17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2005 ÇARŞAMBA SÖZ OKURUN Fikret Dağboğlu [email protected] Faks:0 212 513 90 98 Yüıudiler ve Ermeniler M ayıs ayından beri Türkiye'nin gün- demine oturan ve çeidşmelere yol açan Imparatoriuğun Son Dönemin- de Osmanh ErmenilerL. konferansı Bilgi Üni- vesitesi'nde yapıldı (24-25 Eylül). Önce, Ada- Jet Bakanı'nın gözdağı veren konuşması kon- feransm erteknmesinde belirieyki rol oynadı. Sonra anlamsız ve gereksiz bir yargı karannm aşıimasrvla sorun çözübniiş oJdu. Konferansuı yapılmaa da iyi oldu ve gergm hava da dagıl- dı. Bu konferans neden bu kadar gürültü ko- pardı? Çünkü bu konferansı düzenleyenlerin ve buraya konuşmacı olarak katılanların, öte- den beri söylediklerinı yıneleyecekleri zaten bilüıiyordu. Zaten konferans da bu hava için- de geçti. Bu nedenle sayın katılımcıların bu konudaki tezleri, savunduklan düşünceler ka- muoyuna hiç de yabancı değil. Konferansuı bu denli çalkantıya yol açması, tek sesli olu- şundan kaynaklanmaktadır. Yalnız konuşma- cılann değil, dinleyicilerin bile büyük bir giz- lilik içinde belirlenmesi tepkileri de birlikte getirmiştir. Demokrasiye, insan haklarına, akademik özgürlüğe büyük değer verdikleri- ne inandığımız sayın meslektaşlanmızın böy- le tek sesli bir tutum içine girmelerini anla- maya olanak yoktur. Bilinen tezlerine en ufak bir "müdahaİe"ye izin verilmemesi ve söz söylemek isteyenlere hakaret edilmesi de ay- nca üzerinde durulması gereken bir rutum- dur. Asıl üzerinde durmak istediğim, Alman Yahudi soykınmı ile Ermeni tehciri arasında kurulmak istenen bağlantıdır. Acaba hangi Yahudi örgütünün tüzüğünde şöyle bir madde yer alıyordu: Her iiye keodi kesesinden silah- lanmabdır, bunun için bir alnpatlar ve bir süngü sağLamahdır_ Her üye üzerinde daima silah taşımalıdır. Yıne acaba hangi Yahudi ör- gürü AJJman halkına karşı örgütlü ve silahlı eyleme kalkışmıştır? Anadolu Ermeniliğini astl mahveden, tüzülderinde yukandaki mad- delerin yer aldığı Ermeni komıtelerıdır. On- larca Türk diplomatını katledenler de bu ko- miteci ruhu ve zihniyetidir. Bu konferans, 12 Eylül'den beri bocalayan, nereye yaslanacağı- na bir türlü karar veremeyen aydınlanmıznı bir çıkmazıdır. ZekiARIKAN 'Ulus' olmak S evgili Cumhuriyet okurlan, bu yaayı okuyan tüm okurlar! Bugün benimle bi- raz akıl sporu yapar mısuıız? Ben, Tür- kiye Cumhuriyetı vatandaşı kimliğimle yak- laşık ellı sekiz yıldır bu ülkenin havasuıı so- luyor, suyunu içiyor, bu ülkede yaşıyorum. Bu ülke ve Türk Ulusu için var gücümle ça- lıştun, olanaklar ölçüsünde de çalışmaya de- vam ediyorum, kısacası bu ülkeyi seviyorum. Tabıi sizler de seviyorsunuz. 'Bfe' tanımını bırakıp 'ben' diyenlerden fazla. Bu ülke yok- luklardan, yoktan geliyor. Dedemi, babamı ve anlattıklannı dinledim. Kendi yaşadıklanmı biliyorum. O sıkıntüan bu ülkenin kalkınma- sı, TÜPRAŞ, TELEKOM, ERDEMİR, SÜ- MERBANK, ET BALIK KURUMU, SÜT ENDÜSTRlSt KURUMU, SEYDİŞEHlR ALÜMÎNYUM vb. bir sürü kurumlan kur- mak için çektim.. her öğun bir lokma az ye- dim. Benim gibiler açlığa, yokluğa gık deme- den raa oldular. Çünİdi 'ulus' olrnak, kendi sanayisini kurmaktan geçiyordu. Öyle de ol- du. Ama, Yüreğim yanıyor! Satış işlemi ta- mamlandıktan sonra telefonumu kapataca- ğım. Kablolu TV'den çıkacağım. Benden al- dığı paralarla bize olan borcunu ödemesine ket vuracağım. Hüseyin ALTUN Özelleştirmeler T ürkiye'de hükümet, enerji kaynaklan- nı, hava ve deniz limanlannı hızla özelleştirmektedir. Örneğin 12 Ağus- tos'ta Mersin Limanı ihalesi, Türk firması ve yabancı ortağı tarafından kazanılmış. Akde- niz'in ve Türkiye'nin çok önemli bir limanı, özelleştirildiği andan itibaren, Türkiye'nin ve Türk halkının varüğı olarak sayümaması ge- rekir ki; bu durum sermaye denen üretim faktörünün, getirilerin büyüklüğü karşısında- ki aşın esnek oluşundan ortaya çıkar. Bugün bir yabancı ortakla Mersin LimanTnı devlet- ten devralan yerel sermayenin amacı, şu an için liman işletmelerinin getirilerini elde et- mektir. Ancak bir sonraki dönemde ışletim getirileri yerine hisselerin satış getirilerini ca- zip bulabilir. Satış, ulusal sermaye yerine, açık ya da gizli ortaklı yabancı sermaye ola- bilir. Böylece, liman tamamen yabancı ser- mayenin ehne geçebilir. Tamammı ele geçi- rebilecek yabancı sermaye, limanı bağlı ol- duğu devlet, devletler, çıkar gruplan, tekeller adına kullanabiür. Yerli sermaye, yabancı yatuımlann bu denli kontrolsüz olarak Tür- kiye ekonomisini ele geçirmesine göz yum- makta devam ederse, yakın bir gelecekte pi- yasadan süinecektir. Selma SOYAK Bir öğretmen sesleniyor \ Eleştiriden kaçış Ben Van'ın kenar mahallelerinin bırinde olan Tunca Uras Ilköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenı olarak gÖre\r yapıyorum. Daha önce baş- latılan "Kardeş Okul Projesi" sayesınde kıtaplıklanmız oldu, fakat iki yıldır sadece tahta yığuıından ıbaretler. Raflannı kıtaplardan zıyade toz zerreciklen ve örümcek ağlan kaplamış. Hayata zaten gerıden başlayan bu çocuklann okumaya ıhtiyaçlan var. Sizin okuduklannızı onlar da okumak ıstıyorlar. Bu onlann en doğal ve vazgeçilmez hak- kı. Çok şey değil, sadece o haklarını istiyorlar. Bız okutmak ıstıyoruz, onlar da okumak. Sokaklarda yamalı elbıselerle dolaşan, ayakkabı boyamaktan siyahlaşmış ellerinde kitap okuyan öğrenciler görmeyı ve o okunan kitaplardan birinın de sızın kıtabınız olmasını istiyorsa- nız boş raflara bir kitap da siz yollayın. Gelin şimdı bilgi ağaçlan dikelim ki ilende gölgesinde bannacak bir yerimiz olsun. Şimdiden ilgıleriniz için teşekkür ederim.... Yakup TEKİNTANĞAÇ uç yıldır iktidarda bulunan AKP'nin hiçbir eleştiriye tahammülü yok. Hükümeh ve partıyı eleştırenler, öğrencıyse "saygBE", köylüyse "açgözlü", sendikaysa "anarşist", sıyasi partı lıderiyse "siyasi terbiyesiz"*, köşe yazanysa "şizofren" olarak "AKP tarzT bir sınıılandınlmaya tabi futuldular. Ancak AKP'ye göre tüm bu eleştınler olumsuz eleştirilerdır. Partililer olumlu eleştiriye her zaman açık olduklannı dile getirmekteler, ama olumlu eleştiri dedıklen şey sermaye basınındakı bırkaç köşe yazannın pohpohlamalanndan başka bir şey değil. Kısacası AKP övgü sevıyor, eleştiri sevmıyor, eleştirene de sövüyor. Son olarak bir Amenkan gazetesinde yer alan eleştiriye Başbakan'ın duyduğu öfke insanın aklına Nasrettin Hoca'nın "KazaıT hikâyesini getiriyor. Hakkında övgüler yağdırdığı zaman inanıhr olan gazeteler, "Kazan öldü" dediklen anda inandıncılıklannı kaybediyorlar. BaşaröZTÜRK 'Demokrasi Oyunu' Toplum Gönüllüleri V'akfi, Avrupa Birtigi'nin "Demokrasi vc İnsan Haklan İçin Avrupa Girişimi Mik- ro Proje ProgramT kapsamında desteklenen "Demokrasi ve Hakla- runız Projesi rı ni yürütüyor. Geçen yd ekim ayında uygulanmava başla- nan proje kapsamında 12-15 ve 17- 25 yaş gnıbundaki gençlerin de- mokrauk değerler ve insan haklan konusundald bilinç ve duyarhhkla- ruım arttınlması hedefleniyor. Te- mel ilkesi "eşittik, özgürlük. adalet, bukukun üsrünlüğü, banş, hoşgö- rü, farkbhklara sa>gj. sorumluluk, katüımcıhk" olarak belirlenen "De- mokrasi OyunıTnda eğlenceü, ilgi çekki ve hayal gücünü harekete ge- çiren bir oyun yaraülması hedefle- nhor. Demokrasi Oyunu beffi ku- rallarla o>nanan dama. ta\1a veya satranç gibi ojnanıyor. Proje kap- samında gönüllü ve egrtmcn eğrami çalışmalan da aynca yürütühiyor. Gönüllü eğitim programı 7-9 Ekim'de Samsun'da, 14-16 Eldm'de de Diyarbakır'da gerçekleştirilecek. (www.demokrasLtog.org.tr) AVRUPA'DAN l Oral Çahşlar Bey, yazısında magazincılerin dünyasma el atmış.Popüler kültür adını verdikleri magazin zırvalığından habersiz kahnak zaten pek mümkün değil.Vıcık vıcık magazm soytanlanndan şikâyetçi olsanız,canım bunlar gelişmiş toplumlarda da ilgi görüyor diye savunmaya geçiyor reyting canavarlan.Durum ne olursa olsun,kişi kim olursa olsun magazinden haberdar olmak başka; günlerce,haftalarca kahrolası bir boşanma olayı ile yatıp kalkmak başka şeylerdir. Gelişmiş ülkelerin popüler kültür saçmalığıyla ilişkisi nasıl olursa olsun,bizim gibi açlığın, fakirliğin,işsizliğin kol gezdiği bir memleketüı, sanatçı geçinenlerinin boşanmalannı ve aşklarını tam bir ay boyunca tartışmak gibi bir lüksü olamaz herhalde.Kaldı ki aç gözlü magazin programlannın bile artık ilgilenmediği bir konuyu bir ay sonra ciddi bir gazetenin köşesinde tekrar tartışmaya açmak hangi akla hizmet etmek oluyor, bunu anlamak mesele... Emin BÜLBÜL • Prof. Dr. Sayın Suna Kili'nin 28.09.2005 tarihli gazetenizin 2. sayfasmda yer alan "Aydın Muhafazakâriık" başlıklı yazısı üzerine... Saym Kilı yazısının bazı bölümlerinde aşağıdaki ifadelere yer vermişti: "^.Ülkemizde aydın-muhafazakâr görüş hemen hemen hiç temsil edilmemektedir. Gerçek şudur ki: bu görüş ya da düşün akımı ülkemizde güçsüz ve yetersiz bir konumdadır." "Ülkemizde muhafazakâriık ve gericilik arasmda çok ince bir çizgi vardır." "Aydm muhafazakâr bir siyasal parti rejim tartışmasına girmez. Devletin lâik otoritesûü tarüşmasız kabul eder_ tngUtere'de Muhafazakâr Parti, rejimi ve devletin çağdaş özeüiklerini tarûşmıyor." Sayın Kili; bir düşünce hem muhafazakâr hem aydm olabilir mi? Muhafazakâriık genel anlamıyla bir tabudur ve dogmalar bütünüdür. Klasik yapıdadır ve durağandır. Sınırlıdır. Geçmışe duyulan özlem ve geçmişı aym doğalhğıyla yaşamaktır. Bu görüş sınır tanımayan ve özgün olan aydm düşünceyle tezat teşkil eder. Çağdaş düşünceyi ve dolayısıyla aydınlığı tamamen reddeder. Sanatm içine tüküren bir muhafazakâr aydm mıdır? Ülkemizde maalesef muhafazakâriık ile gericilik iç içedir. Gericilik, muhafazakârhğın içinde kök salarak yaşamaktadır. Aydın- muhafazakâr geçinenler de bu ülkede. siyasi çıkarlan doğrultusunda rejim tartışmasını başlatanlar değil midir? 1500 yıl öncesini aynı şekilde geri getirmeyi savunan bir düşünce aydın olabilir mi? Ayhan DAYAN P O Cumhuriyet, sayfalarım CUMOK'lara açtu "Söz Okurun " sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler üstlenecek- • Saym Faik FALAY (Cumhuriyet Gazetesi Briç Köşesi Yazan) Briç sporunu, sosyal olaylarla. güncel konularla bağdaştırarak ele almanızdan se\'inç duydum. Briç oynayan kişi, içinde yaşadığı toplumun, ülkenin ve tüm insanlığın mutluluğu için çaba göstermeli. tavır almalıdır. Üretken olmalıdır. tlk yazınızda Damat Ferit'ın de briç oynarken karar imzaladığını açıkladınız. Oku>iınca şaşırdım. Düşünüp, karar verip uygulama olan briç sporu ile yerli işbirlikçiler ikinci paragraftaki anlayış doğrultusunda eğitilebilirler mi? Her bakımdan bağımsız. özgür olan. sığınmacı kafa yapısındaki kişiye göre daha iyi briç oynar diyebilir miyiz? Dış ülkeye yanşmaya gitmek için yardım umuduyla gittiğimiz genel müdür tipleri şimdi de var. Kaç ilimizde Gençlik ve Spor tl Müdürlüğü bünyesinde il temsilciliği var, federasyon temsilciliği var, merak ediyorum... Kaçı zamanında bütçe ve program yapıp verdi? Aşağıdan \oıkanya yapılanma ve her kademede görevini tam yapan kişilerle gelişme ve çoğalma olacak. Doğrunun da doğrusu yüzde yüz olan oyun durumlan hakkındakı açıklamalannız için teşekkür eder, saygılar sunanm. Çetin ARDIÇ lerine inamyoruz. ADD ve ÇYDD 'nin var oluşlanm hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasmda gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. # Sayuı Zileli, Radyo konuşmanızda hükümet için "Bu masaya ne olursa olsun oruracaklar. Ellerindeki tek da\ anak bu masadan kalknıamak" dediniz ve 3 Ekim'de de, sonrasında da AB'ye taviz verikneye devam edileceğini belirtriniz. Benim aklıma başka bir şey geliyor. îster misiniz, bu kabul edüemez tavizler nedeniyle zaten AB'ye karşı hale gelmek üzere olan kamuoyu paralelinde. birdenbire masadan kalksınlar ve kahraman olsunlar (3 Ekim'de veya sonra). Zaten kendi soktuklan bu rezil durumdan bizi kurtaran, kurtancı, milliyetçi hükümet konumuna geçsinler. AB'ye gerçekten giremeyeceğimizi bildikleri ve esasen ideolojik olarak zaten istemedikleri bir masadan iyi bir zamanlama ile yurtsever gibi kalkarak kahraman olabilirler mi? Hiç böyle düşünmüş müydünüz? Av. Kamil ÖZBASAN posta((i cumhurivet.com.tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Faks: 0212 513 90 98 _J GURAY OZ Fili Yuttu Bir Yılan Şu Avrupa Biriiği macerasında yalan rüzgârtannın etkisinden kendimizi bir türlü kurtaramadık. Gözümüzü hangi manşete çevirsek bir yalan sıntıyor. Yalan yalanı doğuruyor. Bir yalana azıcık yüz verdiğinizde, onun devamına katlanmak boynunuzun borcu oluyor. Diyorlar ki, "Avrupa Birtiği Türkiye ile tam üyelik amacıyla 'müzakerelere' başlama karan aldı." öyle kaba bir yalan ki bu, bütün sonraki yalanlann anası dense yeridir. Türkiye AB ile bir şeyi "müzakere edecek", yani tartışacak mı? Hayır! Türkiye'nin AB'nin isteklerini yerine getirip getirmediğinin bakılmasına, yapılanların gözden geçirilmesine, oldu ya da olmadı denilmesine müzakere diyorlar. Müzakere falan yok. Dikte ve denetim var. • • • Sonra başka birya/anı gözünüzün içine sokuyoriar. Bu "Türkiye'de demokrasiABsayesindegelişiyor" yalanıdır. Bu yalana inanmak için, önce Türkiye'de demokrasi olduğuna inanmanız gerekiyor. ömeğin, iktidar partisine, medyaya, memurların sendikal haklan konusunda, işçi sendikalarının 12 Eylül'de budanmış haklan konusunda soru sormamalısınız. Eğer bugün bazı demokratik haklardan söz edebiliyorsak, on yıllar boyunca işçilerin, köylülerin, gençlerin aralıksız sürdürdükleri mücadelelerinin sonucudur, dememelisıniz. Aman efendim, hiçbir şekilde dikkate alınmaması gereken, modası geçmiş iç dinamikten söz ediyorsunuz. Şu küresel çağda ne boş laf. • • • Ya şu yalana ne dersiniz? "Türkiye AB ile müzakerelere birbaşlasın, halkin refahı artacak, işçiler iş bulacak, sosyal haklar artacak..." Yapmayın be kardeşler. AB'de her gün biraz daha semiren tekel patronlandır, onlann yüksek maaşlı menajerteridir. Bu ülkelerde işçilerin durumu hiç iyi değildir. On- on beş yıldır sıfır zamla yaşıyorlar, net gelirieri sürekli düşüyor. Sağlıkta geçen yıllan arar hale geldiler. Hele doğu Almanya'da beş kuruşluk ekmek iki liraya satılır oldu. Her geçen gün bir hakları daha ellerinden alınıyor. Haftalık çalışma saatleri 35'ten 40'a, 45'e çıktı. Patronlar işten atmada sınırsız özgürlük peşindeler. Yapmayın, gazetelerinizin manşetlerini yalanlarla süslemeyin. Fili yılana yurturmayın. "Müzakere" yalanı, "refah" yalanına, refah yalanı AB'nin bir "uygartık projesi" olduğu yalanına çıkıyor. Değildir be kardeşler. AB, Fransızların, Hollandalıların reddettiği anayasada açıkça yazıldığı gibi, sağa sola askeri güçler gönderebilme yeteneğine bir an önce sahip olmak istiyor. IhtiyarAvrupa, ABD'nin "atak" politikası karşısında neredeyse aşağılık kompleksine kapılacak. Unutmayın, Avrupa, emperyalizmin anavatanıdır. Şimdi dünyanın başında boza pişiren ABD, Avrupa emperyalizminin çocuğudur. AB, ihtiyar Avrupa'nın yeniden o eski günlere dönme, geri kaldığı paylaşım rekabetine yeniden katılma projesidir. Emperyalist bir projedir kısacası. Bunu bilmeyen yoktur ya; gerçekler, haberlerı toplayanlardan yazıişleri müdürlerine, genel yayın yönetmenlerine ve medya patronlarına uzanan yolda değişiveriyor. O zevkten "dört köşe olmuş" yazarlan ise hiç sormayın! Ama bir gerçek artık gızlenemeyecek. "Müzakere" belgesine "hazmetme" maddesi koydular. Hazmedecekler! Hazmedemezlerse, artık ne yapacaklar, onu bilmiyorum. Ne yapacaklarsa, yedikten sonra yapacakları kesindir. e-posta: [email protected] CUMOK "Cumhuriyet Okuru". tki güzel sözcükten oluşan bir tamlama. "CUMOK"... Sözcüklerin engüzeli... Tek sözcükle güzel tamlama. CUMOK'u CUMOK yapan bu tamlamanın birinci sözcüğüdür. CUMOK olabilmenin tek koşulu da Cumhuriyet gazetesinın var oluşudur. CUMOK oluşumlannın birincil hedefi, varoluşlannm nedeni olan Cumhuriyet gazetesi'nı korumak, kollamak, yaşatmak ve elden gelen desteği vermektir. Çünkü O. Emperyalizme karşı savaşüarak kazanılmış ulusal bağunsızhğın, halkçı bir demokrasinin, insanca yaşamanın, toplumsal adaletin yılmaz saMinucusu", "Cumhurijet'in ve Cumhuri\etçilik"in kalesidir. Çünkü O, "Cumhuriyet Devrimi Ukelerini savunarak, laik-demokratik hukuk devletini vıknıaya çalışan şer ku\~vetlere karşı mücadele etmektedir." Çünkü O, "Atatürk Devrim ve ilkelerinin açtığı 'Aydınlanma' yohında, akhn bağnazfaktan, bilnnin dinden bağınısızlaşnıası, laikUk ilkesinin toplumca benimsenmesi için çabalanıaktadır." Çünkü O, u İnsan haklan ve temel özgüriükleri, demokrasinin e\Tensel anayasal kurallannı benimsemektedir. Kalkmmış, gönençli bir ulus amacına ancak, ulusal bağımsızlığa sahip bir yurt üzerinde oluşulacağmı kesinlikle bilmektcdir." "Geleneksel bağunsıztağuıdan ve toplumsal etkinliğinden ödün vermeden Cumhuriyet gazetesinin yayın yaşamını daha sağuklı bir biçimde sürdürmesini sağlamak"ta birleşen CUMOK'lar. gazetemize ıkı yoldan destek vermektedir. Biri saüşını arttınna çahşmalan. diğeri ise 1993 'te kuruhnuş olan Cumhuriyet Vakfi'nı güçlendirme, bağışlarla destekleme çabalandır. Ulusumuzca okunan. bağımsız, mali yapısı güçlü bir "Cumhuriyet", Cumhuriyetimizin geleceginin de güvencesi olacakür. Cumhurnet'i okumak; cunıhuriyeti desteklemektir. "Cumhurivet gazetesinin gerçek sahibi, Cumhuriyet gazetesi okuriandır." Cumhurtvet gazetesinin gerçek sahibi CUMOK'lanin: Ercan SEDEFOĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear