25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2003 SALI HABERLER DÜTVYADA BUGUN ALİ SİR3IEN Dış Politikamız Ve Kırmızı Çizgileri Birsuredrdış politikamızda, çokciddi, zaman zaman çıKmaza saplanacakmış gibi görünen önemli sounlarla karşı karşıyayız. AB ite iltşkilerimiz, çok yönlü çıkmazlarla do- lu. Irak'ta tan bir düş kırıkl ığına uğramış durum- dayız, VVashington'a bakarsanız, kendilerini de soğuk duşjn altına soktuğumuz için artık ABD ile "stratejk ortaklık" da söz konusu değil; hat- ta aramızır şekerrenk olduğunu da söyleyebi- liriz. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, AB üyeliği kesin- leşti, adadaAn nan Planı çerçevesinde ya da her- hangi bir başka bir temel üzerinde çözüm bu- lunamamasının faturası da Oenktaş'a ve Tür- kiye'yeçıkarıldı; budurumdaöbürtemel ilişki- lerimizı de olumsuz etkiledi. Dış politikada "kırmızı çizgiler" olarak ilan et- tiğimiz. yari uyulmaması halinde harekete ge- çeceğimizi söylediğimiz ilkeler, şimdilik en azın- dan Irak'ta çiğnendi ve buna karşı hiçbir şey ya- pamadık. Medyamız ve siyasilerirniz bu durumdan kar- şı tarafı sorjmlu tutarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar her zaman olduğu gibi. Bunun hiçbir şeyi çözrnediğini görmek iste- miyorlar. Acaba karşı tarafa veya taraflara yönelttiğimiz her eleştiride haklı mıyız? • ••*• Yıllaryılı, terörörgütü olarak ilan ettiğimiz Al- manya'daki köktenci örgiitler için Alman yetki- lileri uyardığımızı, onların, bu başvurularımız karşısında ilgisiz kalmalannı basınımızda sert- çe eleştirdiğimizi unuttuk. Şimdi işbaşındaki iktidann bunların beşiği Mil- li Görüş'ü baştacı edip neredeyse devlet pro- tokolüne sokması üzerine, Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın nihayet terörist örgütler listesine aldığı kuruluşa yakın duran AKP'ye kuşkuyla bakmasını nasıl yadırgayabiliriz ki? Kuzey Irak'ta güçlü önemli bir Kürt varlığının ortaya çıkmasını Türkiye'nin harekete geçme ne- deni olarak gördük ve gösterdik. Peki bunu yaparken hiç düşündük mü, aca- ba Türkiye'nin kendi sınırları dışındaki oluşum- lara, bunlar doğrudan yakın bir tehlike oluştur- madığı takdirde, salt kötü örnek olur, bizim ra- hatımızı kaçırırır diye müdahale hakkımız olup olmadığını? ABD ile ilişkilerde, Bush yönetimine, önce her konuda geniş. destek verrne açısından büyük umutlar verdiğimiz yalan mı? Bu umutlardan sonra 2. tezkerenin geçme- mesinin karşı tarafta düş kırıklığı yaratmasına neden şaşırıyoruz ki? Kıbrıs'ta hiçbir açılım göstemniyor izlenimi ya- rattık. Sonra Denktaş Yeşil Hat'taki kapıları açtı, da- ha iki gün önce de Türkiye'nin garantörlüğünün sürmesi halinde birliklerin çekilmesi konusunu görüşebileceğimizi söyledi. Peki bu yaklaşım neden geç kaldı? • • • AB ile ilişkiler konusunda, neleri yapamaya- cağımızı kabul edemeyeceğimizi söylemek yan- lış değil. Ama buna karşılık neleri kabul edebileceği- mizi söyledik mi veya kabul edebileceğimizi söylediklerimizi yaptık mı? Garip bir dış politikamız var. Nelerin olama- yacağını söylüyor, ama nelerin olabileceğini, nelerönerebileceğimizi ortaya koymuyor, öner- diklerimizi de yaşama geçiremiyoruz. Artık salt "yurtta barış, dünyada barış" slo- ganına sarılarak dış politika yapamayız. Yirmi birinci yüzyılın, henüz tam belirginleş- memiş, yeni oluşumlarını algılamaya çalışmak, olumlu katkıları arttıracak yeni bir dış politikayı araştırmak yerine, sloganlara ve kale alınmayan kırmızı çizgilere bağlanmış bir dış politikayı yü- rütmek olanasızdır. Türkiye dış politikasını ve onun kırmızı çizgi- lerini her alanda yeniden gözden geçirmek du- rumundadır. Kimsenin kulak asmadığı kırmızı çizgileri ilan etmek ve onda ısrar etmek sonuç vermiyor da... Ozden: Iktidarpartisi demokrasi için tehdit Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi (CDP) İstanbul Ö Başkanhğı Bürosu önceki gün düzenienen törenle açıldı. Zincirükuyu'daki büronun açıhş törenine CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Özden ve çok sayıda partili katıldı. Özden törende yapüğı konuşmada, iktidann "laik cumhuriyet ve Atatürkçülüğe karşıtlığıyla, demokrasi için başhca tehdit ve tehlike" olduğunu belirterek "Başka krize gerek yok. En büyük kriz bu iktidardır" diye konuştu. Ozden sözierini şöyle sürdürdü: "Kadrolaşma planlan, emekiüik yasası, sorunJara yol açan af yasalan, kişisel amaçh anayasa değjşiküJderi ve öbür yağmalar yetnüyormuş gibi, orman yağmalanm olanakh kılan hukuka aykın anayasa değişiklikJeri, yanhş bakannk birieştirmeleri, yargıya ve Silahlı Kuvvetter'e sataşmaJar ve daha nicelerL Değiştirilmesinin önerilmesi bile olanaksız laikUk ilkcsini karalamak için başörtüsü yalanı ile sürdürülen sıkmabaş eylemleri, doğrultularının befirtisidir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni bu gerici iktidara karşı koruyacağız.'' Kadrolaşmasına REFAHYOL döneminin isimleriyle devam eden AKP, irticayı soruşturanlan ise sürüyor Sıra28 ŞubatbürokratlanndaMUSTAFA ÇAMR ANKARA -Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve yüksek yargı organ- lan başkanlan tarafından uyanlan AKP hükümeti, 28 Şubat sonrasın- da görevlerinden alman bürokratla- n yeniden devlet kadrolanna taşıyor. Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'de da- ire başkanlannın tamamına yakını görevden almırken Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğü'nde irtica soruştur- malan yürüten Başmüfettiş Mehmet Paçacı Kayseri'ye sürüldü. Ankara Su ve Kanalızasyon Idaresi Bilgi Iş- lem Dairesi Başkanı Yılmaz Kara- man, Başkent Elektrik Dağıtım AŞ, Genel Müdürlüğü'ne getirildi. AKP iktidannın göreve gelmesi- nın ardından atama ve görevden al- malann yoğun olarak yaşandığı ku- İÜ Rektörü Alemdaroğlu: Ulus devleti engellemeye çalışıyorlar • tÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu, 30 Mayıs'ta 550'nci kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan istanbul Üniversitesi'nin Türkiye'de çağdaşlıgın sembolü olduğunu söyledi. Alemdaroğlu, "Çağdaşlık Atatürkçülüktür. Atatürkçülük ise akılcılıktır, çağı yakalamaktır" dedi. EBRU ERDOĞAN Türkiye'nin en eski üniversitesi olan istanbul Üniversitesi (IÜ) 30 Mayıs'ta 550'nci kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Kutlamalara, dünyanın çeşitli ülkelerinden 21 'i rektörolmak üzere bakan, başkonsolos ve büyükelçiler katılacak. tÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, tÜ'nün Türkiye'de çağdaşlıgın sembolü olduğunu belirtti. TBMM Başkanı Bülent Annç'ın, tasarruf nedeniyle Avrupa Konseyi'nde Türkçe çeviri servisini kapatmasını eleştiren Alemdaroğlu, TBMM Başkanf nın böyle bir yetkisinin olmaması gerektiğini vurgulayarak Türkiye'nin ulus devlet olmasının engellenmeye çalışıldığıru bildirdi. Kutlamalann iki gün süreceğini kaydeden Alemdaroğlu, birinci gün konuk rektörlerin de kahlacağı, "21. YüzyıMa Üraverate" ve "Bizans ve Osmanh Küttürü" konulu iki forumun yapılacağını belirtti. Alemdaroğiu, ıkinci gün depremden sonra tamamen yenilenen ve "Bfliın ve Sanat Merkezi T> olarak adlandınlan Rektörlük binasının açılışırun yapılacağını ifade etti. lÜ'nün tarihini anlatan Prof. Alemdaroğlu, Fatih Sultan Mehmet'in istanbul'u fethinin hemen sonrasında Ayasofya'nın yanında bulunan ve papaz yetiştiren bir yeri, bilim kurumu haline gerirdiğini söyledi. Alemdaroğlu, üniversitenin 1933'te istanbul Üniversitesi adını aldığını harırlattı. Alemdaroğlu, 14 Mart 1827'de ise Tıp Fakültesi'rün açıldığını belirterek lÜ'yle birlikte çağdaş eğitimin başladığına dikkat çekti. tÜ'nün Türkiye'de çağdaşlıgın sembolü olduğuna işaret eden Alemdaroğlu, "Çağdaşhk Atatürkçülüktür. Atatürkçülük ise akılcılıktır. çağı yakalamaknr ve bu bir yaşanı biçimidir. Bugün TürkKe'de tarüşılan konu Atatürkçülük anlavışında bir yaşam biçimi ve karşıdevrimciliktir'' diye konuştu. • AKP iktidannın göreve gelmesinin ardından TEDAŞ'ın üst yönetim kadrosu tamamen değiştirildi. TEDAŞ'a bağlı müdürlüklerde 150'ye yakın personelin görev yerlerinde kaydırma yapıldı. BEDAŞ Genel Müdürlüğü'ne ASKl'den Yılmaz Karaman atandı. DSl'de irtica soruşturmalannı yürüten Başmüfettiş Mehmet Paçacı Kayseri'ye atandı. rumlardan birisi de TEDAŞ Genel ÖraerFanıkGültekmgetirildi. Mal- tim AŞ (TElAŞ) Genel Müdürlü- Müdürlüğü oldu. Atamalar kapsa- mında TEDAŞ'ta genel müdür yar- dımcılan ve daire başkanlannın ta- mamına yakını görevlerinden alı- nırken bölge müdürlüklerinde çalı- şan 150'ye yakın personelin de de- ğişik görevlere kaydınldığı bildiril- di. AKP hükümetiyle birlikte TEDAŞ Genel Müdürü Bülent Ülkü ile Ge- nel Müdür Yardımcılan BahaÜnlü, Hamit Ozkan ve Abdulkadir Gök- çen görevlerinden alındı. Genel mii- dürlüğe Haşim Keklik atanırken ge- nel müdür yardımcılıklanna da Fet- hi Bulut, Yaşar Elmas Bostancı ve zeme Yönetim Daıre Başkanlığf na Salim Kılavuz, Bilgi Işlem Daire Başkanlığı na Ahmet ÖzçeBk, Pro- je Tesis Daire Başkanlığı'na Nhazi Krvılcım, Hukuk Müşavirliği'ne Şev- ket Dinç, Eğitim Dairesi Başkanlı- ğı'na İrfan Doğan, Inşaat Dairesi Başkanlığı'na Mustafa Genç, Sağ- lık Müdürlüğü Başhekimliği'ne Emi- ne U\"ar, Personel Dairesi Başkan- lığı'na Bekir Sıtkı Aksoy atandı. Elektrik Üretim AŞ Genel Müdür- lüğü'ne Önder Piyade. Genel Mü- dür Yardımcılığı'na da Mehmet Ak- tepe getirildi. Türkiye Elektrik tle- ğü'ne İDıami Ozşahin atanırken Tür- kiye Elektrik Ticaret AŞ'ye (TE- TAŞ) de yeni genel müdür ve iki ge- nel müdür yardımcısı getirildi. Kapusuz'un akrabası BEDAŞ'a AKP hükümetiyle birlikte ASKİ Bilgi Işlem Dairesi Başkanı Yılmaz Karaman da BEDAŞ Genel Müdür- lüğü'ne atandı. BEDAŞ Genel Mü- dür Yardımcılığı'na getirilen tbra- him Kapusuz'un da AKP Grup Baş- kanvekili Salih Kapusuz un akraba- sı olduğu öğrenildi. DŞl'de de yoğun birkadrolaşma ya- şanıyor. Daha önce DSl Genel Mü- dürlüğü'ndeki irticai faaliyetlere iliş- ldn soruşturma yürüten müfettiş Meh- met Paçacı Kayseri'ye atandı. AKP hükümetinin atamalannda 28 Şubat döneminde görev yapan bürokratla- ra ağırlık vermesi de dikkat çekiyor. Barajlar Şube Müdürlüğü'ne getiri- len Ergin Era>man, REFAHYOL döneminde Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığı yapan Recai Kutan'ın danışmanlığını yapmıştı. Kutan döneminde DŞl Dış ilişki- ler Başmüşaviri olarak görev yapan, ancak daha sonra görevden alınan Hasan Özlü de aynı göreve getirildi. YeraJtı Şulan Daire Başkanlığı'na getirilen YılmazÜnlü de Kutan'ın dö- neminde Bursa Bölge Müdür Yardım- cısı olarak görev yapmış. ancak da- ha sonra görevden ahnmıştı. ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Kararname Köskten döndü PKK sempatizanını atamaya kalktılar HACER BOYAaOĞLL ANKARA-Hükümetın Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı Araşhrma ve Gelıştir- me Genel Müdürlüğü'ne, hakkında "PKK senıpati- zanı" olduğu yönünde is- tihbarat bilgisi bulunan Bü- lent Aras'ı getirmek için kararname hazırladığı öğ- renildi. Aras'ın kararna- mesi, güvenlik soruştur- ması uygun olmadığı ge- rekçesiyle Cumhurbaşkan- lığı tarafından iade edildi. Edinilen bilgiye göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bakanlığının birimleri arasında bulu- nan Araştırma ve Geliş- tirme Genel Müdürlüğü'ne Bülent Aras'ın atanması için kararname hazırladı. Cumhurbaşkanlığı'na da gönderilen kararname son- rasında, Bülent Aras'a iüş- kin güvenJik soruşturma- sı başlatıldı. Kars Emniyet Müdürlüğü tarafından Aras'la ilgili olarak hazır- lanan güvenlik raporu, 23 Ocak 2003 tarihinde ilgi- li birimlere gönderildi. Ra- porda, Aras'ın hakkında "PKKterörörgütü sempa- tizanı" olduğu yönünde istihban bilgi niteliğinde kayıtlann bulundugu kay- dedildi.Raporda, kısaca şu bilgilereyerverildi: "Ach geçen şahsın PKK terör örgütü sempatizanı olduğuna dair istihbari bilgi niteliğinde itişik kay - dının bulundugu, ancak Erzurum İdare Mahke- mesi'nin 22 Ekim 2002 ta- rih ve 2002/1482 esas \« 200261269 karar sayıh ila- mı ile ih'şik kay dının ipta- line karar verildiği, fakat 20 Ocak 2003 tarihinde Erzurum İdare Mahke- mesi'nin karannın iptaB için Damştay Başkanh- ğı'na temyiz da> ası açıldı- ğmdan iüşik kay dının ip- tali işleminin temyiz da- vasının sonucuna göre ya- pdacağı. şekiindeflişikkây- dı mevcutturr Davanın bu hafta açılması bekleniyor Siyasiler de neşter altına almacak 'Mllletvekili yakmları teskltala glremez' AKP'de örgüt içinde kadrolaşma yasak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SSK'ye iyileştirici rıbbı malzeme ahmındaki yolsuzluk- lara ilişkin başlatılan "Neşter" soruşturmasında sona gelinirken da\'anm bu hafta açılması bekle- niyor. 50'ye yakm sanığın yer alacağı iddianamede siyasilerin, sağlık politikalan üzerindeki olumsuz etkilerinin aynntılı ola- rak irdeleneceği belirtiliyor. Yak- laşık 1.5 yıllık süre içinde 7 SSK Genel Müdürü'nün değişmesi- nin alhnda yatan neden de de- ğerlendirilecek konulararasında bulunuyor. Soruşturma bilirkişisinin bile sanığı olduğu "Neşter" soruştur- masını yürütün DGM Savcısı Ömer Suha Aldan, yakiaşık 250 sayfahk iddianamesini tamam- larken son düzeltmeleri yapıyor. Aralannda medikal şirket sa- hiplerinin de bulundugu yakiaşık 50 saruk hakknıda. "rüşvet al- mak-vermek", "Uıaleye fesat ka- nşürmak", "çeteveçeteyeyardım- yatakhk", "dolandmcıhk" suç- lamasıyla dava açılacak. SSK hastanelerinin yıllık stend (da- mar kafesi) kullanımı irdelenir- ken 1998'de bın 500 adet, 1999 yılında 3 bin adet, 2000 yılında 5 bin 700,200 l'de 13 bin 700 kul- lanım görülürken soruşfurmanın başladığı 2002 yılında sayının 3 bin 700'e, gözaltı ve tutuİdama- lann başladığı 2003 yılının ılk 3 ayuıdada 100'edüşmesinin ne- denleri değerlendirilecek. ı I ! i f i I ı İ I ANKAR4(CumhuriyetBüro- su) -Bürokrasıde kadrolaşma ope- rasyonu gerçekleştiren AKP, bü- yük kongre sürecinde teşkilatla- nna "kadrolaşma yasağı" getir- di. Üctidar partisi, milletvekili ak- rabalannın teşkilat başkanı ya- pılmasını yasakladı. AKP Teşkilat Başkanlığı tara- fından il, ilçe ve belde başkanlık- lanna gönderilen genelgeye gö- re, milleuekillerinin ikinci dere- ceye kadar yakınlan ile kamuda işçi statüsünde çalışanlar teşkilat başkanlıklanna aday olamaya- cak. Partinin Merkez Yürütme Kurulu'nda alrnan karar doğrul- tusunda genelgeyle "MiDet\'ekil- lerinin ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımlan il ve ilçe başka- nı olamaz. Kamuda işçistatüsün- de çahşanlar il ilçe ve belde baş- kanı olamazlar" talimatı verildi. Parti yönetimi, milletvekillerinin gelecek yasama döneminde yer- lerini güvenceye almak için teş- kilatlara egemen ohnaya çalış- masını önlemek amacıyla bu yo- la başvurdu. Seçim bölgesindeki teşkilatı ele geçirme çabası milletvekille- ri arasrnda çekişmeye, kongre sü- recinde tabandan kopuşlara ve parti yönetiminde rahatsızlığa neden oluyor. Milletvekillerinin veya onlara yakın teşkilat yöneti- cilerinin istedikleri kesimleri üye, delege yazıp, rakiplerini tasfiye etmesi nedeniyle parti disiplin kuruluna şikâyet yağıyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr "Zavallı şaşkın çocuklar! Hiç er- kek insanı bahtiyar eder mi? Zehir- den şifa umulur mu? Sabırlı olup her şeyi hoş görürmüsün, işte bahtiyar- lık bu. Yoksa insan dünyaya geidiği- ne yüz bin kere pişman olur. Bir ke- re benim halimi dûşünün, acaba ne- ler çekiyorum? Paşanın zevki için nelere katlandım. Bakılıryüzüm var- ken, tırnağıma benzemeyen halayık- lan başıma çıkardı, huzurumu elim- den aldı. Senelerce ağladım, gözle- hminyaşını dindiremedim, saçlarım ağardı, yaşamaya tahammülüm kal- madı...Herşeylere boyun eğiyorvm." Bu satırlan Orhan Mithat'ın "Aşk Ihtiyacı" başlıklı romanından aldım. Romanın kanramanlanndan Osman- lı Sarayına yakın bir paşanın eşi, kız- lanyla konuşurken çektiği sıkıntılan di- le getiriyor. Erkek egemenliğini ve er- keğin hoyratlığını anlatan bu satırla- rın ne önemi olabilir diye sorabilirsi- niz. Anlatayım: Romanın yazarının adından anlaşıldığı kadarıyla bir er- kek olduğunu söyleyebiliriz. Kesin Orhan Mithat'ın 'Aşk İhtiyacı' erkektir diyememem, yazarın bilin- meyen kimliğiyle ilgili. Birerkeğin bu satırlan yazması da günümüzde ga- rip karşılanmayabilir. "AşkIhtiyacı" romanı bugün yazıl- mış bir roman değil. Berfin Yayınları tarafından yeniden basılan kitabın el- deki orijinali eski Türkçe harflerie 1924 yılında "Ikbal Kitaphanesi" sahibi Hü- seyin tarafından Cihan Biraderler matbaasına bastınlmış. Romanı Os- manlıcadan günümüz diline çeviren Ismet Nadir Atasoy, yazdığı girişte, Orhan Mithat'ın kim olduğunu öğre- nemediğini belirtiyor. Onun ulaşabildiği tek bilgi Orhan Mithat tarafından yazılmış bir başka kitaba ilişkin not. 1927 yılında Os- manlıca olarak İstanbul Suhulet Ki- tabevi'nden yayımlanan Refik Ah- met Sevengil'in "İstanbul Nasıl Eğ- leniyordu?" adlı kitabının son sayfa- lannda çıkan kitaplar listesinde Or- han Mithat'ın "Hıyanet" isimli bir ki- tabından söz ediliyor. Atasoy başka- ca bir bilgiye rastlayamadığını belir- tiyor. Ben de internette yaptığım arama- da Orhan Mithat'ın ismine bir yerde rastladım. Balıkesir Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün "Eyüp Incidi- zen Eski Harfli Bağış Kitaplar Kata- loğu"r\un 278. sırasında şu kayıtlaryer alıyordu: "Orhan Mithat, Genç ve Güzel, İstanbul 1334 (1918), Kader Matbaası, 123 sayfa." Orhan Mithat'a ilişkin bilgiler bun- dan ibaret. Belki başka bilenler var- dır. Belki takma addır. Bunların hiç- birisini bilmiyorum. Benim ilgimi çe- ken 1924 yılında bir erkek yazar ta- rafından kaleme alınmış bir roman- da, kadınların duygularının bu açık- lıkla ve bir anlamda erkek eleştirisi ya- parak dile getirilmesidir. Zaten romanın anateması da, gö- rücü usulüyle evlenmenin yol açtığı sıkıntılar. Evlenen taraflara yüklediği acılar. "Aşk Ihtiyacı" romanını merakla okudum. Bu merak biraz da o yıllar- da bilmediğimiz bir isim tarafından ya- zılan romana yansıyan o günlerin ha- vası, o günlerin Istanbul'u. örneğin romanın bir yerinde evin döşemesi- ne ilişkin şu sözler benim ilgimi çek- ti: "Yere parke taklidi muşamba ya- yılmıştı." Bugünü andırmıyor mu? Bugünü hiç yansıtmayan manza- ralardavarkitapta: "Saadet, mermer merdivenlerden indi. Araba konağın bahçe kapısında duruyordu. Araba- cı küçük hanımefendiyi görünce ara- badan indi, arabanın kapısını açtı. Saadet hanım arabaya girdi. Neşe- dil koştu hanımının karşısına otur- du. Iri beyaz atlar, içi mor atlas dö- şeli kupa arabasını tekerteklerin ku- lağa hoş geimeyen gürültüleriarasın- da koşturmaya başladılar. Araba uzaklaştıkça tekerleklerin sesi uzak- laşıyor, beygirlerin nallarından çıkan alışılmış sesler de uzaktan uzağa akisler yapıyordu... Araba Şişli'nin tenha ve tozlu yollanndan Kâğıtha- ne'yedoğruileriiyordu...Harbiye mek- tebinin önünden geçerken iri yapılı, kırmızı yüzlü, kaşı gözü dikkatleri üze- rine çekecek kadaryakışıklı bir deli- kanlıya baktı." ••• Bilinmeyenler insanın ilgisini çe- ker. Orhan Mithat kimdi çok merak ettim. Edebiyat uzmanlan belki de biliyordur. "Aşk Ihtiyacı" romanı ko- layca okunuyor. Belki de edebi açı- dan pek kıymetli sayılmayabilir. An- cak bir dönemin Istanbul'unu, bu kentte yaşayan kadınlan ve erkekle- ri anlartığı için ilgimi çekti. Orhan Mithat, romanın sonuna da şu satırlan düşmüştü: Şişli-1924 Or- han Mithat. Orhan Mithat acaba kimdi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear