22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 MART 2004 ÇARŞAM BA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Yüksek bedeller ödeyen üretici, genetik yapısı değiştirilmiş ithal ürün kullanmak durumunda kalıyor Türkiyetohumdadışabağımlı Divan, yuptdışında büyüyecek • İSTANBUL (AA) - Divan'ın 6 mil- yon dolara ulaşan yatınmla gerçekleş- tirdiği Ümraniye'deki yönetim merke- zi ve üretim tesisi, Koç ailesi ve Koç Topluluğu üst düzey yetkililerinin ka- tılımıyla törenle açıldı. Törende Divan Genel Müdürü Kamil Berk, "Türkle- rin yoğun olduğu Moskova, Paris, Londra gibi şehirlerde, iş dünyasına yönelik şehir otelciliğinde büyümek, yakuı gelecekte hayata geçirmeyi he- deflediğimiz planlar arasmda" dedi. Kapasite kullanımı hız kesti • Ekonomi Senisi - tmalat sanayiin- de üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanımı, bu yılın şubat ayında yüz- de 73.4 olarak gerçekleşti. DtE'nin "Imalat Sanayi Aylık Eğilim Anketi" ilk geçici sonuçlanna göre ocakta yüzde 77.2 olan kapasite kullanım oranı, şubat ayında Kurban Bayramı tatilinin de etkisiyle ocağın 3.8 puan altında kaldı. Geçen yılın şubat ayın- daki yüzde 71.9'luk düzeye göre ise 1.5 puan yükseldi. TÜRPAŞ'tan 98 oktan benzûi üretimi • ANKARA (Cumhııriyet Bürosu) - TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsamettin Danış, TÜPRAŞ'ın 98 oktan (ron) kur- şunsuz benzin üretimine başladığını kaydetti. Danış. yaptığı açıklamada, şir- kerin bazı dağıtım şirketlerince piyasa- ya sunulmakta olan 98 oktanlı kurşun- suz benzinin üretimine başlanması için tzmit ve Izmir'deki çalışmalannı bitir- diğini anımsattı. Danış, üretilecek 98 oktan kurşunsuz benzinin, yurriçi talep- leri karşıladıktan sonra ihracat yapıla- rak değerlendirileceğini ifade etti. Rakıya bir ayda ikinci zam • Ekonomi Servia -TEKEL'in alkollü içkiler işletmesinin özelleştirilmesinin ardından alkollü içkilere bir ayda ikinci zam yapıldı. Bakanlar Kurulu'nun al- kollü içkilerde ÖTV tutarlannı yüksel- ten karannın 14 Mart'ta Resmi Gaze- te'de yayımlanmasının ardından ger- çekleşen zamma göre, 35'lik Yeni Ra- kı'nın fiyatı yüzde 5.55 artarak 9.5 milyon liraya yükseldi. 7O'lik Yeni Ra- kı ise 18.5 mifyon lira oldu. Tekel Bira- sı ise yüzde 36.36 zamlanarak 1.1 mil- yon liradan 1.5 milyon liraya çıktı. Iş Bankası'ndan gençtere oimplyat kampanyası • İSTANBUL (AA) - Türkıye Iş Ban- kası,"Iş'te Üniversiteli" kampanyası kapsamında 120 üniversiteliyi Atina Olimpıyatlan'na götürecek. 1 Nisan- 15 Haziran arasında Iş'te Üniversiteli kredi kartı ya da bankamatik kartlany- la yapılan her 20 milyon liralık alışve- riş karşılığında bir şans numarası kaza- nacak olan gençler, yapılacak çekiliş sonunda Atina Olimpiyatlan'na gitme hakkı kazanacaklar. Tinans Markef uygulamaya girdi • İST4NBUL (AA) - Türkiyede iş dünyasının bütün finansal ihtiyaçlannı karşılamaya yönelik "Finans Market" projesi uygulamaya girdi. General AŞ, merkezi Belçika'da bulunan General Group'un, "General Finans Market" projesinin Türkiye'deki isim hakkını aldı. Şirketin pazarlama müdürü Filiz Gemicioğlu, projenin tek bir çan altın- da toplanmış yerli yabancı pek çok fi- nans kuruluşu, banka ve şirketın bir araya gelmesinden oluştuğunu belirtti. M/IF'den Arjantiı'e yeni kredi • \VASHINGTON (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF), ekonomik krizden çıkmaya çalışan Arjantin için 3.1 mil- yar dolarlık yeni kredi dilimini serbest bırakırken Buenos Aires'ten, 90 mil- yar dolar borcunun bulunduğu ulus- lararası kreditörlerle borç ödeme görüşmelerine başlamasmı istedi. Ar- jantin Ekonomi Bakanı Roberto Lavagna ımzasıyla IMF'ye gönderilen niyet mektubunda ise bu yönde çaba göstenleceğı taahhüdünde bulunuldu. Ekonomi Servisi - Tanmsal üreti- mi stratejık ürünlerde bile giderek azalan Türkiye, tohumda dışa ba- ğımlı hale geldi. Özellikle sebzede kullanılan tohumun yüzde 9O'ı it- halatla karşılanıyor ve hem pahalı- Iığı hem de "bir sonraki yıl kullanı- lamaması" özelliğiyle dikkat çeki- yor. Türkiye tohum ithalatına her yıl yaklaşık 80 milyon dolar para aktanyor. Bugün domatesten bezelyeye, bamyadan havuca kadar pek çok sebzede kamuoyunda "tenninatör'' ya da "kısır tohum" olarak bilinen, daha sonraki ekim dönemınde kul- lanılamayan tohum yaygın olarak ekiliyor. Özelleştirme kapsamına alındık- tan sonra da neredeyse "yaşanun durduğu" Tanmsal Araştırma Mü- Özellikle sebzede kullanılan tohumun yüzde 9O'ı ithalatla karşılanıyor. Pahalılığı ve sonraki yıl kullanılamamasıyla dikkat çeken tohumlara Türkiye her yıl yaklaşık 80 milyon dolar para aktanyor. dürlükJerine bağlı işletmeler, 1980'lerden itibaren araştırma-ge- liştirme yapamayacak duruma geri- letilmişti. Bunun sonucunda başta ABD ve Israil olmak üzere çeşitli ülkelerin, genetik yapısıyla oynanmış tohum- lannı kullanmak zorunda kalan Tür- kiye'de tohum yetiştiriciliği için uy- gun iklim, toprak ve diğer üretim faktörleri bulunuyor. 'Kentii Ar-Ce'mlzl yapmalıyız' Buna karşın ortalama 4 milyar do- larlık bir pastayı ifade eden tohum pazannı büyük oranda kontrol eden birkaç ulusötesi şirketin cazip paza- n haline gelen Türkiye'de, bir kilo domatesin tohumu 10 büı dolara ka- dar çıkıyor. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği'nin (Türkted) verilerine göre Türkiye uygun koşullan bu- lunmasına karşın tohum ihracatıyla ilgili uluslararası istatistiklerde yer almıyor. Ziraat Mühendisleri Oda- sı Başkanı GökhanGünaydın, özel- likle mısır, patates, soya, domates gibi ürünlerde genetik yapısı değiş- tirilmiş tohumlar kullanıldığını be- lirterek genetik yapısı değiştirilmiş bitki üretiminin en fazla ABD, Ar- jantin, Kanada ve Çin'de yapıldığı- m söyledi. AB 'ye genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerin gıremedifini ya da üzerin- de "Genetik yapısı de^ştirümiştir" etiketinin bulunması zorunluluğu olduğunu dile getiren Günaydm, "Bu işin bir de sağhk boyutu var. Orada tüketici isterse abyor. Bizde ise denetim vapılmıyor" dedı. Tanm Işletmeleri'nin özelleştiril- mesinin çözüm olmadığını belirten Günaydın, "Tanm Bakanhğı, çoku- luslu şirketlerin geiip bizim işletme- lerde tohum üreteceğini düşünüyor. Tohum açığunızı böyle kapatmayı planhyorlar. Oysa önemli olan Ar- Ge'ye kimin sahip olduğudur. Biyo- teknolojik araşttrmalanmızı kendi- miz yapmahyız" diye konuştu. Tanmda Ar-Ge'ye yatınm Tekfen, Sapeksa tesislerini satın aldı Ekonomi Senisi - Tanm sektöründe Toros marka- sıyla faaliyet gösteren Tek- fen Tanmsal Sanayi Gru- bu. Sabancı Holding'e bağlı Sapeksa'nın Ada- na'da bulunan tohum üre- tim depolama ve araştırma tesislerini satın aldı. Konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Tek- fen Tanmsal Sanayi Gru- bu'nun başkan yardımcısı Esin Mete, tanm sektörün- de hastalıklardan annmış ve homojen yapıda tohum, fıde ve fidan ihtiyacının karşılanmasında da öncü olacaklannı belirtti. 2025 yılında dünya nü- rusunun 8 milyan bulaca- ğını, bunun aksine ekilebi- lir alanlann ve su kaynak- lannın giderek azalacağını söyleyen Mete, tanm sek- töründe Ar-Ge ve teknolo- jiye yatınmın kaçınılmaz olacağını ifade etti. Mete, Türkiye'de üretilen ve da- ğıtılan gübrenın yüzde 25- 30"unun, fidenin yüzde 16'sının, tohumun da yüz- de 45'inin Toros'a bağlı şirketler tarafından üretil- diğini belirtti. Toros Gübre ve Kimya Endüstrisi Mü- dür Yardımcısı Iskender ls- çener de, Ar-Ge faaliyetle- ri için yılda 300-400 bin dolar bütçe öngördükleri- ni, kaydetti. Tekfen Sanayi Gru- bu'nun bünyesine katılan tesisler, bundan böyle "To- ros Agripark'' ismiyle fa- aliyetini sürdürecek. Doku Kültürü Laboratuvarı Tekfen Tanmsal Sanayi Grubu bu satm alma üe buükte, biyoteknolojik tanmsal üretim ve araşürma çahşmalan yapacak. 5 böhımden oluşan tesislerde, sebze ve tarla tohumlan işleme üniteleri, tohum depolama üniteleri, kabteti fıde ve fidan üretmek için 12 bin metrekarenk seralar, tohum katite laboratuvaıian ve biyoteknoloji merkezi bulunuyor. Tesislerde Ar-Ge çahşmalannın yam sıra muz. kiraz ve hastahklardan anndınlmış patates tohumu üretilecek. Resimde görülen Doku Kültürü Laboraruvan'nda bitki doku kümırleri ile hastahklardan anndınhnış fîde ve fidanlann üretimi yapıhyor. Corendon 'un 19 Euro 'ya uçuşlan ölü sezonu canlandırdı îstanbul'daki oteller doldu Adını madenden alan şirket Corendon, adını bordo renkü ve elmastan bir derece yumuşak bir maden çeşidinden aldı. 2001 'de TUItidertiğmiyakala- yan şirket, 2002 ve 2003^ Tür- kiye'ye turist getiren tur opera- törü oldu. Karaer, Antalya, BodrumveAlam^'yıçokmbi- len Avrupah turiste tstanbul'u tanıtmak istediğini söyledi OLCAYBUYUKTAŞ AMSTERDAM - tki Türk ortağın Hollanda'da kurduğu Corendon şırketinin 19 Eu- ro 'dan başlayan biletlen Istan- bul'uhareketlendirdi. Hollan- da pazanndan Türkiye'ye tu- rist gönderen acenteler arasın- da yüzde 20 pazar payı ile bi- rinci sırada bulunan Coren- don'un Hollanda-Türkiye günlük uçuşlan, Istanbul'da ölü sezon sayılan dönemde 20 civanndaki oteli mayıs sonu- na kadar doldurdu. Maden mühendisi îzmirli Yıkhray Karaer ve ortağı Ablay Us- hı'nun 1997'deAmsterdam'da kurduğu Corendon şirketi, Hollanda'nın en büyük tur operatörleriyle rekabet ediyor. Geçen yıl 140 bin Hollandalı turistı charter seferleriyle Tür- kiye'ye getiren Corendon, 19 Mart'tan itibaren de Hollan- da'nın Eindhoven Havalimanı ile tstanbul'un Yeşilköy Ha- valimanı arasında her gün ta- nfeli uçuşa başladı. 19-99 Euro'ya bllet Corendon, Istanbul-Eind- hoven düşük fiyatlı günlük ta- rifeli uçak seferlerinin ardın- dan, Türkiyede iç hat seferle- rine de başlayacak. Yıllık ci- rosu 70 milyon Euro olan Co- rendon'un 2004 hedef cirosu da 120 milyon Euro. Geçen yıl Belçika, Hollanda ve Alman- ya'dan 200 bin turist getiren şiretin bu yılki hedefı de 235 bin. Corendon'un Hollanda- Türkiye fıyatlan 19-99 Euro arasında değişiyor. Erken bilet alan ucuz fiyatı yakalıyor. Halen Amster- dam'a uçuş yapan THY ve KLM'nin fıyatlan 405 ile 600 dolar arasında değişiyor. Uçaklarda ücret karşıhğı ser- vis uygulanıyor. Bilet satışı in- ternet üzerinden ve telefonla, tahsilatı da kredi kartıyla ya- pan şirketin ayn bir sanş eki- bi, bilet, fatura vs. masran yok. Uçuşlar Atatürk Havalima- nı'ndan Eindhoven'e her gün saat 12.00'de yapılryor. Eind- hoven den kalkacak uçaklann kalkış saati ise 15.00. Hazır giyimciden yeni strateji Şirketler birleşip ortak yatirıma soyunacak BAŞAK SEZEN Istanbul Tekstil ve Konfek- siyon Fasonculan Derneği (İTKFD) üyeleri, belirledik- leri strateji doğrultusunda 4-5 kişilik şirketler kurup 5084 sayılı Teşvik Yasası kapsa- mındaki illere yatınm yapa- caklar. Yasa kapsammdaki 36 ili tek tek gezdik- lerini ve oradaki yatınmcı ya da ti- caret ve sanayi odalan başkanla- nyla görüştükle- rini belirten İTKFD Başkanı Yılmaz Kocaoğhı. bu illerin sosyo- ekonomik ve demografik ya- pısını içeren bir rapor hazırla- dıklannı söyledi. Bunun sonucunda ilk önce Diyarbakır, ardından Malat- ya ve Adıyaman'da anonim ortaklık halinde tesis kurma kararı aldıklarını söyleyen Kocaoğlu, "Diyarbakır'da nisanda 200 kişinin işe başla- yabileceği bir hazır gryim te- • ilk önce Diyarbakır, ardından Malatya ve Adıyaman'da anonim ortaklık halinde tesis kurma karan alındı. sisi kurulacak. 2 bin metreka- re kapah alan üzerindeki tesi- sin maliyeti 500 mihar üra" dedi. Bu illere yatırım yapacak olanlann îstanbul'daki mev- cut yatuımlarmı konıyacakla- nnı belirten Kocaoğlu, kendi- si de dahil olmak üzere Diyar- bakır'da kurulacak 4 ortaklı şirketin diğer his- sedarlannın ise Neskon Tekstil, Alkas Tekstil ve Enisbütü Tekstil olduğunu ifade et- ti. Malatya'da gö- rüşmelere devam edildiğini söyle- yen Kocaoğlu, "Şimdink Sümerbank tesisle- rinin bulunduğu 50 bin metre- karebk bir alan var. Burada da yine a>ıu strateji doğrultusun- da bir tesis kurulabinr" diye konuştu. Kocaoğlu aynca, yasayla il- gili yönetmeliğin çıkmaması ve bazı belirsizliklernedeniy- le hâlâ çok büyük tereddütle- ri bulunduğunu vurguladı. HAŞKANLARA TIRPAN BDDK'de gözgözü görmüyor • BDDK Başkanı Bilgin, kurum bünyesindeki daire başkanlıklannı aldığı ani bir kararla kaldırdı ve yerine yenilerini kurdu. Yeni yapılanma kapsamında eski başkanlann bazılan pasif görevlere getirildi, bazılan da açıkta kaldı. HACER BOYACIOĞLU ANKARA - Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurumu, yapılan son düzenlemeler nedeniyle altüst oldu. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in aldığı kararla, kurumdaki daire başkanlıklannın büyük bir kısmı tasfiye edildi. Kapatılan başkanlıklann yerine, birkaç dairenin işlevini üstlenen yeni başkanlıklar oluşturuldu. Yeni yapılanma nedeniyle eski daire başkanlannın bazılan daha pasif görevlere getirilirken bazılan da açıkta kaldı. BDDK'nin yeni yönetimi, kurumdaki tüm taşlan yerinden oynahyor. Yeni yönetimin aldığı kararla, mevcut daire başkanlıklannm büyük bir kısmı kaldınldı. Kaldınlan daire başkanlıklan arasmda Ekonomik Değerlendirmeler Daire Başkanlığı da yer alıyor. Bu dairenin yerine, Araştırma Dairesi Başkanlığı kuruldu. Uluslararası tlışkiler Daire Başkanlığı da tasfiye edilirken yerine Dış llişkiler Dairesi Başkanlığı kuruldu. Izleme Dairesi, Kuruluş-Yetkilendirme ve Izin Işlemleri Daire Başkanlığı, Değerlendirme ve Uygulama Daıre Başkanlıklan da kaldınldı. Tüm bu dairelerin görevleri; Kuruluş 1-2-3-4 adı altında oluşturulan yeni başkanlığa verildi. Personele tasfiye Yeniden yapılandırma daire başkanlanna da olumsuz yansıdı. Tasfiye edilen daire başkanlıklannın başında bulunan isimlerin bir kısmı daha pasif görevlere getirildi. Başkanlann bir kısmı ise açıkta kaldı. BDDK Başkanı Bilgin'in izlediği "yeni personel potitikası" çerçevesinde; başka kurumlardan BDDK'ye geçen personelin de geldikleri kunımlara geri gönderildikleri öğrenildi. İlk deflll Bilgin, BDDK Başkanlığı'na; görevden alacağı bürokratlar için 18 kişilik bir danışman kadrosu kurarak başlamıştı. Danışmanlık dışında 71 yeni kadro için de açıktan atama izni alan Bilgin; kurumda uzun yıllardır görev yapan BDDK Başkan Yardımcısı Fikret Sevinç ve Teoman Kerman'ı da görevden almıştı. Görevden alman 7 üst düzey burokratın binaya giriş çıkışlan, Bilgin'in talimatıyla yasaklanırken; bu bürokratlar için Maltepe'de pavyonJann olduğu sokakta bir büro tutulmuştu. İLGÎ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK oziem.yTizak<a«ırnhuriyetcom.tr Stiglitz % Nerede Hata YapUk?' diyor... Ya Biz? Yatınmlanmızdan kıstık, çün- kü IMF'ye söz vermiştik, mak- ro hedeflerin tutması için yüzde 6.5'lik faiz dışı fazlanın sağlan- ması gerekiyordu... Harcama- lardan da kıstık, yine aynı ge- rekçeyle. Bugün ülkenin en bü- yük iki sorunundan biri istih- dam, öteki ise giderek artan iç ve dış borç yükü. Türkiye istih- damı arttırıcı politikalan yaşa- ma geçiremiyor, çünkü yatırım ortamını iyileştirecek düzenle- meler yapamıyor. örnegin vergi oranlarını indir- se, bu kez faiz dışı fazlayı tuttu- ramayacak, borçların çevrilme- si kolaylaşmayacak. Daha ba- sit tanımıyla IMF itiraz edecek ve program sürdürülemeyecek. Birkısırdöngü... Nasıl sonuçla- nacak beraber göreceğiz. Ve büyük olasılıkla bir nokta- da dönüp "Biz nerede hata yaptık?" diye soracağız... Stiglitz de aynı soruyu sormu; Şimdi gelelim bu soruyu bir- kaç yıl önce soran birine. Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın Ekonomi Danışmanları Konse- yi'nin başkanlığını üstlenen, ar- dından 1997-2000 yıllan arası Dünya Bankası başekonomisti olarak görev yapan Nobel ödü- lü sahibi Joseph Stiglitz, "Şu anda bulunduğum noktadan 1990'lara baktığımda şunu so- ruyorum: Biz nerede hata yap- tık" diyor. Stiglitz Türkçeye "90'lann Yükselişi" adıyla çev- rilen kitabında 1990'larda yaşanan ani yükseliş ve çöküşün çar- pıcı öyküsünü anlatırken ABD'nin ikiyüz- lüpolitikasını ve kendini kurtar- mak için nasıl di- ğer ülkeleri 'aç- mazın' içine sü- rüklediğini tüm çıplaklığıyla orta- ya koyuyor. Birkaç alıntı ya- palım: "Ekonomi Da- nışmanları Konse- yi başkanlığından Dünya Bankası başekonomist- liğine geçiş yaptığımda farkına vardığım en tehlikeli durum, IMF ve ABD Hazinesi'nin yurt- dışında, yurtiçinde uğruna sa- vaştıklanmızın tam tersini da- yatıyorolmalanydı. Içeridesos- yal güvenliğin özelleştirilme- mesi için savaşırken dışanda özelleştirilmesini aşılıyorduk. Içeride borçlulan kurtanp onla- ra taze birbaşlangıç şansı ver- mek için iflas yasasını kabul et- tirmeye çalışırken dışanda ifla- sın kredi sözleşmesinin iptali olarak kabul edilmesini savu- nuyorduk. Içeride merkez bankasının yetkisi- ni özellikle enflas- yona odaklaya- cak değişime karşı çıkarken gerçekte merkez bankasının istih- dam yaratmaya yeterince önem vermemesin- den kaygı du- yuyorduk. Dı- şanda merkez bankasının özellikle enf- lasyona odak- lanmasını isti- yorduk. Içeride piyasaların sı- nırlan olduğunun bilincindeydik ve devletin önemli (ancak sınır- lı) bir rolü olduğuna inanıyor- duk. 'Piyasalann, ekonominin (ve toplumun) sorunlannı ken- di kendilerine çözebileceği' sa- vını ortaya koyan piyasa temel- li yaklaşıma inanmamakla bir- likte, dünyanın diğer ülkelerine doğrudan ya da IMF aracılığıy- la bu görüşü aşılıyorduk. 1980'lerden başlayarak IMF, Dünya Bankası ve ABD Hazine- si tarafından savunulan bu stra- tejiler kimilerince 'neo-libera- lizm' olarak adlandınlmıştı. Bu stratejinin oluşumunda rol oy- nayan herkes VVashington'da olduğu için 'VVashington Kon- sensüsü' olarak da anılıyordu. Strateji devlete ait girişimleri özelleştirerek, ekonomide dev- letin gözetim, denetim ve mü- dahalelerini kaldırarak devletin rolünü en aza indirmeyi hedef- liyordu. Devletin makro istikra- ra yönelik bir sorumluluğu var- dı, ancak bu sorumluluk işsiz- lik oranının değil, enflasyon ora- nını aşağıya çekilmesini öngö- rüyordu..." Stiglitz kitabında, gerçekte, Asya'da kriz süresince ve krizin ardından en iyi gelişimi göste- ren ülkelerin standart IMF/ABD Hazinesi reçetesini uygulama- yanlar olduğunun da altını çizi- yor. Prof. Stiglitz 28 Nisan'daTür- kiye'de bir konferans verecek. Küreselleşmenin artıları eksile- ri, dünya ekonomisinin bugü- nü, geleceği ve Türkiye'ye yan- sımaları hakkında görüşlerini aktaracak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear