25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 EKİM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Müzakere sürecinde Türkiye, 35 başlık altında, AB ile her konuda uyumu yakalamaya çalışacak En zorkonutanmolacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, AB ile üyelik muzakereleri- ne başlamasıyla birlikte, daha zor bir döneme girecek. Tarama olarak ad- landınlan bu süreçte Türk mevzuatı ile AB müktesebatı arasındaki farklar çı- kanlacak, uyumlaştınlması gereken konu başlıklan belirlenecek. 42 yıldır AB'nin kapısında bekleti- len Türkiye birlik ile tam üyelik mü- zakerelerine başladı. Ancak Türki- ye'nin önünde uzun bir süreç bulunu- yor. Türkiye bu dönemde AB ile her konuda uyumu yakalamaya çalışacak. En az 10 yıl sürmesi beklenen müza- kereler sürecinde tarama sürecinden ge- çecek olan Türkiye'nin bu dönemde Müzakerelere başlama kararmm alınması ile birlikte Türkiye zorlu bir sürecin içine giriyor. Tarama olarak adlandınlan süreçte, AB müktesebatı ile Türk mevzuatı arasındaki farklılıklar tespit edilecek, ardmdan da uyumlulaştınlması gerekli konu başlıklan tespit edilerek gerekli düzenlemeler yapılacak. Müzakerelerde özellikle çevre ve tanm sektörüne ilişkin düzenlemelerin Türkiye'yi zorlayacağı belirtiliyor. AB müktesebatına uyum düzenleme- lerinde geldiği aşama tespit edilecek. Bu süreçte aynı zamanda AB Komis- yonu teknik hazırlığını bitirecek ve Türkiye'yle ilgili gözden geçinlmiş "Kannm Ortakhğı BeJgesT hazırlaya- cak. Tarama sürecının "süresi'' isebel- li değil. Bu süreç genellikle 4 ya da 6 aylık zaman dılimine yayılıyor. Tarama süreci sona erdikten sonra ise tam üyelik müzakereleri başlıyor. Müzakereler sürecinde Türkiye'nin AB müktesebatına uyum için gerekli mevzuat değişikliklerini yapması ge- rekiyor. Bu da ortalama 10 yıl sürecek. Müzakereler genellikle "kotay" olarak kabul edilen ve kısa sürede sonuçlan- dınlması beklenen konu başlıklanyla başlatılıyor. Tüm konu başlıklannda müzakerelerin tamamlanmasının ardın- dan, komisyon, taslak Katılım Anlaş- ması'nı hazırhyor, anlaşmaya son şek- li Hükümetlerarası Konferans'ta veri- liyor. Anlaşma A\Tupa Parlamentosu ve AB Konseyi'nce onaylandıktan son- ra, üye ülkeler ve ilgili aday ülke tara- findan imzalanıyor. Üyelik ise Katılım Anlaşması'nın tüm taraflarca onay- lanmasıyla gerçekleşiyor. Müzakere başlıklan Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ya- pacağı tam üyelik müzakereleri 35 bö- lümden oluşuyor. Bu bölümler şöyle: "Mallann Serbest Dolaşınu, tşgücü- nün Serbest Dolaşımu Yerleşme Hak- kıve Hizmet Sağlama Ozgürlüğü, Ser- mayenin Serbest Dolaşuıu, Kamu tha- kkri, Şirketkr Hukuku, Fikri Haklar Hukuku, Rekabet Potitikası, Mati Hiz- meüer, BflgiTophunu ve Medya.Tanm ve Kırsal Kesim KalkuımasL, Cıda Gü- ventiği, Hayvan ve Bitki Sağiığı Potiti- kası, Bahkçıhk, Llaştırma Potitikası, Enerji,Vergüendirme,Ekonomive Pa- ra Potitikası, tstatistik, Sosyal Potitika ve İstihdam, Şirketkr ve Sanayi Potiti- kası,Avrupa Uzerinden Giden l laşnr- ma Ağlan, Bölgesel Potitika, Hukuki ve Temel Haklar, Adalet ÖzgürtükveGüventik,Bi- ZMO Başkanı Günaydın'a göre kalıcı önlemler Türk tanmını AB'nin dışında bırakacak 'Müzakere değil, taviz sürecf • Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, kısıtlamalar nedeniyle hiçbir alt sektörde tanmın AB üyeliğinin söz konusu olamayacağını, olası bir tam üyelikte bile tanmrn sektör olarak dışanda kalacağını belirtti. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ziraat Mü- hendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günay- dın. AB'nin tanm, ser- best dolaşım ve yapısal konularda Türkiye'ye ko- yacağı kalıcı kısıtlamala- n "AB 'Para aktarmaya- cağım, işsizinizin Avru- pa'da dolaşmasına izin vermeyeceğim, tanmda da ne haliniz varsa görün' djyor" şeklinde değerlen- dirdi. ZMO Başkanı Günay- dm, AB'nin Türkiye'nin tanmda uyum sağlaması için ihtiyacı olan rakamı 11.3 milyar Euro olarak açıkladığını anımsatarak "Türkiye taruna bunun alüda biri kadarpara ay> rryor. AB de, bu kaynağı Türkiye'yeaktarmayaca- ğnu 2013'e kadar bütçe- sini sabhfcyerek 3 yıl ön- ce göstennişti" diye ko- nuştu. AB'deyaklaşıkl9mil- yon kişinin tanmdan ge- çindiğini, 2004 yılında bütçeden tanma aktanlan paranın 43 milyar Euro olduğunu söyleyen Gü- naydın, "Tanmda yapda- cak AB müzakerelerinin tümü Türkiye'nin taviz verme sürecidir. Türki- ye'nin bunu bihnesinde fayda var" dedı. Günaydm, Türkiye'de tanm nüfusunun AB dü- zeyine indirilmesinin, şu anda tanm kesiminde ça- lışan 7.2 milyon kişiden. 6 milyonunun ailesiyle beraber sektörden kop- ması anlarruna geldiğini söyledi. Günaydın, "AB kahcı kısıtlamalar koya- rak bu sorunu Anadolu cografyasına hapsetmeye çahşıyor. Yani izok bir Av- rupa oluşturmaya çahşı- yor" diye konuştu. 'Tanm AB'nin dışında' Konulan kısıtlamalann "Hiçbir ah sektörde tan- mın AB üyetiğinin sözko- nusu olamayacağı, olası bir tam üyelikte dahi ta- nmın sektör olarak dışa- nda bırakılacağı" anla- mına geldiğini belirten Günaydm şunlan söyledi: "AB'nin ortak tanm po- titikası, Türkiye'nin uy- guladığı tanm potitikası- na göre çok daha üretim- den ve üreticklen yana bir yapı gösteriyor. Dolayısry- laçok daha büyük birkay- nak gerektiriyor. Kona- cak kabcı kısıtlamalarla Türkiye AB'ye üye ola- cak amaörneğin,hububat ortak piyasa düzeni, şe- ker ortak piyasa düzeni gibi düzenkr Türkiye'de kendine özgü yapı içüıde sürmeye devam edecek. Fiyatlar düştüğünde, AB'deki gibi ahm yapa- cak bir müdahakci kurul olmayacak." AB'nin ve hükümetin söylediklerinin aksine Tür- kiye'nin tanmda tarama sürecini büyük ölçüde ta- mamladığını ifade eden Günaydın, "Türkiye'nin hangi alanlarda olumsuz okhığu bitiniyor. Örneğin bir ortak piyasa düzenin- de uyumu sağianıak de- mek, oluşturulacak mü- dahakci kurul aracıbğıy- la fîyat düştüğünde mal al- makdemek. Bunun mük- tesebatuyumu ikflgisiyok, para ikilgisi var. Para yok- sa bunu yapmak mümkün ' diye konuştu. Peter Westmacott: DeUarasyon müktesebatın parçası değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile AB arasında üyelik mü- zakerelerinin başlaması dolayısıyla AB Komisyonu üyesi Hasnjörg Kretschmer dün bir resepsiyon dü- zenledi. Resepsiyona katılan tngil- tere Büyükelçisi Peter VVestmacott, müzakere çerçeve belgesinin, ulus- lararası kuruluşlarda Rum kesimi- nin veto edilmemesi anlamına ge- len 7. paragrafa ilişkin olarak dö- nem başkanlığınca yapılan dekla- rasyonla ilgili değerlendirmeler yap- tı Westmacott, "Açddama, AB mük- tesebatının birparçası değil, çerçeve- nin bir parçasıdır" dedı. Kretsch- mer ise. "Bunun AB müktesebatry- la bir alakası yok. Bu, müzakere çer- çeve belgesiyİe Ugitidir" dedı. West- macott, açıklamanın AB Konseyi'nin onayıyla yapıldığının resmen çerçe- veye eklendığını belirterek "Hiç kim- senin deklarasyonun gecerlitigi ko- nusunda tereddüdü obnamah" dedi. DYP liderine göre, Türkiye 17 Aralık'tan daha geriye düşürüldü Ağar: 2. sınıf üyelik statüsü ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) -DYP Genel Başkanı MehmetAğar, çerçeve belgenin satır aralarında "ikinci sınıf üyetik starüsünün giz- lendiğmi'' söyledi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "TabJo, Cumhuriyetin büyük başa- nsıdır,Cumhuri> ı etTürkiye^ininvaz- geçilmezliği tescil edümiştir'" dedi. "Ancakçerçevebelgebu başanyı taç- landıramamışür" diyen Ağar, önü- müzdeki süreçte çok daha büyük krizleryaşanması tehlikesi üzerinde durdu. Ağar, görüşmelenn AKP Ge- nel Merkezi'nde yürütülmesini eleş- tirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Tür- krye, 17 Arauk'tan daha geriye dü- şürüldü. Dışişleri Bakanı'nuı dediği gibi ortaya konan belge, sadece onla- n bağlamaz. Gelecekteki bütün par- lamentolan, hükümetieri bağlar. Tür- kiye'nin endişelerini giderecek hü- kümler yer almadı. Hazmetme kri- terleri ila>e edildi 2. sınıf üyelik sta- tüsü saür aralaruıa ustaca yerleştirffl- miştir." Başbakan Recep Tavyip Er- doğan'ın dünkü grup konuşmasına dikkat çeken Ağar, "Başbakan'uı dediği gibi ortada onurlu bir duru- şun' getinüğibir belgeyoktur. Ancak Türkiye,AKP iktidanndan daha bü- yüktür. Türkiye bu zorhıklan aşar" açıklamasını yaptı. ve SağhkKonıması,Güm- rükKrtiği,DışUişkiler,Dış SS3ğerKonular." Diplomatik kaynaklar, Türkiye'yi en çok zorlaya- bilecek başlıklann, büyük yatınm ve yapısal değişik- likler gerektirmeleri nede- niyle tanm ve çevre olaca- ğını belirtiyorlar. AB ile müzakerelerin resmen başlamasıyla bir- likte Türkiye, müzakere sü- recinde AB'nin bazı prog- ram ve olanaklanndan ya- rarlanabilecek. Diploma- tik kaynaklar, önceki ge- nişleme süreçlerindeki mik- tarlara yaklaşmasa da bu- güne kadar AB hazırlık sü- recinde "kendi cebinden harcayan" Türkiye'nin, bundan sonra birliğin bazı imkânlanndan yararlana- bileceğini kaydediyorlar. Bölümler alünda yürütü- lecek müzakerelerin, bir bütün olarak kabul edilme- si gerekiyor. Başka bir de- yişle AB, topluluk mükte- sebatının bölümleri üze- rindeki müzakereleri geçi- ci olarak kapatsa bile, top- luluk müktesebatının ta- mamı üzerinde anlaşmaya vanlmadan, bölümler üze- rinde anlaşmaya vanlmış olmuyor. AB bütçesinden aday ül- kelere aynlan kaynaklann dağılımına bakıldığında, toplam kaynağın yüzde 30'luk bölümünün daha iyi işleyen bir kamu yönetimi sağlanması amacıyla ku- rumlann yeniden yapılan- masına, kalan kısmının da iş dünyasına ve önemli alt- yapı projelerine aktanldı- ğı görülüyor. Söz konusu altyapı projeleri, katılım öncesi anlaşmalarda belir- tilen öncelikli alanlar ara- sından seçiliyor. Müzakerelerin ne kadar süreceğine ilişkin standart bir süreden söz etmenin mümkün olmadığına işaret eden kaynaklar, her adayın kendi koşullan ve hazırlı- ğı sonucunda farklı süreler- de müzakereleri tamamla- dığını belirtiyor. 'NEYİN ALTINAİMZA ATILDI' SHP: Verdiğiniz ödünleri açüüayın tstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, müzakere çerçeve belgesinin kamuoyuna hemen açıklanmasuu isteyerek Türkiye'nin, atrığı irnza ile çok ciddi bir taahhüt altına girdiğini belirtti. Ahmet Güryüz Ketenci, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, imzaladığı müzakere çerçeve belgesi ile ciddi bir taahhüt altına girdiğini, bu taahhüdün AKP tarafindan Türk milleti adına verildiğine dikkat çekti. Ketenci, "AB'ye girme süreci içüıde sürdürülecek müzakereler sırasında yurttaşlanmızı rencide edecek, küçük düşürecek, ülkemizi uluslararası Dİarformda sıkınüya sokacak istekler, 3 Ekim'de imzalanan müzakere çerçeve belgesini referans gösterecektir. Bu nedenle yurttaşlarımız, hükümetin neyin arana ünza arüğını merakla Deklemektedir" görüşünü dile getirdi. Ahmet Güryüz Ketenci şunlan dedi: "Yapılan pazarhklar sonucu önümüze konan müzakere çerçeve belgesinde ne gibi değişiklikler yapümıştır? Satır aralanna neler sıkışünlmışör? Ülkemiz hangi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır? Özellikle Ermeni sorunu ve Güney Kıbns'uı tanuıması konusunda ne gibi ödünler verilmiştir? Bunlan bilmek yurttaşlanmızuı hakkıdûf 'ÖNEMLÎ DEĞIŞlMLER YAŞANACAK' •• ODP: Emekeksenli Avrupa mümkün tstanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoghı, 3 Ekim'le birlikte Türkiye'nin, uzun yıllar sürecek ve önemli değişimlerin yaşanacağı bir sürece adım attığını belirtti. Hayri Kozanoğlu yaptığı yazılı açıklamada, medyada kopanlan firhnaya karşm AB üyeliğinin halkın refahmı artnracağına, yoksulluğu önleyici, sosyal haklan geliştirici işlev göreceğine inanmadıklarmı vurguladı. Kozanoğlu açıklamasında özetle şu görüşlere yer verdi: "Üyelik süreci, demokrasi ve insan haklan alanında çeşitti ohımhı getişmeler doğursa da LMF etiyie yürütülen neotiberal eksenti ekonomi shasetine Kme kazandıracak Mevcut neotiberal eksenti anlayışm hegemonyasmdaki sermayenin Avrupasma karşı, Avrupa toplumsal muhalefet ve sohınun yürüttüğü emeğin Avnıpası mücadelesini yüksemneye devam edeceğiz. Üyesi oMuğumuz Avrupa Antikapitatist Sol Partiler Tophıhığu ve Avrupa Sol Partisi ile emek eksenti, banşçı, demokratik, ekolojist ve feminist bir Avnıpa'nuı yaraolması mücadelesini emekten yana bir Türkiye mücadelesi ile bütünleştirerek sürdüreceğiz.'' DTH KURUCULAR KURULU TOPLANDI Doğan: Zorlu süreci aşacağız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -EskıDEP Milletvekili Orhan Doğan, DTH'nin partileşme sürecinde sona yaklaşıldığını söyledi. Doğan, "AB ile zorlu müzakere sürecini güç birtiğiyle aşacağumza inamyorum" dedi. Demokratik Toplum Hareketi Kurucular Kurulu toplanhsı Ankara Park Otel'de başladı. Toplantıya eski DEP milletvekilleri Leyia Zana. Orhan Doğan. Hatip Dide, Setim Sadak, DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan. eski HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, eski DEHAP Genel Başkanı Mehmet Abbasoğhı'nun yanı sıra DEHAP'lı belediye başkanlan ve 400 kurucu delege katıldı. Toplantıda DTH'nin partileşme sürecinde nasıl bir yol izleyeceği masaya yahnldı. Toplantının açılışında konuşan Orhan Doğan, Türkiye'nin tam üyelik perspektifiyle AB ile müzakerelere başladığını anımsatarak şunlan kaydetti: "Türkiye ve toplumumuz açısmdan arnk bugün dün değOdir. Kuşkusuz sürecin doğasından kaynaklanan zorhıklar olabileceği gibi AB karşıtiannın çeşitii provflkasyonlan da olacaktir. Ancak güçbirtiği ile bu zorhı süreci aşacağumza inanıyorum. Kürtier, AB- Türkiye itişkikrinde tarihsel roDerini oy nanuşlar ve diplomatik alanda tam destek vermişlerdir." DUZYAZI ORHAN BİRGİT Kapalı Kapılar Ardında Ne Oldu? Avrupa Birtiği ile aramızdaki ortaklık görüşme- lerinin en az 10 yıl sürmesi bekleniliyor. 10 yıl, bi- zim için iki genel seçim dönemi, en azından 3 ya da 4 Cumhuriyet hükümeti demekfr. Demok- ratik bir ülkede her seçım, Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde köklü değişikliklere gebe değil midir? AKPyi iktidara getiren 3 Kasım 2002 seçimleri, eski ya- sama döneminde Meclis'te var olan bütün parti- leri dışlamadı mı? Yazıya bu girişi, önceki gece Lüksemburg'da benimsenen "Müzakere Çerçeve Belgesi"nden kamuoyunun, özellikle TBMM'nin ne zaman ye- terii bilgi sahibi olacağını öğrenmek istediğimizi söy- lemek amacıyla yaptım. Başbakan "Müzakere Çerçeve Belgesi, bu yön- deki talep ve beklentilerimizi karşılayacak şekilde oluşturulmuştur" diyor. Başbakan'ın bu güvence- / si ile yetinebilecek miyiz? önceki günkü görüşme trafiğinin hızlı karmaşası içerisinde ve son aşama- da kendisi Cumhurbaşkanı ile kısa bir telefon gö- rüşmesi yaparak adeta yasak savdı. Dışişleri Ba- kanı da benzer bir-iki kelamı ana muhalefet lideri ile ve yine telefon yolu ile etti. Tam bir yasak savma! Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda elbette her- hangi bir yorum yapmaz. Ancak CHP Genel Baş- kanı Baykal'ın dünkü Millryet gazetesinde Fikret Bila'ya söyledikleri tam bir düş kınklığı yaşadığı- nı ortaya koyuyor. CHP Genel Başkanı, dün partisinin grup toplan- tısında da bu görüşme sürecinin sadece 3 dakika olduğunu söylemiş! Dışişleri Bakanı'nın bu 3 dakika içerisinde mu- halefet liderine söylediği de bence tek kelime ile diplomasi dışı birsöylemtaşıyor. Bakan, Lüksem- burg'a çerçeve belgeyi imzalamak için gidecek- lerini, bu haberi, başkalanndan önce kendisinden duyması için genel başkanı aradığını "lütfen" söy- lemek amacıyla telefon ettiğini açıklıyor! Biryandan AB gibi ulusal bir politika için heryurt- taştan ve özellikle demokrasinin vazgeçilmez öğe- leri olan siyasal partilerden tam işbirliği halinde hareket etmelerini isteyeceksiniz. Ote yandan ik- tidar partisi genel merkezine taşıdığınız görüşme karargâhından dışanya bilgi sızdırmadan çözüm arayacaksınız. O arada, çerçeve belgede Türkiye'nin hassasi- yetini gıdıklayan Rum cumhuriyetinin NATO'ya üye olma isteği karşısında veto hakkımızı kullanmamı- zı yasaklayan hükmü dönem başkanı Ingiltere'nin bir ek yorumu ile yumuşatan girişimiyle yetine- ceksiniz. O yorumu Ingiltere'nin Ankara büyükelçisinin bizzat AKP Genel Merkezi'ne gelerek yan resmi bir belge-mesaj ile iletmesini hoşgörüyle karşılama- nız da işin cabası! Benzer bir düzeltme yorumu da Ecevft hüküme- tine Kıbns konusunda dönem başkanı Finlandiya Baş- bakanı Lipponen yapmamış mıydı? O verilen söz, AB tarafindan ne kadar çabuk unutuldu.. Sindirme kapasitesi ölçüsü Şimdi biz bugünlerde yenı tanıştığımız bir dip- lomasi terimi olan "hazmetme kapasitesi ; "nin do- ğada her canlı variıkta ayn olduğunu bile bile, Baş- bakan Erdoğan'a mı, yoksa AB yolculuğunun başlamasını içtenlikle isteyen eski Başbakan Yıl- maz'a mı inanacağız? Çünkü bugünkü Başbaka- nımız "istediğimizi aldığımızı" söylerken onun iki önceki selefı olan Mesut Yılmaz ikinci sınıf üye- liğe razı olduğumuzu ileri sürüyor! Hele Deniz Kuvvetleri Komutanı Yener Karaha- noğlu'nun Deniz Harp Okulu'nun eğitim yılı açılı- şındayannın subaylannın karşısında söylediği "AB ile tokalaşırken parmaklanmızı sayalım " uyansına ne diyeceğiz? Sanınm bu parmaklan sayma uyansının daya- naklan arasında çerçeve belgedeki tarama süre- ciyle ilgili eklerin başında yer alan hükümler öne çıkıyor. Çünkü o hükümlerin ön sıralannda önce- likle "Hizmetlerin Serbest Dolaşımı" için 25 ül- kenin mutabakatının sağlanması var. Ne zaman- dıryineleniyor... Bu mutabakat sağlandı mı, sizta- nımadım deseniz de Rum cumhuriyeti bandıralı tan- kerier Iskenderun'da demir atacaklar ve Bakû'dan gelen petrolü dünyaya taşıyacaklar. Elbette Kuzey Kıbns'taki soydaşlarımıza bu ka- zançtan zırnık koklatmadan... Yine masaya ilk gelecek sorunlar arasında ta- nm konusu yer alıyor. Fransız Dışişleri Bakanı Phi- lippe Douste-Blazy, dün düzenlediği basın top- lantısında görüşmelerin kontrollü bir süreç başlat- tığını anlatırken Türkiye'nin gerekli şartlan karşıla- yamadığına kanaat getirmeleri halinde Brüksel'den "hayır" sesinin duyulacağı uyansını yapıyordu. Erdoğan'ın "İstediğimizi aldık" sözü ile Deniz Kuv- vetleri Komutanı'nın paımaklara dikkat uyarısın- da acaba kimi haklı görüyorsunuz? Yanrt verebilmek için kapalı kapılar arkasın- daki görüşmeteri bilmemiz gerekmiyor mu? Faks: 0 212 677 08 21 obirgita e-kolay.net 'AB'yte Hişkitep dondupulsun' • ANTCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşmiş Milletler Türk Derneği Başkanı Rahmi Kumaş, AB'yle ilişkilerin dondurulması ve Gümrük Anlaşması'nın uygulamalannın astaya alınması gerektiğini kaydetti. Kumaş, AB'nin Türki- ye'ye dayatmalarda bulunduğunu belirterek "Kurtuluş Savaşı yenilgisinin öcünü almak isti- yorlar. Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yü- rürlükte kalan tek banş antlaşması olan Lozan Banş Antlaşması'nı iptal etmek istiyorlar" de- di. Kumaş, AB'nin kan dökmeden Türkiye'yi işgal ettiğini ileri sürdü. Baydemir: Ok yaydan çıktı • DtYARBAKIR (AA) - Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasıyla il- gili, "Ok yaydan çıktı. Nihayetinde hedefme ulaşacaktır" dedi. AB'nin arnk inanç birliği ol- madığını ifade eden Baydemir, "AB sadece Hı- ristiyanlann birliği değildir. Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu arasında bir köprü ülkedir. Bu ne- denle çok önemlidir. Türkiye'nin yönü ve rota- sı da bellidir. Bundan geri dönüş yok. Enteg- rasyon, demokratikleşme ve toplumsal banş için bu süreci hızlandırmamız lazım" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear