsa bugün biziın aldığımı/ kararlara da 10-15 sene sonra olunılu ya da olumsuz denecek. 2005 yılında sosyal güvenlik harcamalannın bütçeden aldığı pay yüzde 27'den yüzde 31'e yükselecek. Bunun yetetii olmadığını biliyoruz ama devlet olarak yapabileccğinıizin azamisini yapıyoruz." Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanı Mahmut Viıral ise sempozyumda yaptığı konuşmada, sosyal güvenlik sisteminin en temel sorununun kayıt dışılık olduğunu belirtti. Vııral, sosyal güvenlik sistemi için acilen önlem alınması gerektiğine de dikkat çekti. Toplusözleşme için eylem DİYARBAKIR/İSTANBUL (Cumhuriyet) - KESK'e bağlı Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmctleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel- Sen) üyeleri, kamu emekçilerinın toplusözleş- me yapma haklannın engellendiği gerekçesiy- le Istanbul ile Diyarbakır Büyükşehir Beledi- yesi önünde gösteri yaptı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelen Tüm Bel-Sen üyeleri ile bele- diye çalışanları adına konuşan Edip Yaşar, Içiş- leri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın kamu emekçisinin haklannı gasp etmek istediğıni be- lirtti. Yaşar Danıştay'a başvurarak yürütmenin durdurulmasını isteyeceklerini söyledi. Saraçhane'deki Istanbul Büyükşehir Beledi- yesi önünde toplanan Tüm Bel-Sen üyesi grup ıse "Sadakadeğil, toplusözleşme" ve "Toplusöz- leşme hakkunız, grcv silahımız" sloganlan attı. KESK Genel Başkanı Sami Evren son 10 yıl- dır toplusözleşmelerde emekçilerin lehine sos- yal ve malı haklar kazanıldığını anlatarak hü- kümetin, belediye başkanlanna baskı yaparak yapılan toplusözleşmeleri tek taraflı feshctme- leri talimatı verdiğini öne sürdü. Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Ayyıl- dız da "Scııdikanıızııı toplusözleşme yapma hak- kı vardır ve bu hakkımızı kullanmak istiyomz'" diye konuştu. , • « « * ; " • 1 . , " - * . —i" lil .; l_yı â • İl'j 11 i '.; Â L m teun m • J m OİİİBİİÎ .' ;•• •: p r. n f; p n ti T-FT~J.:;: ; • — • j Tüm Bel-Sen üyeleri hükümctin belediye başkanlanna baskı yapnğını savundu. (SERKAN YTLDIZ) PERŞEMBE ORIIAJN BURSAU Doğal Seçilim ve CHP-2 Doğada bütün canlıların tabi olduğu Doğal Seçilim veya Doğal Ayıkla-n-ma(Natural Selektion) yasası, aca- ba, toplumsal sistemlerde de "çalışıyor" mu? Doğada canlılar için bu yasa a) "çevre koşullarına uyum" yeteneği ve b) buna uygun genetik değişinim (mutasyon) geçirme ve uygun genetik donanıma sa- hip olma parametrelerine göre işler. Çevreye uyum- lu bir genetik yapıya sahip olmayan veya eksik do- nanımlı canlıların yaşama şansları ya yok veya çok az. örneğin iklim koşullarında çok önemli ani değişik- likleryaşansa, birbuzul veyaaşırı sıcaklarçağınagir- sek canlıların çok büyük bir kısmı dökülecektir. Bel- ki önce, bünyeleri zayıflamış "yaşlılar" gidecektir. (Önceki yaz aşırı sıcaklardan 10-15 bin Avrupalı yaş- lı erken ölmüştü!). Arkasından, genetik yapılan bu yeni "olağanüstü" koşullara uygun olmayan bütün canlılar... Insanlar ve diğer canlılar o kadar farklı genetik ya- pılara sahipler ki, bir kısmının uyum sağlama ve ya- şamda kalma şansları var. Ama, örneğin yaşamın en önemli unsuru olan ok- sijen atmosferden yok olursa, yeryüzü canlılara ar- tık ev sahipliği yapma özelliğini kaybeder. Oksijen aza- lırsa, bazı canlıların genetik yapılan, bu az oksijenle yaşamlarını sürdürebilir.. ama nesilleri devam edermi şüphelidir. Bunlar, doğanın yeni koşullarıyla canlıların gene- tik yapılan arasındaki ilişkileri içeren süreçlerdir. Do- ğal Seçilim olgusu az çok böyle çalışır.. ••• Şimdi gelelim yazının başındaki soruya: Bu doğal ayıklama "toplumsal sistemlerde" çalışıyor mu? Eğer "çalışıyorsa" hangi koşul ve yasalara göre? Bi- yolojinin veya sosyal biyolojinin bu sorulara yanıtla- rını doğrusu fazla bilmiyorum. Araştırmam gerek.. Ama bence "çalışıyor".. Yaşamda kalmanın önemli bir özelliği, canlıların nesillerini devam ettirme yeteneğidir. Bu amaçla her canlı türü, genlerini çocukları aracılığıyla ortak "gen havuzuna" aktararak katkıda bulunur. Bu yeteneği olmayan canlılar "genetik"lerini yeni nesillerle sürdü- remez ve "elenir". Bu gen havuzunda yer alamaya- rak elenmek de, "Doğal Seçilim"e tabi olmaktır. Şimdi bazı örnekler: Gece karanlıkta birden oto- mobil önüne kendini atan bir genç, varsayalım ki ölür. Evlenmemiştir, dolayısıyla genlerini sürdüremeye- cektir ve bir tür "doğal ayıklanma "ya tabi olmuştur.. Tsunamide de yüz bin kişinin yine genlerini akta- ramadan öldüğünü varsayalım. Bunlar da biyolojik olarak "doğalayıklanma"ya uğrar. Kışın soba zehirlenmelerinden yüzlerce kişi ölür.. Mantar zehirlenmelerinden de. Bilinçsizce ilaç kuh lananlar arasında da ölümler olur.. Aşılanmadıkları için ölen yüzlerce çocuk vardır. Sigaradan erken yaş- ta kanser olup ölenler... Bunların hepsi "doğal ayıklanma" kurbanları sayı- labilir.. Çünkü genlerini aktaramazlar.. Fakat dikkat edin, toplumsal hayattaki bütün bu ve benzer yok oluşların tabi oldukları ortak bir neden vardır: Bilgisizlik, bilinçsîzlik nedeniyle "hayatta kalma"yı başaramamak.. Bu örnekler arasında "riskleri bilerek ölmek" yok- tur. Örneğin uçak, otobüs kazası, başına saksı düş- mek gibi beklenmedik kazalar başka bir kategori ko- nusudur. Tsunamiden ölenler bilgi ve önlem eksikliği kurba- nıdır. Çoğu depremzede de öyle.. Soba ve mantar zehirlenmeleri, aşı eksikliği kurbanları vb.. ••• O halde şu varsayımı ileri sürebiliriz: "Toplumsal sistemde doğal seçilim yasası, bilim- sel bilgi sistemi ile paralel çalışır. Bilimsel bilgiyi reh- ber almayan ve buna uygun davranmayanların ha- yatta kalma şansları, bilimsel bilgi şemsiyesi altında hayatlarını sürdüren bireylere göre daha azdır". Bunlar, genlerini aktaramayarak toplumsal sistem- de doğal seçilim yasasının erken kurbanları olurlar.. Bu toplumsal doğal seçilimde "değişen çevre koşulu", insanın ürettiği bilgideki değişikliklerdir. Bilimin, bilimsel bilginin, doğal seçilimde toplum- ları ve bireyi basarılı kılmadaki belirleyici önemini gö- rüyor muyuz? Işte, doğayı sürekli anlamaya çalışa- rak bilimsel bilgi üretmek insanlığın gelecekte varo- luşu için büyük önem taşıyor. Çünkü bilim, insan-doğa ilişkisini başka biraşa- maya yükseltmiştir. • •• O halde ikinci varsayımı da öne sürebilirim: "Insanoğlu, bilim ve teknoloji aracı ile Doğal Se- çilim 7 etkileme ve ona müdahale etme olanağıni da elegeçirdi. Bu müdahaleyi, varoluşudesteklervegen havuzunu zenginleştirir biçimde kullandığı sürece, doğal seçilimi olumlu yönde, insanlığın varoluşu yö- nünde etkiler". O halde bilgiyi içselleştiremeyen ve buna uygun davranamayan veyaşam sistemleri kuramayan top- lum, kurum ve bireylerin, toplumsal ve biyolojik va- roluş şansları azalır. Peki CHP bunun neresinde? obursali(" cumhuriyet.com.tr Yazıîşleri memuru oldu Müzeyesağlık görevlisiatandı Haber Merkezi - Bod- rum Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı Ayser Özbulut (39), anestezi teknısyeni olarak görev yapmak istemeyince Bodrum Sualtı Arkeolo- ji Müzesi'ne tayin edildi. Calıştığı hastanede anestezi teknisyeni ola- rak görevlendirilen, an- cak yönetici olduğu için görey değişikliği iste- yen Özbulut, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müze- si'ne yazıişleri memu- ru olarak atandı. Özbu- lut, "Hastanede son iki yıl müdür yardımcıbğı görevindeyken kadrom verilmedi. Yeniden anes- teziteknisyeni olarak gö- revlendirildim. İdaredc görevistedim,verilmedi. Bu yüzden kurum de- ğlştirmck zorunda kal- dım" dedi. Bodrum Devlet Has- tanesi Başhekimi Op. Dr. Oğuz Şalıin de ata- manın kurumlar arasın- daki "takdir olduğunu" belirlcrek "Müdür yar- dımcısı kadrosu gelme- yince Özbulut'lan asıl görevine dönmesini iste- dik. I'crsonel sıkınlısı ol- duğu için orada daha ya- rarlıolacağuıa iııanıyor- dıık. Ancak kendisi ter- cihini başka yönde kul- landı" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear