Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizlı
Y
Y
Y
B
B
B
B
B
28
29
29
32
35
36
37
34
Zonguldak Y 27 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
B
B
B
B
Y
Y
B
PB
26
28
24
24
30
31
31
25
A 37 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
34
33
36
36
33
34
31
28
Y 22
Yurdun koze> ke-
stmlen parçalı buluttu.
Marmara'nın kuzey ve
doğusu Batı Karade-
tız, Iç Anadolu nun ku-
zeybatısı Doğu Anado-
lu'nun kuzeydoğusu ıle
Artvın çevretefi sağanak
yağışlı, dığer yerler az
bulutlu geçecek Hava
sıcaklığı yurdun ıç ,e
doğu kesırıiennde bıraz
artarken dığer yerterde
değışrreyecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
B
Y
B
Y
PB
PB
PB
25
28
24
21
24
24
25
22
Münih Y 26
Beriin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Zürih
B
Y
B
Y
Y
Y
Y
Y
Y
30
26
37
26
28
27
30
33
?n
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahıre
PB
B
B
B
B
PB
Y
A
26
29
25
37
30
19
16
35
Şam B 37
Taşkent
Tahran
lı bulutlu Sıs-lı . Bu L,-lu ^ Çok bulutlu Yağmurttj > Kan Sulu kar k Gok gurültulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Aydın geçinen birçok yazar çizer -genelde med-
ya- ise; ıçeride ılımlı Islama teslim olmayı, dış so-
aınlarda ABD kuyruğunda yol almayı çağdaşlık
eseri sayıyor. örneğin Irak'a asker göndermenin
-ne olduğu olacağı belli olmayan- "getirecekleri-
ni" irdeleyen yazılar döktürüyor, TV'lerde uzun
uzadıya konuşmalar yapıyoriar.
Ama nedense ABD'ye bağımlı -Türkiye açısın-
dan ne idüğü belirsiz- Irak politikasının "götüre-
ceklerini" hesaba katmayı, üzerinde tartışmayı
akıllarının ucundan geçirmiyorlar.
• • •
Başa dönelim; RTE elbette şöyle rahat bir ne-
fes almıştır. Zira orman niteliğini yitirmiş arazüer-
de yaşayan köylüden başka hemen herkesin -
başta Unakıtan'ların- derin maddi yarar görece-
ği yasa referanduma başvurrnaksızın TBMM'den
geçti.
Demokratik birtoplum için ne büyük ayıp. Sivil
toplum örgütlerinde tık yok, medyada tık yok; gö-
rev yapması gerekenler sus pus.
Ormanların talan edilmesine ön ayak olacağı
söylenen yasayı neme lazımcılıkla karşılayan ku-
rumlar, kuruluşlar, hemen herkes -örneğin med-
ya, çarpıcı haber olur diye- gözünü Çankaya'ya
dikmiş, Cumhurbaşkanı Sezer, anayasanın ka-
musal ruhunu bir kez daha zedeleyen yasayı bir
kez daha veto eder mi etmez mi diye bekliyor.
Kuşkusuz RTE; bir başka temel konuda Was-
hington'a verilen sözü yerine getirmenin rahatlığı
içinde.
Yapay, daha doğrusu yutturmaca ismi Topluma
Kazandırma veya Eve Dönüş. Oysa aslında bal gi-
bi af yasası.
Içişleri Bakanı Aksu kürsüde, "Buyasa 'dışarı-
nın' telkini üzerine hazırianmamıştır" diyor. Ne ça-
re, bugüne kadarki gelişmeler Aksu'yu yalanlayan
içerikte. ABD, Kuzey Irak'ta ilişki kurduğu terörist-
lere; hatta, siyaset yapma olanağı verecek af ya-
sasından sonra dağdan inmelerini, Türkiye'ye
dönmelerini önermedi mi?
VVashington zıyaretinde Abdullah Gül'e Savun-
ma Bakanı Rumsfeld, "Irak'ta Türkiye'ye yönelik
teröristlerfe mücadele etmek için Türkiye'nin af
yasasını çıkarmasını beklediklenni" söylemedi mi?
Söyledi.
Gül de Rumsfeld'e tarih vererek (29 Temmuz 03
Salı günü) PKK'lileri topluma kazandıracaklan gü-
vencesini vermedi mi? Verdi.
Peki ama, bu gelişmeler ortada iken Içişleri Ba-
kanı nasıl oluyor da "afyasasının dışardan telkin-
le hazırlanmadığını" söyleyebiliyor, anlaşılır cins-
ten birsav değil.
• • •
CHP muhalefeti adına konuşan Grup Başkan-
vekillerinden Mustafa Özyürek'in muhalefeti et-
kisiz ve renkstz. Son grup toplantılarında konuya
özenle eğılen Deniz Baykal'ın vurgulamalan dı-
şında, af yasasını doğru düzgün eleştiren konuş-
mayı -çok dikkat çekici örneklerle- Istanbul mil-
letvekili Onur Öymen yaptı.
Örneğin, Ingiltere bizimkine benzer bir af yasa-
sı çıkarıyor ve lakin Ingiliz hükümeti teröristlerin
"bütün silahlannı bırakmasını şart koşuyor".
Eve dönüş yasasında böyle bir koşul yok. Yok,
zira RTE hükümetinin görevi af yasasını çıkarmak
ve... PKK teröristlerine silah bırakmaçağrısını AB-
D'ye bırakmak!
Nitekim, af yasasının Meclis'te kabul edilmesi
üzennden dakikalar geçti, geçmedi. ABD Dışiş-
lerı Bakanlığı, "PKK-KADEK'Iİ teröristleriyasanın
getirdiği avantajlardan yararlanmaya, silahlan bı-
rakarak Türkiye'ye dönmeye" çağırdı.
BM Güvenlık Konseyi bir değil birkaç kez; NA-
TO, tarihinde ilk kez "devletlerin terör suçu işle-
yenleri, onlara yardımcı olanlan, onlan destekle-
yenleri, onlara para yardımı yapanları, bunlann
hepsini yakalayarak adalete teslim etmelerini" is-
tedi.
Bugün durumumuz nedir? BM ve NATO karar-
lanna karşın, ABD ile birlikte Türkiye:
Teröristleri af-fe-di-yor!
Başbakan
attan düştü
• Baştarafı 1. Sayfada
tan düşerek daha başka
bir tanıdık. Mesele ne
biliyor musunuz?
Damdan da düşsen, at-
tan da düşsen, düşriik-
ten sonra ayağa kalka-
bilmektir" dedi. Başba-
kan. Ankara Esenboğa
Havaalanf nda da gaze-
tecilerin sorulan üzerine
sağlığının iyi olduğunu,
vücudunda herhangi bir
yara bulunmadığını kay-
detti Erdoğan, "Veril-
miş sadakamız vardı,
dualann himmetiyle
birlikte" dedi
Annç inanamadı
Erdoğan'ın attan düş-
mesi. TBMM'de yasama
yılının sona ermesi nede-
rayle verilen resepsiyo-
nun da ana konusunu
oluştururken renkli di-
yaloglara sebep oldu.
TBMM Başkanı Bülent
Annç, yasama yılının
bitmesi nedeniyle dün
akşam resepsıyon \ erdi
Başbakan Erdoğan"ın Is-
tanbul Ba\rampaşa'da
attan düşrüğünü öğrenen
Annç. "1 Niss.n şakası
mı bu" dedi. Haberin
doğnı olduğunu öğrenen
Annç. "Başbakan ata
biner mi? Niye ata bin-
miş anlayamadım.Ama
çok şükür bir şey yok.
Damdan düşmesin
de..." diye konuştu
NebiAksel:
Ucuz atlatıldı
Binicilik Federasyonu
Başkanı Nebi Aksel ise
Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın attan düşmesini
'ucuz atlatılmış bir o-
lay' olarak değerlendir-
dı. Aksel. atın yetiştirici-
sini suçlayarak "Seyis
yanlış yapmış. Atın
huysuz olduğu daha
önce söylenmeliydi"
dedi. Binişten önce atın
binişe hazırlanması ge-
rektiğini belirten Aksel,
"Bu da yapılmayıp
'Buyrun ata binin' den-
miş. Başbakan ata bin-
dikten sonra at huysuz-
landı. Tayyip Erdo-
ğan'ın daha önceden
bir spor geçmişinin ol-
ması, aynca yaşının da
genç oluşu hayatım
kurtardı1
* diye konuştu.
Erdoğan'dankadro genelgesiBARIŞ DOSTER
Ümversitelerde kadrolaşma ça-
balan kaygıyla ızlenen AKP hükü-
metinin, genç bilım insanlannın
atamasında etkili olmak için do-
çent ve profesörler dışında, tüm
atamalan Devlet Personel Başkan-
lığı ile Maliye Bakanlığf nın izni-
ne bağlaması, akademik çevreler-
de büyük endişe yarattı. Bu yön-
dekı çabasını. Bütçe Yasası'na ek-
lediği maddeyle yasalaştıran AKP,
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne
başvunnası sonucu. bazı madde-
lerle birlikte ılgili hüküm de iptal
edilince amacına Başbakanlık ge-
nelgesiyle ulaştı.
Bu kez de yasalara aykın bir ge-
nelge >-ürürlüğe girdi. Aynca hem
yasalara, hem teamüllere göre do-
çentler ve profesorlerle birlikte
akademik eğitımin asli elemanlan
sayılan yardımcı doçentler, mağ-
dur duruma düştüler.
Hükümet. Bütçe Kanunu'na ek-
ledıği bir maddenin ıptalı üzenne
yayımladığı genelgeyle, üniversi-
telerin kaynağını denetleyıp yön-
lendınne nıyetinı bir kez daha or-
taya koydu. Resmi Gazete'nin 31
Mart 2003 tarihli mükerrer sayı-
sında yayımlanarak yürürlüğe gi-
ren yasada, "Kamu Personeline
tlişkin Hükümler" başlıklı 3. kıs-
mın 2 bölümünde. "Kadrolann
kullanımı" başlığının altındaki
31. maddenin a bendınde yer alan
"Ancak. hâkimlik ve savcılık
YÖK: YÜKSEKÖĞRETİM YASA TASLAĞI SİYASİ AMAÇLI
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yükseköğretim Ge-
nel Kurulu, Milli Eğitim Baka-
nı Hüseyin Çelik tarafmdan ha-
zırlanan Yükseköğretim Yasası
Taslağı'nı değerlendirmek üze-
re toplandı. Kunıl tarafindan ya-
yımlanan bildiride, taslağın si-
yasi amaç taşıdığı belirtilirken
taslağın me\cut haliyle yasalaş-
ması durumunda üniversitelerin
daha baskıcı bir rejimle yöneti-
leceği ifade edildi. YÖK Başka-
nı Kemal Gürüz de AKP'nın
"malumu" beyan ettığını ve
mesleklerinde bulunanlar ile bu
meslekten sayılan görevlerde
olanlar, yükseköğretim kurum-
ları öğretim üyeleri ve 24.5.1983
tarihli ve 2828 sayılı kanunun ek
I. nıaddesi uyarınca yapılacak
atamalar için izin aranmaz"
hükmü üniversitelerde kaygı ve
şaşkınlıklakarşılanmıştı CHP'nin.
Anayasa Mahkemesi'ne açtığı ip-
tal davası üzenne, bazı maddeler-
le birlikte. akademisyenleri tedir-
gin eden hüküm de iptal edilmiştı.
Ancak kadrolaşma konusunda pes
etmeyen hükümet, bu kez de
19.07.2003 tanh ve 2003'42 sayı-
lı. Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan imzalı Başbakanlık Genelge-
sı'yle bir başka yol denedı. Genel-
bunun değiştirileceğini sanma-
dığrnı söyledi.YÖK Genel Ku-
rulu, Prof. Gürüz başkanlığmda
YÖK binasında toplandı. Toplan-
tıya, YÖK üyeliğine atanan eski
Marmara Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ömcr Farnk Barırel
de ilk kez katıldı Gürüz'ün tür-
bana izin verdiği gerekçesiyle
Marmara Üniversitesi Rektörlü-
p'nden istifa ettirildiği belirtilen
Batırel'i kutlamaması dikkat
çekti.Toplantının ardından YÖK
taslağına ılişkin yayımlanan bil-
diride şunlara yer verdı:
• Taslağın hazırlanmasında il-
gili kesimlere danışılmanuş, tas-
lak kapalı kapılar ardında hazır-
lanmıştır.
• Taslak siyasi amaçhdır. Üni-
versiteler üzerinde siyasi otorite-
nin etkisini arttınnaya yönelik
bugünküne göre çok daha merke-
ziyetçi bir yapı öngörmektedir.
• Mevcut yükseköğretim sis-
temının kusursuz olduğunu ıleri
sürmek olanaksızdır. YÖK bu
tartışmanın en verimli şekilde
gerçekleştirilmesi için üzerine
düşeni yapacaktır.
gede."... Doçent ve profesör kad-
rolarına yapılacak atamalar dı-
şındaki her türlü naklen ve açık-
tan personel atamalan, ikinci bir
talimata kadar durdurulmuştur.
Ancak. kamu hizmetlerinde ak-
sama\a mcydan verilmemesi
amacıyla ivedi ve zorunlu haller-
de yapılacak atamalar için Baş-
bakanlıktan izin alınacaknr"
denmekteydı Bunun üzerine
YÖK. öğretim üyesi dışmdaki aka-
demik personelin bütçe kanunu
hükmü uyannca açıktan atanmala-
n için izin talep etti. ama yanıt ala-
madı. Konuya ilışkin görüşlerinı
aldığımız rektörlerin ortak saptama
ve kaygılan şöyle:
• Erdoğan ve hükümet, genç bı-
lim adamlannın atanmasım kendi
tekelme alarak. ünıversıtelerde
kadrolaşmak istiyor.
• Hükümetın bu çabalan. rek-
törler tarafindan şöyle değerlendi-
riliyor. "Profesör ve doçent ata-
malan dışında üniversitelere yet-
ki verilmemesi, yardımcı doçent-
lerin asli öğretim elemanı sayıl-
maması, doktorlar, araştırma gö-
revlileri ve öğretim görevKleriy-
le birlikte atamaiannın hüküme-
te bırakılması, üniversite kadro-
sunu kaynağında ele geçirmeyi
amaçlıyor. Hükümet YÖK son-
ra sı dönem için bu kadroları eii-
nin altında tutmak istiyor."
•Yardımcı doçentler, Danıştay'a
başvurmaya hazırlanıyorlar.
H Baştarafı 1. Sayfada
türüyor. Türkiye'den gönderilen
bazı yapıtlann da yer aldığı sergi
26 Ekim'de kapanacak, y\\ sonun-
da Topkapı Sarayı'nda açılacak.
Fransız Büyükelçisi Mösyö de
Ferriol, himayesinde 1699'da28
yaşındayken Istanbul'a getirdiği
ressam Vanmour'a, Istanbul 'da
100 kadar değişik kişinın resim-
lerini yapma görevini vermışti.
Günümüze genelde gravürler ha-
linde kalan bu yağlıboya resimler
içinde Üçüncü Ahmet'ın Fransız
Büyükelçisi'ni kabulü de beğeni
kazanmıştı. Bu nedenle pek çok
Batılı elçi de sanatçıya çeşitli sipa-
rişlervermişlerdi. Bunlar arasında
1744'e değin Istanbul'da Hollanda
Büyükelçisi olarak görev yapan
Calkoen de bulunuyordu.
Sarayda elçilerin kabulünün be-
lirli bir protokol düzenlemesine
göre yapılması ressama kolaylık
sağlıyor, önceden bazı taslaklar ha-
zırlayabiliyordu. Viyana'da Güzel
Sanatlar Akademisi'nde bulunan
bu taslaklardan bazılan da sergıde
ilk kez sergilenıyor Calkoen, ge-
rekVanmour'dan, gerek ışçilığinde
çalışan ötekı ressamlardan 70 ka-
dar resım almıştı.
Koleksiyonda, vezirler, saray gö-
revlilerinin de resimleri bulunuyor.
Bu tablolardan birinde padişahın
kabulünden sonra Sadrazam He-
kimoğlu AIi Paşa'nın büyükelçi
onuruna verdığı bir zıyafet sahne-
si görülüyor. Resimlerden ikisinde
Üçüncü Ahmet'i tahttan indiren
ünlü Patrona Halil Isyanı betim-
lenmiştir.
Birinde isyancılardan Muslu
Beşe, ötekisinde ise saraydakı kat-
liamın ardından tkinci Mah-
mud'un tahta çıkanlışı görülüyor.
Ressamın öteki ılginç yapıtlan ara-
sında Istanbul'da Osmanlı'nın gun-
lük yaşamıru yansıtan, örneğin lo-
ğusa töreni, çocuğun okula başla-
ması gibi değişik konulan ışleyen
resimler yer alıyor
Vârisi olmadan ölen büyükelçi,
koleksiyonunu Akdeniz ülkeleri ile
ticaretin geliştırilmesini amaçlayan
Levant (Yakın Doğu) Ticaret Oda-
sı'na bagışlamıştı. Koleksiyon da-
ha sonra Rijks Müzesı'ne verilmiş-
ti. 50 kadar tablonun yer aldığı ser-
gi, yıl sonunda Topkapı Sarayı'na
getirilecek, 2008'den sonra Rijks
Müzesi'nde sürekli olarak ziyaret-
çilere sunulacak.
Serginın danışmanbğmı Hacet-
tepe Üniversitesi Sanat Tanhi Pro-
fesörü Cünsel Renda yaparken
Koçbank'ın Hollanda Şubesi de fı-
nansmanına katkıda bulundu.
'7 uyum' Meclis'ten geçti
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Avrupa Birlıği'ne uyum ama-
cıyla hazırlanan 7. paket TBMM
Genel Kurulu'nda kabul edildi
Milli Güvenlik Kurulu'nun görev
alanı ve MGK Genel Sekreterli-
ği'nin yetkileri konusunda Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi
Özkök ün Başbakan'a ilettiği çe-
kinceler. gene! kurul sürecinde de
dikkate alınmadı. MGK Genel
Sekreterliği'nden alınan '"takip ve
koordinasyon" yetkisinin Başba-
kan'ın^örevlendireceği bir başba-
kan yardımcısınca kullanılması
için ilgıli maddeye hüküm eklendı.
AB'ye üyelik sürecınde "7.
uyum paketi" olarak adlandınlan
tasan, CHP'nin de desteğiyle yasa-
laştı. Genel kurulda CHP sözcüle-
ri, yasamn MGK ıle ilgili düzenle-
melerine ihşkın itirazlannı dile ge-
tırdi. CHP tstanbul Milletvekili Al-
gan Hacaloğlu "Evet siyaset kış-
laya bulaştırılmamalı, kışla siya-
sete taşınmamalıdır. Ancak siya-
set aynı anlayi|ta camiye de bu-
laştınlmamalıdır. Siyaset iç gü-
venlik birimlerine de bulaştırıl-
mamalıdır" diye konuştu. CHP
Istanbul Milletvekili Onur Öy-
men de MGK'ye ilişkın düzenle-
melerin "hükümetin askerle da-
ha az bir araya gelme isteğini
gösterdiğim" vurguladı. Öymen,
Türkiye'nin AB üyeliğini etkile-
mesi söz konusu olmayan ve Avru-
pa'daki örneklenyle bire bir uyuş-
mayan düzenlemelerin de tasanda
yer aldığına dikkat çektı.
Çiçek: Endişeye gerek yok
Adalet Bakanı Cemil Çiçek mıl-
letvekillerine teşekkür ederken
"Bu yasa daha kaliteli bir de-
mokrasi için, daha özgür bir top-
lum için önemli bir adımdır. LI-
kemiz için, devletimiz için, mille-
timiz için herhangi bir endişeye
demahalyoktur"dedi Cemil Çi-
çek, yeni dönemde en önceliklı so-
runun da "yeni bir anayasa yap-
mak olduğunu" söyledi.
Cumhurbaşkaru'nın onayına su-
nulan yasayla getirilen düzenleme-
ler ana hatlanyla şöyle:
• MGK Genel Sekreterliğı'run
görev ve yetkileri, "MGK'nin
sekreterlik hizmetlerini yürüt-
mek ve kanunlarla verilen görev-
leri yerine getirmekle" sınırlaru-
yor. Bunun dışında MGK Genel
Sekreterliği Yasası'ndaki yetkile-
rin tamamı yasadan çıkanlıyor
MGK'nin tavsiye kararlannın Ba-
kanlar Kurulu'na sunulması ve ka-
bul edilen karann izlenmesi içm
Başbakan, isterse bir başbakan yar-
dımcısını görevlendirebilecek.
• MGK Genel Sekreten'nin,
"Başbakanın teklifi ve cumhur-
başkanmın onayı ile atanması,
atamanınTürk Silahlı Ku\>etle-
ri mensupları arasından yapıl-
masınm öngörülmesi halinde
Genelkurmay Başkam'nın
olumlu görüşünün alınması" dü-
zenleniyor.
• Milli Güvenlik Kurulu'nun
görev alanı şu tanımla sınırlanıyor:
"Milli güvenlik ve devletin
milli güvenlik siyaserine ilişkin
tanımlar çerçevesinde devletin
milli güvenlik siyasetinin tayini,
tespiti ve uygulanması ile ilgili
konularda tavsiye kararlan alır
ve gerekli koordinasyonun sağ-
lanması için görüş tespit eder; bu
tavsiye kararlarını ve görüşleri-
ni Bakanlar Kurulu'na bildirir
ve kanunlarla verilen görevleri
yerine getirir." Kurul ıki ayda bir
toplanacak Ancak. başbakanın
önerisi üzerine veya doğrudan
cumhurbaşkanının çağnsı ile de
toplantı yapılabilecek.
Şiddete teş\ike ceza
• TMY'nın 7. maddesı değışti-
riliyor. "Şiddet veya diğer terör
yöntemlerine başvurmayı teşvik
edecek şekilde propaganda ya-
panlara" da ceza verilmesi öngö-
rülüyor.
• TCY'nin 159. maddesinde ta-
nımlanan devletin mane^•i şahsıye-
ti aleyhine suçlarda alt ceza sınrn
6 aya çekiliyor.
3. Ahmet'in Hollanda büyükelçisini arz odasında kabulü (solda). Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa'nın ziyafetinden bir ayrıntı (sağda).
Topkapı Sarayı diplomasisiAmsterdam'da
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
M Baştarafı 1. Sayfada
met oldu. Neler böyle olmadı ki!
Sunye deyince geleneksel olarak üç konu akla ge-
liyon
1-Hatay
2-Su
3- Terör
Miro'nun gezisıyle görüyoruz ki, bütün bu sorun-
lann çözümü için karşılıklı niyet oluşmuş. Yapılan or-
tak açıklamalarye perde gerisindeki değerlendirme-
ler bu yönde. Üç sorunun önüne de karşılıklı eko-
nomık, sosyal ve politik işbiriiği konmuş. Bütün dün-
yanın kabul ettiği evrensel bir gerçek var:
Komşularıyla arasını düzeltemeyen bir ülke kal-
kınamaz!
750 kilometreyle en uzun sınınmızın olduğu Suri-
ye ile işbiriiği sürecine girmek gerçekten sevindiri-
ci. Artık ilişkilerde sadece kriz değil, kiler de var.
Yukanda sıraladığımız sorunlar ne durumda, ona
bakalım...
21. yüzyıla sağduyu ile bakan Suriye yönetıcileri
Hatay konusunu şöyle yorumluyorlar:
Cihaza dayalı olarak yaşayan bir hasta yaşamını
yitirirse, cihazın fişini prizden çekmek gerekir. Ha-
tay iddiamız öldü. Ama kimse bunu dillendirmek ve
deyim yerindeyse fişi çekmek istemiyor!
Miro'nun, Ankara ziyaretlerinde yerı geldikçe Tür-
kiye'nin toprak bütünlüğüne saygıdan söz etmesı de
bu değerlendirmeyı tamamlıyor.
Sulann paylaşımı!
Su, Ortadoğu'nun en önemli konularından biri.
Suriye ile su konusunda iki değişik durumumuz var:
Fırat ve Asi.
Türkiye'den doğan Fırat'ın su potansiyelinin yüz-
de88.7'sıni yineTürkiye'deki kaynaklaroluşturuyor.
Suriye'deki kaynakların Fırat'a katkısı yüzde 11.3.
Irak'ın hıç yok. BunakarşılıkTürkiye, Fırat'ın potan-
siyelinin yüzde 35'ini kullanmayı hedeflerken, Suri-
ye yüzde 22 pay istiyor.
Konunun ayrıntıları bir yana, Türkiye Fırat üzerı-
ne gerdanlıklar dizmeye başladığı gün, gergedan-
lıklar ortaya çıktı. Gerek Suriye'den gerekse böl-
geyle hiç ilgisi olmayan ülkelerden itirazlar geldi.
Sorunun özünü Türkiye'nin Fırat'tan yararianma-
sından duyulan rahatsızlık oluşturuyor.
Miro'yla temaslarda su konusunun ortak bir an-
layışlayeniden ele alınması kararlaştırıldı. Çalışma-
ların başlangıcını şu değerlendırme oluşturacak:
Türkiye ve Suriye aynı havzanın ülkesıdir!
Ası konusunda Suriye'nin şu asiliğı vardı:
"Hatay benim fopraManmda olduğuna göre, Asi'yi
istediğim gibi kullanınm. Herhangi birpazartığa gir-
mem."
Suriye bu anlayışla Asi'nin yüzde 90'ını kullanı-
yor...
Terör konusundaki işbirliğinin somut sonuçları or-
tada. Suriye, yakın geçmişte kendi topraklarında
aktif olan terör örgütü elemanlannı yakalayıp Türki-
ye'ye teslim etti.
Miro'nun Ankara mesajlanndan biri de şu oldu:
"PKK artık geçmişte kalmış bir konudur. Toprak-
lanmızda Türkiye aleyhine hiçbirfaaliyete izin vermi-
yoruz, vermeyeceğiz."
Türkiye-Suriye ilişkilerini dikkatle izleyen üçüncü
bir ülke var:
ABD.
Her iki ülke de VVashington'u ürkütmemek için
özen gösteriyor! ABD'nin özellikle su konusuyta çok
yakından ilgilendığı biliniyor. Irak yönetiminde bir
de Su Bakanlığı'nın olması planlandı. Bir kulıs bil-
gisı de şu:
ABD Suriye'ye, "IsraıTin işgal ettiği topraklardaki
sularia iigiienme, b'ız senin Türkiye'den daha çok su
almanı sağlayacağız" dedi!
Dedik ya, sadece kutis!
Türkiye ile Suriye kendi sorunlannı kendisi çöz-
mezse, çözen çıkacak!
ankcum@ttnet.net tr
irak'a asker gbnderme
Gül, komisyonu
ikna edemedi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül,
TBMM Dışişleri Komis-
yonu'nu Irak'a asker
gönderme konusunda
"ikna edemedi."
Edımlen bilgilere eöre
Gül, dün TBMM Dışişle-
ri Komisyonu üyelerine
Dışişleri konutunda ak-
şam yemeği verdı. Irak'a
asker gönderme konusu-
da komisyon üyelerinin
nabzını tutan Gül, ABD
temaslan hakkmda bilgi
verirken Irak'a asker
göndermenin Türkiye
için yaratacağı avantajla-
n anlattı. Gül'ün görüş-
mede tezkere konusunda
harekete geçmeden önce
Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nm değerlendirmesi-
nin önemli olacağına ıliş-
kin sözleri dikkat çektı.
Gül, Süleymaniye'de 12
Türk askerinin gözaltına
alınmasrnuı "lokal" ol-
dueu göruşünü de yine-
ledi.AKPveCHP'limil-
letvekillerinin Gül'e çe-
şitli sorular yönelttikleri.
ancak bunlara tatminkâr
yanıtlar alamadıklan öğ-
renildi. Üyelenn büyük
bölümünün. Türk askeri-
nin Irak'a gönderilmesi-
ne karşı çıkan görüşler di-
le getirdikleri kaydedildi.
Türidyeye kötü not
PARİS (ANKA) -
Türkiye'nin AB'ye
uyum amacıyla gerçek-
leştirdiği reformlara kar-
şın Güneydoğu'daki du-
rumun "alarm verici"
olduğu öne sürüldü.
Ulusîararası Insan Hak-
lan Federasyonu (FIDH),
Türkiye raporunda Gü-
neydoğu'da ciddi insan
haklan ıhlallerinin sür-
düğünü savundu. Rapor-
da, Irak sınınnda yenı
mayınlnnn döşendığı id-
dias r
verildi.
Bu arada, Türkiye. Av-
rupa Insan Haklan Mah-
kemesi'ne (AÎHM) gö-
zaltına kötü muamale
gördüğü gerekçesiyle da-
va açan Hayrettin Tok-
taş'ın davasında, "dosta-
ne çözüm"ü tercih ede-
rek, 26 bin Euro'yu (43
milyar lira) ödemeyi ka-
bul' etti. Türkıye, AtH-
M'ye yaptığı açıklamada
Hayrettin Toktaş'ın ya-
kındığı olaylardan
"üzüntü" duyduğunu
belirttı.