Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2003 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ StRMEN
Demokpasi ve Halk
Sık sık "tavuk mu yumurtadan çıkar, yumur-
a mı tavuktan" sorusunu anımsatan şu toplum-
>al enigmamızı düşünmüşümdür:
- Acaba toplumsal hamakatımız mı sloganla
Jüşünmemize yol açıyor, yoksa sloganla düşün-
nemiz mi toplumsal hamakatımıza?
Slogan oluşturulmuş bir düşüncenin geniş
cesimlereanlatılması için kolaylaştınlmış deyiş-
erdir. Bunlardan yararlanabilirsiniz, ama dü-
;üncenin oluşturulmasını sloganın dar ve kolay-
:ı kalıplarına hapsetmeye kalkarsanız sonuç da
slaket olur.
Geçenlerde, bir yazı okudum, başlığı "Halk-
an Korkarak Demokrasi Olmaz" idi.
Kuşkusuz iyi niyetle yazılmış olan yazının baş-
Iğı ilk bakışta hiç de itiraz götürmeyen, pek sık
lullanılan bir sloganın içine hapsolmuş ve şu ya-
jadığımızdönemin çarpıkzihniyetinin işine pek
ce gelecek türdendi.
İlk bakışta kim bu başlığa karşı çıkabilir ki?
Demokrasinin temelinde halkın egemenliği-
rin yattığını söylemeyecek mi kime sorsanız?
Şimdi burdan hareketle, "halkne isterse de-
nokraside o olur, halk ne eylerse iyi eyler" gi-
ti sonuçlara varabiliriz.
Adeta "Yağmur düştüğü yeh ıslatır" gibisin-
oen açık, tartışma götürmez bir Mösyö de La
Falisse gerçeği gibi görebilirsiniz bu düşünce-
y-
• • •
Ama acaba öyle midir?
Halk ne isterse demokraside o mu olur ya da
o mu olmalıdır?
Halk ne eylerse, iyi mi eyler?
Demokrasiyi yalnızca halkın isteği, milli irade
kavramıyla sınırlarsak içinde bulunduğumuz
çağda sağlıklı bir yönetime ve gerçeğe ulaşa-
blir miyiz?
Halkoyuyla olan herşey, milli iradenin herte-
zahürü doğru mudur?
Halkın yöneticilerini seçmesi yani milli irade-
nin tecellisi tek başına demokrasinin olmasına
yeter mi?
Yoksa ilkadımlannı, monarkın yani hükümda-
rın iradesini sınırlamakla atan demokrasi çağı-
mızda, aynı zamanda, o milli iradenin temsilci-
lerinin kimi yetkilerini de sınırlamış mıdır?
Cumhuriyet rejiminin tanımını verirken iktida-
rın bir hanedanın, bir zümrenin elinde olmayıp
halkın seçtiği temsilcilerin elinde olmasının al-
tını çizeriz.
Ama hercumhuriyette demokrasi olmuyor, ola-
mıyor.
Hileli veya baskı altında yapılan seçimlerden
söz etmiyorum. örnek olarak göstermek iste-
diğim, milli iradenin gerçekten tecelli ettiği öz-
gür seçimlerin ürünü olan iktidarlardır.
örneğin Iran Islam Cumhuriyeti. Yöneticileri-
ni hak seçiyor, orada milli iradenin tecellisi söz
konusudur.
Ama Iran halkının iradesi, o cumhuriyeti de-
mokrasi yapmaya yetmiyor.
• • •
Milli iradenin demokrasinin temelini oluştura-
bilmesi için onun da kimi sınırlamalara tabii ol-
ması, her şeye muktedir olamaması gerekmek-
tedir.
Çağımızda demokrasi, milli iradenin de her şe-
ye kadir olamayacağı yönetim biçimidir.
Yani halkın tamamınayakın bir bölümünün ira-
desine uygun olarak çıkanlan yasalar, velev ki
lonesco'nun herkesin gergedanlaştığı bir sü-
reci anlatan piyesi "Gergedan "daki, yegâne in-
san kalan Beranger örneğinde oldugu gibi tek
kişi bile olsa, onun özüne dokunulamaz özgür-
lüklerini sınırlıyorsa, orada demokrasi yok de-
mektir.
Demek ki demokrasi, milli iradenin temel hak
ve özgürlükler çerçevesinde tecelli ettiği rejimin
adıdır.
Tek başına halk belirleyici olmaya yetmez.
Aradaki bu ince farkı göremediğiniz zaman,
demokrasi düşüncesine de ulaşamayız.
Demokrasi ile halk dalkavukluğunu o denli
birbirine karıştırmışız ki...
Şimdi sorumda haklı olduğum kolayca anla-
şılıyor değil mi?
Gerçekten de acaba toplumsal hamakatımız
mı, sloganla düşünmemize yol açıyor, yoksa
sloganla düşünmemiz mi, toplumsal hamaka-
tımıza?..
DEHAP lideri Abbasoğlu
Başbakan
Öcalan 'la
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Tüıkiye'nin îmralı Ada-
sı'na ulaşamamakla kü-
çük düştüğünü öne sü-
ren DEHAP GenelBaş-
kanı Mehmet Abbasoğ-
hı, Başbakan RecepTay-
yip Erdoğan'ı kastede-
rek "Senin ne kadar hu-
kukunvarsa, Saym Öca-
lan'ın da o kadar var-
dır" dedi.
Abbasoğlu, partisinin
Diyarbakır il kongre-
sinde yaptığı konuşma-
da,DEHAP"ın3Kasun
seçimlerinde siyasi par-
tilerle değil, savcılarla
yanştığını savundu. "5
yılönce kurulan bir par-
the yardım edilmediği
gibi, bizi 18 parti ara-
sından çıkanp kapat-
ınakistenieterine aıuam
Erdoğan h
kıyashıdı
veremiyoruz'' diye ko-
nuşan Abbasoğlu, ko-
nuşmasuıı şöyle sürdür-
dü: "Başbakan Bin-
göl'de taziye evine gft-
medi Çünkü taziye sa-
hibi belediye başkam-
dır. Bizim kültürümüz-
de 'Kardeşimi öldür,
ama taziyeme gel' an-
layışıvardu*. Ama Sayın
Başbakan bunuyapma-
dı. Bingöl halİondan
özür dilemelidir."
Terör örgütü lideri
Abdullah Öcalan'a tm-
ralı'da tecrit uygulandı-
ğını öne süren Abba-
soğlu, "Hükümetin bir
adaya ulaşamaması
Türİdye'yi köçük düşü-
rüyor. Senin ne kadar
hukukun varsa, Sayın
Öcalan'ın da o kadar
hukuku vanhr" dedi.
AKP, konutlann kışa yetişmeyeceğini bahane ederek 41 maddede değişiklik için düğmeye bastı
IhaleYasası'radepremtrpanı• Baştarafı 1. Sayfada
giremeyecek. Aynca projelerin baş-
langıcında aranan "toplam bedeün
yüzde 10'una denk gelen ödeneğin"
sağlanması koşulunun kaldınlması
eğilimi ağırlık kazandı.
Belediye şirketlerinin ihaleye ka-
tılmasının sağlanması, kamuyu za-
rara uğratmamak için yasada keşif
bedelin arttınlmasını engellemeye
dönük maddelerin de rafa kaldınl-
ması planlanıyor. Belediyelerin yan
şirketlerinin de ihalelere gırmesine
dönük değişikliklerin yapılacağı kay-
dediliyor. Ihalelerin mevcut yasa ile
hemen tamamlanamayacağını öne
süren hükümet sözcüsü Cemil Çiçek
ise "Şuhaliyleihaieler, 70-80günden
öncesonuçlanmryor. Vaşanan deprem,
• Bingöl depremini fırsat bilen AKP hükümeti, uzım zamandır değiştirmek
istediği Kamu İhale Yasası'nı tırpanlamak için hazırlık başlattı. Değişiklik ile
toplu konut ve enerji ihaleleri, Kamu îhale Yasası kapsamından çıkanlacak.
Haklannda dava açılan idare yetkililerine dönük ihale yasağı da kaldınlacak.
bu yasaya yönelik şikâyeüerin hak-
hhğuu ortaya koydu. Gerekh' deği-
şikükler ne ise bir an önce yapüa-
cak" dedi.
'İmar affı' anımsatıldı
Depremzedelerin kış gelmeden
evlerine kavuşması gerektiğini be-
lirten Çiçek, "Depremzedeler üzer-
lerine yasayı örterek mi yaşayacak?
Önemİi olan düriist, namuslu ihak-
kri gerçekleştirirken, bunlan kısa
sürede vapabflmek" diye konuştu. Çi-
çek, hükümetin bir yandan deprem-
lerdeki kaçak yapılaşmaya işaret
ederken diğer yandan da imar affı-
na hazırlanıldığının anımsatılması
üzerine de "Kaçak yapılar, Türki-
ye'nin gerçeği 8-10 kath binalar,yer-
leşim yerleri var. Bunlan yıkamaya-
cağunıza göre, bu yerlerde oturanla-
nn devlete olan borçlannı ödemele-
rini sağlamah, diğeryanda da kaçak
yapılara yasal statü vererek onlan
sağlamlaştırmabyız. Mevcut halin
devamı risktir" görüşünü savundu.
Çiçek, "Yobuzluklann üzerine gj-
deceğûıizi söylüyorsunuz. DokunuJ-
mazhğı kaldirmayı düşünüyor mu-
sunuz" sorusu üzerine, bu konu üze-
rinde çalıştıklan yanıtını verdi.
Sorumlu bölücü örgütler
Bakanlar Kurulu, Bingöl depre-
mi sonrasında meydana gelen olay-
lan da ele aldı. Toplantıda, olaylar-
dan bölücü örgütler sorumlu tutul-
du îçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su. meydana gelen olaylann provo-
kasyon olduğunu, bunun arkasında
bölücü örgütün yer aldıgını ortaya ko-
yan istihbarat raporlan olduğunu be-
lirtti. Toplantının ardından açıkla-
ma yapan Çemil Çiçek de, PKK'yi
adres göstererek "Türkiye'de kan
dökmeye ahşmış ve bir kısım ldrii
emeUeri taşunaktan hâlâ vazgeçme-
yen terör örgütü, 1 Mayıs için koy-
mayı düşündüğü eylemi, bir başka
yerıie değil, Bingöl'de, acıfa insanla-
nn bulunduğu mahaDede koymaya
ahşmış ve maalesef bildiğiniz provo-
katif olay meydana gehniştir" dedi.
Çiçek, olaylar nedeniyle hüküme-
ti eleştiren ÇHP'yi de "siyasi nema"
çıkarmaya çalışmakla suçladı.
SAVUNMA SANAYÎİ
Yatırım
çoplugu
oluştu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Savunma Sana-
yii Müsteşan Dursun AK
Ercan, savımma sanayii açı-
sından Türkiye'nin yahnm
çöplüğüne dönüştüğünü be-
lirterek var olan tesislerde
kullanım kapasitesinin yüz-
de 30-40 olduğunu dıle ge-
tirdi. Ercan, yerli katkıyla
proje maliyetinin denge-
İendiği ofset yöntemini ba-
şanyla uyguladıklanna dik-
kat çekerek "Gekceğin bü-
yük uçağı projesinde Tür-
kiye'nin alacagı ile verece-
ği baş başa getiyor. Savun-
ma sanayii alanında AB'ye
ginfik sayıhr" dedi.
TÜBtfAK Feza Gürsey
Salonu'nda yapılan "Sa-
vunma Sanayii İstişareTop-
lanöa"nın açıhşında konu-
şan Ercan, fürk savunma
sanayiinin genel durumu-
nu değerlendirdi. Tûrki-
ye'de kişi başına savunma
sanayii harcamasının 3 do-
lar olduğunu belirten Er-
can, "Bu yılhk 210 müyon
dolar eder" dedi. Türki-
ye'nin ulusal bütçesinin
yüzde 10'unuuluslararası
pazardan silah almak için
kullandığına dikkat çeken
Ercan, bu oranın dünya or-
talamasının ild katı olduğu-
nu dile getirdi.
Dısa bağımlılık var
Ercan, Savunma Sanayii
Müsteşarlığı'nın 1985 yı-
lında kurulmasından bu ya-
na önemli yahnmlar yapıl-
dıgını, ancak kapasite kul-
lanma oranının yüzde 30-
40'larda kaldığını vurgu-
ladı. Ercan, "Türkiye'delü-
zumundan fazla yatuım,
tezgâh veyetiştirilmiş insan
v^r. Bunun en i>i örneğini
son dönemde MKE vermiş-
tir" diye konuştu. Türk sa-
\-unma sanayiinin girdile-
ri açısından dışa bağımlı
olduğunu anlatan Ercan,
"Örneğin çefik. Oysa kul-
landan madenlerin birçoğu
Türidye'de var" dedi.
Avnıpa Konseyi
Parlamenterler
Mecüsi'ndeki
her otunımda
Türkçe
anında çe\iri
servisinin
35-40 milyar
lirabk harcama
gerektirdiğini
söyleyen TBMM
Başkanı Bülent
Armç, yapüğı
tasamıfün çok
doğru olduğunu
savundu.
Türkçe çeviri servisini kapatma kararında ısrannı sürdürüyor
Annç: Heykelim dikilmeli
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Başkanı Bülent
Armç'ın tasarruf gerekçesiyle Av-
rupa Konseyi Parlamenterler Mec-
lisi'nde Türkçe çeviri servisini
kapatması ve komisyon toplantı-
lanna katıhmı sınırlaması ^ ^ ~
tartışmaya neden oldu.
Annç, Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi'nde
Türkçe anında çeviri servi-
sini, her otunımda 35-40
milyar liralık harcama ge-
dış ilişkilerin düzenlenmesiyle il-
gili 3620 sayılı yasaya bağlı oldu-
ğunu belirten Annç, şunlan söy-
ledi: "Bu kanun şunu sö\1üyor: Ehş
komisyonlarda görev alan nıillet-
v^kUlerinin İnguizce. Fransızca ve
• Tasarruf gerekçesiyle Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde
Türkçe çeviri servisini kapatan Annç'a
CHP'den tepki geldi. CHP'li Toker,
Türkiye'nin prestij kaybettiğini söyledi.
ashnda alkışlanacak bir tavınhr.
Ben kanun hükmünü uyguluyo-
rum.Simühanetercûmeninherde-
fasuıda bir oturum başına mali-
yeti 35 mihar liradır. Ben eğer bu
bilinen BülentAnnç olmasavdını
— benimheykelnnidikerierdL''
Avrupa Konseyi Parla-
menterler Meclisi üyesi,
CHP milletvekili Gülsün
Bilgehan Toker ise Türki-
ye'nin kurucusu olduğu bir
uluslararası kurumda Türk-
rektirdiği için kapattırmasını sa-
vıındu. Uygulamanın "Türitçeye
hayır" olarak yansıtılmasına tep-
ki gösteren Annç, Türkçeyi en
iyi konuşan insan olarak onlarca
ödül aldıgını söyledi. TBMM'nin,
Ahnancadan birisini çok iyi konu-
şuyt)rve anh\«rolmas lazun. Ben
dış komis>onlardaki müzakere-
leri takip edebilecek kadar Hsan
bflgBİne sahip ohnaşaronı aradını
ve bunu belgeye da>andırdım. Bu
çe çe\iriden vazgeçihnesinin ka-
bul edilemez olduğunu söyledi.
Toker. "Orada Türkçe kabini
vann. Bu,parayla saün alamaya-
cağumz bir reldam. Bir prestij
konusu" diye konuştu.
Bakan Çelik açılışını yaptı. Erdoğan ve Aksu mesaj gönderdi
Fethullahçı okula vize
ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) -
Milli Eğıtım Bakanı Hüsejin Çe-
lik,FethullahGülen e ait olan Za-
fer Eğitim Kurumlan'na bağlı
Ümit îlköğretim Okulu'nun yenı
binasının açılış törenine katıldı.
Törene Çelik'in yani sıra AKP
millet\ ekilleri Muharrem Tozçö-
ken ve Fahri Keskin de katıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ve îçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su da kutlama mesajı gönderdi.
4 katlı binaya Türk bayrağı ve
Atatürk posteri asılırken Bakan
Çelik 10. YılMarşı'ylakarşılan-
dı. Öğrencilerden Mehmet Sel-
vibaş da "Atamızdan Son Mek-
tup" şiinni okudu. Atatürk büs-
tünün de açıldığı törende, kent-
teki yöneticilere plaket verildi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yıl-
maz Büyükerşen törene kahlmaz-
ken, plaketini almak için vekili-
ni gönderdi. Devlet okullannı ih-
mal etmeden aksaklıklann gide-
rileceğini, özel okullannsa teş-
\ik edileceğini belirten Çelik, ye-
ni dönemde okul kitaplannın de-
ğiştirileceğini ve ezberci eğitim-
den vazgeçileceğini söyledi.
4 katlı, 900 öğrenci kapasiteli
okulda 250 öğrenci eğitim gö-
rürken, bina uzun süre tartışma-
lara yol açtı. DYP'li Büyükşehir
Belediyesi yönetimince kapalı
olan bir fınnın Zafer Eğitim Ku-
rumlan'na verilmesiyle bina oku-
la dönüştürüldü. DSP'li Büyü-
kerşen'in göreve gelmesiyle ge-
çen yıl kira sözleşmesi bittiği ge-
rekçesiyle okul boşaltıldı. Bunun
üzerine Gülen'e ait olan Zafer
Eğitim Kurumlan, Muttalip bel-
desi yakınlannda kiraladıklan bir
araziye okulu yeniden kurdu.
HÜKÜMET YENI KAYNAK ARIYOR
AKP köprü ve
barajagöz diM
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti,
Vergi Banşı'nın ardından devlete yeni kaynak
sağlamak için köprü, otoyol ve baraj gelirlerine göz
dikti. Bu çerçevede ilk olarak köprü gelirlerinin
senede çevrilmesi kararlaşhnldı. Bu yolla, 1 milyar
dolarlık gelir tahmininde bulunuldu. Otoyol
gelirlerinin senede çevrilmesi önerisı ise talebin daha
az olacağı düşüncesiyle şimdilik askıya alındı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulu yaklaşık 4 saat süren
toplantısında ekonomik önlemleri masaya yatırdı.
Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan,
TÜFE'de yüzde 2.1, TEFE'de yüzde 1.6'lık son
enflasyon rakamlannı örnek göstererek, ekonomide
umut dağıttı. Irak krizi ile ılgili ortaya çıkanlan
Helaket senaryolannın" piyasa tarafından itibar
görmediğını belirten Babacan, ekonomide
canlanmanın başladığını dile getirdi. Bunun sonucu
olarak faizlerin düştüğünü anlatan Babacan,
Türkiye'nin borçlanma vadesinin de bundan olumlu
etkilendiğmi vurguladı. Babacan, ekonomik
programın ödünsüz uygulanması halinde büyüme
hızının artacağını,
Türkiye'nin kendi
ayaklan üzerinde
durabileceğini söyledi.
Türk Lirasf nın değer
kazanacağını, bunun ilk
aşamada ihracatı
olumsuz etkilese de
alınacak önlemlerle
bunun oranının
azaltılabileceğini
söyleyen Babacan,
• Yeni kaynak
peşinde koşan AKP
hükümetinin şimdiki
hedefı köprü, otoyol
ve baraj gelirleri.
Bakanlar Kurulu'nda
ilk olarak köprü
gelirlerinin senede
çevrilmesi
kararlaştınldı. Otoyol
gelirlerinin senede
çevrilmesi önerisi ise
talebin daha az görmeye başladT dedi.
olacağı düşüncesiyle Babacan bu çerçevede,
şimdilik askıya alındı. Türkiye'nin kısa vadeli
kaynak gereksinimini
karşılayabilmek için Hazine'nin yaptığı çalışmalan
anlattı. Babacan'ın kamuya ait gelir getiren
tesislerin gelirinin satılması konusundaki
görüşü. Bakanlar Kurulu'nca uygun bulundu.
Cellr ortaklığı senedl ile halka arz
Bu çerçevede köprü gelirlerinin gelir ortakJığı
senedi ile halka arz edilmesi kararlaştınldı.
Toplantı sonunda açıkJama yapan Hükümet
Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, köprü
gelirlerinin satışının daha önce TurgutÖzal'ın
başbakanlığı dönemınde denenmiş olmasuıa
karşın, yaptıklan çalışmalan "Türidye'de daha
önce hiç uygulanmamış geKr aracı modeli" olarak
sundu. Çiçek, ekonomik önlemler çerçevesinde
îş Yasası, Işkur Yasası, Yabancı Sermaye Yasası,
Icra Iflas Yasası, Maden Yasası. Bor Araştırma
Enstitüsü Yasası ve Kara Avcılığı Yasası'nın da
1-1.5 ay içinde TBMM'den çıkanlması
konusunda ilke karanna vanldığını söyledi.
oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Akşam yemeğinde yanımda oturan
Romanyalı kadın televizyoncu şun-
lan söyledi: "Altı ayönce Istanbul'day-
dım. Muhteşembirkent Dünyadabu
kadar güzel bir şehir görmedim. Ne
mutlu size." Onu Letonyalı kadın rad-
yo programcısı izledi: "Tamamen ka-
tılıyorum. Istanbul büyülü bir şehir."
Bunabenzerdeğerlendirmeleri, dün-
yanın çeşitli yerlerindeki toplantılar-
da yabancı meslektaşlarım hep ya-
pıyorlar.
Bu sözleri duyduğumda, ben bü-
tün gün elimde broşürler Prag'ı dolaş-
mıştım. Prag bir milyonun biraz üze-
rinde bir nüfusa sahip. Bu nedenle bü-
yüklük ve sorunlar açısından Istan-
bul'la karşılaştırılamaz. Tanhı önemı
bakımından da Istanbul'un yanınayak-
laşamaz. Prag'ın orta yerinde Vlata
Nehri akıyor. Paris'in Sen Nehri'ne
benziyor. Üzerinde köprülerı, küçük
yolcu gemileri ve sakin sakin akışıyla
tipik bir Avrupa nehri. Vlata Nehri Is-
tanbul Boğazı'yla karşılaştırılamaz bı-
le. Masmavi boğazın yanında Vlata
Prag'dan İstanbul'a Bakmak
Nehri'nin kahverengi suyu hiçbir ca-
zıbeye sahip olamaz.
Buraya kadar, Prag, Istanbul'la kar-
şılaştınlamaz dedim. Sonrası ise bi-
zim açımızdan, Istanbul açısından
parlak değil. Prag, parklar, tarihi bi-
nalar ve modern mimarinin eşsiz ör-
nekleriyle dolu. Tıkırtıkır işleyen tram-
vayları, metrosu ve trenleriyle bir Av-
rupa kenti. Pınl pırıl sokaklanndayü-
rürken çöplerin Istanbul'unu anım-
samak pek hoş olmuyor.
Elimdeki tanıtım kılavuzundan FA-
MU binasını anyorum. FAMU, Göste-
ri Sanatları Akademisi'nin Film ve Te-
levizyon Okulu'nun kısaltılmış adı. Vla-
ta Nehri kıyısında çok güzel eski birta-
rihi binası var. Çekler bu okulla övü-
nüyorlar. Çünkü bu okuldan "Guguk
Kuşu", "Hair", "Amadeus"filmlerinin
ünlü yönetmeni Milos Forman, Bos-
nalı yönetmen Emir Kusturica mezun
olmuş. Vera Chytilova, Jan Namac,
Oscarlı yönetmenlerden Jiri Menzel,
Agnieszka Holland da bu okuldan
mezun olanlardan.
Franz Kafka'nın doğduğu evin çev-
resinde birtarihin yattığını görebiliyor-
sunuz. Kafka'nın burada bir de büstü
bulunuyor. Müzisyen Antonin Dvo-
rak adına, müzisyen Bedrich Sme-
tana adına, müzisyen Jaroslav Jezek
adına müzeler var. Mozart'ı Prag'da
ağırlayan Dusek ailesinin evi de mü-
ze. Komünizm müzesi bile var. Ope-
rabinasında, Milli Müzedesürekli ulus-
lararası müzisyen ler klasik müzik kon-
serlerı veriyorlar. Bu kenti gezenler
opera ve tiyatro binalannı hayranhkla
dolaşıyorlar. Prag, eski sokakları, ye-
ni mimariyle eskisi arasındaki uyu-
muylatam anlamıyla büyülü bir kent.
Bu yazıyı yazdığım otel odasından
bakınca her taraf yemyeşil görünü-
yor. Bahar, Prag'a ayrı bir güzellik
katmış. Avrupa'ya gidip o ülkelerin
kentlerine hayran olanlara zaman za-
man kızanz. Ben bazı temiz ve dü-
zenli Avrupa kentlerini çok da sev-
mem. Kentler, kargaşası ve sürpriz-
leriyle daha cazip gelir bana.
Bu nedenle Istanbul'un cazibesini
anlıyorum. Ben de her seferinde Is-
tanbul'dayeni birşey keşfetmenin zev-
kini tadıyorum. Fakat Prag'ı gördükten
sonra, bizim Istanbul'u ne kadar hor kul-
landığımızı, böylesine güzel bir kenti na-
sıl çirkinleştirmek için elimizden gele-
ni yaptığımızı daha iyi anladım.
• • •
Yanımda Istanbul'u övdükleri za-
man gururtanıyorum. Sonra benim bil-
diğim Istanbul'u düşünüyorum, her
yani çöplerle dolu. Hâlâ en önemli ta-
rihi merkezinde, Galata Kulesi çevre-
sindeki kafeler ve barlarda içki yasa-
ğının sürdüğünü düşündüğümde, ca-
nım sıkılıyor. Bu gerçekleri yabancılar
ne kadar biliyor, onu da bilmiyorum.
Prag'ın içinde yalnızca eski bina-
lartamir ediliyor. Bunun dışında her-
hangi bir inşaata tanık olmadım. Biz
de ise eski binalan yıkmak, sürekli yı-
kıp çirkin binalar inşa etmek birzen-
gın olma yolu.
Prag bir müze kent değil, aynı zaman-
da bir eğlence kenti, bir kültür kenti. Is-
tanbul, 13 milyonluk nüfusuyla Prag'dan
çok daha büyük olanaklar yaratabilir.
Tabıi bunu yaratacak anlayışlar olursa.
ömeğin hâlâ Galata Köprüsü üzerin-
deki lokantalar, masalarını ve sandal-
yelerini belediyelerin hışmından dışa-
nya koymaya çekiniyoriar. Hâlâ bele-
dıyeler içki yasağıyla belediyecilik yap-
ma anlayışını terk etmiş degiller.
Daha ne desem. Prag'dan İstanbul'a
bakmak hem umut veriyor, hem de hü-
zun Çünkü, Istanbul çok daha zengin
ve etkileyici bir kent. Fakat İstanbul'a
bakmıyoruz, onasevgi göstermiyoruz.
P'ag'ı gördükten sonra Çekleri kıskan-
ü TI. Biz kentlerimizi neden onlar ka-
dar koruyamıyoruz, diye hayıflandım.