Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
fcAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2003 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Jstanbuıl
Edirne
_B 24 Sinop
B 28 Samsun
B 18 Adana A 34
B 18
Kocaeli B 26 Trabzon Y 15
Çanakktale
Izmir
B 22 Giresun Y 15
A 27 Ankara B 24
Manisa A 29 Eskişehir B 25
Aydın A 33 Konya B 24
Denizli A 31 Sıvas B 20
Zonguldak B 20 Antalya A 30 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
B
B
B
B
Y
Y
28
26
31
24
26
17
14
Yurdun doğu kesım-
lerı parçalı yer yer çok
bulutlu, Doğu Karade-
niz ıle Doğu Anado-
lu'nun kuzey ve doğu-
su sağanak yağışfı, dı-
ğer yefler az bulutlu ve
açık geçecek Havası-
caklığı kuzey ve doğu
kesımlennde bıraz aza-
lacak, dığer yerlerde
onemlı bır değışıklık ol-
mayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
Y
Y
B
B
B
B
Y
11
12
10
18
17
18
19
15
Münıh B 26 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
B
-<
B
B
B
B
B
22
28
20
28
27
28
26
30
Y 28 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
B
B
B
B
Y
B
Y
B
16
29
16
23
17
17
9
34
B 33
Moskova
Taşkert
Tahran
AÇIK Parçalı bulutlu S.slı H. Bu-ütlu k
Çok bulutlu p Yagmuriu Karlı Sulu kar . Gok gumltulu
G L T N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
karetlerini sindiren, ünlü Libya gezisinde Nec-
mettin Erbakan'ın pek yakın yardımcılığını yapan
bir siyaset adamı.
Meis 'ten Kaş'a kadar Hıristiyan bakanlarla kü-
çük bir Akdeniz turu yaparken, Hayrünisa Ha-
nım'ın türbanına hiçbir yabancının kafayı takma-
dığını s-öyledi,
Savu nu babındaki bu sözlerde gerçek payı el-
bette var; var ama, yabancıların bir başka ülke-
nin içişlerine, -hele böyle toplantılardagezilerde-
karışmamak gibi olağan sayılan diplomatik neza-
ket kuralları da var.
Ülkelerinde yerleşmiş düzene karşı çıkan siya-
sal bir simgeyle karşılaşsalar nasıl hareket ede-
ceklerini kestirmek için falcı olmaya gerek yok.
örneğin aynı konuda Fransa Dışişleri Bakanı,
Gül'ümiize kendi ülkesindeki Türkiye'dekine ben-
zer kimi gelişmeleri anlatarak bilgilendirdi mi aca-
ba?
Fransız hükümetinin resmi dairelerde yani ka-
musal alanda türbanlı başları yasaklayan bir ya-
$a tasarısı üzerinde çalıştığını duyurdu mu?
{ • • •
; Türban, laikliğe ters düşen kadrolaşma eylem-
feri bizirn medyamızm falan filan diye es geçtiği
haberler arasında. Kocaman gazeteler yine sidik
yarışında.
Bingöl'de depremin yerle bir ettiği okulu yeni-
Üen canlandırmak için biri diyorki benden birtril-
yon. öteki diyor ki binayı ve pansiyonu inşa et-
inek benden. Bir okul yapımını bile paylaşamıyor-
lar.
Biri depremin hemen ertesi Milli Eğitim Bakanı
He anlaşmış, öteki bu anlaşmayı öğrenir öğren-
mez hemen harekete geçmiş, trilyon bastırmış,
halkı bağışa çağınyor.
Dertleri birbirine çalım olunca netsinler türba-
nı, neylesinler kadrolaşmayı!
• • •
[ Abdullah Gül, Dışişleri koltuğuna oturalı beri -
ırk bir kere maşallah- batılılaşma yolunda hayli
lesafe aldı. örneğin 23 Nisan krizini anımsatan
orular "sorulduğu sürece Türkiye'nin 'şarklılığı-
ı muhafaza' edeceğini" öne sürüyor.
Necmettin Hoca kültürüne sadakatla hizmet
ttikten sonra, üç beş ayda laikliğe böylesine
bağlanmak, "şarklılıkîan kurtularak garplı kimliğe
kavuşmak" her kula nasip olmaz.
Şimdi kimi itiraz sesleri yükselebilir. Ülke batı-
ya doğru mesafe alırken, Gül ve arkadaşları do-
ğuyakoşmuyorlarmıydı? Islamikurallarvaatede-
fek iktidarı "şarkta" arıyorlardı.
Her söylediğini işine gelmediği anda hemen
leğiştirebilen, örneğin türban, imam hatip okul-
m gibi laik sistemin temeline dinamit koyan açık-
imalarını unutuveren, anımsatmalara da fena
alde öfkelenen bir eski siyaset adamının "dün
ündür bugün bugün" sözü tam AKP'lilerin de-
iştik diye tanımladıkları ikiyüzlülüğe uygun dü-
üyor.
Minareleri süngü, kubbeleri miğfer yapmaktan
lahkûm olan kafa, şimdi bütün bunların dünde
aldığını söyleyerek kendini ak/ıyor.
; • • •
Kimi davranışları bir parmak değişmediklerini
kanıtlıyor. örneğin RTE, halkla konuşmasında
Cumhurbaşkanı Sezer'i şikâyet ediyor. Geçmiş
hükümetlerin atamalarının Çankaya'dan dönme
oranı yüzde 2-4 iken, AKP hükümetlerinde oran
yüzde 29'muş.
öyle diyelim öyle olsun. Ne çare RTE kadrolaş-
ma hareketine karşı koyan hareketlerin içeriğin-
Qe yatan anlamı hâlâ anlamamış ya da anlama-
£iış görünmek istiyor. Sakat tutumunu halka da
|endi kafasına göre yutturmaya çalışıyor.
' Atamalar Çankaya'dan dönüyorsa bir nedeni
fclmalı.
Atananlar ya getirildiği kurumun emrettiği gö-
revi yapma niteliğinden yoksun veya geçmişi din-
sellikle özdeşleşen kişiler.
Laik devleti temsil eden Cumhurbaşkanı tarih-
sel görevini bir yana bırakarak RTE'nin hatırı için
bu yöndeki kadrolaşmaya göz yumabilir mi?
RTE hâlâ belediye ile devleti yönetmenin birbi-
rinden çok farklı olduğunu anlayamadı.
Anlayacağa da benzemiyor.
Amaç TSK'yi yıpratmak• Baştarafı 1. Sayfada
yapılan açıklamada, "Bazı çev-
relerde ve basın yayın organ-
larında gerçeklere dayanma-
yan bilgilerden hareketle her
gün kamuoyunu yanıltan ha-
ber ve yorumlara yer verildi-
ği, TSK ve onun mensupları-
nı yıpratmaya yönelik giderek
artan bir eğilim gözlendiği"
anımsatıldı.
Bu haber ve yorumlann T-
SK'nin geleneksel disiplin anla-
yışına nifak sokma çizgisine
geldiği vurgulanan açıklamada,
2002 yılı YAŞ toplantısına iliş-
kin haberlerin gerçeği yansıt-
madığına dıkkat çekildi. Ata-
malann değiştirildiği yorumla-
nnın kasıtlı değilse derin bir bil-
gisizlikten kaynaklandığı belir-
tilen açıklamada şu görüş dile
getirildi: "Yasalar gereği YAŞ
atamalarla değil, sadece gene-
ral, amiral ve albaylann terfi
işlemleri ve general/amiralle-
rin görev sürelerinin uzatıl-
ması konusunda kararlar al-
maktadır. YAŞ'ın atamalarla
ilgili bir sorumluluğu ve yet-
kisi bulunmamaktadır. Genel-
kurmay Başkanının ataması
hariç, diğer tüm general ve
amiral atamaları Genelkur-
may Başkanlığı'mn teklifi ile
başlayan yasal bir süreç için-
de gerçekleşmektedir. Bu bağ-
lamda, kuvvet komutanlıkla-
rına atama işlemi, Genelkur-
may Başkanf nın kanunlar-
dan kaynaklanan yetki ve tek-
diri ile başlatılan yasal işlem-
lerin meşru sonuçlarını oluş-
turmaktadır."
TSK'de uyumsuzluk yok
2003 yılı YAŞ toplantısı ve
sonrasında da aynı işlemlerin
gerçekleşeceği dile getirilen
açıklamada, TSK içinde farklı
düşüncelere sahip ve birbiriyle
uyumsuz gruplann bulunduğu
yönündeki yaklaşımlann "ka-
bul edilemez" olduğu kayde-
dildi. Açıklamada, "Ancak ido-
lojik saplantılarını yasa ve
mantıklarının önüne koyan az
sa\ıdaki kişilerin ve grupla-
nn, devam etmekte olan bu
davranışlarının hukuki yol-
larla ve kamuoyunun takdiri
ile düzeltilmesi yönünde T-
SK'nin tutumuna devam ede-
ceğinin bilinnıesi gereğini ifa-
de etnıek gerekir" denildi.
TSK'nin,Cumhuriyeti koru-
ma görevinde tam bir bırlik ve
beraberlik içinde olduğu, bunu
bozmaya yeltenen Cumhuriyet
düşmanlan karşısında kararlılı-
ğını gösterme azim ve iradesi-
ne sahip bulunduğu dile getiri-
len açıklamada şöyle devam
edildi: "Her vesileyle ifade
edildiği gibi TSK, anayasamı-
zın değiştirilmez ilkelerinde
ifadesini bulan ve İç Hizmet
Kanunu'ndan kaynaklanan
TürkiyeCumhuriyeti'nin ko-
runması ve kollanması yö-
nündeki temel görevini ödün-
süz yerine getirmeye ve Mus-
tafa Kemal Atatürk'ün mad-
di ve manevi mirasının yılmaz
bekçisi olma özelliğini, de-
mokratik yollarla devam etti-
recektir."
Atamalar konuşulmadı
Açıklamada, MGK toplantısı
sonrasında kamuoyuna yansıtı-
lan ve bir senaryo gibi basında
yer alan konulann gerçekdışı ol-
duğu, "TSK'nin derin nefreti
ile karşılandığı" vurgulandı.
MGK'de konuşulanlann açık-
lanmasının yasak olduğuna dik-
kat çekilen açıklamada, toplan-
tıda 2002 YAŞ toplantısındaki
general- amiral atamalannın
gündeme gelmediği bildirildi.
"Hayal mahsulü ve bazı
çevrelerin kasıtlı fısıltılanyla
oluşturulan bilgileri kamu-
oyuna yansıtan yayınların cid-
di bir hukuki incelemeye alı-
nacağı" belirtilen açılamada
şöyle denildi:
"Bu kasıtlı yayınların devle-
timize ve milletimize yarar ge-
tirmeyeceği gibi kanunlar
önünde bir suçun unsurlarını
da oluşturacağı bir gerçektir.
TSK'nin bu suçu mahkeme-
ler yerine kamuoyunun takdi-
rine bırakma iyi niyeti yanlış
anlaşılmamah ve körüye kul-
lanılmamalıdır. Unutulma-
malıdır ki TSK dün olduğu gi-
bi bugün de birlik ve beraber-
lik içinde laik, demokratik ve
sosyal niteliklere sahip Türki-
ye Cumhuriyeti'nin en büyük
güvencesi olarak yüce milleti-
mizin hizmetinde olmaya de-
vam edecektir."
Universitede afiş kavgasıI Baştarafı 1. Sayfada
öğrenciler ile diğer sol gruplar
arasında afiş asma tartışması
yaşanmıştı. YTÜ Oditoryumu
önünde dün sabah saat 09.30
sıralannda, ADKF'li öğrenci-
ler ile diğer sol görüşlü öğren-
ciler arasında afiş asma tartış-
ması yeniden yaşandı. Kısa sü-
rede büyüyen taşlı sopalı arbe-
de çatışmaya dönüştü. Bunun
üzerine güvenlik güçleri üni-
versiteye takviye polis ekipleri
istedi. Üniversiteye gelen Çe-
vik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğü'ne bağlı ekipler, çatışmaya
müdahale ederek 50 öğrenciyi
gözaltına aldı.
Barbaros'ta çatışma
Universitede polisin müda-
halesiyle aynlan öğrenciler bu
kez YTÜ önündeki Barbaros
Bulvan üzerinde birbirlerine
girdiler. Taş, sopa, tekme ve
yumruklann kullanıldığı çatış-
ma Mecidiyeköy yönüne doğ-
ru yaklaşık 15 dakika sürdü.
Trafiğin aksamasına da yol
açan çatışmada yaklaşık 40 öğ-
renci ile 1 polis yaralandı. Olay
yerine yeniden sevk edilen Çe-
vik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğü'ne bağlı ekipleri görünce
kavgayı bırakan öğrenciler, ara
sokaklara girerek dağıldılar.
YTÜ'den sokağa taşan kavgada, yaklaşık 40 öğrenci ve 1 polis yaralandı. 50 öğrenci gözaltına alındı. (AA)
Kavgaya katılan ve çeşitli
yerlerinden yaralanan çok sayı-
da öğrenci Sait Çiftçi Semt Po-
likliniği ile SSK Okmeydanı.
Taksim ve Şişli Etfal hastane-
lerinde tedavi altına alındılar.
Sırtmdan satırla yaralanan AD-
KF'li Erkan Karaaslan ın du-
rumu ciddi görüldüğü için Şiş-
li Etfal Hastanesi'nde tedavi al-
tma alındı. Hastanelerin çevre-
sinde yoğun önlem alan polis,
tedavileri tamamlanan öğren-
cileri olaya kanştıklan gerek-
çesiyle gözaltına alarak emni-
yete götürdü.
ADKF'den yapılan yazılı
açıklamada, "İC veYTÜ'de P-
KK ve diğer örgütlerin çalış-
malarına hoşgörüyle yaklaşı-
lıdığı, faaliyetlerine ses çıka-
nlmadığı" öne sürülerek özet-
le şöyle denildi:
"Söz konusu üniversiteler-
de Atatürkçü gençlerin çalış-
maları engellenmektedir.
Atatürkçü gençler saldırıya
uğradığı zaman gerekli ön-
lemleri almayan YTÜ ve 1Ü
yönetimlerini kınıyoruz. Sal-
dırılara sevirci kalan emniyet
teşkilatını da göreve çağınyo-
ruz."
GÖZtİM SEYREYL.E /IŞIL ÖZGENTÜRK
I Baştarafı Arka Sayfada diyor, "Boğaz'a gidin veYT *1 1 T\ • » diyor, öoğaz a gıaın vı
ucundabeyüı gibi bır çıkın- tlttYlKOKlY UjyaYllKjUl babanızın şerefıne bir ka
tısı olan ağaç parçalanna . . . , , . .
Nallıhan'da Taptuk Emre'mn ki- ^
m ı
» « « yıtalan bır evın san-
zı Balım Sultan'ın türbesınde dığındançıkıyor,çoğu zaman da
ınsanlar benı arayıp buluyorlar,rastlamış. Her boyda cilalanmış
ağaç tokmaklar. Sorup sonışturup
öğrenmiş, ardıç ağacına dadanan
ağaçkakanlar ağacı hiç durmadan
oyup, dallann böyle bir şekil alma-
sına neden oluyorlarmış. Ahali de
bunlan toplayıp türbeye getiriyor-
rnuş. Sonrası kötü, âşık olanlan
akıllandırmak ve dünya gerçekJe-
rine döndürmek için bunlar sopa
olarak kullanılıyormuş. "Peki,"
diye soruyorum Isaya "hiç dü-
fcelen olmuş mu?" "Vallahi ol-
duğunu söylediler, bu nedenle
ben de birkaç tane getirdim, gö-
züm gibi sakiıyorum, malum sık
sık ihtiyaç duyan dostlarım var."
Hemen fırsatı kaçırmayıp "Bi-
rini de bana ver," diyorum. "la-
zım olur."
îsa'nın harikalar diyannda sa-
tiece bunlar yok, o belki de Türki-
ye'nin en iyi taş plak koleksiyon-
janndan birine sahip. adedi, söy-
Jediğine göre altı bini geçmiş.
k
'Hey bunlan nereden buluyor-
sun?" diye sıkboğaz ediyorum.
"Her yerden" diyor, "kimi za-
man sokaklara atılmış oluyor,
ellerindeki plaklan bana verip
değerlendirmek istiyorlar. Çün-
kü malum.. bizde çocuklar ve
akrabalar bazı şeylerin kıynıeti-
ni bilmezler."
tşte tam burada Isa önemli bir
gerçeği kendiliğinden açıklamış
oluyor. Bınbırzorluklabiriktınlen
geçmiş, çoğunluk çocuklar, akra-
balar tarafından adeta heder edili-
yor.
Burada birden aklıma o eski hi-
kâye geliyor. Beş yıl önce, fazla
olan kitaplanmdan bir kısmını çe-
şitli kütüphanelere göndermiş, bir
lasmını da bir sahaf çağınp, ona
vermiştim. O sahaf bana ağlayarak
bir hikâye anlatmıştı. Bir gün ada-
mın biri geliyor ve "Bizim evde
büyük bir kitaplık var, alır mı-
sın?" diyor. Sahaf "Tabii," diyor
eve gidiyorlar. Kocaman bir kitap-
lık, sahaf tek tek kitaplara bakıyor
ve içinde çok değerli kitaplar ol-
duğunu görüyor. Ama iş iştir, söy-
lemiyor ve kitaplan alıyor. Iş bit-
tikten sonra da adama yüklüce bir
miktar para uzatıp, "Alın bunu,"
deh rakı için." Adam şaşı-
nyoro zaman.. sahaf kitaplann de-
ğerlerinden söz ediyor.
Ne mi oluyor o günden sonra..
kitaplan satan adam tam bir kitap
kurdu olup, bu işi yapmaya başlı-
yor.
Bu arada Isa, sayılan yüzleri bu-
lan eski fotoğraf makinelerinin
tozlannı alıyor; ben bu hikâyeyi
anlatıp soruyorum. "Bütün bun-
lar sigortalı mı?", "Nerede Işıl"
diyor, "fotoğraf arşivimi bile si-
gorta yaptıramıyorum. Bunlan
kim yapar, riskli malzeme. ko-
layca kınlacak malzeme, ayrıca
değerlerini saptamak çok zor."
"Peki, senden sonra bunlar ne
olacak" diye soruyorum, bir der-
viş gibi gülümseyerek bana bakı-
yor "birileri kıymetini bilir bel-
ki" diyor.
Onu kendi kurduğu harikalar di-
yannda bırakıp Beyoğlu'nun kala-
balığına kanşıyorum. Belki bir
gün, her türlü değerin yerine orur-
duğu, her şeyin kıymetinin bilin-
diği bir Türkiye var olur, diye sa-
dece umut ediyorum.
SeyreyleisiKğ yahoo.com
Isilozgenturkfa superonline
'YTÜ'DEKİ BARIŞ ORTAMINI BOZMAK İSTİYORLAR'
İstanbul Haber Ser-
visi -Yıldız Teknik Üni-
versitesi'ndeki (YTÜ)
kavgayla ilgili olarak
YTU Yönetim Kurulu,
yazılı bir açıkJama yapa-
rak üni\ersitedeki huzu-
ru bozacak her türlü ey-
lemin karşısında oluna-
cağı ve gerekli güvenlik
önlemlerinin arttınlaca-
ğını bildirdi. Açıklama-
da şunlar kaydedildi:
"Yaklaşık 5 yıldır 18
bini bulan öğrencimize
huzur ve barış orta-
mında eğitinılerini ve
yasal sınırlar içinde her
türlü etkinliği özgürce
yapabilmeleri konu-
sunda sağduyulu bir
ortam oluşfurulmuş-
ken dışandan gelen
gruplarca üniversite-
mizdeki barış ortamı-
nın bozulmak istendiği
anlaşılmaktadır."
Ey yoldaşlar, kardeşler, dostlar!
Ey insanlar. Duyun bu sesi!
Bugün artık çarpmayan bu yürek,
Yalnız kardeşlik için çarptı,
Yalnız dostluk için, sevgi için,
Yalnız eşitlik için.
SGÖ, TİP ve TÖB-DER üyesi, TÜM-DER İstanbul kurucu sekreteri ve
MYK üyesi, 1978-79_ "Yunus Nadi Armağanı" birincilik ödülü; 1980
KÖY-KOOP Akın Özdemir Araştırma Inceleme birincilik ödülü;
1991 Seyhan Belediyesi Orhan Kemal Öykü Yarışması birincilik
ödülü sahibi, Sosyalist Yayınlar'ın kurucusu ve baş emektarı yazar,
sosyolog ve öğretmen, yaşam yoldaşımız
FULYA CÜRSES
aramızdan ayrıldı.
Cenazesi 06.05.2003 tarihinde (bugün) Şişli Camii'nde kılınacak öğle
namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
HASAN BASRİ CÜRSES - SABRİ CÜRSES
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
cesi ve sonrasındaki yazılar son derece ilginçti.
Yıllardır TSK aleyhine yazılarını okuduğumuz mes-
lektaşlarımız aynı düşüncelerini korurken, Özkök
Paşa'nın ayrıcalıklarını özenle vurguluyorlardı.
Dün Genelkurmay'dan bu değerlendirmelere yanıt
geldi. MGK içine ilişkin kimi bilgilerin de doğru olma-
dığı vurgulandı. Genelkurmay'ın açıklamasında, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin bir bütünlük içinde görevinin ba-
şında olduğu belirtildi.
Bütünlükten elbette kuşkumuz yok. Ancak gerçek-
ten de kritik bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde ikti-
dann ve iktidar yorumcularının estirdiği havanın altı-
nı üstünü iyi irdelemek gerekiyor
Özkök'ün 11 Nisan günü Milli Savunma Komisyo-
nu üyelerini kabulünde yaptığı şu değerlendirme her
türlü yoruma açık bir süreç başlattı:
"Genelkurmay; Cumhurbaşkanı, hükümet, Dışişle-
ri olarak uyum içindeyiz. Bir orkestra gibi, şiirgibi ça-
lışıyoruz."
Yalanlanmayan bu değerlendirme, özkök'ün daha
önceki, hükümete gönderme yapan açıklamalan ile
birleşince yazının başında vurguladığımız yorumlann
da önü açıldı. Şüphesiz, hükümet kanadından da bu
yorumları besleyen bilgiler geliyordur!
Demokrasi maketi
Moda yorum şu:
"özkök en demokrat genelkurmay başkanı."
Demokratlığın ölçüsü ne?
Hükümete yakın durması!
Bu anlayışı açmak gerekirse; ülkenin iç-dış güven-
liği konusunda özkök'le hükümet yakın düşünürse
ve özkök konuşmazsa demokrat, farklılıklar olursa
değil! Bir başka deyimle, Türkiye'de demokrasinin
yerteşmesi için ne milletvekili dokunulmazlığına ne si-
yasi partilerde lidersuttasının devam etmesine ilişkin
sorular önemli; varsa yoksa Genelkurmay Başka-
nı'nın duruşu. Şu anda özkök, hükümetle uyum için-
de olduğuna göre demokrasi gelişiyor.
Bu, tehlikeli ve orduyu yaralayan bir durum. Zira ge-
leneksel olarak Genelkurmay, hangi düşüncede olur-
sa olsun hükümetlerin dışındadır.
Benzetmede kusur olmaz; AKP ve çevresi özkök'ü
adeta "demokrasi maketi" haline getirmiş durumda
1
Son MGK bildirisinin "a" şıkkının laiklik olması da
sözünü ettiğimiz kesimde "alay konusu" yapıldı. Bu
sürecin devamı, MGK toplantılarının alaya alınması,
işin yumuşaklığa sertliğe indirgenmesidir. Laiklikle
adeta dalga geçenler, bu kavramın yerine şunu ko-
yuyorlar:
"Asıl olan demokratikleşmedir. Türkiye adım adım
demokratikleşiyor ve bundan kimileri ürkûyor!"
Aklı başında kimse Türkiye'nin demokratikleşme-
sinden ürkmez. Bu kesimler demokrasiyi amaç de-
ğil araç olarak düşündükleri için "biran önce demok-
ratikleşelim, laikliğe ne gerek var" diyorlar. Demokra-
sinin rayına oturduğu her ülke için yapılabilecek te-
mel benzetme şudur
Laiklik toprak, demokrasi ağaçtır!
Toprak; verimli, sağlam, erozyona uğramamış olur-
sa orada ağaç yetişir. Aksi halde yetişmez. Görüntü-
yü kurtarmak isterseniz plastik ağaçlardan bir orman
yapar, toplumu avutursunuz!
Geçen günlerde Ankara'ya "aktüel" gözle bakan bir
dergide, özkök'ü son derece güzel tümcelerle öven
biremekli tümgeneralin sözlerini okudum. Doğal bul-
dum. Içimden ne dürttüyse kimliğini merak ettim. Bi-
raz araştırınca duydum ki, kimi irtica yanlısı faaliyet-
Ieri nedeniyle orduevlerine girmesi yasakmış!
Her şey bir yana...
Laiklikle alay eden kesimler, Genelkurmay Başka-
nı'nı övmeye başlamışsa...
Vayyy halimize!
ankcum@ttnet.net.tr
Ayağını denk al, sürerim'
Sendikacıya
Vali'dentehdit
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, istanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanı olduğu dönem-
de KtPTAŞ soruşturma-
lannda temiz raporu
verdiği için ödüllendin-
len Bingöl Valisi Hüse-
yin Avni Coş'un bir sü-
re önce KESK Şubeler
Platformu Başkanı Öz-
gür Bektaşoğlunu
"Ayağını denk al" diye
tehdit ettiği ileri sürül-
dü. Iddialan yalanlayan
Vali Coş ise "Böyle
abuk sabuk işlerle uğ-
raşma>ın" dedi.
Bingöl'de meydana
gelen depremin ardın-
dan yaşanan olaylardan
sorumlu tutulan ve yar-
dımlan dağıtmadığı id-
dia edilen Vali Coş'un
sendikacılara hakaretler
yağdırdığı öne sürül-
dü.l Mayıs'ı kutlamak
üzere oluşturulan tertip
komitesi adına 29 Nisan
günü valiliğe başvuran
sendikacı Bektaşoğlu da
Vali Coş'un hışmına uğ-
radı. Iddialara göre Cev-
re tl Müdürlüğü'nde gö-
revli olan Bektaşoğlu,
29 Nisan günü valilikte
bir polis ile birlikte nö-
bet tutarken saat 11.00
sıralannda Emniyet
Müdürlüğü'ne giderek
1 Mayıs mitingi için
başvurdu.
Kısa süre sonra görev
yerine dönen Bektaşoğ-
lu, saat 16.00 sıralannda
valilik makamına çağ-
nldı. Coş hiddetle "Ne-
den nöbet yerini terk
ettin" diye çıkışınca
Bektaşoğlu da, "Polis
memurunun bilgisi da-
hilinde emniyet mü-
düriüğüne gitrim" di-
ye yanıt verdi. Bunun
üzerine Coş'un talima-
tıyla Bektaşoğlu kolla-
nndan tutularak zorla
makam odasma sokul-
du.îki koruma polisinin
kollannı sıkıca tuttuğu
Bektaşoğlu'na yaklaşan
Coş, "Ayağım denk al.
Beni diğer valilere
benzetmeyin. Oradan
oraya sürerim. Bun-
dan sonra akıllı ola-
caksın." dedi.
Bektaşoğlu "Haka-
ret etmeye ve zor kul-
lanmaya hakkınız yok.
Sizi dava edeceğim"
diye kendini savunurken
Vali Coş da "Atın bunu
dışan" emrini verdi.
Tartışmanın ardından
Bektaşoğlu'nun görev
yerinin değiştirildiği be-
lirtildi.