17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S EKİM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER dishab(« cumhuriyet.com.tr 11 Avrupa BirtiğiKomisyonu'nıın Geıuşlemeden Sorumlu Üyesi Olü Rehn 6-7 Ekim tarihlerin- de Ankara'da temaslarda bulunacak. Rehn TBMM'deki siyasi parti temcilcileri başta ol- mak üzere üst düzey temaslarda bufamacak. 'Bir an önce tanıyın' ; BELÇtKA(Cumhuriyet)-Avrupa Par- lamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell, Kıbns 'uı "AvTupa'mn son duvan" olduğu- nu savunarak Türkiye'yi Kıbns Rum ke- simini tanımaya çağırdı. Kıbns Rum kesimine resmi bir ziyaret- te bulunan Bonell, Türkiye'nin yükümlü- lüklerini yerine getirmesi gerektiğini söy- ledi. ABHaber'e göre, Rum lideri TasosPa- padoputos ile göriişen Borrell, AP'nin Ku- zey Kıbns ile bir iletişim grubunu kurma- sının "hukuki bir vaıîığı olmayan bir olu- şumu tanımaya doğru bir asamayı oluşrur- madığını ve ohıstunnayacağuu'' ifade etti. Bunakarşın Borrell, 1 Mayıs2004'tenbe- ri Kıbnslı TürkJerin AB vatandaşlan oldu- ğunu belirterek onlarla ilişkılenn kurul- ması gerektiğini söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye'nin AB 'ye üyeliğinin ga- ranti olmadığını ve bu durumun her aday için geçerli olduğunu söyledi. Müzakerelerin hedefinin tam üyelik ol- duğunu ve bunun muhtemel sonuç olaca- ğına inandığını belirten Barroso, bunun şu anla müzakerelerin sonuçlanacağı zaman arasındaki gelişmelere bağh olduğunu ve bu süre içinde ne olacağını bilmediklerini kaydetti. AB Komisyonu Genişleme Komiseri CH- li Rehn Türkiye ile ilgili tarama sürecinin 1 yıl süreceğini açıkladı. Brüksel'de basın toplantısı düzenleyen Rehn, 20 Ekim'de bilim ve araştırma dosyasıyla başlayacak tarama sürecinin eğitim ve kültür dosya- sıyla süreceğini ifade etti. Rehn, tarama sü- recinin müzakere başlıklann açılmasına engel teşkil etmeyeceğini belirtti. Türkiye'ye yönelik Lüksemburg'da ah- nan kararlara değinen Rehn, "AB tarihi karariangeceJeriahyDr" dedi. Rehn, AB'nin hazmetme kapasitesüıin ölçülmesini sağ- layacak hesap ve aritmetik yöntemler bu- lunmadığını, kurumsal ve mali yetenekle- rin izleneceğini söyledi. Kıbns konusuna da değinen Olü Rehn, "Türkiye Kıbns Cumhuriyeti'ni ne kadar erken tanırsa o kadariyi olur" dedi. Rehn, Kıbns Rum kesiminin tanınmasının katı- lım sürecinin bir parçası olduguna dikkat çekerek bu sorunun müzakereler sırasın- da dikkatle izleneceğini vurguladı. Rehn, Türkiye'nin üyeliğine yönelik AB vatandaşlannın görüş ve beklentilerinin önemine de değindi. OR SAATLER Veto krizi nasıl aşıldı? LÜKSEMBURG (Cumhuriyet)-17 Aralık doruğunda Türkiye'ye yönelik kararlann al- üna imza atan AB ülkeleri, Lüksemburg'da ya- pılan 3 Ekim görüşmelerinde krizin eşiginden döndü. Toplantı, Avusturya'nın belgeye yöne- lik "imtiyazlı ortakhk" talebi nedeniyle kilit- lendi. AB kaynaklan Avusturya'nın Türkiye görüşmelerinde "üyeHkdışı seçenekter" konu- sundaki ısrannı geri çekmesınin, Carla Dd Ponte'nin Hırvatistan hükümetinin General AnteGotDvina'nınmahkeme önüne çıkanlma- sı konusunda tam işbirliği içinde olduğu yo- [undaki açıkiamalanyla aynı saatlere gelme- sine dikkat çekiyorlar. Avusturya'nın Türki- ye'ye yönelik geri adım atmasını Del Pon- £'nin raporuyla ilişkilendiriyorlar. 7.paragraf Lüksemburg'daki toplantısının ikinci kriz ko- ausunu, Müzakere Çerçeve Belgesi'nin 7. pa- ragrafi oluşturdu. Ankara'nın "Türkiye'nin GüneyKıbns'muhıslararasıkunıhışlarave dü- jenlernelerekaüfanasmayönetik engelobnama- a gerektiğine'' yöneük ifadelere itiraz etmesi üzerine AB Dönem Başkanı Ingiltere Rum Kesimi'yle de ikili diplomasi turlanna başla- dı. Güney Kıbns'ın uzlaşmaz tavn üzerine farklı bir yola başvuran îngiltere, uluslarara- 5i kuruluşlann kendi karar mekanizmalanna ve özerkliklerine atıfta bulundu. AB Konseyi toplantısının kararbelgesinde "MüzakereÇer- çeveBdgesfnin 7. paragrafinda sözedüen ulus- brarası kuruluşlann ve bu kunıluşlann üye- terinin yanı sıra AB üye ülkekrinin karar ver- me özerköği ve haldanmn engeüenebileceği anlamına gefanez" açıklaması yer aldı. Anka- ra'nın tüm AB üyesi ülkelerin bu açıklamayı desteklediğine yönelik yazılı güvence alması jonucu Hükümetlerarası Konferans başladı. Dışişleri Bakanı Gül, müzakerelerin ardmdan düzenlenen basın toplantısmda Türkçe konuştu AB'de Türkçe açddamaELÇtNPOYRAZLAR LÜKSEMBURG - Türkiye, 40 yılı aşkın bir sürecüı sonun- da AB ile tam üyelik müzake- relenne, "saatteri durdunna- a" sayesinde 3 Ekim'de başla- dı. AB'nin 24 saatlik gergin görüşmelerin ardından son da- kikada üzerinde uzlaşmaya var- dığı belgenin Ankara tarafın- dan da kabul edümesinin ardın- dan Dışişleri Bakanı AbduOah Gül, başmüzakereci Devlet Ba- kanı Aö Babacan'la birlikte, Türkiye-AB müzakerelerini başlatacak hükümetlerarası konferansa katılmak için önce- ki gece geç saatlerde Lüksem- burg'a gitti. Gül, Lüksemburg'a vanşın- • AB'nin saatleri durdurmasıyla 3 Ekim'de başlayan üyelik müzakereleri için Lüksemburg'a giden Gül, Straw'la birlikte düzenlediği basın toplantısmda, bu tarihin Türkiye, AB ve dünya için hayırlı olmasını diledi. "Bir tarih yazdık" diyen Straw, AB'nin dünyaya önemli olanın din değil medeniyet değerleri olduğunu gösterdiğini vurguladı. da AB Dönem Başkanı Îngil- tere Dışişleri Bakanı JackStraw tararindan sıcak bir şekilde kar- şılandı. Görüşmeleri başlatan Straw, özelükle yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, dini özgürlük- ler, ifade ve örgütlenme hakkı, kültürel haklar, temel özgür- lükler, Güneydoğu Anadolu'da- ki durum ve Avrupa 'daki uygu- lamaya uygun olarak sivil-or- du ilişkilerinin birbirlerinden aynlmasının AB için önemini vurguladı. Gül de, konferansta Türkiye adına yaptığı konuşmada, üye ülkelere "Bugünbumüzakere- lere,zamanı geküğinde biıüğe, getirdjği hak ve yükümlülükle- riyle eşh bir üye olarak kaüla- cağımız anlayışıyla başhyoruz" diye seslendi. Yeni ve zor bir süreç 3 Ekim'de gerçekleşenlerin tarihin akışını değiştirecek ka- dar güçlü ve önemli olduğunu söyleyen Gül, "yeni ve zor bir sürecin eşiğûide" olduklannı dile getirdi. Türkiye'de reform sürecine devam etme kararlılı- ğına sahip olduklaruıı ileten Gül, AB'ye terorizmle müca- delede daha kararlı işbirliği ve dayanışma çağnsında bulun- du. Hükümetlerarası Konfe- rans'ın sonunda Gül, Straw ve AB Komisyonu Genişleme Ko- miseri ODiRehn ortaklaşa ba- sın toplantısı düzenlediler. Jack Straw, "Bir tarih yazdık" diye başladıkları konuşmasında, " Cyefikmüzakerelerikonusun- da bakanlar düzeyüıde ilk top- lanümızı yapük. 3 Ekim tarihi- ne olan taahhüdümüze bağh kakbk. Çünkü İngütere saatiy- k gece yansından önce konuş- maya başladım. Dönem başka- nı olarak dikkate aldığımız sa- at bu" dedi. îngiltere Dışişle- ri Bakam'nın esprisi üzerine Gül, "AB ile biz de müzakere- lere başladık, bu tür oyunlan biz de öğreneceğiz" diye konuştu. 3 Ekimle birlikte Türki- ye'nin statüsünün değiştiğini söyleyen Straw, Türkiye ile mü- ABDULLAHGÜL 'Hazmetme kapasitesi yeni değil' Dış Haberier Servisi - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı AbduDah Gül, AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlama karannı vermesiyle "kendi starü, Idmlik ve geleceğini de tespit etmiş okhığumT söyledi. Gül, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci AK Babacan ile birlikte dün Lüksemburg'da düzenlediği basın toplantısmda, aluıan karann Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de tarihi nitelik taşıdığını vurguladı. Gül, kapsamlı bir çözüm bulunana kadar Türkiye'nin Kıbns sorununa ilişkin politikasının aynen devam edeceğini belirterek çözüm platformunun AB değil BM olduğunu kaydetti. Gül, müzakerelerin sürdürülebilirliliği konusundaki kaygılannın giderilip giderilmediğinin sorulması üzerine, çerçeve belgesinin Türkiye ile AB'nin ortak bir belgesi değil, AB'nin belgesi olduguna dikkati çekti. Ortak belgenin müzakerelerin bitmesinin ardından ünzalanacak olan Katılım Ortaklığı Belgesi olacağını söyleyen Gül, Türkiye'nin AB'nin kendi belgesini müzakere ettiğini kaydetti. Bu belgede kendileri için hayati bazı noktalar bulunduğunu ve bu noktalann açık bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Gül, hedefin tam üyelik olduğunu ve bunu etkisiz hale getiren bir şey bulunmadığnıı belirtti. AMJSturya'nın ısranyla belgeye konulan " hazmetme kapasitesüıin" 1993 yıhnda Kopenhag siyasi kriterleri belgesinde de yer aldığına işaret eden Gül, bunun 17 Aralık zirve metinlerinde de bulunduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Lüksemburg'a ulaştığında Îngiltere Dışişleri Bakanı Jack Stravv tarafından karşılandı. (Fotoğraf: AA) zakerelere başlayan AB'nin dünyaya önemli olanın din de- ğil medeniyet değerleri oldu- ğunu gösterdiğini ifade etti. Basm toplantısmda Türkçe konuşan Gül, "Türkçe de ar- ük bir Avrupa dili" açıklama- sını getirdi. Tam üye olmak için müzakerelere başladıkla- nnı söyleyen Abdullah Gül, 3 Ekim'in Türkiye, AB ve dün- ya için hayırlı olmasını diledi. Türkiye'nin Kıbns konusun- daki tutumunun değişmediği- ni söyleyen Gül, "Arzumuz bir çözümün buhınmasKur. Bunun yeri de Büieşmiş Milktler'dir. Türkiye düşmanhklar peşinde değü ama haksızhklara da hiç- bir zaman boyun eğmez" diye konuştu. Gül, Türkiye'nin taahhütle- rini yerine getirmeye devam edeceğini, AB'den de kendi ta- ahhütlerini yerine getirmesini beklediğini vurguladı. AB saati durdurdu Ankara 'dan gelen Türk heye- tinin gece saat 24.00'ten son- ra Lüksemburg'a varacağını öngören AB, saati durdurma yöntemini uygulamaya soktu. Saati sembolik olarak 23.59'da durduran AB, bu uygulamay- la Türkiye müzakerelere res- men 3 Ekim tarihinde başla- mış kabul edildi. 30 gergin saat Straw, AB Dışişleri Bakan- lan'nın Müzakere Çerçeve Bel- gesi nde uzlaşıya varmalanmn ardından yaptığı açıklamada da, "Laik ve demokratik bir Türkrve ile çahşarakdaha güç- lü olacaklannı" vurguladı. Jack Straw Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olup olmadığı yönünde- ki soruyu "Evet, Türldje bir Avrupa ülkesklir'' şeklinde ya- nıtladı. Fransa Cumhurbaşkanı: Türkiye'nin büyük bir kültürel devrime ihtiyacı var 6 Son sözü Fransız lıalkı söyleyecek' Dış Haberier Servisi-Fransa Cumhurbaşkanı Jac- ques Chirac, Türkiye'nin AB'ye üyelik şartlan- nı yerine getirebilmesı için büyük bir "kültürel devrime" ihtiyaç duyacağını öne sürdü. Chirac, "(Türkiye) başanlı oLacaknu? Bunu söyleyemem. Umanrn, ama tam enıin değilim" dedi. Türkiye'nin AB'ye katılımınm Fransa'da refe- randuma sunulacağını yineleyen Chirac, demok- rasilerde olması gerektiği gibi Fransızlann son sö- zü söyleyeceğinı belirterek "Zamanı gelince gö- receğiz'' diye konuştu. Fransa Dışişleri Bakanı PhflippeDouste-Blazy, "istikrarlı ve demokratik, Avnıpa değerlerini be- nimsemiş bir Türkiye'nin AB'nin çıkanna oldu- ğunu" söyledi. Fransız Bakan, "Türkijetümalan- larda çaba göstermen': Demokrasi, insan haklan, temel özgürlükler, dini özgüriükler, kadın ve erkek eşiüiği, azmhk haklan. tki seçenek var: Yaparsa girer, yapmazsa gÜTnez" diye konuştu. Fransa'nm Avrupa Işlerinden Sorumlu Bakam Catherine Colana da AB'nüı banş, istikrar ve de- mokrasi temelleri üzerine kurulduğunu ifade ede- rek "Türkiye'yi köktendincilerin tarafina iteme- yiz" diye konuştu. Giscard d'Estaing üzgün Eski Fransa devlet başkanlanndan Valery Gis- card d'Estaing ise, AB-Türkiye müzakerelerinin başlamasmı değerlendirirken "AB'nin büyük bir serbestticaretbölgesine dönüştüğünü, bunun da üzücü olduğunu" söyledi. Eskı başkan. AB'nin, "Avrupa'mn siyasi birtiğine ilişkin büyük Fransız planından uzaidaşmakta olduğunu" iddia etti. Çerçeve belge, GKRY'nin tanınmasını da içeriyor Türidye'nin eli boş SchüsseL, Dışişleri Bakanı Plassnik'in cesaret madalyası hak ettiğini söyledi (Fotoğraf: AA) Başbakan Schüssel: Zaten halkoylaması yapacağız Viyana gurur duyuyor VtYANA(Cumhuriyet)-Tür- kiye'yle üyelik müzakereleri- nin başlaması konusunda ülke- sini AB içinde diğer üyelerle karşı karşıya getirerek tecride it- tiği suçlamalanm reddeden Avusturya Başbakanı VVbttgang Schüssel Lüksemburg'da Avus- turya'nın tutumu ve alman so- nuçtan "gururduyduğunu" söy- ledi. Schüssel, "Gururhıyum. BirBğin yeni üyeleri hazmetme kapasitesi kriterini müzakere be^esine dahil ettirdik" dedi. Avusturya'nın ilk kez, AB'nin yeni üyeleri içine alma yeterli- liğinin ve tüm üye ülkelerin ma- li olarak eşit muameleye tabi tutulmasının Türk üyeliği için bir önkoşul olarak metne geçi- rildiğini savunan Schüssel, Tür- kiye'nin AB üyeliğine yöneUk alternatif hedef talebinin de amacına ulaştığını iddia etti. 'Dayanışma içmdeydik' Müzakerelerde, Türkiye ve- ya AB tarafınca önkoşullardan birinin yerine getirilmemesi du- rumunda "Türldje'nin AB'ye bağlanması için mümkün olan en güçlü bağın" bulunması ge- rekeceğini kaydeden Avusturya Başbakanı, görüşmelerin üye- lik müzakereleri olarak başla- masının doğru olduğunun da altını çizdi. Schüssel, Türkiye ile ilgili tartışmalar sürecinde "omuz omuza bir ulusal daya- nışma içinde davranıldığınr kaydetti. Avusturya Başbaka- nı, Türkiye'nin üyeliği kesin- leşmeden önce Avusturya'da bir halkoylamasına gidileceğini bir kez daha vurguladı ve "Bu hal- koylaması kesinükle olacaktır ve bunu zaten tüm siyasal par- uTeristiyor'' diye konuştu. "Avus- tuıya'nm Türkiye'ji dostbir ül- ke olarak kabul ettiğini ve re- form sürecinidesteklediğini'' be- lirten Schüssel, "Avusturva'nm itirazmın Steirmark eyaletinde- ki seçimlerdenkaynaktandığıyo- lundakispekülas>onlann da çok saçma olduğunu" bildirdi. Ana muhalefet partisi SPÖ"nün lide- ri Alfred Gussenbauer ise "Schüssd'msöylediğigflbibir ba- şan ekleedflmediğini'* savundu. MAHMUTGÜRER ANKARA - AB tarafından Türkiye ile "kriz diplomasi- si" yürütülerek hazırlanan Mü- zakere Çerçeve Belgesi, Tür- kiye için olumsuzluklar içeri- yor. AB'nin "KıbnsCumhu- riyeti'nin tanmmasını istediği karşı deklarasyona" atıfta bu- lunulan belgede, aynca Kıbns ile ilişkilerin normalleştiril- mesi isteniyor. Belgede aynı zamanda, kalıcı kısıtlamalar ile hazmetme kapa- sitesi de yer alı- yor. Güney Kıb- ns'ın NATO'da faaliyet göstere- bilmesine ilişkin 7.maddedemet- nin içerisinde ka- | lırken dönem ~™ başkanı Îngiltere, çerçeve bel- genin ilk sayfasına bu mad- denin geçersiz olduguna dair yayımladığı deklarasyonu koy- du. Türkiye ile AB arasında bü- yük kriz yaşatan Müzakere Çerçeve Belgesi'nin 4 farklı formatta Ankara'yla Lüksem- burg arasında tam 8 kez gidip geldiği öğrenildi. Buna karşın Türkiye metne istediklerini tam olarak yansı- tamadı. Dışişleri Bakam Abdullah Gül'ün, "Müzakerelere başı- mız dik başnyoruz" demesine karşm taslak özelükle Dışişle- ri Bakanlığı'nda büyük sıkın- tı yarattı. Diplomatik kaynak- lar, Türkiye'nin, eline 4 kez geçen belgeyi geri çevirmesi- ne karşın sürekli aynı şeyler ile karşılaştığını belirttiler. Kaynaklar, Ingiltere'nin An- kara Büyükelçisi Peter West- macott'un görüşmelerin ya- • Ankara-Lüksemburg hattında 30 saat süren diplomasi trafiğinin ardından Müzakere Çerçeve Belgesi'nin 8 kez Türkiye ile Îngiltere arasında gidip geldiği öğrenildi. Buna karşın hazırlanan taslağın Ankara'nın temel istemlerine yanıt vermediği belirtiliyor. pıldığı AKP Genel Merkezi'ne gehnesinin ardından ise orta- mm yumuşadığnıı kaydettiler. Burada yapılan değerlendir- menin ardmdan Îngiltere'nin "Kıbns'm NATO ve OECD gibi uluslararası kuruluşlarda faaüyette bulunması konusun- da Türkiye'nin veto yetldsini kuDanamamasma iaşkm" dek- larasyon yayımlamasıyla sade- ce 1 maddeye ilişkin sorun çö- züldü. Ancak hazmetme kapasite- si ve kalıcı kısıtlamalara iliş- kin maddeler taslağın içeri- sinde kaldı. Ankara bu mad- delerin taslağın içerisinden çı- kanlmasmı istese de görüş- melerde herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Öte yandan Kıb- ns ile serbest dolaşıma ilişkin maddeler Ankara'da sılontı ya- rattı. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin 17 Aralık karar- lanna ilişkin memnun oldu- ğunu açıklarken hata yaptığı- m belirterek "An- cak sonuçta karar siyasi iradenin ohı- yor" diye konuştu- îar. Özellikle tanma ilişkin kalıcı kısıt- lamaya gidilebile- ceğinin belgede yer almasının ise Tür- j kiye açısından ~ olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Limanlar açılacak Belgede deklarasyona atıf- ta bulunulmasının da Türkiye açısmdan olumsuz olduğu be- lirtiliyor. Ankara'nın 30 saat süren müzakereler boyunca bu konuya eğilmediğini ifade eden kaynaklar, hazmetme ka- pasitesüıin ise ilk hazırlanan taslakta da yer aldığını, ancak bu kez daha da açılarak belge- ye konulduğupı belirtiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear