Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK
DÜRÜST
TABİATLI
İSTANBUL
EFENDİSİ
HARÎrjLÂDE
MACERALAEI
HEKMİLİ
BÎRDEN
Ot SAMİ'Yİ VEHECEÖTİZ
:6rE.Mİ
MMTİ-M
Gül ve bürokratlar, en az 36 başlıkta yürütülecek müzakereler için hazırladıkları modeli sundu
Dışişleri,ABbakanlığına karşıANKARA (Cumhııriyet Bürosu)
- Dışişleri Bakanı Ahdullah Gül, AB
ile en az 36 başlıkta yürütülecek mü-
zakereler için bakanlığımn hazırla-
dığı modeli sundu. Ayrı bir AB ba-
kanlığına gerek olmadığını söyleyen
Gül, müzakerelerinkendi başkanhğın-
da bir heyetle yürütülmesini istedi.
Gül, Dışişleri Bakanı'nın altındabaş-
müzakereci, onun altında da başmü-
zakereci yardımcıları ile müzakere
heyetleri, çalışma gruplan ve danış
ma konseyi oluşturulmasını önerdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
başkanlığuıda toplanan Bakanlar Ku-
rulu, dün AB ile yürütülecek müza-
kere modelini ele aldı. Dışişleri Ba-
kanı Gül ve AB Genel Sekreterliği bü-
rokratlan, kendi önerilerini sundu.
Bakanlar Kurulu'nun yaklaşık ye-
di saat süren toplantısından sonra
Müzakere heyeti başkanı Dışişleri Bakanı olsun.
•/ Dışişleri Bakanı'nın altında başmüzakereci olsun.
/ Başmüzakereci, bürokrat da siyasi bir kişilik de olabilir.
%/ Başmüzakereci yardımcılarının arasında DPT uzmanı ve
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği temsilcisi olsun.
• Heyetler, çalışma gruplan ve danışma konseyi oluşturulsun.
açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hü-
kümet Sözcüsü Cerail Çiçek, daha
önceki aday ülkelerde müzakerelerin
31 başlıkta yürütüldüğünü, ancak Hır-
vatistan'a 36 başlık getirildiğini anım-
sattı. Çiçek, bu nedenle Türkiye için
müzakere başlıklarının da en az 36 ola-
cağını belirtti.
'Tarama 3 Ekim'den önce'
AB ve Türkiye mevzuatının karşı-
laştırılmasını öngören tarama süreci-
nin 3 Ekim'den önce gerçekleşmesi-
ni beklediklerinı söyleyen Çiçek, bu
konuda bazı Avrupa ülkelerinin ver-
diği sözleri tutmasını istedi. Çiçek, Dı-
şişleri Bakanlığı'nın önerisine göre,
Türkiye için öngörülen müzakere mo-
delinin şöyle olduğunu açıkladı:
"Bu yapılanmanın tepesinde bir
müzakere heyeti başkanı olacaktır.
Başka ülkelerde olduğu gibi, buna
Türkiye'de de Dışişleri Bakanı'nın
başkanlık etmesi sözkonusudur. Onun
altında başmüzakereci ve başmüzake-
reciyardımcıları, müzakere heyetleri,
çalışma gruplan ve danışma konseyi
şeklinde olacakür. Başmüzakereci yar-
dımcüanndan biri DPT, diğeri AB
Genel Sekreterliği temsilcisi olabilir. Bu
sayı 2,3 veya 4 olabilir. Başmüzakere-
ci bürokrat da siyasetçi de olabilir."
Hükümet modeli inceleyecek
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bu
konuda nihai bir karar verilmediği-
ni, hükümetiıı ıncelemeleri sonucu
kararını vereceğini, karar verildikten
sonra bu modele ilişkin çerçeve ya-
sasımn çıkarılacağını bildirdi.
Çiçek, AB sürecinde Türkiye'nin iç
ve dış kamuoyunda tanıtılması için ay-
rı bir yapılanmaya da gidileceğini be-
lirtti. Bunun mevcut bir kurumun et-
kinleştirilmesı ile olabileceğı gibı
mevcut bir bakanlık içiııde yeni bir bi-
rimin açılması şeklinde de olabilece-
ğini söyleyen Çiçek, kararın daha son-
ra verileceğini söyledi. Çiçek, soru-
lar üzerine model içinde önerilen da-
nışma konseyinin değişmez bir kurul
olmayacağını, müzakere edilen ko-
nulara göre şekılleneceğini, asıl ola-
rak sivil toplum örgütleri, üniversite-
ler, özel sektör temsilcileri ve bürok-
rasiden oluşturulacagını söyledi.
Çiçek, bu model önerisinde Türki-
ye'nin koşulları gereği ayn bir AB
bakanlığı kurulmasının öngörülmedi-
ğini vurguladı.
AB'nin Küba
yaptırimları askıda
• BRÜKSEL (AA) - AB,
Küba'ya uyguladığı diplo-
matik yaptınmlan altı ayh-
ğına askıya aldı. Dönem
başkanı Lüksemburg'un
Dışişleri Bakanı Jean As-
selborn, dün Brükscl'de ya-
pılan dışişleri bakanlan
toplantısından sonraki
açıklamasında, Küba'ya
karşı 5 Haziran 2003 'te uy-
gulamaya konulan önlem-
lerin askıya ahnmasının ka-
rarlaştınldığını bildirdi.
Küba'yla ilişkiler, temmuz-
da tekrar gözden geçirilip
ona göre karar verilecek.
Cumhurbaşkam
MÜSİAD'ı kabul etti
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, dün
Ömer Bolat başkanlığında-
ki MÜSÎAD heyetini kabul
ederek bir süre görüştü.
Görüşme sonrası bir açıkla-
ma yapan MÜSİAD Baş-
kanı Omer Bolal, Cumhur-
başkanı Sezer'in, 2B konu-
sunda eskisi kadar katı bir
tutumu bulunmadığını sa-
vunurken "Sezer, 2B konu-
sunda 'bu tür haksız gasp-
lann alışkanhk oluşturabi-
leceği, şimdi böyle bir uy-
gulamaya izin verildiğinde
10-20 yıl sonra tekrar ben-
zeri bir uygulamaya gidile-
bileceği endişeleri ol-
duğunu' ifade etti" dedi.
Türk bayrağına saygısıdık
Kese Dağı üzerindeki Atatürk anıtı etrafında yer alan Türk bayrakları,
görenlerin içini sızlatıyor. Bakımsızlık ve ilgisizlikten yırtılan ve so-
lan bayrakların yıllarca değiştirilmemesine tepki gösteren yurttaş-
lardan, turizmci Gürsel Tonbul, "Bu bayraklar Kuşadası'na yakış-
mıyor. Türk bayrağı böyle yırtık ve yıpranmış bir şekilde göndere
çekilmez. Yetkililer izin verirlerse anıt etrafındaki tüm bayrakları
ben yenilemek istiyorum. Kuşadası'nın en yüksek tepesinde dal-
galanan bayraklar böyle olmamalı" dedi. (Fotoğraf: LATtF SANSÜR)
İJARROSO VEBARNIER
'Müzakere
tarihi kesin'
HaberMerkezi-AB Komisyo-
nu Başkanı Jose JVlanuel
Barroso, Türkiye ile AB ara-
sındaki üyclik müzakerele-
rinin, daha önce de belirtil-
diği gibi 3 Ekim'de başlaya-
cağını söyledi. Fransa Dı-
şişleri Bakanı Michel Bar-
nier de "Gecikme söylenti-
ler yersiz" dedi. Barroso,
müzakerelerin 3 Ekim'de,
'tam zamanında' başlaya-
cağını, müzakere tarihinde
bir gecikme olmayacağını
vurguladı. Türkiye'ye, nıü-
zakerelere başlanması ko-
nusunda kesin tarih veril-
mesini başından beri savun-
duğunu, Türkiye'nin bunu
fazlasıyla hak ettigini belir-
ten Barroso, ancak müza-
kere sürecinin Türkiye'nin
uyum sürecindeki başarısına bağlı olduğunu
kaydetti. Barroso, Türkiye'nin, müzakere ta-
rihi almadan önce gösterdiği gayreti, müza-
kere süreci öncesi ve sonrasında da gösterme-
sinin önemli olduğunu ifade etti. Bu arada Fran-
sa Dışişleri Bakanı Michel Barnier de NTV'ye
yaptlğı açıklamada, müzakere sürecinin baş-
lamasıyla ilgili tartışmalann yersiz olduğu-
nukaydederek "Söylentilerinhiçbirönenıiyok.
Önemli olan AB Konseyfnin aldığı karardır.
Konsey müzakerelerin 3 Ekim'de başması
doğrultusunda karar almıştır. 1 Yaıısa da bu ka-
rara açık bir biçimde katılnuştır" dedi.
Barroso ve Bar-
nier "3 Ekimge-
cikınez" dedi.
ENTERNET / MEHMET SUCU mehmetfc cumhuriyet.com.tr
Halksahnesi.org sitesi 28 Ocak 1921 'de öl-
^dürülen Mustafa Suphi'nin Türkiye'de ya-
v yımlanmış tek eserine sayfalarında yer veriyor.
i; Türkiye Komünist Partisi'nin ilk genel başka-
{nı olan Mustafa Suphi ve Türkiye Komünist Par-
tisi'nin ilk genel sekreteri Ethem Nejat'ın da
aralarında bulunduğu 15 kişinin Trabzon açık-
ı larında öldürülmesinin üzerinden 84 yıl geç-
l miş. Uzun süre Türkiye'de yasaklı birisim olan
j Mustafa Suphi'nin ve TKP'nin belgeleri artık
ı yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor.
Halksahnesi.org sitesinde yer alan Vazife-i
İ Temdin başlıklı yazı için Nuri Özden şu girişi
£ yazmış: "Vazîfe-i Temdin, Mustafa Suphi'nin
i Türkiye'deyayımlanmış olan tek telifeseridir.
• 1912yılında Istanbul'da yayımlanan bu küçük
kitabın, Mustafa Suphi'nin biyografisinde
J önemli biryeri olduğu kanısındayız.
'Vazîfe-i Temdin' Mustafa Suphi'nin, Os-
• manlı Imparatorluğu'nun 1912 başlannda
uğraştığı en önemli siyasal ve askeri sorunu
olan Trablusgarp Savaşı üstüne yaptığı ge-
Uygarlaştırma Görevi
nel bir çözümlemedir. Ve savaşın günlük ge-
lişmelerinin çok ötesinde olaya tarihsel bir
yaklaşım denemesidir. Bugünkü Türkçemiz-
de 'uygarlaştırma görevi' olarakkarşılayabi-
leceğimiz başlığı bile, savaşı değerlendirme
açısının genişliğini ve derinliğini belirtmeye
yeterlidir sanırız.
'Vazîfe-i Temdin'/n ana tavrı anti-kolonyalist
bir nitelik taşımaktadır. Mustafa Suphi, Trab-
lusgarp 'ı Osmanlı Imparatorluğu 'ndan kopar-
mak isteyen Italya 'nın açıkladığı gerekçelerin
haksızlığını, tutarsızlığını ve yanlışlığını orta-
ya koyarken kolonyalizm politikasının girdiği
her yerde, onu uygulayanlarca ileri sürülen,
'uygarlaştırma görevi'n/n tarihsel olarak do-
ğuşunu ve gelişmesini ele almıştır."
Bu kitapçığın içinden küçük bir bölümü
biraz günümüz Türkçesiyle birlikte okumak-
ta yarar var:
"Hangi cins ve ırktan, hangi muhit ve mem-
leketten olursa olsun, insanlar ya üretim ve
ticaret veya çalarak ve ganimet ile yaşamda
kalabilmiştir. Avrupalılar, medeniyetleri kadar
kuvay-ı tahribiyeleri (tahrip güçleri) ile de il-
kel kavimler gibidir. Silahlarıyla, toplanylaAv-
rupalı, ilkel toplumlara korku telkin eder. O ne-
denle bu kavimlerin (ulusların) çalışarak üre-
tim ve ticaret ile yaşamlarını sürdûrmesi, sa-
vaşıp ganimet elde ederek yaşamaktan da-
ha koiay ve daha az tehlikeli olduğunu düşün-
meleri ve az zamanda emek ve işle kaynaş-
maları mümkündür. Ancak bu olanağın sağ-
lanabilmesi için Avrupalıların gittikleri yerler-
de bu son kazanma yöntemine yönelmeme-
leri, az zamanda zengin olmak için yerlileri
(yerel ulusları) mahvetmemesi, kıymetli taş-
lannı (ulusalzenginliklerini) ve kemiklerini gasp
edip ele geçirmemeleri, adil ve insani olma-
ları gereklidir. Yapılacak şey memlekette asa-
yişiyerleştirmek, kim olursa olsun herkesin şah-
si haklarının ve mülkiyetinin korunmasıdır...
En tuhafolanı, reform felsefesi ile büyük kı-
tayı medeniyet bayrağı altına almak isteyen
Avrupa, yücelttiği uygarlaştırma görevinin iyi
uygulanmasına ait ümit ve çareleri kendinden
bekliyor. Yüce ve medeni Avrupalılar bu du-
rumda yalnız kendilerinden aşağı oldukları
için diğer bölgelerde yaşayan milyonlarca in-
sanı çöküşe (yoksulluğa) mahkûm ediyor...
Halbuki kaybeden Avrupa halkiarıdır..."
Kitapçığın tümü www.halksahnesi.org si-
tesinde okunabiliyor. Avrupa emperyalizmi-
nin 93 sene içinde pek de fazla değişmedi-
ği, hatta uygarlaştırma görevini tüm hızıy-
la sürdürdüğünü düşünürsek Türkiye'de yıl-
larca adının bile anılmasının yasak olduğu
Mustafa Suphi'nin satırlarında bugüne ait
çok şey var.
DUZYAZI
ORHAN BtRGİT
Dikensiz Gül Bahçesi
Baykal, Mustafa Sarıgül'e yönelik eleştirilerini bel-
geli yolsuzluk iddialarınadayandırarak kazandığı ar-
tıları, parti meclisi seçimlerinde bir çırpıda kaybetti.
Çok kimse, arkasında kendisini ilk turda genel baş-
kan seçecek oy çoğunluğu bulunduğunu gördük-
ten sonra Deniz Baykal'ın, geleneksel "çarşaf liste"
yöntemini uygulayarak muhaliflerine meydan oku-
yacağını sanıyordu.
Şayet böyle yapsaydı, hem kendi yandaşlarına
anahtar liste vererek karşıtlarının şansını alabiîdiğin-
ce en aza indirmeyi de başarır; ama 80 sandalyeli
parti meclisinde, bilemediniz20'yeyakın kendisi gi-
bi düşünmeyen üyenin de yer almasına yol açmış
olurdu. Böyle bir oluşum 29-30 Ocak günleri kurul-
tay salonunda sergilenen o çirkin, o CHP'nin geç-
mişine yakışmayan olayları bir ölçüde de olsa unut-
tururdu.
Diyelim ki çarşaf liste ile başa çıkamamak korku-
su, Baykal ve yakın kurmaylarında egemen oldu. O
zaman il başkanları senaryosu ile hazırlanan genel
merkez listesinde, göstermelik de olsa, CHP'nin ka-
muoyunda hâlâsaygınlığını koruyan isimlerinden bir
küçük grubun isimlerine yer verilemez miydi?
Onu da yapmadı Deniz Bey. O kurultay kürsüsün-
deki uzun konuşması ile ayı ile oynamanın kendisi-
ne verdiği tarifsiz iç güveni, tüm parti içi karşıtlarını
da parmaklarını şaklatarak hizaya getirmiş olduğu
düşüncesi ile besledi. Öylelikle genel merkezde di-
kensiz bir gül bahçesi oluşturdu.
öte yandan, bugün milletvekili olarak CHP'de ak-
tif politika yapan nice isim arasından Deniz Bay-
kal'ın karşısına niçin bir genel başkan adayı çıkartı-
lamadığını bilmeyenler için söyleyelim. Onca birikim-
li, ünlü ve ahlak değerleri bere almamış isimlerin bi-
risi üstünde anlaşılamadıysa bunun tek nedeni kıs-
kançlıktır. Çekememezliktir. O yüzden de Mustafa Sa-
rıgül, parti içi muhalefet tarafından bugünkü genel
başkana karşı bir koç boynuzu gibi kullanılmıştır.
genel başkanlık seçiminde Şişli Belediye Başka-
nı'na verilen oylar aslında elleri Baykal'ın pusulala-
rını kullanmayı içlerine sindiremeyenlerin bir bölümü-
nün oyudur. Geçmişinde gölge bulunmayan bir
CHP'li, Genel Başkanlık için yarışa girmiş olsaydı;
Baykal en azından ikinci turu beklemek durumun-
da kalacaktı.
Baykal'ı bekleyen minder
CHP Genel Başkanı, bugün eylemli politikayapan-
lar arasında en kıdemli olanlar arasında. Onun dı-
şında akademisyenlik döneminde de doçentlik tezi
yine politikada katılım üstüne hazırlanmış. Muhalif-
leri tasfiye ettigini sanarak dikensiz bir bahçede di-
lediği gibi at koşturacağını vehmeden onlarca kişi-
nin, hiç beklemediği anda nasıl politik yara-bere al-
dığını da bilmesi gerekir.
O halde CHP denilince kamuoyunda ilk anda bi-
linecek isimlerin hemen tümünü minder dışında bı-
rakmanın çok yakın zamanda önce Genel Başkan'ın
başını ağrıtacağını düşünen olmadı mı?
Parti meclisi tüzüğe göre iki ayda bir toplanıyor.
Oysa CHP'nin bir de Millet Meclisi'nde grubu var. O
grubun bütün devedişi denilecek üyeleri, isterlerse
Genel Başkan'ı her birleşimde sorguya çeker; eleş-
tiri bombardımanına tutar. öyle bir an gelir ki Genel
Başkan gruba uğramaktan çekinir. Ya da bunun ter-
si olur ve parti politikasında söz sahibi olmaları is-
tenmeyen milletvekilleri, gruba devamda isteksiz
olurlar. Son kurultaydagörünen, 70 milletvekilinin Bay-
kal'ın parti içi politikasını onaylamadığıdır. Genel
Başkan, parti meclisi listesini biçimlendirirken dışa-
rıda bıraktığı bu milletvekillerine, daha şimdiden ge-
lecek seçimlerde aday listelerinde de kendilerini
bekleyen tehlikenin işaretini de vermiş olmaktadır.
Dolayısıyla CHP Grubu'nda hem nitelik hem de ni-
celik bakımından azımsanmayacak bir karşıtlartop-
luluğu ile Genel Başkan'ın arasında yeni sürtüşme-
ler beklenecektir. O sürtüşmeler, ilk bakışta AKP nin
işini kolaylaştırır sanılsa da, muhalefeti darbe yemiş
birparlamentonundemokratikalışkanlıklarımızaza-
rar vereceğini bilmeliyiz.
Kurultay, sadece CHP'ye ağır yaralar aldırtan bir
şekilde başlayıp sona ermedi. Ana muhalefet olgu-
sunu da sis arkasında bıraktı. AKP Genel Başkanı'na
"Televizyonda izledim. Işte hallerinigörüyorsunuz"
dedirtebilecek imkânları verdi. Bir kurultay bunun için
mi toplandı? Iktidann izlediği politikadan tutun da çev-
remizde olup bitenler hakkında ana muhalefet par-
tisi genel başkanının söyleyeceği tek bir cümle da-
hi o üç buçuk saatlik konuşmasında yer almadı.
Politikayı lümpenlere bıraktıran, dürüst insanları
ülke sorunları ile uğraşmaktan soğutan, alıkoyan bir
virüs, bütün partileri sarmak için başı boş yayılıyor.
Aralarında düşüncelerine yüzde yüz karşıt olduğum
onca birikimli CHP'linin delege tribünlerinde, kürsü-
den iki tümceyi bir araya getirme becerisine sahip ol-
madığının bile farkına varmadan kendi başbakanlı-
ğını ilan eden parti içi muhalefet liderini dinlerken na-
sıl şaşkın, nasıl yılgın ve üzgün olduklarını gördünüz.
O görüntüleri belleklerinizden silemezseniz, yarın
ilk genel seçimlerde nasıl sandığa gider ve kime oy
verebilirsiniz?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgitC» e-kolay.net
Genel Kurul Çağrısı
Türkiye Insan Hakları Kurumu Vakfı'nın 6.
Olağan Genel Kurulu 9 Şubat 2005 tarihin-
de saat 13.00'te Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler Odası Ankara Şubesi'nin Kumru-
lar Caddesi No: 26, Kat: 5'teki toplantı salo-
nunda aşağıdaki gündemle toplanacaktır.
Çoğunluk sağlanamadığı takdirde Genel
Kurul 16 Şubat 2005 tarihinde aynı yer ve
saatte aynı gündemle yapılacaktır.
Üyelere duyurulur.
GÜNDEM
Yönetim Kurulu
LAçılışvesaygıduruşu,
2. Başkanlık Divanının oluşturulması,
3. Başkanın açış konuşması,
4. Çalışma raporunun okunması,
5. Denetleme Kurulu raporunun okunması,
6. Raporiar üzerinde görüşmeler ve aklama oylaması,
7. Tahmini bütçenin görüşülüp karara bağlanması,
8. Yeni kuruculann kabulü,
9. Yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyelerinin seçimi.
10. Dilekveöneriler.