Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2005 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul PB 23 Sinop PB 21 Adana
Edirrte PB 22 Samsun PB 18
SY 18
B 31
Kocaelı PB 22 Trabzon
Çanakkale
/zmır
PB 25 Giresun SY 20
B 28 Ankara B 20
Manısa B 26 Eskişehir B 18
B 18Aydın
Denizlı
_B 29 Konya
B 26 Sıvas B 15
Zonguldak PB 20 Anta/ya B 31 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
PB
B
29
25
28
25
26
20
19
SY 14
Yurdun kuzey ve do-
ğu kesımlefi parçalı bu-
lutlu. Doğu Karadenız
kıyılan ıle Kars, AnJahan.
Artvın ve Ordu çevnelen
sağanak ve gok gurul-
tulu sağanak yağcşlı dı-
ğer yerier az bulutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığı yurdun guneydo-
ğu kesımlennde bıraz
azalacaK dığeryerlerde
onemlı bır degışıklık d -
mayacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
14
15
17
20
20
21
21
19
Münıh PB 20 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
Y
PB
Y
PB
19
19
25
16
18
16
20
22
PB 20
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
PB
PB
Y
PB
Y
PB
Y
B
B
12
29
14
26
18
22
14
30
29
y% Parçalı bulırtlu l Çok bulutlu . Yagmurlu Zb> Sulu kaf
, Gok gurultulu
O LJJVCELCÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Sorumlu Komiser Olli Rehn'e, hükümetin Meclis
onayıyla bağlantılı sözleri...
Olli Rehn, Kayseri'de sözümüzü tuttuk, şimdi sı-
ra Türkiye'de, diyor. Sözümüzü tutmamızı ve pro-
tokolü Meclis onayından geçirdikten sonra "tam ve
eşit" uygulamamızı istiyor.
Bu dayatmalar aylardır biliniyor. Bilinmeyen taraf,
Olli Rehn'in bu konuda Ankara'da aldığı yanıtlar.
Komiser, "hükümet üyelerinden bu konunun hal-
ledileceğine (Meclis'ten geçirileceğine) dair 'temi-
nat' aldığım" söyledi.
"Teminatı" kim vermiş olabilir Rehn'e? Ankara'da
iki hükümet üyesi ile görüştü. Başbakan ve Dışiş-
leri Bakanı ile. Ünlü ikili demek ki, AB'ye ek proto-
kolü Meclis'e onaylatacaklarına dair güvence ver-
mişler.
Bu açıklama Gül'ü telaşlandırdı. "Bizim Meclis
adına peşin karar vermemiz söz konusu olamaz"
dedi. Protokolün geçip geçmeyeceği TBMM'nin bi-
leceği işmiş. Elbette doğru.
Bu açıklama geçerli bir soruyu ve içeriğindeki an-
lamı yok saymamıza olanak sağlamıyor. Soru şu:
AB Komisyonu'nun tam yetkili bir üyesi, üstelik
Genişlemeden Sorumlu Komiser sıfatıyla Olli Rehn:
Ankara'da ya Başbakan'dan ya da Dışişleri Ba-
kanı'ndan protokolü Meclis'in onayından geçire-
ceklerine ilişkin teminat aldığım içeren "yalana" ne-
den, ama neden başvursun?
Ortada yalan söyleyen "biri" var. Var ama, bu ya-
lanı söyleyen sadece görevini yapan, müzakerele-
ri açmazdan kurtarmak ve AB ölçütlerini yerine ge-
tirmek için çalışan Olli Rehn olmasa gerek.
Şöylediyebilirsiniz: Rehn Avrupalı. Türkiye'de ik-
tidar sahiplerinin kapalı kapılar ardında söyledikle-
rini dışanda başka, tam tersi anlamda konuştukla-
rını nereden bilsin? Siyasal da olsa alışmamış ki
yalanlara...
• • •
Ek protokolün Türkiye'ye ağır yükler getireceği-
ni öne süren, imzalanmamasını isteyenler, bu pro-
tokolle Güney Kıbrıs uçak ve gemilerine limanları-
mızı açmak zorunda kalacağımızı, Kıbrıs Cumhuri-
yeti'ni tanımaya doğru yol alacağımızı söyleyenler
(başta CHP adına konuşan, hükümeti sürekli uya-
ran Onur Öymen) bugün haklı çıktılar.
AKP grubunun gelişmelerden ve bu sonuçtan et-
kilenmeyeceği savlanabilir mi? Bu duruma Meclis
adına AB'ye söz, güvence vermek eklenince Gül'ün
-1 Mart tezkeresine benzer- kıyameti önlemeye,
gerçeği örtmeye çalışması da doğal, değil mi?
Doğal olan bir başka gerçek daha var; o da
Rehn'in içimizde yaşamadığı için bu iktidarın ya-
şamsal gıdası takıyyeye ne kadar düşkün olduğu-
nu bilememesi!
Rehn de gelip gittikçe, fîfFnin ve Gül'ün geçmi-
şiyletanışıp bugünleriyle kıyasladıkça, kimlerle ça-
lıştığını öğrenecek ve...
.. .örneğin "protokolün süratli birşekilde onaylan-
ması için muhalefetle iktidarın birlikte çalışmasını"
önerirken... muhalefet uyarılarına kulakları kapalı,
müzakere çerçeve belgesini bile muhalefetten esir-
geyen, takıyye ile gizledikleri gerçekleri gözlerden
kaçırma sanatını uygulamakla ünlü bu kadro ile bu
isteminin ne kadar olanaksız olduğunu öğrenecek
vede:
RTE kafasının AB'yi gerçek amaçları için kullan-
dığını gördüğünde ise... Iş işten geçmiş olacak!
Baykal, Rehn'e 'ekprotokol güvencesi' veren hükümete sert tepki gösterdi
'Meclis iradesine ipotek konuldu'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkânı De-
niz Baykal. AB 'nin Genişleme-
den Sorumlu Üyesi Olli
Rehn'in, ek protokolün onayı
konusunda kendisine "güvence
verdiğini" açıkladığı AKP hü-
kümetini, TBMM'nin iradesine
"ipotek koymakla" suçladı.
Baykal yaptığı yazılı açıkla-
mada, hükümetin yalanlama ça-
balanna karşın Rehn'in ek pro-
tokolle ilgili güvence aldığı
açıklamasına dikkat çekti. Baş-
bakan Tayyip Erdoğan'ın,
"TBMM onayına gerek yok"
açıklamalanna karşın Rehn'e
"Meclis'ten geçecek" sözü ve-
rildiğini kaydeden Baykal, şu
görüşleri dile getirdi:" Ek pro-
tokol Meclis'e sunulmadan,
TBMM'de görüşülüp karara
bağlanmadan Rebn söz aldım
diyor. Öyle anlaşılıyor ki o is-
teğini belirrmiş ve kendisine
parlamento adına söz veril-
miştir. Bu, TBMM'nin irade-
sine ipotek koymaktır. Bu çok
yanlış. hukuk ve parlamenter
demokrasi anlayışına aykırı
bir davranıştır."
Hükümetin ek protokole imza
atarken, protokolle ilgili daha
önce kabul ettiğı deklarasyonun
TBMM'ye getirilip getirilme-
mesinin de tartışma konusu ya-
pılmak istendiğini kaydeden
Baykal, "Hükümet o protokol-
le Rum gemileriyle uçakları-
nın havaalanlarımıza, liman-
lanmıza gelemeyeceğini kabul
etmişti. Şimdi açıklama bekli-
Öymen'den 'sansür' tepklsi
'Ulkeyi savunanlar
boy hedefi oluyor'
Mitinge, çok sayıda CHP'li milletvekilinin yanı sıra sendika başkanı ve sivil toplum örgütü de destek verdi.
TMMOB
y
den hükümete uyarıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TMMOB üyesi binlerce
kişi, hükümetin özelleştirme po-
litikalannı protesto etti. Özelleş-
tirme harekâtının bir an önce dur-
durubnasuıı isteyen yaklaşık 6 bin
kişi, başta TelekomVe TÜPRAŞ
olmak üzere tüm satışlann iptal
edilmesini istedi.
TMMOB, hükümetin özelleş-
tirme politikalan ve yaşanan son
gelişmelerle ilgili düzenlediği mi-
tingde hükümeti uyardı. "Özgür-
lükten, Emekten, Demokrasi-
den ve Banştan Yana Bir Türki-
ye İçin Mitingi"ne katılmak üze-
re çeşitli illerdenAnkara'ya gelen
katılımcılar, Ankara Tren Gan
önünde toplanarak Sıhhiye'ye
doğru yürüyüşe geçtiler. Ses yayın
araçlanndan çalınan türküler eşli-
ğinde halay çektiler. "Mühendis-
ler, mimarlar susmayacak",
"Universiteler ticarethane de-
ğildir", "Özelleştirme değil, sa-
nayileşme" yazılı dövizler taşı-
yan TMMOB üyeleri, hükümet ve
IMF aleyhine slogan attı. Katıhm-
cılar, daha sonra gruplar halinde
çevik kuvvet ekipleri eşliğinde Ta-
latpaşa Bulvan üzerinden Sıhhiye
Meydanı'na doğru yürüyüşe geç-
ti. "Işsiz mühendis, mimar, şe-
hir plancısı arkadaşlanm" diye
konuşmasına başlayan TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Soğancı, AKP iktidannın, kendin-
den öncekilerin programını sür-
dürdüğünü söyledi. Soğancı, ge-
rek ülkenin çıkarlan, gerekse
emekten ve halktan yana uygula-
malann yaşama geçirilmesi doğ-
rultusunda "AB ile müzakere sü-
recini, bir mücadele süreci ola-
rak algıladıklannı" söyledi.
yoruz. Hükümet aynı düşün-
ceyi taşıyor mu taşımıyor mu?
Çünkü 3 Ekim'de kabiıl edilen
müzakere çerçeve belgesiyle
Ankara Anlaşması'nın çerçe-
vesini genişletme kararı, artık
fiilen Rum yönetimini resmen
tanıma anlayışına, uvgulama-
sına dönüşmüştür" görüşüne
yer verdi. Bu belge ve Olli
Rehn'e verilen sözler birlikte
değerlendirildiğinde TBMM
iradesini yok sayma anlayışımn
açıkça görüldüğünü kaydeden
Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Birinci çelişki, ek
protokole bağb. olarak
açıklanan dekJarasyo-
na, 'Rum gemileriyle
uçaklannın lımanlanmı-
za, havaalanlarımıza gi-
remeyeceğinin, buralara
almmayacağınm' yazıl-
ması, ama 3 Ekim'de
imzalanan çerçeve mü-
zakere belgesiyle bu-
nun tersinin kabul edil-
mesidir. Çerçeve müza-
kere belgesinde bu so-
runun 2006 yılında çö-
zülmesi hükme bağlan-
mıştır. 2. çelişki, hükü-
met ek protokolü imza-
larken, deklarasyon
yayımlamıştır. Ama
şimdi ek protokolün
TBMM'nin onayına
deklarasyonla mı yok-
sa deklarasyonsuz mu
getirileceği tartışıl-
maktadır. Deklarasyo-
nu ek protokolün par-
çası sayan hükümetin
bu tavn bir başka çe-
lişkidir. 3. çelişki, Baş-
bakan'ın, 'Ek protoko-
lün TBMM'ye sunuüna-
sına gerek yok' demesi,
hemen arkasmdan
Rehn'e 'TBMM'den ge-
çecek' sözünün veril-
mesidir. Bütün bunlar,
hükümetin AB ile ilgili
olarak başından beri
yanlış, çelişkilerle dolu,
rutarsız ve Meclis ira-
desine saygısız bir siya-
set izlediğinin somut
göstergeleridir."
tstanbul Haber Ser-
visi - CHP Genel Baş-
kan Yardımcısı Onur
Öymen, Türkiye'nin
çıkarlannı savunanla-
nn boy hedefi haline
getirildiğıni sa\unarak,
"Türk basımnın bir
kısmı Türkiye'nin çı-
karlannı komyanlara
sansür uyguluyor"
dedi. Türkiye Emekli
Subaylar Derneği (TE-
SUD) ve Bahçeşehir
Üniversitesi'nce dü-
zenlenen "Hukuk
Devleti ve Terorizm"
konulu sempozyum,
Harbiye Askeri Müze
ve Kültür Sitesi'nde ya-
pıldı. Öymen, sempoz-
yumda yaptığı konuş-
mada, uluslararası iliş-
kilerde Türkiye'nin pek
çok haksızlığa uğradı-
ğını, bu haksızlık ve
hukuk dışılığı anlatma-
ya çalışanlann sesleri-
nin ise duyurulmadığı-
nı belirtti. Emekli Or-
general Hurşit Tolon
ise "Türkiye ve dün-
yada terör" konulu
konuşma yaph
Tolon, sempozyu-
mun ardından basın
mensuplannın soruları-
m yamtlarken "Türki-
ye ne yaparsa yapsın
AB'ye üye ülkelerin
nihai kanaati, Türki-
ye'nin daimi üyeliği
konusunda arzusuz
olduğudur" dedi.
Gürsoy: Ciddiyetslzllk örne£i
îftar çadırları
zehir saçıyor
tstanbul Haber Ser-
visi - İstanbul'da, 149'u
Itfaiye Daire Başkanlı-
ğı'nın çeşitli grup ile
müfrezelerinde görev
yapanlar olmak üzere,
iftar çadırlannda yemek
yedikten sonra zehirle-
nen yaklaşık 200 yurt-
taş hastaneye kaldınldı.
Yeterli istatistiki bilgiye
ulaşılamadığı gözlenen
olayda, tl SağlıkMüdür-
lüğü hastanelere.başvu-
ran kişi sayısının 166 ol-
duğunu ve bu kişilerden
toplam 72'sinin, tedavi-
leri tamamlandıktan
sonra taburcu edildiğini
belirtti. tstanbul Tabip
Odası Başkanı Prof. Dr.
Gençay Gürsoy, olayı
"ciddiyetsizliğin tipik
örneklerinden biri"
olarak niteleyerek "Son
derece üzücü bir olay.
Sevap işleyeyim der-
ken gayri ciddi olarak
yapılan uygulamala-
nn sonucu" dedi.
'Zamanlama konusunda ısrar
Rehn le görüşen Erdoğan, ekprotokolün TBMM'ye getirilmesininin önce Bakanlar
Kurulu 'nda görüşüleceğini, zamanlama kararının ise sonra verileceğini söyledi
Haber Merkezi - Avrupa Bırliği (AB) Ko-
misyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Uyesi
Olli Rehn, Türkiye'nin AB ile müzakere sü-
recinin uzun ve zor bir yol olacağını belirte-
rek "Müzakere sürecinin ne kadar sürece-
ği, Türkiye'nin reformları ne kadar hızlı
bir şekilde uygulayacağma ve gerçekleşti-
rebUeceğine bağlı" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, ek
protokolün TBMM'ye getirilmesinin önce
Bakanlar Kurulu'nda görüşüleceğini, zaman-
lama konusunda karann daha sonra verilece-
ğini söyledi. Erdoğan, Rehn ile dün sabah sa-
atlerinde IstanbulAtatürk Havalimam VIP sa-
lonunda yaklaşık 45 dakika görüştü. Erdo-
ğan, bir gazetecinin ek protokolünTBMM'ye
getirilmesi konusundaki sorusu üzerine "Bu
konuyu Bakanlar Kurulu'nda arkadaşlar-
la görüşeceğiz. Onun 'timing'i noktasında
karan ondan sonra vereceğiz" dedi. Erdo-
ğan, ek protokülün TBMM'ye gelmesi konu-
sunda ısrar olup olmadığının sorulması üze-
rine "O konuda, bir süre noktasında
Rehn'in böyle bir açıklaması olmadı. Ama
'tabii bir an önce geçerse isabetli olur' diyor-
lar" şekünde karşılık verdi.
Rehn, Pamuk'la görüştü
Rehn, daha sonra yazar Orhan Pamuk'u
Cihangir'deki evinde ziyaret etti.Rehn, Türki-
ye'de Fenerbahçe'yi destekleyen 2 önemli
isimle buluşmaktan mutlu olduğunu belirte-
rek Türk edebiyatı, Türk toplumu ve Türk ta-
rihini konuştuklanm anlartı.
Bir gazetecinin, "Orhan Pamuk'la ilgili
Türkiye'de devam eden davayla Ugüi algı-
lamanız nedir" şeklindekı sorusu üzerine
Rehn, şu karşılığı verdi:" Avrupa'nın odak-
landığı önemli değerler olan fikir ve ifade
özgürlüğünü konuşruk.AB'ye girecek her-
hangi bir ülkenin, fikir ve ifade özgürlü-
ğüne nıutlaka saygı duyması gerekir. Her-
kesin her zaman Orhan Pamuk ve onun gi-
bi düşünenlerin görüşlerine katılması ge-
rekmiyor. Ama ötekilerin de, medyada ça-
lışanlann da düşüncelerini özgürce ifade
etmeleri gerekir". Olli Rehn, temaslanm ta-
mamlayarak dün Türkiye'den aynldı.
B Baştarafı Arka Sayfada
Nüfusunun tahmini yüzde 12'sı
(ne yazık kı aıleler nüfus sayımın-
da engelli bireylerini söylemeye
utandıklanndan. evet utandıklann-
dan bu oran daha da fazla olabilir)
engelli olan bu ülkede. bu alanda
çok fazla eksik ve çok fazla yapı-
lacak iş var.
Hiç unutmuyorum, yurtdışında
yaşamaya başlayan kızım ilk za-
manlarda ciddi bir şaşkınlık geçir-
mişti. Şöyle dediğini anımsıyorum:
"Anne, Uk günlerde çevremde o
kadar çok ortopetik, zihinsel ve
görme engelli çocuk ve insan gör-
düm ki, kendi üJkemi bu konuda
pek bir iyi sandım. Ama fena bir
biçünde öğrendim, yaşadığım bu
Avrupa kentinde ve ülkesinde en-
gelliler için öyle düzenlemeler ya-
pılmış ki, sonuçta onlar özgürler,
tek başlanna sokaklarda, liman-
larda, parklarda dolaşabiliyor-
lar; sinemaya. lokantaya rahat-
lıkJa gidebiliyorlar. Bizse kendi
ülkemizde, kendi engellilerimiz-
den çok uzaklarda, pembe bir
dünyada yaşıyoruz."
Ama durun, durum o kadar da
AL GÖZÜ1VI SEYREYLE/IŞILÖZGENTÜRK
'Farkltyım> Farklının Yanındayım'
umutsuz değil. On >ıl öncesine gö-
re işler daha bir iyi ve daha da iyi-
ye gitmek zorunda, çünkü Avrupa
Birliği'yle yapacağımız müzakere
başlıklanndan biri engellüerle il-
gili. Bu şu demek: Öncelikle yasa-
larda olan ama birtürlü hayata geç-
meyen engelliler ve istihdam poli-
tikasının hayata geçmesi hızlana-
cak. Engelliler için özel egitim ya-
pan okullann sayısı artacak. Özel-
lüde belediyeler kendi bölgelerin-
deki engellilerin sayısını net bir bi-
çimde öğrenebilmek içinçeşitli ça-
lışmalar yapacaklar. Belediyelerin
engelliler için yapacağı pek çok şey
olduğu görülecek ve yavaş da olsa
bunlar hayata geçirilmeye başlana-
cak. Hepsinden önemlisi yollar,
parklar, kısaca kentler engellilerin
özgürce dolaşabilmesi için yeniden
yapılandınlacak. Bu olacak, aksi
takdirde müzakerelerin bu en
önemli başlüdanndan birinde ağır
bir darbe alabilir ve neye uğradığı-
mızı şaşırabiliriz.
Bu çok önemli konuyu, "Fark-
lıyım. Farklının Yanındayım"
sloganıyla sürdürülen, üç günlük
Engelli Günleri'nde duyduğum tu-
haf ve çok bize özgü iki küçük hi-
kâyeyle bitiriyorum. Birincisi, bi-
liyorsunuz, engeUilerin kullandık-
lan araçlann plakalannda o araba-
nın engelli bir kişiye ait olduğunu
belirten bir işaret var. Ve bu plaka-
sı işaretli arabalann her yere park
etme haklan var. Efendim, Kadı-
köy Engelli Günleri'ne gelen orto-
pedik engelli bir yurttaşımız araba-
sını sempozyumun yapıldığı mer-
kezın tam yanına park etmiş, baş-
ka yere park edemez. çünkü uzun
yürüyemez. Trafik memurlan pek
bir cevval ya, orada park eden di-
ğer lüks marka arabalan bır çırpı-
da atlayıp engelli yurttaşımıza sıkı
bir ceza kesmişler. Engelli yurtta-
şımızın Engelli Günleri'ne gelir-
ken yaşadığı bu küçük macera, bi-
zi hem güldürdü hem de utandırdı.
tkıncı hikâye daha da bize özgü.
Bilirsinız, görme engellilerin yurt-
dışında en büyük yardımcılan özel,
bu iş için eğitilmiş köpekler. Bir
yurttaşunız bu köpeklerden getir-
miş, eğitmiş ve çok pahah olmadı-
ğı için de görme engelliler bunlan
kullanmaya başlamışlar. İyi. ne gü-
zel diyorsunuz değil mi, maalesef
iş fiyaskoyla sonuçlanmış; çünkü
köpekler kırmızı ışıkta durup yeşil
ışıkta geçmeye koşullandınlmışlar,
ama bizim hep acelesi olan sürücü-
lerimizin bir kısmı yeşil ışıkta da
geçtiğinden kazalar olmuş ve kö-
pekler gerisin geri gönderilmişler.
Daha ne hikâyeler var ama be-
nim yerim bitti. Son söz, unutma-
yın, her an hepimiz birer engelli
olabiliriz. Bu nedenle kentlerde en-
gelliler için yapılacak her insani
uygulama, hepimiz için. Hadi hak-
lannız için kollan sıvayın!
Not: Bu yazıyı yazarken çok ya-
kın arkadaşlanmdan biri telefon et-
ti, düşüp ayağını kırmış, şimdi al-
çıda ve söylediği ilk söz şu oldu.
"Bu çok zor bir işmiş."
isilozgenturkfâ superonline. com
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sdffada
desek, gerçekter de gözünü budaktan, sözünü
dudaktan sakınmadı. Isteklerini sıralayıp gitti:
1- Ek protokolü bir an o n c e
Meclis'ten geçirin.
2- Bu protokolü Meclis'ten geçirirken sakın ya-
nına deklarasyon Koymayın. Yani ek protokolü ek-
siz istiyoruz.
3- Müzakereler iki taraflı bir pazarlık yöntemiyle
yapılmayacak. AB. koşullarını ortaya koyacak, Tür-
kiye'nin buna uyup uymadığına bakılacak.
4- Limanlarınızı bir an önce Rumlara açın.
5- Uluslararası yükümlülüklerinizi yerine getir-
mezseniz, müzakereler kesilir.
Rehn bunlan sıraladıktan sonra Türkiye'nin bek-
lentilerine ilişkin de açık konuştu:
1- Serbest dolaşımı unutun.
2- KKTC'ye yönelik izolasyonun kalkması iyi olur,
kesin bir garanti veremem.
3- Mali yardımlann adını bile ağzınıza almayın.
• • •
Rehn bu mesajlann önemli bir bölümünü Kayse-
ri'de verdi. Dün, Kayseri temsilcimiz Recep Bu-
lut'la bu söylenenlerin Kayserililerin mantığına ne
ölçüde uyduğunu konuştuk. Kayserililerle ilgili yan-
lış anlaşılmaya meydan verecek bir değerlendirme
yapmak da istemeyiz, bizim bildiğimiz Kayserililer
paralarının hesabını bilir. Birisiyle işbirliği yapacak-
larsa bunun karşılıklı koşullarını çok iyi hesaplar.
örneğin bir Kayserili bankadan kredi alacağı za-
man sorar:
- Bu para kaç para?
Yani paranın kendisine maJiyetinin ne olacağını,
ondan ne kazanacağını iyi hesaplar. Bu mantıkla
Olli'nin söylediklerine bakarsak, şöyle diyor:
- Ey Kayserililer, sizin AB yolunuz öteki ülkelerin-
kinden farklı. Sizi iyi bir işletmeye ortak etme ola-
sılığımız var. 15 yıl boyunca sizin iyi bir ortak olup
olmayacağınıza bakacağız. Bunun bedelini de siz-
den isteyeceğiz, aidatlannı ödeyeceksiniz. 2020'de
sizden ortak olmaz, diyebiliriz!
• • •
Yine Kayseri mantığıyla sürdürürsek... Sizi iyi bir
semtteki kooperatife ortak etme olasılığından söz
ediyoriar. 3 şartla:
1- Hangi dairenin çıkacağı belli olmaz.
2- Evinize giriş-çıkışınız kısıtlı olacak.
3- Bu semtte çalışamazsınız. Işgücü olarak ser-
best dolaşım izniniz yok.
4- Tapuyu vermeyebiliriz.
Bizce Rehn'in en güzel isteklerinden biri şu:
- Bizim sizi sevmemizi sağlayın!
Âşık bir genç, "Seni seviyorum" diye haykırıyor.
Karşısındaki sesleniyor:
- Anladım, ama ben seni sevmiyorum. Benim se-
ni sevmemi sağlarsan, seninle olurum!
Bu mantığın sonu yok... Mademki Olli, Anado-
lu'daki nabzı tutmaya çalışıyor. Anadolu insanının;
bizim baskın medyayı bir kenara bırakıp elini çe-
nesine koyup sorması gerekiyor:
- Bu Olli'nin dedikleri ne oli? Bize bir şey verme-
yip, hep isteklerini söyleyen Olli, kim oli?
ankcum(g cumhuriyetcom.tr
Sağlıkçahşanlarına
merfıepfişlemesi
• Baştarafı 1. Sayfada
ardından, bakanhğa
devredilen personele,
doğal bir süreç olan sicil
oluşturma işlemi için,
üç sayfalık bilgi formu
dağıttı.Üç sayfadan olu-
şan formun 3'üncü say-
fasındaki kimlik bilgile-
rinin içinde, kişinin
"mezhebi" de soruldu.
Çalışanlar önceki gün
Istanbul 'da birkaç hasta-
neye dağıtılan formlare
tepki gösterdi. TTB ve
îstanbul Tabip Oda-
sı'nca Cağaloğlu'ndaki
ÎTO merkezinde düzen-
lenen basın toplantısın-
da konuşan Başkan
Prof. Dr. Gençay Gür-
soy, kişinin mezhebınin
sorulmasının anayasa-
nın 3,4 ve 24'üncü mad-
delerine aykın olduğu-
nu söyledi. Hükümetin
değiştiği ile igili söy-
lemJerini anımsatan
Gürsoy, "Geçmişte,
hastane ve birinci ba-
samak sağlık kurum-
larına mescit gibi yer-
ler eklemede birtakım
adımlar atılmıştı. Şim-
di bu mezhep fişleme-
si işi iyice çığınndan çı-
karıyor." diye konuştu.
TTB velTO adına ya-
pılan ortak açıklamayı
da ITO Yönetim Kurulu
üyesi Dr. Ali Çerkezoğ-
lu okudu. Açıklamada,
Türkiye Cumhuriye-
ti'nin niteliklerinin ana-
yasanın 2 'nci maddesin-
de demokratik, laik ve
sosyal bir hukuk devleti
olarak tanımlandığı,
4'üncü maddesinde de
bu nitelikJerin değiştiri-
lemeyeceği ve değişti-
rilmesinin teklif edile-
meyeceğinin hüküm al-
tına alındığı belırtildi.
Açıklamada aynca
"Anayasanın 24'üncü
maddesi de Kimse,
ıbadete, dini ayin tören-
lere katılmaya, dini i-
nanç ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz,
dini inanç ve kanaatle-
rinden dolayı kınana-
maz' hükmünü içer-
mektedir" denildi. Ba-
kanhğa, çalışanlannın
dini inanç ve mezheple-
rine dair bilgilen nerede
ve hangi amaçla kulla-
nacağmın sorulduğu
açıklamada, özetle şu
ifadelere yer verildi:
"Sağlık Bakanüğı
memurlarının, sicil
başarılarını ve atama-
larını mezheplerine
göre mi değerlendire-
ceksiniz? Sağlık Ba-
kanlığı'nda yönetici
olabilmek ve için han-
gi mezhebin ve/veya
hangi tarikatın 'Men-
ziline' mensup olmak
gerekiyor? Sağlık çalı-
şanlannı yanı sıra na-
maz kılıp kılmama,
oruç tutup tutmama,
hacca gidip gitmeme
gibi dini tutumlarını
da fişliyor musunuz?
Demokrasinin olmaz-
sa olmaz koşulu laikli-
ği kabullenmeniz için
daha kaç yıl geçmesi
gerekecek?"
Nüfus Cüzdanunı kaybettim. Hükümsüzdür.
HATİCE UZUN
Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
MEHMET DENÎZİHTİYAROĞL U