23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SPOR Cumhurfyet Olimpiyat 8 Olimpiyatlarda yazdıkları 62 maçlık tarih 10 Temmuz 1972'de SSCB maçında değişti iz'den ABD'ye 3saniyelik darbe Yine kriz Atina'da yine ve yeniden olimpiyat krizı patlak verdi. Geçtiğimiz haftalarda stadlar ve olimpiyat köyleri hakkında mutabakata varan Atina Olimpiyat Komitesi ve IOC arasında yeni bir problem ortaya çıktı. Açılış seremonisinin de yapılacağı ana stadyumun 20 Temmuz'a kadar bıtirılemeyeceği açıklandı. Bu durum organizasyona katılacak sporcuları, antrenörlerini, organizatörieri ama en çok da sponsorları endişelendiriyor. Çelişkili haberlerin çıkması da herkesin kafasını karıştınyor. Birkaç hafta önce her şey bitti diyen yöneticiler daha sonra bunun tersi açıklamalaıia herkesin kafasında soru işareti yaratıyor. Takahashi yok Maraton yanşlannın olimpiyat madalyalı şampiyonu Naoko Takahashi 13 Ağustos'ta başlayacak oyunlara katılmayacağını açıkladı. 1998 yılından bu yana büyük organizasyonlarda madalyalar kazanan Japon atletin sakatlığı gerekçesiyle bu sezon yanşmayabileceği de belirtildi. Takahashi, son olarak 2000 Sıdney Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmıştı. 24MART2004 — n as hiket LmJ bOİ Amerika'da doğdu. Beyzbol ve Ameri- kan futbolu ile reka- bette belki ABD'nin birinci sporu olup ol- madığı tartışılır ama, Amerikalılar her zaman dünyanın en üstün basketbol- cuları oldular. Basketbol Olimpiyatlarda ilk kez 1936'da yer aldı. O yıldan sonra 1972 yılının 10 Temmuz gününe kadar olim- piyatlarda oynadığı 62 maçın hepsı- ni ABD kazanmıştı. Doğaldır kı şam- piyonluğu da kimseye kaptırmamış- tı. Ne var ki, basketbol tarihinın-bel- S oğuk savaş dönemine imzasını atan ABD ve Sovyetler Birliği her konuda olduğu gibi basketbolda da rakipti. Bu rekabet olimpiyat oyunlarında daha da belirginleşti ve bu defa kazanan taraf Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti oldu. ki de Olimpiyatlarta- rihinin- en tartışmalı, en unutulmaz karşılaşmasının oynandığı 10 Tem- muz 1972 günü final maçında ABD basketbol takımı Olimpiyatlartarihin- deki ilkyenilgisini alıyorveşampiyon- luğu kaybediyordu. Ama nasıl? Finalin oynanacağı Pazar günü seyircı sabahın dokuzunda yollara düşmüştü. Çünkü ABD ile Sovyetler arasındaki büyük final 11.45'te baş- layacaktı. Bu büyük finali izleyebil- mek için yalnız basketbol meraklıları değil herkes acele etmek zorunday- dı. Biletini önceden almış olanlar için bile geç kalmak felaket olabilirdi. Neden akşam değil de öğleden önce yapılıyordu final? Işin aslını çok az kimse biliyordu: Maçı TV naklen ve- recekti ve Amerikan halkının iyi bir saatte izleyebilmesi için ABDIiler öy- le istemişlerdi. Arada beş saat zaman farkı vardı. (Sonradan bu normal bir tutum olacaktı ve Amerika krtasının ha- tın için en önemli karşılaşmalarerken saatlere alındı...) ABD takımının bu maç için en bü- yük kozu-herkes biliyordu ki- süratli oyun olacaktır. Ama coach Hank IBA bu kozu kullanmak yerine dikkatlı ve kontrollü oyunu seçmişti. İlk yarıyı SSCB 26-21 önde bitirdi. Hank Iba, ikinci devreye de aynı oyunla başla- dı. Maç artık Sovyetlere gidiyordu. Maçın brtmesine dakikalar kalmışken porcular şimdiden kolları sıvadı O limpiyata hazırianan sporcular yapımı sona eren stadlarda ve spor saloniarında deneme amaçlı yanşmalar düzenliyor. Önceki haftalarda eskrim sporculan Helleniko Eskrim Salonu'nu denediler. Gördüklerinden memnun kalan sporcular ve antrenörier pekçok konuda sınıfta kalan Atina Olimpiyat Komitesi'nin bu sınavdan geçtiğinin müjdesini verdi. Olimpiyatlann birieştirici özelliği herkes tarafından biliniyor. Bunun en önemli örneği ise bu yıl yapıiacak Olimpiyat Oyunları'na 202 ülkeden katılım olması. 2000 yılında yapılan oyunlara 199 ülke katılırken 1904'te yapılan oyunlarda 12 ülke yer almıştı. Bu durum hem olimpiyatlann günden güne çogalarak daha fazla insanı etkisı altına aldığı hem de ülkelerin spora olan ılgilerinin her olimpıyatta biraz daha arttığını ortaya koyuyor. Gemi oteller işbaşında>l tina 2004 Olimpiyat / J Oyunları'na 102 gün / 1 kaldı. Inşaatlar, biletfi- yatlan, federasyon anlaşmazlıkları, işçilerin greve gitmesi derken, turist- lerin konaklayacağı yerler de yavaş yavaş dolmaya başladı. Peki 12 Ada'nın sahibi Yunanistan'da turist- ler nerede kalacak? Bu sorunun ya- nıtı çok basit. Bu kadar çok deni- zi ve adası olan bir ülkede turistle- rin ve sporseverlerin yüzen oteller- de kalması kimseyi şaşırtmaz. Beş yıldızlı otellere denk olan bu gemiler, hem sporseverlere olim- piyatlan farklı bir mekânda izleme şansı hem de konforlu birtatil fırsa- tı sunuyor. Içinde yüzme havuzu, sauna, kumarhane, tenis kortu, dis- ko ve daha bir çok lüksün bulundu- ğu bu otellerin fiyatları her ne kadar aynı olanakları sağlayan sabit me- kanlara göre ikı kat fazlaysa da bu- rada kalmak isteyen insan sayısı da bir o kadar yüksek. Milyonlarca dolar Bu yüzen oteller, sahiplerine milyonlarca dolara mal oldu. Ancak getirisi harcanan bu miktarlan kat kat geri alacak güçte. Gemiler sadece olimpiyat oyunlan için değil aynı za- manda Yunanistan'ın turistik yerle- şimi açısından büyük öneme sahip olacağa benziyor. Eğer paranız bu yüzen otellerde kalmaya yetmiyor- sa, Atina ve olimpiyatlann yapıla- cağı yerlerin çevresinde 15 dolarla 30 dolar arasında değişen fıyatlara konaklama yerleri bulmak mümkün. , •• • • 4 1 11 1 1 1 Sovyetler 8 sayı önde idi. Iba'nın tak- tiği de sahada oynanan oyun da bır- denbire değişiverdi: ABD takımı da- yanılmaz süratini maç biterken sah- nelemeye başlamış ve tam saha pres- le Sovyetler takımını dağıtıvermişti. Fark sadece 1 sayıya iniverdi. Ama artık 6 saniye gibi bir za- man(cık) kalmıştı. Sovyet takımı için top tutarak bu saniyeleri geçirmekten başka yapacak şey yoktu. O ana ka- dar sahanın yıldızı olan Sovyetlerin büyük basketbolcusu Sasha Belov inanılmaz bir hata yaptı: Topu dikkat- sizce elinden çıkardı ve Amerika'lı Doug Collins'e sanki pas verdi. Col- linsaldı.döndüşutat... Hayır atama- dı şutunu. Bu defa SSCB'nin bir baş- ka yıldızı Sakandelidze yükleniverdi Collins'in üzerine... Faul... 3 saniye kal- mıştı, SSCB bir sayı önde idi ve şimdi Collins ikı serbest atış kulianacaktı. Iki atış da girerse Sovyetleri bir mucize kur- tanrdı ancak. Collins birinciyi attı. Sov- yet takımında bir duraksama oldu, san- ki atştan sonra oyun devam etmeyecek- mişgibi... Sovyetlerin Coach'u Kondrash- kin mola ıstemişti. O zamanki kurallara göre iki atış arasında mola istenebiliyor- du. Maçın iki Alman hakemı de masa da bu isteği dikkate almadılar.(Kim bilir? Belki de fark etmediler.) Kondrashkin beklenmez birhatayadüştü. Molatale- bi için kıyametleri koparmadı... Collins ikinci atışı da yaptı. Şimdi ABD 50-49 önde idi. Yeniden garip bir olay yaşandı ve maçın bitimine bir buçuk saniye kala hakemler SSCB'nin molasını verdıler. moladan sonra SSCB takımı topu oyu- na soktu ve zaman bitti. Hayır, maç bitmemişti! Evet öylesiyle, böylesiyle; hatala- rı, dalgınlıklarıyla bir maç bitmişti. ABD- Iiler son sanıyelerde kazandıkları şam- piyonluk için coşku içinde kucaklaşı- yorlardı. Ama... HAYIR, MAÇ BİTMEMİŞTİ... Fl- BA'nın saygı değer Genel Sekreteri In- giliz Centilmeni R. Williams Jones, ha- kem masasına geldi ve: "Oyunun üç saniye daha uzatılması gerektiğini, çün- kü Kondrashkin 'in, Collins 'in ilk serbest atışından sonra mola istediğini, bunun hakemler ve masa tarafından verilme- diğini, o andan -yani Collins'in ilk atı- şından- sonra geçen üç saniyenin oy- nanmış sayılamayacağını" söyledi. Teknik olarak Jones'un böyle bir ka- raryetkisı yoktu. Ama, O dünya basket- bolunu demir elleriyle yönetmeyi alışkan- lık haline getirmişti ve kımse ona yetki- sızliğini hatırlatamazdı. Maç üç saniye için yeniden başladı. Kondrashkin, uzun süre bençde beklemiş olan oyuncusu Ivan Edesh- ko'yu aldı ve oyuna başladı. Kendi ya- n sahasından rakip potanın yakınına ka- dar çok uzun bir pas... Belov'un pası aiı- şı... Tek bir hareketle atöğı fake ile ikı Ame- rikalı arasından sıyrılışı ve... basket: SSCB 51-ABD 50... Doğaldır ki Amerikalılar karar ve sonuca itiraz ettiler. Beş kişilık jüri olayı inceleyecekve kesin karan verecekti. Jo- nes, jürinin başkanı olarak Macar Ferenc Hepp'i seçmişti. Herkes bilırdi ki Hepp, patronu Jones'un sözünden çıkamaz- dı. Nitekim, başkan Polonya ve Küba temsilcileri ile biıiikte Sovyetlerin lehine karar verdi. Karar KaJyan ve Porto Riko'lu delegelere karşı 3-2 çoğunlukla alındı. Amerikalılar madalya almadı Amerikalılar ikincilik madalyasını almayacaklarını açıkladılar ve almadı- lar. Coach Hank Iba için bu kuşkusuz üzü- nülecek bir sonuçtu. Ama o gün onun için gerçekten şanssız bir gündü. Çün- kü, öğleden sonra resmi protestosunu jüriye vermek üzere kalabalık odaya gir- diğinde portföyünü yankesiciler çaldı. Aradan yıllar geçecek, o günün üz- gün yenikleri, kuşkusuz haksız bulduk- lan bu yenilgiyi unutmayacaklardı. Ama içlerinden biri Kenny Jones, 20 yıl son- ra bir gazeteciye şöyle diyecekti: "O akşam odama çekildim ve bü- tün gece tek başıma ağladım. O gün iyi oynamadığımız kesindi, ama maçı ka- zanmıştık. Fakatbirikigün içinde üzün- tüm yerini başka kederiere bırakmıştı: Bizim maçtan bir kaç gün önce öldü- rülen Israilli çocuklaraklımdan çıkmıyor- du. O finalmaçında korkunç biradalet- sizlikle altın madalyalarımız alınmıştı ama, o çocuklann sonu bizimkinden çok daha kötüydü." (NOT: Bu maçın aynntlan ve özel- likle VVilliams Jones hakkındaki yorum- lar, Sports lllustrated adlı Amerikan der- gisi yazarlanndan David VVallachinski'den derienmiştir. Bizim yorumumuz değildir.) SAY119
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear