23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3ŞUBAT2004SALI CUMHURÎYET SAYFA HABERLER Uzmanlara göre, çocuk ve gençlerde madde kullanım, suç işleme ve şiddet eğilimi giderek artıyor RiskaltındakiküçükbedenlerRİSK ALTINDAKİ COCUK KİMDIR? BeUrtüer: • Okuldan kaçan •Alkol, madde kullanan • Suç işleyen ya da işleme eğilimi olan •Şiddet eğilimi gösteren •Sokakta çalışan •Evden kaçan •Kendine zarar veren • Erken cinsel ilişüde bulunan Ruhsal bozukluklar: • Dcnranıs bozukiuğu olan • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu olan • Karşı olma-karşıt gelme bozukiuğu olan Yol açan etkenler neler: • Genetik _ _ . . - •Ailesel • Göç •Psikolojik (Dürtü kontroleksikliği, engellenme eşi- ğinîndüşükolması, sosyalbeceridüsüklüğü, huzursuz- luk) •Çevresel (Yoksulluk, ekonomik geleceğin zayıfol- ması, riskli davranışlann o çevre içindeyaygın olma- sı, kabulgörme, yüksek riskli arkadaşlann variığı) FİGEN ATALAY Çocuk ve gençlerde madde kullanımı, suç işleme ve şiddet eğilimi gide- rek artıyor. YÖRET Vakfi Baş- kanı Nüket Atalay. risk altın- daki çocuklann belirlenmesı ve onlara destek verilme- sinde rehber öğretmen- lerin büyük önem taşı- dığını söyledi. Rehber öğretmenlerin kalitesinin arttınlma- sı için çaba harcayan YÖRET Vakfı'nın eğitim ekibinden psi- kolojik danışman Süheyla Ozgir- gin de, bütün çocuklann potansiyel olarak risk altında olduğûna dikkat çekti. Özgirgin,"Hanginedenleolur- sa olsun okul dışına itilen her çocuk risk altmdadır ve konu, hızb nüfus arüşı ve ekonomik nedenlerin ötesin- de önceükle bir eğitim sorunudur" dedi. Özgirgin, risk altındaki çocuklar konusunda rehberlik çalış- malannın önemini ise şöy- le anlattı: "Rehberlik servisi, çocuk- aik ve eğitim kurumunun tümçahşanla- n ik çocuğun için- de buhınduğu bütün çevreİer- leilgili ve ilişkilidir; çocuk- la ilgili ve ilişkib her duru- mun, çocuğun yaranna olabilmesi için çaba har- canıak durumunda- dır. Ortak tutum ve yaklaşunlann sağlana- bflmesl çocuğun yaranna ortamlann oluşabilmesi ve sorunlann önlenme- si ancak böyle mümkündür. Bu açı- dan rehberlik servisi, çocuk- aile-eği- tim kurumu arasuıda çocuğun yara- nna işbiıüğinin sağianması, çocuğun ifade ve sorun çözme becerflerinin ge- BştirUmesi için gerekli ortam-tutum ve yaklaşımlann yaraühnasuıda ön- cü ohnak durumundadır." BU TİP DAVRANISLARA DİKKAT! YÖRET Vakfi Başkam Nüket Atalay, ailelerin çoculdannı dikkatle takıp etmelerini ve aşağıdaki davranış biçimlerini gördükleri takdirde bir uzmandan yardım almalarını belirtiyor. •Bağırma •Evden kaçma • Şiddetgösterme • Bıçaktaşıma •Söyleneniyapmama •Isteği olmayınca öfke kriziyaşama • Kendini kesme •Hınızlık • Uyuşturucu kullanma •Kaübnama, kendiniizo- leetme Duygulan: • Gihvnsizlik •Korku •Değersizlik • Endise •Kendine aşırı güven •Anlasılmadığı hissi • Aldırmazhk •Öfke •Saldırganlık • Suçluluk •Sevilmediği hissi Ihtiyaçlarv • Dıslanmama •Eğitim • Sağlık hizmeti ve sağ- hkeğitimi •Fızikselkorunma • Psikolojikdestek • Beceri kazanma • YaJanlık • Yasal bilgilenme ve avukat • Mesleki eğitim ONLAR DA YARIŞIYOR Türkiye'de 5 yaş altı ölümlerininyüzde 60'ı beslenme eksikliğinden kaynaklanıyor Üniversite sınavı ailelerin de stres kaynağı • 'Büyük sınav'a hazırlanan çocuklann aileleri kaygıdan kurtulmak için psikologlann kapısını aşındınyorlar. ESRAAÇ1KGÖZ ÖSS, adaylar kadar aileleri de etkiliyor. Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi Rehberlik Servisi, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emine Erktin ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozana Ural'la bu konuda bir araştırma hazırladı. "Universite Giriş Suıavı Haarhğuıda Afle KatuımT adlı araşnrmaya katılan annelerin yüzde 72'si, babalann ise yüzde 52 'sı çocuklannın sınavı için "sürekti kaygüandıklannr belırtıyorlar. ÖSS'ye hazırlanan 232 lise son sınıf öğrencisi ve ailelennin katıldığı araştırma ıle "üniversite suıavı hazırhğı içindeki ailelerin kaygı ve öz- yeterliİik düzeyi ve sınav stresi Ue başa çıkma yoUan" saptanmaya çahşılmış. Doç. Dr Ozana Ural "Ulkemizin koşullan yüzünden öğrencilerin önce Kseye, sonra üniversiteye giriş için zorlu smav sistemi içinde yanşmalan gerekiyor. Eğhime önem veren pek çok aile çocuklannın üniversite eğitimi almasını istiyor" dedı. Yrd. Doç. Dr. Emine Erktin, "Üniversiteye çocuklaruun girebilmesi için aileler, maddi ve manevi çocuklarryla bûükte yanşıjorlar* dıye konuştu. Araştırma sonuçları %/ Araşnrmaya katılan öğrencilerin yüzde 53 ü "sadece dershaneye gjderek" sınava hazırlarurken yüzde 10u "dershaneye ek olarak özel ders" de ahyor. \/ Velilenn yüzde 6 sı, sınav hazırhğı için bütçelerinden "hiç para" ayırmadığını söylerken yüzde 57'si "makul bir miktarda bütçe" ayırdıklarını, yüzde 35'i "bütçeterini zorladıklarmT, yüzde 2'si ise "bütçelerini aşan harcamalar yüzünden borçlanmak durumunda kakuklannı" ifade ediyorlar. f'Ankete katılan velilerin yüzde 66'sı, çocugu sınava hazırlarurken "sürekli endişe, kaygı ve stres gibi sıkuıtüar" duyduğunu, yüzde 9'u "zaman zaman kaygılandığını". yüzde 25'i ise "kaygılanmadığınf' söylüyor. - Annelerin yüzde 66'sı, babalann ise yüzde 71 'i kaygılannı azaltmak için "hiçbir şey yapmadıklannı", her iki grubun da yüzde 6'sı "psikologdan yardun aldridannı", annelerin yüzde 27'si, babalann ise yüzde 2l'i "kaygılannj azaltmak için farklı yöntemlere başvurduldannr belirtiyorlar. •Velilenn yüzde 30'u "ÖSS'nin hayati önem taşjdığını" belırtırken yalnızca yüzde 1 'i "önemsiz bulduğunu" söylüyor. •Ankete katılan velilerin yüzde 20'si üniversite eğitiminin "iyi bir kazanç için", yüzde 17 si "iyi bir çe\Te için", yüzde 37'sı ise "saygmhk kazanmak için" gerekli olduğunu ifade ediyor. Yetersiz besLenme can ahyor Uzmanlar, erken çocukluk döneminin Idşüiğin temeUerinin aüldığı bir süreç olduğunu söylüyor. Okulu 'önceden' sevmek Okulöncesi eğitim kurumlan, çocuklann zihinsel ve bedensel gelişiminde büyük rol oynuyor EVRİMKAYA Özellikle büyük kentlerde, an- nelerin çalışması, oyun alanlan- nın azlığı, küçük çocuğun bakım ve beslenmesine yeteri kadar za- man aynlamaması gibi neden- lerle tercih edilen okulöncesi eği- tim kurumlan, zihinsel ve be- densel gelişimde büyük rol oy- nuyor. Zihinsel gelişim ve er- ken çocukluk dönemi eği- timi konusunda yapılan çok sayıda araşurmaya göre, 17 yaşına kadar olan zihinsel gelişimin yüzde 50'si 4 ya- şa kadar, yüzde 30'u 4 ya- şından 8 yaşa kadar, yüz- de 20'si ise 8-17 yaşa ka- dar elde ediliyor. Istanbul îl Milli Eğitim Müdürlüğü "•"" verilerine göre tstanbul'da 1173 okulöncesi eğitim kurumunda 0- 6 yaş grubunda 2 bin 807 öğren- ci eğitim ahyor. ci özelliklerin tanımlandığı bir süreç olduğunu söylediler. Istanbul Üniversitesi îstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri- si Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümran Tüzün, okul öncesi eğitimin, kişilik gelişimi, psiko- lojik ve sosyal gelişim açısından çok önemli olduğunu dile getir- di. Prof. Dr. Tüzün, "Çocuklar • Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümran Tüzün, okulöncesi eğitimin, kişilik gelişimi, psikolojik ve sosyal gelişim açısından çok önemli olduğunu söyledi: Çocuklar geleceğimiz olduğûna göre onlan en iyi şekilde eğitmemiz gerekiyor. ye Çocukevi'nin kurucusu psi- kolog Başak Kerimoğlu Şenyurt okul öncesi eğitim kurumunun iş- levinin çocuklann belli saatler içinde bakım ve beslenmelerini sağlamaktan öte onlann zihinsel gelişimlerine katkı sağlamak ol- duğunu söyledi. Şenyurt, çocuklann gelişimi- ni en etkın şekilde desteklediği saptanan ve dünyaca kabul edilen "Re^io Emflia Yakbşunı" ad- lı eğitim sistemini be- nimseyen çok az sayı- dald kurumdan biri ol- duklannı anlattı. Klslllflln temellerl atılıyor Uzmanlar, erken çocukluk dö- neminin kişiliğin temeUerinin atıldığı, ilerki yaşlardabelirleyi- gekceğimiz olduğûna göre onla- n en iyi şekilde eğrtmemiz gere- kiyor. Çocuklar okul öncesi eği- tim kurumlanna kaydetrjrüme- den önce ön araştırma yapüma- h, kurumun gereken koşuDanta- şıdığmdan emin olunmahdır" diye konuştu. îstanbul Tarabya'da geçtiğimiz yüdanbuyanahizmet veren Atöl- Üreten çocuRlar Şenyurt, marangoz- hane, fotoğraf odası, çocuk mut- fağı ve 500 metre karelik bahçe- siyle hizmet veren çocukevinin amacını " I retmeninzevkmi alan, tüketirken bilinçli olan çocuklar yetiştirmek" olarak açıİdadı. Detaylı bilgi ahnak ve kaydol- mak için; Atölye Çocukevi Tel: 0 212 299 93 25, wmv. atofye- cocukevl com Sığınmacılara Türkçe dersi Türkiye'ye tran, Irak ve Afganistan'dan gelerek başka bir ülkeye girmek üzere Van'da bekleyen sığınnıacılann çocuklan, Türkiy e Eğitim Gönüllüleri Vakfi Feyyaz Toker Eğitim Parta'ıida Türkçe öğreniyor. 114 çocuğa, özelükle Türkçe konuşma, okuma ve yazma dersi veriliyor. (AA) • Türkiye'de her 5 çocuktan 1 'inin yaşına göre kısa. 24-59 aylık çocuklann yüzde 20'sinin bodur olduğunu belirten Hacettepe Üniversitesi Beslenme Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevinç Yücecan, 5 yaşındaki çocuklann yaklaşık 4'te 1 'inin kronik olarak yetersiz beslendiğini, yüzde 8'inin ise ciddi şekilde kronik beslenme bozukiuğu gösterdiğini belirtti. tSTAIVBUL (AA) - Annelenn yüzde 95'inin çocuklannı emzırdiğı Türkiye'de, ilk 4 ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranının yüzde 9.4 olduğu bildırildi. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bılımlen Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevinç Yücecan, Türkiye'de çocuklardaki beslenme sorunlannı değerlendirdi. Yaşam kalitesinin arttınlması içm var olan ve yaşam kalıtesını bozan sağlık sorunlannın en aza indırilmesi gerektiğini belirten Yücecan, "Sağhkh beslenme abşkanhldannuı tcmeli çocukluk döneminde aülryor. Bu nedenle çocukluk çağuıda \erilen eğitim çok önemti. Eğitim programlan icerisinde temel beslenme ve sağhk bilgilerinin güncellenmesi gerekiyor'' dedı. Yapılan araştırmalara göre. Türbye'de emziren annelenn oranının yüzde 95.2. ortalama emzirme süresinin de 12 ay olduğunu ifade eden Yücecan, "Türkiye'de çocuklar, uzun bir süre emzirilmelerine karşm, ek besine çok erken yaşlarda başlanılnıaktadır" dıye konuştu. Anne sütünün öneml Bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenmelerinin sağhklı gelişmeleri açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Yücecan, buna karşın ilk 4 ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranının yüzde 9.4'te kaldığına dikkat çekti. Yücecan, bununla bırlikte doğumdan sonraki ilk bir ay içinde yalnız anne sütü alan bebeklerin oranının da yüzde 14 olduğûna işaret etti. Anne sütüyle beslenen bebeklerin yüzde 49'unun daha bir aylıkken ek besin almaya başladıklannı anlatan Yücecan, 2- 3 aylık bebeklerde ek besin alma oranının yüzde 55'e yükseldiğini belirtti. Her 5 çoculrtan 1'1. yaşına göre kısa Yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de her 5 çocuktan 1 'inin yaşına göre kısa, 24-59 ayhk çocuklann yüzde 20sinin bodur olduğunu belirten Yücecan, 5 yaşındaki çocuklarm yaklaşık 4'te l'inin kronik olarak yetersiz beslendiğini, yüzde 8'inin ise ciddi şekilde kronik beslenme bozukiuğu gösterdiğini bildirdi. Yücecan, boyun yaşa göre kısa olmasının özellikle kırsal yerleşim yerlerinde ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklar ile anneleri eğitimsiz olan çocuklarda yaygın olduğûna dikkat çekti.Doğum sırası 6 ve daha yukan olan 3 çocuktan birinin ve doğum sırası 4-5 olan 5 çocuktan birinin de yaşına göre kısa olduğunu söyleyenYücecan, 2 yıldan daha kısa aralıklarla doğan çocuklann yüzde 25'inin bodur, yüzde 12'sinin de ciddi şekilde kronik beslenme yetersizliği olduğunu belirtti. Tüm bu göstergelerin, bu yaş grubu çocuklarda yetersiz beslenme alışkanlıklannı ve tekrarlayan kronik hastalıklann varhğını yansıttığını kaydeden Yücecan, 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yüzde 60'ına da yetersiz beslenmenin neden olduğunu anlattı.Demir yetersizliği anemisine 0-5 yaş arası çocuklann yüzde 50'sinde rastlandığına işaret eden Yücecan, okul çağı çocuklarda bu oranm yüzde 30 olduğunu kaydetti. D vitamini yetersizliği sonucu gelişen raşitizmin gelişmiş ülkelerde yokolduğunu belirten Yücecan, ülkemizde raşitizm görülme sıklığının yüzde 7.9-20 arasında, iyot yetersizliğinden kaynaklanan guatnn, okul çağı çocuklarda görütme oranının da yüzde 31.8 olduğûna dikkat çekti. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Erdoğan Meclis'e Hesap Vermeli. Başbakan, ABD gezisini tamamlayarak önceki gün Istanbul'a döndü. Valizlerinde bu gezinin asıl amacı olan Kıbns'la ilgili bin birbilinmeyenli birdenk- lem paketi de var. Gezinin ilk durağı sayılması gereken Davos'ta- ki Kofi Annan görüşmesinden, VVashington'da Başkan Bush'la buluşmaya kadar bir dizi "resmi görûşme"de Türkiye Başbakanı'nın yanında Dışi- şileri Bakanlığı'nın görevli temsilcileri özellikle bu- lundurulmadığı için Erdoğan ın resmi görüş ola- rak neler söylediğini bilmiyoruz. Bizim, yani sade vatandaşlann bilmeyişinde bir olaganüstü durum elbette yok. Ama devlet de bil- miyor. Daha da vahimi bundan yıllarca sonra, res- mi arşivlerde bu gezi ile ilgili olarak araştırma ya- pacak olanlar için Türk tarafı adına söylenmiş söz- ier, çeşitli gazete haberteri ile sınırlı kalacak. ABD Başkanı ile Başbakan Erdoğan arasındaki bu ilk resmi görüşme, gerçekten Tayyip Erdoğan'ın An- kara'dan hareket ederken yaptığı açıklamalann ve bir gün öncesinde yayımlanan Milli Güvenlik Ku- rulu bildirisinin çerçevesinde mi geçti? Yoksa Kıb- ns için gizli ve özel pazarlıklara mı tanık olundu? Bunlar bilinmeyecek. Tabii, medyanın yeldegirmenleri tutanaksız gö- rüşmelerden bir sonuç çıkarabilmek çabası ile özellikle Bush-Erdoğan görüşmelerinde bizim ta- rafın sergilediği vücut dilini konuşturmaya özen gös- teriyorlar. Başka bazı arkadaşlarımız, Rum tarafı- nı nasıl güç durumda bırakacak hamleler yaptığı- mızı anlatma yarışına girişiyorlar. Tam bayram da- vullannın sesleri arasında, kurban kasapları bıçak- ları ile kılıç kalkan oyunu için alanlan doldurmaya hazırlanırken AKP Genel Başkanı'nın "Annan'ın ko- şullannı kabul ediyonız, masaya oturmaya hazı- rız" dediğini öğreniyoruz. Görüşmeler birtutanakla izlenmiş olsa Başba- kan'ın 'Annan'm koşullanderken bunun MGKbil- dirisınde yorumlandığı biçımi ile bir referans mı yoksa asıl yol gösterici beige mi olduğunu kolay- lıkla anlayabileceğiz. öyle birtutanak yok. Neden yok? Kim hangi cesaretle, karar ile kapalı kapılar arkasında Türkiye üzennde pazarlıklar yürütebili- yor? Anayasa uyannca devletin birii ğini temsil eden Cumhurbaşkanı, bu pazarlıktan haberli değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi? Mec lis'in Was- hington'daki kapalı kapılar arkasında bir Kıbrıspa- zariığı yapılıp yapılmadığını öğrenebilecek tek yet- kili organ olduğunda kuşku bulunmuyor. Sayın Başbakan, önceki gün Cüneyt Arcayü- rek'in "Günce/"indeortayaattığı kuşkulardoğrul- tusunda mı davrandı? Yoksa, Ankara'daki yetkili kurulların devlet stratejisi olarak belirlediği yönde mi hareket etti? Kaldı ki, egemenliğin asıl sahibi ve temsilcisi bulunan TBMM'nin oybirliği ile aldı- ğı kararlar da ortada. Ve onların elbette değişme- si de mümkün ama. Yine aynı yoldan. Yani bir baş- ka TBMM kararı ile. Dün Fikret Bila,Milliyet'teki köşesinde Erdo- ğan'ın Beyaz Saray'ın Oval Ofisindeki tutanak- sız ve tutamaksız girişimleri karşısında KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın liderliğindeki Türk tarafının Rumlar karşısında "pazarlık gücü" nü yitirdiklerinden yola çıkarak bayram sonrası anavatan ve yavruvatan arasında ciddi bir siyasal sorunun işaretini veriyordu. Gensoruluk sorular Bila'nın bu işareti verirken dayanaklannı satır başları ile sıralayalım: •Başbakan'ın peşin kabul açıklamalarından sonra Rumlar ile müzakerelerde Türk tarafının pa- zarlık gücü olabilir mi? •Bu açıklamalardan sonra Rumlann Türk tara- fına ödün vermeleri söz konusu olabilir mi? •Bir anlamda Annan Planı'nın olduğu gibi ka- bulünü de içeren Ankara'nın yeni yaklaşımı karşı- sında Rumlann güç sarf etmelerine gerek kalır mı? TBMM deki hem ana hem de tek muhalefet par- tisi CHP'ye tarihi bir görev düşüyor. Bayram erte- si pariamentoya bu yasama döneminin ilk genso- rusunu vermek. Elbette AKP'nin ezici çoğunluğu sayesin de o gensorunun görüşülmeden rededileceğini de bi- lerek. Ama, kapalı kapılar arkasında bol keseden yapılan pazarlıklar ve o pazarlıklar karşısında kimi yei değirmeni matbuatımızın hayranlığını çeken vücut dili çalımlannı da tutanaklara geçirerek Kıb- ns sorunu ile ilgili iktidar milletvekillerinin tek tek hangi düşüncede olduğunu verecekleri oyların rengi ile ölümsüz kılmafırsatını CHP iyi değerlen- dirmelidir. önce 28 Mart seçimleri için daha sonra günün birinde aynca kullanmak açısından, bu gensoru mut- laka ele alınmalıdır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtiae-kolay.net Cibali'deki liseliler yararlanacak Kadir Has'tan ücretsiz kurs Eğitim Ser\isi - Kadir Has Üniversitesi, Cibali semtinde yaşayan lıse ögrencilerine. ücretsiz üniversiteye hazırlık kursu veriyor. 16 Nisan tarihine kadar sürecek olan kurslara, lOOeşıtağırhk, 100 de sayısal bölümü öğrencisi alınacak. Öğrenciler, haftanın üç günü Kadir Has Üniversitesi öğretmenlerinden ders alacaklar. Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Yıhnaz, üniversitelerin gerek kültürel gerekse ekonomik açıdan bulunduklan bölgenin gelişimine katkıda bulunması gerektiğini belirtti. Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRK KALP VAKFİ 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Internet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreter a tkv.org.tr koordinatorfa tkv.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear