Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
« MAYIS 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şimdiye dek küçümsenen 'kadın bakış açısı', duyarlılığı ve sezgileri ilegiderek önem kazanıyor
Kadınlar amaçsal, erkelder araçsalbakar
• Erkeklerin, 'ikicil'
yaklaşımı, problemi
tanımlamakve
çözmekte çok önemli
olan 'gri alanlann'
gözden kaçmasma
neden olurken, kişi
ve olaylara empatik
yaklaşabilen
kadınlar, iki tarafm
da kazançlı
çıkabileceği
çözümleri arama
eğilimindeler.
SIRiMAEVCAN
Kadınlarla erkekler arasındaki yakla-
şım farkını KA-DER ikinci başkanı Gö-
nül Dinçer anlatıyor:
Son on yıllarda dünyada yapılan sayı-
sız psikolojik ve sosyal araştuma, kadin-
lann eğitimden çahşma yaşamına, top-
lumsal ve politik yaşama kadartüm alan-
larda farkJı bakış açısına, tutum ve dav-
ranışa sahip olduklannı ortaya koyuyor.
Biyolojik değil, farklı sosyalleşmeye
ve yaşam deneyimine bağlı olarak orta-
ya çıkan bu farklı düşünme ve davraruş
biçimlerini ve sonuçlannj, erkeklerin
egemen olduğu dünyada her alanda göz-
lemekmümkün. Araştırmalaragöre, er-
kekler araçsal, kadınlaramaçsal akıl yü-
rütmeye eğilimli.
Erkekler ve erkek egemen dünya, in-
sanlan, milletleri, olaylan ve sonuçlan-
nı ikicil (binary) bir bakış açısıyla ele alı-
yor; iyi-kötü, doğru-yanlış, kazanan-
kaybeden, namuslu-namussuz, kahra-
man-hain gibi. Onlara göre her olay, tüm
yaşam, sonucu sıfir olan bir veya bir di-
zi oyundan oluşuyor.
'Gri alanlar' gözden kaçıyor
Bu ikicil yaklaşım, problemi tanımla-
mak ve çözmekte çok önemli olan "gri
alanlann", aynntılann gözden kaçması-
na neden oluyor. Bu nedenle erkeklerin,
kolektif çalışmaya daha az yatkın, kar-
şısındakinin duygulan, düşünceleri için
empati geliştiremeyen tutum ve davra-
nışa sahip olduklan anlaşılıyor.
Kadınlar ise yaşam deneyimlerinin
getirdiği bir akıl yürütme, duyarhlık ve
sezgi ile (geçen yıl bir film dolayısıyla
adı duyulan "oyun teorisi''nin öne sür-
düğü gibi) farklılıkJann, görüş aynlık-
lannın, her iki tarann da kazançh çıka-
bileceği çözümleri aramaya eğilimliler.
Kadınlar, kişileri ve olaylan empatik
değerlendirebiliyor, diğerlerinin duygu
ve düşüncelerini anlamayayatkınoluyor-
lar. Dolayısıyla grup çıkarlannı, ortak çı-
karlan bulup çıkarmaya, yani kolektif ça-
lışmaya daha yatkın oluyorlar.
Son yıllarda çalışma yaşamında, ko-
lektif yaşama yatkınlık, bilgi ve beceri
kadar duyarlılık ve empati, yani "duy-
gusal IQ* önem kazandı. Uluslararası
ilişkilerde ise sorunlann. savaş ve teh-
ditle bir kazanan bir de kaybedenin or-
taya çıktığı, adil ve kalıcı olmadığı, bel-
li çözümler yerine, her iki tarafin ka-
zançlı çıkacağı banşçı, adil ve kalıcı çö-
züm arayışı olan "confüct resolution"
yönteminin önemi artıyor.
Tüm bunlar, aslında şimdiye kadarkü-
çümsenen kadın bakış açısı ve yaklaşı-
mının önem kazanması, erkek egemen
bataş açısımn terk edilmesi gerektiği-
nin belirtileri olarak ele alınıyor.
KA-DER Genel Başkanı Dicleli: Kadınlar politik alana müdahale etmeliler
orunlarkotaileçözülürTürkiye'de kadınlann karar al-
ma mercilerinde eksik temsi-
lini, eşit temsile dönüştürmek ve bu şe-
kilde demokrasinin olmazsa olmaz
koşulunu yerine getırmek ıçin çaba
gösteren sıvil toplum kuruluşlannın
en başmda fCadın Adaylan Destekle-
me ve Eğitme Derneği, KA-DER bu-
lunuyor. KA-DER'in 1997'deki kuru-
luş amacı kadınJan siyasete katmak,
onlan eğitimlerle güçlendirerek, yerel
meclislere ve parlamentoya daha çok
sayıda girmelerinı sağlamak. Bütün
partilere eşıt mesafede duran KA-
DER. altı yıldır bu doğrultuda çalış-
malannı sürdürüyor ama ne TBMM'de
ne de belediye meclıslerinde kadınla-
nn oranı iki haneli sayılara ulaşabil-
miş değil. KA-DER bu sorunun ancak
kota ile çözülebileceğini savunuyor.
KA-DER Genel Başkanı Ayşe Bil-
ge Dicleli ve ikinci başkan GöniiJ Din-
çer'le kadın kotası üzenne konuştuk.
- Kadınlar neden pobtikada olmaü-
lar?
DİCLELİ- Kadınlann bırikimi, be-
cerileri, deneyimleri hayata zenginlik
ve farklılık katıyor. Eğitimde, sağlık
konusunda, ekonomide, insan ilişkile-
rinde ve dolayısıyla iç ve dış poütika-
da ve kadının öncelikleri olan herko-
nuda kadınlar politika üretebiliyorlar.
Uzlaştıncı olmalan sorunlarm çözü-
münde çok gereklı bir yaklaşım. Ül-
kenin sorunlanna yenı bir bakış açısı
getirmek için, ki bu iç güvenlik konu-
lan için de geçerli, farklı biryaklaşım
gerekiyor.
DtNÇER - Kadın sorunlannın po-
litik gündeme gelmesi için kadınlann
poütikada olması gerekiyor. Çalışma
yaşamında kadınlann oranı geriye gi-
diyor. Göçlerle şehirlerde egitimsizlik,
şiddet daha çok yaşanır oluyor. Gönül-
lü eğitim, sorunu çözmüyor. Ev ışle-
rinde çalışan kadınlar çalışma hayatın-
da gözükmüyorlar, hıçbir güvencele-
ri yok. Kızlar okutulmuyor. Politika üre-
ten kadın hareketlerinin desteğiyle,
yeterli güçte kadının varüğıyla çok
şey değişmeye, iyiye doğru yol alma-
ya başlar. En başta demokrasi. Tem-
siü demokrasi bu haüyle yetersiz. Ka-
dın kotası uygulayan ülkelerde insani
kalkınma endeksinde sıçrama görü-
lüyor. Kadınlar, yetiştiriliş biçimleriy-
le, koltuk değneğiyle yürüyorlar. Ka-
dını ayağa kaldırmak gerekiyor. Ko-
ta esasen bu desteğin adı.
- Kota fıkrine karşı çıkılmasının ge-
rekçesi nedir?
DİCLELİ-Erkeldergibi düşünme-
yi doğru düşünce biçimi olarak gören
kadınlar, hak eden gelsin diyorlar. Ko-
ta iltimasmış gibi görülüyor. Halbu-
ki kadın kotası, kadınlara yüzyıllardır
KA-DER Genel
Başkanı Ayşe
Bilge Dicleli
(ortada) ve
ikinci başkan
Gönül Dinçer
(solda). kadın
kotasuıda kritik
eşigin yüzde 30
olması
gerektiğini
söylüyorlar. Alü
yıldır kadınlan
srvasete katmak
için çaba
harcayan
Dinçer ve
Dicleli,
partilerdeld
kadın düşmanı
ortamdan
yaknuyoriar.
(Fotoğraf:
VEDATARJK)
yapılan haksızlığın düzeltilmesi de-
mek. Aynca politika biraz da para me-
selesi. Para ve mülklerin yüzde 92'si
erkeklerde. Bu açıdan da haksızlığın
telafisı gerekiyor.
-Kadınlann srvaseteügisiztiği mi ne-
den oluyor az sayıda kadın aday gös-
terttmesine?
nj DİCLELİ-Buke-
i sinlikle doğru değil.
; Birçok
kadın
ölçülemeyecek kadar fazla.
KA-DER, kadınlann partilere üye ol-
malan için çaba gösterdi. 900'lü hat ku-
ruldu. Partiler telefon numaralannı bi-
le vermek istemediler, kadınlar gel-
mez dediler, giden kadınlan da püskürt-
tüler. Özetle partiler, kadınlan aday
göstermek de istemiyorlar. Son seçim-
lerde il yönerimlerindeki kadınlan bi-
le aday İistelerinin sonlanna koydular.
Kadın kollan partiye entegre değiller.
- Kadınlar da bazen birbirierini en-
tiştirilmeleri sonucu özgüvenleri ge-
üşemiyor, KA-DER bu nedenle özgü-
ven eğitimine önem veriyor.
-Öteyandan partilerde kadıngenel
başkanlar oldu, onlar da kadınlara
destek olnıadılar_
DİCLELİ- Önemli olan sayısal ço-
ğunluk. Kaduı genel başkan da erkek-
ler arasında tek başına olunca hiçbir
şey yapamıyor. Tansu ÇiDer'in parti-
süıde yüzde 30 kadın olsaydı, o da
daha farklı olabilirdi. Bu Mecüs'te iyi
• Politika üreten kadın hareketlerinin desteğiyle, yeterli güçte
kadının varlığıyla çok şey değişmeye, iyiye doğru yol almaya
başlar. En başta demokrasi. Kadın kotası uygulayan ülkelerde
insani kalkınma endeksinde sıçrama görülüyor.
varpartı-
lere üye
olan.
Kadınlar
siyasi partilerde ortalama iki yıl daya-
nabiüyor. Kadın düşmanı bir ortam
var bizdeki siyasi partilerde.
Öte yandan belli birkaç kadın bazı
partilerde yükselebiliyor. Demokratik
olmayan yapılanmada bu kadınlan
genellikle parti başkanlan belirüyor-
lar. Bazen de tepeden inme birkaç ka-
dın üstelere \itrin olarak alınıyor. Bü-
yük çaba vererek bir yere gelmiş ka-
dınlar da oluyor. Onlann sayılan o ka-
dar az ki ve de verdikleri uğraş, çaba
hiçbir erkek poütikacının gayretiyle
gellemiyor mu?
DİNÇER - Hiç katılmıyorum, er-
kekler daha kanlı mücadele \ eriyorlar.
Bir de siyasi partilerde erkelderkadın-
lan hiziplerine alıp kendileri adına sa-
vaştınyorlar.
DİCLELİ-Bu konuda şikâyetler \ar.
Bu bıraz kamusal alan deneyimi ek-
sikliğinden kaynaklanıyor. Kişisel ola-
biliyorlar. Sivil toplum kuruluşlann-
daki yapı da erkeksi bir yapı, hiyerar-
şi, kükler var. Hatta kadın örgütlerin-
de de erkeksi yapı var ve "ben de er-
kek gibi olayım" ta\n oluyor. Kendi-
ne güven eksıküği ise ya pasifüğe ya
hırçınlığa itiyor. Kız çocuklann, ye-
kötü bir şeyler yapmaya çalışıyor ka-
dınlar. Medeni Kanun'da talep ettiği-
miz düzeltme için ve TBMM'de ka-
dın-erkek eşitüği İ2İeme komisyonu-
nun oluştunıünası için CHP'den Bir-
gen Keleş yasa teküfi verdi.Yani sü-
rekü eleştirmek yerine onlara yar-
dımcı olmaya çalışmak gerekiyor.
- Kota yüzde kaç ohnah?
DİCLELİ - Biz kota oranınm en az
yüzde 30 olması gerektiğini söylüyo-
ruz. Bu oran kritık eşik olarak görü-
lüyor ve ancak bu oranla kadm bakış
açısı ortaya çıkabiüyor. Bu oran dün-
yanın çeşitli yerlerinde sosyolojikaraş-
tırmalar sonucu belirlenmiş.
- Sorunlann çözümü ancak siyaset-
le mi miimkün?
DİCLELİ - Kasım 2002 seçımle-
rinden önce 33 kuruluş bir Kadın Ko-
alisyonu olarak parlamentoya daha
çok kadının girmesi için çaba harca-
dık. Bunlann arasında karma örgütler
de var, farklı konularda çalışan kadın
örgütleri de. Diğer kadın kuruluşlan
çoğunlukla sorunlar politikayla çö-
zümlenemez görüşündeydi, ama yeni
yeni poütikada olmadan çözümün zor
olduğu anlaşılmaya başlandı. Aksi hal-
de dile getirilen istekler boşlukta ka-
lıyor, sonuç aünmıyor. Talepler siya-
si talep olarak sunuldukça da yaygın-
lık kazanacak.
- Erkeklerin desteği nasıl sağlana-
cak?
DİCLELİ-Burada basına da çok gö-
rev düşüyor. Kadnılann sorunlannın
çözülmesiyle ülkenin sorunlannın çö-
zülmesi aym şey, basın bu konuyu iş-
ledikçe kadmlar güçleniyor.
Kadını küçümseyen haberler, köşe
yazılannın olmamasına özen gösteril-
meli. Kadınlann bilek hakkıyla po-
ütikada yükselmeleri normal şartlar-
da biraz hayal. Maddi durumlannın çok
iyi oünası gerekiyor. Aynca partiler-
de erkek üyelere mutlaka toplumsal
cinsiyetin (gender) anlatılması gerek.
Aslmda bu karma meslek örgütleri
için de geçerli.
- KA-DER erkeklere karşı nu?
DİNÇER-Erkeklere değil, kadınlan
yok sayan erkek egemen tavra karşıyız.
KDZ. EREĞLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI
200J 1193
Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cınsı, kıymetı. adedi. evsafı:
1- Zonguldak ılı Kdz. Ereğlı ılçesi Süle\inanbeyler kövoi (Çay) Subaşı mevkiinde kain, tapuya pafta 1. parsel 37'de kayıtlı 1125 m2 miktarlı, Subaşı-Kdz. Ereğli yoluna 100 metre uzaklıkta boş tarım arazisi vas-
fındakı taşınmazdır.
Taşınmaza, Kdz. Eregli Icra Tetkik Mercii Hâkimliği'nın 200219-235 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak 1.687.500.000.-TL. kıymet takdır edılmıştır.
2- Zonguldak ili Kdz Ereğli ilçesi Süleymanbeyler köyü (Çay) Subaşı mevkiinde kain, tapuya pafta 1. parsel 3'te kayıtlı 1175 m2 miktarlı taşınmaz olup. taşuunaz üzerinde iki katlı betonanne bina mevcut ve ze-
min katı 180 m2'dir. Zemın katrn yola cepheli kısmı PVC montaj atölyesi olarak kullanılrnaktadır. Zemin katm arka cephesinde 3x11 m'lık kjsun agıl olarak kullanılmaktadır. Birinci kata sol yan cepheden tek kol
merdivenle çıkılmakta ve 4 oda, salon. mutfak, banyo. wc mevcuttur. Daire 204 m2'dir. Ön cephede yola kadar 101 m.lık boş bir alan mevcuttur. Bınanın çatısı mwcut olup çatı arası depo olarak kullanılmaktadır.
Yapı III. sınıf A grubu yapılar sınıfına gırmektedir. Ikı katlı binanın ön cephesinde sol köşede büro olarak kullanılan tek katlı yıgma yapı vardır ve 12 m2'dir. Bu yapı II. sımf B grubu yapılar sınıfina girmektedır.
tki katlı bınanın arka cephesinde bınaya 3.00 m. uzaklıkta bir katlı yığma bina iseağıl olarak kullanılmakta ve 72 m2"dır. Buyapı da 1. sınıf B grubu yapı sınıfına girmektedir.
Taşınmaza, (üzerindekı ıkı katlı bina, büro ve ağıl birlikte) Kdz Ereğli İcra Tetkik Mercii Hâkimliğı'nın 2002 19-235 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak 48.663.500.000.-TL. laymet takdir edilmiştir.
Satış şartlan:
1. nolu taşmmazın satışı 16 06'2003 gûnü saat 15.00-15.10 arasında
2. nolu taşınmazın satışı 16 06 2003 günü saat 15.15-15.25 arasında
Kdz. Ereğli Icra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretıyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin >-üzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile
ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 26 06 2003 günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse
gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektır Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını
bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevume ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi
düşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmın edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşın para ıledır. Alıcı ıstedığin-
de 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDY Tellalıye resmı, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenır.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gaynmenkul üzenndeki haklannı hususiyle faız ve masrafa daır olan ıddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gun içinde dairemize bildirmelen lazımdır. Aksi
takdirde haklan tapu sıcilı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretıyle ıhalenin feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri. teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca te-
merrüt faizinden müteselsılen mesul olacaklardır. ihale farkı ve temerrüt faızi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemızce tahsıl olunacak. bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.
5- Şartname. ilan tanhinden itıbaren herkesın görebılmesi için dairede açık olup masrafi verildığı takdırde ısteyen alıcıya bir örneğı gönderilebilir.
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyenlenn 2001 1193 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan, satış ilanı ılgılilenn
adreslenne teblığe göndenlmış olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresi bilınmeyenler için de bir satış ilanının ilanen teblıgat yenne kaım olacağı ılan olunur. 14.04.2003
(*) İlgılıler tabinne ırtıfak hakkı sahıplen de dahildır. Basın: 21002
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Genelkunmay Bildinisi...
Cuma günkü Düzyazı, Milli Güvenlik Kurulu'nun
son toplantısından kamuoyuna yansıyanları ele
almıştı. "özel yasasına göre Mili Güvenlik Kuru-
lu'nun görüşmelerinin açıklanması hem yasak
hemdesuç. Ama, öncekigün 7.5 saatsüren top-
lantı sona erer ermez, önce televizyonlann haber
kanallannın başvurduğu, AKP'ye yakın gazeteci-
lerin yorumlan ile, dün de çeşitli gazetelerimizin
verdikleri haberlerie bu yasağın geçersizliği orta-
ya konuldu" paragrafı ile başlamış ve Başba-
kan'ın yandaşlarına birtür moral aşılama isteği ile
yola çıktığını gösteren bazı konuşmalarını ele al-
mıştım.
Aslında iki konuşmaydı bunlar. Birincisi Starga-
zetesinin 29 Nisan günkü sayısında, ikincisi de iki
gün sonraki Akşam'da yayımlanmıştı.
Okurlarım hatırlayacaklar. Ben Başbakan'ın bu
davranışını, MGK toplantısı öncesinde, yandaşla-
rına birtür moral aşılama isteğine bağlamış ve ay-
nı stratejiyi, 30 Nisan doruğunda da uyguladığını
"Akşam" gazetesinin 1 Mayıs sayısında verilen bir
haberi irdeleyerek söylemiştim. O habere bakılır-
sa, Başbakan kadrolaşma tartışmaları için kendi-
sini savunurken, YAŞ'ta alınan bir kararla Orgene-
ral Edip Başer'in emekliye sevk edilerek Kara
Kuvvetieri Komutanlığı'na Orgeneral Aytaç Yal-
man'ın getirilmiş olmasını hatııiatmış ve "Bu du-
rumun da kadrolaşma hareketi olarak değerlen-
dirilmesi mi gerekir?" demişti!
Erdoğan, bu sözleri yalanlama gereği duyma-
dı. Sessizliği seçti.
Genelkurmay Genel Sekreterliği'nin yayımladı-
ğı bir "Basın Açıkiaması", elbette Başbakan'ı doğ-
rudan hedef almıyor. Ama özellikle Akşam'da yer
alan atama tartışması haberinin kaynağını adeta
yerden yere vuruyor.
"2002 yılında yapılan Yüksek Askeri Şûra çalış-
malannda; son anda atamalarda değişiklik yapıl-
dığı ve bazı atamaların değiştirildiği yönündeki
haber ve yorumlar şayet kasıtlı değilse derin bir
bilgisizlikten kaynaklanmaktadır..." deniliyor. Son-
ra Şûra'nın ve Genelkurmay Başkanı'nın bu konu-
lardaki görev ve yetkileri anlatılıyor ve 2003 yılı Şû-
ra toplantısında da aynı yolun izlenecegi, "Herşe-
yin olması gereken şekilde sonuçlandınlacağı"
bildiriliyor.
Her şey bugünkü düzeninde giderse, Tayyip
Erdoğan ağustos 2003 Yüksek Askeri Şûra top-
lantısına biçimsel bile olsa başkanlık edeceği için
elbette dünkü Genelkurmay Bildirisi'nde beşinci
paragrafın son tümcesinde yer alan "tavsiye"y\
herkesten çok daha dikkatle okuyacaktır.
Dünkü bildiri, MGK'nin 30 Nisan toplantısı için
yapılan yorumlardan, o yorumlara taban olarak
seçilen kimi söylentilerden Silahlı Kuwetler
J
in duy-
duğu rahatsızlığı herkesin anlayacağı biçimde yi-
neliyor.
Durumdan vazife çıkartmak mı?
O arada, dünkü bildiride, "hervesileyleifadeedil-
diği gibi TSK'nin, anayasamızın değiştirilmez il-
kelerinde ifadesini bulan İç Hizmet Kanunu'ndan
kaynaklanan Türkiye Cumhuriyeti'n/n korunması
ve kollanılması yönündeki temel görevini ödün-
süz yerine getireceği ve Mustafa Kemal Ata-
türk'ün maddi ve manevi mirasının yılmaz bekçi-
si olma özelliğini demokratik yollaria devam etti-
receği" vurgulanıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu kutsal görevinde
tam bir birlik ve beraberlik içinde olduğu söylen-
mekleyetinilmiyor; bu beraberiiği bozmaya yelte-
nenler "cumhuriyet düşmanlan" olarak nitelendi-
riliyor. Bu gibilere, TSK'nin azim ve karariılığını gös-
terme azim ve iradesi öne çıkartılıyor.
Yeniden başa dönelim. 30 Nisan MGK toplan-
tısı için, butür toplantılanngizliliğininyasalarlagü-
vence altında olmasına karşın, ortaya atılmış olan
söylentiler, Genelkurmay Başkanlığı'nın dünkü
açıklamasında adeta bir senaryo olarak tanımla-
nıyor. Bu senaryonun gerçek dışı olduğu vurgula-
nıyor ve Silahlı Kuvvetler'ce "derin bir nefret ile kar-
şılandığı" anlatılıyor.
Şimdi hükümete soralım:
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, anayasa
uyannca başbakana bağlı değil midir?
Bu son toplantı dolayısıyla Genel Sekreter'in as-
ker bir kişi değil, mesela bir "emekli" büyükelçi ol-
ması gibi düşünce cimnastikleri, AKP'ye yakın ya-
zarlar-TV yorumculan korosunca ortaya atılmış
değil midir?
Diyelim ki Başbakan, MGK toplantısı sırasında
özellikle atamalar konusunda olmamış bazı şey-
leri gazetelere kendisi sızdırmadı ya da sızdırtma-
dı. Ama bu olmamışlann yayımlandığını görünce,
kendisine bağlı MGK Genel Sekreteri'ne, "Lütfen
gerçek dışı bu tür haberieriyalanlayın" biçiminde
bir görevi niye vermedi?
O önce bu tür haberlerin yayılmış olmasından
rahatsız olmadı ki susmayı ve yazılanlann katlana-
rak yayılmasını sessizce izledi.
Ama, dünkü Genelkurmay açıkiaması sadece o
oyunu bozmakla kalmıyor, bazılannın fiyakasını da
adam akıllı bozuyor. Adeta "Süngüsü düşmüş"ha-
le getiriyor.
O arada, az gidip uz gidip bir yerlere getirmeye
çalıştığımız demokrasi, iktidannın altıncı ayında
AKP'nin elinde bakın ne hallere geliyor?
Söyler misiniz, 57. Hükümet'in başbakanı olarak
Ecevrt, olası bir Tayyip Erdoğan iktidan için 3 Kasım
öncesi endişelenni açıklarken haksız mıymış?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net
KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2003 310
Davalılar Ayşe Aydın (ölü), Fatma Altmtaş, Kadri-
ye Işık, Mesut Akay, Mehmet Akay, Mehmet Aydın,
Ismet Aydın, Hatıce Aydın ve tbrahım Aydın'm ma-
liki olduğu Kayseri ıli, Kocasinan ılçesi, Oymaağaç
Köyü, 897 parsel sayılı taşınmazın 35.32 mİiik kıs-
mı m2'sı 650 000 -TL bedelle BOTAŞ AŞ Jehine ka-
mulaştınlmak üzere mahkememızde değer tespıti ve
tescil talebi ile açılan davanın yapılan yargılaması sı-
rasında kamulaştırnıa karanna karşı ilan tanhınden
itıbaren idari yargıda ıptal davası, adli yargıda maddi
hatalara karşı düzehım davası açılabileceğı, açılacak
davalarda husumetın BOTAŞ AŞ'ye yöneltıleceğı ve
mahkemece tespıt edilen degerın hak sahibi adına
Kayseri TC Zıraat Bankası Şubesi'ne yatınlacağı,
ıdari yargıda dava açanlann yüriitmeyi durdurma ka-
rarı aldıklannı belgelendırmedıklerı takdirde kamu-
laştırma ışlemınm kcsinleşeceği ve taşınmazın kamu-
laştırma bedeli üzeımden davacı ıdare adına ırtıfak
hakkının tescil edılcceği, konuya ve taşınmaz malın
degerine ilişkin tüm savunma ve delillerın ilan tari-
hınden itıbaren 10 gtjn içinde mahkemeye yazılı ola-
rak bildirmelen ilantn duyunılur.
3asın 21362