25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı Y Y Y B B B B B 28 29 29 32 35 36 37 34 Zonguldak Y 27 Antalya Sinop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas B B B B Y Y B PB 26 28 24 24 30 31 31 25 A 37 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van A A A A A A B B 34 33 36 36 33 34 31 28 Y 22 Yurdun koze> ke- stmlen parçalı buluttu. Marmara'nın kuzey ve doğusu Batı Karade- tız, Iç Anadolu nun ku- zeybatısı Doğu Anado- lu'nun kuzeydoğusu ıle Artvın çevretefi sağanak yağışlı, dığer yerler az bulutlu geçecek Hava sıcaklığı yurdun ıç ,e doğu kesırıiennde bıraz artarken dığer yerterde değışrreyecek DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn B B Y B Y PB PB PB 25 28 24 21 24 24 25 22 Münih Y 26 Beriin Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürih B Y B Y Y Y Y Y Y 30 26 37 26 28 27 30 33 ?n Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahıre PB B B B B PB Y A 26 29 25 37 30 19 16 35 Şam B 37 Taşkent Tahran lı bulutlu Sıs-lı . Bu L,-lu ^ Çok bulutlu Yağmurttj > Kan Sulu kar k Gok gurültulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Aydın geçinen birçok yazar çizer -genelde med- ya- ise; ıçeride ılımlı Islama teslim olmayı, dış so- aınlarda ABD kuyruğunda yol almayı çağdaşlık eseri sayıyor. örneğin Irak'a asker göndermenin -ne olduğu olacağı belli olmayan- "getirecekleri- ni" irdeleyen yazılar döktürüyor, TV'lerde uzun uzadıya konuşmalar yapıyoriar. Ama nedense ABD'ye bağımlı -Türkiye açısın- dan ne idüğü belirsiz- Irak politikasının "götüre- ceklerini" hesaba katmayı, üzerinde tartışmayı akıllarının ucundan geçirmiyorlar. • • • Başa dönelim; RTE elbette şöyle rahat bir ne- fes almıştır. Zira orman niteliğini yitirmiş arazüer- de yaşayan köylüden başka hemen herkesin - başta Unakıtan'ların- derin maddi yarar görece- ği yasa referanduma başvurrnaksızın TBMM'den geçti. Demokratik birtoplum için ne büyük ayıp. Sivil toplum örgütlerinde tık yok, medyada tık yok; gö- rev yapması gerekenler sus pus. Ormanların talan edilmesine ön ayak olacağı söylenen yasayı neme lazımcılıkla karşılayan ku- rumlar, kuruluşlar, hemen herkes -örneğin med- ya, çarpıcı haber olur diye- gözünü Çankaya'ya dikmiş, Cumhurbaşkanı Sezer, anayasanın ka- musal ruhunu bir kez daha zedeleyen yasayı bir kez daha veto eder mi etmez mi diye bekliyor. Kuşkusuz RTE; bir başka temel konuda Was- hington'a verilen sözü yerine getirmenin rahatlığı içinde. Yapay, daha doğrusu yutturmaca ismi Topluma Kazandırma veya Eve Dönüş. Oysa aslında bal gi- bi af yasası. Içişleri Bakanı Aksu kürsüde, "Buyasa 'dışarı- nın' telkini üzerine hazırianmamıştır" diyor. Ne ça- re, bugüne kadarki gelişmeler Aksu'yu yalanlayan içerikte. ABD, Kuzey Irak'ta ilişki kurduğu terörist- lere; hatta, siyaset yapma olanağı verecek af ya- sasından sonra dağdan inmelerini, Türkiye'ye dönmelerini önermedi mi? VVashington zıyaretinde Abdullah Gül'e Savun- ma Bakanı Rumsfeld, "Irak'ta Türkiye'ye yönelik teröristlerfe mücadele etmek için Türkiye'nin af yasasını çıkarmasını beklediklenni" söylemedi mi? Söyledi. Gül de Rumsfeld'e tarih vererek (29 Temmuz 03 Salı günü) PKK'lileri topluma kazandıracaklan gü- vencesini vermedi mi? Verdi. Peki ama, bu gelişmeler ortada iken Içişleri Ba- kanı nasıl oluyor da "afyasasının dışardan telkin- le hazırlanmadığını" söyleyebiliyor, anlaşılır cins- ten birsav değil. • • • CHP muhalefeti adına konuşan Grup Başkan- vekillerinden Mustafa Özyürek'in muhalefeti et- kisiz ve renkstz. Son grup toplantılarında konuya özenle eğılen Deniz Baykal'ın vurgulamalan dı- şında, af yasasını doğru düzgün eleştiren konuş- mayı -çok dikkat çekici örneklerle- Istanbul mil- letvekili Onur Öymen yaptı. Örneğin, Ingiltere bizimkine benzer bir af yasa- sı çıkarıyor ve lakin Ingiliz hükümeti teröristlerin "bütün silahlannı bırakmasını şart koşuyor". Eve dönüş yasasında böyle bir koşul yok. Yok, zira RTE hükümetinin görevi af yasasını çıkarmak ve... PKK teröristlerine silah bırakmaçağrısını AB- D'ye bırakmak! Nitekim, af yasasının Meclis'te kabul edilmesi üzennden dakikalar geçti, geçmedi. ABD Dışiş- lerı Bakanlığı, "PKK-KADEK'Iİ teröristleriyasanın getirdiği avantajlardan yararlanmaya, silahlan bı- rakarak Türkiye'ye dönmeye" çağırdı. BM Güvenlık Konseyi bir değil birkaç kez; NA- TO, tarihinde ilk kez "devletlerin terör suçu işle- yenleri, onlara yardımcı olanlan, onlan destekle- yenleri, onlara para yardımı yapanları, bunlann hepsini yakalayarak adalete teslim etmelerini" is- tedi. Bugün durumumuz nedir? BM ve NATO karar- lanna karşın, ABD ile birlikte Türkiye: Teröristleri af-fe-di-yor! Başbakan attan düştü • Baştarafı 1. Sayfada tan düşerek daha başka bir tanıdık. Mesele ne biliyor musunuz? Damdan da düşsen, at- tan da düşsen, düşriik- ten sonra ayağa kalka- bilmektir" dedi. Başba- kan. Ankara Esenboğa Havaalanf nda da gaze- tecilerin sorulan üzerine sağlığının iyi olduğunu, vücudunda herhangi bir yara bulunmadığını kay- detti Erdoğan, "Veril- miş sadakamız vardı, dualann himmetiyle birlikte" dedi Annç inanamadı Erdoğan'ın attan düş- mesi. TBMM'de yasama yılının sona ermesi nede- rayle verilen resepsiyo- nun da ana konusunu oluştururken renkli di- yaloglara sebep oldu. TBMM Başkanı Bülent Annç, yasama yılının bitmesi nedeniyle dün akşam resepsıyon \ erdi Başbakan Erdoğan"ın Is- tanbul Ba\rampaşa'da attan düşrüğünü öğrenen Annç. "1 Niss.n şakası mı bu" dedi. Haberin doğnı olduğunu öğrenen Annç. "Başbakan ata biner mi? Niye ata bin- miş anlayamadım.Ama çok şükür bir şey yok. Damdan düşmesin de..." diye konuştu NebiAksel: Ucuz atlatıldı Binicilik Federasyonu Başkanı Nebi Aksel ise Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın attan düşmesini 'ucuz atlatılmış bir o- lay' olarak değerlendir- dı. Aksel. atın yetiştirici- sini suçlayarak "Seyis yanlış yapmış. Atın huysuz olduğu daha önce söylenmeliydi" dedi. Binişten önce atın binişe hazırlanması ge- rektiğini belirten Aksel, "Bu da yapılmayıp 'Buyrun ata binin' den- miş. Başbakan ata bin- dikten sonra at huysuz- landı. Tayyip Erdo- ğan'ın daha önceden bir spor geçmişinin ol- ması, aynca yaşının da genç oluşu hayatım kurtardı1 * diye konuştu. Erdoğan'dankadro genelgesiBARIŞ DOSTER Ümversitelerde kadrolaşma ça- balan kaygıyla ızlenen AKP hükü- metinin, genç bilım insanlannın atamasında etkili olmak için do- çent ve profesörler dışında, tüm atamalan Devlet Personel Başkan- lığı ile Maliye Bakanlığf nın izni- ne bağlaması, akademik çevreler- de büyük endişe yarattı. Bu yön- dekı çabasını. Bütçe Yasası'na ek- lediği maddeyle yasalaştıran AKP, CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvunnası sonucu. bazı madde- lerle birlikte ılgili hüküm de iptal edilince amacına Başbakanlık ge- nelgesiyle ulaştı. Bu kez de yasalara aykın bir ge- nelge >-ürürlüğe girdi. Aynca hem yasalara, hem teamüllere göre do- çentler ve profesorlerle birlikte akademik eğitımin asli elemanlan sayılan yardımcı doçentler, mağ- dur duruma düştüler. Hükümet. Bütçe Kanunu'na ek- ledıği bir maddenin ıptalı üzenne yayımladığı genelgeyle, üniversi- telerin kaynağını denetleyıp yön- lendınne nıyetinı bir kez daha or- taya koydu. Resmi Gazete'nin 31 Mart 2003 tarihli mükerrer sayı- sında yayımlanarak yürürlüğe gi- ren yasada, "Kamu Personeline tlişkin Hükümler" başlıklı 3. kıs- mın 2 bölümünde. "Kadrolann kullanımı" başlığının altındaki 31. maddenin a bendınde yer alan "Ancak. hâkimlik ve savcılık YÖK: YÜKSEKÖĞRETİM YASA TASLAĞI SİYASİ AMAÇLI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim Ge- nel Kurulu, Milli Eğitim Baka- nı Hüseyin Çelik tarafmdan ha- zırlanan Yükseköğretim Yasası Taslağı'nı değerlendirmek üze- re toplandı. Kunıl tarafindan ya- yımlanan bildiride, taslağın si- yasi amaç taşıdığı belirtilirken taslağın me\cut haliyle yasalaş- ması durumunda üniversitelerin daha baskıcı bir rejimle yöneti- leceği ifade edildi. YÖK Başka- nı Kemal Gürüz de AKP'nın "malumu" beyan ettığını ve mesleklerinde bulunanlar ile bu meslekten sayılan görevlerde olanlar, yükseköğretim kurum- ları öğretim üyeleri ve 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı kanunun ek I. nıaddesi uyarınca yapılacak atamalar için izin aranmaz" hükmü üniversitelerde kaygı ve şaşkınlıklakarşılanmıştı CHP'nin. Anayasa Mahkemesi'ne açtığı ip- tal davası üzenne, bazı maddeler- le birlikte. akademisyenleri tedir- gin eden hüküm de iptal edilmiştı. Ancak kadrolaşma konusunda pes etmeyen hükümet, bu kez de 19.07.2003 tanh ve 2003'42 sayı- lı. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan imzalı Başbakanlık Genelge- sı'yle bir başka yol denedı. Genel- bunun değiştirileceğini sanma- dığrnı söyledi.YÖK Genel Ku- rulu, Prof. Gürüz başkanlığmda YÖK binasında toplandı. Toplan- tıya, YÖK üyeliğine atanan eski Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömcr Farnk Barırel de ilk kez katıldı Gürüz'ün tür- bana izin verdiği gerekçesiyle Marmara Üniversitesi Rektörlü- p'nden istifa ettirildiği belirtilen Batırel'i kutlamaması dikkat çekti.Toplantının ardından YÖK taslağına ılişkin yayımlanan bil- diride şunlara yer verdı: • Taslağın hazırlanmasında il- gili kesimlere danışılmanuş, tas- lak kapalı kapılar ardında hazır- lanmıştır. • Taslak siyasi amaçhdır. Üni- versiteler üzerinde siyasi otorite- nin etkisini arttınnaya yönelik bugünküne göre çok daha merke- ziyetçi bir yapı öngörmektedir. • Mevcut yükseköğretim sis- temının kusursuz olduğunu ıleri sürmek olanaksızdır. YÖK bu tartışmanın en verimli şekilde gerçekleştirilmesi için üzerine düşeni yapacaktır. gede."... Doçent ve profesör kad- rolarına yapılacak atamalar dı- şındaki her türlü naklen ve açık- tan personel atamalan, ikinci bir talimata kadar durdurulmuştur. Ancak. kamu hizmetlerinde ak- sama\a mcydan verilmemesi amacıyla ivedi ve zorunlu haller- de yapılacak atamalar için Baş- bakanlıktan izin alınacaknr" denmekteydı Bunun üzerine YÖK. öğretim üyesi dışmdaki aka- demik personelin bütçe kanunu hükmü uyannca açıktan atanmala- n için izin talep etti. ama yanıt ala- madı. Konuya ilışkin görüşlerinı aldığımız rektörlerin ortak saptama ve kaygılan şöyle: • Erdoğan ve hükümet, genç bı- lim adamlannın atanmasım kendi tekelme alarak. ünıversıtelerde kadrolaşmak istiyor. • Hükümetın bu çabalan. rek- törler tarafindan şöyle değerlendi- riliyor. "Profesör ve doçent ata- malan dışında üniversitelere yet- ki verilmemesi, yardımcı doçent- lerin asli öğretim elemanı sayıl- maması, doktorlar, araştırma gö- revlileri ve öğretim görevKleriy- le birlikte atamaiannın hüküme- te bırakılması, üniversite kadro- sunu kaynağında ele geçirmeyi amaçlıyor. Hükümet YÖK son- ra sı dönem için bu kadroları eii- nin altında tutmak istiyor." •Yardımcı doçentler, Danıştay'a başvurmaya hazırlanıyorlar. H Baştarafı 1. Sayfada türüyor. Türkiye'den gönderilen bazı yapıtlann da yer aldığı sergi 26 Ekim'de kapanacak, y\\ sonun- da Topkapı Sarayı'nda açılacak. Fransız Büyükelçisi Mösyö de Ferriol, himayesinde 1699'da28 yaşındayken Istanbul'a getirdiği ressam Vanmour'a, Istanbul 'da 100 kadar değişik kişinın resim- lerini yapma görevini vermışti. Günümüze genelde gravürler ha- linde kalan bu yağlıboya resimler içinde Üçüncü Ahmet'ın Fransız Büyükelçisi'ni kabulü de beğeni kazanmıştı. Bu nedenle pek çok Batılı elçi de sanatçıya çeşitli sipa- rişlervermişlerdi. Bunlar arasında 1744'e değin Istanbul'da Hollanda Büyükelçisi olarak görev yapan Calkoen de bulunuyordu. Sarayda elçilerin kabulünün be- lirli bir protokol düzenlemesine göre yapılması ressama kolaylık sağlıyor, önceden bazı taslaklar ha- zırlayabiliyordu. Viyana'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde bulunan bu taslaklardan bazılan da sergıde ilk kez sergilenıyor Calkoen, ge- rekVanmour'dan, gerek ışçilığinde çalışan ötekı ressamlardan 70 ka- dar resım almıştı. Koleksiyonda, vezirler, saray gö- revlilerinin de resimleri bulunuyor. Bu tablolardan birinde padişahın kabulünden sonra Sadrazam He- kimoğlu AIi Paşa'nın büyükelçi onuruna verdığı bir zıyafet sahne- si görülüyor. Resimlerden ikisinde Üçüncü Ahmet'i tahttan indiren ünlü Patrona Halil Isyanı betim- lenmiştir. Birinde isyancılardan Muslu Beşe, ötekisinde ise saraydakı kat- liamın ardından tkinci Mah- mud'un tahta çıkanlışı görülüyor. Ressamın öteki ılginç yapıtlan ara- sında Istanbul'da Osmanlı'nın gun- lük yaşamıru yansıtan, örneğin lo- ğusa töreni, çocuğun okula başla- ması gibi değişik konulan ışleyen resimler yer alıyor Vârisi olmadan ölen büyükelçi, koleksiyonunu Akdeniz ülkeleri ile ticaretin geliştırilmesini amaçlayan Levant (Yakın Doğu) Ticaret Oda- sı'na bagışlamıştı. Koleksiyon da- ha sonra Rijks Müzesı'ne verilmiş- ti. 50 kadar tablonun yer aldığı ser- gi, yıl sonunda Topkapı Sarayı'na getirilecek, 2008'den sonra Rijks Müzesi'nde sürekli olarak ziyaret- çilere sunulacak. Serginın danışmanbğmı Hacet- tepe Üniversitesi Sanat Tanhi Pro- fesörü Cünsel Renda yaparken Koçbank'ın Hollanda Şubesi de fı- nansmanına katkıda bulundu. '7 uyum' Meclis'ten geçti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Avrupa Birlıği'ne uyum ama- cıyla hazırlanan 7. paket TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi Milli Güvenlik Kurulu'nun görev alanı ve MGK Genel Sekreterli- ği'nin yetkileri konusunda Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ün Başbakan'a ilettiği çe- kinceler. gene! kurul sürecinde de dikkate alınmadı. MGK Genel Sekreterliği'nden alınan '"takip ve koordinasyon" yetkisinin Başba- kan'ın^örevlendireceği bir başba- kan yardımcısınca kullanılması için ilgıli maddeye hüküm eklendı. AB'ye üyelik sürecınde "7. uyum paketi" olarak adlandınlan tasan, CHP'nin de desteğiyle yasa- laştı. Genel kurulda CHP sözcüle- ri, yasamn MGK ıle ilgili düzenle- melerine ihşkın itirazlannı dile ge- tırdi. CHP tstanbul Milletvekili Al- gan Hacaloğlu "Evet siyaset kış- laya bulaştırılmamalı, kışla siya- sete taşınmamalıdır. Ancak siya- set aynı anlayi|ta camiye de bu- laştınlmamalıdır. Siyaset iç gü- venlik birimlerine de bulaştırıl- mamalıdır" diye konuştu. CHP Istanbul Milletvekili Onur Öy- men de MGK'ye ilişkın düzenle- melerin "hükümetin askerle da- ha az bir araya gelme isteğini gösterdiğim" vurguladı. Öymen, Türkiye'nin AB üyeliğini etkile- mesi söz konusu olmayan ve Avru- pa'daki örneklenyle bire bir uyuş- mayan düzenlemelerin de tasanda yer aldığına dikkat çektı. Çiçek: Endişeye gerek yok Adalet Bakanı Cemil Çiçek mıl- letvekillerine teşekkür ederken "Bu yasa daha kaliteli bir de- mokrasi için, daha özgür bir top- lum için önemli bir adımdır. LI- kemiz için, devletimiz için, mille- timiz için herhangi bir endişeye demahalyoktur"dedi Cemil Çi- çek, yeni dönemde en önceliklı so- runun da "yeni bir anayasa yap- mak olduğunu" söyledi. Cumhurbaşkaru'nın onayına su- nulan yasayla getirilen düzenleme- ler ana hatlanyla şöyle: • MGK Genel Sekreterliğı'run görev ve yetkileri, "MGK'nin sekreterlik hizmetlerini yürüt- mek ve kanunlarla verilen görev- leri yerine getirmekle" sınırlaru- yor. Bunun dışında MGK Genel Sekreterliği Yasası'ndaki yetkile- rin tamamı yasadan çıkanlıyor MGK'nin tavsiye kararlannın Ba- kanlar Kurulu'na sunulması ve ka- bul edilen karann izlenmesi içm Başbakan, isterse bir başbakan yar- dımcısını görevlendirebilecek. • MGK Genel Sekreten'nin, "Başbakanın teklifi ve cumhur- başkanmın onayı ile atanması, atamanınTürk Silahlı Ku\>etle- ri mensupları arasından yapıl- masınm öngörülmesi halinde Genelkurmay Başkam'nın olumlu görüşünün alınması" dü- zenleniyor. • Milli Güvenlik Kurulu'nun görev alanı şu tanımla sınırlanıyor: "Milli güvenlik ve devletin milli güvenlik siyaserine ilişkin tanımlar çerçevesinde devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda tavsiye kararlan alır ve gerekli koordinasyonun sağ- lanması için görüş tespit eder; bu tavsiye kararlarını ve görüşleri- ni Bakanlar Kurulu'na bildirir ve kanunlarla verilen görevleri yerine getirir." Kurul ıki ayda bir toplanacak Ancak. başbakanın önerisi üzerine veya doğrudan cumhurbaşkanının çağnsı ile de toplantı yapılabilecek. Şiddete teş\ike ceza • TMY'nın 7. maddesı değışti- riliyor. "Şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda ya- panlara" da ceza verilmesi öngö- rülüyor. • TCY'nin 159. maddesinde ta- nımlanan devletin mane^•i şahsıye- ti aleyhine suçlarda alt ceza sınrn 6 aya çekiliyor. 3. Ahmet'in Hollanda büyükelçisini arz odasında kabulü (solda). Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa'nın ziyafetinden bir ayrıntı (sağda). Topkapı Sarayı diplomasisiAmsterdam'da GÜNDEM MUSTAFA BALBAY M Baştarafı 1. Sayfada met oldu. Neler böyle olmadı ki! Sunye deyince geleneksel olarak üç konu akla ge- liyon 1-Hatay 2-Su 3- Terör Miro'nun gezisıyle görüyoruz ki, bütün bu sorun- lann çözümü için karşılıklı niyet oluşmuş. Yapılan or- tak açıklamalarye perde gerisindeki değerlendirme- ler bu yönde. Üç sorunun önüne de karşılıklı eko- nomık, sosyal ve politik işbiriiği konmuş. Bütün dün- yanın kabul ettiği evrensel bir gerçek var: Komşularıyla arasını düzeltemeyen bir ülke kal- kınamaz! 750 kilometreyle en uzun sınınmızın olduğu Suri- ye ile işbiriiği sürecine girmek gerçekten sevindiri- ci. Artık ilişkilerde sadece kriz değil, kiler de var. Yukanda sıraladığımız sorunlar ne durumda, ona bakalım... 21. yüzyıla sağduyu ile bakan Suriye yönetıcileri Hatay konusunu şöyle yorumluyorlar: Cihaza dayalı olarak yaşayan bir hasta yaşamını yitirirse, cihazın fişini prizden çekmek gerekir. Ha- tay iddiamız öldü. Ama kimse bunu dillendirmek ve deyim yerindeyse fişi çekmek istemiyor! Miro'nun, Ankara ziyaretlerinde yerı geldikçe Tür- kiye'nin toprak bütünlüğüne saygıdan söz etmesı de bu değerlendirmeyı tamamlıyor. Sulann paylaşımı! Su, Ortadoğu'nun en önemli konularından biri. Suriye ile su konusunda iki değişik durumumuz var: Fırat ve Asi. Türkiye'den doğan Fırat'ın su potansiyelinin yüz- de88.7'sıni yineTürkiye'deki kaynaklaroluşturuyor. Suriye'deki kaynakların Fırat'a katkısı yüzde 11.3. Irak'ın hıç yok. BunakarşılıkTürkiye, Fırat'ın potan- siyelinin yüzde 35'ini kullanmayı hedeflerken, Suri- ye yüzde 22 pay istiyor. Konunun ayrıntıları bir yana, Türkiye Fırat üzerı- ne gerdanlıklar dizmeye başladığı gün, gergedan- lıklar ortaya çıktı. Gerek Suriye'den gerekse böl- geyle hiç ilgisi olmayan ülkelerden itirazlar geldi. Sorunun özünü Türkiye'nin Fırat'tan yararianma- sından duyulan rahatsızlık oluşturuyor. Miro'yla temaslarda su konusunun ortak bir an- layışlayeniden ele alınması kararlaştırıldı. Çalışma- ların başlangıcını şu değerlendırme oluşturacak: Türkiye ve Suriye aynı havzanın ülkesıdir! Ası konusunda Suriye'nin şu asiliğı vardı: "Hatay benim fopraManmda olduğuna göre, Asi'yi istediğim gibi kullanınm. Herhangi birpazartığa gir- mem." Suriye bu anlayışla Asi'nin yüzde 90'ını kullanı- yor... Terör konusundaki işbirliğinin somut sonuçları or- tada. Suriye, yakın geçmişte kendi topraklarında aktif olan terör örgütü elemanlannı yakalayıp Türki- ye'ye teslim etti. Miro'nun Ankara mesajlanndan biri de şu oldu: "PKK artık geçmişte kalmış bir konudur. Toprak- lanmızda Türkiye aleyhine hiçbirfaaliyete izin vermi- yoruz, vermeyeceğiz." Türkiye-Suriye ilişkilerini dikkatle izleyen üçüncü bir ülke var: ABD. Her iki ülke de VVashington'u ürkütmemek için özen gösteriyor! ABD'nin özellikle su konusuyta çok yakından ilgilendığı biliniyor. Irak yönetiminde bir de Su Bakanlığı'nın olması planlandı. Bir kulıs bil- gisı de şu: ABD Suriye'ye, "IsraıTin işgal ettiği topraklardaki sularia iigiienme, b'ız senin Türkiye'den daha çok su almanı sağlayacağız" dedi! Dedik ya, sadece kutis! Türkiye ile Suriye kendi sorunlannı kendisi çöz- mezse, çözen çıkacak! ankcum@ttnet.net tr irak'a asker gbnderme Gül, komisyonu ikna edemedi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, TBMM Dışişleri Komis- yonu'nu Irak'a asker gönderme konusunda "ikna edemedi." Edımlen bilgilere eöre Gül, dün TBMM Dışişle- ri Komisyonu üyelerine Dışişleri konutunda ak- şam yemeği verdı. Irak'a asker gönderme konusu- da komisyon üyelerinin nabzını tutan Gül, ABD temaslan hakkmda bilgi verirken Irak'a asker göndermenin Türkiye için yaratacağı avantajla- n anlattı. Gül'ün görüş- mede tezkere konusunda harekete geçmeden önce Genelkurmay Başkanlı- ğı'nm değerlendirmesi- nin önemli olacağına ıliş- kin sözleri dikkat çektı. Gül, Süleymaniye'de 12 Türk askerinin gözaltına alınmasrnuı "lokal" ol- dueu göruşünü de yine- ledi.AKPveCHP'limil- letvekillerinin Gül'e çe- şitli sorular yönelttikleri. ancak bunlara tatminkâr yanıtlar alamadıklan öğ- renildi. Üyelenn büyük bölümünün. Türk askeri- nin Irak'a gönderilmesi- ne karşı çıkan görüşler di- le getirdikleri kaydedildi. Türidyeye kötü not PARİS (ANKA) - Türkiye'nin AB'ye uyum amacıyla gerçek- leştirdiği reformlara kar- şın Güneydoğu'daki du- rumun "alarm verici" olduğu öne sürüldü. Ulusîararası Insan Hak- lan Federasyonu (FIDH), Türkiye raporunda Gü- neydoğu'da ciddi insan haklan ıhlallerinin sür- düğünü savundu. Rapor- da, Irak sınınnda yenı mayınlnnn döşendığı id- dias r verildi. Bu arada, Türkiye. Av- rupa Insan Haklan Mah- kemesi'ne (AÎHM) gö- zaltına kötü muamale gördüğü gerekçesiyle da- va açan Hayrettin Tok- taş'ın davasında, "dosta- ne çözüm"ü tercih ede- rek, 26 bin Euro'yu (43 milyar lira) ödemeyi ka- bul' etti. Türkıye, AtH- M'ye yaptığı açıklamada Hayrettin Toktaş'ın ya- kındığı olaylardan "üzüntü" duyduğunu belirttı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear