Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE
8
Istanbü
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
A 28 Sinop PB 24
Edirne A 33 Samsun Y 26
Kocael A 29 Trabzon Y 25
Çanakkale A 30 Giresun
Izmır A 35 Ankara
Y 25
B 28
Manisa A 35 Eskişehır B 29
Aydın A 35 Konya B 29
Denizli A 34 Sıvas B 24
Zonguldak PB 24 Antalya A 39 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
34
32
37
38
35
34
30
26
Yurüun kuzey <e-
simlen parçalı bulutlu,
Orta Karaoenız kıyıla-
n.Doğu Karadenız ı!e
Doğu Anadolu'nun ku-
zeydoğusu saganak
ve gokgümltülu saga-
nak yağışlı, dığeryerler
az bulutlu ve açık ge-
çecek. Hava sıcaklı-
ğında onemlı bır değı-
şıklık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Münıh
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
2b
27
26
23
21
22
24
25
28
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
Y
Y
B
Y
Y
B
B
A
Y
2b
25
32
30
29
29
32
34
29
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Şam
B
A
Y
Y
Y
Y
Y
A
A
2/
25
20
33
24
15
11
34
36
QAçk b u l u t l l J Sısl , BuütİL ^ Çok buiutlu p Yağmurtu 5 Suiu
G Ü N C E L Cİ JNEYT ARCAYTREK
I Baştaraft 1. Sayfada
maya da gelmez. "Yükümüz ağır, mesuliyetimiz sı-
nırsız" d\ye bir başlıyor övünmeye, susturabilene aşk
olsun. Hani bir söz vardır halk arasında; beş kunjş
ver konuşsun, beş lira ver susmaz, derler. O hesap.
Grupta AKP milletvekillerini aydınlatıyor, dırektıfler
veriyor, sonra verelini parti kongreleri. Başbakanlığı
bir yana at, Irak'a asker gönder, enflasyonu yedi ay-
da sıfır noktasına çekmekle övün övünebildığin ka-
dar...
CHP liden Deniz Baykal, RTE'deki iktidar rahat-
sızlığını tanımladı. "Birsüreden beri" dıyor, "Başba-
kan'ın dilinin freni tutmaz oldu. Çok önemli konular-
da ayaküstü, kaygı verici değeriendirmeleryapmaya
başladı."
Baykal tanıyı biraz dahagenişletiyor: "Başbakan'ın
üslubunda belki giderek daha çok kendi iç dünyası-
nıyansıtan birnetleşme ortaya çıkmaya başladı."
Nedir bu yansımalar acaba? Boş yere övünmek mi,
imam hatip kültürünü başkalarının yazdığı hayli aka-
demik grup konuşmalanyla örtmek mi, yoksa kızla-
rını oğullannı başkalarının paralarıyla Amerikalarda
okLrtmanın kefaretini ödemek için yoksul çocuklara
eğitim olanağı tanıyan yollar aramak mı? Kestirmek,
saptamak zor!
• • •
Peki ama Baykal'ın saptadığı, RTE'deki "kendi iç
dünyasınıyansıtan netleşme"r\\n örneği nedir?
CHP lideri açıklıyor: "Atatürk istismarcılığı diye
'mefhum' bir tehlike yaratmak!"
Ne kı, "Din istismarcılığını dengeleyebilecek bir
başka istismarcılık tehdidini mi milletin kafasını yer-
leştirmeye çahşıyor" dıye sorarken Baykal; RTE'nin
dünkü kimlığiyle bugünkü kimliğini nedense ortaya
koymuyor.
Atatürkçülüğün "Türkiye'yi din istismarcılannın, va-
tan hainlerinin sürüklediği noktadan çekip çıkardığı-
nı, onurîu, şerefli birülke konumuna getirdiğini" söy-
lemekle yetiniyor.
Mademki Baykal bir kimlik analizi yapıyor. Öyley-
se, RTE'nin yaşamı boyunca din üzerinden siyaset
yaparak siyasette kademeler atladığını, bugünlere
bu yoldan geldiğini de söylemesi gerekmez miydi?
Belki bu tutumundaki neden, RTE'nin sözlerini tek
bir bireyin bile ciddiye almadığına, almayacağına
inandığı içindır.
Belki Prof. Vural F. Savaş'ın dediği gibi, "kahve-
hane ûslubunu" fazla önemsemeye değer görmedi-
ği ıçin irdelemelerini kısa kesmiştir.
• • •
Eskiden oğullar iş çeviren siyasetçi babalarıyla
övünürdü. Dünya değişti. Şimdilerde babalar oğul-
ları ile övünüyortar.
Biliyorsunuz RTE, zenginliğini iki önemli etkene
bağlamıştı. Birincisi oğlunun sünnet düğününde ge-
len hediyelere... Öteki etken ise Ülker bayiliğinden
gelen paralara.
Kapalı grup toplantısında oğlu Bilal'in Türkçenin
ırzına geçerek reklamı yapılan Cola Turka'nın bayili-
ğini aldığının gündeme getirilmesinden yakınırken,
"Biz yıllardan beri Ülker'in bayisiyiz. Siyasete atılınca
işimi oğluma bıraktım" diyor. Buraya kadar üzerinde
durulacak bir nokta yok. Yok ama; RTE'nin daha son-
raki cümlesı iş âleminde baba-oğul birlikteliğinin de-
vam ettiğini kanıtlıyor. Diyor ki baba: "Ülkerbayisi 'ol-
duğumuz' için Cola Turka'yı da 'satıyoruz'."
Bu iktidann babalan müthiş. Ulaştırma Bakanı Bi-
nali Yıldınm da feribot alışverişindeki savlan ret eder-
ken 25 yıllık deniz işletmeciliği uğraşısını oğluna bı-
raktığını, oğlunun da Hazine'ye 900 bin dolar kazan-
dırdığını söylüyor.
Bir tarihte iktidardaki Demirel'le ilgili, kardeşleri-
nin birden parlayan zenginliklerini araştıran soruştur-
malar, araştırmalar başladığında, Nazmiye Demirel
"Bizim ailede aynmız gaynmz yoktur" diye demeç
vermişti de... Ortalık kanşmıştı.
Şimdi de babalar, örneğin RTE; "Biz" diyor; "Ülker
bayisi olduğumuz için Cola Turka'yı da satıyoruz" di-
yor.
Tarih tekerrür mü ediyor, ne?
Traşoğlu'natahliyeyok
• İstanbul Haber Servisi - Beyhkdüzü olarak adı
değişen Kavaklı beldesinde. "C plakah taksi ıhale-
lerinde yolsuzluk yaptığı ıddiasıyla tutuklu olarak
yargılanan eski beledıye başkanı Orhan Tıraşoğ-
lunun tahliye istemi reddedıldi. Adalet Bakanlığı.
Beylikdüzü Beledıye Başkanvekili ŞenerTuran'ın,
'bakanlığın yolsuzluk dosyalannı kabul etmediği'
şeklindekı iddiasırun doğru olmadığını. ıddianame-
tıin Içişlen Bakanhğı'na gönderildiğini açıkladi.
En düşük emeki aylıği 448 milyon
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emekli. dul ve
yetim maaşlanndaki brüt 66 rrulyon liralık artışla, en
düşük emekli aylıği 448 milyon 470 bin liraya yüksel-
di. Emekli Sandığı'ndan yapılan açıklamada, Devlet
Memurlan Yasası'na göre, taban aylık katsayısının 1
Temmuz'dan itıbaren 329 bin 250'den 395 bin 25O'ye
yükseltilmesi sonucu emekli, dul ve yetimlerin maaş-
lannda brüt 66 milyonluk artış olduğu bildirildi.
TRT için yeni süreç
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTUK Başka-
nı Fatih Karaca. TRT Genel Müdürü'nün seçilebilme-
sine olanak tanıyan yasanın Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafindan onaylanması halınde yeni
adaylan belirlemek üzere süreci başlatacaklannı bil-
dirdi. Karaca. adaylann siyasi partiye üye olup olma-
dıklannın Yargıtay'a sorulacağını söyledi.
Lozan için 'özel gün' zarfı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Lozan Banş
Antlaşmasf nın 80. yıldönümü dolayısıyla hazırlanan
özel gün zarflan yann satışa sunulacak. PTT Genel
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, özel gün zarfla-
nnın üç ay boyunca satışa sunulacağı bildirildi.
Eczacılar alacak peşinde
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Eczacı-
lan Birlıği Genel Başkanı Mehmet Domaç, Bağ-Kur
ve SSK"nin ödeme gecikmelerinin eczacılan zor du-
ruma düşurdüğünü söyledi. Domaç, "Yapılan anlaş-
malara göre Bağ-Kur tarafindan ithal ilaç bedellerinin
30, yerli ilaç bedellennin ıse 60 günde ödenmesı
gerekmektedır. Ancak bugün bu süreler ithal ilaçta
90, yerli ilaçta ise 150 gün olmuştur" ûiye konuştu.
İşgalcilere üç kritik mesajI Baştarafı 1. Sayfada
grubu üyeleri ve Senato Dışi-
lişkiler Komıtesı üyesi Chuck
Hagel ile görüştü. Gül, sabah sa-
atlerinde de büyükelçilikte heye-
tindeki diplomatlarla kapsamh
bir değerlendirme toplantısı yap-
tı. Abdullah Gül, Washington
Post Gazetesi Edıtörler Kurulu ile
de bir araya geldi.
'Meclls karar verir'
Gül, Türk Amerikan Konse-
yi'nin yemeğinin çıkışında ga-
zetecilenn sorulannı yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Asker gön-
derme konusu Meclis'e gelirse
partinize güveniyor musunuz"
sorusu üzerine, Gül, "Bunlar
Türkiye'de konuşulur. Görüş-
melerde bu konu bize sorulur-
sa söyleyeceklerimiz var. Tabii
ki. neticede buna Meclis karar
verir" yanıtını verdi. Abdullah
Gül, konseyın yemeği sırasında
yaptığı konuşmada, Türkiye'nin,
Irak'ın 1970"lerden bu yana alt-
yapısıyla ilgilendiğını belirterek
bu konuda Amerikalılara da net
mesaj lar verdiklerini ıletti.
Tezkere ve gözaltı bunahmla-
nyla sarsılan Türk-Amerikan ıhş-
kilerinin yeniden eski rayına
oturtulmasını amaçlayan ve bu
nedenle eleştirilere karşın AB-
D'ye 3 günlük bir ziyaret düzen-
leyen Gül, bugün görüşeceği
ABD Başkan Yardımcısı Dick
Cheney ve Dışişlen Bakam Co-
lin Powell'a önemli mesajlar ve-
recek. Türk askerlerinin gözaltı-
na aluunasının ardından yeniden
gündeme gelen Türk askerinin I-
rak'ta kurulacak istikrar gücüne
göndenlmesi konusunda \erile-
cek mesajlar özetle şöyle:
1- Türkiye ABD'nin nisan
ayında gönderdiği ve Irak'ta han-
gi alanlarda işbırliği yapılacağı-
na ilişkin listede "Türkiye oluş-
turulacak istikrar gücüne de
katkı sağlayabilir" ifadesine
yer vermişti. Ancak bu katkının
bo>aıtu ve koşullan belirtilme-
mişti. Daha çok ilkesel bir anlam
taşıyan bu yaklaşıma karşın
"Türkiye Irak'a hemen asker
göndermeye niyetli" havasının
yansıtılması yanlış anlamalara
yol açabilir.
2- Türkiye istikrar gücünün
Birleşmiş Milletler veya NATO
şemsiyesi altında oluşturulma-
smdan yana. Meşruıyet sorunu-
nun çözülmesi Türkıye'nın karar
alıp hareket etmesinde önemli bir
etken olacak. Bunun dışında Tür-
kiye asker gönderme konusunda
AB ve tslam ülkeleriyle de istişa-
re etmekten yana.
3- Türkiye koşullar oluşup da
Irak'a asker gönderme karannı
yaşama geçirirse bunun koşulla-
nnın aynntıh görüşülmesi ge-
BREMER: TÜRKİYE ASKER GÖNDERİRSE MEMNUN OLURU2
WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD'nin
Irak'taki sivil yönetimin başkanı Paul Bremer,
Türkiye'nin Irak'taki istikrar gücüne asker kat-
kısında bulunması durumunda bundan mem-
nuniyet duyacaklanru söyledi.
Bremer, Washington'daki yabancı basın mer-
kezinde düzenlediği basın toplantısında, Türki-
ye'yi ilgilendirenaçıklamalaryaptı. Bremer, "I-
rak'a Türk askeri katkısı istiyor musunuz"
sorusuna yanıt verirken halen 12 ülkenin Irak'a
asker gönderme konusunu düşündüğünü belir-
terek "Bu ülkelerle tek tek ne göriiştüğümüz
hakkında yorum yapamam, ancak çeşitli ül-
kelerin ilave asker göndermesini memnuni-
yetle karşılanz.Türkiye'nin de asker gönder-
mesini memnuniyetle kanşlarız" dedi.
Bremer, Washington'da bulunan Dışişlen
Bakanı Abdullah Gül'ün bugün ABD Savun-
ma Bakanı Donald Rumsfeld ile yapacağı gö-
rüşmeye kendisinin de katılmayı umduğunu
söyledi. Irak'taki istikrar gücü için bir BM
şemsiyesinin düşünülüp düşünülmediği soru-
suna da Paul Bremer, "Bu konuda BM çer-
çevesini istediğimizi sanmıyorum. Komuta
BM'de değil, ABD önderliğindeki koalis-
yonda olacak" dedi.
rek. Türk askerinin Irak'taki en
kritik bölgelerde doğrudan halk-
la temas kurabilecek şekilde
"jandarmalık göre>i" yapma-
sı beklenmemeli. Ankara daha
önce de Irak'taki istikrar gücü-
ne daha çok insani yardım sağ-
lama alanında katkı yapabüece-
ğini belirtiyordu.
Rumsfeld İle görüşecelc
Gül'ün henüz kesinleşmemek-
le beraber temaslan kapsamında
ABD Savunma Bakanı Donald
Rumsfeld ile de bir araya gelme-
si bekleniyor. Gözaltı bunalımı-
nın ardından diplomatik teamül-
lerin dışına çıkarak Başkan Ge-
orge Bush adına Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğana gözaltı
olayında Türk askerinin hatalı ol-
duğuna ilişkin bir mektup gön-
deren Rumsfeld'in Gül ile görüş-
mesi büyük önem taşıyor. Bu gö-
rüşmenin gerçekleşmesi duru-
munda Gül'ün Türk hükümetinin
Rumsfeld'in mektubuna ilişkin
net görüşlerini bir kez daha dile
gerirmesi bekleniyor.
Bununla beraber iki ülke Dı-
şışleri heyetleri ABD'li üst düzey
komutanlar John Abizaid ve Ja-
mes Johns'un geçen cuma Anka-
ra'da yaptıklan askeri boyuttaki
görüşmeleri siyasi boyuta taşıya-
caklar. Bu kapsamda Türk ve
Amerikan askerlerinin Kuzey I-
rak'ta eşgüdüm içinde çalışması
Türk subaylannın irtibat için ba-
zı Amenkan karargâhlannda ko-
nuşlandınhnası gibi önerileri ele
alabilecekler.
Cumhurbaşkanı, Türk askerlerinin Irak'a gönderilmesi konusunu değerlendirdi:
Asker içîn BM kararı şartANK\RA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Türk askerlerinin
Irak'a gönderilebilmesi için ye-
ni bir Birleşmiş Milletler (BM)
karannın şart olduğunu bildirdi.
Sezer, "Geçmiş dönemdeki en
büyük hata. 1 Mart'ta tezkere-
nin reddedilmesinden sonra
hükümetin bunun arkasında
kararlı biçimde durmamasıy-
dı" görüşünü dıle getu-di.
Cumhurbaşkanı Sezer. dün
ÇankayaKöşkü"nde CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal ile gö-
rüştü. Baykal'ın istemi üzerine
gerçekleşen görüşme 45 dakika
sürdü. BaykalKöşk'e CHP Ge-
nel Sekreteri Önder Sav ve Ge-
nel Başkan Yardımcısı Eşref Er-
dem ile birlikte çıktı. Baykal,
görüşmede Türk askerlerinin I-
rak'a gönderilmesi konusuna de-
ğinerek bunun BM karan olma-
dan gerçekleştinlemeyeceğini
söyledi. Aynca bunun için Mec-
lis'in yeni bir karar alması gerek-
tiğini vurgulayan Baykal, Cum-
hurbaşkanı Sezer'in asker gön-
derme konusunda bir değerlen-
dirme yapıp yapmadığı sorusu-
na karşılık, "Beni şaşırtmadı"
demekle yetindi.
Baykal, bugüne dek olduğu gi-
bi bundan sonra da sorumlu mu-
halefet yapmayı sürdürecekleri-
nı vurgulayarak Sezer'e "Niye-
timiz meydanlara dökülmek
değil" görüşünü iletti.
Alınan bilgıye göre Cumhur-
başkanı Sezer, daha önceki tez-
kere sürecinde yaptığı uyanlan
yineleyerek uluslararası yasallık
koşulunun altını çizdi. Türk as-
kerlerinin Irak'a gönderilebil-
mesi için BM karannın şart ol-
duğunu bildiren Sezer,
ik
Geçmiş
dönemdeki en büyük hata, 1
Mart'ta tezkerenin reddedil-
mesinden sonra hükümetin
bunun arkasında kararlı bi-
çimde durmamasıydı" dedi.
Baykal ve Sezer"in görüşme-
sınde orman arazilennın satışına
ilişkin anayasa değişıklığmin de
gündeme geldığı öğrenildi.
îşçiye 'memur olma' tuzağı• Baştarafı 1. Sayfada
görüşülmesı ertelenen
özelleştinlecek kuruluş-
lardaki personelin statü-
sünü yeniden belirleyen
tasanyla, KÎTTerde çalı-
şan işçi statüsündeki per-
sonelden tazminatlann ta-
mamının Emekli Sandı-
ğı'na de\nni kabul eden-
ler, başka kurum ve kuru-
luşlara memur olarak ge-
çecekler.
Memur olanlar kıdem
tazminatlan düşük olaca-
ğı ıçin ortalama 600 mil-
yon lira net maaş alan iş-
çılerin emekliliklerinde
bugünün parasıyla yakla-
şık 23 miİyar lira mağdu-
riyet oluşacak. Memurlu-
ğu kabul etmeyenler ise
tazminatlan ödenerek iş-
ten çıkanlacak. AKP hü-
kümeti aynı tasanyla me-
mur olacaklar için de 70
bin adet kadro açacak.
İki taşla bir ku?
Hükümet bu "oyu-
nu"yla "iki taşla bir
kuş" vurmaya hazırlam-
yor. Hem işçi başuıa orta-
lama 23 milyar lıradan 1.6
katrilyon liralık tasarruf
sağlayacak, hem de 70 bin
istekli olmazsa boş kalan
kadrolarda "devlette
kadrolaşma hareketini"
sürdürmeye de\am ede-
cek. Halen TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu gün-
deminde görüşülmeyi
bekleyen tasan, dönemin
hükümet sözcüsü, Devlet
Örgütiü mücadele çağnsı °\f
e
ök a s ı ,M
üye bin ambar işçisini kapsayan toplu iş sözleşmesi, dün törenle imzalan-
dı.Törende konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "geçen yıl bu-
rada sendikal nedenlerle çıkan kavgada 3 kJşiyi kaybettiklerini" hatırla-
tarak, bu sözleşmeyi "buruk bir sözleşme" olarak nitelendirdi. Çelebi,
DİSK'in yalnızca ücret zamlarını değil, temel hak ve hürriyetlerin miica-
delesini çok zor şartlar altında da olsa vermeyi başardığmı vurguladı. Çe-
lebi, hayatın her alanında başan için "örgütiü mücadele" çağnsı yapb.
SONDAXİKAGOLÜ
Farklar
2004'te
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kamu ke-
siminde 454 bin ışçıyı il-
gilendiren toplusözleşme
görüşmelerinde önceki
akşam vanlan anlaşmay-
la elde edilen toplusözleş-
me farklannın, sözleşme
döneminin 13. ayının so-
nunda ödeneceği açıklan-
dı. Buna göre ilk altı ay
için seyyanen 55 milyon
üra, daha sonraki 6 ay için
yüzde 9 zam aiacak olan
işçiler, 2003 yılma ait bir
yıllık ücret farklannı O-
cak 2004'te alacaklar.
Hükümet, sözleşme far-
kını gelecek yıla bıraka-
rak IMF eleştirisine mu-
hatap olmaktan kurtuldu.
Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Abdüllatif Şener
tarafindan "özelleştirme-
nin artık işsizlik riskini
getirmeyeceği" müjde-
siyle açıklanmış, önceki
günkü toplu iş sözleşme-
lerinde de Devlet Bakanı
Mehmet Ali Şahin tara-
findan aynı şekilde sunul-
muştu. Türk-İş yetkilile-
ri tasandan haberdar ol-
duklannı, ancak ilk etap-
taki önceliklerinin toplu-
sözleşmelerin tamamlan-
ması olduğunu belirttüer.
Yetkıliler, hükümetle ya-
pılan protokolde işçilerin
diğer kamu kurum ve ku-
ruluşlanna ne şekilde ge-
çeceklerinin yer almadı-
ğına dikkati çekerek, ya-
pılacak görüşmelerde bu
geçişin işçilerin kendi is-
teklerine göre şekıllen-
mesini isteyeceklerini
söylediler.
Ote yandan hükümetin
işçilere verdiği "emekli-
liği dolmuş işçilerin ken-
di istekleri dışında zo-
runlu olarak emekli
edilmeyeceklerine" yö-
nelik güvencenin de hü-
kümet ile IMF'nin arasın-
da gerginliğe yol açağı
belirtiliyor.
iMF'ye taahhüt
Hükümetin, IMF'ye
verdiği atıl istihdam taah-
hüdüne göre yıl sonuna
kadar 25 bin 81 işçiyi işten
çıkarması gerekiyordu.
Hükümet bu konuda hazi-
ran hedefinin de gensınde
kalmış, ancak IMF işten
çıkmalann toplu iş sözleş-
melerinden sonra artacağı
gerekçesini kabul ederek
atıl istihdam görüşmeleri-
ni 6. gözden geçıımeye er-
telemişti. Şu ana kadar iş-
ten çıkanlann sayısı 6 bin
600'e ulaşırken. hüküme-
tin zorunlu emeldiliğe
başvurmaması halinde yıl
sonuna kadar IMF taahhü-
dünün tutmasının "güç
olabileceği" belirtiliyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
pazarlığa gidiyordu. ABD'nin Türkiye'sız başanlı ol-
ması çokzordu. O halde pazarlıkçıtasını yüksek tut-
mak gerekiyordu.
Ne verecegız, ne alacağız? Rakamların sağına
konan sıfıriar bitmek bilmiyordu. Devamı malum, at
pazarlığı hikâyesi...
Ardından da 1 Mart oylaması!
Bugün de "ABD, Türkiye olmazsa Irak'ta istikran
zor sağlar, bize mecbur" diye özetlenebilecek bir
yaklaşımla Dışişleri Bakanı Ankara'dan uğurlandı!
Bakalım tarih tekerrür mü edecek, tekemmül mü?
Sorunun yanıtını gezi sürecine bırakıp Irak'a geçe-
lim...
Saddam'ın oğullannın öldürülmesi Saddam'm da
Bağdat-Musul hattında olduğunu gösterıyor. Bu sal-
dın, Irak'taki direnci kırar mı, biler mi? Bize ikinci şık
daha gerçeğe yakın geliyor!
Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki, Irak'ta AB-
D'ye yönelik direniş sadece Saddamın organizas-
yonu değil... Daha çok Irak ıçindeki etnik ve dini
gruplann kendi hassasiyetlerine dayalı birdurum. Bu
pencereden bakınca, ABD Irak'ın çok az bir bölü-
münde yüzde yüz hâkim. "Işgalci bir güce karşı çı-
kış" duygusunun sadece kışisel tepkilerle dışavur-
madığını, yerel halkın da onayladığı organıze saldı-
rıların yaşandığını görüyoruz.
Irak'ta Şiiler ve Sünniler ABD'ye karşı oiduklannı
ilan ettiler. Türkmenler, ABD'den hoşnut değil. Kürt-
lerin içinde radıkal dinci eğilimler de ABD'ye soğuk.
ABD'nin nüfusun çoğunluğunu da karşısına aldığı
dikkati çekiyor.
Türk ve Amerikan askeri...
Elde kalıyor. Barzani'yle Talabani!
Eğer Irak'taki karmaşa devam ederse, yerel halk
arasında Barzanı ve Talabani'ye karşı da tepki olu-
şabilir. Onlar da bugünkü havayı arar hale gelebilir.
Yer yer bunun ipuçlarını içeren haberler geliyor.
Böyle bir coğrafyada Türk askeri ne yapar?
Karşılaştırma ile yanıt vermek gerekirse...
Amerikan askeri ilk gittiği yerde önce kendisinin
güvenlik içinde olup olmadığına bakar, bunun ge-
reğini yapar. Türk askeri, kendisinin yanı sıra o böl-
genin güvenlikli olup olmadığına bakar, bunun ge-
reğini yapar.
Amerikan askeri, yerel halkla ilgili genel bilgileri
edindikten sonra onları kontrol altında tutmak için
ne gerekiyorsa yapar. Türk askeri, yerel halkı kazan-
mak için ne gerekiyorsa yapar...
Amerikan askeri, geldiği bölgede içme suyu ve
benzer gıda sorunları varsa hemen kendi önlemle-
rini alır. Türk askeri, yerleşim yerinin merkezine bir
çeşme getirir. Duruma göre bir de fırın açar.
Bunlan ABD de bildiği ıçin Irak'ın sorunlu bölge-
lerinde Türk askeri konusunda ısrarlı davranıyor ol-
malı. Türk askeri Irak'a gitmeli mi?
1- ABD komutasında, hayır!
2- Işgal güçlerinin yardımcısı olarak, hayır!
3- BM şemsiyesi altında uluslararası hukuk açı-
sından Türkıye'nin elini güçlendiren yeni bir durum
ortaya çıkmadığı sürece, hayır!
4- BM şemsiyesi olsa bile, salt Irak'ın sorunlu böl-
gelerinde güvenliği sağlama ve devriye görevini ye-
rine getirme işleviyle, hayır!
Evetlik durum olabilir mi?
Çok az olasılık... Ancak, Ingiltere dışındaki büyük
AB ülkelerinden de ABD'nin dümen suyuna girme
işaretleri geliyor. Böyle bir durumda Türkiye, "Ben
sadece kuzeyde kendi çizdiğim bazı bölgelerde bir
miktaraskerbulunduracağım" diyemez. Bunun de-
vamında "Amerikan topraklanna kuralsız girmiş as-
ker" tavrıyla karşı karşıya kalabilır! Sanılanın aksine,
bu kez durumumuz 1 Mart'tan daha zor. ABD, dibi-
mizdeki evın altını bize doğru oyan bir müteahhit gi-
bi! ABD ile ilişkilerimizde "en gerekli" maddelerle
"engerekli" bilinmezlikler iç içe!
artkcum@ttnet.net.tr
4. maddede nitelikli çoğunkık bulunamadı
Topluma kazandırma
komtsyona çekM
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Toplu-
ma Kazandırma Yasa-
sı'nın 4. maddesının oy-
lamasında af niteliği ta-
şıyan düzenlemeler için
gerekli olan nitelikli ço-
ğunluğa (330) ulaşıla-
madı.^TBMM Başkan-
vekili Yılmaz Ateş
maddenın reddedildiği-
ni açıklarken, tasan
Adalet Komisyonu'na
geri çekildi. Tasannın
cuma günü yada gelecek
hafta yeniden genel ku-
rula getırilmesi planla-
nıyor. Madde oylaması-
na AKP'den 54 milletve-
kilinin katılmaması, 5
AKP'lınin de hayır oyu
vermesi dikkat çektı.
AKP'li Şevket Orhan,
Fuat Geçen,Aydın Du-
manoğlu. Mehmet Er-
dem ve Hasan Bilir
dördüncü maddeye mu-
halefetle birlikte ret oyu
kullandı.CHP'den 5 mll-
letvekili de tasanya des-
tek verdi. AKP'den oy-
lamaya katılmayan mil-
letvekillerinin parti yö-
netıcilen tarafindan çağ-
nlarak ikna edibneye ça-
lışıldığı öğrenildi.
Topluma Kazandırma
Yasasf nın 4. maddesin-
de terör
nreürü rnensup-
lar 'i ilgili uy-
gulama koşullan yer ah-
yordu. Görüşmeler sıra-
sında CHPTiler bu mad-
denin af niteliği taşıdı-
ğını belirterek oylamada
nitelikli çoğunluk aran-
masını istediler. Oyla-
mada 313 kabul oyuna
karşılık, 77 ret oyu kul-
lanıldı. 2 milletvekili de
çekimser kaldı. Ateş,
görüşmelere bir süre ara
vererek grup başkanve-
killerini görüşmeye ça-
ğırdı. Ateş. aradan son-
ra 4. maddenin af niteli-
ği taşıdığını, nitelikli ço-
ğunlukla kabul edilmesi
gerektiğini açıkladı.
Ateş. "Vicdani kana-
atim, bunun af olduğu
yönündedir. Bu du-
rumda 4. madde red-
dedilmiştir" dedi.
AKP Grup Başkanve-
kili Salih Kapusuz
"af" değerlendirmesine
katılmadıklannı söyler-
ken CHP Grup Başkan-
vekili Mustafa Özyü-
rek düzenlemenm açık-
ça af niteliği taşıdığını
bildirdi. Adalet Komis-
yonu Başkanı Köksal
Toptan "Tasarının te-
mel maddesi 4. nıad-
deydi. Kalan maddele-
ri görüşmek anlamsız.
Komisyona geri çeki-
vonız
1
" dedi.