23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6MAVIS2003SAÜ CUMHURİYET SAYFA kultur(âcumhuriyet.com.tr 15 Bir Cumhuriyet çocuğu olan Turhan Selçuk sanatını Cumhuriyet'i savunmaya adadı Çizgi çizgi 60yılvebirusta urhan Selçuk, 2002 'de çizdigi karikatürleriyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 'nin ödülüne değer görüldü (Bülent Düzgit ile). Karikatür Vakfı da altmış yıldır özgün çizgileriyle dünyaya sesimizi duyurması, karikatür kültürüneyaptığı katkılar nedeniyle, Turhan Selçuk 'u "yılın karikatürcüsü " seçti. tBRAHİM ERSARAÇ Sanatçı Turhan Selçuk bir Cumhu- riyet çocuğudur (1922). Cumhuriyet- le doğmuş, Cumhuriyetle bırlikte yü- rümüş, Anadolu okullannın yoksul koşullannda tutkulu, Atatürkçü öğ- retmenler ve Kurtuluş Savaşı'nın acı- lannı ve coşkuJannı yaşatnış bir aıle çevresinde yetişmiştir. Turhan Selçuk, 2002 yılında çizdi- ği kankatürleri dolayısı ıle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ödülüne de- ğer gÖrüJdü (Bülent Düzgit ıle). Ar- dından Karikatür Vakfı, "altmış yü- dır özgün çizgileri ile yaptığı başa- rılı karikatürleriyle dünyaya sesi- mizi duyurması, çizgi roman çalış- malan ve karikatür kültürüne yap- tığı katkılar nedeniyle, geleneksel yılın karikatürcüsü" armağanını Turhan Selçuk'a verdı. Ödüllerine ödül katan değerli ustamızı candan kutluyonız. Çizgi ile güldûrü Her zaman iyiye, güzele, doğruya açık penceresinden, okuyarak, göz- lemJeyerek çizgi ve bilgisinı geliştir- miştir. Turhan Selçuk, karikatür sana- h çizgi sürecinde Cem, Cemal Nadir, Ramiz uzantısında -özellikle çizgile- ri ile- ayncalık gösteren ilk sanatçımız olmuştur. 1950kuşağısanatçılan,ka- rikatürün altında uzun uzun lejantlı anlatımlardan kaçarak çizginin kendi kendirü açıklaması olanaklanru ara- rnışlardır. Bu sürede karikatür "çizgi Ue güldürü" ortak paydasına doğru yönehniştir. Batı'da bu gehşme daha önceden başlamış olup, bu kuşak sa- natçılannı da etkılemiştır. "Dessin Humoristique" söylemi dahasonra "humourgraphique"tar- za da yönelerek, ama hep çizginin öz- ABDULCAmZTURHAN SELÇUK gürlüğü ve kendine yetebılmesi yolu- na koyulmuşrur. Böylece karikatür, evTensel bir anlacım olanağına kavuş- muştur. Chaval, Tetsu, Bosc'u anla- mak için Fransızca bilmeye, Stein- berg'i yorumlamak gereköğinde In- gilizce ya da Kambiz'i anlamak için Iran-Pers aniahmına gereksinim kal- mamıştır. Turhan Selçuk, sadeliği ya- nında önceleri yuvarlak hatlar halin- deki çizgilerini daha da köşeleştirerek "grafîk humor" üzerinde çok başa- nlı ilerlemeler kaydetmiştir. Birbilge, "Mektubumu uzunyaz- dığım için özür dilerim, kısa yaz- mak için vaktim müsait değildi!" demiştir. Turhan Selçuk, her türlü de- taydan uzaklaşarak bu manada sade- liğe ulaşmak için uzun zaman vermiş- tir. Kardeşı usta, dürüst yazar Ilhan Selçuk ile "Kırkbir buçuk" dergi- sinden sonra "Dolmuş" mizah dergı- sini çıkararak yabancı karikatürcüler- den çizgi ağırlıkJı örneklere sayfala- nnda yer vererek karikatür sanatına büyük katkılar sağlamışlardır. 'Dolmuş' ve Turhan Selçuk "Yazısız" diye altyazı anlatımla- nndan uzaklaşarak çizginin kendi an- latımında örnekJer, bizim karikatür- cüler tarafından da çizilerek "Dol- muş" sayfalannda çokça görülür ol- muştu. Derginin bürosunda Semih Balcıoğlu nun da değindiği bir olay enteresandır: Mizanpaj için sayfayı bağlamak isteyen bir eleman, "yazı- sız" yazan bir karikatürün altrna ne yazacağız diye, llhan Selçuk'a sorar. îlhan Selçuk da "Sen aşağı in, ben şimdi oraya gelirim" der. Az sonra eleman getirdiği sayfada "yazısız"ı kaldırarak "Sen aşağı in, ben şimdi oraya gelirim!" diye yazarak sayfa- yı gösterir... Turhan Selçuk, "Dolmuş" mizah dergisinde yazısız karikatürlerinin ya- nı sıra çok güzel vinyetler ve nefıs il- lüstrasyon çalışmalan yaparak usta bir ressam olduğunu da kanıtlamıştır. Dergide, o yılların "elli kuşağı" di- ye adlandınlan birçok çizer, eserleri- ni tamtma olanagına kavuşmuşlardır. Turhan Selçuk dışında, Semih Bal- cıoğlu, Ali Ulvi, Nehar Tüblek. Bed- ri Koraman, Suat Yalaz, Oğuz Ar- al, Ferruh Doğan, Eflatun Nuri, Tonguç Yaşar, Yalçın Çetin, Mıstık (Mustafa Eremektar), daha sonra- lan Orhan Enez, Cafer Zorlu, Ze- ki Beyner. Burhan Solukçu, Ha- lim Büyükbulut, Güngör Ka- bakçıoğlu, Erdoğan Bozok, Erdoğan Başol. Niyazi Yoltaş, İbrahim Ersaraç, Yurdagün Göker, Ergin Gülen vb. ka- rikatürcü Dolmuş'ta gelişme ve çizme olanağına kavuş- muşlardır. Turhan Selçuk, dizgi çizerliği yanında, ön- celeri Yeni Istanbul, daha sonra uzun yıllar Milliyet gazetesinde ve şimdi de Cumhuriyet gazetesinde günlük karikatürlerini çizerek faaliyetlerini sürdürüyor. Tann vergisi akıcı çizgileri ile oluş- turduğu "Abdülcanbaz" maceralannı her gün çizip onlarca kitaplar- da toplayarak ve bazı- lannın oyun halinde sahne- lenmesi ile ününe ün katmıştır. Mengü Ertel merhumun dedi- ği gibi, "Kendidir Kendisinin Ustası!" sihri ile devamlı çizerek yurtdışında da tanınmış mümtaz bir karikatür sanatçısı olma vasfinı ka- zanmıştır. Dikensiz gül bahçeleri!.. Bir dönem "dikensiz gül babçesi" isteyenlerin, dergilennın kâğıt ve mü- rekkeplerini keserek susturmak iste- yenler karşısında susmayıp çizgileri- ne devam ederek örnek bir cesaret az- mi ile yollanna devam etmişlerdir. Hele, koğuşturmaya uğrayıp Bal- mumcu ya da Selimiye Kışlası'nda tutuklu bulunduklan bir odanın kü- çük penceresinden ona alaylı alaylı bakan bir nöbetçiye çok üzüldüğünü, oysa biz onlann gelişmesi ve rahata kavuşmasını istediğimiz için burada bulunuyoruz diye, hayıflandığını anımsarım. Çeşitli yıllarda çıkarttığı karikatür albümleri, Abdülcanbaz Kıtaplan ile ustalığını yurtiçinde ve yurtdışında kamtlamış büyük ustanın "Gül Di- ken" mizah kültürii dergisinin bir özel sayısı ile de eserleri ölümsüzleş- miştir. Şimdi de Cumhuriyet Gazete- si ve Koç Grubu'nun sponsorluğun- da çıkmak üzere olan yeni bir kitabı- nı özlemle beklerken, bundan sonra- ki yaşamında da hep kalemi elinde ol- ması dileği ile başanlarını sevgi ile candan kutluyorum. 6 Mayıs 1972'de idam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan ise 23 yaşmdaydı Tohumlar düştü toprağa diyebilmek... AYŞE EMEL MESCİ Tann kuşaklan arasındaki çatışma, aşağı yukan tüm Ya- kındoğu mitolojilerinin ana motiflerinden biridir. Eski ku- şak tannlar (bunlar genellikle gök tannlandır) daha dinamik, savaşçı ve genç tannlar tarafın- dan alt edilince, Kozmos bir ye- nilenme yaşar ve ritüellerde ye- ni yıl törenleri artık genç tann- lar için ve onlar adına kutlan- maya başlamr. Yaşlı tann örnekleri arasında hiç kuşkusuz en kıyıcısı, Yu- nanlann gök tannsı Uranos'rur. Tüm tannlann ve insanlann atası kabul edilen Uranos (Gök), her gece Gaia'nın (Yer) üzerine iner ve onu döller. Bu ilginç çiftleşmenin ürünü olan varlıklardan öylesine tiksinir ki Uranos, doğar doğmaz anala- nnın bağnna, yani Toprağa so- kar yeniden onlan, yaşam ola- nağı tanımaz. Kendi soyuna düşman bu Baba Tann'nın hak- kmdan, sonunda Anasuım yar- dımıyla bir Oğul, Kronos gele- cek, kısırdöngüyü kıracaktır. Kurban mltosu Genç kuşaklann başkaldınsı ve güneşin altında haklannı araması, mitolojilerde onlann lehine sonuçlanabilir belki, a- ma iş toplumsal yaşamın trajik tarihselliğine gelince çarklar dizelerdeki kadar kolay devin- mez. Tüm dünyadaki halk inançla- nnda silinmez izler bırakmış, insanlık adma kefaret ödeyen Kurban imgesi öne çıkar. Iran'da Adonis olur, Hindis- tan'da Prajapati, Golgota'da Isa. însanlan elsiz, dilsiz, aciz bırakan kahredici bir karanlı- ğın perdesini kendi kanıyla yır- tıp yeryüzüne ışık damlalanm annağan eden kutsal tarihin ve trajedinin kahramanlannm or- tak yazgısı böyle şekillenir, in- sanlık tarihinin kahramanlan da aym inançlar doğrultusunda böyle efsaneleştirilir, Kerbe- la'da Hüseyin olurlar. Çünkü insan ruhu en umarsız kaldığı koşullarda bile önünde belire- cek ve yüreğini ısıtacak o ince- cik umut huzmesini bekler. Paul Eluard'ın dediği gibi: "Hiçbir vakit tam karanlık değil gece/ Kendimde dene- mişim ben/ Kulak ver, dinle./ Her acının sonunda açık bir pencere vardır/ Aydmlık bir pencere/ Hayal edilecek bir mesin diye de bu şiiri eklemi- şün sonuna. Başkaldıran genç ku$aklar Hepimiz 20'li yaşlanmızda- yız o sıralar. Başkaldıran bir genç kuşak... Coşkuluyuz, deli doluyuz, yurt sevgisini varlık nedenimiz saymışız, kurtarma- yı düşlediğimiz halkımıza vur- gunuz, onurumuza düşkünüz, bağımsızlıkçıyız, anti emper- yalistiz ve umut doluyuz... Cünkü önümüzde henüz yü- rünmemiş, upuzun bir yol gibi uzanan kendi kişisel tarihimiz ^ IMF elinde ekonomisi talan edilmiş Anadolu 'nun hüzünlü insan manzaralarına, ABD'nin emperyalistyayılmacılığı ve dayatmaları karşısında SOyıllık bir süreç sonucunda düştüğümüz hale bakarken kendilerini hiç sakınmadan, fütursuzca öne atılan o gencecik insanlar için bu îoplumun ortak aklı hâlâ ürpermiyor, ortak vicdanı hâlâ sızlamıyor mu? şey vardjr;/ Yerine getirilecek istek/ Doyurulacak açlık,/ Cömert bir yürek,/ Uzanmış açık bir elj Canlı canlı bakan gözler vardıry Bir hayat var- dır, hayat/ Bölüşülmeye ha- zır." Şiirin adı 'Aydınhk'. 27 Mart 1972'de Sağmalcılar Ce- zaevi'nden anneme yolladığım mektupta almtılamışım onu. 30 Mart 1972'ye, Mahir'lerin Kı- zıldere'de öldürülmesine üç gün var. "Bugün pazar. Her- keste garip bir suskunluk var. Yüzlerde dolaşan düşünce- ler.,. Herkeste bir bekleyiş." Hapishanedeki gergin bekle- yişi anlatmışım mektupta, her- halde annem endişelenip üzül- değil sadece; biz bu koca dün- yanın tarihini de yeniden yaza- bileceğimize inanıyoruz rüm içtenliğimizle. Sanki bir yeni yıl başlangıcı, bir doğum, san- ki bir miladız biz... Milat oldu- ğumuz için de tarihi kendimiz- le başlarmaya çok hevesliyiz. Ve öfkeliyiz, koca ülkeyi haraç mezat sattıklanna inandığunız bir avuç mutlu azınlığa ve ser- mayesiyle, üsleriyle, işbirlikçi- leriyle dünyayı parsellediğini düşündüğümüz ABD emper- yalizmine hınçlıyız. Ortak vlcdan 6 Mayıs 1972 günü, sabahın ilk saatlerinde idam edilen De- niz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin tnan ise 23 yaşmday- dı. îdam sehpasını tekmeleme- den önce, üçü de "Kahrolsun ABD emperyalizmi! Bağım- sızTürkiye!" diyehaykırmış- tı. En utanmaz servetin ve en büyük sefaletin yan yana do- laştığı büyük kentlerimize, IMF elinde ekonomisi talan edilmiş Anadolu'nun hüzünlü insan manzaralanna, ABD'nin emperyalist yayılmacılığı ve dayatmalan karşısında 50 yülık bir süreç sonucunda düştüğü- müz hale bakarken kendilerini hiç sakınmadan, fütursuzca öne atılan o gencecik insanlar için bu toplumun ortak aklı hâlâ ür- permiyor, ortak vicdanı hâlâ sızlamıyor mu? O zamandan bugüne geçip geldiğimiz yollan düşününce, nedense Roma'daki ünlü Spar- taküs köle ayaklanması bastı- nldıktan sonra. o meşhur im- paratorluk yollannın iki yamna dizili çarmıhlara çivilenmiş asilerin cansız bedenleri düşer gözümün önüne. Göz alabildi- ğine uzanan, ıssız bir yol, tepe- de güneş, havada dayamhnaz bir çürüme kokusu ve yaşana- marmş tarihlerini seyTeden boş, cansız gözler... Bana öyle gelir ki 6 Mayıs'ta Deniz'le, Yusuf la, Hüseyin'le birlikte idam edilen yenilenme, daha insanca bir dünyada yaşa- ma isteğidir ve o günden bu ya- na yürüdüğümüz yolun iki ke- nannda umutlanmız çarmıha gerilmiştir. Oysa ne kadar isterim zama- mn döngüselliğüıe su gibi dup- duru inanmayı, yeniden gönül dolusu "tohumlar düştü top- rağa" diyebilmeyi... Amasu- lar durgun, sular İdrlenmiş, ha- vada ağır bir çürüme kokusu... Turhan Selçuk'un sergisi açıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Karikatür Vakfi tarafından "Yılm Karikatürcüsü" seçilen Turhan Selçuk'un "insan Haklan" konulu sergisi sürüyor. Selçuk'un 23 yapıtından oluşan sergi, Paris Caddesi numara 14 adresinde bulunan um:ag Sanat Galerisi'nde 15 Mayıs'a kadar görülebilir. Can Gazalcı'ya öykü ödülü • Haber Merkezi - Kültür Bakanlığı ve Türk Edebiyatı Vakfı 'nın birlikte düzenlediği Ömer Seyfeddin Hikâye Yanşması sonuçlandı. Yanşma sonucunda İnan Anaforoğlu, "Kurban" adlı hikâyesiyle birinciliğe değer görülürken ArifHakan Yeter, ı "Kahraman" adlı hikâyesiyli ikincilik, Mehmet Koca "Kirlos" adlı p hikâyesiyle üçüncülük kazandı. Gazetemiz i Ankara Bürosu muhabirlerinden Can Gazalcı İ da "Ölümüne" adlı öyküsüyle Seçici Kurul \ Özendirme Ödülü'ne değer görüldü. Yanşmanm ödülleri, mayıs ayının üçüncü haftasmda Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek törenle sahiplerini bulacak. aedi dostluğa doğru • Kültür Senisi - Yunanistan Istanbul Başkonsolosluğu, Yunanistan Sinema Merkezi'nin (EKK) işbirliği ve Borusan Kültü ve Sanat Merkezi'nin katkılanyla düzenlenen ve 8 Mayıs tarihinde sona erecek olan ' 1. Yunanistan Sinema Günleri Festivali' kapsammda bugün, 'Beyazperdede Türk- ; Yunan tlişkileri: Ebedi Dostluğa Doğru' ' konulu bir panel düzenleniyor. Borusan Kültür* ve Sanat Merkezi Etkinlik Salonu'nda 15. 00- • 18.00 saatleri arasmda yapılacak paneli yönetmen ve sinema eleştirmeni Tunca Arslan yönetecek. Panele Türkiye'den gazetemiz sinema yazan Aslı Selçuk, yapımcı ve yönetmen Biket llhan, yönetmen ve eleştirmen Necati Sönmez katılıyor. Yunanistan'dan ise ' yapımcı ve yönetmen Nikos Kanakis, Yunanistan Bağımsız Fihn Yapımcılan Derneği Başkanı ve yapımcı Deespina Mouzaki, Yunanistan Sinema Derneği Seçici Kurul üyesj ve sinema eleştirmeni Babis Kolonias i katılacak. (0 212 292 06 55) | Sanatta Türk-Yunan dostluğu ' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk ve Yunan sanatçılannm yer aldığı "Türk-Yunan Gençlik Senfoni Orkestrası", 9 Mayıs Avrupa Günü Bilkent Konser Salonu'nda bir konser verecek. Konserin tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Yardımlaşma Vakfı (TOBAV) Başkanı Tamer ' Levent, konserde, 39'u Yunanistan'dan, 45'i Türkiye'den 84 genç orkestra müzisyeninin yeC alacağmı söyledi. Levent, bir Yunanh ve bir •. Türk orkestra şefinin yönetiminde Türk ve ! Yunan bestecilerinin eserleri ile evrensel t eserlerin seslendirileceğini söyledi. • Kutsal simgelep ve t>205' • Kültür Senisi - Akbank Kültür Sanat Merkezi, Mimar Sinan Üniversitesi Seramik Bölümü Profesörü Beril Amlanmert'i konuk ediyor. Sanatçı, '5205' adı alhnda sergileyeceği yapıtlannda kutsal simgeler ile o simgelerin karşılıklan olan temalan kullamyor. Anılanmert, seçtiği simgeleri kendi yapıtlannda yalnızca birer motif olarak kullamrken, onlann bağlamlanyla ilgilenmiyor. Yarm saat 19.00'da Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde açılacak olan| '5205' sergisi, 14 Haziran'a kadar gezilebilir. : (0212 252 35 00-01) BUGUN • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ nde 20.00'de 'Fındıklaran' balesi.fö 212 251 56 00) M YTJLDIZ TEKNÎK ÜNTVERSrTESl ODıTORYıJMU nda 19.00'da '4. Gitar Günleri' kapsammda Hüsrev tsfendiyaroğlu ve Istanbul Gitar Trio konseri. (0 212 542 90 85) • SCHNEIDERTEMPEL SANAT MERKEZİ'nde 18.00'de 't. B. Singer Öykü Kitabı Tanıtımı'. Katılımcılar: Sema Bulutsuz, Robert Schüd, Summ Yavrucuk. Müzik. Cihat Aşkın. (0 212 249 01 50) • KOÇ ÜNTVERStTESİ RUMELİFENERt KAMPUSÜ'nda 'H. Tiyatro Günleri' kapsammda 17.00'de Yasemin Alkaya'nm kaülacağı söyleşi ve 19.30'da Istanbul Kültür Üniversitesi Tiyatro Daü'ndan 'Yanüşlıklar Komedyası' adlı oyun. (0 212 228 10 00) • EMEK StNEMASI'nda 'Yunanistan Sinema Günleri' kapsammda 12.00'de 'Toprak Kırmızıya Boyandı', 15.00'de 'Gülmeyen Taş', 18.30'da 'Şehrin Ucundan' ve21.30'da'AlexisZorbas'. f • YAPIKREDİ SERMET ÇtFTER SALO^fU'nda 1830da 'Yaşamöyküm: Tankj Minkari' adlı söyleşi. (0 212 252 47 00) i • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 19 30'da İstanbul Otanrik Türk Müziği Topluluğo'ndan 'Günümüz Fash' adlı konser. (0 212 232 98 30)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear