25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2003 PAZAR HABERLER Armç BingöTe gidiyon • ANKARA(AA.)- TBMM Başkanı Bülent Annç bıtgün Bingöl'e gıderek deprem bölgesinde inceleme-lerde bulunacaJc. TBMM Başkanlığı'ndan yapılan açıklama<la, Annç 'ın bu sabah Elazığ'a uçakla gideceği, oradan da karayoluyla Bingöl'e geçeceği bildirildi. Valiliği ziyaretinın ardından <leprem bölgesine- gidip yetkililerden bilgı alacak olan Anri'Ç, yann da Elazığ'da valilikve belediyeyi ziyaret edecek. Annç aynı gün Ankara'ya dönecek. SevindiPicihabep • BÎNGÖL(AA)- tstanbul Üniversitesi (1Ü) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Alptekin, Bingöl'de meydana gelen depreme tıeden olan fay hattının kuzey ve gûney kısımlannın daha önceki depremlerde kınldığını belirtti. Alptekin, "Fay hattının orta kısmının da bu depremde kınldığını tespit etmerye çalışıyoruz. Eğer bu depremde burası kınldıysa, fayın enerjisinin büyük bölümü boşalmış olur. Bu da nispeten rahatlatıcı bir haberdir. Ama bu deprem olmaz demek değildir" diye konuştu. Alptekin, "Bu deprem, fayın meydana getirebileceği büyüklükteydi" dedi. SSK, çalışmaya başladı • ANKARA(AA)- Depremde hasar gören SSK Bingöl Hastanesi'nde ameliyatlar dahil tüm hizmetlerin verilmeye başlandığı bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı' ndan yapılan açıklamaya göre, depremden etkilenmesine karşuı hastanede hasann agır olmadığı, hizmet vermesi bakımından bir sakınca olmadığını belirlendi. Düzce'den 200 konteynei 1 • DÜZCE(AA)-1" Ağustos ve 12 Kasıra 1999'da yaşanan deprem felaketinde evini kaybeden depremzeceler için Kanada'dan gönderilen 246 adet konteynerin 220'si Bingöl'e gönderildi. Düzce Valisi CengLz Bulut, "3 yıl önce bizlerin yaralannm sanlması için gelen konteynerleri Bingöl halkına gönderiyonu. Bingöllü kardeşleıimzin açıkta kalmaması içiı biz de elimizden geleni yapmaya çalışıyoru_z" dedi. Bingöfe yardım çağrısı • CENEVRE(AA|- Uluslararası Kızılhaçve Kızılay Dernekleri Federasyonu, Bingöl Je meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremin kurbanlan çin 1,33 milyon Eurolulc yardım çağnsmda bulundu. Yayımlanar bildiride, "Bu miktam, çadır, battaniye, ilaç. sahra mutfaklan içnc gıda satın alınması gi)i yardımlarda" kullanılacağı belirtilc. Nüfus cüzdanınnı banka cüzdanırrnı ölen babam Hüservn Dogan'ın emekzİ; cüzdanını ve sigortadan geleac aylıklann makbuzlannı kaybettim. Hükümsüzdür_ SADIKDOĞAf\ Her fırsatta yetkilileri uyaran uzmanlar, sorunun sistemde olduğunu söyledi Arpa boyuyol alınamadıÖZLEMGÜVEMLİ Büyük Marmara Depremi'nin ardın- dan ortaya çıkan acı tablo Türkiye'nin dep- reme ne kadar hazırlıksız olduğunu or- taya koymuşru. Depremin ardından "fay hatbnın kaç parçalı kınlacağından dep- remin ne zaman olacağına, IstanbuTda- ki mevcutbtnalann durumundan, afetyö- netinıi,enkazalündancanhkurtarmaya'' kadar çok şey konuşulmuş, tartışılmıştı. Ancak 17 Ağustos sonrası meydana ge- len her depremde başta kamu binalan olmak üzere pek çok yapının yıkılması, insanların ölmesı, yaralanması, bu acı- lardan ders almadığımızı ortaya koydu. Biz de fay taröşmalannı bir kenara bı- rakıp depremin Türkiye'de ortaya koydu- ğu toplumsal ve siyasal gerçeği, en kısa vadede deprem riskıne karşı hangi önlem- lerin alınması gerektiği konulannı ma- saya yatırdık. Türkiye'deki deprem gerçeğine karşı her firsatta yetkilileri uyaran ve yıllar geçmesine karşın bir arpa boyu yol alı- namamasını eleşriren uzmanlardan Bo- ğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasat- hanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr. Mustafa Erdik, ITÜ Ma- den Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şen- gör, TUBfTAK Marmara Araştırmalar Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Na- ci Görûr, BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmalan Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Aktar, ga- zetemiz yazan ve Bilim Teknık Eki Ge- nel Yayın Yönetmeni OrhanBursalı'nın da katılımıyla gerçekleşen söyleşide so- rulanmızı yanıtladılar. - Bingöl depreminde önceüklebir dev- let binası olan okulun yıkıhnasını nasıl de- ğerlendirivorsunuz? MUSTAFA ERDİK Bu depremi bu kadar önemli kı- lan bır okulun yıkılması oldu. Yurtlann ve okullann deprem şartnamesine göre diğer ya- pılardan yüzde 50 daha güç- lüyapüması gerekir. Çünkü bu yapılar aynı zamanda deprem- den sonra acıl bannma yerle- ri olarak düşünülür. 6.4'ten daha büyük bir depremde da- hi yıkılmaması gerekir. Okul- lar basit yapıya sahıptir, Bin- göl'deki depremde bu okulun neden yıkıldığını açıklamak mümkün değil, yıkılmaması gerekirdi. CELAL ŞENGÖR Yıkıl- mamakla kalmayıpbir "emni- yet vahasT olması gerekirdi. yetkin mühendis sayısı çok, işinde uzman insanlann tercih edilmesi gerekir. 'Yanlış uygulama slgortası' ŞENGÖR: Sorumlu, bilgili insan ye- tiştiremiyoruz. Dünyanın hiçbir yennde 4 yılda bir meslek öğrenilmez. Temel prensipler öğrenilir, ardından çıraklık sü- reci yaşanır. Oysa Türkiye'de üniversi- telerde ne temel prensipler öğretilebili- yor ne de çıraklık sistemimiz var. Çün- kü çırak yetiştirecek ustalanmız yok. Öz- denetim sistemimiz de çalışmıyor. Ne kadar yasa çıkanrsak çıkaralım bizim insanlanmız bunu uygulamamakta dire- niyor. - Türkiye'de Avrupaülkelerinin lOka- ü kadar müteahhit var. Bu müteahhit enflasyonunun önüne nasü geçilebilir? ERDİK: ABDdekı gıbı "Yanüş Uy- gulama Sigortası" getırilmelı. Halkla il- gili icraatyapan herkese bu sıgortanın uy- gulanması gerekir. Yapı Denetım Kanu- nu kapsamında Türkiye'de uygulanma- ya çalışıldı. L'ygulama zorluklarnedenıy- lehayatageçirilemedi. Türkiye'de "Ma- KMesuliyetSigortasrnı uygulayacak fir- ma neredeyse yoktu. Müteahhitlerin çok- luğu ya da siyasal tercıhı bır yana, önem- li olan, yapılan ışin kalıteli olması. - O zaman, çöken okul aynı zamanda bir sistem sorununu mu ortay koyuyor? ERDİK: Siyasal tercih ne olursa olsun ortaya çıkan bir sistem sorunudur. An- cak bundan sonra yapılacak yeni bina- Malzeme ve eleman sorunu ERDtK: Yıkılması inşa- atından kaynaklanıyor. O bol- gede kaliteli malzeme, kali- teli eleman sorunu var. Doğu Anadolu'da askeri binalar bi- le prefabrike yapılıyor. Böl- gede inşaat yapma süresi de mevsimsel nedenlerle çok kı- sa sürüyor. Türkiye genelin- de ise şartnamelere uyma- maktan kaynaklanan sorunlar yaşanıyor. Yapı Denetim Ya- sası'nın uygulanmasından so- runlar çıkıyor. Üstelik, kamu binalan bu yasa kapsamında bile dahil değil. Türkiye'de Naci Görür: îstanbul'u deprem tehlikesiyle baş başa bımkamayız Deprem ciddiye alınmıyor TÜBÎTAK Marmara Araşürmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Naci Görür de siyasal açıdan deprem gerçeğini ve alınması gereken önlemleri şöye anlattı: "Türkiye'de depremler maalesef depremden sonra konusuluyor. Hep yara sarmaya dönük stratejiler güdülüyor. Bu, bilgi toplumu olamayışımızın, biBme uzak duruşumuzun bir yansıması. Deprem sonrası konuşmak sağhkh değü. Deprem öncesinde konuşup gereğini vapmak en doğru yoL Onceden planlı programü, hedef kman toplum manûğuia sahip değiliz. Deprem, hem halk hem de sh asi iktidarlar nezdinde ciddiye alınmryor. Depreme karşı yapılacak her şey befli Ancak, deprem yabrunı iktidarlar nezdinde puan topkyan bir şey olarak görülmüyor. Depreme yaldaşun, işi özünden çözmeye değil, yara sarmaya dönük Türkiye gerektiğinde uluslararası kaynaklar bulabilryor. Deprem gflbi can güvenngini tehdit eden bir afet karşjsmda dış kaynak butanak işten bile değiL Bunu nüsyon haline getirmek gerekir. Prof. Dr. Naci Görür. Ancak bu misyonu yerine getirecek bir irade göremedim. Deprem zonlannda bulunan bütün yerleşim alanlaruun özel bir kanunla \önetilmesi gerekiyor. Bu böigeterde yerleşim, arazi kullanuıuyla iigüi bütün işjemkr özel yasa ile gerçekkştirilmeti ve denetienmeli, öncelikli olarak deprem güvenliği göz önüne alınmah. Deprem zonlan içinde yer alan ünh ersitelerde \erel deprem araştırma merkezleri kurulmaİL Deprem afet yönetimi ile ilgili araştırmalar yapm >erel yönetimlere bilgi vermeliler. halkı a> dınlaücı çabşmalar yürütmeiiler. Deprem bilgi bankalan kurulmah, deprem tehlike haritalan, risk haritalan, mikrobölgeieme haritalan yapılmah. Binalann da güvenliği kontrol edilmelL Yeni \apılar, deprem güvenliği göz önüne alınarak inşa edilmelL İstanbulun yapı stoku hiç iç açıcı değiL Yapılann yüzde 6O'ı kaçak. Istanbul'da "çürük zemin, çürük bina" olan yerler tahthe edilmelL tlle de kullanüacaksa bu binalar tamamen yenilenmeli. Devlet bu insanlara kredi vermeii, uydu kender ohışturmah. Bu alanlar başka amaçlarla kullanılnıaİL Afet \ önetimi, planlama önemli ama insanlann ölmemesi yaralanmaması için birincil önlem değildir. .Ancak Istanbul'da bunlann hiçbiri yapümadı. Deprem sonrasında bize obnazsa olmaz lazun olan okullann, hastanelerin, itfaiye binalannın ancak yüzde 15'i incdenebildL İstanbul gibi tarihi bir kenti deprem tehlikesiyle baş başa bırakamayız. İstanbul'un depreme karşı hazırlanması uluslararası bir proje haline getirümeK." • Bingöl depreminin Türkiye'nin ve dünyanın en iyi bilinen faylanndan birinde olduğunu, ama bölgede zemin etüt çalışmalannın durumunu bilmediklerini anlatan jeologlar, Türkiye'nin yaşanan acılardan ders çıkarmadığını kaydetti. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan uzmanlar, yapı denetiminin önemine dikkat çektiler. lann daha sağlam ve sağhklı yapıldığı- na ınanıyorum. Çünkü insanlar uyan- maya başladı. Toplumsal farkındalık oluştu. Ilan sayfalanndan satılık bina reklamlanna "yönetmeükli" ibaresi ar- tık yerleşti. Asıl sorun mevcut bina sto- ku. Blnadan ölü çıkmasın yeter - Peki bu menut bina stoku sorunu na- sıl çözülür? ERDtK: Önce depremde bu binalar- dan beklediğımiz performans kriterini or- taya koyalım. Binadan ölü çıkmaması bi- zim için yeterli olmalı. Ama devlet bi- nalan sağlam kalmalı ve bannma için kui- lanılabilmeli. Aynca okullann güçlendi- rilmesi daha kolaydır. Ve 3 ay kapalı olduğundan ye- teri kadar zaman vardır. Bın- göl'de yaşanan olay geliş- miş bir ülkede meydana gel- seydi valı, belediye başka- nı, baymdıriık bakanı isti- fa ederdi. - Yerbflimi acısuidan Tür- Idye'nin durumu nedir? ŞENGÖR: Bingöl dep- remi Türkiye'nin ve dün- yamn en iyi bilinen fayla- nndan birinde oldu. Ama 0 bölgede zemin etüt çalış- malan ne durumda bilmiyo- ruz. MTA 1 25000'lik ha- ritalan hazırlayamadı. Tür- kiye'nin kaliteli haritalara ihtiyacı var. İstanbul'un hâ- lâ jeoloji haritası yok. Bu- güne dek sadece eldeki bil- giler yorumlandı, yeni bir haritayapılmadı. Eldeki ha- ritalar büyük oranda taş tip- leri açısmdan doğru hari- talar. Ancak taşlar arasuıda- ki dokunaklar, ilişkiler, fay- lar, kı\Tim]ar açısından ye- terli değil. Türkiye'nin 1 '25000'likjeoloji bazının bilinmesi gerekiyor. ERDtK: Hiçbir harita- nın olmaması yanlış hari- taya sahip ohnaktan daha iyidir. istanbul'un kritik bir yerine inşaat yapabile- cek kadar bile bilgimiz yok aslında. Sürecek 'Çoban ülkesi' olarak anılan Bingöl, tarihi boyunca çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yaptı Aııadolıı ınııı yash kenti Bingöl BARIŞDOSTER Yıkımla geldi bir kent yine gündeme. Deprem uykuda yakaladı halkı. Malze- meden çalınarak yapılan binalar, en çok da yatılı ilköğretim okulundaki yoksul ço- cuklan vurdu. Ve dağlanyla bilinen Bin- göl'ün acısı, bir kez daha yürekleri dağ- ladı. Uygarlık kalıntılannın Hiritlere dek uzandığı Bingöl, I.Ö. 60 yılında Roma egemenhğine girdi. Aras Irmağı'nın doğ- duğu yer olarak bilinen Bingöl, acıyla, yasla değil, "Karakoyun", "KralKızı'', "ŞareileÇoban" gıbi söylencelerle anı- lan bir yöre oldu yüzyıllar boyunca. Ta- rihi boyunca "çoban ülkesi'' olma özel- liğini korudu. Kemalertin Kamu'nun "Bingöl Çobanlan" adlı şiiriyle, bu özel- liği ölümsüzleşti. Tuğrul Bey'e yar oldu Bingöl ve çevresi, I.Ö. 300Terden baş- layarak büyük göçlere ve kısa süreli yer- leşimJere ev sahipliği yaptı. Alenlerden Medlere, Friglerden Aramilere çok fark- h topluluklan ağu-ladı. Persler dönemi- ni de gördü, Aras Krallığı'nı da tamdı. Selçuklular döneminde TuğrulBey ta- rafindan ahnan Bingöl, bir süre Bizans'ın elinde kaldıktan sonra, Alparslan tarafin- dan geri ahndı. BeyHkler döneminde ba- tı bölümleri önceleri Mengüçler, daha sonra da Saltukoğullan'nca yönetildi. Selçuklulann taht kavgası başladığında, kent Moğollann eline geçti. Ermenl sorunu 15.yüzyıldabirsüre, UzunHasanve İran Şahı Ismail'in hâkimiyetinde kalan letlerin yerine vilayetler oluşrurulunca, Genç bölgesi nahiye olarak Diyarbekır vilayetinin Lice kazasına bağlandı, Bin- göl ili 1872 "de ilçe merkezi oldu ve Ça- pakçur adını alarak Mamurat-ül Aziz vi- layetinin Palu kazasına bağlandı. Bitlis, 1881 "de vilayet olunca Genç de Bitlis'e sancak olarak bağlandı. Savaşın hemen öncesinde, Bingöl, Er- meni nüfusun yoğun olduğu yerlerden- di. 1915'e gelindiğinde kentteki Erme- • Depremin uykuda yakaladığı Bingöl, t.Ö. 1300'lerden başlayarak büyük göçlere ve kısa süreli yerleşimlere ev sahipliği yaptı. Kentin çetin yaşam koşullan ve yoksulluk çemberini önemli ölçüde kırmasını sağlayan gelişmeler ise Cumhuriyet'le birlikte yaşandı. kent, Osmanlılann eline 1. Sefim döne- minde geçti. Erzurum vilayeti kurulduk- tan sonra Bingöl ve yöresi Erzurum'a bağlandı. 19. yüzyılda Bingöl, aşiret ça- hşmalan ve Emıenilerin örgütlenme gi- rişimleri dışında olaysız bir dönem ge- çirdi. Özellikle, 1891 'de II. Abdülha- mit'in kurduğu Hamidiye Alaylan'nın oluşturulmasından sonra, bölgedeki aşi- ret çatışmalan hızlandı. Bingöl birçok kez ayn vilayetlere bağlandı. TanzimatDönemi'nde, 1868'de eya- niler sürgüne yollanırken 1916'da Rus saldınlan nedeniyle halkın önemli bö- lümü Malatya ve Harput'a göç etti. Milliciler' Rusya'da 1917 Ekim Devrimi ile de- ğişen iktidarla, Rus birlikleri Anado- lu'dan çekılirken, Bingöl'de, Milli Mü- cadele'nin başlamasıyla birlikte Müda- faa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu. Kiğı, Ku- vayı Milliyecılerin güçlü olduğu yöreler- dendi ve Erzurum Kongresi çalışmala- nna da büyük destek verdi. 1920de "Hallo Ajaklanması'"nınya- şandığı Bingöl topraklan, 1925 'te Şeyh Said Isyanı'na tanık oldu. tsyanın ağır- lık merkezi Çapakçur, Solhan, Genç ve Kiğı idi. Ayaklanmanın bastınlmasm- dan sonra, Ismet Paşa Hükümeti, bütün silahlan toplattı. Ardından tüm aşiret re- isleri Ege'nin çeşitli yörelerine dağıtıl- dılarve ancak 1927'de çıkan aftanyarar- lanarak yörelerine dönebildiler. Cumhuriyet dönemi Aşiret yapılannın varlığım korumaya çalışmasına, çetin yaşam koşullarına ve yoksulluğa rağrnen bölge, tarihindekı en hızlı gelişmeyi Cumhuriyet'in ilk yılla- nnda yaşadı. 1936 yılında Bingöl il, Ça- pakçur ise merkez ilçe oldu. Günümüz- de bile yetennce kentleşmemış illerimiz- den olan Bingöl, şeyhlik kurumunun et- kisini hâlâ tam olarak kıramadı. Ve özel- likle sağ partiler tarafindan bu yapı hep kullanıldı. Ve Bingöl, Kamu'nun "Bin- göl Çobanlan" şiirinde betimlediği yaz- gıyı hâlâ kıramadı: "Okumayok,yazma yok, bilmeyiz eski, yeni / Kuzular bize sö>1er, vıllann geçtiğnü" PAZAR ORHAN BURSALI Isyan Haklı Hepimiz canlı yayın bir dramı, yüreklerimiz bu- rulmuş seyrediyoruz. Kameralar ve gözler, iki gün önceye kadar Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Böl- ge Okufu diye anılan moloz yığını üzerinde. 19 sa- niyede yassı kadayıf olmuş. Içinden canlı çıkartı- labilecek bebekler bekleniyor. O bir acı abidesi, bir çürümüş siyasi yönetim abidesi, birçürümüş Ba- yındırlık Bakanlığı abidesi, çürümüş sistem, siya- setçi ve bürokrat abidesi. Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu, çağrış- tırdıkları ile insanı derin nefret ve isyan duygulan- nın içine sürüklüyor. Bingöllülerin bu ortak duygularia sokağa dökü- lerek bu ortak nefret, kızgınlık vb. duygulannı açı- ğayurdukları belli. Üstelik deprem sabah 3.30'da olmuş, geceye kadar neredeyse 20 saat var, bu süre içinde insa- noğlu dünyanın çevresini turluyor, ama Bingöl'de çadııiar kurulamıyor. Deprem korkusu ve artçı sarsıntılar nedeniyle Bin- göl'de kimsenin evine giremeyeceği, çoluk çocuk sokakta geçireceği ve ilk elde başını bir çadırın al- tına sokmaktan başka da bir isteği olmayacağı bi- linemiyor mu? Bürokrat diyor ki, "Evi hasar gör- memiş olan da çadır istiyor"l Bir çadır yönetimini becerememiş bir sistemin her kademeden temsilcileri, bu isyan karşısında, hemen "tahrik var!" pozisyonunu aldılar. Şimdi "tahrik var" diye bağırmak sırası AKP'li- ler ve onu destekleyen basında! Kışkırtma olsa bile, isyan edecek bir durum ol- masa, halk isyan ettirilebilir mi? • • • Çürümüş ve ahlaksız sistemin yöneticileri, bu- güne kadarki bütün büyük felaketlerde, kurban halkın koyun gibi davranmasına alışkın. Bu nedenle şimdi şaşkın. Bundan önceki bütün depremlerde neredeyse hiçbir "suçlu" olmamış. Son 6 yıl içinde 130 okul binası yıkılmış, hesap soran, veren yok. Namussuz yap-satçının her yediği herzenin al- tında imzası ve göz yumması olan, mühendisin- den denetçisine, yap-satçısından belediyecisine ve devlete kadar uzanan zincirde, hiçbir halkadan hesap sorulmamış. Türkiye'nin iliğini emen soyguncu zinciri sapa- sağlam.. minik bir kınlma bile yok. Tam takım gö- rev başında! Sistem kendini aklayıp kollayıp yürüyor. Çeltiksuyu okulu faciasında sorumluluk silsile- si ortada... Ama adalet de yine ve herzamanki gi- bi enkazın mı altında? • • • Üç yıldır yazıyor, bağınyor, çağınyoruz millet ola- rak. Bütün okullar ve yurtlar denetlensin, güçlendi- rilsin, umutsuz binalarderhalyıkılsın, bunlaryapıl- madan içlerine öğrenci sokulmasın diye. Bağır bağırabildiğin kadar, sağır duvarlara çar- pıp geri dönüyor ses... Gerekirse öğretime bile bir yıl ara verilebilir... Deprem riski kapıda bekliyorsa, çocuklan yasal zorunluluk olarak ölüm binalannın içlerine tıkma- ya kimin hakkı olabilir? Pülümür'deki depremde ilköğretim okulu bina- sının hali görüldükten sonra, Milli Eğitim'in neden bütün bu binalarını sıkı bir denetimden geçirme- diği sorusunun muhataplan, şimdi hemen kalkıp hesap vermek durumunda değiller mi? • • • İsyan, evet tepeden tırnağa haklı. Ama bu yetmez. Deprem mühendisi Mustafa Erdik, kendisiyle yaptığımız söyleşi sırasında dile getirdi: Çeltiksu- yu İlköğretim Bölge Okulu'nun enkazı altında ço- cuğunu kaybeden her Bingöllü hemen tazminat da- vası açmalı. Her bir çocuk için birkaç yüz milyarlık hem de. Sadece tazminat davası değil.. Mağdur olanlar, kişi ve kurum olarak bütün so- rumlulann da yakasına yapışmalı.. Sonuç alamazsa, uluslararası mahkemede hak- kını aramalı. Ülkemizde halkın haklannı sonuna kadar savu- nacak güçlü bir avukatlık sistemi ne yazık ki yok. Bu savunma gelişmeyince, devlet de devlet ola- mıyor. Yaptığı her şey yanına kâr kalan çürük bir sistem karakterini değiştiremiyor. Bingöl, Türkiye için bir dönüm noktası olabilir. Yeter ki, kamuoyu olayın peşini bırakmasın. Halkın, haklan ve geleceği için örgütlenmekten, kıyasıya yasal mücadeleye atılmaktan ve kaderi- ni kendi eline almaya çalışmaktan başka çaresi yok. obursali@cumhuriyet.com.tr. Meclis raporu: Riskli binalan güçlendirin .4NK\RA (ANKA) - Marmara depreminden sonra kurulan Meclis Araştırma Komisyo- nu'nun üç yıl önce hazır- ladığı raporda, "Deprem riski bulunan bölgelerde kamu binalarmdanbaşia- yarak güçlendirmeveye- nileme çahşmalan yapıl- malı'' önerisinde bulundu- ğu belirlendi. Komisyon. şu önerilerde bulundu: •Afetriskiyüksekolan bölgelerden başlamak üzere mevcut yapı ve alt- yapılann afeder olmadan önce güçlendirilmesi ve yenilenmesi çahşmalan- na kamu binalanndan başlayarak önem veönce- Kk verümeli, yeterli ka\'- nakbulunarak uygulama projesi haarlanmalıdır. • Şehirplancıhğı, mı- marlık, inşaat,jeoloji, je- ofızik, makina ve elekt- rik mühendisliği gibi uz- manJık alanlannın yetki ve sorumluluklanm be- Mrleyen meslek yasalan çıkanlmalı, bu yasalar- da, meslek odalanna üye- lerini denetleme yetkısi verilmelidir. •tnşaat müteahhitie- ri odası kurularak müte- ahhitkr denedenmeMr. •İnşaat malzeme ve sistemleri akredite kuru- luşlar tarafindan sürekli denetienmeli, bunlara uy- mayanlar için cezai mü- eyyideler getirilmelidir. Raporda, "TürkK«'de yapılaşmalan etkili bi- çimde denetlevecek bir sistem, yapı ve meslek si- gortası, sertifikalı mü- hendislik gibi çağdaş u> - gulamalara geçflememiş- tir. İmaryasasındaki fen- ni mesulhfet sistemi ile ciddi bir yapı denetimi mümkün değildir" de- nildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear